16 yaş altına sosyal medya düzenlemesinin Meclis”e geleceği tarih belli oldu
Göktaş, Türkiye”yi temsilen katıldığı ve BM Genel Kurulu”ndan sonra en yüksek katılımlı BM etkinliği olan Kadının Statüsü Komisyonu toplantısının ardından değerlendirmelerde bulundu.Toplantıda ülke beyanını sunduklarını, kadını güçlendirmeye yönelik çalışmaları anlattıklarını, Filistin ve Suriye”de mücadele eden kadınların da sesi olmaya gayret ettiklerini ifade eden Göktaş, katıldıkları yan etkinliklerin yanı sıra çok sayıda ikili görüşme de gerçekleştirdiklerini belirtti.Kadınlarla ilgili çalışmaların ön plana çıktığı komisyon toplantısında Türkiye”nin ilan ettiği “Aile Yılı”nda kadına yönelik yapılan çalışmaları dünyaya anlatma imkanı bulduklarını dile getiren Göktaş, “Yaptığımız ikili görüşmelerde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan”ın liderliğinde gerçekleştirdiğimiz kadın, aile ve çocuk konularındaki politikalarımıza yoğun ilgi olduğunu gördük.” diye konuştu.Aile konusunun son dönemde çok gündemde olduğuna, ABD dahil birçok ülkenin gündeminde kadın, aile ve cinsiyetsizleştirme konularının yer aldığına dikkati çeken Göktaş, şunları söyledi:”Dünya genelinde doğurganlığın azaldığı, nüfusun yaşlandığı, demografik olarak farklılıkların yaşandığı bir dönemden geçiyoruz. Bazı ülkelerin yoğun nüfus artışının, bazı ülkelerin ise nüfusunda gerilemenin olduğu bir dönemi yaşıyoruz. Biz 2024-2028 Aile Eylem Planımız ile birlikte sağlıklı ailelerimizi güçlendirmeye yönelik çok önemli adımlar attık. Önümüzdeki dönemde de hem aileyi hem kadını hem de ailenin her bir ferdini güçlendirmeye yönelik çalışmalarımıza devam edeceğiz. Aile ve kadını birbirinin rakibi gibi gösteren anlayışı tamamen reddediyoruz. Bizler “kadın güçlüyse çocuklar, aile, toplum güçlü olur” inancıyla güçlü kadın, güçle aile, güçlü Türkiye anlayışı ile çalışmalarımıza devam ediyoruz.”16 yaş altındaki çocuklara sosyal medyanın sınırlandırılmasına yönelik çalışmalara ilişkin soru üzerine Göktaş, dijital bağımlılıkla mücadele konusunda önemli çalışmalar gerçekleştirdiklerini belirtti.Türkiye”de bu konuda yaşanan kaygıların benzerlerinin dünya genelinde yaşandığını ifade eden Göktaş, “Çocuklarımızı korumak için araştırmalarımızı yaptık, diğer ülkelerdeki uygulamaları inceledik. Çalıştaylar düzenledik akademisyenlerle, çocuklarla, ailelerle, sosyal medya platformlarının temsilcileriyle bir araya geldik. Bu kapsamda 13 yaşa kadar olan çocuklarımız için ayrı, 13-16 yaş grubunda olan çocuklarımız için de ayrı olmak üzere 2 aşamalı bir düzenleme hayata geçirmeyi planlıyoruz.” ifadelerini kullandı.Bu konuda sosyal medya platformları ve ailelere de önemli görevler düştüğünü belirten Göktaş, “Çalışmamızı son aşamaya getirip bu yıl içinde Meclisimize sunmayı planlıyoruz. Sosyal medya platformlarının da belli algoritmaları oluşturmaları, belli yükümlülükleri yerine getirmeleri gerekiyor. Bu düzenlemeler için onlara da belli bir süre vereceğiz. Dolayısıyla bir yıl içinde bu düzenlemeyi hayata geçirmeyi planlıyoruz.” diye konuştu.- AİLE VE GENÇLİK FONU”NDAKİ SON DURUMAile ve Gençlik Fonu”ndaki son duruma ilişkin soru üzerine Bakan Göktaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan”ın liderliğinde, Meclis”in desteğiyle hayata geçirdikleri uygulamaya yoğun ilginin olduğunu söyledi.İlk olarak deprem bölgesinde pilot olarak uygulanan ardından yurt geneline yayılan programın güzel sonuçlar vermeye başladığını ifade eden Göktaş, “Bugüne kadar 72 bin 38 başvurumuz var.” dedi.Program kapsamında eğitimler de verdiklerini hatırlatan Göktaş, “Daha fazla gencimizin fondan faydalanabilmesi için bazı kriterlerde esnetmeye yönelik çalışmamız devam ediyor. Önümüzdeki günlerde bunu kamuoyuyla paylaşacağız. Daha fazla gencimizin bu destekten faydalanmasını istiyoruz.” ifadelerini kullandı.- AİLE YILI KAPSAMINDAKİ ÇALIŞMALARAile Yılı kapsamındaki çalışmalara ilişkin soru üzerine Bakan Göktaş, aile kurumunun küresel çapta yoğun saldırı altında olduğuna dikkati çekti.Sağlıklı aileleri güçlendirmek, kriz dönemlerinde daha dirençli olmalarını sağlamak için önemli çalışmalara imza attıklarını dile getiren Göktaş, “Aile Yılı kapsamında küresel zararlı akımlarla mücadelemizi sürdürmek için belli başlı çalışmalarımız var. Ailelerimizi daha güçlü, dirençli kılmak için de bir farkındalık yılı olsun istedik. Bununla ilgili aile içi iletişim atölyeleri, ebeveyn okulu gibi çalışmalarımız var. Bununla birlikte doğurganlıkla ilgili çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Her il kendi dinamiklerine göre çalışmalar düzenliyor. Ailenin her bir ferdini güçlendirerek dirençli sağlıklı ailelere yönelik çalışmalarımıza hız kazandıracağız.” diye konuştu.- TURKEN FOUNDATİON”A ZİYARETÖte yandan Bakan Göktaş, Türkiye”yi temsilen katıldığı ve BM Genel Kurulu”ndan sonra en yüksek katılımlı BM etkinliği olan Kadının Statüsü Komisyonu toplantısının ardından çeşitli temaslarda da bulundu.Bu kapsamda Göktaş, ABD”nin New York şehrinde eğitim faaliyetleri gösteren TURKEN Foundation”ı ziyaret etti.Türkevi”nden çıkarak TURKEN Foundation”a geçen Bakan Göktaş, Vakıf Başkanı Behram Turan”dan çalışmalara ilişkin bilgi aldı.
Source: Www.star.com.tr
Son dakika | Bakan Göktaş detayları açıkladı: Sosyal medya düzenlemesinde son aşama! Uygulama nasıl olacak?
Son dakika haberi: Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Türkiye”yi temsilen katıldığı ve BM Genel Kurulu”ndan sonra en yüksek katılımlı BM etkinliği olan Kadının Statüsü Komisyonu toplantısının ardından değerlendirmelerde bulundu. Toplantıda ülke beyanını sunduklarını, kadını güçlendirmeye yönelik çalışmaları anlattıklarını, Filistin ve Suriye”de mücadele eden kadınların da sesi olmaya gayret ettiklerini ifade eden Göktaş, katıldıkları yan etkinliklerin yanı sıra çok sayıda ikili görüşme de gerçekleştirdiklerini belirtti. Kadınlarla ilgili çalışmaların ön plana çıktığı komisyon toplantısında Türkiye”nin ilan ettiği “Aile Yılı”nda kadına yönelik yapılan çalışmaları dünyaya anlatma imkanı bulduklarını dile getiren Göktaş, “Yaptığımız ikili görüşmelerde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan”ın liderliğinde gerçekleştirdiğimiz kadın, aile ve çocuk konularındaki politikalarımıza yoğun ilgi olduğunu gördük.” diye konuştu. Aile konusunun son dönemde çok gündemde olduğuna, ABD dahil birçok ülkenin gündeminde kadın, aile ve cinsiyetsizleştirme konularının yer aldığına dikkati çeken Göktaş, şunları söyledi: “Dünya genelinde doğurganlığın azaldığı, nüfusun yaşlandığı, demografik olarak farklılıkların yaşandığı bir dönemden geçiyoruz. Bazı ülkelerin yoğun nüfus artışının, bazı ülkelerin ise nüfusunda gerilemenin olduğu bir dönemi yaşıyoruz. Biz 2024-2028 Aile Eylem Planımız ile birlikte sağlıklı ailelerimizi güçlendirmeye yönelik çok önemli adımlar attık. Önümüzdeki dönemde de hem aileyi hem kadını hem de ailenin her bir ferdini güçlendirmeye yönelik çalışmalarımıza devam edeceğiz. Aile ve kadını birbirinin rakibi gibi gösteren anlayışı