Bir kent tedirgin! Apartmanlara bile giriyorlar
Erzincan’ın Tercan ilçesinde vatandaşlar başıboş köpeklerden dertli.
İlçede apartmanlara bile girdiği belirlenen köpekler nedeniyle günlük hayat olumsuz etkileniyor. İlçe sakinleri çocukları konusunda endişeli olduklarını söylerken, köpeklerin geceleri yoğun havlamalarından dolayı uyku sorunu bile yaşandığını dile getirdi.
Vatandaşlar, sorunun çözümü adına Erzincan Valiliği’nden destek beklediklerini belirtti.
İlçede sokak köpeklerinin vatandaşların günlük hayatını ciddi şekilde olumsuz etkilediğini belirten vatandaşlardan Hasan Başar konuyla ilgili şunları söyledi:
“Erzincan’ın Tercan ilçesinde özellikle Atatürk Mahallesi TOKİ Küme Evleri bölgesinde ve ilçe genelinde giderek artan başıboş sokak köpekleri sorunu, vatandaşlarımızın günlük hayatını ciddi şekilde olumsuz etkilemektedir. Söz konusu hayvanlar zaman zaman apartmanlara girerek çevreye rahatsızlık vermekte, çocuklarımızın sokakta güven içinde oynamasını engellemekte, geceleri ise yoğun havlamalar nedeniyle halkın uykusunu bölmektedir. Bu durum, özellikle yaşlılar, çocuklar ve sabit geliri olan aileler için ciddi bir kaygı kaynağı haline gelmiştir.
“VALİLİĞİN DESTEĞİNİ BEKLEMEKTEYİZ”
Ayrıca, çevre il ve ilçelerden Tercan’a çok sayıda sahipsiz ve hastalıklı köpeğin bırakıldığına dair elimizde video kayıtları da bulunmaktadır. Bu durum hem halk sağlığı hem de güvenliği açısından önemli bir risk oluşturmaktadır. Gerekli önlemlerin alınmasını ve ilgili kurumların bu konuda koordineli şekilde çalışmasını yetkililere arz ederim. Bu sorunun çözümü adına Erzincan Valiliği’nin desteğini beklemekteyiz. Mahalle halkı olarak gereğini arz ederiz.”
Source: Mahmut Ekinci
60 yıldır beraberler… İkisi de 80″ini devirdi ama hem sağlıkları hem de evlilikleri ilk günkü gibi! Sırlarını paylaştılar
ABD Ulusal Sağlık Enstitüleri”nde (NIH) çalışan Bill Friedewald, 1965 yılında kurumun bir düzenlediği bir partiye giderken hayatını akşını bulacağını bilmiyordu. Ancak Jackie ve Bill”in 60 yıllık beraberliği tam olarak böyle başladı. O dönemde NIH”te laboratuvar asistanı olarak çalışmakta olan 83 yaşındaki Jackie Friedewald, Business Insider”a yaptığı açıklamada, ilk tanışmalarını Arabalardan bahsettik. Ben ona ne marka araba kullandığımı ve onun arabasının markasıyla ilgilenmediğimi söyledim. Ama içimden “Umarım rakip marka değildir” diyordum diye anlattı. Bugün 86 yaşında olan Bill, o dönemde epidemiyoloji alanında araştırmalar yapan bir doktordu, NIH bünyesinde klinik deneyler tasarlıyordu ve gerçekten de rakip markanın ürettiği bir otomobile biniyordu. Ancak bu durum Jackie ve Bill”in beraberliklerinin ilerlemesine mâni olmadı. Çift, görüşmeye başladıktan 1,5 yıl sonra 1967 yılında evlendi. Üç çocukları ve sekiz torunları olan Friedewald”lar 57 yıldır halen mutlu bir evlilik sürdürüyor. New York”a taşınan çift, Eylül 2024″ten beri Manhattan”da bulunan bir yaşlılar evinde kalıyor. Bill, evliliklerinin bu kadar uzun sürmesinin sırrının ortak ilgi alanları olduğunu belirtti. Jackie ise birlikte zaman geçirmenin her zaman eğlenceli ve kolay olduğunu söyledi. Her yaz Roma”ya her sonbahar Paris”e gittiklerini ifade eden Bill, Aslında çok özel bir şey yapmıyoruz ama bizim için her gün özel bir gün diye konuştu. Friedewald çifti uzun ve sağlıklı bir hayat sürmelerinin sırlarını da açıkladı. Bill, Akdeniz diyetinin değerini NIH”te çalıştıkları yıllarda öğrendiklerini ancak ara sıra kızarmış tavuk gibi kaçamaklar da yaptıklarını söyledi. Akdeniz diyeti US News and World Report tarafından üst üste sekiz yıldır en iyi beslenme modeli seçiliyor. Akdeniz kıyılarında yaşayan insanların geleneksel beslenme şekillerinden ilham alan Akdeniz diyeti bol miktarda işlenmemiş gıda, sebze, meyve ve bakliyat tüketmeyi teşvik ederken ilave şekerleri ve kırmızı eti kısıtlamayı öngörüyor. Akdeniz tarzı yaşamı uzun ömürle ilişkilendiren çalışmalar da mevcut. Örneğin Birleşik Krallık”ta yapılan ve 2023 yılında bilim dergisi Mayo Clinic Proceedings”de yayımlanan bir araştırmada, Akdenizlilerin yaşam tarzını benimseyen yetişkinlerin herhangi bir sebeple ölüm riskinin, bu yaklaşımı benimsemeyenlere kıyasla yüzde 29 daha düşük olduğu görüldü. Araştırma kapsamında Akdenizlilerin yaşam tarzı yeterince dinlenmek, güçlü sosyal bağlar kurmak, düzenli olarak egzersiz yapmak ve yemekleri aile ve arkadaşlarla birlikte yemek olarak tanımlandı. New York Maratonu”na iki kez katılan Bill, hayatı boyunca bisiklete bindiğini Jackie ise düzenli olarak yürüyüş ve esneme egzersizleri yaparak zindeliğini koruduğunu belirtti. Friedewald”lar, 80″li yaşlarına gelmelerine karşın mümkün olduğunca hareketli bir hayat yaşamaya çalıştıklarını da sözlerine ekledi. Çok karmaşık olmayan egzersizlerden hoşlanan çift, yaşlılar evinde haftada üç kez pilates yapıyor. Jackie ayrıca günün geri kalanında da elinden geldiğince hareket etmeye çalıştığını, sabah uyanır uyanmaz yatağın yanında esneme hareketleri yaparak güne başladığını söyledi. Egzersiz uzun bir hayat yaşamak ve ileri yaşta da sağlıklı olmak için çok önemli. Düzenli olarak ağırlık egzersizleri yapmak kas kütlesini korumaya yardımcı oluyor. Yaşlılarla çalışan bir kişisel antrenör olan Lauren Hurst, Business Insider”a yaptığı açıklamada, Gençken sandalyeye oturup kalkmak ya da yerden bir şey almak için eğilmek gibi hiç düşünmeden yaptığımız hareketler, ilerleyen yaşlarda zorlaşıyor. Kas kütlesini korumak bu hareketleri ileri yaşta da kolaylıkla yapabilmemizi sağlıyor ifadelerini kullandı. California Üniversitesi”nde yapılan bir çalışmaya göre, pilates zorlayıcı olmaması, farklı yaşlara ve zindelik seviyelerine uyarlanabilir olması nedeniyle ileri yaştaki yetişkinler için ideal bir spor. Friedewald çifti, aile ve arkadaşlarla kurulan ilişkilerin, uzun ve mutlu bir hayat yaşamak için önemli olduğunu vurguladı. Çok sevdiği çocuklarını yetiştirirken çalışmadığını söyleyen Jackie, şimdilerde sık sık telefonla ya da görüntülü konuştuklarını, kalabalık aileyi özellikle bayram günlerinde bir araya getirmeyi çok sevdiklerini söyledi. Çift birçok arkadaşlarıyla da yakın ilişkilerini sürdürüyor. Örneğin Jackie her ayın üçüncü çarşambası arkadaş grubuyla akşam yemeği yiyor. Friedewald”lar arkadaşlarıyla olan ilişkilerinin aradan geçen yıllarda değişmediğini çünkü düzenli görüşmeler ve telefon konuşmalarıyla bağlarını hiç koparmadıklarını vurguladı. Araştırmalar güçlü sosyal ağlara sahip olmanın daha uzun süre yaşamanıza yardımcı olduğunu gösteriyor. 2021 yılında Frontiers in Psychology”de yayımlanan çalışmalara ilişkin bir değerlendirmede, sosyal destekle uzun ömür arasındaki bağın sigara içmemekle uzun ömür arasındaki bağa denk olduğu tespit edilmişti. Araştırmacılar bu durumu sosyal desteğin bir stres tamponu vazifesi görmesiyle açıklıyor. Sosyal ilişkiler kortizol üretimini ve sinir sistemindeki nöroendokrin sistemindeki ve bağışıklık sistemindeki inflamasyonu azaltıyor. Bütün bunlar uzun vadede hastalık ve ölüm riskini artıran faktörler.
Source: Hurriyet.com.tr
Uzmanı uyardı: 50-60 yaş arasında daha sık görülüyor
Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Doğan Atan, işitme kayıpları ve ani işitme kaybı hakkında açıklamalarda bulundu.
Prof. Dr. Atan, işitme kaybının tek kulak ya da her iki kulakta işitme yetisinin azalması olarak tanımlandığını belirterek, teşhisin odyogram adı verilen işitme testi ile konduğunu aktardı. Prof. Dr. Atan, “İşitme testi, dış ortamdan ses almayan bir kabin içerisinde gerçekleştirilmekte olup, yaklaşık 10-15 dakika süren, girişimsel olmayan bir işlemdir. Odyogram sayesinde işitme kaybının derecesi ve kulağın hangi bölümünde problem olduğu tespit edilir.
İşitme kaybı dış kulak (kulak kiri, dış kulak kanalı darlıkları, dış kulak yolu enfeksiyonları gibi), orta kulak (orta kulak enfeksiyonları, orta kulakta sıvı birikmesi, orta kulak kemikçiklerinde kireçlenme gibi) ve iç kulak (travma, ateşli hastalıklar, ilaçlar gibi) kaynaklı olabilir. Pratikte daha çok dış kulak yolu ve orta kulak kaynaklı işitme kayıpları görülse de iç kulak kaynaklı işitme kayıplarının tedavisi aciliyet gerektirebilir. Bu durumun en acil olanı ise ani idiopatik işitme kaybıdır (AİK)” diye konuştu.
‘KULAK ÇINLAMASI, UĞULTU VE BAŞ DÖNMESİ EŞLİK EDEBİLİR’
Prof. Dr. Atan, “Ani işitme kaybı, nedeni tam olarak belirlenemeyen ve üç günden daha kısa sürede gelişen, işitme testinde 30 desibel ve üzerinde (ardışık üç frekansta) kaybın tespit edildiği bir durumdur. Genellikle kulak çınlaması (tinnitus), uğultu gibi semptomlarla birlikte görülürken, nadiren baş dönmesi (vertigo) de eşlik edebilir. En sık 50-60 yaş aralığında görülmekte olup, erkek ve kadınlarda benzer sıklıkta rastlanmaktadır. Ani idiopatik işitme kaybının kesin nedeni çoğu zaman belirlenememektedir.
Ancak enfeksiyöz (kabakulak, kızamık, kızamıkçık, HIV gibi), otoimmün (ülseratif kolit, sarkoidoz, akustik travma, Wegener granülomatozu gibi), vasküler (ateroskleroz), nörolojik (migren, multiple skleroz vb.) hastalıklar ile bazı ilaçlar (aspirin, aminoglikozidler, sisplatin gibi) ani idiopatik işitme kaybına neden olabilmektedir. Çok nadir de olsa, iyi huylu tümörler de ani işitme kaybının sebebi olabilir. Bu yüzden hastaların detaylı bir değerlendirmeden geçmesi ve özellikle manyetik rezonans görüntüleme (MRG) tetkikinden yararlanmaları gerekmektedir” dedi.
‘GEÇ TEŞHİS, İŞİTME KAYBININ KALICI HALE GELMESİNE YOL AÇABİLİR’
Ani işitme kaybının acil bir durum olduğunu ve zamanında müdahalenin kritik olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Atan, “Hastanın hekime geç başvurması ve durumu önemsememesi, tedavinin başarısını azaltabilir ve işitme kaybının kalıcı hale gelmesine yol açabilir. Bunun dışında, ileri yaş, kronik hastalıkların (hipertansiyon, diyabet, kalp hastalıkları gibi) varlığı ve işitme kaybının başlangıçta çok ileri düzeyde olması, tedavi sürecini olumsuz etkileyen faktörlerdir.
Ani idiopatik işitme kaybının tedavisinde öncelikle medikal tedavi uygulanmalıdır. Kortikosteroidler, antiviral ajanlar, B vitamini ve magnezyum başlıca kullanılan ilaçlardır. Bunun yanında, hiperbarik oksijen tedavisi de bilimsel olarak etkinliği kanıtlanmış bir yöntemdir. Hasta yaklaşık iki hafta boyunca günde bir ya da iki seans hiperbarik oksijen tedavisi alarak iç kulağın kanlanması ve oksijenizasyonunu artırıp işitme kaybının düzeltilmesi hedeflenir. Bazı hastalar sistemik kortikosteroid tedavisi alamayabilir ya da ek tedaviye ihtiyaç duyabilir. Bu hasta grubunda intratimpanik (kulak içi) enjeksiyonlar da alternatif bir tedavi yöntemi olarak kullanılabilir.
Ayrıca hastalar yakından takip edilmeli, özellikle kortikosteroid kullanacak ve kronik hastalıkları bulunan bireyler mümkünse yatarak tedavi edilmelidir. Tedavi sürecinde düzenli doktor kontrolleri ve işitme testleri büyük önem taşımaktadır. Tedaviye yanıt alınamayan hastalarda işitme cihazları ile rehabilitasyon sağlanabilir. Ancak işitme kaybının kalıcı hale gelmemesi için erken teşhis ve zamanında müdahale kritik rol oynamaktadır. Bu yüzden ani işitme kaybı yaşayan hastaların vakit kaybetmeden bir uzman hekime başvurmaları gerekmektedir” ifadelerini kullandı.
Source: