Tasavvufta zirveyi yaşamış coğrafyadan izlenimler (2)
BUHARA/ÖZBEKİSTAN
Bir önceki yazımızda Maveraünnehir’in Harezm Bölgesi’ndeki tarihi Türk şehri Hive’yi… Hive ile birlikte bu bölgenin manevi mimarlarından Hoca Yusuf Hamadani’yi anlatmıştık.
Bugün Özbekistan’ın yine tarihi şehri Buhara’daki izlenimlerimizi aktararak devam etmek istiyoruz.
BATI’NIN ORTA ÇAĞ YAŞADIĞI YÜZ YILLARIN MEDENİYET MERKEZİ: BUHARA
Türk-İslam tarihinin çok önemli merkezlerinden biri Buhara. Özellikle 9-13’üncü yüz yıllar arası bilimde, sanatta, dini ilimlerde zirve yaşayan şehir birçok Türk hanedanına da başkentlik yapmış bir şehir.
Şehir iki kesimden oluşuyor. Eski Şehir, Yeni Şehir.
Elbette konumuz Eski Şehir ve o muazzam Horasan ateş tuğlalarıyla yapılmış muhteşem eserler.
Ama önce Moğol Hükümdarı Hülagü’nün kardeşi Emir Berke’nin Müslüman olmasına vesile olan bir ulunun türbesiyle başlamak isteriz.
Zira, İslam tarihi açısından çok önemli bir olaya vesile olan zat, Buhara’nın manevi mimarlarından.
MOĞOL EMİRİ’NİN MÜSLAMAN OLMASINA VESİLE OLAN VELİ: SEYFETTİN BUHARZİ
Seyfettin Buharzi. Hemen Buhara’nın girişinde mahalle arasında kalmış ancak Özbekistan Devleti tarafından yeniden ihya edilmiş işte bu türbede meftun.
Buharzi’nin Ahmet Yesevi’nin talebelerinden olduğu da rivayet ediliyor. Ama daha önemlisi, Moğollar arasında “Ulu Şeyh” olarak tanınan Buharzi’nin irşadı sayesinde Moğol Hükümdarı Hülagü’nün kardeşi, Emir Berke’nin Müslüman olması.
Yani, Moğol Hükümdarlığını İslamla tanıştıran ilk isim Buharzi.
İşte burada yatıyor.
İLK MÜSLÜMAN TÜRK DEVLETİ SAMANİLERİN KURUCUSUNUN 1000 YILLIK TÜRBESİ
Buhara’da ikinci durağımız, İlk Müslüman Türk Devleti Samanilerin çok sevilen ve saygı duyulan hükümdarı İsmail Samani’nin türbesi.
Samaniler Türklerin İslamı seçmesinden sonra kurdukları ilk devlet olarak kayıtlara geçmiş. İsmail Samani de ilk Müslüman Türk Sultanı. Türbesi ise İslam Tarihi açısından çok önemli. Zira, ilk yapılan Türk -İslam eseri.
Türbe bin yılı aşkın zamandır ayakta. Moğol istilası sırasındaysa anlatılan menkıbeye göre, çölden rüzgarla gelen kumların Buharayı ve türbeyi kapatması nedeniyle yağma ve yıkımdan korunmuş.
Buhara’daki 900’e yakın UNESCO Dünya Mirası listesine giren eserlerden biri işte burası ve ilk Türk-İslam Devleti Samanilerin kurucusu İsmail Samani burada meftun.
BUHARA’NIN TEK TEPESİNDEKİ SARAY VE EYVANLARI EN YÜKSEK CAMİİ BALA HAVUZ
Buhara kadim Türk kenti. İslam’ın en önemli alim, mutasavvıf ve bilim adamlarını bağrında yetiştirmiş bir şehir.
Şehrin bir tepesi var orada da Buhara Ark’ı yani sarayı. Şimdilerde tamamen müze olan bu kalede bir zamanlar 4 bin kişi yaşıyormuş. 18’nci yüz yılda Rusların işgaline kadar Buhara buradan yönetilmiş. Son Buhara Emir’i buradan Afganistan’a göç etmiş. Onun ailesi yılar sonra Türkiye’ye sığınmış.
Eski Şehre kaleden baktığınızda, Uluğ Bey ve Abdülaziz Han medresesinin turkuaz kubbeleri ve Karahanlılar döneminde yapılan bin yıldır ayakta duran Orta Asya’nın 42.5 metre yüksekliğiyle en yüksek minaresi göze çarpıyor.
Kadim Buhara’ya girmeden önce yine Orta Asya’nın en yüksek eyvanlı Bala Havuz Camii’nde soluklanıyoruz.
Kocaman bir havuzun başına yapılan camiden okunan ezan ise bizi Efendimiz’in şehri Medine’ye götürüyor. Mescid-i Nebevi’de duyduğumuz makam ve ses Bala Havuz’un minaresinden duyuluyor.
KALON CAMİİ, MİR-İ ARAP MEDRESESİ VE BİR ACININ HATIRASI
İşte Eski Buhara. Kadim Buhara. Açık kahverengi ateş tuğlaları ve turkuaz çinileriyle yapılmış binaları ile göz dolduruyor.
İlk ziyaret ettiğimiz mekan merkez camii de diyebileceğimiz Kalon Camii. Kalon Camii ile Mir-i Arap Medresesi karşı karşıya.
Cami, Maveraünnehir camilerinin en önemlileri arasında. Medrese ise hala öğrenci yetiştirmeye devam ediyor.
Buharadaki tarihi medreseler zaman zaman ara verilse de hiç kapanmamış. Önemli bir bilgi olarak kayıtlara geçirelim. Karahanlılar, Şeybaniler zamanında bile yani (9 ile 13’ncü yüz yıllar) Buhara’ya farklı ülkelerden yılda 20 bin öğrenci eğitim için geliyormuş.
Mir-i Arab Medresesi’nin önündeki bu yapı ise çok büyük bir acının hatırasına yapılmış. Moğal istilası sırasında tam 3 bin medrese talebesi işte burada katledilmiş ve o gençlerin hatırasına bu anıt yapılmış.
ULUĞ BEY VE ABDULAZİZHAN MEDRESELERİ KARŞI KARŞIYA
Burası da Emir Timur’un torunu Uluğ Bey’in medresesi. Uluğ Bey Medresesi, Buhara’nın ve Maveraünnehrin mimari şaheserlerinden. Ama daha önemlisi, Uluğ Bey’in kurduğu medreseden binlerce bilim adamının yetişmiş olması.
Uluğ Bey Medresesi’nin kapısının açıldığı meydanın hemen karşısından ondan yüz yıllar sonra yapılan Abdulazizhan Medresesi.
ÜZERİNDE OKUNAN EZAN BELH’TEN DUYULSUN İSTENEN KALON CAMİİ MİNARESİ
Akşam olup da ışıklar yanınca bambaşka bir renk cümbüşü var Buhara’da. Tıpkı Semerkant’taki gibi Registan Meydanı var burada da. Ve meydanın en çarpıcı yapısı Orta Asya’nın en yüksek minaresi. Karahanlılar zamanında 12’nci yüzyılın başında yapılan minareyle ilgili şu efsane konuşuluyor çarşıda; “Karahanlı Beyi Muhammed Aslan Han, ‘Öyle yüksek bir minare yapın ki ezan okunduğunda Belh’ten duyulsun’ demiş!”
Belki çok büyük bir abartı ama bundan bin (1000) yıl önce yapılan Kalon Camii minaresi bir şaheser olarak bin yıl daha ayakta duracak ihtişamda.
İPEK YOLU’NUN KESİŞİM NOKTASI VE BİLİM YUVASI: BUHARA
Gözünüzü nereye çevirirseniz bir tarihi yapıyla karşılaşıyorsunuz Buhara’da. Çarşısı, meydanı, medreseleri, minareleri, hanları, kervan sarayları yüzlerce yıllık.
Bu şehir, deniz yolları keşfedilmeden önce dünyanın en önemli ticaret yolu İpek Yolu’nun kesişti noktada.
O yüzden, kervanlar içen kervan saraylar, tüccarlar için hanlar yapılmış. Ama en çok da ilim, irfan için dönemin en büyük, en görkemli, en kullanışlı medreseleri yapılmış.
Batı’nın karanlık orta çağ karanlığında boğuştu dönemde, astronomiden tıbba, matematikten kimyaya kadar bilim insanlarının en büyük dehalarını yetiştiren topraklardayız.
İslam dininin, manevi önderlerinin büyüyüp yetiştiği aynı zamanda binlerce talebe yetiştirdiği topraklardayız.
Devam edeceğiz.
Source: M Yazilari