İstanbul”da “Gazze” konvoyu
İsrail, 19 Ocak ta imzalanan barış anlaşmasını bozarak dün sahur vaktinde Gazze ye yönelik saldırı gerçekleştirdi. Yapılan saldırıda 400 kişiden fazla sivil hayatını kaybetti. İşgal rejiminin gerçekleştirmiş olduğu saldırı sonrası İHH İnsani Yardım Vakfı Gazze için destek konvoyu düzenledi. Binlerce kişi soğuk ve yağışlı havaya rağmen Vatan Caddesi üzerinde araçlarıyla bir araya geldi. Burada bir süre bekleyen gruptakilerden kimileri araçlarının önüne, bazıları da arkasına Türk ve Filistin bayrakları astı. Kornalar eşliğinde buradan ayrılan konvoy sırasıyla İsrail ve Amerika Birleşik Devletleri konsolosluklarının önüne giderek yapılan insanlık dışı saldırıyı kınadı. DHA nın haberine göre; konvoyu gören çevre sakinleri alkışlarla destek verdi. İsrail ve ABD yi protesto eden konvoy sahil yolunda sona erdi. FİLİSTİN İ YALNIZ BIRAKMAYACAĞIZ Düzenlenen konvoya katılım sağlayan Genç İHH Başkanı Cihat Çelik yaptığı konuşmada, “Bugün gerek İstanbul da gerekse tüm Türkiye de vicdan sahipleri, imani ve ahlaki sorumluluklarını yerine getirmek için bir araya geldiler. Biz bu işin takipçisiyiz, Filistin mücadelesinin geçmişte olduğu gibi gelecekte de yanında olacağız. Bugün hepimize düşen çok ciddi mesuliyetler var. Ferdi olarak, toplumsal olarak, devletler olarak çok ciddi mesuliyetler altındayız. Şu ana kadar halk olarak birçok çalışmayı gerçekleştirdik. Her zamankinden daha fazla yardım etmemiz gerekiyor ifadelerini kullandı. İsrail, 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana gerçekleştirmiş olduğu saldırılarda 61 bin 700 den fazla sivili katlederken 112 binden fazla kişiyi ise yaraladı. *Haberin fotoğrafları DHA tarafından servis edilmiştir.
Source: Habertürk
İsrail”in, Gazze Şeridi”nin farklı yerlerine düzenlediği saldırılarda en az 7 kişi öldü
AA muhabirinin verdiği bilgiye göre, İsrail ordusunun Ebu Avvad ailesinin Gazze Şeridi”nin orta kesimindeki Deyr el-Belah kentindeki El-Aksa Şehitleri Hastanesi yakınında bulunan evine düzenlediği hava saldırısında 4 kişi yaşamını yitirdi, çok sayıda kişi yaralandı.
İsrail”in ateşkesi bozarak Gazze Şeridi”ne başlattığı saldırılarda 404 kişi hayatını kaybettiBeyaz Saray, İsrail”in Gazze”ye saldırıları konusunda ABD”ye danıştığını teyit ettiTürkiye”den İsrail”in Gazze”ye yönelik saldırılarına tepkiİsrail”in Gazze”ye saldırıları yeniden başlatmasına dünyadan tepkilerHamas: Trump”ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff”un teklifini reddetmedikSerbest kalan İsrailli esirlerden Netanyahu”ya müzakerelere dönme çağrısı
Görgü tanıklarının AA muhabirine verdiği bilgiye göre de İsrail”in Han Yunus”a bağlı El-Karara kasabasında bir eve düzenlediği hava saldırısında iki Filistinli hayatını kaybetti, bazı kişiler yaralandı.
İsrail”in Han Yunus”un orta kesimine insansız hava aracıyla (İHA) düzenlediği saldırıda ise 1 kişi öldü.
Ateşkesi bozan İsrail, Gazze’de çadırlara saldırdı• İsrail ordusu, Gazze Şeridi’nin güneyindeki Han Yunus’ta çadırlarda kalan Filistinlilere saldırdı• Saldırıda, aralarında çocukların da olduğu çok sayıda kişi yaralandı ve hayatını kaybetti• Yaralılar ve… pic.twitter.com/QGmyFaE9WF— Anadolu Ajansı (@anadoluajansi) March 19, 2025
İsrail”in Gazze şehrindeki Göz Hastanesi yakınlarında sivilleri ve Gazze Şeridi”nin orta kesimindeki Nusayrat Mülteci Kampında yerinden edilmiş Filistinlilerin çadırını bombalaması sonucu da hayatını kaybedenler ve yaralananlar oldu.
İsrail”e ait bir İHA”nın, Han Yunus”taki balıkçı limanında bulunan balıkçı teknelerini bombalaması sonucu ise bazı tekneler yandı.
Sağlık yetkilileri de İsrail”e ait bir İHA”nın Han Yunus”un doğusundaki Beni Süheyla kavşağını füze ile hedef alması sonucu bazı Filistinlilerin yaralandığını bildirdi.
— İlk bombardımanın ardından eve geri döndük. İkinci kez bombaladılar. Komşularımızdan şehit olanlar oldu— Roket buraya düştü. İnsanlar burada şehit oldu. Biz ise Allah’a şükrediyoruz, O’nun takdiri ve lütfu sayesinde kurtulduk— Bu, ramazan ayı. Hayır ve bereket ayı. Allah,… pic.twitter.com/1e8mKVvEKl— Anadolu Ajansı (@anadoluajansi) March 18, 2025
İsrail”in Gazze Şeridi”nin kuzeyindeki Gazze Şehri”ne düzenlediği hava saldırısında yaralanan çok sayıda kişi Arap Baptist Hastanesi”ne getirildi.
Gazze Şeridi”nin orta kesimindeki Bureyc Mülteci Kampı”nda bir binaya İHA ile saldırı düzenleyen İsrail ordusu, Beyt Hanun”un doğusundaki bazı bölgeleri de topçu ateşiyle hedef aldı, saldırılarda ilk belirlemelere göre ölen ve yaralanan olmadı.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
Süreç, Derecik’ten nasıl gözüküyor?
Hakkâri-Şemdinli’ye bağlı bir belde olan Derecik, 2018 yılında ilçe yapılmıştı. Türkiye’nin en güneydoğusunda, Balkayalar’ın eteğinde, Irak sınırına sıfır noktadadır. Doğa harikası bir yerdir. Derecik Şehitliği, 2017 yılında açıldı. Şehitlikte, PKK terör örgütü tarafından katledilen şehitlerimizin isimleri bulunuyor. Şehitlerimizden biri de annesinin karnında katledilen Beyaz Bebek’tir.
Emekli Tümgeneral Rafet Kılıç, hem tabur hem de tugay komutanlığını o bölgede yaptı. Veda ederken verilen “Hemşehrilik Beratı” gururudur. Rafet Paşa, süreci yakından izliyor, bunun Derecik’ten nasıl göründüğünü SÖZCÜ’ye şöyle anlatıyor:
KURTARILMIŞ BÖLGE HAYALİ
“PKK kurulduğundan beri, bu bölge PKK’nın hedefi olmuştur. Bu mücadelede en fazla şehit veren yerlerden birisidir. PKK, en kanlı saldırılarından birisini 29 Eylül 1992’de Derecik’teki tabura karşı yaptı. Irak’tan iki ayrı koldan sızan yaklaşık 600 PKK’lı, Osman Öcalan’ın komutasında, Derecik’teki tabur personelini imha edip, Derecik’i “kurtarılmış bölge” ilan etmeyi hayal etmişti. Ancak kahraman askerlerimiz ve Derecikli korucularımız, göğüslerini siper ederek omuz omuza PKK’yı püskürttüler. 28 askerimiz ve 3 korucumuz bu saldırıda şehit oldu.
Ne zaman PKK eylem yapamaz hale gelse, açılım, çözüm gibi kandırmaca oyunlar ortaya atılır. PKK destekçisi partiler bölgede rahatça boy göstermeye başlar. Onların destek ve koordinesinde PKK, eksik eleman, mühimmat ve erzak tamamlar. Bir süre sonra da çok daha güçlenmiş olarak katliamlarına devam eder.
SİLAHLARIYLA TESLİM OLMALI
Eğer PKK, kendini feshedip terörü bitirme konusunda samimi ise bunun yöntemi silahlarıyla birlikte koşulsuz teslim olmaktır. Adalet önünde hesap verme süreci başladığında, şehit yakınları ve gazilerimizin de rızası varsa, devlet, merhamet gösterip göstermeyeceğine karar verir.
Ancak şu anda yapıldığı gibi, ateşkes, silahların gömülmesi, demokratik haklar ve hukuki düzenlemeler gibi söylemler ve pazarlıklar, samimiyetsizliğin açık göstergesidir. PKK’nın en azılı teröristlerinin sözde komutanlık yaptığı, ABD-İsrail’in paralı askeri olan PKK/YPG’yi Suriye’de, SDG aldatmacası ve HTŞ gölgesinde kamufle ederek bu meselenin çözülmesi mümkün değildir.
AYNI DELİKTEN SOKULMAYALIM
Hiç şüphe duymayın ki, terör belasından kurtulmayı en çok isteyecek olanlar, aralarında benim de olduğum, meslek hayatının neredeyse tamamında PKK terör örgütü ile sahada mücadele etmiş, silah arkadaşlarını şehit vermiş askerlerdir.
Ancak, Derecik’ten bakınca gördüğüm şu: ‘Hiçbir siyasi çıkar için, açılım oyunu ile ülke genelinde ağır bedeller ödenerek sağlanan huzur ortamını bozacak, PKK’dan yaka silken vatandaşı, onların merhametine terk edecek hatalar yapmayalım. Aynı delikten tekrar, tekrar sokulmayalım.’”
ÇATIŞMALARIN İÇİNDEKİ ALBAY ERDAL SARIZEYBEK ANLATIYOR
Terörün en azgın dönemi olan 1992-1994 yıllarında Tümgeneral Osman Pamukoğlu komutasındaki Hakkari Dağ ve Komando Tugay Komutanlığı’na bağlı Şemdinli Jandarma Hudut Taburunun Komutanı Albay Erdal Sarızeybek’ti. Derecik’te bir piyade tabur konuşluydu. Yanında Jandarma Karakolu vardı. Derecik’in en hakim noktası Ketina Boğazıydı. Orada da bir tim güvenlik için konuşluydu.
