AYM iptal etti, santral yeniden açıldı
İzmir’in Aliağailçesinde bulunan,uzun süredirtartışmaların odağındaolan ve ruhsatsızçalıştığı için BüyükşehirBelediyesi tarafındanmühürlenen santralibakım çalışmalarınınardından yenidenfaaliyete geçti.Santrala verilenÇevresel etkideğerlendirme (ÇED)kararı, AnayasaMahkemesi tarafındanhak ihlali nedeniyleiptal edilmişti. Çevre,Şehircilik ve İklimDeğişikliği Bakanlığı,santralın faaliyetinedevam etmesi içinikinci onayı verdi.Onayla santral,yeniden faaliyetegeçerken, kapanmasıengellenmiş oldu. ÇEDkararının iptali içinEGEÇEP, İzmir Barosuve 60 yurttaş, yargıyabaşvurdu.
Source: Ece İçmez
CHP’li Gürer, İklim Yasası’nı Cumhuriyet’e değerlendirdi: “Tehlike geliyorum diye bağırıyor”
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, yasa tasarısını gazetemiz Cumhuriyet’e değerlendirdi.Gürer, “Dünya, kıyamet gibi bir sona doğru gidilecek bir sürece sürükleniyor. Kaderci bir yaklaşımla bu süreci izlemek, geleceğe ihanettir” dedi. Yasanın rant amaçlı olduğunu ve geri çekilmesi gerektiğini belirten Gürer, “İktidar, muhalefet, uzmanlar, odalar, bilim insanları ile birlikte kapsayıcı, geleceğe çözüm önerisi olacak bir teklif mecliste ele alınmalıdır” ifadelerini kullandı. AKP’nin sunduğu ve TBMM’de görüşmeleri yapılan İklim Yasası, son dört yıldır düzenli olarak gündeme geliyor. Sürekli olarak çeşitli eleştirilerin odağında olan yasa tasarısı, yine eksikliklerle dolu olarak yurttaşların karşısına çıktı. Muhalefet cephesinden ve çevrecilerden “Karbon piyasası kurulacak ve azaltım hedefi net olmadığı için birileri bu ticaretten zenginleşecek. Bu ticaretten elde edilecek gelir ise yeşil büyüme adı altında yine sanayiye ve iş dünyasına aktarılacak” tepkisini alan yasa, uzun yıllardır hazırlanmakta olmasına karşın yetersiz olmasıyla dikkat çekiyor.‘DÜNYA, KIYAMET GİBİ BİR SÜRECE SÜRÜKLENİYOR’CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, yasa tasarısını gazetemiz Cumhuriyet’e değerlendirdi. Gürer, “İklim kanunu, dünyada oluşan küresel iklim değişikliği ile ilgili oluşacak sorunları öngören içerikte hazırlanmamış. İklim kriziyle mücadeleden çok karbon ticareti piyasası oluşturmaya odaklanmış bir anlayış içeriyor” dedi.İklim değişikliğinin tarım başta olmak üzere çeşitli etmenlerle herkesi etkileyeceğine dikkat çeken Gürer, “Dünya, zararlıların ve hastalıkların artacağı, ürün ve üretim şekillerin değişeceği, insan yaşamının şeklinin değişeceği, su ve toprak ile sorunların derinleşeceği kıyamet gibi bir sona doğru gidilecek bir sürece sürükleniyor. Bu nedenle İklim Kanunu, ‘adet yerini bulsun diye’ değil, gelecekte ‘bu süreçte ülkemizi en az zararla nasıl varlığının devamını sağlarız’ üzerine şekillenmeliydi” ifadelerini kullandı. ‘TEHLİKE ‘GELİYORUM’ DİYE BAĞIRIYOR’Gürer, farkındalığın artması gerektiğini vurgulayarak “Maden yağmasından orman talanına, tarımdan suya her alanda yapılması gerekenler için bu kanun teklifi yeterli değil. Bu işin şakası yok ama yeterince farkında olan az. Başta su ile ilgili olmak üzere yeni düzenlemeler şart. Kuraklık,don, ani hava değişimleri ile gıdada sorunlu bir sürece doğru sürükleniyoruz. Kaynaklarımızı doğru kullanmalıyız. Akdeniz illeri bu süreçte en çok etkilenecek bölge olacak. Bu süreçte yeni yaşam alanları kurup bu bölgelerdeki tarım alanlarında yeşil alanlara yapılması gerekenler hızla planlanlanmalıdır. Tehlike geliyorum diye bağırıyor. Kaderci bir yaklaşımla bu süreci izlemek, geleceğe ihanettir” diye konuştu.Yasanın rant amaçlı olduğunu ve geri çekilmesi gerektiğini belirten Gürer, “İktidar, muhalefet, uzmanlar, odalar, bilim insanları ile birlikte kapsayıcı, geleceğe çözüm önerisi olacak bir teklif mecliste ele alınmalıdır. Belediyeler bu kanun teklifinde yeterince dikkate alınmamıştır bu süreçte belediyeler de etkin yer almalıdır” dedi.
