Saray’ın dört dörtlük iftarları!
Sevgili okurlarım, Türkiye’de her zaman geçerli olan iki önemli husus vardır…
Din ticareti ve din sömürüsü!
Bu iki kavram özellikle ramazan geldiğinde doruk noktasına ulaşır. Ancak bu işin ağır bir bedeli vardır.
İftar sofraları donatmak.
O sofraları devletin ve milletin parasıyla kuruyorsanız sıkıntı yoktur. Faturasını ilgili kurum öder ve böylece siz de “İftar vermiş” olursunuz…
Ve böylece çeşitli çevrelerde isminiz geçer, bazılarının gözünde saygınlık kazanırsınız!
Ramazan ayının çok önemli bir özelliği daha vardır…
Çeşitli vesilelerle vatandaştan para toplamak!
Önceden dernekler ve vakıflar kurar, camilerde ve tutucu semtlerde örgütlenirsiniz.
Bu üçkağıtçıların parası boldur.
Yandaş medyada birbiri ardına reklamları yayınlanır.
Bazıları, paraları adını bilmediğimiz, haritadaki yerinden bile haberimiz olmayan bir takım ülkelere gönderecekleri iddia eder.
Bizim vatandaşımız bu oyuna nasıl düşer de bunlara para kaptırır, aklın alacağı iş değildir.
Size kısaca söyleyeyim, vatandaşın cebinden çıkan bu sözüm ona yardım paralarının hiçbiri yerine ulaşmaz, bu uyanıkların ve sahtekarların ceplerine hortumlanır.
Buluşları (!) da çok ilginçtir…
Bazıları Afrika’daki açlara para verecektir!
Bazıları Afrika’da su arayıp ahaliye dağıtacaktır!
Yardımların bir bölümü Filistin’e gidecektir.
Paralar bunların cebine böyle bul karayı al parayı yöntemleriyle akıtılır.
Yalan üstüne yalan.
Toplu iftarlar sürecinde şimdi bizim Saray da en ön sıralarda yer alıyor…
Televizyonu açtığımız her akşam bu olanları izlemek zorunda kalıyoruz.
Bizim Saray’da her akşam toplu iftar var. Bunun programı önceden belli.
Önce davetliler salona alınacak, konuklar yerlerine oturtulacak.
Sonra Recep Tayyip çıkacak kürsüye ve danışmanları tarafından hazırlanan parti propagandasını mikrofondan okuyacak.
İftar törenine belki Diyanet’in Ali Erbaş isimli başkanı da ekibiyle birlikte katılacak.
Allah işledikleri günahları affetsin diye bunlar da dua edecekler.
Peki kimler çağrılıyor Saray’daki toplu iftarlara?
Kendilerinden yana olduklarını tahmin ettikleri herkes!..Ya da ikna edeceklerini düşündükleri kalabalık kesimler!
Katılanlar açısından bakıldığında her akşam sürprizler var.
Askerler, polisler, öğretmenler, esnaf, iktidar milletvekilleri, büyükelçiler dahil kamu görevlileri…
Ve iki gün önce de yetim kalmış çocuklara Saray’da iftar verdi!
Bunların tamamına her akşam siyasi nutuk attıyor!
Yiyecek içecek listesine gelince…
Günün listeleri Saray mutfağında özenle hazırlanıyor. Listede yok yok.
İftar saati geldiğinde verilen bir komutla birlikte en az 100 garson ellerinde iftar tabaklarıyla birlikte mutfaktan çıkıp masalara servise başlıyor.
Saray mutfağı ve servis elemanları çok önemli…
Saray’da bunlardan yüzlercesi çalışıyor.
Konuklar karınları doyunca her halde teşekkür ediyor ve sıra Kuran okunmasına geliyor. Sonra Recep Tayyip kürsüye çıkıp propaganda metnini önündeki elektronik aygıttan okumaya başlıyor.
Peki her gece yüzlerce konuk ağırlanırken, siyasete alet edilen bu toplu iftarların parası nereden karşılanıyor?
Kim ödüyor bu paraları?
Paralar elbette Recep Bey’in cebinden çıkmıyor.
Devlet ödüyor devlet!
Koskoca Ramazan ayı boyunca her akşam yüzlerce, bir ay boyunca binlerce kişinin ağırlandığı o görkemli sofralara para mı yetişir?
Dolayısıyla o paralar bizim cebimizden çıkıyor bizim!
Siyasi propagandayı Recep Tayyip yapıyor, faturasını ödemek ise her akşam bize düşüyor!
Source: Emin Çölaşan