“Wellness Insights – Sağlıklı Yaşam İpuçları ve Yenilenme”

Kötü duruş, boyun düzleşmesine kapı açıyor

Cumhuriyet, boyun düzleşmesine karşı dikkat edilmesi gereken noktaları uzman fizyoterapist Ahmet Burak Sezgin ile konuştu. Sezgin, boyun düzleşmesinin çok sık görülen bir sağlık sorunu olduğuna dikkat çekerek “Boyun düzleşmesi, özellikle masa başı çalışanlarda ve mobil cihaz kullanan genç erişkinlerde sıklıkla görülmektedir. 20- 45 yaş arası bireylerde daha yaygındır” ifadelerini kullandı.Sezgin, boyun düzleşmesinin başlıca nedenlerinin kötü postür (duruş), uzun süreli bilgisayar ve telefon kullanımı, stres kaynaklı kas spazmları ve boyun travmaları olduğunu belirtti. Sezgin meslek tercihinin ve yaşam tarzının da hastalığın oluşumunda etkili olduğunu söyleyerek “Sürekli öne eğik pozisyonda çalışanlar, hareketsiz yaşam sürenler ve ergonomik olmayan koşullarda çalışan bireyler risk altındadır” dedi. Boyun düzleşmesinin pek çok şekilde tedavi edilebileceğine değinen Sezgin, “Manuel terapi kas spazmını ve boyun eklemlerinde var olan fonksiyon bozukluklarını gidermeye yardımcı olur.Egzersizler boyun kaslarını güçlendirir. Postür eğitimi ise doğru duruş alışkanlıklarını kazandırarak nüksü önler. Üçü birlikte uygulandığında etkili sonuçlar alınır” diye konuştu.EGZERSİZ ÖNEMLİSezgin, günlük yaşantıda dikkat edilmesi gerekenleri şöyle anlattı: “Eğer kişi monitör kullanıyorsa göz hizasında olmalı, omuzlar gevşek durmalı, sırt desteklenmeli, sandalyede 90 derece oturulmalı, otururken diz kapakları mümkünse kasık hizasını geçmeli ve her 40 dakikada bir ayağa kalkıp 1-2 dakika hareket ederek pozisyon değiştirilmelidir”

