“Cultural Chronicles: Celebrating Heritage, Milestones, and Global Festivities”

Çanakkale zaferi unutulmadı

Son dakika Fenerbahçe haberlerinden haberdar olmak için

Google News fotomac.com.tr”ye abone olun.

Maç öncesinde Çanakkale türküsü çalınırken, koreografi gösterisi gerçekleştirildi.

DİĞER Oyuncu Meriç Aral”dan hamilelik itirafı! ‘Nazardan korktuk sakladık’ Başkan Erdoğan”dan ABD Başkanı Donald Trump”a telefon!

Günün Spor Manşetleri
Tüm Manşetler

Source: Fotomaç


Yılın doğum günü ve detayları

KÜLTÜR ELÇİSİİş insanı Suzan Sabancı’nın Tarabya’daki yalısında gerçekleşen doğum günü New York’tan Marakeş’e, Londra’dan Miami’ye dünyanın dört bir yanından gelen yabancı iş insanlarının yoğun katılımıyla yapıldı.Açıkçası böylesine elit bir kitlenin uzun zamandır İstanbul’a bir etkinlik için geldiğini göremiyordum.Türkiye tanıtımını bir misyon haline getiren, bankacı kimliği yanında filantropist kimliğiyle de tanınan Suzan Sabancı, böylesine kıymetli bir kitleyi hafta sonu boyunca İstanbul’da ağırlayarak ülke turizmi adına kanımca ciddi bir katkı yapmış oldu.Caroline Koç – Atıl Kutoğlu – Nevbahar Koçİş ve cemiyet hayatının tüm hafta boyunca konuştuğu gecede Türkiye’den ise ünlü isimler vardı. Güler Sabancı, Ali-Nevbahar Koç, Caroline Koç, Bülent Eczacıbaşı, Mustafa Taviloğlu ve Leyla Alaton ilk gördüğüm iş dünyası isimleri arasındaydı.Sanat dünyasından ise Kenan Doğulu, Beren Saat ve Teoman yalıya girişte ilk karşılaştığım sanatçılardandı. Yalının verandasının üstü kapatılarak şık bir etkinlik alanına çevrildiği partiye birçok davetli tekneyle katıldı.Atıl Kutoğlu – Suzan SabancıKADİFE KAPLI DUVARLAR VE ZİYAFETTürkiye’de smokin giyilmesinin belirtildiği davetlere yine de en az birkaç kişinin ısrarla takım elbiseyle geldiğine muhakkak şahit oluruz. Suzan Sabancı’nın doğum günü partisi ise Oscar törenlerinin şıklığını aratmayacak nitelikteydi. Türk ve yabancı erkekler istisnasız smokinliydi.Gecenin ikramlarını ise ünlü İtalyan şef Carlo Bernardini hazırladı.Yalının kırmızı kadife kaplı duvarları olan yemek salonundaki büfede sunulan yemekler gümüş çanaklarda ikram edildi.Doğum günü pastasının kesilmesinden sonra ise aynı dev masa 12 farklı tatlının sunulduğu bir tatlı büfesine dönüştürüldü.Özellikle Türk baklava ve geleneksel tatlılarının çeşitliliği konukları hayran bıraktı. Gecede yabancı konuklar marulda çiğköfte ve dürüm Adana gibi Türk lezzetlerini beğendi. Kısacası yemekler dahi Suzan Sabancı’nın Türk kültürüne olan bağlılığı ve tanıtma arzusunun göstergesiydi diyebilirim. Ne diyebilirim. İyi ki doğdun Suzan Sabancı!TELEFONSUZ BİR AKŞAM Açıkçası Sabancı’nın doğum günü partisinin en çok hoşuma giden bir diğer tarafı yüzlerce davetliden hemen hemen hiç kimsenin gece boyunca telefonuyla ne fotoğraf ne de video çekmesi oldu.Kendi köşesinde yakın arkadaşlarıyla fotoğraf çekenler dışında ortalıkta cep telefonuyla umarsızca dolaşan kişileri görmemek bulunduğumuz partinin kalitesini yansıtan emarelerdendi.

Source: Arda Sayıner


Chicago”da Aziz Patrick Günü”nde nehir yeşile boyandı

ABD”de her sene en renkli Aziz Patrick Günü etkinliklerine ev sahipliği yapan Chicago”da bu gelenek bu yıl da bozulmadı.

Binlerce Chicagolu sabahın erken saatlerinden itibaren Aziz Patrick Günü etkinlikleri için yeşil renkli kıyafet ve kostümleriyle sokakları doldurdu.

Kentteki ilk etkinlik olan Chicago Nehri”nin boyanmasına yerel saatle 10.00 sıralarında başlandı. Doğaya zarar vermeyen, formülü gizli tutulan madde nehirde dolaşan botlardan suya bırakıldı.

Chicago”da günün en büyük ikinci etkinliği ise binlerce kişinin katılımıyla gerçekleştirilen geleneksel yürüyüş oldu.

Her yıl 17 Mart”ta kutlanan Aziz Patrick Günü, İrlanda”nın koruyucu azizi Aziz Patrick”in anısını yaşatmak amacıyla düzenleniyor. 5. yüzyılda Hristiyanlığı İrlanda”ya getirdiği kabul edilen Aziz Patrick, ülkenin dini ve kültürel kimliğinde önemli bir figür olarak kabul ediliyor.

Başlangıçta dini bir bayram olarak ortaya çıkan Aziz Patrick Günü, zamanla İrlanda kültürünün ve mirasının kutlandığı etkinliğe dönüştü.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


İstanbul’da Büyük Kastamonu İftarı düzenlendi

Kastamonulular Platformu tarafından İstanbul Etiler”de “Büyük Kastamonu İftarı” düzenlendi. Başkanlığını Haydar Çolakoğlu”nun yaptığı platformun organize ettiği programa, siyaset, sanat, iş ve spor dünyasından yaklaşık 700 kişi katıldı. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Celal Adan ve Kastamonu Milletvekili Halil Uluay”ın da yer aldığı program, Kur”an-ı Kerim tilaveti ile başladı. “BATI KARADENİZ”DE BİRLİK VE BERABERLİĞİ ARTTIRMAK İSTİYORUZ” Açılış konuşmasını yapan Kastamonulular Platformu Başkanı Haydar Çolakoğlu, platformun faaliyetlerini özetleyerek, Kastamonulular arasında birlik ve beraberlik oluşturmayı amaçladıklarını vurguladı. Çolakoğlu, “Biz Kastamonulular arasında birlik beraberlik oluşturma amacıyla kardeşlik köprüleri oluşturma amacıyla Kastamonu”nun dışarıya ve dış dünyaya uluslararası ilişkilere sirayet eden yüzü olarak her daim Kastamonu”nun tanıtımını yapmaya birlik beraberlik kardeşlik köprüleri kurmak üzere çalışan bir hemşeri topluluğuyuz. Kastamonu”da nüfusumuz bizim az 350.000 nüfusumuz var sadece 3 milletvekilimiz var. Fakat İstanbul genelinde 2.000.000 hemşerimiz ile İstanbul”daki ikinci en kalabalık hemşeri grubuyuz Ankara”da 350.000 hemşeri ile yine ilk beşteyiz.” Çolakoğlu, platformun üç temel amaca odaklandığını belirterek, “Biz platform olarak 3 ana unsura çok önem veriyoruz. Bir Kastamonu”nun temsili bu her yerde temsili siyasette, sanatta, ticarette, akademyada, sporda her faaliyette Kastamonuluların temsili ve sadece Kastamonuluların değil Kastamonu”nun tarihi gönül coğrafyasıyla beraber Sinop”tan Üsküdar”a kadar Kastamonu”nun temsille ilgili faaliyetlerimizi yürütüyoruz. İki Kastamonu”nun ekonomik faaliyetleriyle alakalı Kastamonulular daha fazla ekonomik faaliyette bulunsunlar Sinop”tan Kastamonu”ya olan bölge daha fazla ekonomik faaliyette bulunsun. İstanbul”daki 2 buçuk milyon Kastamonulu daha fazla faaliyette bulunsun, daha fazla vergi ödesinler, daha fazla hayır hasenat yapsın istiyoruz. Üç Batı Karadeniz”de birlik beraberliği arttırmak istiyoruz, Batı Karadeniz”de birlik beraberliği arttırmak çok önemli çünkü halka halka gidiyoruz önce Kastamonu sonra Batı Karadeniz sonra Karadeniz”in tamamı sonra Ankara ile beraber komşu illerimiz, onunla beraber diğer Türkiye”nin genelinde kardeş kuruluşlarımız ve böyle böyle Türkiye içerisinde birlik beraberliği arttırmak istiyoruz ana hedefimiz de zaten budur” dedi. “KASTAMONU TÜRKİYE”NİN ÇİMENTOSUDUR” Programda konuşan TBMM Başkan Vekili Celal Adan ise Kastamonuluların birlik içinde hareket etmesini memnuniyetle karşıladığını belirtti. Adan, “Bir gazete çıkarmış olsak bize de deseler ki Kastamonu ile ilgili bir başlık atacaksın diye sorsalar benim vereceğim başlık şu olur “Kastamonu Türkiye”nin çimentosudur.” İstanbul”da vilayetine en çok sahip çıkan illerden bir tanesi Kastamonu”dur onun önderi de Sudi Topal”dır. Devletin kasasında gözü olmayan, yetimin parasında gözü olmayan, onurlu yaşamayı kendisine hedef seçmiş güzel bir toplulukla karşı karşıyayım Cenabı Allah”a şükürler olsun ki bu mübarek Ramazan akşamı bir araya gelmemize vesile oldunuz Allah”a çok şükür böyle bir sofrada bulunduğum için de mutluyum. Türkiye kendi meselelerini Avrupa”da yazılan senaryolarla değil, okyanus ötesinde yazılan senaryolarla değil biz kendi hikayemizi yazacağız. 50 yıldır devam eden terör konusunda gerçekten Yesevi”nin sesini Mevlana”nın nefesini adeta buradan güç alarak bir kardeşlik destanı yazılıyor bugün ülkemizde. Silah bırakılacak kimse bu ülkenin insanlarını taşeron olarak kullanamayacak dolayısıyla net bir şekilde ifade etmek isterim ki bugün Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan”ın, Milliyetçi Hareket Partimizin çok değerli Genel Başkanı Devlet Bahçeli Bey”in sizden güç alarak bir sürü meseleyi çözdüklerini şahit oluyoruz. Kendi problemimizi de biz birbirimizden güç alarak çözeceğiz hiç kimseye ihtiyacımız yok bugün Türkiye dünden daha güçlüdür ve Türkiye”nin menfaatleri konusunda iş adamlarımız, bürokrasimiz, üniversitelerimiz çok büyük bir güç oluşturmuş durumda dolayısıyla bu güzel Ramazan akşamının milletimizin birliğine devletimizin yüceliğine vesile olmasını diliyorum.

Source: Sabah


Göbeklitepe Roma”da rekor kırdı

Roma’daki Kolezyum Arkeolojik Parkı, Göbeklitepe’yi keşfetmek isteyen ziyaretçileri büyüleyici bir yolculuğa çıkarmaya devam ediyor. resim#1234298# İtalya’nın en önemli kültürel mekânlarından biri olan Kolezyum, insanlık tarihinin en eski anıtsal yapısı Göbeklitepe’yi ağırlayarak medeniyetin doğuşuna dair eşsiz bir deneyim sunuyor. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, serginin büyük başarısını sosyal medya hesabından şu sözlerle duyurdu: Göbeklitepe’nin eşsiz tarihini Roma’nın kalbinde yeniden canlandırdık! Medeniyetin sıfır noktası Göbeklitepe, Roma’nın kalbi Kolezyum’da dünya ile buluşuyor! Göbeklitepe: Kutsal Bir Yerin Gizemi sergisi, açıldığı günden bu yana 5 milyon ziyaretçiyi ağırlayarak büyük ilgi gördü. UNESCO Dünya Mirası olan Göbeklitepe’nin 11.000 yıllık gizemi, anıtsal sütunların replikaları ve sanal turlarla ziyaretçileri büyülemeye devam ediyor. İnsanlık tarihine ışık tutan bu eşsiz sergi, nisan ayının sonuna kadar Kolezyum’da ziyaretçilerini bekliyor. Tarihin en eski anıtlarını keşfetmek isteyen herkesi bu büyüleyici yolculuğa çağırıyor, arkeolojik mirasımızı dünyayla buluşturmaya devam ediyoruz! 2028 YILINDA UNESCO DÜNYA MİRASI LİSTESİ NE DAHİL EDİLDİ Dünyanın en eski ve en büyüleyici arkeolojik alanlarından biri olan Göbeklitepe, 2018 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilerek insanlık tarihine ışık tutan en önemli keşiflerden biri olarak kabul edildi. Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Türkiye’nin Roma Büyükelçiliği’nin iş birliğiyle düzenlenen bu etkinlik, uluslararası arkeolojik mirasın korunmasına ve tanıtılmasına büyük katkı sağlıyor. 30 NİSAN A KADAR DEVAM EDECEK Göbeklitepe’nin 11 bin yıllık geçmişini anlatan sergi, ziyaretçilere multimedya içerikler, 3D rekonstrüksiyonlar ve sanal turlar ile benzersiz bir deneyim sunuyor. Anıtsal sütunların replikaları ile desteklenen sergi, erken insan topluluklarının ritüellerini ve yaşam biçimini gözler önüne seriyor. İtalyan ve uluslararası uzmanlardan oluşan bir ekip tarafından hazırlanan sergi, dünya arkeolojik mirasının korunmasına yönelik farkındalık yaratmayı amaçlıyor. Açıldığı günden bu yana uluslararası akademisyenler, sanatçılar ve tarih meraklıları tarafından büyük ilgi gören Göbeklitepe: Kutsal Bir Yerin Gizemi sergisi, 30 Nisan 2025 tarihine kadar ziyaretçilerini bekliyor.

Source: Habertürk


18 Mart Çanakkale Zaferi mesajları ve sözleri >> Resimli, minnet ve şükran ileten 18 Mart mesajları

Çanakkale Zaferi, tarihin sayfalarına kazınmış bir savaş olmanın ötesinde, gelecek nesillere aktarılan eşsiz bir kahramanlık destanıdır. Her yıl 18 Mart”ta, bu destanı yazan fedakâr askerlerimiz ile vatan uğruna canını feda eden aziz şehitler ve gaziler, derin bir minnet ve saygıyla anılıyor.

18 MART ÇANAKKALE ZAFERİ MESAJLARI

“Çanakkale geçilmez!” diyen kahramanlarımızı ve bu zaferi bize armağan eden aziz şehitlerimizi saygı, minnet ve rahmetle anıyoruz. 18 Mart Çanakkale Zaferi”nin 110. yılı kutlu olsun.

Bir ulusun kaderini değiştiren Çanakkale Zaferi, cesaretin ve fedakârlığın adıdır. Bu büyük zaferin yıl dönümünde kahraman şehitlerimize selam olsun!

Tarih, Çanakkale”de yazıldı. Kahraman şehitlerimizi ve gazilerimizi şükranla anıyor, onların mirasına sahip çıkıyoruz. Çanakkale Zaferi”nin 110. yılı kutlu olsun.

18 Mart 1915, bağımsızlık aşkıyla yanan bir milletin dünyaya “Çanakkale geçilmez” dediği gündür. Şehitlerimizin aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyoruz.

Çanakkale Zaferi, azim ve fedakârlıkla kazanılmış bir destandır. Bugünü bizlere armağan eden şehitlerimizi minnetle anıyoruz. Ruhları şad olsun.

Çanakkale Zaferi, bir ulusun onurunu ve bağımsızlık aşkını tüm dünyaya ilan ettiği gündür. Aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyoruz.

18 Mart 1915, fedakarlığın ve vatan sevgisinin en büyük örneklerinden biri olarak tarihimize kazındı. Kahraman ecdadımıza sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Tarihin akışını değiştiren Çanakkale Zaferi, bağımsızlık mücadelesinin simgesidir. Şehitlerimizin aziz hatırası her zaman kalplerimizde yaşayacak.

18 MART SÖZLERİ

Çanakkale, yalnızca bir zafer değil, bir milletin bağımsızlık destanıdır.

18 Mart, Çanakkale’de kahramanlık ve fedakârlığın en büyük örneklerini yazdı.

Şehitlerimizin kanıyla sulanan bu topraklar, Çanakkale’de yazılan destanın hatırasını sonsuza dek yaşatacak.

Vatan için canlarını feda eden kahramanlarımızı minnetle ve saygıyla anıyoruz.

Çanakkale Zaferi, sadece bir savaşın kazanılması değil, bağımsızlık ruhunun doğuşudur.

Source: Haber Merkezi


Bayram tatili ne zaman, kaç gün?

Bayram tatili süresi özel ve kamu sektöründe çalışanların gündeminde. Bu yıl Ramazan Bayramı, ara tatil dönemini de içerisinde yer barındıracak. Bayram tatilinin toplumda bir arada olmayı, sevinci, hoşgörüyü ve yardımlaşmayı pekiştiren bir zamanı ifade etmesi nedeniyle de büyük bir önemi vardır. Peki Bayram tatili ne zaman? 2025 Ramazan Bayramı tatili kaç gün, uzatılacak mı? RAMAZAN BAYRAMI NE ZAMAN? Hicrî takvime göre 9. ay olan Ramazan ayı 2025 yılında 1 Mart tarihinde başladı. 29 Mart Cumartesi ise bu yıl Ramazan ayının son günü olacak. 30 Mart Pazar, 31 Mart Pazartesi ve 1 Nisan Salı günü Ramazan Bayramı olarak kutlanacak. Bununla birlikte bu yıl Ramazan ayının son günü olan 29 Mart Cumartesi ise Arife günü olarak idrak edilecek. RAMAZAN BAYRAMI ARA TATİL DÖNEMİNİ DE KAPSIYOR Bu yıl Ramazan Bayramı, ara tatil dönemini de içerisinde yer barındıracak. Ara tatil, 26 Mart Cuma günü okulların tatil olmasıyla başlayacak. 7 Nisan Pazartesi günü ise okullar yeniden başlayacak. Bu tarih aralığında 29 Mart arefe günü olurken, 30-31 Mart ve 1 Nisan bayramın üç gününü kapsayacak. Dolayısıyla Ramazan Bayramı, ara tatilin 3,5 gününü kapsamış olacak. BAYRAM TATİLİ KAÇ GÜN, UZATILACAK MI? Bu yıl Ramazan Bayramı arife günü Cumartesi ye bayramın ilk günü ise Pazar gününe yani hafta sonu tatiline denk geliyor. Bununla birlikte 31 Mart Pazartesi ve 1 Nisan Salı günü Ramazan Bayramı tatili olacak. Tatil süresince tüm kamu kurum ve kuruluşları kapalı olacak. 2Nisan Çarşamba, 3 Nisan Perşembe ve 4 Nisan Cuma günleri tatil ilan edilmediği için bu yıl Ramazan Bayramı tatili 9 gün olmayacak.

Source: Habertürk


Baba mirası çalgı yapımına aşklarıyla sahip çıktılar

Tahtakale Mahallesi”ndeki Özdiken Pasajı”nda 45 yılı aşkın süre lutiyelik (çalgı onaran veya yapıp satan kişi) yapan Sinan Şahin, mesleğini bir yandan kızı Betül”e öğretirken 1994 yılında henüz 11 yaşında olan Emrah İnanır”ı yanına çırak olarak aldı.

Küçük yaşlardan itibaren atölyede bir arada vakit geçiren ve mesleği öğrenen Betül ile Emrah, zaman içerisinde birbirlerine aşık oldu.

Lisans eğitimlerinde ustalarının yanından ayrılarak üniversitenin çalgı yapımı bölümünden mezun olan ikili, Bursa”ya döndükten sonra bir süre hem ustalarının yanında çalıştı hem de ücretli öğretmenlik yaptı.

Betül ve Emrah, 2012″de evlendikten sonra ustalarından ayrı başka bir atölyede çalışmaya devam etti. Çift, 2017″de baba Sinan Şahin”i kaybetmelerinin ardından onun mirasına maddi ve manevi olarak sahip çıkarak, atölyesini ve tüm ekipmanlarını devraldı.

Baba yadigarı atölyeyi fiziksel koşulların yetersiz kalması nedeniyle kapatmak zorunda kalan çift, Nalbantoğlu Mahallesi”nde açtıkları ve “Miras” adını verdikleri yeni atölyede, Türkiye”nin dört bir yanından gelen siparişler üzerine bağlama başta olmak üzere mızraplı çalgılar üretmeye başladı.

Çalgı tamiratı ve bakımı da yapan İnanır çifti, baba yadigarı mesleği sürdürmenin gururunu yaşıyor.

Aşkları atölyede zımpara yaparken başladı

İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı Çalgı Yapım Bölümü mezunu olan 41 yaşındaki Betül İnanır, AA muhabirine, babası Sinan Şahin”in Türkiye çapında tanınan bir çalgı yapımcısı olduğunu söyledi.

Kendisinin de küçük yaşlardan itibaren atölyede babasına yardım ettiğini ve meslek öğrendiğini anlatan İnanır, 10-11 yaşlarındayken babasının yanına çırak aldığını belirterek, “Bu çırak şimdi benim eşim. Atölyede oynarken, vakit geçirirken, okul sonrası yaptığımız etkinlik zımpara yapmaktı. Ardından lise eğitimi sonrası böyle bir bölüm olduğunu duyunca dedim “Evet babamın mesleğini yapabilirim.” Eşim de zaten ustasının yolundan gitmeyi tercih etti.” dedi.

Babasının çırağı Emrah”ı iyi yetiştirdiğini ve onu hep övdüğünü belirten İnanır, “Babam, Emrah”ı övdükçe ben kıskanmaya başladım. Aslında benim bu mesleğe ilgim de kıskançlıkla başladı muhtemelen. O yaşlarda bu işe atılmamın ilk sebebi Emrah”ı kıskanmam.” diye konuştu.

Emrah ile aşklarının da atölyede zımpara yaparken başladığını dile getiren İnanır, “İkimiz de farklı üniversitelerden, farklı öğretmenlerden, farklı tekniklerle bilgilerimizi evlilikle beraber de birleştirdik.” ifadesini kullandı.

Betül İnanır, atölyede kendisinin çalgı restorasyon, bakım, tamirat işlerine baktığını, eşinin ise üretim kısmında yer aldığını anlattı.

Bir oğullarının olduğunu ve onun da bu mesleğe merak duyduğunu dile getiren İnanır, kendisinin de istemesi durumunda bu mirası ona devredeceklerini sözlerine ekledi.

“İnşallah bu miras böyle devam eder gider”

Müzisyen bir ailenin çocuğu olan Ege Üniversitesi mezunu 41 yaşındaki Emrah İnanır da babasının kendisini yakın arkadaşı Sinan Şahin”in yanına çırak verdiğini, 11 yaşından 23 yaşına kadar ustasının yanında çalıştığını söyledi.

Küçük yaşlardayken ustasının kızı Betül ile atölyede sıkça vakit geçirdiklerini belirten Emrah İnanır, şöyle devam etti:

“İlk başlarda birbirimizle zıtlaşıyorduk. Ufakken işte birbirimize terslik yapa yapa derken gönlümüz kaydı. Liseden sonra tamamen bir şeyler hissetmeye başladık ve birbirimize hep yol gösterici olduk. Hayatımızın en önemli, en kötü, en iyi anlarında hep birbirimizin yanındaydık. Belki de bu bizi bağladı ve kopmayacak hale getirdi.”

İnanır, ustasının kendisini hep oğlu gibi gördüğünü dile getirerek, sözlerini şöyle tamamladı:

“Hayat boyunca çok zorluklarla karşılaştık ancak hiçbir zaman pes etmedik. Hikayemiz gerçekten film olur. Tırnaklarımızla kazıdık. Betül de mesleği devam ettiriyor. Yani atölyenin isminin “Miras” olmasının sebebi de o zaten. Betül babadan devam ediyor atölyeye. Şimdi de biz oğlumuzun devam etmesini istiyoruz. İnşallah bu miras böyle devam eder gider.”

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Devran, İskender”i oyuna getirdi

SHOW TV’de yayınlanan, Ay Yapım imzalı ‘Deha’, dün akşam yayınlanan heyecanı yine yüksek yeni bölümüyle ekranlara geldi. Dizinin 24 üncü bölümünde Devran, İskender’in elinden her şeyi alabilmek için dört koldan harekete geçti. Farklı planlarla İskender’in elinden oteli ve annesinin evini alan Devran’ı bölümün sonunda büyük bir sürpriz bekliyordu. Devran, Kuduz’un hayatta kaldığını tahmin ederken İmre’yi Karahan’ın kolunda görünce büyük bir şok yaşadı. Yeni bölümde Devran, İmre ve Karahan üçgeninde neler yaşanacağı şimdiden büyük bir merakla bekleniyor. Yönetmenliğini; Umut Aral’ın üstlendiği, senaryosunu; Damla Serim’in yazdığı, Ay Yapım imzalı ‘Deha’nın güçlü oyuncu kadrosu; Aras Bulut İynemli, Uğur Polat, Taner Ölmez, Onur Saylak, Melis Sezen, Seda Akman, Zuhal Gencer, Emel Göksu, Umutcan Ütebay, Eylül Ersöz, Oğulcan Arman Uslu, Abdurrahman Yunusoğlu ve Çağrı Atakan dan oluşuyor. ‘Deha’, yeni bölümüyle de sosyal medyada çok konuşuldu. DEHA’NIN 24 ÜNCÜ BÖLÜMÜNDE NELER OLDU? Dizinin yeni bölümünde İskender’in oyununu tahmin eden Devran, kendisini Karahan’dan kurtarırken onun önüne yem olarak Kuduz’u attı. Karahan, Kuduz’un gırtlağına sarılsa da tam ölmek üzereyken onu bıraktı. Aslında gerçek suçlunun o olmadığını anladığını açıklayan Karahan, Devran’a karşı tüm önlemlerini aldı. Devran ise İskender’in hamlelerini önden tahmin ettiğini kendisine söylerken onu bir kez daha ciddi şekilde uyardı. Karahan, Kuduz’u bıraktı; Karahan, Devran’la iş birliğine devam ederken bir yandan da tüm odağını İmre’ye çevirdi. İmre, Devran’ın ameliyatı için Karahan’dan para alınca ona karşı borçlandı. İmre ise bütün bu yaşananların arasında Devran’dan hamile olduğunu öğrendi. Karahan, İmre’ye buluşma teklifinde bulundu. İmre mecburiyetten onun teklifini kabul edip onunla görüşmeye gitti. Karahan bu görüşmede İmre’den daha da çok etkilenip sonrasında ona evlenme teklifinde bulundu. İmre hamile olduğunu Devran’la paylaşmak isterken Devran ona karşı tüm kapılarını kapattığını bir kez daha onun yüzüne vurdu. Devran’ın yaşattığı hayal kırıklığıyla ne yapacağını bilemeyen İmre ise Devran’a inat olsun diye Karahan’ın evlilik teklifini kabul etti. İmre, hamile olduğunu öğreniyor; “Sana âşık olduğumu düşünüyorsan yanılıyorsun”; Bölümün sonunda Karahan, Devran’ı nişan törenine davet ederken orada Devran’ı büyük bir sürpriz bekliyordu. Karahan, Kuduz’u Devran’ın karşısına çıkarıp artık onunla beraber çalışacaksın diyerek onu şaşırtacağını düşünürken Devran çoktan bu planı çözmüştü. Kuduz’u Karahan’ın öldürmediğini çok önceden anlayan Devran, soluğu Kuduz’un annesinin yanında alıp onunla bildiklerini paylaşmıştı. Finalde ise Devran’ı asıl büyük bir sürpriz beklemekteydi. İmre’nin, Karahan’ın kolunda salona girmesiyle şaşkınlığını gizleyemeyen Devran, ikiliyle konuşurken sinirden gülmeye başladı. İmre, Devran’a Karahan’ı tanıtırken Karahan, Devran’a elini uzattı. Karahan’ın elini Devran sinirle iterken ikili arasında soğuk rüzgarlar esti. Yeni bölümde Devran ve İmre’nin neler yaşayacağı heyecanı yükseltirken Devran ve Karahan arasında kılıçların çekilip çekilmeyeceği şimdiden merakla bekleniyor. İşte heyecan dolu final sahnesi: ‘Deha’, yeni bölümüyle pazar akşamı saat 20.00’de SHOW TV’de!

Source: Habertürk


Tekirdağ”dan Çanakkale Zaferi için davul çalarak yola çıkan müzisyen Şehitler Abidesi”ne ulaştı

Farkındalık oluşturacak etkinliklere imza atan 32 yaşındaki Çelik, Çanakkale”de 110 yıl önce destan yazan şehitleri anmak ve onların kahramanlıklarının unutulmaması için 3 Mart”ta Tekirdağ”dan davulunu çalarak yola çıktı.

Tekirdağ”dan Çanakkale”ye 160 kilometrelik yolu molalar vererek tamamlayan Çelik, 14 günün sonunda Gelibolu Yarımadası”ndaki Şehitler Abidesi”ne ulaştı.

Morto Koyu”ndan Şehitler Abidesi”ne doğru yürürken davulu eşliğinde “Çanakkale Türküsü”nü söyleyen Çelik, AA muhabirine müziği “güzel bir aşk” olarak nitelendirerek, ritim duygusunun çocukluk yaşlardan beri içinde var olduğunu dile getirdi.

Çelik, hikayesinin köyünde 16 yaşındayken Ramazan davulculuğuyla başladığını belirterek, “Hikayem bugün “asma davul virtüözü” olarak devam ediyor. Bundan dolayı mutlu ve gururluyum. Asıl mesleğimi kimse pek bilmez ama orman mühendisiyim. Müzik aşkı engel tanımadı. 16 yıldır davul çalıyorum. Konserlerde ve etkinliklerde yer alıyorum. Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Türk Müziği Konservatuvarı 3. sınıf öğrencisiyim aynı zamanda. Hem alaylı hem okullu olarak yoluma devam ediyorum.” ifadesini kullandı.

Asma davulun hem meslek içinde hem de çevresinde küçümsendiğini görünce farklı etkinlikler yaparak enstrümanını en üst seviyeye çıkarmak istediğini anlatan Çelik, şunları kaydetti:

“Bunu da en iyi şekilde yaptığımı düşünüyorum. Daha önce birçok sosyal sorumluluk projesinde de yer aldım. Bu yıl, Çanakkale Deniz Zaferi”nin 110. yıl dönümü. Milli ruhun, milli gururun zayıfladığını fark ettim. Milli duygularımızı güçlendirmek adına Tekirdağ”dan davulumla Çanakkale”ye yola çıktım. 57. Alay da Tekirdağ”da kurulmuş bir alaydır. Çanakkale Savaşı”nda şehit düşmüşlerdir. Onları yad etmek, şehitlerimize birer Fatiha okumak, okutabilmek için bu anlamlı yürüyüşü yaptım. Gelibolu Yarımadası”na girdiğinizde o tarihi atmosferi hissediyorsunuz. Bu da eskiye dönük milli duyguları şevklendiriyor.”

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Karamürsel”in yöresel lezzeti simit dolması, iftar ve sahurda tercih ediliyor

Karamürsel”e özgü simit dolmasının içi isteğe göre peynir ve kıyma doldurularak hazırlanıyor. İlçe sakinleri, uzun süredir gelenek olarak yaşatılan simit dolması için fırınların yolunu tutuyor.

Fırın sahiplerinden Taha Berk Özkan AA muhabirine, babası ve ağabeyiyle fırıncılık yaptıklarını belirterek, simit dolmasının doyuruculuğu ve tok tutma özelliğiyle Ramazan”da tercih edildiğini söyledi.

Simit dolmasının, fırınlarda özellikle Ramazan ayında üretildiğini anlatan Özkan, “Simit dolmasını Ramazan dışında üretip satanlar da var ama bu dönemdeki kadar normalde tüketilmiyor. Simit dolması şu anda 370 gram ağırlığında 30 liradan satışı yapılıyor.” diye konuştu.

Vatandaşlardan 86 yaşındaki Nermin Dinç, Ramazan”da simit dolması tüketerek büyüdüklerini dile getirerek, “Ramazan ayında soframızda haftada 5 gün mutlaka simit dolması olurdu. Annem çorba yapardı, ekmek yerine simit dolması yerdik. O zamanlarda kıyma bulmak zordu, yaptığımız köy peyniri veya çökelek ile tüketirdik.” dedi.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Kırşehir”de ecdat yadigarı vakıf eserleri restorasyon çalışmalarıyla ayağa kaldırıldı

Kayseri Vakıflar Bölge Müdürlüğü sorumluluk alanındaki Kırşehir”de, camiden türbeye, medreseden imarete ve köprülere kadar 25 vakıf eseri bulunuyor.

Bu eserlerin 24″ünün farklı tarih ve zamanlarda bakım, onarım ve restorasyonları gerçekleştirildi.

Diğer eser Karakurt Kaplıcası”nın ise projesi tamamlandı, restorasyonu için yatırım programına alınması bekleniyor.

Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından Kırşehir”de son 5 yılda, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi”nde yer alan Cacabey Medresesi (Konya, Sivas, Erzurum ve Kayseri”deki bazı medreselerle “Anadolu Selçuklu Medreseleri” olarak UNESCO listesinde yer alıyor) başta olmak üzere vakıf eserlerinin bakım, onarım ve restorasyon çalışmaları için yaklaşık 68 milyon lira harcandı.

Kayseri Vakıflar Bölge Müdürü Murat Seçilir, AA muhabirine, Kırşehir”de bulunan 25 eser hakkında bilgi verdi.

Seçilir, bu eserlerden 4″ünün Selçuklu dönemine ait Kesikköprü Kervansarayı, Melikgazi Türbesi, Alaaddin Camisi ve Cacabey Medresesi olduğunu söyledi.

Cacabey Medresesi”nin UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi”nde olduğunu vurgulayan Seçilir, “Medresemizi 2019 yılında restorasyona almış, 2023″te ise tamamlamıştık şu an hem ziyarete hem de ibadete açık durumdadır. Kırşehir”deki en gözde eserlerden birisidir. Ahi Evran Zaviyesi de içinde camisi ve türbesi bir arada bulunan diğer bir yapıdır. Burası da geçici UNESCO listesindeki bir eserimizdir. Diğer taraftan önemli eserlerimize Aşıkpaşa Türbesi ile Lale Camisi de eklenebilir.” diye konuştu.

Seçilir, medeniyetin en önemli parçası olan vakıf eserlerine onarım ve restorasyon çalışmaları ile sahip çıkmaya çalıştıklarını kaydetti.

“Aşıkpaşa Türbemizi restorasyonla elden geçirmeyi hedefliyoruz”

Kentte tekrar elden geçirilebilecek, yeniden projelendirilmesini düşündükleri ve çalışma başlatacakları bazı eserler olduğunu dile getiren Seçilir, şunları kaydetti:

“Aşıkpaşa Türbemizi yeniden projelendirip, restorasyonla elden geçirmeyi hedefliyoruz. İçinde İmaret Camisi ve Süleyman Türkmani Hazretleri”nin türbesi olan bir yerimiz. Burada projeyle ibadet alanını genişleteceğiz. Oradaki mevcut türbeyi ve eski camiyi restore etmek istiyoruz. Şehir merkezine çok yakın olan Karakurt Kaplıcamız bulunuyor ve orasıyla ilgili projemiz var. Yatırıma ve turizme açabilecek bir yapı. Aynı zamanda eski mevcut kaplıca hamamlarımızı ayağa kaldıracak restorasyon işlerini yapmayı hedefliyoruz.”

Cacabey Medresesi, Ahi Evran Zaviyesi ve Aşıkpaşa Türbesi gibi eserlere ilginin her geçen gün arttığına dikkati çeken Seçilir, “Vakıf eserleri, kentin kültür ve turizm hayatına çok daha fazla etki etmektedir. İnsanlarımızın merakı ile buralar, ilimize turizm anlamında katkı sağlayacağını düşündüğümüz yapılardır.” diye konuştu.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Roma”daki Göbeklitepe sergisi rekor kırdı

Kültür ve Turizm Bakanlığı”ndan yapılan açıklamaya göre, dünyanın en eski ve en büyüleyici arkeolojik alanlarından biri olan Göbeklitepe, 2018 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi”ne dahil edilerek insanlık tarihine ışık tutan en önemli keşiflerden biri olarak kabul edildi.

Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Türkiye”nin Roma Büyükelçiliği”nin iş birliğiyle İtalya”nın en önemli kültürel mekanlarından biri olan Kolezyum”da, 24 Ekim 2024″te “Göbeklitepe: Kutsal Bir Yerin Gizemi” sergisi açıldı.

İnsanlık tarihinin en eski anıtsal yapısı Göbeklitepe”yi ağırlayarak medeniyetin doğuşuna dair eşsiz bir deneyim sunan Kolezyum, uluslararası arkeolojik mirasın korunmasına ve tanıtılmasına büyük katkı sağlıyor.

MULTİMEDYA DESTEKLİ EŞSİZ BİR DENEYİM

Göbeklitepe”nin 11 bin yıllık geçmişini anlatan sergi, ziyaretçilere multimedya içerikler, 3D rekonstrüksiyonlar ve sanal turlar ile benzersiz bir deneyim sunuyor. Anıtsal sütunların replikaları ile desteklenen sergi, erken insan topluluklarının ritüellerini ve yaşam biçimini gözler önüne seriyor.

İtalyan ve uluslararası uzmanlardan oluşan bir ekip tarafından hazırlanan sergi, dünya arkeolojik mirasının korunmasına yönelik farkındalık yaratmayı amaçlıyor. Açıldığı günden bu yana uluslararası akademisyenler, sanatçılar ve tarih meraklıları tarafından büyük ilgi gören sergi, 30 Nisan 2025 tarihine kadar ziyaretçilerini bekliyor.

BAKAN ERSOY: GÖBEKLİTEPE”NİN EŞSİZ TARİHİNİ YENİDEN CANLANDIRDIK

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, konuyla ilgili sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Göbeklitepe”nin eşsiz tarihini Roma”nın kalbinde yeniden canlandırdık. Medeniyetin sıfır noktası Göbeklitepe, Roma”nın kalbi Kolezyum”da dünya ile buluşuyor. “Göbeklitepe: Kutsal Bir Yerin Gizemi” sergisi, açıldığı günden bu yana 5 milyon ziyaretçiyi ağırlayarak büyük ilgi gördü. UNESCO Dünya Mirası olan Göbeklitepe”nin 11 bin yıllık gizemi, anıtsal sütunların replikaları ve sanal turlarla ziyaretçileri büyülemeye devam ediyor. İnsanlık tarihine ışık tutan bu eşsiz sergi, nisan ayının sonuna kadar Kolezyum”da ziyaretçilerini bekliyor. Tarihin en eski anıtlarını keşfetmek isteyen herkesi bu büyüleyici yolculuğa çağırıyor, arkeolojik mirasımızı dünyayla buluşturmaya devam ediyoruz” dedi.

Source:


Hinduizm”den İslamiyet”e geçti: Müslümanların bıraktığı izleri takip ediyor

Ülkenin ilk Müslüman tarih turlarını düzenleyen turist rehberi Tailor, başta Londra olmak üzere İngiltere”de yaklaşık 50 farklı turistik turda Müslümanların bıraktığı izleri takip ediyor.Tailor, Londra”daki Müslümanlara ait tarihi eserleri gezdirirken ülke ve dünyaya mal olmuş Müslümanların hikayelerini, o hikayelerin yaşandığı noktalarda anlatıyor.Hindu iken 18 yaşında Müslüman olan Tailor, AA muhabirine kendi hikayesi ile Londra”daki Müslümanların ve Türklerin bıraktığı izleri anlattı.- EN AZ MARUZ KALDIĞI DİNİ SEÇEREK MÜSLÜMANLIK OLDUHenüz 17 yaşındayken merak ederek oruç tutmaya başlayan Tailor, 18 yaşına geldiğinde Kıbrıslı bir Türk aracılığıyla Londra”nın kuzeyinde bulunan Shacklewell Lane”deki Ramadan Camisi”ne giderek Müslüman olduğunu anlattı.”Sonsuz gibi gelen 5 saniyeydi.” dediği kısa tereddüdün ardından Müslüman olan Tailor, “İnançlı bir Hindu olarak yetiştirildim. Hackney”deki Yahudi mahallesinde büyüdüm. İngiltere Kilisesi”ne bağlı okulda okudum. En az maruz kaldığım din İslam”a yöneldim.” diye konuştu.Tailor, ailesinden çok büyük tepki gördüğünü belirterek, “Başta oruç tuttuğumu anlamadılar ama sonra anladılar. Onu sözlü, sonra da fiziki saldırı takip etti hatta beni öldürmeye bile çalıştılar.” dedi.Ailesinin zincirli saldırısına maruz kaldığı için evi terk eden Tailor, camiye sığındığını ancak ailesinin orada da kendisini rahat bırakmadığını söyledi.Çevresindekilerin Britanya”daki Müslüman mirasıyla ilgili bilgi sahibi olmaması üzerine Tailor, ülkedeki Müslümanların izlerini aramaya koyularak bugünkü turları organize ettiğini anlattı.- LONDRA”DA BİLİNEN İLK BAYRAM NAMAZINI OSMANLI ELÇİLİĞİ ORGANİZE ETTİYaptığı araştırmalar neticesinde bulduğu ilginç tarihi olay ve mekanlardan söz eden Tailor, şunları dile getirdi:”Londra”da bilinen ilk bayram namazı, 1894″te Chingford”da kılındı. Bir gece yarısı araştırma yaparken bunu bulduğumda neredeyse sandalyeden düşüyordum. Oraya yakın bir yerde büyümeme rağmen hiç duymamıştım. Belediye başkanına söylediğimde o da şaşırdı. Bugün o noktada bulunan otele bir mavi tabela asılarak bu tarihin hatırlatılmasını sağladım. Bir turizm noktası haline geldi. Bayram namazını Osmanlının Londra Büyükelçiliği ve Anjuman-ı Islam adlı dernek organize etmişti.”Bu tür bilgileri derleyerek yaklaşık 50 farklı tur düzenlediğini söyleyen Tailor, Müslümanların İngiltere ve dünyaya kültür, sanat ve bilim alanında yaptığı katkıları da bu turlar kapsamında ele aldıklarını ifade etti.Bu hikayeleri anlattığı noktaların başında parlamento binası yer alıyor. Tailor, bu noktada topraklarını ve ünvanını alt soyuna aktarma yetkisine sahip “Kalıtsal soylu” Lord Henry Stanley”in hikayesini anlatıyor.İstanbul”da diplomat olarak görev yaparken İslamiyet”i seçen Lord Stanley, İngiltere”nin ilk Müslüman Lordu ve ilk Müslüman parlamento üyesi olarak tarihe geçti.”Abdul Rahman” adını alan Lord Stanley, bugün Galler”de bulunan ata topraklarındaki 3 meyhaneyi kapattı, topraklarındaki kiliselerin restorasyonu sırasında İslam sanatının izlerini taşıyan vitraylar kullandı.- TÜRK POLİSİNİN SOY İSMİ İNGİLİZ OLMAYAN POLİSLERİN LAKABI OLDUTailor”ın araştırmalarına göre bir Türk”ün soyadı, Londra Polisi arasında “İngiliz olmayan polislere” verilen lakap haline geldi. Buna göre soyadı “Mısri” olan Kıbrıs Türkü, 1967″de ilk Müslüman ve Türk olarak girdiği Londra Metropolitan Polis Teşkilatında 1979″a kadar görev yaptı. İngilizce dışındaki bazı dilleri bildiği için yabancıların yaşadığı mahallelerdeki suçlara müdahalelerde görev aldı.KIbrıs Türkü”nün izini süren Tailor, ondan yıllar sonra teşkilatta görev yapan polislerin Mısri”yi tanıması karşısında şaşırdığını anlattı.Tailor, tanıştığı polis memurlarının kendisiyle paylaştığı anıyı aktararak, “Polis müdürleri, memurlardan siyahi ya da Asyalı bir polis getirmesini istediği zaman “Bir Mısri bul.” dermiş. Anısı böyle devam etmiş.” diye konuştu.Londra Metropolitan Polisi, parmak izini suçluları belirlemede ilk kullanan teşkilat olarak bilinse de bu buluşun arkasında da bir Müslüman bulunuyor.Tailor, 1903-1918 yıllarında Londra Emniyetinin başında yer alan Sir Edward Henry”ye mal edilen parmak izi kullanımının tarihinin Hindistan”a ulaştığını anlattı.Henry”nin parmak izinin adli süreçlerde kullanımını Kalküta”da birlikte çalıştığı “Gazi Azizul Hak” adındaki polisten öğrendiğini kaydeden Tailor, İslam dünyasında çok tanınmayan bu polisin adına İngiltere”deki Adli Bilimler Topluluğunda bir ödül verildiğini söyledi.- “EJDERHA GİBİ SİLAHLAR”Londra”nın merkezinde, birkaç yüz metre mesafedeki 3 nokta, Osmanlıdan izler taşıyor. Bunların başında Kraliyet Atlı Muhafız Birliği”nin tören alanındaki Osmanlı topu geliyor.Tailor”ın turlarında da yer alan topun kitabesi yapım yılını 1524, İngiltere”ye geliş yılını ise 1801 olarak gösteriyor. Kanuni Sultan Süleyman dönemi topunun üzerinde “Çağın büyük sultanı ve komutanı Süleyman. Ejderha gibi silahlar, gök gürültüsü gibi kükreyerek nefes aldıklarında düşman kaleleri yerle bir olsun. Hicri 931.” yazılı.Tailor”a göre dünyaca ünlü Trafalgar Meydanı”nın adı, Arapçada “Mağara Burnu” anlamına gelen “Taraf al-Ghar” kelimesinden geliyor.İngilizlerin İspanya kıyılarındaki Trafalgar”da kazandığı ünlü deniz zaferinin adının verildiği meydanda savaşın kahramanı Amiral Horatio Nelson”un da heykeli bulunuyor.Yaklaşık 52 metre yükseklikteki sütunun üzerinde yer alan heykelde Amiral Nelson”un başlığında nişan yer alıyor.”Çelenk” adındaki bu nişan, Nil Savaşı”nda Mısır”ın Fransızlara karşı savunulmasında gösterdiği başarıdan dolayı Sultan 3. Selim tarafından Nelson”a verildi.Greenwich”teki Deniz Müzesi”nde sergilenen elmaslarla süslü çelenk, 1950″de müzeden çalındı ve bir daha görülmedi.- OSMANLI SULTANI”NIN LONDRA”YA AYAK BASTIĞI NOKTA: CHARİNG CROSSTrafalgar Meydanı yakınlarındaki Charing Cross İstasyonu da Osmanlı izlerini barındırıyor. Bu istasyon, Avrupa”yı ziyaret eden ilk Osmanlı Sultanı Abdülaziz”in Londra”da indiği nokta özelliğini taşıyor.Tailor”a göre kadınların yoluna çiçekler ve mendiller atarak karşıladığı Sultan Abdülaziz, kentteki birçok etkinliğe davet edildi ve onuruna Londra Belediyesinin eski binası Guildhall”da verilen yemeğe katıldı.O günlerde kentin İngiliz ve Osmanlı bayraklarıyla süslendiğini anlatan Tailor, Guildhall”da 18 Temmuz 1867″de gerçekleştirilen yemeğin menüsünü de gösterdi.Osmanlı Sultanı için imalatçıların bir tarafında Aziz Paul Katedrali”nin, diğer tarafında Ayasofya Camisi”nin bulunduğu madalyalar yaptıklarını söyleyen Tailor, Sultan”ın “Hindistan Yıldızı” nişanını nasıl reddettiğini de paylaştı.Tailor, Sultan Abdulaziz”in kendisinden önceki padişah ağabeyi Sultan Abdülmecid”e “Dizbağı Nişanı”nın verilmesi nedeniyle “Hindistan Yıldızı”nı reddettiğini, bu nedenle kendisine de aynı nişanın takdim edildiğini anlattı.

Source: Www.star.com.tr


TRT”de Çanakkale Zaferi”nin 110. yılına özel içerik izleyiciyle buluşacak

TRT”den yapılan açıklamaya göre, TRT Haber’de 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi özel yayını gerçekleşecek.

TRT 1″de yarın 10.30″da yayınlanacak “Alişan ile Hayata Gülümse” adlı programda, zaferin 110. yıl dönümüne özel içerik yer alacak.

Zaferi anlatan “Bir Dönüm Noktası-18 Mart 1915” belgeseli ise 13.15’te ekranda olacak.

Zaferin sanata ve tarihe yansımaları TRT 2 ekranlarında

Kültür ve sanat kanalı TRT 2″de saat 8.00″de Çanakkale Boğazı’nın geçmişten bugüne taşıdığı önemin anlatıldığı “Coğrafyadan Kültüre Bağ-Çanakkale” ekrana gelecek.

Seyit Ahmet Sılay”ın Çanakkale Savaşı”ndan kalan silah, kurşun, top mermisi, çeşitli belgeler, hatıralar, asker mektupları ve fotoğraflardan oluşan koleksiyonu, 17.00’de yayınlanacak “Koleksiyoner” programında incelenecek.

Çanakkale Cephesi”nde 1915 ve 1916″da çekilmiş haber filmi görüntülerini işleyen “Tarihin Ruhu” programı, 18.30″da ekrana gelecek.

“Edebiyat Dünyası”, 110. yıla özel bölümüyle 20.30″da TRT 2 ekranında izleyiciyle buluşacak. Yazar İsmail Bilgin ve Yazar Haluk Oral, Çanakkale Cephesi’nden yazılan asker mektuplarını işleyecek.

Kahramanlık hikayeleri TRT Belgesel, TRT Türk ve TRT Kürdi ekranında

TRT Belgesel, gün boyunca 18 Mart ruhunu anlatan yapımlara ev sahipliği yapacak.

“Yaşamın Kıyısında Nabız” belgeseli, 16.35″te yayınlanacak. Programda Hakan Doğu’nun 2019 Gelibolu Triatlonu”nda yaşadığı ilginç anlar izleyiciyle buluşacak.

Türk denizciliğinin ve milli savunma sanayisinin önemli projelerinden “Oyunbozan-TCG Anadolu”nun proje süreci ve teknik özellikleri 18.30″da ekrana gelecek.

Ay yıldızlı kahramanların zorlu eğitimlerini ve operasyon kabiliyetlerini ele alan “Operasyon Ay Yıldız” 20.00’de, “Türkiye”nin Dev Yapıları-1915 Çanakkale Köprüsü” de 22.00’de TRT Belgesel”de izlenebilecek.

Kendilerini Çanakkale Savaşı”nda bulan bir grup gencin bugüne dönme hikayesini konu alan “Keşif 19: Çanakkale” filmi, TRT Türk”te 21.30″da yayınlanacak.

TRT Kürdi ekranında 10.00″da “Sabahın Sesi”, 19.00″da “Ana Haber”, 22.50″de “Çanakkale Ruhu” yayınlanacak.

Çocuklar Çanakkale Zaferi’ni TRT Çocuk ile öğrenecek

“Pırıl”ın Çanakkale Zaferi özel bölümü, yarın 11.45 ve 15.15’te ekrana gelecek. Artırılmış gerçeklik teknolojisiyle Şehitler Abidesi’ni gezecek çocuklar, Çanakkale Zaferi’nin anlam ve önemini öğrenecek.

“Babamın Gölgesi” çizgi filmi, Çanakkale Cephesi’nde görev alan bir yüzbaşı ve çocuklarının, savaşın gölgesinde geçen hikayelerini anlatacak. Film, 21.45’te TRT Çocuk”ta yayınlanacak.

TRT Diyanet Çocuk, güne özel “Gezgin Çelebi-Semavi”nin Sırrı” özel bölümünü 02.35, 11.10 ve 17.45’te ekrana getirecek.

TRT EBA’dan Çanakkale Zaferi’ne özel belgeseller

Çanakkale”de askeri zeka ve Osmanlı Kumandanı Cevat Paşa”yı konu alan mini belgesel, “Savaşın Kaderini Değiştirenler” 8.25’te yayınlanacak.

Çanakkale Savaşı”ndaki tabur imamlarını konu alan mini belgesel “Siperi Dolduran Dualar”, 8.35 ve 21.30’da, Seyit Onbaşı”nın Çanakkale Savaşı”ndaki kahramanca duruşunu anlatan “Destanlaşmış Kahramanlar” 10.45’te izleyiciye sunulacak.

Çanakkale Savaşı’nda susmayan tabyaları ve kahraman topçuları konu alan mini belgesel “Ateşin İçinden Geçenler” 11.05 ve 16.45’te, dönemin askerlerinin yaşadığı zorlukları, fedakarlıkları ve vatan sevgisini gözler önüne seren “Çanakkale Ruhu” belgeseli 11.15’te ekrana gelecek.

“Koleksiyoner” ise 21.00″de TRT EBA ekranında olacak.

TRT Müzik’te 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü’nün 110. yılına özel, TRT İzmir Radyosu sanatçısı Tuncay Kemertaş’ın sunumu ve konuklarının icrasıyla hazırlanan özel repertuvar 20.00’de izlenebilecek.

TRT radyolarında ise gün boyu özel konserler, programlar ve söyleşiler dinleyicilerle buluşacak.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source: