Türkiye”de “baba sorunu” var!

Türkiye”de “baba sorunu” var!

Bu köşede “Aile Yılı’nın Başarısı İçin ‘Ev Kadını Değil Evinin Kadını’ Olmak” başlıklı yazımızın son cümlesinde “Aile Yılı’nın başarısı için ‘evinin erkeği’ olan dengeli erkek olmak da lazım! Bu ise, başlı başına başka bir yazı konusu…” şeklinde bir ifade kullanmıştık. Buna istinaden Türkiye’de “baba sorunu” olduğunu da ortaya koyalım.

“Baba” Çok Yönlü Bir Kavram

Malum olduğu üzere “baba” derken, doğal olarak ilk akla gelen biyolojik baba yani “çocuk sahibi olan kişi” olsa da bu anlamı besleyen başka yan/mecaz anlamlar da var.

Mesela “baba adam” deyimi, genellikle saygı duyulan, olgun, ağırbaşlı, karakterli, sözünün eri ve güvenilir olanlar için kullanılıyor. Tecrübeli, hayatta çok şey görmüş, geçirmiş biri söz konusu. “Ne baba adammış meğer…” gibi. Bu anlamda saygı duyulan, otoriter veya koruyucu kişiler için de “baba” kelimesi kullanılabiliyor. Örneğin, bir mahallede herkesin birine “baba” demesi, biraz da o kişinin herkese yardım etmesi ile ilgili.

“Baba” kelimesi, çok büyük, güçlü veya etkileyici şeyler için de kullanılabiliyor. “Baba bir projeye imza attılar, tüm dünya konuşuyor” gibi.

“Baba” kelimesi, arkadaşlar arasında bazen samimi bir hitap şekli olarak da kullanılabiliyor. “Baba, bu işi sen çözersin, güveniyorum sana!” gibi. Buraya samimi ve hafif şaka içeren “kanka” veya hafif “meydan okuma” anlamlarında bir hitap şekli olarak “hey babalık” da eklenebilir.

“Mafya babası” şeklinde de kullanım var.

“Manevi baba” kategorisinde, biyolojik baba olmayan ama baba gibi görülen kişiler de var. Haçkalı Baba, Mevlüd Baba, Hacı Baba, Efendi Baba, Kasım Baba, Osman Baba gibi. Birine rehberlik eden veya ilim öğreten kişi yani.

Bir de iskeleye bağlı gemilerin halatlarını bağladıkları direk anlamında “iskele babası” var. Büyük, güçlü, ama pek bir iş yapmıyor görünen veya konuşmadan, ağırbaşlı duran sağlam kişiler için kullanılabiliyor.

“Babana rahmet” gibi birine içten teşekkür etmek veya yaptığı iyiliği takdir etmek için ve “ha babam” şeklinde bir şeyin sürekli, durmaksızın tekrarlandığını vurgulamak için de kullanılabiliyor.

Baba/lık İhmal Edilirse “Aile Yılı” Başarılı Olamaz

En önemlisi, tüm babalık anlamlarını cemeden (kendinde toplayan) biyolojik babalık var. Yani bir çocuk sahibi olanın babalığı. Baba kavramının tüm özelliklerini içinde barındırabilen bir yönü var çocuk sahibi olan babanın.

Güçlü, koruyucu, otoriter, rehber/öğretmen, saygıyla anılan, iyilik yapan, ömür boyu sorumluluk şeklinde tüm baba kavramlarında bulunan anlamlar/açıklamalar, çocuk sahibi olan babada olan/olması beklenen toplu özellikler.

Bir babada bu özellikler yoksa veya tam anlamıyla yoksa ne mi oluyor?

Saffet Köse hocanın ABD bağlamında paylaştığı istatistiklere kulak verelim:

“Genç intiharlarının % 63’ü babasız ailelerden; bu, ABD ulusal ortalamasının 5 katı.

Evsiz ve evden kaçan çocukların % 90’ı babasız evlerden; bu oran ABD ulusal ortalamasının 32 katı.
Davranış bozukluğu gösteren çocukların % 85’i babasız ailelerden; bu, ABD ulusal ortalamasının 20 katı.

Öfke sorunları olan tecavüzcülerin % 80’i babasız evlerden; bu, ABD ulusal ortalamasının 14 katı.

Liseyi terk edenlerin % 71’i, babasız ailelerden; bu, ABD ulusal ortalamasının 9 katı.”

Baba, “iskele babası” gibi aile gemisinin dayanağı, sağlam direği olacak, “evinin direği” denecek kendisine. Metrelerce yüksekliğe varan dev dalgaların zarar veremediği sağlamlıkta.

Baba, ailede eşi ve çocukları tarafından saygı duyulan, sevilen, etkileyici, samimi, sevecen, sempatik, yardımsever, ağır başlı biri yani gerçekte “baba adam” olacak.
Baba, otoriter, güçlü, koruyucu, lider olacak ama diktatör veya mafya babası gibi değil, rehber ve öğretmen gibi yol gösterici anlamında tecrübesi ve bilgeliği ile gücünü, otoritesini, koruyuculuğunu ve liderliğini ortaya koyacak.

Yoksa ne mi olur?

“Babasız toplum”dan veya “babası belli olmayan toplum”dan dolayı ABD ve diğer batılı ülkelere ne oldu ise o olur Allah muhafaza.

Bu nedenle “Aile Yılı” meselesini, “mutlu ve huzurlu aile” vurgusunu biraz da “baba” üzerinden ele almak gerekiyor.

“Benim on tane çocuğum var, onlardan hiç birini öpmedim” diyen bedeviye Efendimiz’in (aleyhisselam) hayretle bakıp “Merhamet etmeyen kimseye merhamet olunmaz” buyurmasını hatırlamak lazım, ey babalar!

Yine Efendimiz’in (aleyhisselam) “Sizin en hayırlınız, ailesine karşı en hayırlı olanınızdır. Ben de aileme karşı en hayırlı olanınızım. Kadınlara ancak kerim olanlar ikram ederler, onlara kötülük edenler ise leim (alçak, mayası bozuk) kişilerdir.” sözünü hatırlamak icap eder, ey babalar!

Müminsek, lütfen!

Prof. Dr. Faruk TAŞCI / Haber7

Source: Faruk Ta