“Ben, o bölgede yaşanan olayların canlı tanığıyım” diyen emekli Albay Erdal Sarızeybek, o günleri SÖZCÜ’ye şöyle anlattı:
“Örgütün Hakurk sorumlusu Osman Öcalan, Derecik’ten önce Alan köyü karakoluna, ardından Aktütün karakoluna, son olarak 29 Eylül’de Derecik’e imha saldırısında bulundu. Derecik’te akşam karanlığında başlayan çatışma, sabaha kadar sürdü. Örgüte o gün çok ağır darbe vurmuştuk. Örgütün, ‘Savaş ve Ordu Kılavuzu’ kitabında, ‘Kaldıramayacağımız kadar ağır darbe yedik’ yazılıydı. O gün 100’den fazla terörist etkisiz hâle getirildi. O saldırıda sonradan hayatını kaybedenlerle birlikte 33 askerimizi şehit verdik.
Bu çatışma sonrası Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis, örgüte 3 Ekim 1992’de büyük imha harekâtı başlattı. ABD bu harekâtı engelleyebilmek maksadıyla Ege’de Muavenet zırhlısını kaptan köşkünden vurdu. Şehitlerimiz oldu. Eşref Paşa durmadı. Örgüte darbe vurdu. Öyle ki örgüt adeta dağılma noktasına geldi. Orgeneral Eşref Bitlis, 17 Şubat 1993’te önemli bir toplantı ve yeni askeri planlamalar için Ankara’dan Diyarbakır’a giderken uçağı Ankara’nın Yenimahalle ilçesinde kuşkulu bir biçimde düştü. Bitlis ve yanındaki komutanlar şehit düştü.
ÖZAL’IN ÇAĞRILARI VARDI
O günlerde dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal, tıpkı şimdiki gibi silahların bırakılması, barış ve kardeşlik çağrılarında bulundu. O dönem gazeteci olan şimdiki bir milletvekilinin de devreye girmesiyle 1993 yılının Mart ayında fiilen sözde ateşkes yaptı. Operasyonlar durduruldu. Örgüt bu süreçte toparlanmaya başladı. ABD teröristleri silahlandırdı.
Sözde ateşkes devam ederken Bingöl-Elazığ yolunda teröristler, silahsız ve sivil olarak askeri birliklerine götürülmekte olan araçları durdurdu. 33 askeri kaçırdı. Bir gün sonra şehit etti. Böylece Irak’ta olması gereken çatışmalar Türkiye’ye çekilmiş oldu. Örgüt iyice azdı, yakmaya, yıkmaya devam etti.
74 ASKERİMİZ ŞEHİT EDİLDİ
Tarih, kendinden ders almasını bilmeyen uluslar için bugün tekerrür ediyor. Alan, Aktütün ve Derecik’e yapılan terör saldırılarını bugün İmralı’da yatan teröristin kardeşi Osman Öcalan yapmıştı. Bu teröristin hem benim, hem askerimin canlarına kast ederek 74 evladımızı şehit etmişti. Hem CİMER’e hem de Ankara Cumhuriyet Savcılığı’na başvurdum. Ancak şikayetlerim konusunda takipsizlik verildi. Bunları, hem Allah’a hem milletimizin vicdanına havale ediyorum. Ben, yaşananların canlı tanığıyım.”
ANNE KARNINDA VURULAN BEBEK
Dün, Derecik Şehitliği’nde hazin bir tören vardı. Törene Kaymakam Sezai Demirci, Belediye Başkanı Hasan Dinç, Tugay Komutanı Tuğgeneral Tarık Çetin ve çok sayıda vatandaş katıldı. Belediye Başkanı Hasan Dinç, “Rabbim bütün şehitlerimize rahmet eylesin” dedi. Başkan Dinç, bugün ilçe olan Derecik için “Burası ikinci Çanakkale’dir” diyor. Başkan, “2002 yılında köyümüzde 267 hane varken, toplam 418 şehit ve gazimiz vardı. Bunlardan birisi de anne karnında vurulup bacağından yaralanan Beyaz bebekti” dedi.
Beyaz Bebek’in öyküsünü, Başkan Hasan Dinç şöyle anlattı:
“Beyaz Bebek, amcamın kızıydı. Onun hikayesi yürek yakıyor. Teröristlerle çatışmada anne Beyaz Dinç hamileydi. Teröristler, suikast silahı olarak bilinen Kanas’la ateş ettiler ve hamile Beyaz Dinç’i vurdular. Anne karnındaki ceninin de bacağından vurulduğu anlaşıldı. O günkü sağlık koşuları yeterli değildi. Anne olay sırasında vefat etti. Karnındaki bebeği bacağından vurulmuş olarak alındı. Bebek, anne karnında kan kaybetmişti. Adı bile olmayan Beyaz bebek de doğumdan 8-9 saat sonra annesinin yanında toprağa verildi.”
Bugün 27 bin nüfuslu ilçe olan Derecik’te huzur var. Onlar, bu huzurun bozulmasından endişe ediyor. Gelişmeler Derecik’ten böyle izleniyor.
Source: Saygı Öztürk
Hakan Fidan’ın Ahmed Şara’ya bakışı
“Tabii bu hemen olan bir değişiklik değil. Yani ben Ahmed Şara’nın yıllar içerisinde gerçekten belli konularda olumlu yönde değişikliğine hep şahit olmuşumdur. Yani etrafındaki olaylardan hep ders çıkartan bir insan…”Fidan, ardından Şara’nın geçirdiği değişim sırasında bir Müslüman olarak yaptığı muhasebenin altını çiziyor:“Şimdi İslami gelenekten gelen birisinin başka İslami grupların hareketlerine baktığı zaman, El Kaide, DEAŞ gibi mesela; şimdi bunlardaki yanlışları görmemesi mümkün değil bir Müslümanın… Eğer bir Müslüman bunlardaki yanlışları görmüyorsa, kendisi başka bir psikolojik durum içerisindedir. Aklı olan herkes bunu görür ve onlardan kendini uzaklaştırmaya başlar. Bence böyle bir dönem yaşandı.”‘DEVLET YÖNETİMİ TEK BAŞINA İDEOLOJİ İLE OLACAK İŞ DEĞİL’Dışişleri Bakanı’nın geçen ayın sonunda El Cezire’nin Arapça kanalına verdiği kapsamlı mülakat, kendisinin ve bu çerçevede daha önce başında bulunduğu Milli İstihbarat Teşkilatı’nın, Ahmed Şara ve HTŞ ile ilişkisinin perde arkasına ilişkin birçok ilginç bilgiyi açığa çıkarıyor.Fidan, önce iç savaş sırasında Suriye’nin kuzeyinde muhalefetin kontrolü altındaki bölgede 5 milyondan fazla insanın yaşamasının Türkiye’ye dönük bir göç dalgası ihtimalini ortaya çıkardığını anlatıyor. Daha sonra, bu ihtimali önlemek için muhaliflerin kontrolündeki söz konusu bölgelere destek götürüldüğünü belirtiyor.Burada en kilit bölge, 3 milyondan fazla insanın yaşadığı Hatay’a bitişik İdlib olmuştur. İdlib’te sahayı kontrol eden örgüt Şara’nın liderliğini yaptığı HTŞ’ydi. Şara, aynı zamanda 2017 yılında İdlib’te HTŞ’nin güdümünde “Ulusal Kurtuluş Hükümeti” adı altında bir sivil idare de kurmuştu.Fidan’a göre, İdlib’deki konumu, Ahmed Şara’yı burada yaşayan nüfusun günlük yaşam sorunlarıyla ilgilenmek durumunda bırakmıştır:“Dört milyon insanın günlük yaşam problemleri var. Elektrik, su, mahkemeler, eğitim, sağlık, ulaştırma, yol, ev yapımı… Bütün bunlara siz ideoloji ile elinizde Kalaşnikovla cevap veremezsiniz. Bu insanlara ekmek götürmeniz lazım, yol yapmanız, ev yapmanız lazım. Şikâyet ediyorlar kapınıza, çocuklarına iş bulmanız lazım, ceplerine para girmesi lazım. Bu devlet yönetimi ideoloji ile tek başına olacak iş değil. Bence bu noktada İdlib’te geçen yıllarda çok fazla fayda gösterdi.”“ŞARA’YA CUMHURBAŞKANIMIZIN HAYATINDAN ÖRNEKLER VERDİK”İşte bu noktada, Fidan’ın sözleriyle Türkiye’nin Şara’ya telkinleri devreye giriyor:“Tabii Türkiye’nin telkinleri bu noktada önemli. Eğer şimdi radikal bir dili, uluslararası cihadı savunan bir dili devam ettirirseniz, diğer örgütlerin başına gelenler ortada. Başta Türkiye olmak üzere herkes buna karşı çıkıyor. Bence bu noktada iyi bir dönüşüm hikâyesi var. İnşallah bu dönüşüm hikâyesi bütün Suriye için hayırlı olur.”Mülakatın önemli bir noktası, Arap gazetecinin Şara’daki dönüşümle Türkiye’deki AK Parti tecrübesi arasında paralellik kurması ve “Suriye bundan faydalandı sanki. Sizce doğru bir tespit mi bu?” sorusunu yöneltmesidir. Fidan “Doğru…” diye söze giriyor ve şöyle konuşuyor:“Ahmed Şara ile yoğun temaslarımız döneminde her seferinde Türkiye’nin tecrübesini, yani İslam, demokrasi, halka hizmet, temel hizmetler, belediye hizmetleri, bütün bunları dilimiz döndüğünce anlattık. Cumhurbaşkanımızın kendi hayatından örnekler verdik. Burada ideolojik olmakla, dindar olmakla halka hizmet arasındaki denge nedir, siyaset nerede devreye girer, nerede girmez? Bütün bu hassas konuları açıkçası buluşmalarımızda bizler arkadaşlarımıza anlattık.”Fidan’a göre, Şara’nın bir vasfı, dini kaynaklar açısından gelenekle bugünün dinamikleri arasında kurduğu dengedir:“Kendisi de zaten çok akıllı, zeki bir insan. Dünyayı okuyor, gelişmeleri okuyor, geleneği okuyor. Geçmişteki sahih İslami kaynaklar ne söylüyor. Günümüzün İslami dinamikleri ne söylüyor? Bence bunları çok iyi görüp dengede tutabilen biri.”ŞARA İLE İLK TEMAS İDLİB’E GEÇTİĞİNDE KURULDUŞimdi mülakatın en kritik sorularından birine gelelim. El Cezire muhabiri soruyor:“Sayın Şara ile ilk defa ne zaman tanıştınız ya da ne zaman görüştünüz?”Fidan, “Yani herhalde İdlib’e geldiği yıllarda olsa gerek” diye yanıtlıyor.Şara, 2003 yılında ABD’ye karşı direnişe katılmak üzere Irak’a gidip, 2006 yılında yakalanıp buradaki ABD hapishanelerinde yaklaşık 6 yıl geçirdikten sonra 2011 yılında Suriye’ye dönmüştür. Şara, dönüşünün ardından 2012 yılında Irak El Kaidesi’nin Suriye uzantısı olarak El Nusra örgütünü kurduğunu açıklamıştır.HTŞ lideri, iç savaşta Esad rejimine karşı savaşmış, ancak 2016 sonunda Halep’in düşmesi ve muhalefetin rejime karşı yenilgisiyle birlikte, kalıcı olarak silahlı muhalefetin kuzey batıdaki son kalesi İdlib’e geçmiştir.Şara, sonrasındaki dönemi yerleşik olarak İdlib’de geçirmiştir. Önce 2016 yılında El Kaide’den ayrıldığını ilan ederek “Fetih El Şam Cephesi” örgütünü kurmuş, ertesi yıl yine El Kaide’ye tavır alarak bu örgütü yeni bazı katılımlarla kuruluşunu ilan ettiği HTŞ’ye dönüştürmüştür. Şara, aynı yıl İdlib’te “Ulusal Kurtuluş Hükümeti”ni de kurmuştur.Gelgelelim, El Kaide geçmişinin gölgesi Şara’nın üzerinden kalkmamıştır. Bunun nedeni, 2012 yılında El Kaide’nin Suriye kolu El Nusra’nın kuruluşunu duyurduğunda, bu örgütün BM Güvenlik Konseyi (BMGK) tarafından kendisiyle birlikte terör örgütleri listesine dahil edilmiş olmasıdır.Şara’nın 2017 yılında kurduğu HTŞ de El Nusra’nın devamı olduğu gerekçesiyle 2018 yılında yine BMGK’nın terör listesine alınmıştır. Hâlâ bu listededir. Türkiye de aynı yıl HTŞ’yi terör örgütü olarak tanımıştır.Şara’nın Esad rejimini devirip Cumhurbaşkanı olduktan sonra karşısındaki en önemli sorunlardan biri, BMGK’nın listesinden çıkabilmektir. Bunun için Güvenlik Konseyi’nin veto yetkisine sahip olan 5 daimi üyesinin ortak bir tutum geliştirmeleri zorunludur.ŞARA’YA MİT’TEN MESAJ: ‘EL KAİDE İLE BÜTÜN BAĞLARINI KES”Fidan’ın 6 Mart tarihinde İngiltere’nin prestijli gazetesi Financial Times’da (FT) yayımlanan “Eski istihbarat şefi, Türkiye’nin dış politika hedeflerini şekillendiriyor” başlıklı yazıda da Fidan-HTŞ ilişkisinin başlangıcına dair verilen tarih 2017’dir.FT’nin Fidan’la yaptığı mülakattan alıntıların da yer aldığı bu yazıda, kendisinin Şara ile ilişkisinin kurulmasının HTŞ’nin İdlib’de kontrolünü tesis etmeye çalıştığı 2017 yılında gerçekleşen gizli bir toplantıya kadar gittiği belirtiliyor. Gazeteye göre, bu görüşmede Fidan HTŞ liderine “El Kaide ve DEAŞ gibi aşırılıkçı gruplarla bütün bağlarını kesmesi” tavsiyesinde bulunmuştur.FT, ardından Fidan’ın ağzından şu sözlerini aktarıyor:“Bu yoldan gitti. Şara şimdi meseleleriyle uğraştığı toplumu daha iyi kavrıyor. İdlib’deki temel hizmetlerin sunulmasında edindiği tecrübe kendisine hayatın sadece savaştan ibaret olmadığını öğretti.”FİDAN: ‘DEAŞ’A KARŞI BERABER SAVAŞTIK’Fidan’ın başında bulunduğu MİT ile HTŞ’nin ilişkisinin çerçevesi yalnızca HTŞ’nin dönüşümüyle sınırlı kalmamıştır. Tarafların aynı zamanda DEAŞ gibi örgütlerle mücadelede yakın bir işbirliğine gittiklerini yine Fidan’ın açıklamalarından öğreniyoruz.Bu konudaki önemli bir beyanını biraz geriye giderek, 7 Ocak’ta CNN Türk’te Ahmet Hakan’a verdiği mülakatta bulabiliriz. Dışişleri Bakanı, Ahmet Hakan’ın bir sorusu üzerine Suriye’deki yönetimin DEAŞ konusunda Türkiye gibi düşündüğünü belirterek, şöyle konuşmuştu.“Aynen, aynen. Bizim gibi, yani ben canlı şahidiyim. Benden daha iyi kimse şahitlik edemez buna.”Hakan “Neden sizden daha iyi kimse şahitlik edemez” diye sorduğunda, Fidan şu yanıtı veriyor:“Çünkü DEAŞ’a karşı beraber savaştık onlarla…”Fidan, ayrıca bir başka soru üzerine Şara’yı “kesinlikle yetenekli ve kabiliyetli” bulduğunu kayda geçiriyor, şöyle diyor:“Liderlik özelliği var. Genç yaşında bunu ortaya koymuş bir şahsiyet. Ve bunu gittikçe ilerletmiş durumda. Sadece savaşta ve mücadele alanında değil, İdlib’te geçirdiği yıllarda halka hizmet, altyapı, üstyapı, sivil vatandaşların sorunlarını çözme, farklı siyasi bakış açılarını bir araya getirip uzlaştırmayla ilgili yetenek. Zaten bir siyasetçinin, siyasi liderin en önemli yeteneği farkı, siyasi, kendi ekibinizde de olsa farklı düşünen insanlar var, onları bir arada tutup o görüşü ilerletmek.”İLİŞKİYİ BÜTÜN BOYUTLARIYLA ANLAMAKTürkiye’nin Suriye’de yeni dönemde oynamakta olduğu rol, hem iç kamuoyunda ve siyaset çevrelerinde hem de uluslararası alanda yakından izleniyor ve tartışılıyor.Türkiye’nin 2017 sonrasında HTŞ ile yürütmüş olduğu ilişki, kuşkusuz Suriye’de rejim değişikliğine uzanan uzun süreçte hadiselerin akışının gerisindeki kayda değer dinamiklerden biriydi. Bu faktör, aynı zamanda Türkiye’nin bugün Suriye’de oynadığı rolün kritik bir zeminini de oluşturuyor.Fidan’ın MİT Müsteşarlığı dönemindeki tecrübesine dayanarak yakın zamanda yaptığı bu gibi muhtelif açıklamalar, bir dönem gizlilik perdesi arkasında Ahmed Şara ile yürütülen ilişkinin bugün bütün boyutlarıyla anlaşılması bakımından önem taşıyor. Not: Dışişleri Bakanı Fidan’ın daha önceki açıklamaları çerçevesinde geçen 26 Aralık’ta bu köşede çıkan “Türkiye’nin HTŞ ile İlişkisi En Sonunda Aleniyet Kazanırken” başlıklı yazımız, bugünkü yazımızla bir bütünlük oluşturmaktadır.
