“Hastalıklar ve Durumlar: Cilt Sağlığından Soykırım Gerçeğine”

Cildin gençlik aşısı

Hem yağda hem de suda çözünebilen nadir antioksidanlar arasında yer alan alfa lipoik asidin (ALA) beyin sağlığından ), sinir harabiyetini gidermeye, detoksifikasyondan (toksinlerden arındırma) kan şekeri kontrolüne kadar vücuda bir çok önemli etkisi bulunuyor.

Tabii en çok da cilt yaşlanmasıyla mücadele gücüyle öne çıkıyor… Beslenme ve Diyet Uzmanı Harika Özkaya Yurttadur, bu antioksidanı ve hangi besinlerden alınabileceğini şöyle anlattı:

SERBEST RADİKAL AVCISIDIR

Lipoik asit; vücutta birikerek, hücreleri hızla paslandırıp, yaşlandıran kötü moleküller olan serbest radikalleri temizleyen güçlü bir maddedir. Böylelikle hem hücreleri korur hem de vücuttaki diğer antioksidanları destekleyerek genel savunma mekanizmasını güçlendirir.

BEYNİ KORUR

Lipoik asit, kan-beyin bariyerini geçme yeteneğine sahip olduğu için beyin için de faydalıdır. Bu özelliği sayesinde, bir yandan beyin sağlığını korurken bir yandan da çeşitli beyin hastalıklarına karşı tedavi edici bir ajan olarak kullanılabilecek potansiyele sahiptir.

KIRIŞIKLIKLARI AZALTIR

Alfa lipoik asit, cilt sağlığı üzerinde olumlu etkiler sunar. Cildin elastikiyetini artırmaya ve yaşlanma belirtilerini, özellikle ince çizgileri azaltmaya yardımcı olur. Antioksidan özellikleri sayesinde ciltte serbest radikallerin yol açtığı hasarların önlenmesine katkı sağlar, böylece cilt daha sağlıklı ve genç bir görünüm kazanır.

Glikoz metabolizmasının düzenlenmesine de katkı sağlayarak, kan şekeri seviyelerinin dengede kalmasına yardımcı olur. Bu sayede hücrelerin glikozu daha etkili bir şekilde kullanmasını sağlar. Glikasyon yaşlandırıcı ve paslandırıcı bir süreçtir.

Bu süreci kontrol altında tutan alfa lipoik asit cilt yaşlanmasını geciktirebilen bir doğal maddedir.ALA güçlü bir antioksidan olduğu için, kozmetik ürünlerin hazırlanmasında da fonksiyonel bir bileşen olarak kullanılmaktadır.

‘EVRENSEL ANTİOKSİDAN’ OLARAK ADLANDIRILIR

Alfa lipoik asit (ALA) bazı yiyeceklerde bulunan ve aynı zamanda doğal olarak vücutta üretilebilen doğal bir maddedir. Serbest radikal hasarını önleyen lipoik asit yağda ve suda çözünebilen tek antioksidan olmasından dolayı evrensel antioksidan olarak adlandırılır.

SEBZELERDE VE SAKATATLARDA BULUNUR

Alfa lipoik asit (ALA) bazı yiyeceklerde bulunan ve aynı zamanda vücutta sentezlenen doğal bir maddedir.

Bitkiler arasında en fazla lipoik asit içerenler ıspanak, brokoli, havuç, patates, domates, bezelye ve Brüksel lahanası olarak sıralanabilir. Bunların yanı sıra tam tahıllar ve pirinç de düşük miktarlarda alfa lipoik asit sağlayabilir. Sakatatlar arasında fazla böbrek, kalp ve karaciğerde bulunur.

TAKVİYE UYARISI

Birçok antioksidan gibi ALA takviyeleri de mevcuttur. Ancak bu takviyeleri gelişigüzel kullanmak sakıncalıdır. Yan etkileri ve ilaç etkileşimleri açısından zararlı olabileceği için mutlaka doktora danışılarak kullanılmaları gerekir.

KİLO VERMEYİ DESTEKLER

ALA tüketiminin kilo verme ve beden kitle indeksini düşürmede etkili olduğunu belirtilmektedir. İştah konusunda önemli bir rol oynayan AMP-aktif protein kinaz (AMPK) adlı bir enzimi baskıladığı için potansiyel kilo kaybına yol açabileceği öngörülür.

C VE E ViTAMiNLERiNi YENiLER

Lipoik asit, C ve E vitamini gibi diğer antioksidanlarla etkileşime girerek bu vitaminlerin yetersizliğinde oluşan semptomları engelleyebilir. Askorbat (C vitamini), glutatyon, koenzim Q ve E vitamini gibi antioksidanlar, serbest radikalleri yakaladıklarında oksitlenirler.

Alfa lipoik asit, bu oksitlenmiş antioksidanları indirgeme yeteneğine sahiptir ve böylece onlara tekrar antioksidan özellik kazandırabilir. C, E vitamini gibi diğer antioksidanların yenilenmesine yardımcı olarak hücrenin savunma gücünü artırır.

VÜCUTTAKİ İLTİHABI VE AĞIR METALLERİ TEMİZLER

Lipoik asit, organizmada detoksifikasyon sağlamak için bazı pro-oksidan minerallerle şelat (bağlanma) oluşturabilir ve bu mineralleri etkisiz hale getirir. Yani vücudu ağır metallerden arındırıp, oksidatif strese karşı koruyarak çeşitli hastalıkların tedavisinde potansiyel bir tedavi aracı olabilir. Kanser, kalp-damar, diyabet gibi birçok kronik hastalığın tetiklenmesine neden olan inflamasyonun (vücuttaki iltihaplanma) azalmasında etkili bir bileşen olarak bilinir.

Source: Nazan Doğaner Halici


Anne ve bebeklere soykırım kuşatması

Siyonist İsrail, 7 Ekim 2023″ten bu yana Gazze Şeridi”nde yaptığı soykırımda ölenlerin sayısı son 24 saatte 46 artarak 50 bin 695″e çıkarken bölgede yaşanan insanlık dramı her saniye daha da kötüleşiyor. Çadırlardan hastanelere kadar her yere bomba yağdıran, yardımları engelleyerek yaklaşık 2 milyon sivili aç bırakan, su kuyruğundaki çocukları hedef alan İsrail barbarlığının sonu gelmiyor. Terör devleti İsrail”in bu vahşetinden en çok etkilenenlerin başında ise bebekler ve hamile kadınlar geliyor. İsrail ordusu, 7 Ekim”den bu yana anne karnında ve kuvözdeki bebekleri dâhil katletti. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Sözcüsü Margaret Harris, Gazze”deki anne ve bebeklerin çok zor şartlar içinde olduğunu kaydetti. Harris, Gazze”de hamile ve emziren kadınların yüzde 90″ının yetersiz beslendiğini ve tıbbi malzeme eksikliğinin tedavi olmalarını engellediğini belirtti. DURUM KORKUNÇ Harris, ” Şu anda Gazze”ye hiçbir tıbbi malzeme ve yiyecek girmiyor. Zaten anneler ve bebekler acı çekiyor ve durum her gün daha da kötüye gidiyor” dedi. Harris, “(Gazze”de) Bir şekilde hizmet veren 20 hastane var ancak tıbbi malzemeler olmadan işlerini yapamıyorlar. Korkunç yaralarla gelen, kanamaları olan ancak tedavi yapacak ekipmanları olmadığı için kan bile veremedikleri çok sayıda hastayla uğraşıyorlar” ifadelerini kullandı. Öte yandan, Birleşmiş Milletler Uluslararası Çocuklara Yardım Fonu”ndan (UNICEF) Gazze Şeridi”nde yetersiz beslenme tedavisi gören çocukların, İsrail”in uyguladığı abluka nedeniyle ciddi risk altında olduğu belirtildi. İsrail, Gazze Şeridi”ne 18 aydır düzenlediği saldırılarla çocukları en temel haklarından mahrum bırakmaya devam ediyor. “602 BİN ÇOCUK RİSK ALTINDA” Gazze”deki Filistin Sağlık Bakanlığı, Gazze Şeridi”nde devam eden İsrail ablukası ve saldırılarının insani krizi derinleştirdiğini belirtti. İsrail”in, çocuk felci aşılarının Gazze”ye girişini engellemesinin büyük bir salgın tehlikesi oluşturduğu vurgulandı. Yapılan açıklamada “Gazze Şeridi”nde 602 bin çocuk, kalıcı felç ve kronik engellilik riskiyle karşı karşıya. Aşıların girişine izin verilmemesi, yalnızca sağlık sisteminde değil, aynı zamanda sosyal ve ekonomik alanda da ciddi yıkımlara yol açacak” denildi.

Source: Sabah


Kulaktaki bu yaygın cilt sorununu sakın göz ardı etmeyin!

Kulağınızda alışık olmadığınız bir cilt sorunu fark ettiyseniz ve doktor randevusuna daha günler varsa endişeye kapılmanıza gerek yok. Bu tür durumlarda doğru adımlar atmak ve gerektiğinde tıbbi yardım almak oldukça önemlidir. Ancak kulaktaki cilt sorunu neyden kaynaklanıyor, atopik dermatit (egzama) gibi yaygın görülen bir cilt rahatsızlığı mı yoksa başka bir şey mi? İşte böyle bir durumla karşılaştığınızda doktor randevunuza kadar atmanız gereken adımlar ve evde uygulayabileceğiniz çözüm yolları…Atopik Dermatit Nedir?Atopik dermatit, halk arasında egzama olarak bilinen ve özellikle çocuklarda yaygın olarak görülen bir cilt rahatsızlığıdır. Bu rahatsızlık ciltte iltihaplanma, kaşıntı, kızarıklık ve bazen pul pul dökülme gibi belirtiler ile kendini gösterir. Kulaklar, bu rahatsızlığın en sık görüldüğü bölgelerden bir tanesidir. Eğer sizde kulağınızda böyle bir cilt sorunu gözlemlediyseniz, atopik dermatitten şüphelenebilirsiniz.Kulaktaki Cilt Sorunlarında Hangi Belirtilere Dikkat Edilmeli?Kulaktaki cilt sorununu fark ettiğinizde şu temel belirtilere dikkat etmelisiniz: Kızarıklık ve şişlik Kuruluk ve döküntüler Derinin kalınlaşması veya küçük çıkıntılar Kaşıntı (Kaşıntı, daha fazla rahatsızlık duymanıza ve durumu kötüleştirmesine neden olabilir) Akıntı veya kabuklanma (Bunlar, enfeksiyon belirtisi olabilir ve acil tıbbi müdahale gerektirebilir)Evde Rahatsızlığı Yönetmek İçin Alınacak ÖnlemlerKulak bölgenizde bir cilt sorun fark ettiğinizde, hemen panik yapmayın. İlk etapta bu sorunla başa çıkmak için şu adımları izleyebilirsiniz: Temizlik ve Kuruluk: Etkilenen bölgeyi düzenli olarak temizleyin ve nazikçe kurulayın. Bu aşamada tahrişi daha fazla artırabilecek sert sabunlardan kaçının. Soğuk Kompres: Eğer kulaktaki cilt sorununuz kaşıntıya neden oluyorsa, kaşıntıyı yatıştırmak ve iltihabı azaltmak için soğuk kompres uygulayın. Kaşımamaya Çalışın: Kulağınızdaki cilt sorununun daha fazla kötüleşmemesi için kaşımamaya dikkat edin. Kulaktaki Cilt Sorunu İçin Doğal Çözümler Nemlendiriciler: Cilt nemini korumak ve koruyucu bariyer oluşturmak için nemlendiriciler veya yumuşatıcılar ile bölgeyi nemlendirebilirsiniz. Doğal Ürünler: Hindistan cevizi yağı veya aloe vera jeli gibi doğal ürünler de rahatlama sağlayabilirsiniz. Ancak, herhangi bir olumsuz reaksiyon yaşanmaması için önce küçük bir bölgede test etmeli ve sonrasında kullanmalısınız.Kulaktaki Cilt Sorununda Ne Zaman Doktora Başvurulmalı? Ateş, sıcaklık artışı veya enfeksiyon belirtileri (örneğin, artan iltihap, kızarıklık ve akıntı) gözlemlendiğinde acil tıbbi yardım alınmalıdır. Ağrının artması veya durumun hızla kötüleşmesi durumunda, hemen bir doktora başvurmanız önemlidir.Kulağınızda daha önce fark etmediğiniz bir cilt sorunu ile karşılaştığınızda, doğru tedbirleri almak ve tıbbi yardım almak oldukça önemlidir. Ancak atopik dermatit gibi yaygın görülen cilt rahatsızlıklarının farkında olmak, evde tedavi yöntemleri ile doktora gidene kadar durumun daha kötüleşmesini engelleyebilir ve cilt sağlığını güvence altında tutmanıza yardımcı olabilir.İlginizi çekebilir;Cilt kırışıklıklarının sebebi: Şekerin cilde zararlarıKulak çınlaması ve baş dönmesi: Anemi belirtisi olabilir!Canan Karatay’dan kolajen takviyeleriyle ilgili kritik uyarı: Kalp sağlığınızı riske atmayın!

Source: Elif Kocalı


Mahir Polat”ın avukatı: Adli Tıp Kurumu’nun bugün karar vermesini bekliyoruz

İBB soruşturmasında tutuklu İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat”ın avukatı Erkam Erdem, Polat”ın tansiyonun 19-11 düzeyinde olduğunun altını çizerek, “Son on gündür yaşadığımız tüm sürecin neticesinde bugün Adli Tıp Kurumu’nun Mahir Polat hakkında bir karar vermesini bekliyoruz.” dedi.

Erdem, “Mahir Bey’in tutuklandığı günden beri hipertansiyonu devam ediyor. Bu nedenle biri ölümcül düzeyde olmak üzere iki kez hastaneye sevk edildi, anjiyo yapıldı. Cezaevine döndükten sonra da tansiyonu sürekli olarak yüksek seyrediyor. En son dünkü ölçüm de 19-11 düzeyindeydi.” ifadesini kullandı.

Erdem şunları kaydetti:

Hipertansiyon ne yapar?

1- Sürekli böyle devam ederse birkaç aya böbreği iflas eder, diyaliz makinasına bağımlı hale gelir.

2- Emboli (pıhtı atması) riskini daimi kılar. (Mahir beyin annesi bu nedenle vefat etti. Babası aynı nedenle kısmi felç geçirdi)

3- Beyin kanaması riskini daimi kılar. Her hipertansiyon atağı beyin damarlarına zarar verir. (Beyin damarlarına anjiyo ile bakılamadığı için böyle bir riskin tespit edilerek müdahalesi de çok zor)

4- Kalp krizi riskini daimi kılar.

-Biz cezaevi koşullarının Mahir beyin sağlığına verdiği zarar ve hayati riski gündeme getirdiğine ilişkin bu durumun Adli Tıp Kurumu tarafından görüleceğine inanıyor, kendimizi Türk hekimlerine emanet ediyoruz.

Source: Deniz Işık Balkan


Yine İstanbul yine gişe faciası! Aynı yerde aynı kaza

“Erkeğinizin aldattığını gösteren büyük işareti”

2 katlı 5 odalı! 950 bin TL”lik ev kullanıcıları ikiye böldü

1987 yılından beri derin dondurucusunda saklıyormuş! Kapağını açınca şaşırdı

Sokak ortasında 30 kişilik bisikletli çete tekme tokat saldırdı

Denizden çıktı! Yakaladığı şeye kendisi de inanamadı

Garsona notunu fişle iletti! “Kocama canım deme”

Kurtulduk! Şansı %0″a düştü

Tesadüfen gördü! Eşini dolabın önünde böyle yakaladı

Gelinin annesinin kıyafet seçimi olay oldu

Fiyatı duyunca şoke oldular! Para ödemeden kuaförden kaçtılar

3 aylık bebek hastanelik oldu! Güvenlik kamerası gerçeği ortaya çıkarttı

Dans ederken işler kontrolden çıktı! Alkolü fazla kaçırdı

Yüzüğünü düşürdü! Arabasını parçaladı, didik didik aradı

Beyaz lekeler endişe yarattı! “Uzak durun”

Burnunu çıkartıp kavanozda saklıyor! Değişimi şaşırttı

Sosyal medya bu teoriyi konuşuyor! “Asla ölmüyoruz” dedi

Kiralardan bıktı! Burada yaşıyor

Bir günde 10001 barfiks çekip dünya rekorunu kırdı

Bebeğine “çirkin” denildi! Cevabıyla olay oldu

Çöp kutusunun içinde gördü! “Uzayıp kısalıyordu”

“Dünyanın en iyi çileği” diyerek paylaştı! 1 tanesine 692 TL ödedi

Gözlerinin önünde ölen yolcuyla tüm yolu yan yana gittiler

Boyunu 23 cm uzatmak istedi! “Dayanılmaz acılar çektim”

“Kıyamet tarihi” denildi! Herkesi endişelendirdi: “Durma noktasına gelecek”

10 yıl boyunca hiçbir şey yemedi! “Nasıl bir şey olduğunu anlatmak zor”

Restoran sahibi de şaşkın! Hırsız tuvaletin lavabosunu çaldı

Evlendi ama eşi gerçek bile değil! “İlişkimiz bir bilim kurgu filmi gibi”

Ketçaptan korkuyor! “Yakınımda bile bulunduramıyorum”

Boy aynası beklerken gelen kargo şoke etti

Gözünde 5 tanesi sıkışmış! Orada olduğunun farkında bile değildi

Source: Devrim Karadağ


DSÖ, Dünya Sağlık Günü temasını “Anne ve Yenidoğan Sağlığı” olarak belirledi

DSÖ nün Türkiye deki yeni Temsilcisi Dr. Tasnim Ghaleb Sadeq Atatrah, Türkiye nin, DSÖ Avrupa Bölgesinde öncelikli ülkeler arasında yer aldığını belirtti. Türkiye nin özellikle sağlık programlarında iyi uygulamalarıyla liderlik ettiğine değinen Atatrah, Covid-19 salgını sürecinde Türkiye nin örnek bir duruş sergilediğini anımsattı. Virüsün tüm dünyayı ayrım gözetmeksizin etkilediğini hatırlatan Atatrah, DSÖ nün Avrupa Bölge Çalışma Planı kapsamında acil durumlara hazırlık, müdahale ve sağlık sistemlerinin güçlendirilmesine öncelik verilmesinin önemine vurgu yaptı. Atatrah, ayrıca salgından çıkarılan derslerin ülkeler arasında paylaşılmasının da bu sürecin önemli bir parçası olduğunu dile getirerek, Virüs sınır tanımıyor, vize tanımıyor, herkesi etkiliyor. Bu nedenle tüm ülkelerin güçlü acil durum hizmetleri ve etkili müdahale sistemleri kurması hayati önemdedir dedi. Türkiye nin sağlık sistemine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Atatrah, Türkiye nin sağlık sistemine baktığımızda, özellikle aile sağlığı ve toplum temelli hizmetlerde güçlü bir yapı görüyoruz. Bu durum hem Covid-19 pandemisinde hem de deprem müdahalesinde açıkça görüldü. Hükümetin ve Sağlık Bakanlığının çabaları takdire şayan. Bizim temel ilkemiz, herkes için sağlık. Herkes güvende olmadıkça kimse güvende değildir. Bu yaklaşım, Türkiye ile işbirliğimizin temelini oluşturuyor ifadelerini kullandı. GELECEKTEKİ PANDEMİLERE HAZIRLIKLI OLMALIYIZ Atatrah, DSÖ nün bulaşıcı olmayan hastalıklar (kanser, kalp hastalıkları gibi) üzerine de çalıştığını, bu hastalıkların hem hastalık yüküne hem de ölümlere önemli ölçüde katkıda bulunduğunu söyledi. Bu alanda yeni eylem planları ve stratejiler geliştirildiğini belirten Atatrah, aynı zamanda bulaşıcı hastalıklarla mücadelenin de öncelikli alanlar arasında olduğunu vurguladı. Gelecekte yeni salgınların yaşanabileceğine işaret eden Atatrah, Yeni pandemiler olabilir ve biz buna hazırlıklı olmalıyız. Aşılama ve bağışıklama programları konusunda da çalışmalarımız devam ediyor dedi. Atatrah, sağlığın sadece hastanelerle sınırlı olmadığını ifade ederek, Sağlık, toplumun tüm kesimlerinin katkı sunduğu bir alandır. Özellikle DSÖ nün benimsediği Tek Sağlık yaklaşımı, insan, hayvan, bitki ve paylaşılan çevre arasındaki karşılıklı bağı tanıyarak, en iyi sağlık sonuçlarına ulaşmayı hedefler. Bu nedenle eğitim ve çevre sektörleriyle çapraz sektör işbirlikleri kurmaya çalışıyoruz diye konuştu. 2025 YILI TEMASI: ANNE VE YENİDOĞAN SAĞLIĞI 7 Nisan Dünya Sağlık Gününün bu yılki teması olan Anne ve Yenidoğan Sağlığı hakkında bilgi veren Atatrah, bu konunun küresel ölçekte önemli bir halk sağlığı sorunu olduğunun altını çizdi.Dünya genelinde 2020 yılında yaklaşık 287 bin annenin hayatını kaybettiğini aktaran Atatrah, Bu yılın mesajı, Sağlıklı Başlangıçlar, Mutlu Yarınlar. DSÖ yalnızca Dünya Sağlık Gününde değil, yıl boyunca anne sağlığına odaklanmayı sürdürecek dedi. Türkiyeye bu alandaki güçlü sağlık sistemi için teşekkür eden Atatrah, Türkiyede anneler ve bebekler doğum sırasında ve sonrasında kaliteli sağlık hizmetlerine erişebiliyor. Bu, güçlü bir sistemin göstergesidir ifadelerini kullandı. Toplum sağlığı ve birinci basamak sağlık hizmetleri açısından da Türkiyenin iyi bir örnek olduğunu dile getiren Atatrah, özellikle anne ve çocuk sağlığı hizmetlerinin güçlü olduğunu belirtti.

Source: Habertürk


Dikkat: Ölümcül bakteri tespit edilen ünlü peynir markası raflardan toplatılıyor!

Gıda üretimlerindeki usulsüzlükleri ortaya çıkarmak için yapılan denetimler tüm hızıyla devam ederken, sevilen bir peynir markasının daha raflardan derhal toplatılmasına karar verildi.İskoçya Gıda Standartları Kurumu (FSS), Isle of Mull Cheese tarafından üretilen Hebridean Blue Cheese markalı peynirlerin yapılan denetimlerde bazı parti ürünlerinde ölümcül sonuçlara yol açabilecek bakteri türünün olabilme olasılığı gösterildi.Hebridean Blue Cheese Tüketicilerine Kritik Uyarı: Derhal İade Edin!FSS tarafından yapılan açıklamada, söz konusu peynirin belirli partilerinde Shiga toksin üreten E. coli (STEC) bakterisine rastlanabileceği belirtildi. Ciddi gıda zehirlenmelerine neden olacak bu bakteri, özellikle bağışıklık sistemi zayıf kişilerde hayati risk taşıyan sağlık sorunlarına neden olabilir.E. Coli Enfeksiyonunun Belirtileri Neler?Sağlık yetkilileri, E. coli bakterisinin mide ağrısı, kanlı olabilen ishal, ateş ve titreme gibi belirtilerle kendini gösterdiğini, daha ciddi vakalarda ise böbrek yetmezliği gibi yaşamı tehdit eden durumları ortaya çıkarabileceğini ifade ediyor.Hangi Ürünler Geri Çağrılıyor?Geri çağırma kararı, özellikle 10 Nisan 2025 son kullanma tarihli ve 8051224 parti koduna sahip tüm Hebridean Blue Cheese ürünlerini kapsıyor. Sağlık yetkilileri, eğer bu parti koduna sahip bir ürünü satın aldıysanız, kesinlikle tüketmemeniz ve en kısa sürede satın aldığınız mağazaya iade etmenizi söylüyor.İlginizi çekebilir;Market poşetlerini biriktirenler dikkat: Sağlığınızı etkileyen görünmez tehlike!Musluk üzerine ıslak bez bırakmak sağlığınızı tehdit ediyor!Her duyduğunuza inanmayın! Çiğ süt tüketmek zararlı mı?

Source: Elif Kocalı


İBB soruşturmasında tutuklanan Mahir Polat Adli Tıp Kurumu”na sevk edildi

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) yönelik yürütülen “Kent uzlaşısı” soruşturması kapsamında tutuklanan İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat”ın sağlık durumuna ilişkin yeni bir gelişme yaşandı. MAHİR POLAT ADLİ TIP KURUMU”NA SEVK EDİLDİ Tutuklandığı günden bu yana sağlık sorunları devam eden Mahir Polat”ın avukatı Erkam Erdem, Polat”ın Adli Tıp Kurumu”na sevk edildiğini bildirdi. Erdem, “Son on gündür yaşadığımız tüm sürecin neticesinde bugün Adli Tıp Kurumu”nun Mahir Polat hakkında bir karar vermesini bekliyoruz.” ifadesini kullandı. AVUKATI TANSİYON TAKİP KARTINI PAYLAŞMIŞTI Avukat Erkam Erdem, Mahir Polat”ın sağlık durumunun cezaevi koşullarına uygun olmadığını belirterek Polat”ın olduğunu iddia ettiği tansiyon takip çizelgesini paylaşmıştı. “Mahir Polat”ın hastaneden ek ilaç tedavisi ile taburcu edildikten hipertansiyonunun devam ettiğini söylemiştim. Burada ölçümlerini paylaşıyorum. Tansiyonunu normal olduğu tek bir ölçüm yok. Birçoğu hastaneye yeniden kaldırılmasını gerektirecek nitelikte. Durumu abartısız ve eksiksiz bildiriyorum: hayati tehlikesi devam ediyor, cezaevi koşulları sağlığına mütemadiyen zarar veriyor.” ifadelerini kullanan Erdem”in paylaştığı çizelge şöyle: ANJİYO OLDUKTAN SONRA CEZAEVİNE GÖNDERİLMİŞTİ Mahir Polat, tutuklu bulunduğu Silivri”deki Marmara Cezaevi”nde yüksek tansiyon nedeniyle 29 Mart”ta fenalaşmış önce cezaevi revirine sonra Silivri Devlet Hastanesi”ne kaldırılmıştı. Muayenelerin ardından tekrar cezaevine götürülen Polat tekrar yüksek tansiyona dayalı rahatsızlığı üzerine Mehmet Akif Ersoy Hastanesi”ne kaldırılmıştı. Anjiyo yapılan Mahir Polat tekrar cezaevine gönderilmişti. “4 KEZ ANJİYO OLDU, 6 STENTİ VAR” Polat”ın sağlık durumuna ilişkin açıklama yapan avukat Erdem şu ifadeleri kullanmıştı: “Bildiğiniz üzere Mahir Beyin sağlık sorunlarına ilişkin raporları ifade ve sorgu aşamasında sunmuş ve -tutuklamanın şartlarının oluşmadığını belirtmekle birlikte- tatbiki gündeme gelecekse sağlık durumu nedeniyle adli kontrol uygulanmasını talep etmiştik ancak reddedilmişti. Mahir beyin birçok rahatsızlığı bulunmakla birlikte cezaevi koşulları bakımından önem arz eden iki rahatsızlığı var; hipertansiyon ve kalp damarlarındaki tıkanıklıklar. Bu tıkanıklıklar nedeniyle 4 kez anjiyo oldu ve 6 stenti bulunuyor. 2 damarı da takip ediliyor.”

Source: Çağla Taşçı