Hâkim ve personel adliye binasından koşarak kaçtı!
İzmir’deki yakalama kararlarıve gözaltılara itiraz için adliyeyegelen avukatlar, sulh ceza hâkimive personelinin dilekçeleri teslimalmamak için adliye dışınaçıktıklarını iddia etti. İtirazlarıalmamak için sulh ceza hâkimliğipersonelinin adliyeden terk etmesiüzerine avukatlar dilekçelerikapıya yapıştırdı. İzmir Barosu,hukukun üstünlüğünü savunmaklayükümlü olan yargı makamlarının,en temel görevlerini yerinegetirmekten kaçındığını dilegetirerek “Adalet, savunmayısusturarak değil, hukukungereğini yerine getirerek sağlanır”şeklinde bir açıklama yaptı.Avukat Uzay Erbek sosyal medyahesabından, “Önce sulh cezahâkimi, ardından kalem çalışanlarınöbetçi olmalarına karşın itirazdilekçelerimizi almayacaklarınısöyleyerek koşarak adliyeyi terkettiler. Bu yaptıkları suçtur vehukuka aykırıdır” dedi.
Source: Ece İçmez
Orhan Pamuk’un mühürlettiği apartmana hırsız girdi
Ortalığa saçılmış kitapların ve muhtelif eşyanın göründüğü fotoğrafın altında şöyle yazmıştı: “Değerli sahaf, antikacı ve koleksiyoner dostlarım, bir komşunun mülk ihtirasından dolayı mühürlettiği evimize hırsız girdi. Dedem E. Org. İzzettin Paşa’nın özel eşyaları, babannemin gümüş sofra takımları ve Galatasaray Müzesi için topladığım bazı metal parçalarla hiçbir maddi değeri olmayan GS Üstün Hizmet ödülüm çalındı. Elinize geçenler arasında bunlar olabileceğinden şüphelendikleriniz olursa satın almak isterim.”Kendisi de iyi bir koleksiyoner olan ve bu yönüyle de tanınan Çalışlar çalınan eşyanın bulunma ihtimalinden ümidini kesmiş olmalı ki en azından sahaf ve anktikacılara düşecek olanları satın alabilmek ümidiyle yapmıştı bu paylaşımı.Zaten soygunu ihbar ettiğinde kendisine önce evde Lap Top, I Phone gibi ‘değerli’ eşyasının olup olmadığı sorulmuş. İzzeddin Çalışlar’ın ‘mülk ihtirasından dolayı mühürlettiği’ dediği komşusu Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk’tan başkası değil.Pamuk, Cihangir’in ünlü binalarından Taray Apartmanı’nın riskli olduğunun tespit edilmesi sonrasında komşusu olan diğer apartman sakinleriyle mahkemelik olmuştu.Komşuları yapının güçlendirilmesi için dava açarak yıkılmaması için ihtiyati tedbir kararı aldırırken, 18 daireli apartmanda 6 dairesi bulunan ünlü yazar ise ihtiyati tedbirin kaldırılarak binanın kentsel dönüşüme sokularak yıkımına karar verilmesini istemişti.Riskli yapı olması nedeniyle tahliyesi ve yıkımı gerçekleşmeden diğer kat malikleri apartmanın güçlendirilmesi yönünde hazırlanan raporları mahkemeye sunmuş ancak binanın mahkeme süreci devam ederken Taray Apartmanı’nda yapılan keşif sonrası binanın elektrik, doğalgaz ve suyu kesilerek mühürlenmişti.Elektriği kesik olduğu için alarm sistemleri de çalışmayan binaya rahatlıkla giren hırsızlar İzeddin Çalışlar’ın dairesinin ve aynı kattaki bir diğer dairenin kapılarını kırarak soygunu gerçekleştirmişler.Bu arada binada toplam 6 dairesi olan Orhan Pamuk mahkeme sürecinde iki daireyi daha satın alarak daire sayısını 8’e çıkardı. ORHAN PAMUK MÜZESİ YAPMAK İSTİYORDaha önce Hürriyet’e konuşan inşaat yüksek mühendisi Çetin Taray, 1972 yılında babasının yaptırdığı binayla ilgili şunları söylemişti: “Orhan Bey binayı yıktırmak ve yenileme parasını ödeyemeyecek olan maliklerden de dairelerini satın almak istiyor. Amacı binayı Orhan Pamuk müzesine çevirmekmiş, kendisi söyledi. İnşaat yüksek mühendisiyim. Binayı da babam yaptı. Dolayısıyla bu binanın ne durumda olduğunu ben çok iyi biliyorum. Biz İTÜ’den iki ayrı kürsüden rapor aldık ‘Binanın yıkılmasına gerek yok, güçlendirilmesi yeterli’ diye. Binanın yıkılması önümüzdeki Cihangir Cami için de sakıncalı bulundu. Bu raporları belediyeye ibraz ettik. Bunun üzerine güçlendirme projesi çizildi ve belediyeye verildi.”İSTANBUL FİLM FESTİVALİ ‘KÖLN 75’ İLE AÇILACAK İSTANBUL’da yaşanan olaylar nedeniyle basın toplantısı yapılamayan Türkiye’nin en büyük uluslararası sinema etkinliği 44. İstanbul Film Festivali’nin programı açıklandı.İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen festival 11-22 Nisan tarihleri arasında Türkiye’den ve dünyadan nitelikli ve ödüllü filmleri, özel gösterimleri, yıldız oyuncuları ve usta yönetmenleri bir araya getiriyor.Festival biletleri, İKSV Lale Kart üyeleri için bugün başlayacak indirimli ön satış döneminin ardından 27 Mart Perşembe günü genel satışa çıkacak.44. İstanbul Film Festivali’nin kapsamlı seçkisi, 139 uzun metrajlı ve 15 kısa filmden oluşuyor. Dünya sinemasının en nitelikli örnekleri, kült yapıtlar, usta yönetmenler ve genç yeteneklerin son filmlerinden oluşan festival seçkisinde dünya, uluslararası, Balkan ve Türkiye prömiyerlerini yapan filmler de bulunuyor. Festivalde 12 gün boyunca gösterimlerin yanı sıra konuk yönetmen ve oyuncuların katılımıyla yapılacak söyleşiler, özel gösterimler ve etkinlikler de yer alacak.Festival tarafından sinemaya gönül ve emek veren kişilere sunulan Sinema Onur Ödülü, bu yıl sanat yaşamına sayısız tiyatro oyunu, film ve müzik albümü sığdıran usta oyuncu ve şarkıcı Zuhal Olcay’a sunulacak.Festival bu yıl Emek Ödülü’nü 2006’da dahil olduğu Köprüde Buluşmalar’da 2010-2023 yılları arasında yöneticilik görevini üstlenen Gülin Üstün’e verecek.44. İstanbul Film Festivali’nin açılış galasında Berlin Film Festivali’nde bu yıl özel bir galada prömiyeri yapılan, Ido Fluk imzalı Köln 75 gösterilecek. Keith Jarrett’ın 1975 Köln konserinin heyecan dolu gerçekleşme hikâyesini anlatan film, 50. yıldönümünde bu konsere saygı duruşu niteliğinde.Uluslararası niteliğini vurgulayacak yeni bir yapı kazanan İstanbul Film Festivali’nde resmi seçki kapsamında toplam üç yarışmalı bölüm yer alıyor: Altın Lale Yarışması, Kısa Film Yarışması ve Yeni Bakışlar.Yerli ve yabancı filmlerin bir arada, uluslararası bir jüri tarafından değerlendirileceği Altın Lale Yarışması’nda 15 uzun metrajlı film yer alıyor.