tamamen reddediyoruz. Bizler “kadın güçlüyse çocuklar, aile, toplum güçlü olur” inancıyla güçlü kadın, güçle aile, güçlü Türkiye anlayışı ile çalışmalarımıza devam ediyoruz.” SOSYAL MEDYA DÜZENLEMESİNDE SON AŞAMA 16 yaş altındaki çocuklara sosyal medyanın sınırlandırılmasına yönelik çalışmalara ilişkin soru üzerine Göktaş, dijital bağımlılıkla mücadele konusunda önemli çalışmalar gerçekleştirdiklerini belirtti. Türkiye”de bu konuda yaşanan kaygıların benzerlerinin dünya genelinde yaşandığını ifade eden Göktaş, “Çocuklarımızı korumak için araştırmalarımızı yaptık, diğer ülkelerdeki uygulamaları inceledik. Çalıştaylar düzenledik akademisyenlerle, çocuklarla, ailelerle, sosyal medya platformlarının temsilcileriyle bir araya geldik. Bu kapsamda 13 yaşa kadar olan çocuklarımız için ayrı, 13-16 yaş grubunda olan çocuklarımız için de ayrı olmak üzere 2 aşamalı bir düzenleme hayata geçirmeyi planlıyoruz.” ifadelerini kullandı. Bu konuda sosyal medya platformları ve ailelere de önemli görevler düştüğünü belirten Göktaş, “Çalışmamızı son aşamaya getirip bu yıl içinde Meclisimize sunmayı planlıyoruz. Sosyal medya platformlarının da belli algoritmaları oluşturmaları, belli yükümlülükleri yerine getirmeleri gerekiyor. Bu düzenlemeler için onlara da belli bir süre vereceğiz. Dolayısıyla bir yıl içinde bu düzenlemeyi hayata geçirmeyi planlıyoruz.” diye konuştu. AİLE VE GENÇLİK FONU”NDAKİ SON DURUM Aile ve Gençlik Fonu”ndaki son duruma ilişkin soru üzerine Bakan Göktaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan”ın liderliğinde, Meclis”in desteğiyle hayata geçirdikleri uygulamaya yoğun ilginin olduğunu söyledi. İlk olarak deprem bölgesinde pilot olarak uygulanan ardından yurt geneline yayılan programın güzel sonuçlar vermeye başladığını ifade eden Göktaş, “Bugüne kadar 72 bin 38 başvurumuz var.” dedi. Program kapsamında eğitimler de verdiklerini hatırlatan Göktaş, “Daha fazla gencimizin fondan faydalanabilmesi için bazı kriterlerde esnetmeye yönelik çalışmamız devam ediyor. Önümüzdeki günlerde bunu kamuoyuyla paylaşacağız. Daha fazla gencimizin bu destekten faydalanmasını istiyoruz.” ifadelerini kullandı. AİLE YILI KAPSAMINDAKİ ÇALIŞMALAR Aile Yılı kapsamındaki çalışmalara ilişkin soru üzerine Bakan Göktaş, aile kurumunun küresel çapta yoğun saldırı altında olduğuna dikkati çekti. Sağlıklı aileleri güçlendirmek, kriz dönemlerinde daha dirençli olmalarını sağlamak için önemli çalışmalara imza attıklarını dile getiren Göktaş, “Aile Yılı kapsamında küresel zararlı akımlarla mücadelemizi sürdürmek için belli başlı çalışmalarımız var. Ailelerimizi daha güçlü, dirençli kılmak için de bir farkındalık yılı olsun istedik. Bununla ilgili aile içi iletişim atölyeleri, ebeveyn okulu gibi çalışmalarımız var. Bununla birlikte doğurganlıkla ilgili çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Her il kendi dinamiklerine göre çalışmalar düzenliyor. Ailenin her bir ferdini güçlendirerek dirençli sağlıklı ailelere yönelik çalışmalarımıza hız kazandıracağız.” diye konuştu. TURKEN FOUNDATİON”A ZİYARET Öte yandan Bakan Göktaş, Türkiye”yi temsilen katıldığı ve BM Genel Kurulu”ndan sonra en yüksek katılımlı BM etkinliği olan Kadının Statüsü Komisyonu toplantısının ardından çeşitli temaslarda da bulundu. Bu kapsamda Göktaş, ABD”nin New York şehrinde eğitim faaliyetleri gösteren TURKEN Foundation”ı ziyaret etti. Türkevi”nden çıkarak TURKEN Foundation”a geçen Bakan Göktaş, Vakıf Başkanı Behram Turan”dan çalışmalara ilişkin bilgi aldı.
Source:
Dünyanın en uzun boylu kabilelerinden biri… Boyları ortalama 190 cm | Yaptıkları hareket sosyal medyada bir çığ gibi büyüyor… Zıplayarak boy uzar mı?
Doğu Afrika”da, özellikle Kenya ve Tanzanya”da yaşayan, ünlü bir yarı-göçebe etnik grup olan Maasai Kabilesi, parlak kırmızı giysileri, zengin kültürel gelenekleri ve ritüel halinde yıllardır yaptıkları zıplama hareketleri ile tanınan dünyanın en uzun boylu kabilelerden biri olarak kabul ediliyor. Boyları ortalama 190.5 cmMasai savaşçılarının bu geleneksek dansları sırasında eller yanda, kollar ve dizler hiç bükülmeden duruyor. Parmak uçlarında yere tam dik şekilde zıplayabildikleri kadar havaya zıplamaya çalışıyorlar. Ancak bu zıplama bizim bildiğimizden biraz daha farklı. Topuklar asla yere değmiyor parmak uçlarında zıplanması gerekiyor. Bu olağanüstü uzunluğun ardındaki sırrın, genetik faktörlerin yanı sıra uyguladıkları dikey sıçrama ritüellerinde yattığına inanılıyor. Plyometrik dikey sıçramalar sayesinde kemiklerinde mikro kırıklar oluşturan Maasailer, bu sayede kemiklerini güçlendirerek boylamsal büyümeyi sağlıyorlar.Son günlerde sosyal medyada mutlaka sizin de bu kabile üyelerinin zıplama hareketleri karşınıza çıkmıştır.Ellerinde çubukları ile yerden çok yükseğe zıplayan bu insanlardan ilham alarak aynı hareketi yapmaya çalışanlar, boyunu uzatmak isteyen çocuk ya da yetişkinlere bu hareketi yapmalarını tavsiye eden ‘Bu hareketi günde bir saat yapın boyunuz uzasın’ diye çok iddialı konuşan insanların postları “Gerçekten bunun bilimsel bir dayanağı var mı?” sorularını akla getiriyor. Böyle zıplayarak boy uzatmak gerçekten mümkün mü?Mikro kırıkların kemik gelişimi üzerindeki etkisi nedir?Bu hareket tehlikeli değil mi? Herhangi bir sakatlığa neden olabilir mi?Normal zıplamanın boy üzerinde bir etkisi var mı?Basketbol, voleybol gibi sporlar ya da ip atlama boy uzatır mı?Çocuk Ortopedi ve Travmatoloji uzmanı Doç. Dr. Ozan Ali Erdal viral olan bu videolar hakkında tüm sorularımızı yanıtladı ve çok değerli bilgilerini bizimle paylaştı. Gerçekten bu kabilenin böyle uzun boylu olmalarının altında bu hareketin etkisi olabilir mi?Bu konuyu ben de geçenlerde sosyal medyadaki paylaşımlarda gördüm ve üzerine kısa bir araştırma yaptım. Uluslararası düzeyde tüm tıbbi ve tıp ile ilişkili makalelerin yer aldığı PubMed’i incelediğimde bu konuyu destekleyen herhangi bir makaleye rastlamadım.Bahsi geçen kabilenin kendi kabile kültürüne göre belli bir insan topluluğu içinde çocuk sahibi olmaları nedeniyle, doğuştan gelen uzun boylu olma özelliğinin kuşaklar boyunca aktarılabilmesi ihtimalini tüm kabilenin uzun boylu olmasını ilk aşamada açıklayabilecek çok daha mantıklı bir sav olarak değerlendiriyorum.Ne çocuklarda ne de yetişkinlerde bu zıplama hareketinin herhangi bir faydası olacağını sanmıyorum.Bu şekilde oluşan mikro kırıklarla boy uzar mı?Plyometric vertical jump (tekrarlı dikey sıçrama) denilen egzersiz veya antrenman, sporcuların performans değerlendirmeleri için sıklıkla kullanılan bir yöntemdir. Pek çok çalışmada bu harekette çıkılan yüksekliğin veya gösterilen tekrar sayısı veya dayanıklılığın sporcunun yaşı, beceri düzeyi ve boyu da dahil olmak üzere fiziksel özellikleri ile ilişkisi üzerine durulmuştur ancak bu egzersizin boyu uzatması ile ilişkili hiçbir çalışma ile karşılaşmadım.Mikrokırıklar veya majör kırıkların kemik uzaması üzerine bazen olumlu bazen de olumsuz etkileri, çocukluk çağında yaşanan kırıklar sonrasında görülen bacaklar arasındaki boy farklılıklarında da karşımıza çıkmaktadır. Bazı durumlarda kemiklerde uzamanın yavaşlaması gözlenirken bazı durumlarda büyüme plaklarını aşırı aktifleşmesine bağlı diğer tarafa göre kırılıp iyileşen kemiğin hızlı uzayabildiğini biliyoruz. Ancak bu durum tedavi gerektiren kırıklar sonrası yaşandığı için boyun uzaması için başvurulabilecek bir yöntem olmamalıdır. Mikro kırıkların kemik gelişimi üzerindeki etkisi nedir? Bu tür kırıklar gerçekten kemiklerin boylamsal büyümesine katkıda bulunabilir mi?Olumsuz bir klinik durum olan mikro kırıkların kemiklerin gelişimi üzerine olumsuz etkilerini pek çok ortopedik sorunda görüyoruz. Bunların arasında özellikle kadın atletlerde görülen kaval kemiğindeki mikro kırıklar ve bunların seyrinin spor hayatını sekteye uğratması, kemik yoğunluğunda azalmaya yol açan hastalıklarda görülen mikro kırıkların kemiklerde deformitelere veya şekil bozukluklarına yol açması örnek verilebilir.Sosyal medyada bu hareket bir çığ gibi büyüyor ve boyunu uzatmak isteyenler bu zıplama hareketini uygulamak istiyor. Peki bu hareket tehlikeli değil mi? Herhangi bir sakatlığa neden olabilir mi? iskelet sistemleri (eklemler, kıkırdaklar vb.) üzerinde olumsuz etkileri olabilir mi?Kemiklerde mikro kırıklara yol açacak şeklide tekrar eden zorlamaların kemik gelişimine olumsuz etkileri bilinen birer gerçektir. Oluşan bir mikro kırık sonrası alçılama, yük vermeme veya bazen de cerrahi tespitler dışında bu durumun kontrol altına alınarak hiç sorunsuz kaynaması ve hatta kemiğin de uzamasına katkı sağlanması pek mümkün değil. Plyometrik sıçramalar gibi düzenli fiziksel aktiviteler kemik yoğunluğunu artırmada nasıl bir rol oynar? Uzun vadede kemik sağlığı açısından riskler yaratır mı?Bahsedilen antrenman şekli ve benzerleri kişilerin patlayıcı/kısa süreli güçlerini geliştirmek, zıplamalı sporlarda (voleybol, basketbol, gibi) zıplama etkinliğini arttırmak ve pek çok spor dalında sportif kondisyonun geliştirilmesinde kullanılıyor.Bu ve benzeri hareketlerin vücudun dinlenmesine izin veren ya da vücuda herhangi bir zarar vermeyecek şekilde tasarlanan sıklıklarla yapılmasının kemik gelişimi veya yoğunluğu üzerine de olumlu katkıları vardır. Ancak, mikro kırıklara yol açacak şekilde sık ve zorlayıcı şekilde yapılan bu ve benzeri hareketlerin faydadan ziyade zararı olur. Bu zıplama tekniğinden bağımsız normal zıplamanın boy uzaması üzerinde bir etkisi var mı? Kas kemik gelişimi için zıplamak iyi bir şey mi?Yeni yapılan çalışmaları da içeren araştırmamda zıplamanın boy uzaması üzerine olumlu bir etkisini gösteren bir çalışmaya rastlamadım. Ancak, düzenli sportif aktivitenin dengeli bir beslenme ile desteklendiğinde çocukların çoğunlukla genetik olarak belirlenen boylarına ulaşmasını ve hatta bir miktara geçmesini sapladığı da bilinen bir gerçektir.Burada düzenli aktivite ile ifade edilen her gün orta düzeyde kalp atış hızı ile yapılan, aralıklarla özellikle vücut ağırlığının kaldırılması ile yapılan ağırlık antrenmanlarının eklenmesiyle tamamlanan bir sportif aktivite rutininden bahsedilir. Gözden Kaçmasın “Zamanla boyu uzar” diye vakit kaybetmeyin! Kısa boyun tek nedeni ‘genler’ değil! Haberi görüntüle Basketbol, voleybol gibi sporlar ya da ip atlama gibi hareketler boyu uzatır mı? Bununla ilgili yapılmış araştırmalar var mı?Basketbol ve voleybol gibi sporlardaki uzun boyun avantajı bilinen bir gerçek olduğu için 12-13 yaşlarındaki çocukların alt yapı seçmelerinde ya da sportif branş belirlenmesinde genellikle çocuğun o yaştaki boyu, kemik yaşı ile anne ve baba boyları da hesaba katılır.Bunlar incelendiğinde çocuğun beklenen boyunun uzun olacağının anlaşılması sonrası çocuk bu bahsedilen sporlara yönlendirilir ya da çocuğun diğer değişkenlerin yanında alt yapıya seçilmesinde önemli bir etken olur.Basketbol ve voleybol gibi sporlarda sporcuların çok uzun boylu olmalarını altta yatan temel nedeni budur. Genetik alt yapıya düzenli ve herhangi bir kronik yaralanmaya yol açmayan spor, düzenli uyku; düzenli, dengeli ve kaliteli beslenme de eklendiğinde çocuk beklenen boyunu da kısmen aşabilmekte ve çok uzun boylu bir birey olarak sportif hayatına devam edebilir. Gözden Kaçmasın 100 bin dolar harcadı, 8 santim uzadı… 7 SORUDA boy uzatma ameliyatları! Haberi görüntüle Son olarak boy uzatma ameliyatlarında da benzer bir mekanizma mı var? Bu ameliyatlardan kısaca bahsedebilir misiniz?Bu ameliyatlarda kullanılan yöntem bacaklardaki uzun kemiklerin (femur ve tibia) özel yöntemlerle kesilerek aralarının yine özel bir yönteme/kurala bağlı kalarak açılması, bu sırada da aradaki boşluğun kırık iyileşme dokusunu ilk hali olan yumuşak bir doku ile dolmasını sağlanmasına dayanır.Uzatma durdurulduğunda ise bu kemik uçları arasındaki doku zamanla kemikleşmekte ve kemik normal yapısına dönmektedir. Kemik uçları arasını açılması işlemi bazen eksternal fiksatör uygulamaları bazen de motorize çiviler denen son teknoloji kendiliğinde uzayan çiviler vasıtasıyla yapılır. Uzatma tamamlanınca da tıpkı kırıklarda olduğu gibi bu arası aşılarak uzamış kemik tespit edilir ve aranın kemikleşmesi beklenir.Boy uzatma ameliyatları özellikle çeşitli nedenlere bağlı olarak boyu 140-145 cm’nin altında olan bireylerin gündelik yaşantılarını kolaylaştırmak için tasarlanıp uygulanmıştır. Zamanla estetik kaygılarla da toplum veya dünya ortalamasının altında boyu olan bireylerin de talep ettikleri bir işlem haline geldi ve uygulaması gittikçe yaygınlaştı.
Source: Sedef Batı