“Wellness Insights – From Waste Management to Aging Awareness”

Çöpümüz başımıza dert! – Ahmet Arpad

Kaldırım kenarlarında, duvar diplerinde, çalılar arasında kâğıtlar, plastik bardaklar, teneke bira kutuları, gazete kâğıtları ve sigara izmaritleri. “Tek bir sigara izmaritinin tamamen çözünebilmesi yaklaşık 10 yıl sürüyor” diye homurdanır gibi konuşuyor. Dubai’den döndükten sonra doğup büyümüş olduğu kentin kirliliği dikkatini çekmiş. “Eskiden böyle değildi” diyor. YILLIK 300 MİLYON TON! Geçen ay yapılan resmi açıklamaya göre Stuttgart kent belediyesi 2024 yılında sokak ve caddelerden yaklaşık 3 bin 700 ton çöp toplamış, boşalttıkları çöp kutularından ise sadece 1600 ton çöp çıkmış! İnanırım. Siz Stuttgart’ın merkezini büyük bir etkinliğin ardından görün! Kentin göbeğindeki Schloss alanı, çevresindeki parklar, cadde ve sokaklarla gezi yolları binlerce insanın katılmış olduğu açık hava etkinliklerinin sabahında çöp dolu! Eğlenmişler ancak yanlarında getirdikleri şişeleri, tabakları, kâğıtları, torbaları oturdukları yere öylece bırakıp gitmişler! Hele havai fişekli bir yılbaşı gecesinin ardından on binlerden geri kalan çöp, kentin göbeğinde tepecikler oluşturuyor. Ancak diğer günlerde de kentin kalabalık köşeleri, her yana dağılmış “kullan-at” karton ve plastik bardaklar, kâğıt mendiller, dondurma kapları, burger ve pizza kutularıyla dolu. Federal Çevre Bakanlığı’nın açıklamalarına göre, 2023 yılında kişi başına düşen ev çöpü 433 kilo. Yine aynı bakanlığa göre Almanya’da saat başı 320 bin kâğıt bardak kullanılıyor. Bir yıl içinde 2.8 milyar! Otobüs, tramvay duraklarında sigara izmaritleri arasında yürüyorsunuz. Düzinelerle çöpçünün sabah erkenden temizlediği alan ve caddeler akşama doğru yine eski haline dönüyor. Her yıl 300 milyon ton plastik. Kent kirliliği Berlin veya Frankfurt gibi büyük kentlerde daha da çok. Sadece kaldırımlar, sokak ve caddeler değil, herkesin kullandığı parklar ve yeşil alanlar da bir “çöp kutusu”. İnsanlar yalnız kâğıt mendil ve karton bardak atsa yine de iyi; eski mobilyaları, otomobil lastiklerini kaldırıma veya ormanlara bırakanlar artık parmakla gösterilmiyor! Büyük kentlerde belediyeler bu sorumsuzluğun altından kalkamıyor. AKDENİZ’E ATILAN PLASTİK Federal Almanya Çevre Bakanı Svenja Schulze’nin 2021 yılındaki şu açıklamasını anımsıyorum: “İnsanlık her yıl 300 milyon ton plastik üretiyor. Lego taşlarından yoğurt kabına, bahçe iskemlelerinden balıkçı ağlarına, bisiklet tekerleklerinden tuvalet kapaklarına, otomobil yedek parçalarından cep telefonlarına…” Ona göre toplam çöp, kamyonlara yüklense konvoy yeryüzünü üç kez dolanır. Doğal Hayatı Koruma Vakfı da birkaç yıl önce “Akdeniz Plastik Raporu”nda Akdeniz’e en çok plastik atığın Türkiye’den karıştığını açıklamıştı. Günde 144 ton ya da günde yaklaşık 6 kamyon plastik! Greenpeace Türkiye’nin derlediği verilere göre de Türkiye son beş yıldır Avrupa ülkelerinden plastik atık alan ülkeler arasında liderliği kimseye kaptırmıyor! Türkiye’yi plastik atık alan ülkelerin en üst sırasına taşıyan süreç, Ocak 2018’de Çin’in plastik atık ithalatını yasaklamasıyla başladı. Malezya, Tayland ve Vietnam gibi ülkeler de plastik atık ithalatına kısıtlamalar getirince, Türkiye’ye yönelen atık miktarı kontrolsüz şekilde arttı. Sadece 2023 yılında Avrupa Birliği ülkelerinden ve İngiltere’den 456.507 ton plastik atık Türkiye’ye gönderildi. Bu miktar günde 125 çöp kamyonu plastik atığa eşdeğer. Linda Behringer’e sokak ve kaldırımlardaki çöpleri toplamaya daha ne kadar devam edeceği sorulduğunda: “Sanırım sonsuza dek” yanıtını veriyor. “Niçin yapıyorsun?” diye sorana da: “Öfkemden!” diyor. “Ben insanların ellerindeki çöpü yere atmalarına bir anlam veremiyorum. Kendimi iyi hissetmediğim günlerde çıkıp biraz dolaşınca, torbam yerin çöpüyle dolunca kendimi yeni doğmuş gibi hissediyorum, rahatlıyorum.”

Source: Ahmet Arpad


Çinko neden önemli

Uzmanlara göre çinko, vücudun çok fazla miktarda kullandığı ve ihtiyaç duyduğu minerallerden biri. Demirden sonra vücutta en fazla bulunan eser element ve tüm hücrelerin yapısında yer alır. Bu mineralin vücuda tepeden tırnağa yararı olduğuna dikkat çeken İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Osman Erk, ‘‘Her yaşta görülebilen çinko eksikliği, ileri seviyeye geldiğinde farklı sağlık problemlerinin ortaya çıkmasına neden olabilir. Dolayısıyla gün içinde beslenmeyle alınması önemli’’ dedi ve bu mineralin faydalarını ve hangi besinlerden alınabileceğini şöyle sıraladı:

BAĞIŞIKLIĞIN BEKÇİSİDİR

Çinko bağışıklık sistemini güçlendiren önemli minerallerden biridir. Bağışıklık hücrelerinin üretiminde ve işlevlerinde kritik rol oynar.

Özellikle doğal öldürücü hücreler ve T hücreleri gibi bağışıklık sistemi hücrelerinin aktivitesini artırarak enfeksiyonlara karşı vücut savunmasını güçlendirir.

Bu mineral, viral etkenlere bağlı nezle, grip gibi üst solunum yolu enfeksiyonu hastalıklarının süresini kısaltıp, alt solunum yolu yani zatürre görülme sıklığını azaltır.

Çinko bakımından zengin gıdaları tüketenlerin bağışıklık sistemlerinin güçlendiği; enfeksiyonlara ve kansere karşı daha dirençli oldukları bilinmektedir. Çinkonun, birkaç sene önce ortaya çıkan ve tüm dünyayı büyük etkisi altına alan Covid-19’da RNA’nın çoğalma mekanizmasını bozarak etki gösterdiği unutulmamalıdır. Özetle sürekli çinko eksikliği bulunan kişilerde enfeksiyon sıklığı daha fazladır ve enfeksiyonlar daha ağır seyreder.

Hücreleri Geliştirir

Çinko, protein sentezi, hücresel büyüme ve bölünme gibi temel metabolik süreçlerde önemli rol oynar. Hücrelerin yapısal ve fonksiyonel bütünlüğü için kritik öneme sahiptir. Aynı zamanda DNA sentezinde de gereklidir.

PROSTATA İYİ GELİR

Çinko, ağır metallerden kadmiyumun vücuttaki olumsuz etkilerini ortadan kaldıran en önemli mineraldir. Kadmiyum bilindiği gibi DNA hasarı yapar, daha çok prostat dokusunda birikir ve prostat kanserinin önemli nedenlerinden biridir. Dolayısıyla prostatın normal fonksiyonlarını desteklemeye yardımcı olabilir.

Ayrıca, prostat bezinin enfeksiyonlara karşı korunmasına yardımcı olabilir. Erkekler için çinko alımının bir diğer önemli sebebi daha var. O da testosteron hormonunun üretiminin vücutta çinko miktarı ile bağlantılı olmasıdır. Özellikle 40 yaş üstündeki erkeklere; çinko seviyelerini korumaları için çinko yönünden zengin beslenmeleri, gerekirse doktor önerisiyle takviye almaları önerilir.

YARALARI İYİLEŞTİRİR

Deri ve mukozalarda hücre yenilenmesini ve yara iyileşmesini destekler. Bu nedenle, cilt yaraları veya yanıkların tedavisinde kullanımı yaygındır.

GÜÇLÜ BİR ANTİOKSİDANDIR

Çinko, vücutta antioksidan enzimlerin aktivitesini artırarak serbest radikallerin (hücreleri hızla paslandırıp, yaşlandıran kötü moleküller) neden olduğu hücresel hasarı azaltır. Bu özelliği sayesinde genel sağlığı koruyabilir ve yaşlanma sürecini yavaşlatabilir. Antioksidan gücüyle ayrıca gözde makula ismi verilen bölgenin bozulmasıyla karakterize bir retina hastalığı olan makula dejenerasyonu ve katarakt gelişim sıklığını da azaltır.

MENOPOZUN ETKİLERİNİ HAFİFLETİR

Kadınlarda da yaşla birlikte çinko eksikliği artar. Menopozda görülen ruh hali değişiklikleri, sıcak basmaları, cilt problemleri, dengesiz kilo alma, saç sağlığının bozulması ve dökülmesi gibi semptomların en aza indirilmesinde çinkonun rolü büyüktür. Aynı zamanda kadınlarda osteoporoza karşı çinko alımı önemlidir.

BİLİŞSEL SAĞLIĞI DESTEKLER

Sinir hücrelerinin arasındaki iletişimi düzenleyen nörotransmitterlerin (kimyasal haberciler) yapımında ve salınmasında rol oynar. Bu, sinir iletimi ve beyin fonksiyonları için kritiktir. Yaşlılıkta çinko eksikliği, bilişsel gerileme ve nörodejeneratif hastalık riski ile ilişkilendirilebilir. Bazı araştırmalar, çinko seviyelerinin düşük olduğu kişilerde depresyon ve anksiyete riskinin yüksek olduğunu göstermiştir.

DOĞAL KAYNAKLARI

Kırmızı et, tavuk eti ve balık gibi hayvansal gıdalar çinko bakımından zengindir ve bu gıdalardaki çinkonun emilimi oldukça iyidir.

Yulaf, kinoa gibi tam tahıllar, bezelye, susam, kabak çekirdeği, sarımsak, karaciğer, yumurta sarısı, peynir, yoğurt, mantar, kuşkonmaz gibi besinler çinkodan zengin bitkisel gıdalardır. Anne sütü ve inek sütü çinkodan fakirdir. Tahıllar işlenerek un haline getirildiğinde çinko miktarı azalır.

Alkol kullanan kişilerde çinko eksikliği sıktır.

Doktora danışılmalı

Araştırmalara göre bir günde alınması gereken çinko miktarı; erkeklerde 10 mg ve kadınlarda 8 mg olduğu belirtilmiştir.

Yapılan son araştırmalara göre bu miktarların 2-3 katına çıkılabileceği söylenmektedir.

Çinko yönünden zengin besinlerle günlük ihtiyaç karşılanabilir. Ancak bilinçsizce takviye kullanılması ve çinkonun belirtilen miktarlardan çok daha fazla alınması durumunda (150-200mg gibi) tam tersi etki göstererek bağışıklık sistemini baskılayacağı bilinmektedir.

Fazla miktardaki çinko beyin hücreleri içerisinde alzheimer hastalığına neden olan amiloid plaklarının oluşumunu da hızlandırır. Dolayısıyla doktora danışılmadan takviye alınmamalıdır.

BÜYÜME VE GELİŞMEDE ETKİLİDİR

Çocuklarda büyüme ve gelişme geriliği, çinko eksikliğinin en önemli belirtilerindendir. Hücre bölünmesi için gerekli olan çinko, hücre bölünmesinin hormonal regülasyonu için de önemlidir. Özellikle büyüme hormonu ve IGF-l (Insulin-like growth factor l) çinko düzeyinden etkilenir.

Source: Nazan Doğaner Halici


Yaşlandığınıza dair 4 tuhaf işaret

Hepimiz yaşlanıyoruz. Zaman herkes için acımasız. Yaşlandıkça kendinizi dinlemek ve bedeninizde olan değişiklikleri fark edip gerekirse doktorlardan destek almak önemli bir konu. Alt dişlerde kayma Uzmanlara göre yaşlandıkça alt dişlerin kayması, çarpıklaşması ve yer değiştirmesi mümkün. Herkesin dişi yaşlandıkça hareket etmez, ancak hareket ederse, bunun yaygın nedenleri arasında bir dişin kaybedilmesi; dişleri dengesiz hale getirebilen diş eti hastalıkları ve diş gıcırdatma gibi nedenlerle olur. Sesiniz değişebilir UT Southwestern Tıp Merkezi Ses Merkezi Direktörü Dr. Ted Mau, yaşlandıkça ses telleri de yaşlanır, ses tellerini oluşturan kaslar kütle kaybına uğrar ve genellikle ses incelir diyor. Yani yaşlandığınızda sesiniz olduğundan daha zayıf çıkabilir. Yaş erkek ve kadın sesini farklı şekillerde etkileyebilir. Bazı erkekler yaşlandıkça ses perdelerinin yükseldiğini yani inceldiğini fark eder. Yaşlı kadınlardaki ses kısılması ise hormonal değişikliklerden olur. Küçülürsünüz Çoğu insan 40 yaşından itibaren kısalmaya başlar. Ancak araştırmalar, erkeklerin ve kadınların farklı şekilde boy kaybettiğini gösteriyor: 70 yaşına geldiğinde erkekler ortalama 1 cm kaybederken, kadınlar 2 cm kaybeder. 80 den sonra durum biraz daha kötüleşiyor: Aynı araştırma, erkeklerin 2 cm kadınların 3 cm kaybettiğini söylüyor. Cleveland Clinic teki Geriatrik Tıp Merkezi nin bölüm şefi Ardeshir Hashmi, yaşlandıkça küçülmemizin birkaç nedeni olduğunu belirtiyor. Yaşla birlikte omurlarda kemik ve kıkırdak kaybı yaşanır ve boy kısalır. Omurganın etrafındaki karın ve bel kasları zayıflar ve bu da omurganın dik durmasını zorlaştırabilir. Ayak kemerlerinin zamanla düzleşmesi bile boy kaybına katkıda bulunabilir. Hashmi, fiziksel olarak aktif kalarak, merkez bölgenizi güçlendiren ve kemik büyümesini teşvik eden ağırlık kaldırma egzersizleri yaparak ve beslenmenizde yeterli kalsiyum ve D vitamini alarak bu durumu kısmen yavaşlatabileceğinizi söylüyor. Migren azalabilir Kadınların migrene yakalanma olasılığı erkeklere göre 2 ila 3 kat daha fazladır; ayrıca migren nöbetleri daha sık görülür ve daha uzun sürer. Ancak yaşlandıkça bu konuda bazı sevindirici haberler alıyoruz: Migren menopozdan sonra azalabilir. Penn Medicine da nörolog olan Seniha Nur Özüdoğru, çoğu kadının menopozdan sonra migrenden kurtulduğunu belirtiyor. Yaşlandıkça kadınlarda migren sıklığı ve şiddeti azalıyor ve hatta artık migren atakları bile geçirmiyorlar. Dr. Özüdoğru yaş ilerledikçe kadınların baş ağrısı ve buna eşlik eden mide bulantısı olmadan migren yaşayabileceğini söylüyor.

Source: Habertürk