Source: İhsan Yılmaz
Güney Kore”de başbakana azil talebine ret
Yonhap ın haberine göre, Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol tarafından alınan sıkıyönetim kararında payı olduğu gerekçesiyle görevden alınan Han ın azil davasında karara varıldı. Anayasa Mahkemesinde, Han ın azli 5 e karşı 1 oyla reddedildi. Bu kararla birlikte daha önce görevden uzaklaştırılan Han, yeniden devlet başkanlığına vekalet edecek. Han, kararın ardından yaptığı açıklamada, Anayasa Mahkemesine teşekkür ederek acil konulara öncelik vereceğini belirtti. Güney Kore de sıkıyönetim ilanı Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol, 3 Aralık 2024 gecesi televizyonda yaptığı konuşmada, muhalefetin devlet karşıtı aktivitelere karıştığı gerekçesiyle sıkıyönetim ilan etmiş ancak meclisin yaptığı oylamada bu kararın kaldırılması ve Bakanlar Kurulunda onaylanmasıyla geri adım atmıştı. Ulusal Meclisin 14 Aralık 2024 te yaptığı oylamada azli istenen Yoon, Anayasa Mahkemesinin hakkında vereceği karara dek görevden geçici olarak uzaklaştırılmış, yerine Başbakan Han Duck-soo vekaleten getirilmişti. Muhalefetin girişimiyle Ulusal Mecliste 27 Aralık 2024 teki oylamada devlet başkanlığına vekalet eden Han için de azil kararı verilmiş, yerine devlet başkanlığı vekaletini Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Choi Sang-mok üstlenmişti. Güney Kore de, Han hakkındaki azil davasının ilk duruşması 19 Şubat ta yapılmıştı.
Source: Habertürk
İlber Ortaylı”dan “İmamoğlu” paylaşımı: “Halkımız hiçbir zaman unutmadı”
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlunun tutuklanmasına ilişkin tepkiler sürüyor. Prof. Dr. İlber Ortaylı, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Halkımız sandığa ve seçilmişe saygı gösterilmediğinde bunu hiçbir zaman unutmadı; ilk fırsatta cevabını sandıkta verdi. Yıllar geçiyor, yöntemler değişmiyor. Yine tarihi günler yaşıyoruz. ifadelerini kullandı.Ortaylı sosyal medya hesabından şu paylaşımı yaptı:Bundan 45 yıl önce darbe zamanı tutuklanan tüm siyasi isimler daha sonra yeniden iktidara geldi. Demirel, Ecevit, Baykal… Halkımız sandığa ve seçilmişe saygı gösterilmediğinde bunu hiçbir zaman unutmadı; ilk fırsatta cevabını sandıkta verdi. Yıllar geçiyor, yöntemler değişmiyor. Yine tarihi günler yaşıyoruz. Halk sandıkta kullandığı oyu, seçtiği yöneticiyi takip ediyor ve mesajını çok net veriyor: Seçimle gelen seçimle gitmeli.Bugün ise toplum gergin, gençler huzursuz ve gelecekten endişeli. Artan siyasi kutuplaşma ve belirsizlik ortamı, gençlerin zihinlerinde Ne olacağım? sorusunu giderek daha baskın hale getiriyor. Ülkenin siyasi hayatı, belediyelerden merkezi yönetime kadar birkaç vilayete sıkışmış durumda. Bölgecilik, her ne kadar yasalara uygun görünse de, tasvip edilemeyecek ölçüde yerel partizan eğilimlere ve güçlü bir nepotizme dayanıyor.Peki ya diğer şehirlerde yaşayan, yıllarca eğitim gören, yabancı dil öğrenen, kendini yetiştiren gençler ne olacak? Bu çocukların emeği, umudu, hakkı ne olacak?Gençlerin geleceği güvence altına alınmalı; bürokrasi ve adalet sistemi yeniden halkın güvenini kazanmalıdır. Bunun için illa büyük krizler yaşanmasını beklemek gerekmez. Gerekli düzenlemeler ve reformlar derhal hayata geçirilmelidir.Bu konu bir siyasi partinin, iktidarın ya da muhalefetin meselesi değil; doğrudan doğruya bir ulusal meseledir. Çocuklarımızın ve gençlerimizin geleceği söz konusudur. Ve bu mesele, hepimizin ortak sorumluluğudur.
Source: Haber Merkezi
51 bıçak darbesiyle vahşice katletmişti! İstinaf”tan çok konuşulacak “haksız tahrik” indirimi!
Kan donduran cinayet 14 Eylül 2023″te merkez Karatay İlçesi Tatlıcak Mahallesi”nde yaşandı. “Uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapmak veya sağlamak” suçundan 2015 yılında cezaevine giren Neşet Güneş, olay tarihinden iki gün önce açık cezaevinden izinli olarak çıktı. Katil zanlısı iddiaya göre kendisini aldattığını ileri sürdüğü 7 yaşındaki kızının annesi Damla Dakım”ı çıkan tartışmada önce tavayla darp etti ardından da 51 bıçak darbesiyle öldürdü. Saklandığı adreste yakalanan Güneş tutuklandı. Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesince yargılanan katil zanlısı Neşet Güneş, geçtiğimiz Ekim ayında görülen karar duruşmasında oy çokluğu ile hiçbir indirim uygulanmadan ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırıldı. Mahkeme bu kararın gerekçesi olarak, “Neşet”in uyuşturucu suçundan cezaevinde bulunduğu ve birlikte yaşadığını iddia ettiği Damla”nın hayatını idame ettirecek maddi olanakları sağlamadığı açıktır. Damla da kendi hayatını devam ettirebilmek için birlikte yaşadığı kişinin yaptığı gibi 3. kişilere uyuşturucu madde içerir haplar ve uyuşturucu maddeler temin ettiği dosya içerisindeki tanık anlatımlarından ve dijital materyal raporlarından anlaşılmaktadır. Bu haliyle Damla ile Neşet arasında sıkı bir evlilik ilişkisi olduğu sabit değildir. Dolayısıyla Damla”nın Neşet”e karsı sadakat yükümlülüğünden söz edilmesi de esasında hukuken mümkün değildir” ifadelerini kullandı. İSTİNAF KARARI BOZDU, HAKSIZ TAHRİK İNDİRİMİ VERİLSİN DEDİ Sanık avukatı ve Cumhuriyet Savcısı kararı istinaf etti. Dosya incelenmek üzere Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine geldi. Dosyayı inceleyen mahkeme, yerel mahkemenin kararını bozdu. Ceza Dairesi Yargıtay kararlarını örnek gösterdiği bozma kararında, “İlk derece mahkemesince Damla ve Neşet arasında resmi evlilik olmadığı, Neşet”in hapishanedeyken Damla”nın ihtiyaçlarını karşılamaması hususları birlikte değerlendirildiğinde taraflar arasında sıkı bir evlilik ilişkisinin olduğundan bahsedilemeyeceğinden Damla”nın Neşet”e karşı sadakat yükümlülüğü olmadığı, Damla ile tanık Vehbi arasındaki yazışmaların samimiyet teşkil etmediği gerekçesiyle Neşet hakkında haksız tahrik indirimi uygulanmamasına karar verilmiş ise de Damla ve Neşet”in gayri resmi olarak birlikte yaşadıkları, bu birliktelikten suç tarihine göre 7 yaşında Ş. isminde müşterek kızlarının olduğu, yakın çevreleri tarafından karı-koca olarak bilindikleri, birbirlerine karşı sadakat yükümlülüklerinin bulunduğu, bu nedenle Neşet hakkında asgari oranda haksız tahrik indirimi uygulanması gerekirken hukuka aykırı gerekçeyle uygulanmamak suretiyle sanığa fazla ceza tayini yapıldığı” ifadelerine yer verdi. Neşet Güneş, önümüzdeki günlerde yeniden hakim karşısına çıkacak.
Source: Tolga Yanik