“Toplumsal Etkinlikler – Yerel Sesler ve Önemli Gelişmeler”

Dur yolcu!..

Tarihin akışını değiştiren şanlı 18 Mart 1915 Çanakkale Deniz Zaferi’nin 110. yıldönümü için yazı hazırlıkları yaparken ilginç bir durumla karşılaştım.

Zira Google arama motoruna girip “Çanakkale Şehitleri Abidesi’nin mimarı kim?” diye yazdığımda karşıma Feridun Kip adı çıktı.

Oysa ben bu görkemli anıtın mimari projesinin Mimar Doğan Erginbaş ve İsmail Utkular ile Mühendis Ertuğrul Barla’ya ait olduğunu biliyordum.

Bu durumda abidenin hazin öyküsünü, zafer gününü beklemeden bir kez daha anlatma gereğini duydum.

Çocukluğum Çanakkale’de geçti.

Tek katlı, beyaz badanalı, minicik evimiz kordonda, Hastane Bayırı’nın başladığı yerdeydi.

Bayırda, Boğazdan gelip geçenlerin rahatlıkla görebileceği büyüklükte 18 MART 1915, karşı kıyılardaki tepelerde de Necmettin Halil Onan’ın muhteşem “DUR YOLCU, BİLMEDEN GELİP BASTIĞIN BU TOPRAK, BİR DEVRİN BATTIĞI YERDİR” dizeleri yazılıydı. Yazının sol tarafına, şehitleri temsilen de elinde silahıyla Mehmetçik kabartması yapılmıştı.

Pencereden her bakışımızda onları görüyorduk.

Çok yakınımızda, İngiliz Mezarlıkları Müdürü Mr. Mellington oturuyordu.

Kentin en güzel yapısında yaşayan Mr. Mellington’un emrinde hizmetkarlar çalışıyor ve her yere lüks makam otomobiliyle gidiyordu.

Görevi, Çanakkale Savaşları’nda hayatını kaybeden ve büyük önder Atatürk’ün deyimiyle “Artık bizim evlatlarımız” olan İngiliz, Anzak ve Avustralyalı askerler için oluşturulan mezarlıklar ve anıtların bakımıyla ilgilenmekti.

İngiliz Milletler Topluluğunun yanı sıra Fransızlar’ın mezarlıkları ve anıtları da savaş sonrasında geciktirmeden inşa edilmişti.

Bahar aylarında rengarenk çiçeklerle donatılan bu bakımlı mezarlar, ressam fırçasından çıkmış birer tabloyu andırıyordu…

Peki bizimkiler?

Eşsiz kahramanlık destanını yazan, bir iddiaya göre 253 bin, Genelkurmay kayıtlarına göre ise 150 bini aşkın Mehmetçiğin anısına yapılan şehitlikler, anıtlar ve kitabeler?..

Onlar ne durumdaydı?

Onlar yoktu ki, ne durumda olduklarını anlatayım!..

Evet belki şaşıracaksınız ama, biz oradayken henüz ne bir şehitlik yapılmış, ne de kahramanların anısına bir anıt dikilmişti!..

Zaferi biz kazanmıştık ama anıtları mağluplar, yani İngiliz ve Fransızlar dikmişlerdi!..

Oysa Çanakkale Şehitleri Abidesi için 1944 yılında bir proje yarışması düzenlenmiş, Mimar Doğan Erginbaş ve İsmail Utkular ile Mühendis Ertuğrul Barla’nın imzalarını taşıyan eser birinciliği kazanmıştı.Temeli yarışmadan 10 yıl sonra, 1954 yılında atılabilen projenin, Çanakkale’den ayrıldığımız 1957’ye kadar sadece inşaat iskelesi kurulabilmişti!

Abide’nin beton dört ayağı ve çatısı, Milliyet Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni, basın şehidi Abdi İpekçi’nin açtığı kampanyada toplanan paralarla 1960 yılında tamamlandı.

Ve ne yazık ki, o tarihten sonra kaderiyle baş başa bırakıldı!

Taa 1995 yılına kadar…

Çanakkale’de yayımlanan Olay Gazetesi’nin sahibi Aynur Ganiler’in, Abide’nin hazin durumunu haber vermesi üzerine, o yıl mart ayında, projenin müelliflerinden Prof. Doğan Erginbaş’la birlikte Çanakkale’nin yolunu tuttuk.

Beton ayaklar ve su sızıntılarının derin çatlaklar oluşturduğu çatıdan ibaret Abide’yi görünce, yüreğim sızladı, o buz gibi havada içim yandı.

İhmal öylesine boyutlara ulaşmıştı ki bu anıtın niçin dikildiğini anlatan bir tabelanın konulması bile unutulmuştu!..

Hiç abartısız, projenin yüzde 90’ı eksikti!..

Abide acilen el atılmayı bekliyordu…

Savaşın üzerinden 80 yıl geçmiş olmasına karşın, destanı yazan kahramanların anısına, lafının bile edilmemesi gereken parayı harcamayı çok gören yönetimlerin eseri olan bu acıklı fotoğrafı, ARENA’da ekrana yansıttık…

Yayından sonra, dönemin Kültür Bakanlığı Müsteşarı, değerli bilim adamı Prof. Dr. Emre Kongar, Abide rölyeflerinin bakanlıkça yapılacağı ve bu amaçla bir yarışma açılacağı müjdesini verdi.

Prof. Haluk Şahin, ARENA ekibini temsilen yarışma jürisinde yer aldı.

Ancak araya Refahyol iktidarı girince proje Kültür Bakanı İsmail Kahraman tarafından askıya alındı.Refahyol sonrasında oluşan koalisyon hükümetinin Kültür Bakanı İstemihan Talay’ın desteği ve İstanbul Borsası Başkanı Osman Birsen’in maddi katkılarıyla Heykeltıraş Prof. Ferit Özşen, bugün ziyaretçilerin hayranlıkla seyrettiği ayaklardaki savaş sahnelerini yansıtan granit kabartmaları yaptı.

Abide nihayet tamamlanarak, 18 Mart 2005’te, Başbakan Erdoğan tarafından görkemli bir törenle açıldı.Ancak yine de bazı önemli eksikliklerle…

Örneğin savaş sahnelerinin canlandırıldığı heykellerin çoğu granit, mermer veya bronz yerine, plastik malzemeyle üretilmişti!

Projeye göre Abide’nin altında olması gereken Çanakkale Savaşları Müzesi ise izolasyon sorununun çözülememesi nedeniyle Kabatepe’ye taşınmıştı. (Başka eksiklikler de var ama ayrıntıya girmiyorum.)

ARENA’nın ısrarlı haberleriyle bu göz kamaştırıcı Abide’nin, zaferin 90. yılında bugünkü görünümüyle açılmasında, ayrıca yöredeki şehitliklerin ve diğer eserlerin inşasıyla tarihi yarımadanın adeta bir açıkhava müzesine dönüşmesinde katkıları bulunan herkese teşekkür ediyor, “Aziz şehitlerimiz için ne yapsak azdır” diyerek Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere tüm silah arkadaşlarını minnet ve rahmetle anıyorum.

Source: Uğur Dündar


1400 yıl önce Çin’e gitmişler

Modern dünyanın evcil kedilerinin uzun bir evcilleştirme ve ticaret sürecinin ürünü olduğunu belirten dergi, “Bu süreç yaklaşık 10 bin yıl önce günümüz Türkiye’sinde, Anadolu’da yaşayanların Yakındoğu yaban kedilerini evcilleştirmesi ve onlarla arkadaş olmasıyla başladı. Yaklaşık 7 bin yıl sonra bu dost kediler ticaret yoluyla Avrupa’ya yayıldı” diyor ve makaleye neden olan merakı aktarıyor: “Ancak bilim insanları uzun zamandır kedi dostlarının şu anda en popüler kentsel evcil hayvan olan Çin›e ne zaman ve nasıl geldiğini merak ediyordu.”Şimdi genetik testler sonucunda araştırmacılar evcil kedilerin Çin’e muhtemelen MS 600 civarında, yani Avrupa’ya girişlerinden 1500 yıl sonra geldiğini keşfetmişler.Çalışmaya göre kediler, Asya’yı Avrupa’ya bağlayan uzun ticaret ağı olan İpek Yolu üzerinde doğuya seyahat eden birçok varlıktan biriymiş.Çin’in bilinen en eski evcil kedisi 706-883 yılları arasında Tang Hanedanlığı döneminde Şanşi eyaletinin merkezinde yaşamış. Ve günümüzdeki çoğu Çin ev kedisi gibi kısa, tamamen beyaz ya da kısmen beyaz kürke, uzun kuyruğa sahipti. Ataları da muhtemelen Kazakistan’dan geliyordu.ÇİNLİ ELİTLERE HEDİYE EDİLİRDİMakalede görüşü olan Pekin Üniversitesi Genomik Çeşitlilik ve Evrim Laboratuvarı’nda baş araştırmacı olan Shu-Jin Luo, kedilerin Çin’e gelişiyle birlikte, batılı tüccarlar tarafından Çinli elitlere verilen hediyeler olarak çok popülerleştiğini, ve ‘değerli, egzotik evcil hayvanlar olarak kabul edildiklerini’ belirtiyor: “Eski Çinliler evlerine bir kedi getirdiklerinde özel dini ritüeller bile gerçekleştiriyor, onları sadece bir eşya olarak değil, onurlu misafirler olarak görüyorlardı. Kedilerin mesafeli ve sevecen arasında gidip gelen gizemli davranışları da onlara gizemli bir hava katıyordu.”Dönelim araştırmaya. 5 bin yıllık 14 Çin arkeolojik alanında ortaya çıkarılan 22 kedinin kalıntıları üzerinde yapılan analize göre incelenen iskeletlerin on dördü ev kedilerine aitti.Şimdi bu yeni çalışmada tüm ev kedileri klad IV-B adı verilen bir genetik imzayı paylaşıyor. Ortadoğu’da nadiren bulunmuş olsa da, klad IV-B daha önce Ortaçağ Kazakistan’ında, MS 775 ile 940 yılları arasında yaşamış bir kedinin kalıntılarında tespit edilmişti. Bu kedi, İpek Yolu üzerinde şimdiye kadar bulunan en eski ev kedisi olarak kayıtlara geçti.Bu durum da araştırmacıları, Çin’deki örneklerinin köklerinin Ortadoğu’ya dayandığına ve Çin’e antik ticaret yolu üzerinden ulaştığına inandırmış durumda. Bilim insanlarına göre daha önce bu konuda sadece spekülasyonlar vardı, şimdi bilimsel kanıta ulaşıldı. GENE HACKMAN’IN CESEDİ KÖPEKLERİ SAYESİNDE BULUNMUŞ Geçen haftanın en üzücü olaylarından biri Oscar ödüllü oyuncu Gene Hackman ve eşi piyanist Betsy Arakawa’nın köpekleriyle beraber ölü bulunmasıydı. Daha sonra tablo daha kötü hale geldi. Arakawa’nın hantavirüs nedeniyle yaşamını yitirdiği, Alzheimer olan Hackman’ın bir hafta sonra hayatını kaybettiği belli oldu.İtfaiye Şefi’nin verdiği bilgiye göre iki kişi evde aynı anda ölü bulundu. Eve gelen ekip önce Betsy Hackman’ı banyoda buluyor fakat 30 dakikalık arayışa rağmen Gene Hackman’ı bulamıyorlar.Fakat bu sırada çiftin hayatta kalan iki köpeği Bear ve Nikita, sürekli havlayarak arama ekibinin yanlarına gelip, farklı yöne doğru kaçıyorlar. Ve sonunda arama kurtarma ekibi köpeklerin “Bu tarafa gelin” demeye çalıştığını fark etti ve evin arka tarafında bulmaları zor olacak bir yerde Hackman’ın cansız bedenine ulaştılar. Serbest gezmeleri için arka kapının açık bırakılması Bear ve Nikita’nın hayatta kalmasını sağlamıştı. Çiftin diğer köpeği Zinna kafesinde yaşamını yitirmiş şekilde bulunmuştu. Köpeklerin sadakatine dair üzücü ama bu sadakati doğrulayan bir haber.OKUR FOTOSU ‘CEMAAT’İN AYRILMAZ PARÇASI Bursa’dan okurumuz Nejat Yahya, İstanbul’da Yeni Cami’de çektiği fotoğrafı paylaşmış. Notu da şöyle: “Valide Sultan Camisi’nde tadilat bittiği için merak ettim içeri girdim. Dolaşırken buranın müdavimi olan bu güzel ve akıllı kediyi gördüm. Kendisine ‘Cemaat’ adı verilmiş. Namaz kılanları taklit ettiği bile oluyormuş.” Kedilerin dokunulmazlığı ve onlara gösterilen sevginin güzel bir örneğini aktardığı için okurumuza teşekkürler. Kedicik ve okurumuza upuzun sağlıklı ömür diliyorum. Sizden de kedinizin, köpeğinizin fotoğrafını beklediğimizi ekleyelim.NOT: Kediniz ya da köpeğinizin fotoğrafını #dünyagüzeli etiketiyle ve Hürriyet’ten bahsederek sosyal medyada paylaşın ya da sdemirel@hurriyet.com.tr adresine mail atın, seçip paylaşalım…

Source: Serhat Demi̇rel


Bırak dağınık kalmasın!