Source: Sedat Ergi̇n
Verilen sözler, tutulan sözler
Şu mübarek günde evlatlar, anası tarafından sıcacık yatağından kaldırılıp sahura uyandırılamıyor.O evlatlar, İsrail tarafından elektriğin kesildiği Gazze’de buz gibi bir sabaha daha uyanmayı beklerken, kulakları sağır eden İsrail jetlerinin bıraktığı binlerce kiloluk bombaların dehşetiyle kendilerini bir can pazarında buluyorlar.Gazze’ye belki 10 bin kilometre uzaktayım… Fakat Gazzelilere “cehennemi yaşatalım” diyen karar merciine sadece 10 dakika mesafedeyim.Trump “Benim başarım” diye hava attığı Gazze’deki ateşkes için ne demişti geçen ay? “Ateşkes iptal edilmeli, Gazze cehennemi yaşamalı.” Ondan bu yana İsrail’e 12 milyar dolarlık yardımı onaylamıştı. Bunların içinde 10 binlerce bomba vardı.Netanyahu kendisine verilen açık çeki kullandı. Önümüzdeki hafta Ramazan Bayramı’nı karşılayacak Müslüman alemine adeta hakâret edercesine Gazze’de cehennemin kapılarını yeniden açtı.Birçok Müslüman, Trump’ın “savaşları bitireceğim” propagandasını olduğu gibi afiyetle yemişti.İsrail’in katliamına ortak olan, “Soykırım Joe” lakabına layık görülen Biden’ı yerden yere vuran, İsrail’e ihanet etmekle suçlayan, “İsrail’in en büyük dostu ve koruyucusu olacağım” diyen Trump’ın gerçek emellerinin farkına sahiden varamadık mı?Gazze’deki 2 milyon insanı süreceğini söyleyen, yapay zekâ videosu paylaşıp Netanyahu ile Gazze sahillerinde içkisini yudumlamayı hayal eden Trump gerçekten bizleri şaşırttı mı?Trump ekibi bir slogan üretmişti “Verilen Sözler, Tutulan Sözler” diye. Seçim döneminde vaat ettiklerini teker teker icraata döktüklerini belirten…Şu an Gazze’de yaşananlar sürpriz değil, şok değil, kandırılma hiç değil.Ne dediyse onu yapıyor ne vaat ettiyse onu yaşatıyor.Asıl mesele… Biz Gazze için Trump’dan medet umacak noktaya nasıl geldik? Buradan nasıl çıkarız?BU GİDİŞ NEREYEAmerika’da anayasal düzenin çatırdaması ile ilgili bir süredir yazıyorum. Trump mahkemeye rağmen Venezuela çetesiyle bağlantılı olduğu iddiasıyla 250’den fazla göçmeni El Salvador’a sınırdışı etti.Yaşananlar gerçekten de tarihe tanıklık ettiğimizi gösteriyor. Peki neler oluyor? Trump göreve geldiğinden beri ülkeyi Başkanlık Kararnameleri ile yönetiyor. Güçler ayrılığına göre sadece Kongre’nin yetkisi dahilindeki kararları tek bir imza ile hayata geçirmeye çalışıyor. Sevmediği, istemediği Anayasa maddelerini kafasına göre tanımadığını duyuruyor.Mahkemeler, hukukun üstünlüğü yok sayılarak insanlar evlerinden alınıyor, sokaklardan toplanıyor… Tek bir hâkim görmeden, aleyhlerinde tek bir kanıt toplanmadan apar topar sınır dışı ediliyor. Trump geçenlerde Yabancı Düşmanlar Yasası’nı kullandı. Sadece savaş zamanlarında kullanılan bu yasa ile Trump istediği kişileri sorgusuz sualsiz, tek bir mahkeme kararı olmadan sınır dışı ediyor. Uygulamayı durduran mahkemeye ne dendi peki? “Sen işine bak hâkim efendi.”Size Washington’dan kulis vereyim… Trump’ın sıradaki hamlesi, İsyan Yasası’nı uygulamak. Böylelikle askerleri ülke içinde sivillere karşı kullanabilmek, özgürlükleri kısıtlayabilmek ve tam kontrol sağlayabilmek amaç…Amerika’da artık Anayasa tanınmıyor, Kongre bypass ediliyor, mahkemelerin yetkisi kabul edilmiyor ve olağanüstü zamanlar için saklanan yasalar kullanılarak yeni bir rejim şekillendiriliyor. Bu gidiş nereye? Bir tahminim var ama şimdilik birlikte izleyelim.
Source: Yunus Paksoy
Katliam ittifakı sahurda vurdu
İsrail ordusu, önceki gece sahur vakti ateşkesi tek taraflı bozarak Gazze”ye ölüm yağdırdı. Saldırılarda aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 404 kişi öldü, 562 kişi yaralandı. 5 saat süren katliamda 20″den fazla İsrail savaş uçağı Refah ve Han Yunus”taki sivillerin sığındığı okul, çadır, barınak ve kampları vurdu. Saldırıları doğrudan sivilleri hedef alarak yapan İsrail sözde operasyonu “Cehennemin kapıları açıldı” açıklamasıyla duyurdu ve İsrailli esirlerin tamamının bırakılmasını istedi. Saldırılarda Gazze Hükümet Çalışmalarını Takip Birimi Başkanı İsam ed-Dalis, Adalet Bakanlığı Müsteşarı Ahmed el-Hitte, İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Mahmud Ebu Vatfe ve İç Güvenlik Teşkilatı Genel Müdürü Behcet Ebu Sultan”ın da katledildiği öğrenildi. ABD”nin günler önce Filistin”e desteğinden ötürü saldırı başlattığı Yemen”de Husiler, “Filistin halkını bu mücadelede yalnız bırakmayacağız. Destek ve yardımlarımızı sürdürecek ve çatışma adımlarını tırmandıracağız” açıklaması yaptı. KARADAN İŞGAL HAZIRLIĞI Filistin Dışişleri Bakanlığı, “Acil uluslararası müdahale çağrısında bulunuyoruz” mesajı yayımladı. Gazzeli yetkililer ölen Filistinlilerin cansız bedeni ile yaralıların, hastanelere dahi ulaştırılamadığını belirterel “Bu vahşi katliamlar, onların yalnızca öldürmekten anladığnı bir kez daha kanıtladı” dedi. İsrail jetleri ambulansları bile hedef aldı. İsrail ordusu, Suriye”de Golan Tepeleri”ndeki Kuneytra vilayetine bağlı “Han Arnabe” beldesini de havadan vurdu. İsrail tanklarının da olası bir kara harekâtı için Gazze sınırında hareket ettiği gözlemlendi. DIŞ HABERLER BEYAZ SARAY: İSRAİL ÖNCEDEN BİZE DANIŞTI TRUMP”IN DESTEĞİ TAM Beyaz Saray, İsrail”in Gazze saldırılarıyla ilgili ABD Başkanı Donald Trump yönetimine danıştığını açıkladı. Fox News”e konuşan Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt de “Kıyamet kopacak” ifadesini kullanarak, Trump”ın İsrail”e destek olmaktan korkmadığını belirtti. Hamas ise “Ateşkesi bozma kararı, rehineleri ölüme terk etme kararıdır” açıklamasını yayınladı. Hamas”ın elinde 24″ü hayatta olan 59 rehinenin olduğu tahmin ediliyor. ÖLENLERİN 150″Sİ ÇOCUK Avrupa-Akdeniz İnsani Hakları İzleme Örgütü (Euro-Med), İsrail”in ateşkesi bozarak Gazze Şeridi”ne yeniden başlattığı saldırılarda 150 Filistinli çocuğun öldüğünü duyurdu. 5 SANİYEDE BİR BOMBA DÜŞTÜ Birleşmiş Milletler çocuk yardım kuruluşu UNICEF”in sözcüsü Rosalia Bollen, Gazze”nin güneyindeki El-Mevasi”deki tanıklığını anlattı: Çok yüksek patlama sesleriyle uyandık. Neredeyse beş saniyede bir bomba düştü. HAMAS: TÜM SORUMLULUK WASHINGTON”DA Hamas”ın mesajında “İşgale verdiği sınırsız destekle Washington, Gazze”deki katliamların tüm sorumluluğunu taşımaktadır. Uluslararası toplum, işgali ve destekçilerini insanlığa karşı işlenen bu suçlardan sorumlu tutmak için harekete geçmeli” denildi. YARALILAR VE HASTALARA SINIR KAPISI KAPATILDI! Hamas ile İsrail arasında 19 Ocak 2025″te ateşkes yürürlüğü girdi. Hamas rehineleri serbest bırakmak gibi tüm ateşkes kurallarına uydu. Ancak İsrail 6 Mart”tan bu yana ateşkesin ikinci aşamasına geçmeyi reddetti. İsrail, son saldırı sonrası Refah Sınır Kapısı”nın Filistin tarafını Gazze”den gelen hasta ve yaralılara kapattı. ZORLA GÖÇ OYUNU YİNE DEVREDE İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, Gazze”nin bloklara bölündüğü haritayı paylaştı. Gazze”nin kuzeyindeki Beyt Hanun, güneyindeki Huza ve Han Yunus”taki Absan mahallelerine “şiddetli saldırı düzenleyeceğini” açıklayan İsrail ordusu, Filistinlilere zorla göç etmeleri talimatını verdi. Güneydekilere Han Yunus, kuzeydekilere Gazze”nin batısında “güvenli bölge” olduğunu iddia ettiği alanlara göç etmeleri emrini veren İsrail, “Bölgeden ayrılmayan ölür” tehdidini savurdu. DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI: İSRAİL İNSANLIĞA MEYDAN OKUYOR İsrail, uluslararası hukuku ve evrensel değerleri en ağır biçimde ihlal ederek insanlığa meydan okumaktadır. Küresel düzeyde barış ve istikrar arayışlarının yoğunlaştığı bir dönemde, İsrail hükümetinin sergilediği bu saldırgan tutum, bölgenin ortak geleceğini tehdit etmektedir. İsrail”in yeni bir şiddet sarmalına neden olması kabul edilemez. ANKARA BU ŞEBEKE YARGILANMALI AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik: Dünyada insanlık adına bir değer ve düzen olacaksa ilk şartı bu katliam şebekesinin yargılanması ve cezalandırılmasıdır. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç: Ateşkes çağrılarını ve uluslararası toplumun uyarılarını alaycı bir şekilde yok sayan İsrail”e karşı Birleşmiş Milletler, Uluslararası Ceza Mahkemesi ve uluslararası toplum derhal somut adımlar atmalıdır. İsrail”in cezasızlık zırhı kırılmalı ve sorumlular savaş suçlusu olarak yargılanmalıdır. AK Parti Genel Başkanvekili Efkan Ala: Netanyahu hükümeti, insanlık dışı şiddet politikalarını pervasızca sürdürerek dünyanın gözü önünde küresel barış ve adaletin altını oymakta. Bu saldırılar yalnızca Filistin halkına değil, vicdan sahibi tüm insanlığa karşı işlenmiş suçlardır.
Source: Sabah
Avrupa’ya Suriye yol haritası
Avrupa Birliği”nin her sene düzenlediği Suriye konulu Brüksel Konferansı”nın dokuzuncusu “geçiş sürecinin başarıya ulaşmasını sağlamaya yönelik ihtiyaçların karşılanması” temasıyla düzenlendi. Suriye ile bölgeden ve Avrupa”dan paydaş ülkelerin ve ilgili uluslararası kuruluş temsilcilerinin bir araya geldiği konferansa Türkiye”yi temsilen Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuh Yılmaz başkanlığındaki heyet katıldı. İSTİHDAM VURGUSU Suriye”nin ekonomik güvenliğinin ülke istikrarı açısından önem taşıdığını vurgulayan Yılmaz, geri dönüşlerin de teşvik edilmesi amacıyla kapsamlı yeniden inşa çabalarıyla Suriye”de ekonomik imkân ve istihdamın yaratılması gerektiğini ifade etti. Yılmaz, son dönemdeki muafiyetlerin memnuniyetle karşılandığını, ancak bunun yeterli olmadığını, yaptırımların koşulsuz ve süresiz olarak kaldırılmasına ihtiyaç olduğunu ifade etti. Yılmaz, Suriye”de nihai tahlilde sürdürülebilir istikrar ve güvenliğin sağlanmasının ülkenin terör unsurlarından tamamen temizlenmesine bağlı olduğunu, Şam”daki yönetimin terör örgütü YPG ile geçtiğimiz günlerde vardığı mutabakatın eksiksiz bir şekilde hızlıca uygulamaya konulması gerektiğini kaydetti. Yılmaz ayrıca, İsrail saldırganlığının Suriye açısından tehdit oluşturduğunu belirtti.
Source: Betül Usta
Son dakika: Başsavcılıktan açıklama geldi: İBB Başkanı Erkem İmamoğlu’na ‘yolsuzluk ve terör’ suçlaması
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, “CHP”de para sayma görüntüleri”, “Kent Uzlaşısı” ve “Medya AŞ” soruşturmasında İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu”nun da aralarında bulunduğu 105 şüpheli hakkında “suç örgütü, irtikap, rüşvet, dolandırıcılık, ihaleye fesat karıştırma” gibi suçlardan gözaltı kararı verdi.
Sabah saatlerinde evinde arama yapıldıktan sonra gözaltına alınan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu”na da terör örgütüne yardım, yolsuzluk, rüşvet ve suç örgütü liderliği suçlamalarının yöneltildiği öğrenildi.
Terör örgütüne yardım suçlaması
Savcılığın terör suçlamasına yönelik açıklaması şöyle:
“Cumhuriyet Başsavcılığımız “Terör Suçları Soruşturma Bürosunca”yürütülen soruşturma kapsamında; PKK/KCK terör örgütünün başta İstanbul olmak üzere metropol illerde etkinliklerinin arttırılması amacıyla fiilen 31.03.2024 tarihinde gerçekleşen yerel seçimlerde hayata geçirdiği kent uzlaşısı faaliyetiyle ilgili olarak terör örgütü yöneticilerinden Cuma (K) Cemil Bayık ve Hüseyin Avareş (K) Mustafa Karasu”nun söz konusu seçim öncesinde görüş ve talimatlarını terör örgütüne müzahir medya aracılığıyla ilettiği,
İstanbul yerel seçimleri için Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu”nun kent uzlaşısı temelinde terör örgütünün Halkların Demokratik Kongresi (HDK) çatı yapılanmasıyla ittifak yapıldığına dair tespitlerin terör örgütüne müzahir medya tarafından duyurulduğu, İstanbul ili yerel seçimleri öncesi ittifak yaptığı tespit edilen HDK yapılanmasının Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Daire Başkanlığının raporlarına göre Yargıtay tarafından terör örgütünün çatı yapılanması olarak kabul edilen Demokratik Toplum Kongresi (DTK)”nın benzeri ve terör örgütünün TBMM”ye alternatif meclis niteliğinde olduğu, bu tespite binaen başta ilimiz olmak üzere birçok ilde HDK mensuplarına yönelik eş zamanlı yakalama ve gözaltı işlemlerini tatbik edildiği, soruşturmaların gerçekleştirildiği ve halen devam ettiği,
Ayrıca belirtilen tespitler üzerine CHP kontenjanından seçilen belediye meclis üyeleri ile atanan belediye başkan yardımcıları incelendiğinde bir kısmının terör örgütü ile iltisakları bulunduğu ve 31.03.2024 tarihli yerel seçimden yalnızca birkaç gün önce CHP”ye üye kaydı yaptırdıkları, bugüne kadar İstanbul ili muhtelif ilçelerinde CHP kontenjanından seçilen belediye meclis üyeleri ile atanan belediye başkan yardımcılarından Ataşehir ve Kartal Belediye Başkan Yardımcıları ile 8 İBB meclis üyesi olmak üzere toplam 10 unun HDK verilerinde geçtiği ve örgüt mensupları olduklarının tespiti ile soruşturmalarımız kapsamında gözaltına alındıkları ve tutuklandıkları, bu şahıslar dışında 8 belediye meclis üyesinin HDK haricinde terör örgütüne dair başkaca irtibatlarına binaen soruşturmalarımız kapsamında tutuklandıkları, bu zamana kadar anlatılan şekilde 18 terör örgütü mensubu meclis üyesinin tutuklandığı, geri kalan şüphelilere ilişkin soruşturma işlemlerine devam edildiği,
Soruşturma kapsamında elde olunan bilgi ve belgelere göre; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, Şişli Belediye Başkanı Resul Ekrem Şahan, Reform Enstitüsü başkanı Mehmet Ali Çalışkan, PKK/KCK terör örgütünün ideolojik alan yapılanmasında faaliyet gösterdiği tespit edilen firari şüpheli A.B., A.B.”nin sahibi olduğu SPECTRUM HOUSE çalışanı H.A. (2018 yılında terör örgütünün kırsal alanına eleman aktarılması hususunda tespit bulunan) ve Şişli Belediye Başkan Yardımcısı Ebru Özdemir”in iştirak halinde “Kent Uzlaşısı” faaliyetinin içerisinde yer aldıkları, yine İBB iştiraki İstanbul Planlama Ajansı ve BİMTAŞ bünyesinde terör örgütü mensupları/ sempatizanlarının işe alındığı, şüpheli Ekrem İmamoğlu”nun diğer şüphelilerle birlikte yerel seçimlerde, belediye meclis üyesi listelerinin kendisinin onayıyla belirlenmesi de nazara alındığında terör örgütünün yönetimince de ifade edilen metropollerde etkinliğinin arttırılması amacını taşıyan kent uzlaşısı faaliyetine bilerek iştirak etmek suretiyle PKK/KCK terör örgütüne yardım etme suçunu işledikleri anlaşılmakla adı geçen (7) şüpheli hakkında 19/03/2025 tarihi 06.15 itibariyle eş zamanlı yakalama, gözaltı, arama ve el koyma işlemleri icrası amacıyla İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü”ne talimat verilmiştir.”
Yolsuzluk ve rüşvet suçlaması
Savcılığın yolsuzluk, rüşvet ve suç örgütü liderliğine yönelik suçlaması ise şöyle:
“Cumhuriyet Başsavcılığımız Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürolarınca yürütülen soruşturma kapsamında; kamuoyunda “CHP” de para sayma görüntüleri” başlığıyla paylaşılan video görüntüleri üzerine Cumhuriyet Başsavcılığımızca re”sen başlanılan ve kamu davası açılan soruşturma neticesinde usulsüz bağış toplama olayıyla ilgili olarak ifadeleri alınan tanıkların başta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu olmak üzere birçok kişi hakkında, iş adamlarını para vermeye zorladıkları bazı iş adamları ile hareket ederek haksız kazanç sağladıkları piyon kişiler üzerinden alım satımlar yaparak suçtan elde ettikleri parayı akladıkları, para transfer ve tahsilinde “gizli kasa” diye tabir edilen sivil kişileri kullandıkları beyanları, yine İBB ve iştirak şirketleri tarafından yapılan açık hava reklam mecralarına ilişkin ihaleler, hizmet alımları ve muvazalı sözleşmelerde usulsüzlük olduğuna ilişkin mülkiye müfettişliği tarafından tanzim edilen rapor neticesinde uyarınca soruşturmaya başlandığı,
Yapılan soruşturma işlemleri neticesinde gelinen aşamada; çıkar amaçlı suç örgütü lideri Ekrem İmamoğlu”nun Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminden beri yanında bulunan ve kendisine tabi kişileri İstanbul Büyükşehir Başkanı olduktan sonra Büyükşehir Belediyesi”nin birimlerinin ve iştiraklerinin başına getirdiği, şüphelilerin suç örgütünün devamını sağlamak maksadıyla kendi alt yapılanmalarını oluşturdukları, birçok belediye iştirakinde usulsüz ihaleler, doğrudan temin veya hizmet alımı nitelikli işler üzerinden ihaleye fesat karıştırma, nitelikli dolandırıcılık, kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirme, rüşvet ve irtikap eylemlerini örgütlü bir şekilde işlediklerinin tespit edildiği, örgüt üyelerinin hem kendi üzerlerine hemde SGK”lı çalışanlarının üzerlerine kurdukları şirketlerle Büyükşehir Belediyesi iştirakleri olan Meyda A.Ş Kültür A.Ş.”nin hizmet alımı nitelikli işlerine yüksek fiyatlı teklifler vererek sonuç fiyatı kendilerinin belirlemesi suretiyle ederlerinin çok üzerinde işler aldıkları, aldıkları işlerin bir çoğunun tamamlanmadıkları, bir kısmının ise hayali işler olduğu, naylon fatura düzenlemek suretiyle akladıkları paraları kişilsel zenginleşmelerinin yanı sıra şuç örgütünün faaliyetleri doğrultusunca kullandıkları,
İstanbul”da yaşayan vatandaşlarımızın kişisel verilerinin hukuka aykırı bir şekilde temin edilerek örgütün devamlılığı için kullandıkları, Medya A.Ş, Kültür AŞ., KİPTAŞ ve İSFALT firmalarından ihale alan örgüt üyelerinin belediyeden aldıkları ilk avans ödemeleri ile ya örgüt lideri Ekrem İmamoğlu”na ait inşaatlara para aktardıkları ya da şahsa ait şirketlere mal devri yaptıkları, Büyükşehir Belediyesinden açık ihaleler neticesinde iş alan iş adamlarının ödemelerinin yapılmayarak tehdit yoluyla elden temin edilen paralar sonrasında ödemelerin yapıldığı, hali hazırda faal olan bir çok iş yerinden rüşvet talep edildiği, kabul etmeyen mağdurlar hakkında Belediye Encümenlerinden aldırılan kararla zorla para alınmaya çalışıldığı, rüşvet ve irtikap eylemleri neticesinde elde edilen gayrimenkullerin örgüt kasası olarak kullanılan iş adamlarının üzerine alındığı MASAK Raporları, tevdi raporu, vergi uzmanı incelemeleri, tanık beyanları ve diğer deliller ile tespit edilmiş olup, bu kapsamda suç örgütü lideri şüpheli Ekrem İammoğlu ile örgüt yöneticisi konumunda bulunan şüpheliler Murat Ongun, Tuncay Yılmaz, Fatih Keleş, Ertan Yıldız ve bu şahıslarla bağlantılı (95) şüpheli olmak üzere toplamda (100) şüpheli hakkında Suç Örgütü Yöneticisi Olmak, Suç Örgütüne Üye Olmak, İrtfikap, Rüşvet, Nitelikli Dolandırıcılık, Kişisel Verileri Hukuka Aykırı Ele Geçirme, İhaleye Fesat Karıştırmak Suçlarından 19/03/2025 tarihi 06.15 itibariyle eş zamanlı yakalama, gözaltı, arama ve el koyma işlemleri icrası amacıyla İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü”ne talimat verilmiştir.”
Ekrem İmamoğlu gözaltına alındı! İBB”de kent uzlaşısı ve Medya A.Ş. soruşturmasıGündem
Son dakika: Valilik açıkladı! İstanbul”da 4 günlük gösteri yasağıGündem
Source: Dünya Gazetesi
İsrail ordusu Batı Şeria”daki baskınlarında 2 Filistinliyi yaraladı ve bazı evleri ateşe verdi
Filistin resmi ajansı WAFA”nın haberinde, İsrail güçlerinin Batı Şeria”nın güneyinde yer alan Beytüllahim”in güneyindeki Curet eş-Şem”a köyüne baskın düzenlediği belirtildi.
Haberde, İsrail güçlerinin akşam ve yatsı namazından sonra camiden çıkan cemaate yönelik göz yaşartıcı gaz ve ses bombası atması sonucu çok sayıda kişinin gazdan etkilendiği belirtildi.
Görgü tanıkları AA muhabirine, İsrail ordusunun El Halil”in güneyindeki Dura kasabasına baskın düzenleyerek gerçek mühimmat ve göz yaşartıcı gaz bombaları atması sonucunda Filistinliler arasında yaralananlar olduğunu söyledi.
WAFA”nın haberinde ise İsrail güçlerinin Dura”ya baskını sırasında Filistinlilerle aralarında olaylar çıktığı kaydedildi.
Haberde, olaylar sırasında İsrail güçlerinin Filistinlilere ve mağazalarına gerçek mermiyle yoğun ateş etmesi sonucunda 2 Filistinlinin yaralandığı, bir gencin de İsrail güçleri tarafından darbedilerek gözaltına alındığı aktarıldı.
WAFA”nın haberinde, İsrail ordusunun, Batı Şeria”nın kuzeyindeki Cenin Mülteci Kampına yönelik sürdürdüğü saldırıları sırasında ise kampta Filistinlilere ait bazı evleri ateşe verdiği ifade edildi.
Filistin devlet televizyonunun haberinde de İsrail ordusunun Cenin kentine bağlı Arrabe kasabasına baskın düzenlediği belirtildi.
Görgü tanıkları da İsrail güçlerinin Sebsatiyye ve Burin köylerine baskın düzenlediğini dile getirdi.
WAFA”nın haberinde ayrıca Filistin topraklarını gasbeden İsraillilerin El Halil kentinin güneyindeki Mesafir Yatta bölgesinde iki köye baskın düzenleyerek zeytin ağaçlarını ve tarım mahsullerini tahrip ettiği aktarıldı.
Öte yandan Bedevi Haklarını Savunma Örgütü (BEYDER) tarafından yapılan açıklamada, İsrail ordusunun, Eriha kentinin kuzeyindeki Arab el-Melihat topluluğunda 3 tarım tesisini yıktığı bildirildi.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
İsrail durmaz, durdurulur
Bütün dünya ateşkes ve barış için seferber oldu. Trump da Gazze sahillerinde Las Vegas kurma hayalleri kuruyordu. İsrail, yine bildiğini okumaya devam etti. Gazze”yi yeniden bombaladı. Ne hayaller kaldı, ne de ateşkes. Barış çabalarını darmadağın etti. Bunu da Müslümanlar için mübarek olan ramazanın ortasında yüzlerce insanı katlederek ortaya koydu.İsrail, ramazanı da bombaladı, sahuru da. Bombalama ve katletmede hiçbir kutsal gün ya da ay tanımıyor. Hatta özellikle kutsal günlerde ve kutsal mekânlarda katlediyor. İnsanı kutsal gününde yok ediyor. Böylece sadece bedeni yok etmiyor, sadece fiziki acı vermiyor. Bedeni ayakta tutan ruhu da acıtıyor. Bedeninin yaşamasına umut veren, direnç sağlayan özü de katlediyor. Siyonizm, beden ve bedeni tutan ramazanın ruhunu beraber katlederek zevkleniyor.ABD”ye danışılarak barışa giden yol bombalanıyor. ABD temsilcisi “kıyamet kopacak” diyor! Bunu zevkle söylüyor. Kendi kıyametleri ne zaman kopacak acaba? Başkaları için kıyamet senaryoları uygulayanları da elbette bir gün kıyamet yakalayacak! Nice toplumların helakinden bahseder kitabımız. Onların kibirli, egemen, yenilmez ve kudretli burunlarının nasıl sürtüldüğünü anlatır. İsrail”in ataları nice helakler yaşadı. Nice sürgünler yaşadı. Nice zulümler yaşadı. Nice zilletler yaşadı. Hiç mi ders almazlar? Nasıl bir ruh bu? Hiç mi ibret almazlar? Hiç mi düşünmezler? Toplumların da küçük kıyametleri var. İsrail de bunu yaşayacak. Onun zamanını bilmeyiz, ama olacağına iman ediyoruz. Kimin eliyle olacağına da karar veren O”dur. Müslüman eliyle mi, kâfir eliyle mi yoksa doğrudan Allah”ın eliyle mi olacak?Netanyahu, katil şebekeleriyle kan içmeden yerinde duramıyor. Savaşla kurulanın, savaşla ayakta kalacağını biliyor. Bunu da en şedit biçimde yapıyor. Katlederek yaşıyor, yıkarak ayakta kalıyor, kan içerek zevkleniyor. Bütün Yahudi arzusunu öldürmeye, katletmeye ve yok etmeye akıtıyor. Yahudilerin dünya kudretini, paralarını ve ezilmişlik isyanlarını Gazze”ye bomba olarak yağdırıyor.Gazze, tamamen Filistin”e mezar yapılıyor. Ölü kent olsun isteniyor. Ölü kentin üstüne, kemiklerin üstüne ve mezarların üstüne kendi hedonist kentini kurmanın peşinde. Trump, Las Vegas gibi zevk kentini Gazze sahillerinde inşa etmenin hayalindeyken, Netanyahu daha yıkıcı bir proje peşinde. Yıkıcılığın ötesinde arsız ve utanmaz barbarlık projesi. Önce Gazze”yi tamamen yıkmak, insanları öldürmek, et ve kemikten ateş dumanlarının yükseldiği harabe kentle gurur duymak. Nemrutça zevklenmek. Eseriyle sarhoş olup kendinden geçmek. Sonra da bu ölü kent üzerine Siyonist yaşamı kurmak. Ne kadar çok Roma komutanına benziyor! Hz. Süleyman mabedini dümdüz ederek üzerine Roma mabetleri ve yaşamını kuran komutana. Sanki tarih yeniden yaşanıyor. Yahudilere yapılanların öcünü daha berbat bir şekilde almak üzere kin kusuluyor. Tarihsel kinin bilinçaltı patlamaları yaşanıyor. Sanki insanlar hiç değişmemiş, zaman hiç değişmemiş gibi. Ecdat ve ata tapıcılığı devam ediyor. Medeniliğe hiç adım atılmamış. Modern maskelerle gizlenen barbarlık, bu kez Siyonizm”le en pervasız biçimiyle devam ediyor.İsrail, çete ve eşkıya gruplarıyla kuruldu. Devlet eşkıyalığı, haydutluğu ve barbarlığı orduyla, teknolojiyle ve siyasetle yapıyor. En temel siyaseti her zaman işgal ve katliam. Bu iki şeyle besleniyor. Hiçbir zaman da durmuyor. Kitabında barış yok! Hiçbir zaman da olmayacak. Her zaman saldıracak, bombalayacak, katledecek.İsrail, durmaz; ancak durdurulur. Bunu kim yapacak? Ortadoğu”da merkezileşen kolektif siyasi otorite! Ortadoğu Devletler Birliği zamanı gelmiştir (Karakoç buna Dicle ve Fırat medeniyeti diyordu). Bunun çekirdeği Türkiye, Suriye ve Irak ile atılır. Türkiye, kurucu liderdir!
Source: Ergün Yildirim
Yürürlüğe girdi! Bu suçları işleyenlere 15 yıla kadar hapis
Türkiye, siber saldırılar ve dijital tehditlere karşı en kapsamlı adımlarından birini attı. Siber Güvenlik Kanunu, Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bu kanunla birlikte Türkiye’nin siber savunma kalkanı güçlenirken, kurumlar, şirketler ve vatandaşları kapsayan yeni bir dijital güvenlik sistemi kuruluyor. Kanun kapsamında Siber Güvenlik Başkanlığı resmen hayata geçirildi. Başkanlık, kamu kurumları, özel sektör, kritik altyapılar ve bireyleri siber tehditlere karşı koruyacak, denetleyecek ve gerektiğinde müdahale edebilecek yetkilerle donatıldı. Kritik altyapılarda zafiyet tespitlerinden siber tatbikatlara, zararlı yazılımların incelenmesinden log kayıtlarının toplanmasına kadar geniş bir görev alanına sahip olacak olan Başkanlık, ulusal siber güvenlik politikalarını yönlendirecek. Siber saldırılar ve veri sızıntısı durumunda ağır yaptırımlar da geliyor. Bu suçları işleyenlere 1 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası ve milyonlarca liralık idari para cezaları verilecek. Ayrıca, yetkisi olmadan faaliyette bulunan siber güvenlik şirketleri için ticaret yasağı getiriliyor ve faaliyetlerine son veriliyor. BTK ve Dijital Dönüşüm Ofisi’ne bağlı siber güvenlik birimleri ve personeli 6 ay içinde Siber Güvenlik Başkanlığı’na devredilecek. Cumhurbaşkanı başkanlığında oluşturulacak Siber Güvenlik Kurulu ise ülkenin dijital güvenlik yol haritasını çizecek ve kritik kararları alacak. Artık Türkiye, siber uzaydaki tüm tehditlere karşı çok daha hazırlıklı ve merkezi bir yapıyla yoluna devam edecek.
