“Legal Insights: Adile Naşit Case Dismissal & Akın İpek’s Luxury Properties on Auction”

Mecbur insan

Sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim, olağanüstü durumlarda olağanüstü kararlar alınmalı, “esir” tutulan Ekrem İmamoğlu on gün sonra yapılacak olan olağanüstü kurultayda CHP genel başkanı seçilmeli.

(Ekrem İmamoğlu’na oy vermiş, kendisini seven bir yurttaş duygusallığıyla söylemiyorum, 42 yıldır bu ülkeyi gözlemleyen, 23 yıllık AKP iktidarını gün gün haberleştiren, profesyonel bir iletişimci olarak öneriyorum.)

Şu an itibarıyla siyaset yasağı olmadığı için, genel başkan seçilmesinin önünde herhangi bir hukuki engel yok, Ekrem İmamoğlu olağanüstü kurultayda CHP genel başkanı seçilmeli, böylece, AKP genel başkanının rakibi ve muhatabı, Silivri cezaevi olmalı… Bu oksimoron yaratılmalı.

Milyonlarca insan niye sokaklara döküldü, milyonlarca insan seçim bile olmadığı halde niye sandık başına gitti, sadece CHP’li oldukları için mi, kesinlikle hayır, İYİ Parti’den Zafer Partisi’ne, DEM Parti’den hatta iktidara oy vermiş insanlarımıza kadar, milliyetçisi devrimcisi, mütedeyyini seküleri, Türkiye’nin partilerüstü vicdanı harekete geçti. Hayat… Ekrem İmamoğlu’nu lider yaptı. İstese de istemese de “mecbur insan” haline geldi.

Kendi kendine oluşan bu ortak muhalefet mücadelesinin sürdürülebilir olmasının, bu güç birliğini, bu heyecanı, bu umudu hep bu kadar diri tutabilmenin tek yolu var, bedenini oraya hapsettiler ama sesini soluğunu tutsaklıktan kurtarmalı, demir parmaklıklar arkasındayken, Türkiye’de dolaştırmalı… Reste rest çekilerek, CHP genel başkanı seçilerek, AKP genel başkanının karşısına dikilmeli, resmi rakibi ve resmi muhatabı yapılmalı, bu sayede, Türkiye’de demokrasinin Silivri’ye tıkılmış olduğu heeeeer gün hatırlatılmalı, meclisteki salı toplantılarında “esir genel başkan”ın açıklamaları okunmalı, CHP merkez yönetim kurulunun toplantıları cezaevinde “açık görüş”te yapılmalı, Türkiye’nin her şehrinde “Silivri mitingleri” düzenlenmeli… AKP genel başkanı ağzını her açtığında, karşılığını Silivri’den duymalı.

Toplum, CHP’nin önünde gidiyor, yeniden tarihi bir fırsat yakalandı, bu “ortak payda” büyütülmeli, heba edilmemeli.

Yoksa, mutlaka sönümlenir gider.

Burası Türkiye, sancılı topraklar, deprem olur, sel olur, yangın olur, terör olur, ağıtlar arasında kaybolur, eyyy İsrail filan der, verirler mehteri, Ekrem’in e’si bile gündemde kalmaz, 23 yılda 23 bin defa yaşadık, sarayın propaganda makinesi “unutturma” uzmanıdır.

Şu son beş gündür yaşadığımız toplumsal farkındalığı, kendi kendine oluşan partilerüstü güç birliğini unutturmamanın tek yolu, şerden hayır çıkmasını sağlayan Ekrem İmamoğlu’nun, AKP genel başkanının karşısına genel başkan olarak, resmi rakibi, resmi muhatabı olarak dikilmesidir.

(CHP açısından sorun olmamalı, çünkü zaten Ekrem İmamoğlu’nu cumhurbaşkanı adayı ilan etmişsin, cumhurbaşkanı seçilirse “partili cumhurbaşkanı sistemi”nde CHP’nin cumhurbaşkanı olacak, CHP hakkındaki kararları zaten o verecek.)