Yılın ilk Ay tutulması dün gerçekleşti. Tutulma, Başak burcunda Satürn etkiliydi. Geçen hafta tutulmanın dünya ve Türkiye üzerindeki etkilerinden bahsetmiştim. Bu hafta bireysel olarak bizi nasıl etkileyecek, bunlara göz atalım. Zira tutulma ay sonuna kadar en güçlü etkilerini göstermeye devam edecek.Tutulma Başak burcunda gerçekleştiğinden burcun sembolize ettiği konular gündemimizde olacak. Başak burcu düzene sokma, temizleme, mükemmel hale getirme, analiz etme, eleştirme, hizmet etme, servis verme ve kontrol etmenin yanı sıra sadelik, hasat zamanı, plan ve düzen, sağlık, hijyen, çalışkan, titiz, araştırmacı, kural getiren gibi detaylarla ilişkilidir.Bu tutulma gündelik hayatımızda düzen ve organizasyon gerektiren konuları ön plana çıkarmaya hazırlanıyor. Başak enerjisi sağlık, iş ortamı, planlama ve sorumluluklara dair konuları titizlikle ele alır. Tutulma hayatımızla ilişkili olarak “Yararlı mı, işe yarıyor mu, bana ne katıyor” gibi soruları dürüstçe yanıtlamamızı ve gerekliyse bazı düzenlemeler yapmamızı isteyebilir.Sadeleşme zamanıEğer hayatımızda fazlasıyla hayalperest davrandığımız veya kontrolü bırakıp olayların akışına fazla güvendiğimiz noktalar varsa tutulmayla birlikte daha sorumlu ve planlı davranmamız gerektiğini fark edebiliriz. Yapmak istediğimiz ama sürekli ertelediğimiz projeler ya da benimsediğimiz alışkanlıklar mercek altına alınır.Başak burcundaki Ay tutulması günlük hayatımıza tam da düzen ve detaylar açısından güçlü bir ışık tutacak. Bu dönemde hayatımızın hangi alanlarında dağınıklık, belirsizlik ya da eksiklik varsa artık bunu görmezden gelmek mümkün olmayacak. Başak burcu düzen kurmak, sağlığımıza dikkat etmek, hayatımızı sadeleştirmekle ilgilidir. Bu tutulma döneminde “Artık şurayı düzeltmem lazım, bu ilişkiye bir çekidüzen vermeliyim, sağlığımla ilgili şu adımı atmalıyım” gibi cümleleri daha sık kurduğumuzu fark edebiliriz.Sırada iyi haberler…Ancak gökyüzündeki enerjiler pek de kolay değil. Tutulmanın Balık burcundaki Satürn’e olan karşıt açısı, duygusal olarak bizi biraz zorlayabilir. Bir taraftan mantıklı ve gerçekçi davranarak adımlar atmaya çalışırken diğer taraftan hayatın getirdiği sorumluluklar veya duygusal yüklerden bunalabiliriz. Özellikle ilişkilerde ve iş hayatında beklentilerimizin karşılanmadığını düşünebilir, kendimizi yalnız ya da yetersiz hissedebiliriz. Buradaki önemli mesaj, kendine gereğinden fazla yüklenmemek ve aşırı mükemmeliyetçi davranmamak. Çünkü Satürn, sınırlarımızı ve sorumluluklarımızı hatırlatırken bir yandan da yıpratabilir. Bu dönem duygusal olarak beslenmek de kolay olmayabilir. Kendimizi yalnız ve taleplerimiz karşılık görmüyor gibi hissedebiliriz.Ama iyi haber şu ki; tutulmaya eşlik eden Boğa burcundaki Uranüs’ün üçgen açısı bu süreci destekliyor. Bu, hayatımızda yenilik yapmamız gerektiğini vurgulayan, bizi cesaretlendiren bir enerji. Evet, belki biraz baskı ve sıkışıklık var ama bu aynı zamanda beklenmedik fırsatlar anlamına da geliyor. Hiç hesapta olmayan yeni teklifler, yaratıcı çözümler, farklı bakış açıları hayatı kolaylaştırabilir. Günlük yaşam rutininde veya çalışma biçiminde değişiklikler yaparak daha özgür hissedebiliriz. Maddi konularda sürpriz fırsatlar karşımıza çıkabilir ya da dijital ve yapay zekâyla ilgili konularda önemli işler gündeme gelebilir.Hem fiziksel hem de ruhsal anlamda detokslar yapmak için de ideal bir zaman. Ayrıca evimizde kullanmadığımız ne varsa başkalarına verme, bağışlama, gereksiz olanları ayrıştırma açısından oldukça verimli bir süreç.

Source: Dinçer Güner


Muhteşem şov

Galatasaray taraftarı, RAMS Park”ı Antalyaspor karşılaşmasında hınca hınç doldurdu. Tribünler 90 dakika boyunca hiç susmadan takıma destek verdi ve farkı galibiyetle de kendinden geçti. İki takım da maç başı seremonisinde 18 Mart Çanakkale Zaferi”ni unutmadı ve pankartlarla sahaya çıktı.

Source: Fotomaç


Biz dondurma yiyeceğiz diye Filistinliler bombalanamaz

İstanbul Ümraniye”deki Mehmet Ali Yılmaz İlkokulu öğrencilerinden Ömer Asaf Kar (10) okullarının bahçesine gelen siyonist sermayeli bir dondurma firmasının kamyonetine yapılan Gazze protestosunu başlatmış, bu sayede okul bu ürünleri boykot kararı almıştı. Sosyal medyaya düşen o ana ilişkin görüntülerin ardından Türkiye Diyanet Vakfı”nın (TDV) Uluslararası İyilik Ödülü”ne layık görülen Kar önceki akşamki törende ödülünü Erdoğan”ın elinden aldı. SABAH”a ödül töreni sonrası duygularını anlatan Kar, “Biz dondurma yiyeceğiz diye Filistinli kardeşlerimizin bombalanmasını istemedim. Okulumda boykot edilen firmaların olmasını istemediğim için arkadaşlarımla beraber bu eylemi yaptık. Yaptığım eylemin ödüllendirileceğini hiç düşünmemiştim. Ama artık daha çok arkadaşım buna dikkat ediyor. O yüzden kendimle gurur duyuyorum” dedi. Anne Mehbup Kar ise Ömer Asaf”ın boykot hassasiyetinin çok önceden geldiğini ve insanları bu konuda uyardığını söyleyerek “Biz ailesi olarak oğluma örnek olmak istedik ve evimize alışveriş yaparken boykot olmayan ürünlerden aldık. Bu da onda bir hassasiyet oluşturdu. Cumhurbaşkanımızın elinden böyle bir ödül alması annesi olarak beni çok duygulandırdı” diye konuştu.

Source: Rana Büyüktaş


Türk doktorlardan Gazzeli yaralılara ameliyat desteği

Gazze”de ameliyat desteği projesini uygulayan İHH, şu ana kadar 357 ameliyat gerçekleştirdi. Proje kapsamında, ameliyat imkânı bulamayan ve acil tedavi bekleyen binlerce Gazzelinin ameliyat edilmesi hedefleniyor. Projenin uygulandığı hastanede görev yapan gönüllü doktorlardan Prof. Dr. İbrahim Uygun, Gazze”nin çok ciddi desteğe ihtiyacı olduğunu belirterek, “İHH”nın büyük çadır kentler kurduğunu, klinik kurduğunu ve hastanelere çok büyük desteğini bizzat gördüm” dedi.

Source: Sabah


MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin sağlık durumu nasıl? Genel Başkan Yardımcısı Yönter açıkladı

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli 6 Şubat’ta kalp kapakçığı operasyonu geçirdi.
Bahçeli’nin sağlık durumuna ilişkin sosyal medyada spekülasyonlar yapılırken, MHP’den gelen açıklamalar Bahçeli’nin sağlık durumunun yerinde olduğu yolundaydı…

Bahçeli”nin sağlık durumu son olarak İstanbul Pendik”te partisinin kurduğu ramazan çadırını ziyaret eden MHP Genel Başkan Yardımcısı İzzet Ulvi Yönter”e soruldu.
İftar programının ardından basın mensuplarına açıklama yapan Yönter, Bahçeli”nin sağlık durumuna ilişkin soruya şu yanıtı verdi:
* Allah”a binlerce kez şükürler olsun, Genel Başkanımız son derece iyi. İnanıyoruz ki olabilecek en kısa zamanda da çalışmalarına başlayacaktır. Hamdolsun, Allah”a binlerce şükürler olsun, hiçbir sorunumuz yok.

Source: Dünya Gazetesi


Müsilaj nedeniyle av sezonunu erken kapattı

Çanakkale Boğazı ve Marmara Denizi”nde 2020 yılında görülen müsilaj, bu yıl da görülmeye başlandı.

Müsilaj etkisini artırması ile Çanakkale Boğazı”nda avlanan bazı balıkçılar, 15 Nisan”da kapanacak av sezonunu erkene çekti.

Müsilajın etkisini her geçen gün arttırdığını söyleyen DEM-BİR Çanakkale-Tekirdağ Bölge Birliği Başkanı Naci Karabiber, bazı balıkçıların müsilaj nedeniyle av sezonunu 1 ay erken kapattığını belirtti.

“AĞLARIMIZ PATLADI, EPEY BİR AĞIMIZ KAYIP”

Türkiye”de yasal olarak balık av sezonunun 1 Eylül”de başladığını söyleyen Naci Karabiber, “Müsilaj son günlerde çok yoğunlaştı, avcılığı imkansız hale getirdi. Sezonumuzu kapattık. Artık mücadele edilemez bir hale geldi. Çok fazla ağ kaybettik, çok fazla sistemimiz patladı. Sezonu erken kapattık. 1 Eylül”den itibaren denizde av bu yıl iyi oldu. Karadeniz”de palamut popülasyonu çok iyiydi. Sonrasında hamsi popülasyonu iyiydi. Kasımın sonundan itibaren müsilaj başlamasıyla peyderpey avcılık ve faaliyetlerimiz kısıtlandı. Artık mart ayı ile birlikte tamamen avcılık yapamaz hale geldik. En son dün gece Şarköy açıklarında bir av operasyonu yaptık. Ağı denizden alamadık, ağlarımız patladı, epey bir ağımız kayıp. Sonra dalgıç daldırıp topladık ağlarımızı. Pes ettik, bıraktık” diye konuştu.

“MARMARA DENİZİ ÖLÜYOR”

Karabiber, “Marmara Denizi”nde müsilajın 5 yıl veya 3 yıl üst üste olduğunu düşünün. Felaketin boyutlarını, ne kadar uçuk bir rakamlara ulaşacağını kimse tahmin edebiliyor mu? Marmara Denizi”nde sucul yaşam biter. Marmara”nın çevresinde hiçbir tane turizm sektörü, sanayi kuruluşu kalmaz. Marmara çöl olur. Adeta Marmara Denizi üzerinden yürüyerek geçilecek hale gelir. Müsilaj engellenebilir ama olduktan sonra müsilaj için yapılabilecek hiçbir şey yok. Bu açıdan, muhakkak akademisyenlerimizin ve Meclis”teki müsilaj komisyonunda yapılan çalışmaların acilen hayata geçirilmesi gerekiyor. Yoksa avcılığı geçtim, Akdeniz”de de avlanırız, Karadeniz”e de gideriz ama Marmara Denizi ölüyor, sucul yaşam bitiyor. Oksijen kalmadı. Çok daha büyük kötü sonuçlar doğacak. Her yıl artarak devam ediyor” dedi.

Source:


Kastamonulular Platformu Başkanı Haydar Çolakoğlu: Kastamonuluların sesini en güçlü şekilde duyuracağız!

Kastamonulular Platformu Başkanı Haydar Çolakoğlu, Kastamonulular Platformu”nun düzenlediği Büyük Kastamonu İftarı”nda konuştu. Haydar Çolakoğlu, “Bizler, böylesine şanlı bir geçmişin evlatları olarak, birlik ve beraberlik içinde hareket ettiğimiz sürece, siyasette, ticarette ve bürokraside Kastamonuluların sesini en güçlü şekilde duyuracağız!” ifadelerini kullandı. Haydar Çolakoğlu şunları kaydetti: GÖNÜLLÜLÜK ESASINA DAYALI BİR ŞEKİLDE FAALİYET GÖSTERİYORUZ Bizler, Kastamonu Platformu olarak; Kastamonulu sivil toplum kuruluşları, dernekler ve vakıflarla güçlü bir dayanışma içinde çalışarak siyasette, bürokraside ve ticarette Kastamonuluların en üst seviyede temsil edilmesini sağlamak amacıyla gönüllülük esasına dayalı bir şekilde faaliyet gösteriyoruz. Bugün, İstanbul”da ikinci büyük nüfusa sahip hemşehri topluluklarından biri olmamızın yanı sıra, Anadolu”da yaklaşık 700 bin Kastamonulu vatandaşımız yaşamaktadır. Biz Kastamonulular, tarih boyunca millî ve manevi değerlere bağlı, milliyetçi, muhafazakâr ve Cumhuriyetçi bir kimlik taşıdık. Tarih sayfalarını çevirdiğimizde, Osmanlı”dan Cumhuriyet”e uzanan süreçte Kastamonuluların ülkemizin kaderinde oynadığı kritik rolü açıkça görebiliriz. Özellikle Kurtuluş Savaşı”nda en fazla şehit veren illerden biri olarak, vatan uğruna destan yazmış bir şehirdir Kastamonu. Bu vatan için, cepheye gitmek isteyen ama “kadınları savaşa almazlar” diye erkek kılığına girerek mücadeleye katılan Halime Çavuş”un memleketidir Kastamonu! Bu vatan için, Çanakkale”de henüz 15 yaşında canını veren ve ardı ardına şehitler verdiği için tam iki yıl mezun veremeyen, Anadolu”nun ilk lisesi olan Abdurrahmanpaşa Lisesi”nin memleketidir Kastamonu! Bu vatan için, İstiklâl Madalyası ile onurlandırılan, Milli Mücadele”nin lojistik üssü olan, “Gözüm Sakarya”da, Dumlupınar”da, kulağım İnebolu”da” diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk”ün önemini bizzat vurguladığı İnebolu”nun memleketidir Kastamonu! Ve bu vatan için, soğuk kış günlerinde cephane taşırken canını feda eden, Türk kadınının cesaretini ve fedakârlığını simgeleyen Şehit Şerife Bacı”nın memleketidir Kastamonu! KASTAMONULULARIN SESİNİ EN GÜÇLÜ ŞEKİLDE DUYURACAĞIZ Bizler, böylesine şanlı bir geçmişin evlatları olarak, birlik ve beraberlik içinde hareket ettiğimiz sürece, siyasette, ticarette ve bürokraside Kastamonuluların sesini en güçlü şekilde duyuracağız! Kastamonu”dan İstanbul”a uzanan bu yolda, iki şehir, tek yürek diyerek, kardeşliğimizin, dayanışmamızın ve birliğimizin daim olmasını temenni ediyorum. Bu mübarek iftar sofrasında bizleri bir araya getiren Rabbime şükrediyor, katılımınız için hepinize teşekkür ediyorum. Hepinizi saygı, sevgi ve muhabbetle selamlıyorum. Ne mutlu Kastamonulu olana!

Source: Sabah


Nihayet beklenen gün geldi! Adem amca ile “Yaren” leyleğin 14 yıllık dostluğu

Adem Yılmaz”la kurduğu “dostluk hikayesi” ile tanınan Yaren, göç mevsiminde Avrupa Leylek Köyleri Birliği üyesi Eskikaraağaç”a ulaştı.Yaren leyleğin, göl manzaralı yuvasının bulunduğu mahallede balıkçı Yılmaz”ın kayığındaki “geleneksel” pozu, doğa ve yaban hayatı fotoğrafçısı Alper Tüydeş tarafından kayda alındı.Yılmaz, kayığına gelen Yaren”i ayakta karşıladı.Eşi Nazlı leylekle aynı yuvayı paylaşan Yaren, canlı kameralarla da yarenleylek.com adresinden 24 saat izlenebiliyor.- “ÇOK ŞÜKÜR YAREN”E KAVUŞTUM”Adem Yılmaz, AA muhabirine, günlerdir gözünün yollarda kaldığını söyledi.Eşi “Naz” leyleğin gelip, “Yaren” gelmeyince günlerdir tedirginlik yaşadığını belirten Yılmaz, şöyle konuştu:”Yaren genelde ay başında gelirdi. Bir türlü gelmeyince yolda başına bir şey geldiğini düşünerek bir haftayı üzüntülü geçirdim. Çok şükür Yaren”e kavuştum. Ağustos ayına kadar beraber olacağız. Onu doyuracağım. Mutlu bir hayat süreceğim. Sabah kayığıma geldi ve onun için getirdiğim balıkları yedi.”

Source: Www.star.com.tr


Görüntü Türkiye”den! Yaşlı adamın spor aletiyle yaptığını görenler hayretler içinde kaldı

İstanbul Fındıkzade”de bir parkta spor aletlerini kullanan yaşlı bir vatandaş, sergilediği çeviklik ve esneklikle görenleri hayrete düşürdü. Gençlere taş çıkaran hareketleriyle dikkat çeken vatandaş, parkta bulunanların ilgisini çekerken, sosyal medyada paylaşılan görüntüleri de kısa sürede büyük ilgi gördü. FORMUNUN SIRRI MERAK KONUSU Kullanıcılar, yaşlı adamın enerjisini ve formunu korumasını takdir ederken, bazıları da bu performansın sırrını merak etti.

Source: Haberler


SON DAKİKA: Tiktok fenomeni Meltem Menteşeli cinayetinde gözaltı sayısı 5 oldu! Dere kenarında saklanırken yakalandı!

Olay, 11 Mart saat 21.00 sıralarında Bozdoğan Hisar Mahallesi Kale mevkisinde meydana geldi. İddiaya göre, bir otomobilin yanında hareketsiz şekilde yatan kadını gören mahalle sakinleri durumu jandarma ve sağlık ekiplerine bildirdi. İhbar üzerine bölgeye gelen sağlık ekiplerinin yaptığı kontrolde, evli, 4 çocuk annesi olduğu öğrenilen Meltem Menteşeli”nin hayatını kaybettiği belirlendi. Olay yerinde yapılan incelemede 13 boş kovan bulunduğu öğrenildi. Menteşeli”nin cansız bedeni, savcının incelemesinin ardından İzmir Adli Tıp Kurumu”nun morguna kaldırıldı. Kadının bulunduğu yerdeki 45 AKK 504 plakalı otomobilin ise Meltem Menteşeli”nin kocasına ait olduğu belirlendi. EVDE BULUNAMAYAN MUTLU D. ARANIYORDU Olayla ilgili jandarma ekipleri geniş çaplı çalışma başlattı. Jandarma ekipleri, Meltem Menteşeli”nin eşi R.M. (40) ile T.A. (40), B.G. (38) ve F.Ö.”yü (42) gözaltına aldı. Evinde bulunamayan bir diğer şüpheli Mutlu D.”nin ise yakalanması için ise çalışma başlatıldı. Tiktok”ta 33 bin takipçisi bulunan Meltem Menteşeli”nin eşi ile birlikte ormanda ağaç kesim işleri yaparak geçimlerini sağladığı öğrenildi. 3 GÜN SONRA DERE KENARINDA YAKALANDI Öte yandan Aydın İl Jandarma Komutanlığı JASAT Timleri, kepçe operatörü olduğu öğrenilen ve 3 gündür aranan Mutlu D.”yi Bozdoğan”ın Yazıkent Mahallesi”nde dere kenarında saklandığı alanda yakalayıp, gözaltına alındı. Olayla ilgili soruşturma sürdürülüyor.

Source: Ceyhan Torlak


MHP”den Bahçeli”nin sağlık durumu hakkında açıklama: En kısa zamanda çalışmalarına başlayacak

MHP Genel Başkan Yardımcısı Yönter, partisinin Pendik ilçe teşkilatının Kurtköy”de kurduğu ramazan çadırı ziyaret ederek partililerle birlikte iftar yaptı.İftar programının ardından basın mensuplarına açıklama yapan Yönter, Pendik”in partisi için ayrı bir yeri olduğunu söyledi.Yönter, yolda MHP lideri Devlet Bahçeli”nin kendisini aradığını belirterek “Sayın Genel Başkanımız, Pendikli vatandaşlarımıza, dava arkadaşlarımıza, sizlere çok ama çok sevgilerini iletti, muhabbetlerini, başarı dileklerini iletti.” diye konuştu.”Cumhur İttifakı olarak Türk ve Türkiye Yüzyılı”nın ihyası ve inşası konusunda kararlıyız.” diyen Yönter, şunları söyledi:”Şu anda bir gönül seferberliği içerisinde, hasbi, samimi, cesur ve kararlı bir şekilde ufak tefek tartışmalara takılmadan, algı operasyonlarına yenilmeden, kurulmuş veya oynanan o oyun düzeneklerine aldırış etmeden, dosdoğru bir şekilde sıratı müstakim şekilde yolumuzda ilerliyoruz. Milletimizi Cumhur İttifakı olarak, her türlü sorunundan kurtarmanın ve bu sorunları çözmenin azmindeyiz, arayışındayız, amacındayız ve bunu başaracağız. Terörsüz bir Türkiye”yi hep birlikte inşa edeceğiz. Sayın Genel Başkanımızın çabası ve Sayın Cumhurbaşkanımızın çalışmaları bu yöndedir.”Yönter, Türk milletinin kenetlendiğini ve artık makus talihini yeneceğini ifade ederek “Türk milleti artık devasa bir musibetten kurtulacaktır. Bu musibet, terör musibetidir. Terör musibetini hayatımızdan tamamıyla kalıcı ve köklü olarak inşallah çıkarıyoruz. Bunu birlikte başaracağız.” diye konuştu.Terörle mücadelenin kararlı bir şekilde devam edeceğini ifade eden Yönter, şöyle devam etti:”Terör örgütü inanıyoruz ki çok kısa zaman içerisinde kongresini toplayıp kendisini feshedecektir, bunu bekliyoruz. 27 Şubat İmralı çağrısının gereğinin yapılmasını bekliyoruz. Bunun ortak geleceğimiz, istiklalimiz, milli varlığımız, düşmeyecek sancak ve bayrağımız adına tarihi önemde olduğunu değerlendiriyoruz. Kürt, Türk kardeştir, Alevi, Sünni kardeştir. Araya kim giriyorsa emperyalistlerin ücretsiz, provokatör ve casuslarıdır. Anlaşılan Türkiye”nin barış, huzur ve kardeşlik ikliminden ödü kopan, rahatsız olan, çekemeyen, kıskanan, ürperen ve ürken bir muhalefet partisi var ortada. Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye”nin terörden kurtuluşunu hazmedemiyor, bunu çekemiyor. Terörden nemalanan, bölücülükten geçinen bir kısım odaklar, Türkiye”nin muhteşem kalkışına, devin uyanışına, bu birlik beraberlik ve kardeşlik ruhuna tahammül edemiyor.”- “TEHDİT VE TEHLİKELERİ BERTARAF ETMEK İSTİYORUZ”İzzet Ulvi Yönter, milli birliği koruyacaklarını, gün geçtikçe daha kuvvetli hale getireceklerini belirterek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Devlet Bahçeli”nin el ele vererek Türkiye”nin tarihi bir sorununu ortadan kaldırmak için mücadele ettiğini söyledi.Kendilerine düşenin onların yolundan, izinden, kararlı adımlarla ilerlemek olduğunu belirten Yönter, “Biz, önümüzde herhangi bir şekilde açılmış tuzak, hendek, adı konulmamış mayın tarlası görmek istemiyoruz. Tehdit ve tehlikeleri bertaraf etmek istiyoruz.” dedi.Yönter, milletin sağda solda dedikodu yapan, fitne üretenlere itibar etmediğini, elinin tersiyle ittiğini ifade ederek “Onlar başka havadalar. Günübirlik ve çok kısır bir gündeme hapsolmuş durumdalar. Milliyetçi Hareket Partisi olarak onları ciddiye almıyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye”nin huzuruna, varlığına, geleceğine, Türkiye Cumhuriyeti”nin kuruluş ilkelerine, kurucu ruha, aziz Atatürk”ün mirasına saygı duymalı. Sözde değil, özde samimi, dürüst bir şekilde ve eğmeden bükmeden Türkiye”nin terörden kurtuluşuna, terör sorununun çözümüne yani terörsüz Türkiye”ye destek vermeli.” ifadelerini kullandı.Birlik, beraberlik ve kardeşlik vurgusu yapan Yönter, “Türk”le Kürt, etle tırnaktır. Türk”le Kürt bir milletin eşit, onurlu, şerefli fertleridir. Kürt”le Türk, Türk milletini oluşturmuş ve meydana getirmiştir. Türk milletinden taviz olmaz, Türkçemizden taviz olmaz. Türk kimliğinden taviz olmaz. Türkiye Cumhuriyeti var olacak, Aziz Atatürk”ün anıları yaşayacak. Biz, Aziz Atatürk”ü ruhunda yaşatan, ruhunda yaşatacak olan, her şeyiyle sahiplenen gerçek Atatürk sevdalılarıyız. Biz milliyetçi, ülkücü hareketiz. Türk milliyetçileriyiz ve Cumhur İttifakıyız.”Yönter, bir basın mensubunun Bahçeli”nin sağlık durumunun nasıl olduğuyla ilgili sorusuna, “Allah”a binlerce kez şükürler olsun, Genel Başkanımız son derece iyi. İnanıyoruz ki olabilecek en kısa zamanda da çalışmalarına başlayacaktır. Hamdolsun, Allah”a binlerce şükürler olsun, hiçbir sorunumuz yok.” yanıtını verdi.İftar programının ardından sohbet ettiği vatandaşların ramazan ayını tebrik eden Yönter, çocuklara elma şekeri dağıttı.MHP lideri Devlet Bahçeli”den “12 Mart” mesajıBahçeli”den Bakan Memişoğlu”na telefonMHP Lideri Bahçeli”den “Terörsüz Türkiye” mesajı: Kanlı musibetin sonu nihayet göründü

Source: Www.star.com.tr