Source: Internet Haber
Gazze tükeniyor vicdanlar susuyor biz izliyoruz
Osmanlıyı sahneden indirdiler ve dünyayı paylaştılar.
Şeytani planlarla Osmanlı bakiyesi devletçiklerin başına azınlıktan liderler koyup çoğunlukları esir aldılar.
Sesini çıkaranı zorbalıkla susturdular.
Olmadı, periyodik bir şekilde kanlı darbeler yaptırarak kendilerine göre hizaya getirdiler, hizaya gelmeyenleri astırdılar.
Bu küçücük ülkeleri gıdadan savunmaya her şeyleriyle kendilerine bağımlı hale getirdiler.
Ve sonuç bu.
Siyonistler her Ramazan ayında bunu yapıyorlardı.
Filistin’i adım adım işgal ediyorlardı.
Şimdi de gemi azıya aldılar, yok ediyorlar.
Soykırım uyguluyorlar.
Dünyanın patronajını elinde bulunduran ve küresel bir güç olan Amerika’nın Hristiyan lideri Donald Trump ile Siyonist İsrail’in Yahudi lideri Benyamin Netanyahu Gazze’ye son vuruşlarını yapıyorlar.
Pakistan dışında hiçbir Müslüman ülkenin elinde nükleer güç yok, onu da sürekli bombalarla kendi içinde uğraştırıyorlar.
Daha birkaç gün önce bir otobüse bomba koydu, beş emniyet mensubunu katlettiler.
Pakistan’da bu bombalamalar aralıksız olarak sürdürülüyor.
Dışardan da zaten önemli bir nükleer güç olan Hindistan ile kuşatmışlar.
Ayrıca dünyanın dokuz ülkenin elindeki 12 bin 512 nükleer savaş başlığından sadece 170 tanesi Pakistan”ın elindedir.
Diğerlerinin tamamı, yani 12 bin 342 tanesi de Müslüman olmayan ülkelerdedir.
Bu ülkelerin tamamı İsrail’in Filistin’de uyguladığı soykırımı destekliyorlar.
Açıktan desteklemeyenlerin diğerlerinden bir farkı var, bunlar da İsrail’e ihtiyacı olan silahları kayıtsız, şartsız veriyorlar.
Fert, toplum ve devlet olarak mazlum bir milletin yok edilişini arsız ve umarsızca gülüp izliyorlar.
Ara sıra bu devletlerin içinden vicdanları körelmemiş Belçikalı Milletvekili Marc Botenga gibi insanlar da çıkıyor, Avrupa Parlamentosunda açıkça yok edilen bir milletin acıklı haline gülen soytarıların kapkara yüzlerine karşı sesini yükseltiyor, biz de bununla teselli oluyoruz.
Gerçekten acınacak durumdayız.
Gazze’de çocuklar soğuktan donarak ölüyorlar.
Kadınlar, yardım kuruluşlarının önünde bir tabak yemek almak için birbirini eziyor.
İnsanlar açlıktan ve susuzluktan ölüyor.
Elektrik yok. Karanlıkta, bulabildikleri birkaç lokma kırıntıyla iftar açıyorlar.
Yıkıntılar arasında ateş yakarak ısınmaya ve oruç tutmaya çalışıyorlar.
Ev diye sığınacakları ayakta bir bina bile kalmamış.
Elbise olarak giyecekleri hiçbir şey yok.
Taşların, betonların ve yıkıntılar arasında bulabildikleri, toz, toprak içindeki bez parçaları üstüne çocuklarını yatırıyorlar.
Bütün bunlara rağmen İsrail, bu mazlum insanlar için gelen yardımları engelliyor ve üzerlerine bomba yağdırıyor.
Sadece Ramazan ayının başından bu tarafa Filistin genelinde yaklaşık 500 Filistinli çoğu çocuk, yaşlı ve kadın katledildi.
Gözlerimizin önünde vahşi bir cinnet çetesi; kardeşlerimizi, kardeşliğimizi, geçmişimizi, insanlığımızı, kutsallarımızı yakıp yıkıyor, yok ediyor.
Hastalıklı ruhların elindeki tüm teknolojik imkanlar, silahlar, nükleer füzeler, bombalar insanlığı öldürüyor.
Bütün bir insanlıkla birlikte; bir yandan her türlü zulümle kırılan, diğer taraftan vatanlarından sökülerek başka yerlere gitmeye mahkûm edilen bu insanların acıklı durumunu izliyoruz.
Netanyahu, Tevrat kaynaklı, metinleri değiştirilmiş bir inanıştan hareketle hem Yahudi hem de birçok Hristiyan Evangelist topluluk arasında kendisini beklenen Mehdi gibi lanse ederek vahşice bir yol izlemektedir.
25 Ekim 2023 günü “Kara Harekâtına Hazırlanıyoruz” başlıklı konuşmasında, kendisine göre kutsal metinlerinde sık sık vurgulanan “Işık ve Karanlık” sözcüklerinden hareketle ne demişti bu katil Netanyahu:
“Bizler ışığın insanlarıyız, onlar karanlığın insanları ve ışık karanlığa karşı zafer kazanacaktır. Artık tek bir amaç için bir araya gelmenin zamanıdır; zafere ulaşmak için hızla ilerlemek.
Ortak gücümüz ile haklılığımıza ve Yahudi halkının ebediliğine olan derin inancımızla Hamas’a karşı ‘Yeşaya kehaneti’ni göreceğiz.
Ülkenden şiddet, sınır boylarından soygun ve yıkım haberleri duyulmayacak artık. Surlarına kurtuluş, kapılarına övgü adını vereceksin.”
Netanyahu ve kanla beslenen çetesi, bütün bir varlık aleminde, kendileri dışında hiçbir kimseye, hiçbir topluma ve kutsala değer vermeyen, her şeyi ve herkesi onlara hizmet edecek kara yaratıklar olarak gören bu cinnet ve cinayet ordusu, önüne geleni yıkıp geçiyor.
Bu Siyonist güruh durmayacak.
Kendi anladıkları dil dışında kimsenin dilini önemsemiyorlar.
Netanyahu ve çetesi ne Siyonizm karşıtı Yahudileri ne vicdan sahibi Marc Botenga gibi Hristiyanları dinleyecekler.
Hele hele Müslümanları ki, bırakalım dinlemeyi, adam yerine bile koymuyorlar. Anladıkları tek dil: Güç dili.
Onu da arkasına aldıkları için zulüm katmerleniyor, Gazze Tükeniyor, Vicdanlar Susuyor, Biz İzliyoruz.
YouTube : youtube.com/c/Ferman Karaçam
Twitter : twitter.com/fermankaracam
Instagram : instagram.com/fermankaracam
Facebook : facebook.com/karacamferman
E-mail : fermankaracam@gmail.com
Web Sitesi : fermankaracam.com
Source: Ferman Kara
İsrail”den Suriye”ye hava saldırısı: Askeri noktalar hedef alındı
İsrail, Suriye ordusuna ait, devrik Baas rejiminden kalma askeri noktaları hedef almaya devam ediyor.İsrail savaş uçakları, Suriye’nin Humus ilinde Şemsin ve Şinşar beldelerinde devrik rejimden kalma askeri noktalara hava saldırıları düzenledi.Saldırıda kayıp olup olmadığı bilinmezken, Suriye tarafından konuyla ilgili henüz bir açıklama yapılmadı.Şinşarda, Suriye ordusuna ait hava savunma sistemlerinin bulunduğu biliniyor.
Source:
Başsavcılık”tan ikinci “Ekrem İmamoğlu” açıklaması: “PKK/KCK terör örgütüne yardım etme suçu işlendi”
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, Şişli Belediye Başkanı Resul Ekrem Şahan ve Reform Enstitüsü Başkanı Mehmet Ali Çalışkanın gözaltına alınmasına ilişkin olarak, İmamoğlunun diğer şüphelilerle birlikte yerel seçimlerde, belediye meclis üyesi listelerinin kendisinin onayıyla belirlenmesi de nazara alındığında terör örgütünün yönetimince de ifade edilen metropollerde etkinliğinin arttırılması amacını taşıyan kent uzlaşısı faaliyetine bilerek iştirak etmek suretiyle PKK/KCK terör örgütüne yardım etme suçunu işledikleri… açıklamasında bulundu. PKK/KCK TERÖR ÖRGÜTÜNE YARDIM ETME SUÇU İŞLENDİİstanbul Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:Cumhuriyet Başsavcılığımız Terör Suçları Soruşturma Bürosunca yürütülen soruşturma kapsamında; PKK/KCK terör örgütünün başta İstanbul olmak üzere metropol illerde etkinliklerinin arttırılması amacıyla fiilen 31.03.2024 tarihinde gerçekleşen yerel seçimlerde hayata geçirdiği kent uzlaşısı faaliyetiyle ilgili olarak terör örgütü yöneticilerinden CUMA (K) Cemil BAYIK ve HÜSEYİN AVAREŞ (K) Mustafa KARASU’nun söz konusu seçim öncesinde görüş ve talimatlarını terör örgütüne müzahir medya aracılığıyla ilettiği, İstanbul yerel seçimleri için Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun kent uzlaşısı temelinde terör örgütünün Halkların Demokratik Kongresi (HDK) çatı yapılanmasıyla ittifak yapıldığına dair tespitlerin terör örgütüne müzahir medya tarafından duyurulduğu, İstanbul ili yerel seçimleri öncesi ittifak yaptığı tespit edilen HDK yapılanmasının Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Daire Başkanlığının raporlarına göre Yargıtay tarafından terör örgütünün çatı yapılanması olarak kabul edilen Demokratik Toplum Kongresi (DTK)’nın benzeri ve terör örgütünün TBMM’ye alternatif meclis niteliğinde olduğu, bu tespite binaen başta ilimiz olmak üzere birçok ilde HDK mensuplarına yönelik eş zamanlı yakalama ve gözaltı işlemlerini tatbik edildiği, soruşturmaların gerçekleştirildiği ve halen devam ettiği, Ayrıca belirtilen tespitler üzerine CHP kontenjanından seçilen belediye meclis üyeleri ile atanan belediye başkan yardımcıları incelendiğinde bir kısmının terör örgütü ile iltisakları bulunduğu ve 31.03.2024 tarihli yerel seçimden yalnızca birkaç gün önce CHP’ye üye kaydı yaptırdıkları, bugüne kadar İstanbul ili muhtelif ilçelerinde CHP kontenjanından seçilen belediye meclis üyeleri ile atanan belediye başkan yardımcılarından Ataşehir ve Kartal Belediye Başkan Yardımcıları ile 8 İBB meclis üyesi olmak üzere toplam 10unun HDK verilerinde geçtiği ve örgüt mensupları olduklarının tespiti ile soruşturmalarımız kapsamında gözaltına alındıkları ve tutuklandıkları, bu şahıslar dışında 8 belediye meclis üyesinin HDK haricinde terör örgütüne dair başkaca irtibatlarına binaen soruşturmalarımız kapsamında tutuklandıkları, bu zamana kadar anlatılan şekilde 18 terör örgütü mensubu meclis üyesinin tutuklandığı, geri kalan şüphelilere ilişkin soruşturma işlemlerine devam edildiği, Soruşturma kapsamında elde olunan bilgi ve belgelere göre; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İMAMOĞLU, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir POLAT, Şişli Belediye Başkanı Resul Ekrem ŞAHAN, Reform Enstitüsü başkanı Mehmet Ali ÇALIŞKAN, PKK/KCK terör örgütünün ideolojik alan yapılanmasında faaliyet gösterdiği tespit edilen firari şüpheli A.B., A.B.’nin sahibi olduğu SPECTRUM HOUSE çalışanı H.A. (2018 yılında terör örgütünün kırsal alanına eleman aktarılması hususunda tespit bulunan) ve Şişli Belediye Başkan Yardımcısı Ebru ÖZDEMİR’in iştirak halinde “Kent Uzlaşısı” faaliyetinin içerisinde yer aldıkları,yine İBB iştiraki İstanbul Planlama Ajansı ve BİMTAŞ bünyesinde terör örgütü mensupları/ sempatizanlarının işe alındığı, şüpheli Ekrem İMAMOĞLU’nun diğer şüphelilerle birlikte yerel seçimlerde, belediye meclis üyesi listelerinin kendisinin onayıyla belirlenmesi de nazara alındığında terör örgütünün yönetimince de ifade edilen metropollerde etkinliğinin arttırılması amacını taşıyan kent uzlaşısı faaliyetine bilerek iştirak etmek suretiyle PKK/KCK terör örgütüne yardım etme suçunu işledikleri anlaşılmakla adı geçen (7) şüpheli hakkında 19/03/2025 tarihi 06.15 itibariyle eş zamanlı yakalama, gözaltı, arama ve el koyma işlemleri icrası amacıyla İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ne talimat verilmiştir.
Source: Haber Merkezi
CHP”li Beylikdüzü ve Şişli Belediye başkanları gözaltına alındı
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu”nun da aralarında olduğu 106 şüpheli hakkında “CHP”de para sayma görüntüleri ve “Kent uzlaşısı” soruşturmaları kapsamında gözaltı kararı verdi. Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık ve Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan sabah saatlerinde gözaltına alındı. Polisler, iki belediye başkanının evinde arama yaptı. SORUŞTURMA İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan açıklamada, PKK/KCK terör örgütünün başta İstanbul olmak üzere metropol illerde etkinliklerinin arttırılması amacıyla fiilen 31 Mart 2024 tarihinde gerçekleşen yerel seçimlerde hayata geçirdiği “kent uzlaşısı” faaliyetiyle ilgili olarak terör örgütü elebaşlarından Cemil Bayık ve Mustafa Karasu”nun seçim öncesinde görüş ve talimatlarını terör örgütüne müzahir medya aracılığıyla ilettiği aktarıldı. İstanbul yerel seçimleri için İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu”nun “kent uzlaşısı” temelinde terör örgütünün Halkların Demokratik Kongresi (HDK) çatı yapılanmasıyla ittifak yapıldığına dair tespitlerin terör örgütüne müzahir medya tarafından duyurulduğu belirtilen açıklamada, başta İstanbul olmak üzere birçok ilde HDK mensuplarına yönelik eş zamanlı yakalama ve gözaltı işlemlerinin yapıldığı, soruşturmaların da halen devam ettiği kaydedildi. Açıklamada, belirtilen tespitler üzerine CHP kontenjanından seçilen belediye meclis üyeleri ile atanan belediye başkan yardımcıları incelendiğinde bir kısmının terör örgütü ile iltisakları bulunduğuna işaret edilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “31 Mart 2024 tarihli yerel seçimden yalnızca birkaç gün önce CHP”ye üye kaydı yaptırdıkları, bugüne kadar İstanbul ili muhtelif ilçelerinde CHP kontenjanından seçilen belediye meclis üyeleri ile atanan belediye başkan yardımcılarından Ataşehir ve Kartal Belediye Başkan Yardımcıları ile 8 İBB meclis üyesi olmak üzere toplam 10″unun HDK verilerinde geçtiği ve örgüt mensupları olduklarının tespiti ile soruşturmalarımız kapsamında gözaltına alındıkları ve tutuklandıkları, bu şahıslar dışında 8 belediye meclis üyesinin HDK haricinde terör örgütüne dair başkaca irtibatlarına binaen soruşturmalarımız kapsamında tutuklandıkları, bu zamana kadar anlatılan şekilde 18 terör örgütü mensubu meclis üyesinin tutuklandığı, geri kalan şüphelilere ilişkin soruşturma işlemlerine devam edildiği anlaşılmaktadır.” Soruşturma kapsamında elde edilen bilgi ve belgelere göre İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan, Reform Enstitüsü Başkanı Mehmet Ali Çalışkan, PKK/KCK terör örgütünün ideolojik alan yapılanmasında faaliyet gösterdiği tespit edilen firari şüpheli A.B, A.B”nin sahibi olduğu Spectrum House çalışanı ve 2018 yılında terör örgütünün kırsal alanına eleman aktarılması hususunda tespit bulunan H.A. ile Şişli Belediye Başkan Yardımcısı Ebru Özdemir”in iştirak halinde “kent uzlaşısı” faaliyetinin içerisinde yer aldıkları belirtildi. Yine İBB iştiraki İstanbul Planlama Ajansı ve BİMTAŞ bünyesinde terör örgütü mensupları/sempatizanlarının işe alındığı ifade edilen açıklamada şöyle devam edildi: “Şüpheli Ekrem İmamoğlu”nun diğer şüphelilerle birlikte yerel seçimlerde, belediye meclis üyesi listelerinin kendisinin onayıyla belirlenmesi de nazara alındığında terör örgütünün yönetimince de ifade edilen metropollerde etkinliğinin artırılması amacını taşıyan “kent uzlaşısı” faaliyetine bilerek iştirak etmek suretiyle PKK/KCK terör örgütüne yardım etme suçunu işledikleri anlaşılmakla adı geçen 7 şüpheli hakkında eş zamanlı yakalama, gözaltı, arama ve el koyma işlemleri icrası amacıyla İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne talimat verilmiştir.
Source: Sabah
İsrail hükümeti resmen onayladı: Aşırı sağcı lider yeniden göreve getirildi
İsrail”de kabine, Gazze”ye saldırıların yeniden başlamasıyla hükümete geri dönen aşırı sağcı Yahudi Gücü Partisi lideri Itamar Ben-Gvir”in Ulusal Güvenlik Bakanı olarak yeniden atanmasını onayladı. The Times of Israel gazetesinin haberine göre, İsrail Başsavcısı Gali-Baharav-Miara”nın Ben-Gvir-in bakan olarak tekrar atanamayacağı yönündeki uyarılarına rağmen Ben -Gvir, bakanlığa geri dönüyor. İsrail Meclisinde (Knesset) bugün yapılacak oylama ile de Yahudi Gücü Partisi lideri Ben-Gvir”in yanı sıra onunla beraber ayrılan Yitzhak Wasserlauf”un Necef ve Celile Kalkınma Bakanlığı ve Amichai Eliyahu”nun Miras Bakanlığına yeniden dönmesi bekleniyor. İsrail Yüksek Mahkemesi, daha önce Ben-Gvir”in Ulusal Güvenlik Bakanı olarak yeniden atanmasını durduran bir ihtiyati tedbir kararı çıkarılması için yapılan başvuruyu reddetmişti. ATEŞKES KARŞITI TAVIRLARIYLA BİLİNİYORDU Aşırı sağcı Ben-Gvir, Gazze”de ateşkes ve esir takası anlaşmasına karşı olduğunu sık sık vurgulamış, anlaşmanın yürürlüğe girdiği 19 Ocak”ta ise Yahudi Gücü Partisi”nden bakanlarla hükümetten istifa ettiğini duyurmuştu. İsrail”in ateşkesi bozarak Gazze Şeridi”ne saldırılara yeniden başlamasının ardından sosyal medya platformu X hesabından açıklama yapan Ben-Gvir, saldırıların başlamasından duyduğu memnuniyeti ifade etmişti. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu”nun Likud Partisi ve Itamar Ben-Gvir”in Yahudi Gücü Partisi”nden dün yapılan ortak açıklamada ise Ben-Gvir ile partisinin hükümete geri dönmesi yönünde anlaşmaya varıldığı duyurulmuştu.
Source: