CHP”nin İmamoğlu projesi

CHP”nin İmamoğlu projesi

Çünkü Özgür Özel ve beraberindekiler krizi düzgün yönetemiyor. Hatta CHP yönetimi, bir krizin varlığının farkında mı o bile tartışılır!

Demokratik sistemde bir siyasi partinin belediyeleri hakkında bunca yolsuzluk ve terör iddiası gündeme geliyorsa bu bir krizdir. Üstelik bunların arasında en büyük şehri yöneten belediye başkanı da var. Son yirmi yıllık siyasetini “onlar çalıyor, biz çalmayacağız” üzerine kuran ana muhalefet partisi için bundan daha ağır bir kriz ne olabilir ki?

Peki CHP’nin kriz karşısındaki farkındalığının sıfır olduğunu nereden anlıyoruz?

CHP, şüpheli belediye başkanının üzerine gelen yolsuzluk ve terör soruşturmasından kendini korumak için hiçbir hamle yapmıyor. Aksine, adeta taşa kafa atıyor, savcıların Türkiye’nin en büyük mali suç dosyasında çete başı olmakla suçladığı adamı Cumhurbaşkanı adayı ilan ediyor.

Üstelik gerek şart olan üniversite diploması bile yokken!

Oysa kurumsal itibarını ve siyasi ağırlığını korumak isteyen bir parti, -her ihtimali göz önünde bulundurarak- şaibe bulaşan tipler ile arasına mesafe koyar. O tipleri savunsa bile onlarla özdeşleştirilmemeye dikkat eder, yapacağı savunmanın siyasi alanı kirletmemesine özen gösterir.

CHP ise İmamoğlu gözaltına alındığı günden beri tam aksini yapıyor. Kendini İmamoğlu ile özdeşleştiriyor, olası suçun kendisine de bulaşması için elinden geleni yapıyor.

İmamoğlu’nun göz göre göre, sırf cezadan kaçmak için, garabet bir şekilde Cumhurbaşkanı adayı olarak açıklanması da benze bir sorumsuzluğa denk düşüyor.

Bakın İmamoğlu projesinin aslı nasıl:

Şehri kötü yönetiyor

Seçimlere üç yıl var.

Diploma yok.

Kamuoyu araştırmalarında birinci isim olarak çıkamıyor, rakibinden fark yiyor.

Şimdi bir de üstüne bir çuval yolsuzluk, hırsızlık, çete ve terör iddiası geldi….

Böyle bir şahıs neden ısrarla cumhurbaşkanı adayı yapılmak istenir?

Çünkü CHP’nin derdi, seçim kazanmak, iktidara gelmek, bu yolla halka hizmet etmek değil…

Konunun, -hep olduğu gibi- CHP’nin bir iç kavgası, içerideki iktidara yönelik bir mücadele olduğu anlaşılıyor….

CHP’nin krizinin kökeni siyasi değil, adli ve kriminal. Yani, İmamoğlu hakkındaki davalar başka şey, onların siyasete yansıması başka…

Ancak CHP kurmayları, kriminal temeli görmezden geliyor, konuyu baştan sona politikleştiriyor. Oysa suç davaları, sokaklarda veya sosyal medyada değil mahkemede kazanılır.

Bu kadar angaje olduğu için riskler en çok CHP’yi etkiliyor. Yarın İmamoğlu iddiaların birinden bile suçlu bulunursa, ilk açığa düşmüş olan CHP olacak. Ya sonuna kadar inkar edecek veya eriyip gidecek.

Öte yandan CHP’nin yöntemleri de bir bütün olarak çok sorunlu.

Meşruiyeti sorunlu sokak çağrıları,, karşılık bulmayan boykot ilanları, gerçeklikten uzak inkar siyaseti ve en vahimi yabancılara Türkiye’yi şikayet…

Özgür Özel, Londra tefecileri ile Türkiye’deki sokak lümpenleri arasında bir bağ tesis etmeye çalışıyor. Başarılı olabilir mi? Ne kadar başarılı olabilir bugünden bilemeyiz… Ama muhtemel bir başarının CHP’ye değil, tefecilere ve lümpenlere yarayacağı açık.

Source: Gaffar Yak