Source: Damla Polat


Su kesintisi okulları tatil ettirdi

İngiltere’de Londra’ya bir taş atımı mesafesindeki küçük kasabamızda ilk kez başımıza geliyordu, yoksa alışkındık kesintilere. Su olsun kesilen, haklar, özgürlükler olmasın da!Elbet akar birkaç saate diye düşündük, çevresi denizle çevrili koca adada su sıkıntısı olur mu, olurmuş meğer!Oğlum okuluna gitti, ben de bulaşıkları akşam yıkadığıma sevindim, çaydanlıktaki su sabah çayıma yetti. Birkaç saat sonra okuldan gelen eposta “Su kesintisi nedeniyle okulun tatil edildiğini, öğrencilerin eve erken gönderileceğini” bildiriyordu! İşte o zaman kesintinin ciddi boyutta olabileceğini anladım, bir taraftan da “Bu nasıl iş Ankara da olsa belediyeden bir gün önceden mesaj gelirdi” diye söylendim.İngiltere’de suyu musluktan içtiğimiz, her şeyde de musluk suyu kullandığımız için evde içebileceğimiz bir damla bile su yoktu, hemen markete çıktım. Sokakta denk geldiğim arkadaşım Mendy, “Su almaya gidiyorsan, çok geç marketlerde kalmadı” dedi.Eyvah, yine de şansımı denemek için en yakın markete girdim, abartmıyordu su bitmişti resmen. Bir şişe su, birkaç maden suyu buldum eve döndüm. Borular halen boştu. O sırada kızımdan gelen mesaj olayı aydınlattı. Su faturası onun üstüne olduğu için mesaj ona gelmişti: “Aniden ortaya çıkan arıza nedeniyle plansız su kesintisi için özür dileniyor ve arızanın giderilmesi için çalışmaların devam ettiğini” bildiriyordu. Akşamın eli kulağında, hava kışın erkenden kararıyor, gözümüz kulağımız telefonda ve borulardaydı.KÖYDE ÇEŞMEYE GİDER GİBİTam o anda gelen mesaj, kasabada su istasyonu açıldığını ve su dağıtımına başlandığını müjdeledi. Bahsedilen yer bize biraz uzaktı, araba da yok. Kafamda su istasyonunu canlandırmaya çalışıyordum… Bir tanker arıtılmış su, sıraya girip şişeleri dolduracağız, eskiden köylerde çeşmeye gider gibi!İngiltere de her yerde içilebilir musluk suyu ücretsiz, lokanta kafelerde, musluk suyu ikram edilir, bizde lokantalardaki ekmek ikramı gibi. Yine de şişe suyu isteyene o da mevcut. Havaalanında su sebillerinden şişenizi doldurmak da olanaklı.Uzun lafı kısası evdeki birkaç boş şişeyi hazırladım ve genç arkadaşımız Derya’ya su almaya onların arabasıyla gidebilir miyiz diye sordum. İki yaşındaki çocuklarıyla suya daha çok ihtiyaçları vardı. Biraz sonra eşi Soner’le gittiğimiz su dağıtım istasyonunda kafamda canlandırdığımdan çok başka bir görüntüyle karşılaştık. Yanımıza aldığımız boş şişeler için kendimize güldük!Her şey son derece organize altışarlı paketlerde 2 litrelik su dağıtılıyordu, arabayla gidenlerin bagajına konuluyordu, payımıza düşeni aldık.O akşamı verilen şişelerle rahat atlattık ama “Taşıma su ile değirmen dönmüyor.” Hele de içme suyunu tuvalette kullanmak insanın içini sızlatıyor!TATİLE DEVAM MI, TAMAM MI?Ertesi sabah suya kavuşacağımızı umut ederek uyuduk ancak nafile, ertesi gün de arıza giderilemedi, okullar tatili uzattı. Kar buz, sel, fırtınadan okul tatiline tanık olmuştuk da su kesintisinden ilk kez yaşıyorduk. Okul sabahın erken saatlerinde su durumuna göre güncelleme yapıyordu; tatile devam mı, tamam mı?Su kesintisinin ikinci günü kasabanın milletvekili araya girdi. Muhafazakâr Parti’nin eski başbakanı Rishi Sunak’tan sonra parti başkanlığına adı geçen Tom Tugendhat, hem kendi web sitesine üye olanlara yolladığı mektupla hem de sosyal medyasından “İki gündür sıkıntı veren, düş kırıklığı yaratan kabul edilemez su kesintisiyle bizzat ilgilendiğini, en kısa zamanda çözüm bulunacağını” yazmıştı.İkinci gün de su dağıtımına devam edildi. Bizde su, ikinci günün akşamı çamur gibi akmaya başladı ama arkadaşların ve okulunki üçüncü günde geldi. Okuldan üçüncü günün sabahında gelen mesaj, öğrencilerin saat 11 gibi okula giriş yapabileceğini aktarıyordu.Çocuklara Necati Cumalı’nın aynı adlı romanından uyarlanan filmi izlemeyi önererek iyi ki “Susuz Bir Yaz” geçirmek zorunda kalmadık, kalmayız dedim.

Source: Gülseren Tozkoparan Jordan


İdeallerimizin peşinden gitme zamanı

Daha önceki yazılarımda bahsettiğim gibi, Merkür ve Neptün’ün Koç Noktasında kavuşumunu deneyimleyeceğimiz bir haftaya giriyoruz. Neptün Koç noktasında ilerliyor. Merkür’ün Koç burcuna geçmesi 16 Nisan’da olacak. 17 Nisan’da Merkür ve Neptün’ün Koç Noktasındaki kavuşumu gerçekleşecek. Dolayısıyla 16 ve 17 Nisan tarihleri değerlendirebileceğimiz zamanlar olarak dikkat çekecek. Bu kavuşumun astroloji haritasını görmektesiniz.

NASIL DEĞERLENDİREBİLİRİZ?

Zihnimizin ve hayal gücümüzün tetiklenmesine sebep olacak Merkür-Neptün kavuşumunu hayallerimiz ve ideallerimiz üzerinde düşünmek, gelecek projelerimize odaklanmak, zihnimizde canlandırdığımız şeyleri gerçekleştirmek üzere gündelik hayatımıza katmak üzere imgeleme çalışmaları yapmak için kullanabiliriz. Sadece düşüncede kalmayıp, bunları aktifleştirmek üzere başkalarıyla karşılıklı konuşabilir, aklımızdakileri yazabiliriz. Bu konuda detaylı bilgi verdiğim videoyu izleyiniz https://youtu.be/9Krk29UffNo

MARS ASLAN BURCUNA GEÇİYOR!

Uzun bir süredir Yengeç burcunda seyreden aksiyon gezegeni Mars 18 Nisan’da saat 07:20’de Aslan burcuna geçiyor. Özgüvenli adımlar atma zamanlarına varıyoruz. Liderler, yönetici figürleriyle ilgili önemli gelişmeler bekleyebileceğimiz, güç ve ego çekişmelerinin öne çıkacağı bir sürece giriyoruz. Bu geçişle birlikte uluslararası ilişkilerde güç savaşları da devreye girmeye başlayacaktır muhtemelen. Donald Trump, Binyamin Natanyahu, Vladimir Zelinsky, Emmanuel Macrone, Victor Urban bunlardan sadece birkaç tanesi. Ayrıca Çin, Tayvan, İsrail, Sırbistan, Yunanistan, Ürdün gibi bazı ülkelerin de haritalarında Mars Aslan burcunda. Bu liderler ve ülkeler için çok daha aktif, mücadeleli ve agresif bir süreç başlıyor. Bu konuda detaylı bilgi verdiğim videoyu izleyiniz https://youtu.be/9Krk29UffNo

TRUMP-NETANYAHU BİLEŞİK HARİTASI

Astrolojide iki kişi haritasından türeyen bileşik haritalar vardır. Bu haritalar iki kişinin bir arada nasıl olacağını ve başkalarıyla ilişkilerini, yapacakları işlerin mahiyetini anlamamıza yarar. Trump ve Netanyahu’nun Mars 26 derece Aslan burcunda, yani aynı derecede! Tesadüf olabilir mi? Mars’ın bu dereceye varması 11 Haziran 2025 tarihinde olacak. O civarda sert ve agresif ya da kışkırtıcı hareketleri olabilir. Tabii bileşik haritalarında da Mars çok aktif ve Aslan burcunda birçok gezegenle birlikte bir toplaşma içerisinde. Haliyle, Mars’ın Aslan burcuna geçişi ve iki liderin birlikte çok etkili hareketler yapmasına işaret ediyor olabilir. Mars mücadele, kavga ve savaş ile alakalıdır. Anlaşılan o ki 18 Nisan’dan başlayan ve 17 Haziran’a kadar giden süreçte bu ikili birçok agresyona sebep olabilir!

MARS, ASLAN BURCU ve TÜRKLER

Geleneksel Astrolojide Mars gezegeni ve Alan burcu Türklerle ilişkilendirilir. Bizim için “Türkler asker millettir” denilir. Muhtemelen bundandır. Mars savaşmakla, Aslan da cesur yürekli olmakla bağdaştırılır. Biz Türkler cesur yürekli ve mücadeleci bir milletizdir! Mars’ın Aslan burcundan geçişlerinin biz Türkler açısından daha atak ve cesur girişimlerin yapıldığı bazı zamanlarla örtüştüğünü görüyorum. Tabii her zaman böyledir iddiasında değilim, başından söyleyeyim! Ayrıca savaş çıkacak ve biz de içinde yer alacağız gibi bir iddiada bulunmuyorum.

Yukarıda yer alan illüstrasyon Ebu Ma’şer’in Türkleri Mars ve Aslan burcu kapsamında göstermesini sembolize ediyor. Eski astrologlarda bu bir gelenekti. Mesela Satürn Hindistan ve Etiyopya’yı, Jüpiter Persleri, Babil ve Bağdat’ı (Irak), Venüs Arabistan’ı, Merkür Yunanistan’ı ve Başak Atina’yı, Ay ise İspanya, İngiltere, Ermenistan ve Fransa’yı temsil ederdi.

TÜRKİYE NASIL ETKİLENECEK?

Mars’ın Aslan burcuna geçişi, Türkiye astroloji haritasının para hanelerini etkiliyor. Dolayısıyla ekonomiye ve para piyasalarına dikkat dedirtiyor! Bu bağlamda Nisan’ın 20’li tarihleri özellikle dikkat çekiyor. 21 Nisan, 27 (28) Nisan özellikle dikkat çeken stresli tarihler olarak göze batıyor. Farkında ve temkinli olalım!

GÜNEŞ BOĞA BURCUNA GEÇİYOR!

19 Nisan Cumartesi günü saat 22:55’te Güneş Boğa burcuna geçiyor. İlkbaharın mevsimsel özelliklerini ziyadesiyle yaşamaya başlayacağımız bir sürece giriyoruz. Maddi ve fiziksel güvenceyi sağlama, sağlam ve kalıcı adımlar atma, güvenli ortamlarda ve bulunma arzumuz artmaya başlıyor.

İDEALLERİNİZİN PEŞİNDEN GİDİN!

Mars-Neptün üçgeninin etkili olacağı 18 Nisan ve 19 Nisan tarihleri uzun dönemli ideallerimizin peşinden gitmemizin, artık cesaretli adımlar atmamızın vaktinin geldiğini gösteriyor.

SEVDİKLERİNİZE SÜRPRİZ YAPIN!

Venüs ve Uranüs arasındaki uyumlu altmışlık açının etkili olacağı önümüzdeki hafta boyunca, ama en çok da 20 Nisan tarihinde sevdiklerimize güzel sürprizler yapabiliriz. İlişkimizi rutinden kurtaracak, değişiklik yaratacak bazı yenilikler yapabiliriz.

KİŞİSEL BAKIM ZAMANI!

Venüs-Uranüs altmışlığı, bir müddettir beklediğimiz bir fırsatı da beraberinde getiriyor: kişisel bakımla ilgili bazı girişimler yapmak açısından güzel bir fırsat sunuyor. Bu bağlamda önümüzdeki haftanın Cumartesi ve Pazar günlerini kullanabiliriz.

GÜNEŞMERKEZLİ ASTROLOJİ

Güneşmerkezli gezegen geometrisine bakılırsa 12-14 Nisan arasında etkili güneş aktivitesi ve/veya jeomanyetik fırtına ihtimalinden söz edebiliriz. 20-21 Nisan tarihleri diğer dikkat çeken önemli tarihler olarak görülüyor. Özellikle 21 Nisan civarında para piyasalarına dikkat! Karmaşık ve yanılgıya düşüren bir atmosferde olabiliriz. Yurt dışından ve uak piyasalardan gelecek işaretleri iyi okumak lazım!

Haftanın günlere göre değerlendirmesi

Pazartesi sabah saatlerinde ödeştirme ve intikam alma güdüsünden uzak durmalı. Öğle öncesindeki saatler gergin gözüküyor. Ama öğleden sonraki saatlerde daha rahat ilerleme kaydedebiliriz.

Salı gününün ikinci yarısında ilişkilerde güzel gelişmeler kaydedebiliriz. Kişisel bakım, alışverişler, artistik ve sanatsal konular açısından verimli bir gündeyiz. Akşam saatlerinde beklenmedik durum ve yön değişiklikleri, sert ve sarsıcı bir enerji akışı devrede olacak, farkında olalım! Gece saatlerinde daha olgun ve aklı başında kararlar alabiliriz.

Çarşamba günü genelinde uyum ve huzur yakalayabileceğimiz bir zaman diliminde olacağız. Kararlarımız ve konuşmalarımız açısından da daha aktif bir sürece giriyoruz. Geleceğe yönelik ideallerimiz konusunda iletişime geçebilir, önemli hareketler yapabiliriz. Öğle saatleri civarında kendimizi güçlü bir şekilde ifade edebiliriz.

Perşembe günü boyunca iyimserlik ve umut enerjisi devrede olacak. Geleceğe yönelik ideallerimiz, hayallerimiz üzerine düşünme ve konuşma zamanındayız. Hiçbir şey yapamıyorsak, harekete geçiremiyorsak, bir kenara aklımızda olanları yazabiliriz. Etrafımızdakilerle paylaşabiliriz. Böylelikle söze getirebiliriz.

Cuma günü özgüvenli adımlar atma zamanlarına varıyoruz. Liderler, yönetici figürleriyle ilgili önemli gelişmeler bekleyebileceğimiz, güç ve ego çekişmelerinin öne çıkacağı bir sürece giriyoruz. Sabahın erken saatlerinde ilişkilere dikkat! İlerleyen saatlerinde engellere takılabiliriz. Farkında olalım! Önemli iş ve girişimler için öğle saatleri civarını tercih edebilir, güzel bir ilerleme kulvarı yakalayabiliriz. Akşam saatlerinde iş ve girişimler, finansal konularda yanılgılara açık olacağız, dikkat!

Cumartesi gününü organize etmemiz gereken işlerimiz için kullanabiliriz. İdeallerimiz yönünde cesaretli adımlar atabiliriz. Saat 22:55’te Güneş Boğa burcuna geçiyor. Maddi ve fiziksel güvenceyi sağlama, sağlam ve kalıcı adımlar atma, güvenli ortamlarda ve bulunma arzumuz artmaya başlıyor.

Pazar günü hayallerimiz ve ideallerimiz yönünde aktif olabilir, adımlar atabiliriz. Öğle saatleri sert ve yaralayıcı bir enerji atmosferi var, dikkat! İlişkiler gezegeni Venüs ve sürprizler gezegeni Uranüs arasındaki uyumlu açı gün boyunca etkili olacak. Sevdiklerimize sürprizler yapabiliriz. Kişisel bakım, dekorasyonla, sanatla ilgili konularda girişimler yapabiliriz. Akşam saatlerinde yaşlılarımızı ziyaret edebilir, ihtiyaçlarını giderebiliriz.

Source: Öner Döşer


İlkbaharın meyve ve sebzeleriyle yenilenin

İlkbahar, vücudumuzun da kendini yeniden inşa ettiği bir dönemdir. Çünkü baharın taze meyve ve sebzeleri, sağlıklı bir yaşam sürdürmek için birçok fırsat sunar. Cildimizden bağışıklık sistemimize, sindirim sağlığımızdan zihinsel huzurumuza kadar pek çok alanda fayda sağlar. Eğer siz de bu günlerde sabahları uyanmakta zorlanıyor, kendinizi sürekli yorgun, halsiz ve mutsuz hissediyorsanız, o zaman ilkbaharın doğal eczanesinden yararlanmayı denemelisiniz. Çünkü baharın sunduğu antioksidan zengini besinlerle yapılan yiyecekler, içecekler ve detoks kürleri, vücudunuzu toksinlerden arındırarak, yaz aylarına çok daha mutlu, enerjik ve zinde girmenize yardımcı olur.BOL BOL VİTAMİN VE MİNERALHavaların yavaş yavaş ısınmaya başladığı ilkbahar aylarında market reyonları da renklenmeye ve değişmeye başladı. Tezgâhlarda artık pek çok sağlıklı meyve ve sebze sergileniyor. Örneğin; nisan ayında taze taze tüketilmeye başlanan marul, sofralarda yerini almaya başladı. İçerisinde bol miktarda protein, karbonhidrat, kalsiyum, sodyum, potasyum, B1, B2 ve B6 vitaminleri bulunan semizotunun da zamanı geldi. Domates ve salatalık neredeyse her mevsim evlerimize girer hale geldiyse de doğru zamanlarının mayısta başladığını ve ağustosa kadar devam ettiğini hatırlamakta fayda var. Ayrıca C vitamini bakımından zengin olan çilek ve kivi, en lezzetli halleriyle pazarda yerini aldı. Nisanda hasadı yapılan kırmızı soğanın ise faydaları saymakla bitmiyor. Yaza kadar bolca bulunabilen kırmızı soğanı, salatalarınıza çiğ olarak kullanmayı ihmal etmeyin. Tropik bir meyve olsa da yaygın şekilde bulunabilen ananas da temmuza kadar taze taze sofralarınıza eşlik edecek.SİNDİRİM SİSTEMİ VE BAĞIRSAK SAĞLIĞIİlkbahar sebze ve meyveleri lif bakımından zengin olduğu için sindirim sistemi üzerinde olumlu etkilere sahiptir. Özellikle enginar ve kabak gibi sebzeler, sindirimi düzenler, bağırsak florasını dengeler ve kabızlık gibi sindirim sorunlarını önler. Ayrıca, taze meyveler de doğal şekerleri ve su içerikleriyle sindirimi kolaylaştırır. Bir diğer sağlık deposu bahar sebzesi olan bezelye de vitamin-mineral açısından oldukça zengindir. İçeriğinde yüksek oranda lif bulunan ve leziz tadıyla birçok yemeğin ana malzemesi olan patlıcan da mayıs ve haziran ayı boyunca tezgâhlarda yerini alacak. Vitamin, mineral ve protein bakımından çok zengin bir içeriğe sahip olan bakla zamanı da geldi. Baklanın mevsimi oldukça kısadır. Kurutulmuş iç bakla, yıl boyunca yemeklerde kullanılabiliyor. Ancak tazesi için ilkbahar aylarını kaçırmamanızı öneririm. Sıcak havaların müjdecileri yeşil erik ve çilek de artık gün yüzüne çıktı. Nisan ve mayıs aylarının en sevilen meyvelerinden olan bu ikilinin faydaları ise saymakla bitmiyor. Bu nedenle mümkün olduğunca mevsiminde bu lezzetli meyveleri tüketmeye çalışın.DETOKS ETKİSİ VE VÜCUT TEMİZLİĞİKış aylarında vücutta biriken toksinlerden arınmak, sağlıklı bir yaşam sürmek için son derece önemlidir. Doğanın tüm ihtişamıyla kendini yenilediği bu günlerde, enerjinizi yükseltmek ve daha da önemlisi maruz kaldığınız toksik yükünüzü azaltmak için harekete geçmenizi öneririm. Çünkü vücudunuzu yormayan detoks kürleriyle toksinlerinizden arınabilirsiniz. Ayrıca ilkbahar meyve ve sebzeleri, detoks etkisi yaratan besinlerle doludur. Örneğin; enginar ve kuşkonmaz gibi sebzeler, karaciğeri temizlemeye yardımcı olur ve vücudun toksinleri atmasına destek olur. Salatalık gibi su içeriği yüksek meyveler, vücudun su dengesini sağlamak ve toksinleri dışarı atmak için mükemmel seçeneklerdir.TOKSİN DÜŞMANI DETOKS KÜRLERİÖncelikle detokslar, kontrollü ve bilinçli yapılmadıkları zaman vücut dengesinin ve sisteminin bozulmasına neden olabilir. Özellikle altta yatan ciddi bir hastalığınız varsa, düzenli ilaç kullanıyorsanız ve hamileyseniz kesinlikle detoks yapmayın ve bu tarz kürler uygulamadan önce mutlaka doktorunuza danışın. ‘Detoks uygulamalarından başarılı bir sonuç elde etmek için neler yapılmalıdır?’ konusuyla ilgili ayrıntılı bilgiler için daha önce kaleme aldığım yazıları da okumanızı öneririm. Gelelim, evde yapabileceğiniz basit detoks tariflerine…KIRMIZI RENKLİ DETOKSMalzemeler:-1/3 su bardağı mor lahana-1 kırmızı havuç-Yarım kırmızı elma-Küçük bir parça zencefil-Biraz tarçın-Biraz alkali su-Yarım çay bardağı limonYapılışı:Tüm malzemeleri katı meyve sıkacağında koyun ve sıkın. Elde ettiğiniz posayı atmayın ve detoks suyunun içine ekleyin. Akşamları sadece bunu içebilirsiniz. Posa, sizi hem tok tutacaktır hem de karışımı daha sağlıklı hale getirecektir.TATLI MEYVELERDEN OLUŞAN DETOKS SUYUMalzemeler:-1 su bardağı çilek ve kuşkonmaz (Mor erik, mor üzüm veya böğürtlen de kullanabilirsiniz.)-2 muz-Bir bardak badem veya fındık sütü-2 çay kaşığı tarçın-1 çay kaşığı bal-İsteğe bağlı 1 su bardağı ıspanak da kullanabilirsiniz.Yapılışı:Tüm malzemeleri meyve sıkacağına koyun ve sıkın. Detoks suyunuz hazır.

Source: Buğra Adil Buyrukcu


Otur-kalk testi sağlığımız için hangi ipuçlarını veriyor?

Getty ImagesGünlük olarak aktif bir hayat sürdürmek bu testte yüksek skor almanıza faydalı olabilirBir sandalyeden kalkmak önemsiz bir hareket gibi görünse de, bu hareketi yapabilme yeteneğiniz sağlığınız hakkında oldukça fazla bilgi veriyor.Bunu değerlendirmek için doktorlar otur-kalk testini kullanıyor. Bu test, 30 saniye içinde oturur pozisyondan kaç kez tam olarak ayağa kalkabildiğinizi ölçüyor.Genellikle aile hekimlerinde sağlık sorunlarını değerlendirmek için yapılıyor. Ancak evde de kolayca uygulanabilir.İngiltere Ulusal Sağlık Hizmetlerine (NHS) bağlı Guys and St Thomas Vakfından geriatri (ileri yaş sağlığı) uzmanı ve Kings College Londonda geriatri profesörü olan Jugdeep Dhesi şunları söylüyor:Bu gerçekten çok faydalı bir test çünkü insanların ne kadar iyi işlediği hakkında çok fazla bilgi veriyor. Kas güçleri, dengeleri ve esneklikleri hakkında bilgi veriyor. Ayrıca bazı çalışmalar, bu testin düşme, kalp-damar sorunları ve hatta ölüm riski taşıyıp taşımadığını değerlendirmede yardımcı olabileceğini gösteriyor.Yaşlandıkça insanların karakterleri nasıl değişiyor?Yaşlanmanın faydalarıTesti nasıl yapacaksınız?Evde bu testi yapmak için sırtı düz olan kolsuz bir sandalye ve bir kronometre yeterli.Testi yapmak için sandalyenin ortasına oturun, kollarınızı göğsünüzde çaprazlayıp ellerinizi karşı omuzlarınıza koyun.Sırtınızı dik tutun, ayaklarınız da yere tam bassın.Kronometrenizi başlatın ve tam bir şekilde ayağa kalkıp tekrar oturun. Bunu 30 saniye boyunca tekrarlayın ve kaç kez ayağa kalktığınızı sayın.Test genellikle 60 yaş üstü bireyler için kullanılsa da, daha genç insanlar üzerinde de uygulanıyor.Getty ImagesABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri (CDC) tarafından farklı yaş grupları için ortalama sonuçlar şöyle:60–64: Erkekler için 14, kadınlar için 1265–69: Erkekler için 12, kadınlar için 1170–74: Erkekler için 12, kadınlar için 1075–79: Erkekler için 11, kadınlar için 1080–84: Erkekler için 10, kadınlar için 985–89: Her iki cinsiyet için 890–94: Erkekler için 7, kadınlar için 4Bu ortalamaların altında kalan skorlar, düşme gibi sağlık risklerinin habercisi olabilir.Ancak bu ortalamalar kişinin tıbbi geçmişini göz önünde bulundurmuyor.Örneğin, yakın zamanda ameliyat olmuş bir kişinin puanı doğal olarak daha düşük olabilir.Gençler için de faydalıTest, sağlık sorunu olmayan gençler için de faydalı. Çünkü test alt vücut kas gücü ve dayanıklılığını ölçmek için iyi bir gösterge sağlıyor.İsviçrede yapılan bir çalışmada yaklaşık 7 bin yetişkin STS testine katıldı. 20–24 yaş arasındaki erkeklerin ortalaması dakikada 50, kadınların ise 47 olarak bulundu. Bazı katılımcılar dakikada 72 tekrar yapabildi.Başka bir çalışmada, 21 yaş ortalamasına sahip sağlıklı gönüllülerde, STS testi ile aerobik kapasite arasında güçlü bir ilişki tespit edildi.Düşük test skorları, kişinin ameliyat sonrası veya kanser tedavisi sonrası daha kötü sonuçlar yaşama riski taşıdığını da gösterebilir.Ayrıca kalp ve akciğer fonksiyonlarının iyi çalışmadığını, dolayısıyla kalp krizi, inme veya kalp yetmezliği gibi olumsuz kardiyak olaylar riskinin yüksek olduğunu gösterebilir.Getty ImagesCDCye göre, yaşıtlarının ortalamasının altında kalan bireylerin düşme riski de daha yüksektir.Dhesi bu konuyla alakalı, Asıl endişemiz, insanlar güçlerini, dengelerini, esnekliklerini ve kardiyovasküler sağlıklarını koruyamazlarsa düşme olasılıklarının artmasıdır görüşlerini paylaşıyor.Her yıl 65 yaş üstü kişilerin yaklaşık yüzde 30u düşüyor. 80 yaş üstünde bu oran yüzde 50ye kadar çıkıyor.Bir kez düşen kişiler, tekrar düşmekten korktukları için daha az dışarı çıkıyorlar. Bu da sosyal izolasyona yol açabiliyor.Düşmelerin ciddi sonuçları olabilirDüşmeler özellikle yaşlılar için ciddi yaralanmalara neden olabilir.Dhesi, Düşmeler büyük bir sorun çünkü küçük yaralanmalar, kas yırtıkları ve burkulmaların yanı sıra kalça kırıkları gibi önemli hasarlar da yaratabilir diyor.ABDde her yıl 300 binden fazla insan kalça kırığı yaşıyor.İngilterede de her yıl yaklaşık 70 bin kalça kırığı vakasının yaşandığını belirten Dhesi, Bu kişilerin yaklaşık yüzde 30u bir yıl içinde hayatını kaybediyor diyor.2012 yılında yapılan bir çalışma, STS testinin bir versiyonunun 51–80 yaş arası yetişkinlerde ölüm oranının önemli bir göstergesi olduğunu buldu.Bu testte düşük puan alanların, yüksek puan alanlara göre 6 yıl içinde 5 ila 6 kat daha fazla ölüm riski taşıdığı tespit edildi.Ancak Dhesi, bu testlerin yaşam süresini tahmin etmek için değil, sağlık durumu hakkında fikir vermek için kullanılması gerektiğini vurguluyor:Bu testler, kişinin sağlık sonuçlarını, yaşam kalitesini, bağımsızlığını iyileştirmek ve daha iyi bir yaşam sürmesini sağlamak için ne yapabileceğimizi değerlendirmede önemli. Kendi sağlığınızın sorumluluğunu almanızı sağlayan bir yöntem.İtalyada yaşlılık dönemi 75 yaşında başlıyorYaşlanma süreci nasıl önlenebilir?Performansınızı nasıl artırabilirsiniz?Getty ImagesBahçe işleri gibi faaliyetler genel gücünüzü ve kondisyonunuzu artırmak için öneriliyorDhesiye göre skoru artırmanın en iyi yolu aktif ve hareketli kalmak.Hareket kabiliyeti zorsa, oturarak yapılan egzersizlerle kas gücü artırılabilir. Ardından her 1–2 saatte bir 5 kez ayağa kalkmayı deneyebilirsiniz.Evin içinde yürümek, günde birkaç kez merdiven inip çıkmak da oldukça faydalı.Ayrıca egzersiz derslerine katılmak, hem fiziksel hem sosyal açıdan fayda sağlayabilir. Sosyal izolasyonun sağlığa olumsuz etkileri bilinen bir gerçek.Dhesi tüm bunların yanı sıra ev işleri yapmak, torunlarla oynamak, yerde oturup kalkmak gibi basit günlük aktivitelerin bile faydalı olabileceğini söylüyor.Uzun süre oturduysanız kalkıp esnemek, alışverişe yürüyerek gitmek veya bahçeyle uğraşmak gibi şeyler de yine Dhesinin önerileri arasında.Yaşlandığınızı gösteren 9 biyolojik emare

Source: Bbc Türkçe


Kronik ağrılardan kurtulmanın yolu: Kişiye özel nöral terapi

İstanbul’da yaşayan 52 yaşındaki Melek Genç, yaklaşık 10 yıl önce fibromiyalji tanısı aldı. Yorgunluk, kas ve eklem ağrılarıyla başlayan şikayetleri zamanla migren ataklarına dönüştü. Yıllar boyunca baş dönmesi, mide bulantısı ve istifra gibi belirtilerle hayat kalitesi düşen Melek Genç’e en son vestibüler migren tanısı kondu. Kulak burun boğaz, nöroloji gibi pek çok alanda farklı tedaviler görmesine rağmen sonuç alamayan Genç, Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Sena Tolu ile tanıştıktan sonra nöral terapiye başladı. Uygulanan bütüncül tedavi sayesinde bir yıldır hiçbir atak yaşamayan Genç, “Artık sabahları ağrısız uyanabiliyorum” diye konuştu.AĞRI HAYATLARIN MERKEZİNE OTURUYORFibromiyaljinin çağımızın en yaygın kronik hastalıklarından biri olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Tolu, “Bu hastalık beynin ağrı duyusunu algılamasında oluşan anormalliklerle ortaya çıkar. Yaygın kas ve eklem ağrıları, aşırı yorgunluk, uyku sorunları, baş ağrısı ve konsantrasyon problemleriyle seyreder. Zamanla hastanın yaşam kalitesi büyük ölçüde bozulur. Melek Hanım bize geldiğinde artık çaresiz ve mutsuz hissediyordu. Denemediği tedavi kalmamıştı. Ağrıları zamanla vertigo ve migrene dönüştüğü için hayatı tamamen etkilenmişti. Kimi zaman sabaha kadar acilde kaldığını anlattı” dedi.KİŞİYE ÖZEL TEDAVİ ŞARTNöral terapi uygulamasıyla kısa sürede sonuç aldıklarını belirten Doç. Dr. Tolu, “İkinci seanstan itibaren tüm belirtilerinde belirgin azalma gördük. Uyku problemleri, şiddetli baş ve sırt ağrıları, yorgunluk gibi şikayetler geriledi. Başta sık uyguladığımız bu yöntemi şu anda aylık seanslarla sürdürüyoruz. Hasta daha önce ağrıları nedeniyle yurt dışı planlarını ertelemişti. Artık bu planlarını rahatlıkla yapabiliyor” ifadelerini kullandı.BU HASTALIK ÇARESİZ DEĞİLFibromiyaljinin umutsuzlukla değil, doğru yaklaşımla ele alınması gerektiğini belirten Doç. Dr. Sena Tolu, “Bu hastalık çaresiz değil. Önemli olan, tedavinin kişiye özel planlanması. İyi bir fizik muayene, ayrıntılı hasta öyküsü ve geçmiş tedavilerin değerlendirilmesi bu süreçte kritik öneme sahip. Nöral terapi ve benzeri alternatif yöntemleri doğru kişilere, doğru şekilde uyguladığımızda çok olumlu sonuçlar alabiliyoruz” şeklinde konuştu.YILLARCA ATAKLARLA YAŞADI, HAYATTAN KOPTUMigren ve vertigo ataklarının hayatını durma noktasına getirdiğini anlatan Melek Genç, “Fibromiyalji tanısından sonra hastalığı çok net bilmediğim için sadece ağrılarım vardı. Sonra bu durum migren ataklarına dönüştü. Baş dönmesi, mide bulantısı ve aşırı istifra yüzünden hayatla ilişiğim kesildi. Sadece temel ihtiyaçlarımı karşılayabiliyordum. Vertigo tanısıyla başlayan süreçte yaklaşık 7 yıl boyunca farklı tedaviler gördüm, kulak burun boğazdan nörolojiye birçok branşa başvurdum. Ancak sonuç alamadım” şeklinde konuştu.BU SENE HİÇ ATAK YAŞAMADIMYaşadığı şikayetlerin mevsim geçişlerinde daha da şiddetlendiğini dile getiren Genç, “Ekim’den Mayıs’a kadar günlük hayatımı sürdüremeyen biriydim. Son olarak Sena Hanım’la tanıştım. Bana fibromiyalji hastalarında otonom sinir sistemi bozukluğu olduğunu ve nöral terapiyle bunun dengelenebileceğini söyledi. İlk seanslardan itibaren ataklarım azalmaya başladı. Bu sene hiçbir bulantı, kusma, baş ağrısı, baş dönmesi yaşamadım. Sabahları daha enerjik kalkıyorum” ifadelerini kullandı.

Source: