65 yıllık hasret sona erdi: Marcus Aurelıus heykeli Türkiye’ye teslim edildi
Cleveland Sanat Müzesi koleksiyonunda yer alan ve Marcus Aurelius’u bir filozof olarak betimleyen nadir bronz eser, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yürüttüğü uzun soluklu diplomatik, hukuki ve bilimsel çalışmalar neticesinde Türkiye’ye kazandırıldı.Müjdeli haberi sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla duyuran Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, şu ifadelere yer verdi:“MARCUS AURELİUS AİT OLDUĞU TOPRAKLARA DÖNÜYOR 1960’lı yıllarda Boubon Antik Kenti’nden yasa dışı yollarla yurt dışına çıkarılan ve Roma İmparatoru Marcus Aurelius’u filozof kimliğiyle betimleyen eşsiz bronz heykel, 14 Nisan 2025 tarihinde Cleveland Sanat Müzesi’nde düzenlenen törenle resmen Türkiye’ye iade edilmiştir.Yaklaşık 65 yıl süren bilimsel, hukuki ve diplomatik girişimlerin ardından, Marcus Aurelius’un heykeli nihayet ait olduğu Anadolu topraklarına dönmektedir.Söz konusu eser, Türkiye’ye getirilişinden önce, üç ay süreyle Cleveland Sanat Müzesi’nde özel bir sergi kapsamında ziyaretçilerin ilgisine sunulacaktır. Temmuz ayında ise ülkemizde, kendi kültürel bağlamı içerisinde yeniden hayat bulacaktır.Böylelikle, Marcus Aurelius’un uzun yolculuğu, ait olduğu topraklarda son bulmuş olacaktır.”Teslim töreninin ardından, eser Türk ve Amerikan kurumları arasındaki iş birliğini vurgulamak amacıyla Cleveland Sanat Müzesi’nde üç ay süreyle özel bir sergide yer alacak. Heykelin Temmuz 2025’te Türkiye’ye getirilerek ait olduğu topraklara kavuşması bekleniyor.BOUBON’DAN CLEVELAND’A UZANAN KAÇAKÇILIK HİKÂYESİ Marcus Aurelius heykeli, 1960’lı yıllarda Burdur’daki Boubon Antik Kenti’nde gerçekleştirilen izinsiz kazılar sonucu gün yüzüne çıkarılmış, ardından yasa dışı yollarla Türkiye dışına çıkarılmıştı. 1980’li yıllardan itibaren Cleveland Sanat Müzesi koleksiyonuna dâhil edilen eser, Türkiye tarafından onlarca yıl süren titiz takibe konu oldu.Boubon kökenli eserler, Prof. Dr. Jale İnan’ın öncülüğünde yapılan akademik çalışmalarla uluslararası kamuoyunun gündemine taşınırken, 2021 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın New York Manhattan Bölge Savcılığı ve ABD İç Güvenlik Soruşturmaları Birimi (HSI) ile kurduğu iş birliği sürecin seyrini değiştirdi. Bu iş birliği sayesinde Lucius Verus, Septimius Severus ve İmparator Caracalla’ya ait heykellerin de aralarında bulunduğu çok sayıda Boubon kökenli eser Türkiye’ye kazandırıldı.BİLİMSEL KANITLARLA GELEN ADALET Heykelin Boubon Antik Kenti’ndeki Sebasteion yapısına ait olduğu; arkeolojik bulgular, akademik yayınlar, tanık ifadeleri ve bakanlık arşivlerinden elde edilen belgelerle bilimsel olarak ortaya kondu. Bu bulgular ışığında, Manhattan Bölge Savcılığı ve HSI 2023 yılında heykele el koydu.Cleveland Sanat Müzesi’nin kaygılarını gidermek amacıyla 2024 yılında Türk ve Amerikalı uzmanlarca ortak çalışmalar yürütüldü. Heykelin silikon ayak kalıplarının Boubon’daki kaidelerle birebir uyum göstermesi, ayrıca Almanya’daki Curt Engelhorn Arkeometri Merkezi’nde yapılan analizlerin eserin uzun süre Boubon’da toprak altında kaldığını doğrulaması, iade kararını pekiştirdi.ULUSLARARASI İŞ BİRLİĞİNDE ANLAMLI BİR BAŞARI Cleveland Sanat Müzesi, Türkiye’nin sunduğu kapsamlı bilimsel veriler karşısında etik ve yapıcı bir yaklaşım sergileyerek eserin iadesini kabul etti. Marcus Aurelius heykelinin Türkiye’ye dönüşü, kültürel mirasın korunması adına uluslararası düzeyde örnek bir iş birliği modeli olarak öne çıkıyor.Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı’nın da hazır bulunduğu teslim töreni, kültürel adaletin tesisi ve tarihî eser kaçakçılığıyla mücadelede diplomatik, hukuki ve bilimsel iş birliğinin gücünü bir kez daha ortaya koydu
Source: Gazetevatan.com
Şam”da savaş sonrası barışa duyulan özlem sergiyle sanatseverlere anlatılıyor
Şam”ın merkezinde 5 Nisan”da açılan ve 30 sanatçının eserlerinin yer aldığı sergide, “hoşgörü” ve “bağışlama” temaları işleniyor.
Geleneksel galeri ortamlarının dışında inşaat halindeki bir mekanda düzenlenen sergi, savaş sonrası barışa duyulan özlemi sanat yoluyla ifade eden güçlü mesaj niteliği taşıyor.
Mekan seçimiyle sanatçılar, yeniden inşanın sadece yapılarla değil, insanla başlaması gerektiğini vurgulamak istiyor.
Bazı eserlerin özel ışıklandırma ve karanlık ortam gerektirmesinden dolayı akşam saatlerinde düzenlenen sergi, 18 Nisan”a kadar ziyaretçilerini ağırlamayı sürdürecek.
“Sanatın gücüne inanıyorum ve bu gücün meyvelerini gelecekte mutlaka göreceğiz”
Medad Görsel Sanatlar Derneğinden Mervan Teyyara, AA muhabirine, çağdaş sanat çalışmalarının bölgede az görüldüğünü, genç Suriyeli sanatçıların hem geleneksel değerlere bağlı hem de yenilikçi eserler ortaya koyduğunu söyledi.
Teyyara, sergi fikrinin 25 Aralık”ta şekillenmeye başladığını ve ilham kaynağının Kur”an”daki, “Ve kalplerini uzlaştırdı; şüphesiz O, Aziz”dir, Hakim”dir.” ayeti olduğunu belirtti.
“Hoşgörü” kavramının genellikle din ve felsefe kitaplarında yer bulduğunu dile getiren Teyyara, serginin, genç sanatçılara bu kavrama kişisel yorum getirme fırsatı sunduğunu ifade etti.
Sanatın Suriye”nin yeniden inşasının, özellikle de insanın yeniden inşasının ön saflarında olması gerektiğini söyleyen Teyyara, şunları kaydetti:
“Bu uzun yolda sadece bir taş olabiliriz ama sanatın etkisi zamanla ortaya çıkar. Genç sanatçılar birbirlerini özgürce izleyip ilham alıyor. Medya da etkinliği güzel yansıttı. Sanatın gücüne inanıyorum ve bu gücün meyvelerini gelecekte mutlaka göreceğiz.” diye konuştu.
Teyyara, serginin mesajını şu sözlerle özetledi:
“Bir sanat eseri şöyle diyor: “Yazımı toprağa ekiyorum, korkmuyorum.” Bu çok güçlü bir mesaj. Şoför işini yapar, doktor hastasını iyileştirir, mühendis inşa eder, asker savunur, sanatçı ise hepsini bir arada yapar; aktarır, iyileştirir, besler, savunur, tüm bunları sanatla yapar.”
“Sanat, geleceğe dair umut sunuyor”
Sergiyi çocuklarıyla ziyaret eden eğitimci Zeyneb Biyyaa da sanat ortamının kendisine umut verdiğini söyledi.
Beyyaa, “Bugün buraya sanatın atmosferini yaşamak, eserleri ve sanatçıları görmek için geldim. Gerçekten çok etkileyici işler var. Bazı eserler doğrudan hoşgörüyü teşvik ediyor. Sanat, geleceğe dair umut sunuyor. Genç sanatçılar bizim için umut ışığısınız.” dedi.