Source: Emirhan Çoban
Deprem bölgesinde dükkânlar hak sahiplerine veriliyor
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, deprem bölgesindeki 3 bin 500″e yakın şantiyede, 182 bin kişilik personel ordusuyla dünyanın en büyük dönüşüm seferberliğine devam ediyor. Büyük felaket sonrası ilk 2 senede, acil ihtiyaç olan konutların bir an önce inşa edilmesi için yoğun mesai harcayan bakanlık, bu yıl iş yerleri için de çalışmaları hızlandırdı. Deprem bölgesinde şu ana kadar tamamlanan iş yeri sayısı 149 olarak kayıtlara geçti. Bakanlık, ocak ayı itibarıyla 11 ilde yeniden yapılacak olan tüm iş yerlerinin ihale süreçlerini tamamlayarak inşaat aşamasını başlattı. Bölge genelinde şu an hâlihazırda 31 bin 158 ticarethanenin inşaat çalışması yürütülüyor. 9 aylık zaman diliminde teslim edilen toplam iş yeri sayısının 31 bin 307″ye çıkarılması hedefleniyor. Bakanlık, deprem bölgesinde 2025 yılını “final yılı” olarak planlıyor. Tüm konutlarda olduğu gibi iş yerlerinin tamamı da yıl sonuna kadar teslim edilecek. ESNAF MAĞDUR EDİLMEDİ Depremzede esnafın hiçbir mağduriyet yaşamaması için de yoğun mesai harcayan bakanlık, bu kapsamda birçok bölgede geçici iş yerleri oluşturarak yerel esnafa nefes aldırdı. Esnafın bu noktalarda çalışmalarına aralıksız olarak devam etmesi için tüm ihtiyaçlar sağlandı. Deprem bölgesine sık sık ziyaretlerde bulunarak çalışmaları yerinde takip eden Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum da esnaflarla sık sık bir araya gelerek talep ve beklentileri ilk ağızdan dinliyor. Asrın felaketinde ağır yıkıma uğrayan, Hatay”ın simgelerinden Tarihi Uzun Çarşı da eski günlerine geri dönmek için gün sayıyor. Hatay”ın tarihi dokusunun önemli simgelerinden biri olan Uzun Çarşı”nın esnafı da yine bakanlık desteğiyle çarşının yakınındaki geçici iş yerlerinde ticarete devam ediyor. Tarihi bölgede 69 konut ve 845 iş yeri olmak üzere toplam 914 bağımsız bölüm yapılıyor.
Source: Murathan Yildirim
Türkiye”nin rüzgar enerjisi potansiyeli Danimarka”da tanıtıldı
Etkinlik kapsamında Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) tarafından düzenlenen “Türkiye Rüzgarında Yeni Dalga: Büyüme, Yatırım ve Küresel Rekabet” oturumu TÜREB Başkanı İbrahim Erden moderatörlüğünde gerçekleştirildi.
Erden, Türkiye”nin 2035″e kadar 120 bin megavat yenilenebilir enerji kurulu güç hedefinin yüzde 40″ını karasal rüzgar enerjisi projelerinin oluşturduğunu söyledi.
Deniz üstü ve diğer projeler için sanayinin ve finansman olanaklarının önemine işaret eden Erden, bu projeler için izin süreçlerinin de projelere başlanması için kritik bir adım olduğunu, diğer ülkelerde bu konularda ciddi problemler yaşandığını ifade etti.
Cumhurbaşkanlığı Yatırım ve Finans Ofisi Başkan Yardımcısı Zeynel Kılınç da Türkiye”nin enerjide bağımsız olma çabaları kapsamında rüzgarda geçen yıl yaklaşık 1,3 gigavatlık kurulum gerçekleştirdiğini anımsattı.
Türkiye”nin özellikle enerjide stratejik planları bulunduğuna işaret eden Kılınç, “Yenilenebilir enerjide tarife mekanizması sayesinde birçok projenin gerçekleştirilmesi sağlandı. Özellikle güneş ve rüzgar enerjisinde bu ivmelendi. 2020″den itibaren yatırımcılar için yatırım ortamının iyileştirilmesi konuları öne çıktı. Ayrıca ülkenin ithalata bağımlı tedarik ekosistemini sınırlandırmak ve azaltmak hedefimiz oldu.” değerlendirmesinde bulundu.
“Türkiye finansmanda güvenilir bir liman”
Enerjisa Üretim Mali İşler Direktörü Mert Yaycıoğlu, şirketin yenilenebilir enerjinin farklı portföylerinde projeler yürüttüğünü, vizyon olarak 2030″a kadar 7,5 gigavatlık temiz enerji kapasitesine ulaşmayı hedeflediklerini kaydetti.
Devlet kurumları, finansman kuruluşları ve üniversiteler arasında uyumlu bir ilişki olmasının şirketlerin söz konusu projeleri başarılı bir şekilde gerçekleştirilmesi hedefinde önemli olduğuna işaret eden Yaycıoğlu, şöyle devam etti:
“Türkiye”de gerçekleştirdiğimiz projelerde finansmanla ilgili adım adım destekler gördük. Projeleri başarılı bir şekilde yürüttük. Finansmanla ilgili Türkiye”nin güvenilir bir liman olduğunu söyleyebiliriz. Dünyanın her yerinde izin süreçleri ya da finansmanla ilgili zorluklar çıkabiliyor. Finansman arayışı olduğunda çevresel ve sosyal etki değerlendirmeleri gibi süreçler gündeme geliyor. Bu zorluklara rağmen herkesin hedefi aynı dönüşüm, sürdürülebilirlik, enerji arzı güvenliği ve uygun fiyatlı enerji.”
TPI Composites Avrupa, Orta Doğu ve Afrika Kıdemli Başkan Yardımcısı Gökhan Serdar da Türkiye”nin sanayi anlamında çok etkileyici bir kalkınma hikayesi bulunduğunu belirterek, “Türkiye”de rüzgar enerjisi sektörü, neredeyse sıfırdan, sadece 15 yılda bu noktaya geldi. Bu büyük bir başarı öyküsü.” değerlendirmesinde bulundu.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source: