“Sağlık ve Refah Güncesi – Sıfır Atık, Tüp Bebek ve Obezite Mücadelesi”

Gezegen için sıfır atık yaşam

Hakemli değerlendirmedengeçirilmiş, uluslararası sıfır atıktanımı şu şekilde: “Ürünlerin,ambalajların ve malzemelerinyanmadan ve toprağa, suya veyahavaya tehdit oluşturacak şekildedeşarj edilmeden sorumlu birşekilde üretilmesi, tüketilmesi,yeniden kullanılması ve gerikazanılması yoluyla çevre veyainsan sağlığının tüm kaynaklarınkorunması.”Evler, küçük işletmeler vekamu hizmeti sağlayıcıları heryıl ambalaj ve elektroniktenplastiklere ve gıdaya kadar 2.1milyar ila 2.3 milyar ton arasındabelediye katı atığı üretiyor. Ancakküresel atık yönetim hizmetleri bumiktarla başa çıkmak için yetersizdonanıma sahip, 2.7 milyar insankatı atık toplama hizmetineerişemiyor ve belediye katıatıklarının yalnızca yüzde 61-62’sikontrollü tesislerde yapılıyor.SIFIR ATIK GÜNÜİnsan ve gezegen sağlığınıtehdit eden atık konusu ile ilgiligüzel haber ise her yıl 30 Mart’taUluslararası Sıfır Atık Günükutlanıyor. Bu yılın teması ise“moda ve tekstilde sıfır atık”.Moda ve tekstil sektöründekiatık etkisini azaltmak vesürdürülebilirlik ile döngüselliğiteşvik etmek için acilen hareketegeçme ihtiyacına odaklanmakonularında farkındalıkyaratılması amaçlanmaktadır.Birleşmiş Milletler GenelKurulu, 14 Aralık 2022’de77. oturumunda 30 Mart’ıher yıl kutlanacakUluslararası Sıfır AtıkGünü olarak ilanetme kararı aldı.Birleşmiş Milletler Çevre Programı(UNEP) ve Birleşmiş Milletlerİnsan Yerleşimleri Programı (UNHabitat) birlikte UluslararasıSıfır Atık Günü’nün kutlanmasınıkolaylaştırıyor. Bu kampanyakapsamında üye devletler,Birleşmiş Milletler sistemindekiörgütler, sivil toplum, özelsektör, akademi, kadınlar,gençler ve diğer paydaşlar,ulusal, alt ulusal, bölgesel veyerel sıfır atık girişimleri vesürdürülebilir kalkınmayakatkıları konusunda farkındalığıartırmayı amaçlayan faaliyetlerekatılmaya davet edilmektedir. Sıfıratık girişimlerini teşvik etmek,Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi11 ve Sürdürülebilir KalkınmaHedefi 12 dahil olmak üzereSürdürülebilir Kalkınma için2030 Gündemindeki tüm hedef veamaçların ilerlemesine yardımcıolabilir. Bu hedefler, gıda kaybı veisrafı, doğal kaynak çıkarımı veelektronik atık dahil olmak üzereher türlü israfı ele almaktadır.5R İLE SIFIR ATIK OLMAKSıfır atığın 5R’si (refuse, reduce,reuse, recycle, rot) olarak bilinenadımlar sırasıyla:- İhtiyacın olmayanıreddet: Bu, istenmeyen öğelerinevinize girmesini engeller veönemsiz postave plastik pipetler gibi şeylerinyanı sıra size sunulan tümpromosyon ürünleri için geçerlidir.- Kullandıklarını azalt:Bu, genel olarak daha az atıkdemektir. – Yapabildiğin her şeyiyeniden kullan: Bir şeyinömrünü onararak,devrederek veyatamir ederekuzatabilirmisiniz? İkinciel alabilirveya satabilirmisiniz?Yenidenkullanımaynızamanda tekkullanımlıkürünlerin,atılmakyerine kolaycayıkanabilen yenidenkullanılabilir ürünlerledeğiştirilmesi anlamına da gelir. – Reddedemediğin veyaazaltamadığın şeylerigeri dönüştür: Geri dönüşümyoluyla kaynakları atık akışındankurtarmak bir seçenektir. Ancakbazı öğelerin süresiz olarakgeri dönüştürülmeyeceğini ve(genellikle kısa) ömürlerininsonunda çöplükte sona ereceğiniunutmayın. Bunlar, sıfır israfçınınkaçınmaya çalıştığı öğelerdir. – Geriye kalanlarıçürüt: Yiyecekartıklarını, kâğıtparçalarını ve tahtaveya bambu dişfırçalarınıkompostlamak,besinlerive lifleritoprağageridöndürür.GİYSİLER ATIK OLMASINTekstil üretimi ve tüketimindekihızlı büyüme Küresel Güney’de ciddiçevresel, ekonomik ve sosyal etkilereneden oluyor. Giysi üretimi 2000yılından 2015 yılına iki katınaçıktı, toplam 92 milyon tontekstil atığı üretildi. Bumiktar her saniye bir çöpkamyonu dolusu giysininyakılması veya çöpsahalarına gönderilmesianlamına geliyor.Tüketiciler ikinci el,onarım ve geri dönüşümgibi uygulamalarıbenimseyerek giysiatığının çevreselzararını önemli ölçüdeazaltabilirler. Hızlımodadan uzaklaşıp dayanıklı,yüksek kaliteli giysilere yanisürdürülebilir, yerel ve etik markalarayatırım yapmak yalnızca kaynaklarıkorumakla kalmaz, insan ve gezegensağlığına da fayda sağlar.

Source: Ayça Ceylan


Tüp bebek sürecinde eşlerin rolü

Özellikle kadınlar, hormonal değişimlerden fiziksel yorgunluğa, umut ve hayal kırıklıkları arasında gidip gelen duygusal dalgalanmalara kadar birçok farklı deneyim yaşar. Ancak bu süreç, sadece anne adayının değil, baba adayının da içinde olduğu bir yolculuktur. Eşlerin birbirine destek olması, sürecin daha sağlıklı ve huzurlu geçmesini sağlayarak başarı oranını artırabilir. Peki, tüp bebek sürecinde eşlerin rolleri neler olmalı ve bu süreci nasıl daha güçlü bir şekilde yönetebilirler?BİRLİKTE KARAR VERMEK VE BİLİNÇLİ OLMAKTüp bebek tedavisine başlamadan önce çiftlerin birlikte karar alması çok önemlidir. Bu sürecin aşamaları, başarı oranları ve olası sonuçları hakkında birlikte bilgi edinmek, sürece daha bilinçli bir şekilde hazırlanmayı sağlar. Eşler, doktor randevularına birlikte giderek süreci en başından ortak bir deneyim haline getirmelidir. Kadının yalnız hissetmemesi, tedaviye olan motivasyonu artırır ve stres seviyesini düşürerek daha olumlu bir atmosfer oluşturur.DUYGUSAL DESTEK VE İLETİŞİMTüp bebek tedavisi boyunca en önemli noktalardan biri iletişimdir. Kadınlar, hormon tedavileri nedeniyle zaman zaman duygu değişimleri yaşayabilir, umutsuz hissedebilir veya başarısızlık korkusuyla baş etmeye çalışabilir. Bu noktada baba adayının sabırlı olması, anlayış göstermesi ve eşinin hislerini küçümsemeden yanında olması çok önemlidir. “Senin yanındayım”, “Bunu birlikte atlatacağız”, “Ne olursa olsun, birlikteyiz” gibi cümleler, kadının kendini güvende hissetmesine yardımcı olur. Bu süreci yalnızca bir “çocuk sahibi olma çabası” olarak görmek yerine, ilişkinizi güçlendiren bir deneyim olarak değerlendirmek, sürecin ruhsal yükünü hafifletebilir.SABIRLI OLMAK VE UMUDU KORUYABİLMEKTüp bebek tedavisinin her zaman ilk denemede başarılı olma garantisi yoktur. Birçok çift, birden fazla denemeden sonra gebelik elde edebilir. Sürecin bazen beklenenden uzun sürmesi çiftler için zorlayıcı olabilir. Baba adayının sabırlı olması, eşinin stresini artırmadan ona destek olması gerekir. Olumsuz sonuçlarla karşılaşıldığında birbirinize destek olmak, motivasyonu kaybetmemek ve her denemenin gelecekteki başarı için bir adım olduğunu unutmamak önemlidir.TEDAVİ SÜRECİNDE BABA ADAYININ FİZİKSEL KATILIMIBazı baba adayları, tüp bebek tedavisinin yalnızca kadının üzerine düşen bir süreç olduğunu düşünebilir. Oysaki bu süreç hem fiziksel hem de duygusal olarak iki tarafın da katılımını gerektirir. Baba adayları, sadece sperm örneği verme aşamasında değil, tüm süreç boyunca aktif olarak yer almalıdır. Doktor kontrollerine ve embriyo transferi gibi önemli aşamalara eşlik etmek, kadının ilaç programını takip etmesine yardımcı olmak, tedavi sürecinde beslenme ve yaşam tarzı değişikliklerinde destek olmak gibi fiziksel katılımlar, sürecin sadece kadının yükümlülüğünde olmadığını göstererek eşler arasındaki bağı güçlendirecektir.BİRLİKTE SAĞLIKLI BİR YAŞAM TARZI BENİMSEMEKTüp bebek sürecinde sadece kadın değil, erkek de sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemelidir. Sperm kalitesini artırmak ve gebelik şansını yükseltmek için baba adayları da bazı değişiklikler yapabilir:* Sağlıklı ve dengeli beslenmek.* Sigara ve alkolden uzak durmak.* Düzenli egzersiz yapmak ancak aşırı yorucu sporlardan kaçınmak.* Uyku düzenini korumak ve stresten uzak durmak.Bu süreçte sadece kadının dikkatli olması yeterli değildir; baba adayının da benzer bir özen göstermesi, sürecin başarısını artırabilir.SONUÇ: EŞLER BİRBİRİNİN EN BÜYÜK DESTEKÇİSİDİRSevgili okurlar, tüp bebek süreci sadece tıbbi bir tedavi değil, aynı zamanda duygusal bir yolculuktur. Bu yolculukta eşlerin birbirine verdiği destek, süreci kolaylaştıran en önemli faktörlerden biridir. Kadın için bu süreç fiziksel olarak yorucu olabilirken, erkek de onun yanında olarak moral ve motivasyon kaynağı olmalıdır. Unutmayın, tüp bebek süreci yalnızca bebek sahibi olma çabası değil, birlikte yaşanan ve ilişkinizi güçlendiren bir deneyimdir. Sürecin her aşamasında açık iletişim, sabır ve sevgiyle ilerlemek hem tedaviyi daha sağlıklı bir hale getirecek hem de çift olarak sizi birbirinize daha da yakınlaştıracaktır.

Source: Şenol Kalyoncu


Obeziteye savaş açtılar

Kocaeli”de, Büyükşehir Belediyesi tarafından vücut kitle indeksi 30″un üzerinde olan kadınlara yönelik yürütülen “Obezite ile Mücadele Programı”, son bir yılda elde ettiği sonuçlarla dikkat çekiyor. Katılımcıların hem fiziksel hem de psikolojik sağlıklarını iyileştirmeyi amaçlayan program sayesinde bugüne kadar toplamda 13 bin 700 kilogramlık bir kilo kaybı sağlandı. Kadınlara yönelik yürütülen program, obeziteye karşı mücadeleyi yalnızca kilo verme hedefiyle sınırlamıyor. Kapsayıcı yapısıyla katılımcıların hayatlarına sağlıklı beslenme, düzenli fiziksel aktivite ve psikolojik destek gibi temel sağlık alışkanlıklarını entegre etmeyi amaçlıyor. Üç aylık takip sürecinde bireylerin vücut değerleri ölçülüyor, kişiye özel beslenme programları hazırlanıyor ve gelişimleri düzenli olarak izleniyor. KİŞİYE ÖZEL DESTEK Katılımcılar haftanın üç günü pilates, step-aerobik, zumba ve yürüyüş gibi egzersizlerle destekleniyor. Diğer günlerde ise adım sayaçları aracılığıyla günlük 6 bin ila 10 bin adım atmaya teşvik ediliyor. Böylece, fiziksel aktivite günlük rutinin bir parçası haline geliyor ve uzun vadeli alışkanlıklara dönüşüyor. Programın öne çıkan yönlerinden biri de bireyselleştirilmiş yaklaşımı. Katılımcıların kan değerleri ve sağlık durumu göz önünde bulundurularak hazırlanan beslenme planları, uzman diyetisyenler tarafından belirleniyor. Süreç boyunca yaşanabilecek duygusal zorluklara karşı ise psikolojik destek sağlanıyor. Böylece katılımcılar hem fiziksel hem zihinsel anlamda destekleniyor. Programın etkileyici başarı hikâyelerinden biri de Burcu Aytekin”e ait. 1,5 yıl içinde 102 kilodan 59 kiloya düşen Aytekin, yalnızca bedensel değil ruhsal bir dönüşüm yaşadı. Bipolar bozuklukla mücadele eden Aytekin, süreç boyunca edindiği destekle özgüvenini yeniden kazandı. Sosyal yaşama daha aktif bir birey olarak katılan Aytekin, “En önemlisi anne olmayı öğrendim” diyerek hayatındaki değişimi özetliyor.

Source: Abbas Çakar