Toplumda sanata eskiden yeterince değer verilmediğini ancak artık bu algının değişmeye başladığını vurgulayan Beyyaa, “Sanat artık daha görünür oldu. Bu sergide bunu net şekilde gördük.” ifadesini kullandı.
Savaşın izlerinin hala taze olduğunu hatırlatan Beyyaa, sanatın bu izleri silmede önemli rol üstlenebileceğini belirtti.
Beyyaa, “Kötü günleri geride bırakmalıyız. Gördüğüm bir eserde siyah ve beyaz iki figür vardı. Siyah kötülüğü, beyaz iyiliği temsil ediyordu. Dedim ki, “Siyahı unutalım, beyazda kalalım.”” diye konuştu.
Sanatın hoşgörü mesajını güçlü şekilde taşıyabildiğini dile getiren Beyyaa, “Sanatçılar bu mesajı çok net şekilde aktarabiliyor. Biz de bu mesajın topluma ulaşmasına destek olmalıyız çünkü bugün en çok ihtiyacımız olan şey hoşgörü.” dedi.
“Sanat sadece estetik değil, aynı zamanda yeniden inşanın bir parçası”
Güzel Sanatlar Fakültesi mezunu sanatçı Delaa Lembo da “Birikim” başlıklı eseriyle katıldığı sergide, çalışmasını şöyle anlattı:
“Her zaman birilerine bir şeyler vermeye çalışan kişiler ise mum gibi yanıyor; aşk, o mumun alevi. Alev mumu eritiyor ama karşılığında yeni yol, temiz ve saf gelecek yaratıyor. Mum bitse de geride etkisi kalıyor. Böylece sanatçının rolü, umudu ve yeniden doğuşu simgeliyor.”
Eserini dört farklı tablo üzerinden kurgulayan Lambo, her birinin insan hayatındaki farklı evreyi yansıttığını kaydetti.
Ziyaretçilerin her tabloda kendilerinden bir parça bulduğunu ve duygusal bağ kurduğunu dile getiren Lambo, “Sanat sadece estetik değil, aynı zamanda yeniden inşanın bir parçasıdır. Ülkemizin bugün hem insanı hem de toplumu yeniden inşa etmeye ihtiyacı var. Sanat, bu sürecin öncüsüdür.” ifadelerini kullandı.
Sanatın nefret söylemine karşı güçlü araç olduğunu savunan Lambo, “Sanat, insanları bir araya getirmenin, duygularını ifade etmenin ve toplumsal diyaloğu geliştirmenin en etkili yollarından biridir.” şeklinde konuştu.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
Genç yönetmenin büyük başarısı
New York ta New School da drama ve film yapımcılığı bölümünde eğitim alan genç yönetmen Naz Tokgöz, kısa filmi Krizalit ile dikkat çekiyor. New York taki tez projesi olarak başlayan filmin hikayesini Türkiye ye taşımaya karar verdiğini söyleyen 22 yaşındaki genç yönetmen, Bu noktada proje tam ölçekli bir prodüksiyona dönüştü. İnanılmaz bir ekip ve iki yapım şirketinin iş birliğiyle, bu tutku projesini çok sınırlı bir bütçeyle hayata geçirmeyi başardık. Bu da bizim için büyük bir gurur kaynağı. Bu film, iki kıtada anlatılmak istenen bir hikâyeden ilham alan bir ekibin sıkı çalışmasının ürünüdür diyor. Filmi 2024 yazında, sadece iki haftalık bir hazırlık sürecinin ardından, İstanbul da Cihangir, Üsküdar, Beyoğlu ve Kadıköy de yalnızca dört günde çektiklerini söyleyen Naz Tokgöz şöyle devem ediyor: Film, hem güzel hem de karmaşık bir şehir olan İstanbul da aşk ve topluluk temalarını keşfediyor. İstanbul, her köşede dostlukların filizlendiği bir yer olsa da, aşkı sınırlandırmak için duvarlar inşa ediyoruz. Krizalit, topluluğumuzda ve büyürken hayranlık duyduğum şehirde aşkın merkeziliğini, iki genç kadının gözünden yansıtmayı amaçlıyor. Tokgöz ün kısa filmi Krizalit aralarında New York International Film Awards, Indie Short Fest, Independent Shorts Awards, IndieX Film Fest ve Los Angeles International Short Film Festival gibi prestijli festivallerin de olduğu birçok kısa film festivalinde ödüller kazandı. Naz Tokgöz, New York ta Off-broadway performanslarında ve Manhattan Theatre Club da yönetmenlik ve oyunculuk alanında çalışmalarını sürdürüyor.
Source: Habertürk
Kadın Yönetmenler Festivali”nde finalistler açıklandı
Kadın Yönetmenler Derneği tarafından düzenlenen 8. Uluslararası Kadın Yönetmenler Festivali, 5-10 Mayıs 2025 tarihleri arasında İzmir’de sinemaseverlerle buluşuyor. Yönetmen Aysim Türkmen, müzisyen ve Akademisyen Prof. Berrak Taranç, sinema yazarı Banu Bozdemir, Dr. Öğr. Üyesi Dilaver Bayındır, Akademisyen ve yönetmen Doç. Dr. Hilal Süreyya Yılmaz, Dr. Öğr. Üyesi Ebru Özyurt, yer aldığı ön jüri, yarışma ve gösterim için 30 ülkeden 94 film belirledi. Filmler, Institut Français İzmir, İzmir Sanat, Casa Italia’da sinemaseverler ile buluşacak. “Göründüğü Gibi Değil” sloganıyla, Türk Tuborg A.Ş. ana sponsorluğunda, gerçekleştirilen festivalin detaylı programı ve Dünya Panorama seçkisi ilerleyen günlerde açıklanacak. 35 film dünyada ilk kez, 58 film ise Türkiye’de ilk kez gösterilecek. Kadın sinemacıların yaratıcılığını, direncini ve dünyaya bakışını görünür kılmayı amaçlayan festival, farklı coğrafyalardan, kültürlerden ve hikâyelerden beslenen 94 filmle kadın yönetmenlerin anlatı gücüne alan açıyor. Gösterimlerin yanı sıra, atölyeler, paneller, söyleşiler ve özel bölümlerle dolu bir program izleyiciyi bekliyor. Bu yıl da devam edecek olan, Megapol Kültür Merkezi sponsorluğunda, Institut français İzmir ve Goethe-Institut iş birliğiyle “İzmir’den Karakter Yaratmak” Proje Geliştirme Atölyesi, genç yönetmenlerin yaratıcı projelerini geliştirmeleri için ilham verici bir alan sunarken, İzmir in kültürel mirasını sinema ile buluşturmayı amaçlıyor. Festival, kadınların hikâyelerini sinema aracılığıyla daha geniş kitlelere ulaştırmayı ve sinema sektöründeki eşit temsiliyet mücadelesine katkı sunmayı sürdürüyor. 2018 yılında başlayan festivalin direktörlüğünü bu yıl da kurucu direktör Gülten Taranç ve Onursal Başkanlığını Av. Sema Pekdaş üstleniyor. ULUSAL VE ULUSLARARASI YARIŞMALAR 67 ülkeden 475 başvurunun gerçekleştiği 8. Uluslararası Kadın Yönetmenler Festivali kapsamında 8 kategoride film yarışmalarında 35 film dünya prömiyerini, 58 film ise Türkiye prömiyerini gerçekleştirecek. Ayrıca Siyad tarafından Siyad En İyi Kısa Film ve En İyi Belgesel ödüllerinin verileceği Dünya Panoraması ve yarışma bölümleri ile toplamda 30 ülkeden 94 film izleyici ile buluşacak. ALTIN MAKARA ULUSAL UZUN METRAJ FİNALİSTLERİ 2025 Gökşin Doğa Egesoy İkarus Türkiye Belkıs Bayrak Gülizar Türkiye Cemile Kırmızı Karadaş Benimle Maviden Konuş Türkiye Özlem Çıngırlar Kayıtsız Türkiye Ayçıl Yeltan Fidan Türkiye Serpil Altın Bir Zamanlar Gelecek: 2121 Türkiye ALTIN MAKARA ULUSLARARASI UZUN METRAJ FİNALİSTLERİ 2025 Aızhan Kassymbek Madina Kazakistan Yana Lekarska Because I Love Bad Weather Bulgaristan Afef Ben Mahmoud, Khalil Benkirane Backstage Katar Marie-Magdalena Kochová The Other One Çekya Hairong Tian My World Without Me Çin KISA CANDIR ULUSAL FİNALİSTLER 2025 Tuvana Simin Günay Dank Türkiye Selin Öksüzoğlu Adieu Tortue Fransa Berna Sitera Değirmen Protokol Türkiye Deniz Büyükkırlı Tavuksuyuna Çorba Türkiye Emine Uysal Berger, Özgür Ceylan Gukla Türkiye Ecre Begüm Bayrak Kurtlar Türkiye Hazal Beril Cam Sinek Gibi Türkiye Ece Dizdar Mükemmel Türkiye KISA CANDIR ULUSLARARASI FİNALİSTLER 2025 Christine Grulois Like A Cloud Belçika Ngozi Onwurah Neighborhood Alert Abd Anabel Díez, Luis Centurión Autumn İspanya Maria Melenevskaya Give A Way Rusya Victoria Warmerdam I m Not A Robot Hollanda Ipek Sertöz Homeplanet Almanya Marine Auclair March Blue Land İspanya Mana Pakseresht Choliboli İran Selma Cervantes Sweatshop Girl Meksika Ingrid Perez Lopez Tomorrow Kolombiya ULUSAL KAMERAGÖZ BELGESEL FİNALİSTLERİ 2025 Arwa Damon, Binnur Karaevli Seize The Summit Abd Aylin Kuryel, Raşel Meseri Şehir Ve Mesih Türkiye Aslı Akdağ Annemin Mucizesi Türkiye Didem Tütüncü Sınırdaki Kanatlar Türkiye Ebru Erke Mama Turkey Türkiye Fatma Karakuş Kaçmaz Kadranı Olmayan Saat Türkiye Ebru Aksoy Bu Sokaktan Geçer Miyim Türkiye ULUSLARARASI KAMERAGÖZ BELGESEL FİNALİSTLERİ 2025 Marzena Sowa The Godmother Belçika Nadina Dobrowolska Out Of Sight, By The Forest Polanya Roya Sadat The Sharp Edge Of Peace Abd Els Moors, Dominique Henry Notre Kanaal Belçika Luka Yuanyuan Yang Chinatown Cha-Cha Abd Elena Laskari Do I Really Have To Die? Kırgızistan Belinda Lloyd To Thank The Room Avustralya Marianna Fumai Sisters İtalya Sarah Anne Gross Grains Of Sand Almanya Maryam Elhamian, Mostafa Hajighasemi Khalaj Family (How A Woman Struggles To Survive) İran Beatriz Balsini Prates Despite Brezilya ULUSLARARASI ANİMASYON FİNALİSTLERİ 2025 Lee Whitmore Travels On My Donkey Avustralya Miriam Muraca Choices&Changes İtalya Ada Güvenir As If It Could Belçika Luo Dandan Boudoir Doll Çin Cynthia Levitan Pietra Portekiz Didar Uluğ You Made It! Türkiye Ramak Amin Kazemi Paper Flowers İran Esther Casas Roura Flocky İspanya Özlem Baykuş Rezzan Türkiye Chelo Loureiro Go My Way İspanya ULUSLARARASI DENEYSEL FİNALİSTLERİ 2025 Devina Sofiyanti Whispers Of Exiles Endonezya Priya Sircar Murmuration Abd Narges Elahi Fish Dance İran Elham Farashah Butterfly Dream İran Gizem Tataroglu Cargo Kanada Yiyao Zhang Persimmon Sonata Abd Jiaying Jing Liminal Abd Carina Pierro Corso Wildflower Portekiz Nebiye Arı My Struggle Türkiye Marta Arjona, Maite Blasco Dolors İspany
Source: Habertürk