(Yok eğer, siyaset yasağı getirilirse, yani hukuken genel başkan olması da yasaklanırsa, birincisi, demokrasinin esir tutulduğu gerçeğini bir kez daha dünyaya haykırma fırsatı yakalamış olursun, tartışma alevlenir, toplumsal muhalefeti daha diri tutmuş olursun, ikincisi, CHP açısından yine sorun olmaz, çünkü şimdi aldığın gibi yeniden olağanüstü kurultay kararı alırsın, istersen Özgür Özel’i istersen bir başkasını genel başkan seçersin, sonra da Mansur Yavaş’ın söylediği gibi, erken seçim kararı alınınca anketlere bakarsın, kim en çok çıkıyorsa, onu cumhurbaşkanı adayı yaparsın, Ekrem İmamoğlu’nun hem büyükşehir belediye başkanlığının, hem genel başkanlığının yasaklanmasının katmerli rüzgarını, fırtınaya çevirirsin.)

(Tüm kamuoyu araştırmalarında Ekrem İmamoğlu’ndan daha yüksek çıkmasına rağmen, Mansur Yavaş çıkıp ne dedi, son derece onurlu bir davranış sergiledi, “yol arkadaşım Ekrem İmamoğlu’na yapılan hukuk ve demokrasi dışı bu haksızlığı kabul etmiyorum, bu sürecin her dakikasında Ekrem başkanımızın yanında olacağım, daha önce üçlü masada ifade ettiğim ‘cumhurbaşkanı adaylığımı günü gelince değerlendireceğim’ kararımı, bu hukuksuzluk ortadan kalkana kadar askıya aldığımı kamuoyuna ilan ediyorum” dedi… “CHP içindeki dayanışma duygumuzu kimse küçümsemesin, bizlerin en büyük makamlar karşısında bile bu birlikteliği kaybetmeyeceğimiz unutulmasın, selden kütük kapmaya çalışanlarla bizleri aynı tutmaya kalkmasınlar” dedi… Kişisel hırslara yenik düşmek yerine, tam bir devlet adamı, tam bir kuvayı milliyeci davranışı sergiledi.)

(Özgür Özel’in de aynı örnek davranışı sergileyerek, genel başkanlığından fedakarlıkta bulunması gerekir. Bu partilerüstü kalabalıklar Ekrem İmamoğlu için toplandı, selden kütük kapmaya çalışanlar için değil.)

2019 yılından beri haykırıyorum, seçimi rahat rahat kazanacak iki adayımız var, biri Ekrem İmamoğlu, biri Mansur Yavaş… 2023 yılında -bile bile- kaybedilen tarihi fırsat, yeniden yakalandı.

Olağanüstü durumlarda olağanüstü kararlar gerekir, bu heyecanı diri tutabilmek, filizlenen umudu büyütebilmek için Ekrem İmamoğlu olağanüstü kurultayda CHP genel başkanı yapılmalı.

Source: Yılmaz Özdil


Adile Naşit”e söylenen o sözlere takipsizlik!

Sosyal medyada kendisini “hoca” olarak tanıtan Ebubekir Sıddık Kaya, 16 Şubat 2025″te yaptığı bir paylaşımda Adile Naşit”in mezarından çığlıklar geldiğini söylemişti. Kaya,”Mezarı bir açıyorlar, nasıl bir manzara biliyor musun? Adile Naşit”in bacağını ensesinden sokmuşlar, ağzından çıkarmışlar. Bir müftü her gün mezarlıktan bir çığlık duyuyor. En son gidip bakıyor ki çığlık Adile Naşit’in mezarından geliyor. Hani bizim evimizin annesi vardı ya, küçükken öyle yutturdular. Evimizin tonton annesi dediler. Evimizin esprili adamı da Kemal Sunal, 44. dereceden Türkiye”nin en büyük masonlarından biri. Kemal Sunal’ı da evimizin komedyeni diye çaktılar bize, Adile Naşit’i evimizin tonton annesi diye çaktılar. Zaten Yeşilçam”da kimi çaktılarsa hepsi Ermeni” demişti.

Adile Naşit”in yeğeni Necip Naşit Özcan (şu an yoğun bakımda) avukatı aracılığıyla İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı”na suç duyurusunda bulunmuştu. “Kişinin hatırasına hakaret” suçlamasıyla yapılan şikayette, Kaya hakkında bir an önce soruşturma başlatılarak dava açılması talep edilmişti.

AYLAR SONRA KARAR ÇIKTI!

Ekol TV”nin haberine göre, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı, suç duyurusunu inceleyerek kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. Savcılık, Kaya”nın sözlerinin hukuki anlamda suç unsuru taşımadığını belirtti.

Türk Ceza Kanunu”nun ilgili maddelerine göre, hakaret suçunun ancak birinci ve ikinci derece akrabalar tarafından şikayet edilebileceği ve bu durumda da belirli şartların sağlanması gerektiği vurgulandı. Ayrıca, açıklamaların hukuki olarak hakaret kapsamında değerlendirilemeyeceği ifade edilerek dosyanın kapatılmasına hükmedildi.

Kararda, “Şüpheli hakkında suçun yasal unsurlarının oluşmaması nedeniyle kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına” ifadesine yer verildi.

Source: Haber Merkezi


FETÖ firarisi Akın İpek”in lüks yalıları yine satışta: Geçen yılın fiyatı gölgede kaldı

Daha önce FETÖ terör örgütü lideri için “Gülümsemesine tüm varlığımı feda ederim” ifadesiyle akıllara kazınan, Akın İpek’in lüks yalıları yeniden satışa sunuluyor. Akın İpek”e ait olan Koza-İpek Holding”in tüm iştirakleri, darbe girişimin ardından Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu”na (TMSF) geçmişti. İpek”in sahip olduğu gayrimenkuller arasında dünyanın en güzel ve pahalı emlaklarından biri olan Beyaz Köşk ile Kahverengi Köşk de yer alıyordu. Bebek semtinde bulunan bu iki köşk, geçen yıl 27 Haziran”da 750 milyon lira muhammen bedel üzerinden açık artırmaya çıkarılmıştı. Ancak iki köşk için de alıcı çıkmamıştı. Sözcü”nün haberine göre, Koza-İpek Holding”in sahip olduğu mal varlığı, Ağustos 2024″te ise Türkiye Varlık Fonu”na (TVF) geçti. TVF”nin kontrolündeki Koza-Altın İşletmeleri AŞ”nden bugün Kamuyu Aydınlatma Platformu”na (KAP) bir açıklama gönderildi ve Beyaz Köşk ile yanındaki Kahverengi Köşk”ün yeniden satılacağı belirtildi. Koza-İpek İşletmeleri”nin KAP”a gönderdiği açıklama şöyle: YENİDEN SATIŞTA “Yönetim Kurulumuz, Şirketimiz mülkiyetindeki İstanbul İli Beşiktaş İlçesi Bebek Mahallesi 1259 ada 132 -133 parsel”de bulunan gayrimenkulümüzün satışının yapılması amacıyla; Muhammen bedel olan 950.000.000 TL+KDV”den az olmamak kaydıyla, gayrimenkul satış şartnamesi ile ihale düzenlenmesi ve ihale sürecini yönetmek üzere “İhale Komisyonu” kurulmasına, ihalenin 06.05.2025 tarih ve saat 14:00″de, şirketimiz adresi olan Uğur Mumcu mahallesi FSM Bulvarı N310 Yenimahalle Ankara adresinde, açık teklif – açık arttırma yoluyla yapılmasına, oy birliği ile karar vermiştir.” KAP açıklamasında yer alan 1259 ada ve 132 parsel, 2 bin 700 metrekarelik bir tapu alanına sahip. 133″üncü parsel ise 391 metrekarelik bir tapu alanına sahip. Satışa konulan Beyaz Köşk, ikinci derece eski eser niteliğinde. İki bodrum kat, zemin kat, bir normal kat, çatı katı ve teras olmak üzere toplamda 695 metrekare brüt kapalı kullanım alanına ve 208 metrekare terasa sahip. Kahverengi Köşk ise zemin ve normal kattan oluşuyor ve brüt 230 metrekare kapalı kullanım alanına sahip”

Source: Türkiye Gazetesi