Trump”ın Özel Temsilcisi Witkoff, Gazzeliler için “tüm alternatifleri” araştırdıklarını belirtti
Witkoff, CBS News kanalının “Face the Nation” programına verdiği mülakatta güncel meselelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Rusya”nın başkenti Moskova”da Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı görüşme ve Putin”in “ateşkes arayışında samimi olup olmadığı” sorulan Witkoff, “Her iki taraf arasındaki sorunları azalttık. Bence çok ilerleme kaydettik ve bu toplantı da bunun altını çiziyor.” yanıtını verdi.
Witkoff, Trump ve Putin”in bu hafta telefonda görüşeceğine yönelik beklentisine dair soruyu, “Şunu varsayıyorum ki biliyorsunuz, Başkanın ilk döneminden beri gerçek bir ilişkileri var. Başkan Putin ile yaptığım ilk ziyaretten sonra zaten konuştular. Bence iki başkan arasında çok olumlu ve yapıcı bir görüşme olacak.” şeklinde yanıtladı.
Gazze”deki Filistinlilerin zorla yerinden edilmesi planına ilişkin Witkoff, “Gazzeliler için daha iyi bir yaşam sağlayacak tüm alternatifleri ve seçenekleri araştırdığımızı düşünüyorum.” değerlendirmesinde bulundu.
Witkoff, şu anda “çatışmaya” bir çözüm getirmek istediklerini kaydetti.
Trump”ın, Gazze”yi “devralma” ve Filistinlileri zorla yerinden etme planı
ABD Başkanı Donald Trump, 4 Şubat”ta Beyaz Saray”da kabul ettiği İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile düzenlediği ortak basın toplantısında, ABD”nin Gazze Şeridi”ni “devralacağını” ve buraya “sahip olacağını” söylemişti.
Gazze”nin artık tamamen bir yıkım alanı olduğunu kaydeden Trump, buradaki Filistinlilerin başta Mısır ve Ürdün olmak üzere komşu ülkelerde inşa edilecek yeni yerleşim yerlerine gitmelerinin çok daha iyi olacağını savunmuştu.
Trump, Filistinlilerin Gazze”den ayrılmaktan başka seçeneklerinin olmadığını da iddia etmişti.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
Kuklanın ömrü ipini kestiğin ana kadardır
Uluslararası İlişkiler ve Strateji Uzmanı Dr. Mütercimler, Suriye’de yaşananlar konusunda uyardı: Müesses nizamın senaryo yazıcıları veya oyun kurucuları kuklasına gerektiğinde terör örgütü liderliği gerektiğinde diplomat görevi verir.
Suriye hükümeti ile SDG anlaştı. Peki bundan sonra ne olacak? Suriye’de Şam hükümetinin yeniden yapılanma şekli bize ne söylüyor? Türkiye bu fotoğrafta nasıl bir yere oturuyor? “Çok merak ediyorum, Erdoğan Roma’da ikinci adam olmaktansa Kartaca’da birinci adam olmayı mı isteyecek?” sorusunu da gündeme getiren Uluslararası İlişkiler ve Strateji Uzmanı Dr. Erol Mütercimler ile konuştum.
– Geçen hafta dünya, iki terör örgütü liderinin anlaşma imzalarken fotoğrafını gördü. Hasan Ünal hoca bana verdiği söyleşide “Kravatlı teröristler dönemi başlıyor” dedi. O fotoğrafı gördüğünüzde siz ne düşündünüz?
MASAYA OTURTULDULAR
Kuklanın ömrü kuklacının onun iplerini kestiği ana kadardır. O fotoğrafı gördüğümde, iki terör örgütü liderinin kuklacılarının verdiği emirle o masaya oturtulduklarını düşündüm. Mazlum Abdi, ABD savaş helikopteri ile imzaya getirildi. Ahmed Huseyin eş-Şara önce IŞİD komutanıydı, sonra terör örgütü El Nusra lideri Colani oldu, sonra terörü örgütü HTŞ lideri Colani oldu, şimdi de Suriye lideri Cumhurbaşkanı Ahmed Huseyin eş-Şara olarak kırmızı halılarda yürütülen, şık takım elbisesi, pahalı kravatıyla ekran yıldızı statüsünde görüyoruz. Trump’ın ve Pentagon’un generali Mazlum Kobani’ydi, o masadaysa Türkiye açısından terörist iken “mazlum” Abdi oldu. YPG/PYD’nin komutanına henüz kravat taktırmadılar. Sonuç olarak müesses nizamın senaryo yazıcıları veya oyun kurucuları, kuklasına gerektiğinde terör örgütü liderliği gerektiğinde imzacı diplomat görevi vermekte.
PYD MEŞRUİYET KAZANDI
– Bu koşullarda PYD meşruiyet mi elde etmiş oldu?
Kesinlikle doğrusunuz. PYD meşruiyet kazanmış oldu. Zaten Türkiye’den başka bir ülke terör örgütü demiyordu ki! Yapılan bu anlaşma ile PKK/SDG tüm anayasal hakları güvence altına aldırılmıştır. Bu bağıtlanan sözleşmede Türkmenler başta olmak üzere öteki grupların haklarıyla ilgili bir güvence görülmüyor. SDG, Suriye’nin kuzey ve kuzey doğusunu kontrol ve denetim altında tutuyordu. Uzun yıllardır kendi açıklamalarıyla 100 bin tır her türden askeri teçhizat, lojistik maddelerle donatılmış olan SDG’nin unsurlarına şimdi de Irak’tan gelecek olan 2 ile 3 bin arası olduğu ifade edilen PKK militanı da katılarak Suriye ordusunun meşru bileşenlerini oluşturacaklar.
İsrail Suriye’nin tüm askeri güç unsurlarını yok ettikten sonra, alan tamamen bu yeni orduya teslim edildi. Sorum şu? Bu durumda Irak’ta silah bırakacak ya da bıraktım diyen PKK mensubu kaç kişi kalmıştır? Sonuç olarak 911 kilometrelik sınırda SDG/PKK silahlı, hukuken de kabul görmüş olan ulusal güvenlik sorunu Türkiye’nin itiraz edemeyeceği şekle sokulmuştur.
Yeni Lübnan modeli olur
– Suriye’de Şam hükümeti yeniden yapılanmaya gidiyor. Alevi, Hıristiyan, Arap, Kürt ve Dürzi’lerden isimler kabineye alınacak. Bu bize nasıl bir yönetim tarzını işaret ediyor?Suriye’de Şam hükümetinin yeni yapılanmasında kâğıt üzerinde yazılanlara değil uygulamalara bakmak gerekecek. Sizin sorunuzun yanıtı yeni Lübnan modeli demektir. Hem dini hem de siyasi etnik kimliklere göre isimlendiriyorsunuz. Cumhurbaşkanı, başbakan, bakanlar ve hatta mülki amirler etnik kimliklerin sayısal çokluğuyla mı yoksa temsil kabiliyetlerine göre mi belirlenecek bilinmiyor. Ama Orta Doğu pratiğinde Lübnan gerçeği gözümüzün önünde duruyor. Senaryonun yazarları kimi esas oğlan kimi esas kız rolünde oynatacak bilmiyoruz.
Mütercimler, yeni çözüm sürecine temkinli yaklaştı, Ankara’ya uyarılarda bulundu
– PYD’nin kontrolündeki gaz ve petrol yatakları merkezi otoritenin kontrolüne geçecek. Bu imzada SDG’nin ve Suriye hükümetinin ayrı ayrı ne kazandığını merak ediyorum…
Sanıyorum ekonomik kazançtan söz ediyorsunuz. Bu imzayla tabii ki, Suriye’nin yaşayabilmesi, ihracat/ithalat yapabilmesi, inşaat faaliyetlerini gerçekleştirebilmesi için paraya gereksinimi var. İfade ettiğiniz fosil yakıt yataklarından elde edilecek ürünün maddi karşılığının bir kısmını ABD şirketleri alacak, belki de İsrail ortaklığında gerçekleştirilecek. Türkiye buradan pay almak için mücadele etmek zorunda, çünkü ülkesinin ekonomik zararı çok büyük oldu. Ancak sözünü ettiği finans aktörlerinin Türkiye’nin oyun kurmasına göz yumacaklarını hiç sanmıyorum.
GÜN GELİR KIRMIZI HALI DÖŞENİR
– Cumhurbaşkanı Erdoğan, “27 Şubat itibarıyla kritik eşik aşılmış oldu. Neticenin süratle alınacağı kanaatindeyim” dedi. Terörsüz Türkiye hedefinde, sizin hep dikkat çektiğiniz “Suriye’deki terör örgütü ne olacak” kısmı böylece netliğe kavuştu mu?
Erdoğan’ın elinde istihbarat raporları olduğuna göre sonucun hızla alınacağına kanaat ediyor. PKK’nın Avrupa’daki finansal varlıkları donduruldu. Örgüt 2002 yılından beri terör örgütü listesinde yer alıyordu. Şimdilik SDG’ye ilk adımı attıran ABD, Ankara’ya kabul ettirdiyse de, MİT’in koridorlarında ne konuşuluyor bilemiyoruz. Geçmişte, Barzani ve Talabani dönem dönem Türkiye’nin kırmızı çizgisiydi, “hayduttu!”, neler neler söyleniyordu, ama gün geldi kırmızı halılar döşenerek karşılandılar.
İLİŞKİLERİN RUHUNDA BU VAR
Uluslararası ilişkilerin ve devletlerin ulusal çıkar değerlendirmelerinin ruhunda bu var. Mazlum Abdi verdiği bir demeçte, “Türkiye ile kuzey Suriye’deki çatışmalarda kapsamlı bir ateşkes sağlanması halinde yabancı terör örgütü mensuplarının Suriye’yi terk edeceğini” açıklamıştı. Bu ifade bize, SDG’nin kadrosuna ithal teröristlerin katıldığını ama hava araçlarıyla getirildiğini açıkça söylüyor. SDG unsurlarının Suriye ordusuna entegre edildiğini açıkladılar. İyimserlik için çok erken. Kozalardaki kelebeklerin ne zaman canlandırılacağını yalnızca üreticisi bilebilir.
Öcalan’ın akıbeti belki çoktan belirlenmiştir
– Bundan sonrası için Öcalan ve PKK için ne öngörüyorsunuz?
Suriye’deki tüm etnik ve dini azınlıkların haklarını güvence altına aldıklarını ilan ettiler ancak, görünen çıplak sonuç Kürtlere anayasal güvence verildiğidir. DEM’in de bunu kendisine referans alması ve talepte bulunacak oluşu çok normal karşılanmalıdır. Erdoğan’ın İmralı heyetiyle konuşmasında belki de bu konu gündeme gelecektir. En soğukkanlı, akılcı açıklamaların da Selahattin Demirtaş’tan geldiği görmezden gelinmemelidir. Öcalan adı, kılıfı ne olacak; şu anda belki belirlenmiştir, “kısmi afla” çıkarılacak, şehit ve gazi yakınları başta olmak üzere kamuoyu büyük ölçüde buna hazırlandı.
Sığınmacılar üç yıldan önce geri dönmezler
– Tüm bu tabloda sığınmacılar döner mi?
Üç yıldan önce Suriyelilerin ülkelerine döneceğini hiç sanmıyorum. Hangi anayasal, hukuki, siyasi ve ekonomik güvenceye inançla dönecekler.
– Büyük fotoğrafa baktığınızda stratejik hata var mı?
Büyük fotoğrafa baktığımda gördüğüm stratejik hata, üzerinde çok düşünülmüş GOP veya ilk adıyla BOP’un uygulanmasında Türkiye’nin de büyük zararlar göreceğinin analiz edilemeyişi idi. Söyleşiyi şöyle bitireyim; bir gazinoda iki assolist olmaz. Ankara Salih Müslim kartını masaya sürerse hangi şiddette tepkiyle karşılanır merak ediyorum. Erdoğan Roma’da ikinci adam olmaktansa Kartaca’da birinci adam olmayı mı isteyecek?
Source: İpek Özbey
Hamas”tan ABD”ye uyarı: Tehdit dili işleri çıkmaza sokar
Hamas, Gazze”de yeni ve tali anlaşmalar yapmak yerine 19 Ocak”ta varılan ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına geçilmesi gerektiğini belirtti.Hamas Sözcüsü Hazim Kasım, ABD Başkanı Donald Trump”ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff”un yeni ateşkes teklifine olumlu yanıt vermelerine rağmen bu yanıtın “kabul edilemez” olarak görülmesini AA muhabirine değerlendirdi.Kasım, “Yapılması gereken şey, yeni ve tali anlaşmalar yapmak değil, ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasını uygulamaya koymaktır. Anlaşmanın aşamalarını uygulamak hedefleri garanti eder. Tehdit diline başvurmak ise olumlu sonuç doğurmaz aksine işleri çıkmaza sokar.” dedi.Hamas sözcüsü, anlaşmanın hedeflerine ulaşmasının doğru yolunun, öncelikle daha önce üzerinde mutabakata varılan ve tüm taraflarca imzalanan hususların uygulanmasından geçtiğini dile getirdi.Kasım, ABD yönetiminin (19 Ocak”ta) anlaşma için bir çerçeve sunduğuna ve Witkoff dahil arabulucuların bunun başarılı olması için harekete geçtiğine dikkati çekti.İsrail devlet televizyonu KAN, 14 Mart”taki haberinde, Witkoff”un, Katar”ın başkenti Doha”da devam eden Gazze”de ateşkes müzakereleri kapsamında yeni teklif sunduğunu öne sürmüştü.İsrail”in “Kanal 12” televizyonu da Witkoff”un daha fazla esirin (10) serbest bırakılmasını öngören ilk teklifin uygulanabilir olmadığını fark ettikten sonra arabuluculara, Gazze Şeridi”ndeki tüm ABD vatandaşı esirler dahil olacak şekilde, sağ 5 esirin serbest bırakılması ve 9 esirin cenazelerinin teslim edilmesi teklifinde bulunduğunu kaydetmişti.Habere göre, Witkoff, Gazze Şeridi”nde ramazan ayını ve Yahudilerce kutsal Hamursuz Bayramı”nı kapsayacak şekilde 50 günlük ateşkes ve Filistinli esirlerin serbest bırakılmasını teklif etmişti.Hamas, ABD vatandaşlığı da bulunan hayattaki İsrail askeri Edan Alexander ile 4 ABD-İsrail vatandaşının naaşının teslim edilmesi yönündeki teklife olumlu yanıt vermesine rağmen Witkoff bu cevabı “kabul edilemez” olarak nitelemişti.Witkoff, “Teklif makuldü ve İsrailliler bu konuda bilgilendirildi ancak 3 gün bekledikten sonra Hamas”tan kabul edilemez bir yanıt aldık. Hamas”a akıllı davranma ve ABD saldırılarının Yemen”deki Husilere ne yaptığına bakmayı tavsiye ediyorum.” ifadesini kullanmıştı.03.03 ABD Başkanı Donald Trump”ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, Gazzeliler için “daha iyi bir yaşam sağlayacak tüm alternatifleri” araştırdıklarını söyledi.03.00 Hamas Sözcüsü Hazim Kasım, ABD Başkanı Trump”ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Witkoff”un yeni ateşkes teklifine olumlu cevap vermelerine rağmen bu cevabın “kabul edilemez” olarak görülmesine ilişkin konuştu. Kasım, “Yapılması gereken şey, yeni ve tali anlaşmalar yapmak değil, ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasını uygulamaya koymaktır. Anlaşmanın aşamalarını uygulamak hedefleri garanti eder. Tehdit diline başvurmak ise olumlu sonuç doğurmaz aksine işleri çıkmaza sokar.” dedi.01.34 İsrail”de muhalif liderler, iç istihbarat teşkilatı Şin-Bet (Şabak) Direktörü Ronen Bar”ı görevden alma kararını bildiren Başbakan Binyamin Netanyahu”ya tepki gösterdi.00.34 İsrail Başsavcısı Gali Baharav-Miara, Başbakan Binyamin Netanyahu”nun iç istihbarat teşkilatı Şin-Bet (Şabak) Direktörü Ronen Bar”ı keyfi olarak görevden alamayacağını ifade etti.00.30 İsrail polisi, Filistinli gazeteci Latife Abdullatif”i gözaltına aldı.
Source: Www.star.com.tr
Trump: Yarın Rusya Lideri Putin”le görüşeceğim
ABD Başkanı Trump, “Yarın Rusya Lideri Putin”le görüşeceğim, hafta sonu çok mesafe kaydedildi. Rusya-Ukrayna arasındaki anlaşmada odak noktası toprak ve enerji santralleri” açıklamasında bulundu.Ayrıntılar geliyor…
Source: Www.star.com.tr
Nükleer silah resti! Çağrıya sert tepki
Kuzey Kore, Kanada”da yapılan G7 dışişleri bakanları toplantısı sonrasında yayınlanan ortak bildiriye sert tepki gösterdi. Kuzey Kore Dışişleri Bakanlığı”ndan yapılan yazılı açıklamada, G7 ülkelerinin dışişleri bakanlarının Pyongyang yönetimine nükleer silah ve balistik füze programlarını sonlandırma çağrısı yaptığı hatırlatılarak, “Dünya barışı ve güvenliği ile nükleer silahların yayılmasını önlemeye dönük çabaların önündeki en büyük engel olan G7 üyelerinin, egemen bir devletin savaş caydırıcılığına sahip olma hakkını düşmanca söylemlerle sorgulamasından derin endişe duyuyoruz” ifadeleri kullanıldı. Kuzey Kore”nin egemenliğine ve iç işlerine müdahale edilmesine müsamaha göstermeyeceği vurgulanan açıklamada, “Saldırgan ve hegemonik siyasi ve askeri hedeflerini gerçekleştirmek için nükleer silahları temel araç olarak kullanan da, “nükleer paylaşım” ve “genişletilmiş caydırıcılık” adı altında yasadışı ve kötü niyetli nükleer yayılmacılık faaliyetleri yürüten de G7 ülkeleridir” suçlamasında bulunuldu. KUZEY KORE, G7 ÜLKELERİNİ NÜKLEER SUÇ ÖRGÜTÜNE DÖNÜŞMEKLE SUÇLADIG7 ülkelerinin dünyadaki nükleer gerilimden sorumlu olduğu iddia edilen açıklamada, “Tüm gerçekler, ABD ve müttefiklerinden oluşan G7″nin uluslararası nükleer krizin ve bu krizin şiddetlenmesinin sorumlusu olduğunu ve “nükleer silahlardan tam ve geri dönülemez bir şekilde vazgeçenin” ilk olarak G7 ülkeleri olması gerektiğini göstermektedir” denildi. G7 ülkelerinin nükleer hegemonya peşinde olduğu savunulan açıklamada, “Uluslararası barış ve güvenliği ciddi şekilde tehdit eden bir nükleer suç örgütüne dönüşen G7, “nükleer silahlardan arındırma” ve “nükleer silahlardan vazgeçme” konularından bahsetmeden önce modası geçmiş nükleer hegemonya hırslarından kurtulmalıdır” ifadelerine yer verildi. “NÜKLEER GÜCÜMÜZ ADALET ARACI OLMAYA DEVAM EDECEK”Pyongyang yönetiminin nükleer silah geliştirme faaliyetlerini hız kesmeden sürdüreceği vurgulanan açıklamada, “Kuzey Kore”nin çerçevesi kendi yasalarıyla çizilmiş olan nükleer güç statüsü kimsenin onu tanımasına bağlı değildir. Nükleer gücümüz, egemenliğimizi, toprak bütünlüğümüzü ve temel çıkarlarımızı savunmak, Kore Yarımadası”nda ve Kuzeydoğu Asya”da savaşı önlemek ve dünyada stratejik istikrarı sağlamak için güçlü bir adalet aracı olmaya devam edecektir” denildi. Açıklamada, “Kuzey Kore, dış nükleer tehditlere yanıt olarak nükleer silah kapasitesini nitelik ve nicelik olarak yenilemeye ve güçlendirmeye devam edecek, sorumlu bir nükleer güç olarak ülkenin, bölgenin ve dünyanın barış ve güvenliğini savunacaktır” ifadeleri kullanıldı. G7 DIŞİŞLERİ BAKANLARI KUZEY KORE”YE ÇAĞRI YAPMIŞTIABD, İngiltere, Almanya, Fransa, Japonya, Kanada ve İtalya”dan oluşan G7 ülkelerinin dışişleri bakanları, Kanada”da bir araya gelerek bir toplantı gerçekleştirmişti. Toplantı sonrasında yayınlanan ortak bildiride Kuzey Kore”nin nükleer silah ve balistik füze programlarının BM Güvenlik Konseyi kararlarını ihlal ettiği vurgulanmıştı. Pyongyang”a BM kararlarına uygun olarak nükleer silah ve balistik füze programlarını sonlandırma çağrısında bulunulmuştu. Fotoğrafları ilk kez yayınlandıKuzey Kore gözdağı verdiG7 ülkelerinden Rusya”ya çağrı: Teklifi kabul et
Source: Www.star.com.tr
Yemen”de bilanço ağırlaşıyor! Ölü sayısı yükseldi
Husilere ait sözde Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, saldırılarda aralarında 5 çocuğun da bulunduğu 53 kişi öldü, 9″u kadın ve çocuk olmak üzere 98 kişi yaralandı.Açıklamada, ABD”nin saldırısı ve başkent Sana ile çeşitli vilayetlerdeki sivil hedeflerin vurulması kınanırken, saldırılar, “ABD”nin suç dolu siciline eklenen tam teşekküllü savaş suçları” olarak nitelendirildi.Husiler, 7 Mart”ta yaptığı açıklamada, İsrail”e Gazze”ye yardımların girişine izin vermesi için 4 gün süre verdiğini, aksi takdirde İsrail”e karşı deniz operasyonlarını yeniden başlatacağını belirtmişti.Husilerin lideri Husi, 11 Mart”taki açıklamasında ise “Tel Aviv”e Gazze”ye yardımların girişine izin vermesi için tanınan sürenin sona ermesinin ardından İsrail gemilerinin Kızıldeniz, Umman Denizi, Bab el-Mendeb Boğazı ve Aden Körfezi”nde belirlenen bölgelerdeki geçiş yasağının yeniden başladığını” söylemişti.TRUMP TALİMAT VERMİŞTİABD Başkanı Donald Trump, Truth Social platformu hesabından 15 Mart”ta yaptığı açıklamada, orduya, Yemen”deki Husilere karşı “büyük bir saldırı” başlatma talimatı verdiğini duyurmuştu.İran destekli Husiler, pazar günü, ABD ile İngiltere”nin başkent Sana ile ülkenin kuzeyindeki Sada kentine düzenlediği hava saldırılarında çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 31 kişinin öldüğünü, 101 kişinin yaralandığını açıklamıştı.Husilerin lideri Abdulmelik el-Husi, yaptığı açıklamada, ABD”nin (Yemen”e) düzenlediği yeni saldırının askeri güçlerini daha da fazla geliştirmeye katkı sağlayacağını ifade etmiş, gerginliğin tırmandırılmasına aynı şekilde gerginliği tırmandırarak karşılık vereceklerini kaydetmişti.ABD”ye ait uçak ve savaş gemilerinin Husilerin hedefi olacağını belirten Husi, saldırılarını sürdürdüğü sürece deniz seferlerindeki engellemelerin Washington”u da kapsayacağını aktarmıştı.ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Yemen”de Husilere karşı başlattıkları saldırılarla “tüm dünyaya iyilik yaptıklarını” savundu.ABD Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, Rubio, CBS News kanalının “Face the Nation” programına verdiği mülakatta güncel konulara ilişkin açıklamalarda bulundu.Bakan Rubio, Yemen”deki Husilerin son 18 ayda ABD donanmasına 174 kez ticari gemilere ise 145 kez saldırı düzenlediğini belirterek, Husilerin, Kızıldeniz”den hangi gemilerin geçip hangilerinin geçmeyeceğini kontrol etmesine izin vermeyeceklerini ifade etti.Rubio, Husilerin “bunu yapma kabiliyetleri kalmayana kadar” ABD”nin Yemen”de Husilerin kontrolündeki bölgelere saldırılarının süreceğine işaret etti.Eski Başkan Joe Biden yönetiminin yaptığı tek şeyin saldırıya karşılık vermek olduğunu dile getiren Rubio, “Bu adamları ve onların küresel deniz taşımacılığını vurma kabiliyetlerini defederek tüm dünyaya iyilik yapıyoruz.” açıklamasında bulundu.Yemen”deki İran destekli Husiler, ABD”ye ait savaş uçaklarının, Kasım 2023″te ele geçirdikleri İsrail gemisi “Galaxy Leader”ın komuta kabinine yönelik iki hava saldırısı düzenlediğini duyurdu.Husilere ait El-Mesira televizyon kanalı, ABD”nin alıkonulan İsrail gemisi “Galaxy Leader”in komuta kabinini hedef aldığını aktardı.Husiler, saldırıya ilişkin başka detay vermezken, ABD veya İsrail tarafından konuya dair resmi bir açıklama yapılmadı.İsrail”in Walla gazetesinde 19 Kasım 2023″te yayınlanan haberde, Yemen”deki İran destekli Husilerin İsrailli bir şirketin ortağı olduğu “Galaxy Leader” gemisinin Kızıldeniz”de ele geçirdiği belirtilmişti.İsrail”in Walla gazetesinde yer alan haberde, Yemen”de Husilerin ele geçirdiği gemide İsrail vatandaşı bulunmadığı ifade edilmişti.Yemen”deki İran destekli Husiler, saldırılarına devam ettiği sürece deniz seferlerindeki engellemelerinin ABD”yi de kapsayacağını belirtti.Husilerin lideri Abdulmelik el-Husi, yaptığı açıklamada, ABD”nin (Yemen”e) düzenlediği yeni saldırının askeri güçlerini daha da fazla geliştirmeye katkı sağlayacağını ifade etti.Gerginliğin tırmandırılmasına aynı şekilde gerginliği tırmandırarak karşılık vereceklerini kaydeden Husi, bu saldırının, askeri yeteneklerini baltalama hedefine ulaşamayacağını iddia etti.ABD”ye ait uçak ve savaş gemilerinin Husilerin hedefi olacağını belirten Husi, saldırılarını sürdürdüğü sürece deniz seferlerindeki engellemelerin Washington”u da kapsayacağını aktardı.Husi, ABD ordusunun denizi savaş alanına dönüştürmesinin uluslararası seyrüseferi etkilediğini vurgulayarak, denizcilikte kimin tehlike oluşturduğunu bilmenin devletlerin görevi olduğunu ifade etti.Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreter Sözcüsü Stephane Dujarric, ABD”nin Yemen”de Husilerin kontrolündeki bölgelere düzenlediği saldırıları kaygıyla karşıladıklarını belirtti.BM Sözcüsü Dujarric, ABD”nin Husilere yönelik saldırılarına ilişkin yazılı açıklama yaptı.Dujarric, açıklamasında, “ABD”nin Yemen”de Husilerin kontrolündeki bölgelere düzenlediği ve ölüm ve yaralanmaların olduğu bildirilen saldırıları kaygıyla karşılıyoruz. Husilerin Kızıldeniz”deki gemileri hedef alan saldırılarına devam etme tehditlerinden de endişe duyuyoruz.” ifadelerini kullandı.Bölgede gerilimin tırmanmasına ilişkin, “azami itidal ve tüm askeri faaliyetlerin durdurulması” çağrısında bulunan Dujarric, “Herhangi bir ilave tırmanış bölgesel gerilimleri daha da artırabilir, Yemen”i ve bölgeyi daha da istikrarsızlaştırabilecek misillemeleri körükleyebilir ve ülkede zaten kötü olan insani durum için ciddi riskler doğurabilir.” değerlendirmesini yaptı.Yemen”deki İran destekli Husiler, ülkeye yoğun saldırıları sebebiyle ABD”nin uçak gemisi USS Harry S. Truman”ın balistik füzeler ve İHA”larla vurulduğunu duyurdu.Husilerin Askeri Sözcüsü Yahya Seri, yaptığı açıklamada, son birkaç saat içinde ABD”nin Yemen”e 47 hava saldırısı düzenlediğini kaydetti.Bu saldırıya karşılık olarak gerçekleştirildiğini belirttiği saldırıya ilişkin Seri, şu ifadeleri kullandı:”Kızıldeniz”in kuzeyinde ABD uçak gemisi USS Harry S. Truman ve savaş gemilerini, 18 balistik ve seyir füzesi ile bir İHA”yla hedef aldık.”Seri, Husilerin, Yemen”i hedef alan saldırıya karşılık Kızıldeniz ve Basra Körfezi”ndeki ABD savaş gemilerinin tümünü hedef almaktan asla tereddüt etmeyeceğini vurguladı.Gazze Şeridi”ne yardımların ve temel ihtiyaçların girişine izin verilinceye kadar deniz bölgesindeki engellemenin devam edeceğini belirten Seri, İsrail”e karşı deniz ablukası uygulamayı ve ilan edilen operasyon bölgesinde İsrail gemilerini engellemeyi sürdüreceklerinin altını çizdi.
Source: Www.star.com.tr
Trump: Yarın Putin ile konuşacağım
ABD Başkanı Donald Trump, Salı günü Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşmeyi planladığını söyledi. Florida dan Washington a dönüşü sırasında uçakta gazetecilere açıklamalarda bulunan Trump, Salı günü Başkan Putin ile görüşeceğim. Hafta sonu boyunca çok fazla çalışma yapıldı. dedi. Rusya-Ukrayna Savaşı nı sonlandırmak için temasları süren Trump, Bu savaşı sona erdirebilir miyiz görmek istiyoruz. Belki yapabiliriz dedi. ENERJİ SANTRALLERİNDEN, TOPRAKTAN BAHSEDECEĞİZ ABD Başkanı, Ukrayna nın geçen hafta kabul ettiği 30 günlük ateşkes önerisi için Putin in desteğini almaya çalışıyor, çünkü her iki taraf da hafta sonu boyunca hava saldırılarına devam etti. Trump, Putin ile savaşın sona ermesini amaçladığı konuşmanın bir kısmında toprak ve enerji santrallerinden bahsedileceğini söyledi. Topraktan bahsedeceğiz. Enerji santrallerinden bahsedeceğiz diyen Trump, bunu belirli varlıkların bölünmesi olarak tanımladı. Toprak hakkında konuşacağız. Elektrik santralleri hakkında konuşacağız, dedi Trump, tavizler sorulduğunda. Sanırım her iki taraf, Ukrayna ve Rusya tarafından çokça tartışıldı. Zaten bunun hakkında konuşuyoruz, belirli varlıkları bölüştürmek. HER İKİ TARAF ARASINDAKİ SORULARI AZALTTIK Trump ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff da Rusya nın başkenti Moskova da Putin ile yaptığı görüşme ve Putin in ateşkes arayışında samimi olup olmadığı sorusuna, Her iki taraf arasındaki sorunları azalttık. Bence çok ilerleme kaydettik ve bu toplantı da bunun altını çiziyor. yanıtını vermişti. Witkoff, Trump ve Putin in bu hafta telefonda görüşeceğine yönelik beklentisine dair soruyu, Şunu varsayıyorum ki biliyorsunuz, Başkanın ilk döneminden beri gerçek bir ilişkileri var. Başkan Putin ile yaptığım ilk ziyaretten sonra zaten konuştular. Bence iki başkan arasında çok olumlu ve yapıcı bir görüşme olacak. şeklinde yanıtlamıştı.
Source: Habertürk
ABD: Gazzeliler için “tüm alternatifleri” araştırıyoruz
ABD Başkanı Donald Trump ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, Gazzeliler için daha iyi bir yaşam sağlayacak tüm alternatifleri araştırdıklarını söyledi. Witkoff, CBS News kanalının Face the Nation programına verdiği mülakatta güncel meselelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Gazze deki Filistinlilerin zorla yerinden edilmesi planına ilişkin Witkoff, Gazzeliler için daha iyi bir yaşam sağlayacak tüm alternatifleri ve seçenekleri araştırdığımızı düşünüyorum. değerlendirmesinde bulundu. Witkoff, şu anda çatışmaya bir çözüm getirmek istediklerini kaydetti. TRUMP IN GAZZE Yİ DEVRALMA PLANI ABD Başkanı Donald Trump, 4 Şubat ta Beyaz Saray da kabul ettiği İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile düzenlediği ortak basın toplantısında, ABD nin Gazze Şeridi ni devralacağını ve buraya sahip olacağını söylemişti. Gazze nin artık tamamen bir yıkım alanı olduğunu kaydeden Trump, buradaki Filistinlilerin başta Mısır ve Ürdün olmak üzere komşu ülkelerde inşa edilecek yeni yerleşim yerlerine gitmelerinin çok daha iyi olacağını savunmuştu. Trump, Filistinlilerin Gazze den ayrılmaktan başka seçeneklerinin olmadığını da iddia etmişti.
Source: Habertürk
Trump-Putin zirvesi Salı günü: Gündemde Ukrayna savaşı var
ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile 18 Mart Salı günü Ukrayna’daki savaşın sona erdirilmesi amacıyla bir görüşme gerçekleştireceğini açıkladı.
Florida’dan Washington’a dönüşü sırasında Air Force One uçağında gazetecilere konuşan Trump, “Salı günü Başkan Putin ile konuşacağım. Hafta sonu pek çok çalışma yapıldı. Bu savaşı sona erdirip erdiremeyeceğimizi görmek istiyoruz. Belki yapabiliriz, belki yapamayız ama bence çok iyi bir şansımız var” ifadelerini kullandı.
Trump’ın açıklaması, üç yıldır devam eden Ukrayna-Rusya savaşında diplomatik çözüm arayışlarına yönelik önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Görüşmede, özellikle toprak düzenlemeleri, enerji santrallerinin kontrolü ve tarafsızlık statüsü gibi başlıkların masada olacağı bildirildi.
Ayrıca, Rusya’nın NATO’nun Ukrayna’yı üyeliğe kabul etmeyeceğine dair yazılı güvence talep ettiği, Ukrayna’nın ise tarafsız bir ülke olarak tanımlanmasını kabul etmeye hazır olduğu aktarıldı.
Rusya”nın üç yıl önce başlattığı işgal girişiminde Ukrayna hükümetini devirmeyi başaramadığı ancak ülkenin önemli bir bölümünü hâlâ kontrol altında tuttuğu biliniyor. Bu süreçte, özellikle Donbas bölgesindeki çatışmalar ve hava saldırılarının devam ediyor.
Trump, Putin’in 30 günlük bir ateşkes teklifine olumlu yaklaşması için diplomatik baskı uyguluyor. Ukrayna tarafının bu teklifi kabul ettiği belirtilse de Rusya’nın saldırılarını durdurmadığı, özellikle Kursk bölgesinde Ukrayna güçlerini geri püskürtmek için yoğun çaba sarf ettiği bildirildi.
Source: Dünya Gazetesi
Dünyanın beklediği görüşme tarih netleşti
ABD Başkanı Donald Trump, yarın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile konuşacağını açıkladı.
Trump, Florida”dan Washington”a gittiği uçakta gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Başkan Trump, “Salı gününe kadar açıklayacak bir şeyimiz olup olmadığını göreceğiz. Salı günü Başkan Putin ile konuşacağım. Hafta sonu pek çok çalışma yapıldı. Bu savaşı sona erdirip erdiremeyeceğimizi görmek istiyoruz.” ifadelerini kullandı.
Trump, Putin ile “toprak” ve “enerji santralleri” hakkında konuşacaklarını da aktardı.
Source: Haber Merkezi
Hasan Hüseyin Öz yazdı: ABD”nin büyük altın krizi
Amerikan gücü, diğer ülkelere zarar verme yeteneğine dayanıyor. Onları bombalayabilme, rejim değişikliklerini finanse edebilme ve ekonomik olarak tehdit edebilme kabiliyeti…Tabi bu tehditleri sürdürebilmek büyük miktarda para gerektiriyor.Bugün yaşanan kriz de tam olarak bununla ilgili.Çünkü ABD artık bu sistemi sürdürecek kadar güçlü değil.Emperyalistlerin yaydığı enformasyonu mutlak zanneden bağımlılar kabul etmese de gerçek bu.Bu gerçek, altın fiyatlarının yükselişiyle birlikte su yüzüne iyiden iyiye gün yüzüne çıktı.Onun için ABD”de Hazine Bakanlığı”nın altın rezervlerini tuttuğu Fort Knox merkezli bir tartışma yürütülüyor uzun zamandır.Bundan birkaç hafta önce Elon Musk, New York”taki Federal Rezervde ve Fort Knox”ta ne kadar altın bulunduğunu belirlemek için bir denetim yapmaya çalıştıklarını duyurdu.Bu açıklama, küresel finans dünyasında ciddi tartışmalar sebep oldu.Çünkü Fort Knox”ta gerçekten altın olup olmadığı yıllardır büyük bir muamma.”Kasaların içinde gerçekten altın var mı?” diyerek denetleme yapmak isteyen senatörler bile “bu bir ulusal güvenlik meselesidir” diyerek geri çevrildiler.”Federal Rezerv”i ve Fort Knox”u denetleyeceğiz” diyen Elon Musk güvenlik söylemini aşmayı becerebilecek mi, bekleyip göreceğiz.DOLARIN ÇÖKÜŞÜ VE ALTININ YÜKSELİŞİİşte bu tartışmalar ortasında Altın fiyatları yükseliyor çünkü “ABD artık elinde yeterli altın bulunduramıyor ve bu yüzden fiyatı aşağı çekemiyor.” görüşü hâkim.Hatta ABD, altını geri satın almaya çalışıyor.Altınları Fort Knox”a geri koyarak piyasaya “bakın, aslında ABD”nin rezervi güçlü” imajı yaymak istediğini söyleyenler bile var.Dünya bu oyuna inanıyor mu?Hayır.Çünkü asıl gerçek şu…1971″de dolar-altın standardı terk edildiğinden beri ABD, altını piyasalardan çekerek fiyatları manipüle ediyordu.Artık bu mümkün değil.MERKEZ BANKALARI DOLARI TERKEDEBİLİRAltın fiyatları yükseldikçe, yalnızca Rusya ve Çin değil, Avrupa”nın tamamı ve hatta dünyanın her yerindeki ülkeler şu soruyu sormaya başlıyor:”Rezervlerimizde ABD Hazine tahvili tutmaktansa neden altın tutmuyoruz?”Ve bu sorunun cevabı küresel finansal dengeleri kökten değiştirebilir.Çünkü:Dediğim gibi altın fiyatları sürekli yükseliyor.ABD tahvilleri giderek daha riskli hale geliyor.Çin ve Rusya, dolara bağımlı olmadan ticaret yapıyor.Sonuç olarak merkez bankaları, ellerindeki ABD tahvillerini satıp altın almaya yöneliyor.Ve bu, ABD dolarının küresel rezerv para statüsünü sarsabilecek en büyük tehlikelerden biri.ABD”NİN “BEDAVA YOLCULUĞU” SONA MI ERİYOR?ABD uzun yıllardır küresel ekonomide “exorbitant privilege yani aşırı ayrıcalık” dediğimiz bir sistemden faydalanıyordu.Bu sistem sayesinde:ABD sınırsız para basabiliyordu.Borçlarını ödemeden sürekli yeni borç alabiliyordu.Ve dünya, doların yerine geçebilecek bir alternatif göremediği için bu düzen devam etti.Ancak artık bu düzen korkunç bir kriz yaşıyor.Çünkü ABD”nin dış borcu devasa boyutlara ulaştı. Bütçe açığı içinden çıkılmaz hal aldı.Kolaycılar ABD dolar basar diyor, oysa, küresel piyasalarda dolar fazlası var.Yabancı ülkeler şunu söylüyor…”ABD tahvillerine daha fazla yatırım yapmayacağız.”Ve bu, Amerikan dolarının küresel ekonomideki merkezi rolünü hızla aşınacağı anlamına geliyor.SON BİR NOT:İktisatçı Michael Hudson diyor ki… Diğer ülkeler ABD”den alacaklarının dolar cinsinden ödemesini istemiyor. Artık küresel piyasada bir dolar fazlası (dollar glut) var. Ve bence bu, Başkan Trump”ın askeri harcamaları azaltmamız gerekiyor demesine neden olan en büyük etkenlerden biri.
Source: Hasan Hüseyin Öz
Filiz Katman yazdı: “Birleşik” Avrupa
Krizden krize koşan Avrupa”dan “Birleşik” Avrupa sloganlarının atıldığı günlerin eş zamanlı olması düşündürücü.Eş zamanlılık demişken, 15 Mart 2025, Macaristan”da bir anma günü olarak da geçiyor. Resmi olarak 1848 Devrimi Anma Günü ve Avusturya İmparatorluğu”na karşı 1848 Macar Devrimi”nin başlangıcının anıldığı bu tarih, Macaristan”ın üç ulusal bayramından biridir.Tabii yine eş zamanlılığın bir başka veçhesi ise üç ülkede eş zamanlı olarak geniş katılımlı gösterilerin gerçekleşmesi: Macaristan, Romanya, Sırbistan.Tevatür muhtelif.”3 komşu, bir kavga” diyen de var,İşin ilginci “başka amaçlar uğruna kullanılmasına izin vermeme” durumu var; bu, “Ukrayna” olsa bile.”İkonik” görüntülerin haddi hesabı yok. Nüfusu 6,6 milyon olan Sırbistan”ın başkenti Belgrad”da 1 milyona yakın kişinin bir arada olduğu fotoğraf gibi.Her açıdan “ikonik” olma yolunda ilerliyor. Göstericilere karşı 160 dB”ye kadar hedefe yönelik bir ses demeti ateşleyen “sonik silahlardan” olan “uzun menzilli akustik araç” kullanıldığı iddiası gibi.1 Kasım 2024″te Novi Grad tren istasyonunun beton çatısının çökmesi sonucu 15 kişinin vefatı sonrası öğrencilerin hareketlenmesiyle Aralık ayından bu yana dört aydır 130 günden fazladır sürmesi de bir diğer “ikonik” unsur. Ülke tarihinin “en büyük gösterilerinden biri” olması da başka “ikonik” bir unsur.Değişen dünyada bu görüntüler ve “ikonik” unsurlar bu konuda da değilimin kaçınılmaz olduğunu gösteriyor.Bakalım yaratacağı sonuçlarına da yansıyacak mı bu “değişimin ayak sesleri”.
Source: Filiz Katman
Japonya Başbakanı Ishiba: Döviz kurlarını manipüle etmiyoruz
Başbakan Ishiba bir parlamento komitesinde yaptığı konuşmada “Döviz kurlarını manipüle etmiyoruz. Yeni zayıflatarak ihracatı daha ucuz hale getirmenin daha iyi olduğuna inanmanın Japonya”nın yapması gereken bir şey olduğunu düşünmüyorum” dedi. Ishiba, bunun yerine, ihracatını güçlendirmek için Japonya”da üretilen ürünlerin kalitesini arttırmaya devam etmesi gerektiğini söyledi.
Başkan Trump Japonya”yı yenin değerini düşürmek ve ABD”li üreticileri dezavantajlı duruma düşürmekle suçladı. Trump ticaret açığını kapatmak için çeşitli gümrük vergisi tehditlerinde bulundu. Ishiba ve diğer bakanlar bu suçlamayı reddetti. Geçtiğimiz yıllarda Japonya, dolar karşısındaki keskin düşüşleri durdurmak için yen satın alarak döviz piyasalarına müdahale etti.
Source: Dünya Gazetesi
M. Yalçın Yılmaz yazdı: Kader ittifakı
Türkiye, geçtiğimiz aylarda İmralı”dan gelecek açıklamaya odaklanmıştı. Eylül 2024″ten beri terör örgütünün yaşayacağı dönüşümü yazarken jeopolitik gelişmelere ve bölgedeki gelişmelere odaklandık bu köşede.Herkesi şaşırtan bu sürecin ne anlama geldiğini anlamak için ise hafızalara başvurmak yerine geleceğe odaklanmak gerekiyor.Ankara tarafından Terörsüz Türkiye adı verilen süreç aslında tarihi bir Kader İttifakı.Bölgede yaşanabilecek hareketlilik karşısında Kürt halklarının geleceğini düşünen Ankara, 7 Ekim 2023 tarihinde başlayan sürecin domino etkisini hesaba kattı. İsrail ve İran arasında Kürt gruplara dönük plan yapanlara karşı titiz ve hassas bir süreç yürüttü. İç cephe tahkim edildi.Öcalan”ın tarihi açıklamasından sonra Demirtaş”tan gelen yazı da Türk-Kürt kardeşliğini merkeze alıyor ve yeni bir paradigmanın benimsendiğini gösteriyor.YEMEN”DE İRAN”A VERİLEN MESAJİsrail-ABD ittifakının İran”a dönük müdahale konseptinin boyutları merak konusu. Aslen Yemen”de yaşanan süreç İran nüfuzuna karşı İsrail-ABD ittifakının beklenen cevabı.İsrail”in Şam”a bakışını değiştirecek ziyaret ise Ankara”nın troykası tarafından gerçekleştirildi. Fidan, Güler ve Kalın”ın Şam ziyareti çok boyutlu bir mesaj içeriyor.Esad döneminde Suriye sahasındaki İran varlığı, Lübnan”da Hizbullah varlığı, Yemen”de Ensarullah (Husiler) aynı eksende yer alıyordu. Suriye”deki dönüşüm sonrası Lübnan”a lojistik akışı kesilen bir Tahran var artık.Yemen”de ne yazık ki sivillere yapılan saldırı İran”a verilen mesajın ne boyutta olabileceğini gösteriyor. Ensarullah Hareketi deniz seyrüseferine müdahalenin ne anlama geldiğinin farkında.İran, Yemen”deki gelişmelere kayıtsız kaldığı taktirde bir cepheyi daha kaybetmiş olacak.Meselenin özünde ise Doğu Akdeniz ticaret yolu var. Kızıldeniz girişli ve Süveyş Kanalı çıkışlı bu hat dünya ticaretinin en kritik hattı. Çin”in yükselen ticaretindeki bu stratejik güzergâh tıpkı Panama kanalı gibi Trump”ın dikkatini çekiyor.İran-Çin ilişkisi ise petrol satışının ötesinde Arap Plakasındaki İran nüfuzunu da kapsıyordu. Trump”ın bu ilişkiyi bitirme hedefi çok net. Tahran-Pekin ilişkisini zayıflatmak için hangi adımlar atacak göreceğiz.
Source: M. Yalçın Yilmaz
Trump Putin ile konuşacak: Görüşmenin tarihi belli oldu
ABD Başkanı Donald Trump, Florida”dan Washington”a gittiği uçakta gazetecilere açıklamalarda bulundu. Trump, “Salı gününe kadar açıklayacak bir şeyimiz olup olmadığını göreceğiz. Salı günü (Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin ile konuşacağım. Hafta sonu pek çok çalışma yapıldı. Bu savaşı sona erdirip erdiremeyeceğimizi görmek istiyoruz.” ifadelerini kullandı. Trump, Putin ile “toprak” ve “enerji santralleri” hakkında konuşacaklarını da aktardı.
Source:
Küresel piyasalar haftaya pozitif seyirle başladı
ABD yönetiminin korumacı ticaret tutumu yatırımcıların odağında olmayı sürdürürken, bu durumun küresel ekonomi üzerindeki etkilerine yönelik belirsizlikler varlığını koruyor.
Çin tarafı ise küresel ekonomide artan belirsizlikler ve ABD tarifelerinin etkilerini azaltmak için iç tüketimi güçlendirmeye yönelik bir “özel eylem planı” açıkladı.
Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Konseyinden yapılan açıklamada, planın, tüketimi güçlü bir şekilde artırmak, iç talebi her yönde genişletmek, geliri artırarak ve yükleri azaltarak tüketim kapasitesini iyileştirmek amacıyla tüm bölge ve birimlere gönderildiği bildirildi.
Bu gelişmelerin yanı sıra ABD Senatosu, cuma günü federal hükümetin kapanmasını önleyecek bütçe tasarısını onayladı. ABD”de federal hükümete 30 Eylül”e kadar finansman sağlanmasını öngören bütçe tasarısı senatodaki oylamada 46″ya karşı 54 oyla kabul edildi.
Öte yandan, Yemen”deki artan jeopolitik riskler de yatırımcılar tarafından yakından takip ediliyor. ABD Başkanı Donald Trump, cumartesi günü ABD ordusuna, Yemen’deki Husilere karşı büyük bir saldırı başlatma talimatı verdiğini açıkladı.
Açıklama sonrası bölgede çatışmalar artarken, ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, Yemen”de Husilere karşı başlattıkları saldırıların devam edeceğini bildirdi.
Hegseth, “Husiler, “gemilerinize ve insansız hava araçlarınıza saldırmayı bırakacağız” dedikleri anda bu saldırılar sona erecek ama o zamana kadar amansız bir şekilde devam edecek.” ifadesini kullandı.
Husiler, 7 Mart”ta yaptığı açıklamada, İsrail”e Gazze”ye yardımların girişine izin vermesi için 4 gün süre verdiğini, aksi takdirde İsrail”e karşı deniz operasyonlarını yeniden başlatacağını belirtmişti.
Bu gelişmelerle ABD”nin 10 yıllık tahvil faizi yüzde 4,31 seviyesinde dengelenirken, dolar endeksi yatay seyirle 103,7 seviyesinde bulunuyor.
Trump”ın tarife politikalarının sonuçlarına ilişkin endişeler ve merkez bankalarının alımları ile altının ons fiyatı cuma günü 3 bin doların üzerini görerek rekor kırdı. Geçen haftayı 2 bin 985 dolardan kapatan altının ons fiyatı, yeni haftaya yüzde 0,1 düşüşle 2 bin 983 dolardan başladı.
Brent petrolün varil fiyatı ise artan jeopolitik risklere paralel olarak yüzde 0,6 artışla 70,7 dolardan işlem görüyor.
New York Borsası”nda cuma günü, S&P 500 endeksi yüzde 2,13, Nasdaq endeksi yüzde 2,61 ve Dow Jones endeksi yüzde 1,65 yükseldi. ABD”de endeks vadeli kontratlar haftaya negatif bir seyirle başladı.
Avrupa borsalarında cuma günü pozitif bir seyir izlenirken, Almanya”da siyasi partiler kamu borçlanmasında artış yapılması konusunda anlaştı.
Almanya”nın bir sonraki başbakanı olması beklenen Friedrich Merz, cuma günü kamu borçlanmasında artış yapılmasına ilişkin olarak Yeşiller Partisi ile uzlaşıya vardı.
Yeşiller Partisi”nin genel seçimlerin ardından yeni hükümeti kurmak için koalisyon müzakerelerine başlayan Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partileri ile Sosyal Demokrat Partinin (SPD) hazırladığı savunma ve yatırım paketini 18 Mart’ta Federal Meclis”te düzenlenecek oylamada desteklemesi bekleniyor.
Analistler söz konusu paketin 500 milyar avro değerinde olacağını hatırlatarak, anlaşmanın ülkedeki imalat aktivitesini canlandırma noktasında etkili olabileceğini söyledi.
Cuma günü, Almanya”da DAX 40 yüzde 1,86, Fransa”da CAC 40 endeksi yüzde 1,13, İtalya”da FTSE MIB 30 endeksi yüzde 1,73 ve İngiltere”de FTSE 100 endeksi yüzde 1,05 değer kazandı. Avrupa”da endeks vadeli kontratlar yeni haftaya ise karışık bir seyirle başladı.
Asya borsalarında pozitif bir seyir izlenirken, Çin”in iç talebi artırmaya yönelik eylem planı bölgedeki risk iştahını artıyor.
Pazar günü açıklanan planda iç tüketimin artırılmasına yönelik yeni stratejiler ifade edilirken, kentsel ve kırsal gelirlerin artırılması çağrısında bulunuldu.
Öte yandan, bugün açıklanan veriler Çin”deki iç talebe ilişkin iyimser sinyaller verdi.
Çin”de, şubat ayına ilişkin perakende satışlar yıllık bazda yüzde 4 artarak beklentilerin üzerinde gerçekleşirken, aynı dönemde sanayi üretimi yıllık yüzde 5,9 yükselişle tahminleri geride bıraktı.
Ülkede şubat ayı işsizlik oranı yüzde 5,4 ile öngörülerin üzerinde gerçekleşirken, konut fiyatları aynı dönemde düşüş serisini sürdürerek yıllık bazda yüzde 4,8 azaldı.
Analistler, beklentilerin üzerinde gelen perakende satış verilerinin ülkedeki iç talebe yönelik iyimserlikleri beslediğini kaydederek, deflasyon gölgesindeki Çin ekonomisi için iç talebin artırılmasının önemli olduğunu ifade etti.
Bu gelişmelerle kapanışa yakın Japonya”da Nikkei 225 endeksi yüzde 1,3, Güney Kore”de Kospi endeksi yüzde 1,5, Hong Kong”da Hang Seng endeksi yüzde 1,4 ve Çin”de Şanghay bileşik endeksi yüzde 0,3 yükseldi.
Yurt içinde cuma günü alış ağırlıklı bir seyir izleyen Borsa İstanbul”da BIST 100 endeksi, günü yüzde 1,05 değer kazanarak 10.840,59 puandan tamamladı.
Dolar/TL, cuma günü yüzde 0,2 düşüşle 36,5286″dan kapanırken, bugün bankalararası piyasanın açılışında yüzde 0,4 artışla 36,6750 seviyesinden işlem görüyor.
Analistler, bugün yurt içinde bütçe dengesi, yurt dışında ise ABD”de perakende satışlar ile New York Fed imalat sanayi endeksinin takip edileceğini dile getirerek, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 10.850 ve 10.950 puanın direnç, 10.700 ve 10.600 seviyelerinin destek konumunda olduğunu kaydetti.
Piyasalarda bugün takip edilecek veriler şöyle:
11.00 Türkiye, şubat ayı bütçe dengesi
15.30 ABD, şubat ayı perakende satışlar
15.30 ABD, mart ayı New York Fed imalat sanayi endeksi
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
Husilerden ABD”ye misilleme! Son 24 saatte ikinci saldırı
Husilerin Askeri Sözcüsü Yahya Seri, yaptığı açıklamada, ABD”nin Yemen”e yönelik saldırılarına yanıt olarak ve Bedir Gazvesi”nin yıl dönümünde “zulüm ve kibre karşı İslam”ın mücadelesinin devamı olarak” Kızıldeniz”in kuzeyinde bulunan uçak gemisinin birkaç saat süren operasyon sonucu balistik, seyir füzeleri ve insansız hava araçlarıyla vurulduğunu belirtti.Yemen”e yönelik saldırı hazırlığının başarısızlığa uğratıldığını vurgulayan Seri, füze ve İHA saldırıları sonucu ABD savaş uçaklarının geri dönmek zorunda kaldığını ifade etti.- “SALDIRILARA MİSİLLEME DEVAM EDECEK”Seri, ABD”nin saldırılarına karşılık verilmeye devam edileceğini dile getirerek, Husilerin lideri Abdulmelik el-Husi”nin daha fazla askeri tırmanış seçeneğinin devreye sokulacağı yönündeki açıklamalarına dikkati çekti.Gazze Şeridi”ne yardımların ve temel ihtiyaçların girişine izin verilinceye kadar deniz bölgesindeki engellemenin süreceğini belirten Seri, İsrail”e karşı deniz ablukası uygulayacaklarının ve ilan edilen operasyon bölgesinde İsrail gemilerini engelleyeceklerinin altını çizdi.Husiler, 7 Mart”ta yaptığı açıklamada, İsrail”e Gazze”ye yardımların girişine izin vermesi için 4 gün süre verdiğini, aksi takdirde İsrail”e karşı deniz operasyonlarını yeniden başlatacağını belirtmişti.ABD Başkanı Donald Trump, Truth Social platformu hesabından 15 Mart”ta yaptığı açıklamada, orduya Yemen”deki Husilere karşı “büyük bir saldırı” başlatma talimatı verdiğini duyurmuştu.Husilerin lideri Abdulmelik el-Husi, yaptığı açıklamada, ABD”nin (Yemen”e) düzenlediği yeni saldırının askeri güçlerini daha da fazla geliştirmeye katkı sağlayacağını ifade etmiş, gerginliğin tırmandırılmasına aynı şekilde gerginliği tırmandırarak karşılık vereceklerini kaydetmişti.ABD”ye ait uçak ve savaş gemilerinin Husilerin hedefi olacağını belirten Husi, saldırılarını sürdürdüğü sürece deniz seferlerindeki engellemelerin Washington”u da kapsayacağını bildirmişti.İran destekli Husiler, ABD ile İngiltere”nin başkent Sana”nın da arasında yer aldığı bazı kentlere düzenlediği hava saldırılarında 53 kişinin öldüğünü, 98 kişinin yaralandığını açıklamıştı.Yemen”de bilanço ağırlaşıyorTrump”tan Husilere karşı büyük saldırı talimatı! ABD”li bakandan ilk açıklamaHusiler ile ABD arasında gerilim tırmanıyor: İHA”larla hedef aldılar
Source: Www.star.com.tr
Ülkesine dönen Suriyeli sayısı belli oldu
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Göç verileri dinamik olup gün gün değişebilmektedir. Dün yaptığım bir konuşmada 6 Mart tarihini esas alarak geriye dönüşlerde genel sayının 873 bin olduğunu ifade etmiştim. Göç İdaresi Başkanlığımızın verilerine göre; Suriyelilerden gönüllü, güvenli, onurlu ve düzenli geri dönüş yapanların sayısı; 9 Aralık 2024-16 Mart 2025 arası 145 bin 639, 2017-2025 arası toplam 885 bin 642″dir. İlk aşamada sınır ötesi harekatlar ile oluşturduğumuz güvenli bölgelere geri dönüşler yaşandı. Ardından, diktatör rejimin devrilmesi ile geriye dönüşler hızlandı. Yeniden yapılanma sürecinde olan Suriye”de güvenlik şartları, temel hizmetler ve ekonomik ortam iyileştikçe bu sayıların daha hızlı artması beklenmektedir” ifadelerini kullandı.
Source: