“Siber Güvenlik Gündemi – Suç, İhlaller ve Çözümler”

Kuyumcu çalışanını öldürüp 13 kilo altınla kaçtı!

Teknolojinin gelişimi hayatımızın her alanında büyük etki yarattı. Bu gelişim Türk polisi için de önem arz etti. Örneğin işlenen birçok cinayet, gasp ve benzeri polisiye olaylarda en etkin çalışma güvenlik kamera kayıtları oldu. Neredeyse her iş yerinde ve sokakta güvenlik kamerası bulmak mevcut. Olayların çözümünde elde edilen kamera görüntülerinin desteği gözle görülür şekilde fark ediliyor. Güvenlik kamera görüntülerinin henüz yoğunlaşmadığı ve hatta bulunması zor olan dönemlerde yapılan polislik, filmleri aratmayan çalışmalarla dolu. Andrea Camilleri’nin unutulmaz eseri Komiser Montalbano’nun pabucunu dama atan olaylardan biri de 2001 yılında İstanbul’da yaşandı. GÜNE CİNAYET İHBARI İLE BAŞLANDI Tarih yaprakları 8 Şubat’ı gösteriyordu. İstanbul güne soğuk bir sabahla başladı. İşe gidiş yoğunluğunun yaşandığı saatlerde, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün telsiz kanalında hareketlilik vardı. Haber merkezi 80 156 merkez olay yerine vardınız mı çok acil bilgi verin dedi. Kısa bir süre sonra 80 156 kodlu polis ekipleri Merkez olay yerindeyiz. Olay yeri bir kuyumcu dükkanı bir ex şahıs var. Çevre güvenliğini aldık gerekli birimleri yönlendirir misiniz dedi. Bu telsiz konuşmasının ardından önce olay yeri inceleme ekiplerine talimat verildi. Ardından Asayiş Şube Müdürlüğü kanalında 45 26 merkez çok acil Laleli ye geçin 240 konusu gerçekleşmiş denildi. 45 26 kodlu polis ekibi cinayet masasının önemli ekiplerinden biri olan Cevat Sade ile Mustafa Bayram’dan oluşuyordu. 240 kodu ise cinayet vakası gerçekleşmiş anlamını taşıyordu. KUYUMCU ÇALIŞANI ÖDÜRÜLDÜ Cinayet uzmanı emekli polis memuru Mustafa Bayram gelen telsiz anonsuyla birlikte Laleli’ye verilen adrese doğru gittiklerini belirterek Cinayet masasının tecrübeli isimlerinden Cevat Sade ile birlikte olay yerine gittik. Olay yerine gittiğimizde, kuyumcu dükkanının soyulduğunu ve kuyumcu çalışanın ise öldürüldüğünü gördük. Olay yeri inceleme çalışmasını yaptıktan sonra biz de olay yerini incelediğimizde büyük bir boğuşma yaşandığını gördük. Tezgah dağılmıştı ve yerde kavgada kullanılan bazı materyaller de gördük. dedi. KIRIK GÖZLÜK DİKKAT ÇEKTİ İki dedektif olay yerini titizlikle inceledi. Olay yeri bir kuyumcuydu. Ancak şöyle bir durum vardı iş yerinin, kuyumcu dükkanın üstü giyim yeriydi. Hemen öldürülenle ilgili bilgiler alındı. 28 yaşındaki İsmail, katiliyle büyük bir boğuşmaya girmişti ancak aldığı bıçak darbeleri onu etkisiz hale getirmişti. Saldırgan sadece bıçakla saldırmamıştı. Elektro şok cihazı ile de saldırmıştı. Olay yerinde elektro şok cihazı da bulunmuştu. Olay yerinde kırılmış bir gözlük de dikkat çekti. GÖZLÜĞÜ KATİL DÜŞÜRMÜŞ Cinayet uzmanları Cevat Sade ile Mustafa Bayram, iş yeri sahibi ve diğer çalışanların bilgisine başvurdu. Alınan bilgilere göre, İsmail her sabah iş yerine 2 saat önce erken gelerek önce temizlik yapıyor. Sonra tezgahı hazırlayıp ardından dükkanı açacağı saat 09.00’a kadar çay içmek için karşı çay ocağına geçiyordu. İş yeri sahibine göre 13 kiloya yakın altın çalınmıştı. Bayram şöyle devam etti; Biz çalışanlara ve iş yeri sahibine olay yerinde bulunan malzemeleri sorduk. Hani çalışana ait mi diye, elektro şok aleti ve miyop gözlük çalışana ait değildi. Yani bu malzemeler katile aitti. Katil miyop gözlük kullanan biriydi.” BU GÖZLÜK SAHİBİ BİR GÜN ÖNCE DÜKKANA GELDİ Gözlüğü iş yeri çalışanlara gösterdiklerini anlatan Bayram “Kuyumcu dükkanının üstündeki giyim bölümündeki çalışan bize önemli bir ip ucu verdi. Bu gözlüğü dün dükkana gelen bir müşterinin gözünde gördüğünü söyledi. Gözlük yüksek derecede miyop gözlük olduğu için dikkat çeken bir gözlüktü. Çalışan kadın Rus uyrukluydu, bize dün Ukrayna uyruklu bir erkeğin bugün için kıyafet siparişi verdiğini söyledi. Biz bunu duyunca tabii olayın planlı bir soygun olduğunu anladık. şeklinde konuştu. KEŞİF YAPARAK OLAYI GERÇEKLEŞTİRDİ Elde edilen bu bilgiye göre, yabancı uyruklu katil, olaydan bir gün önce hatta başka günlerde de keşif yapmıştı. Yaptığı keşiflerde, İsmail’in her gün dükkanı erken açtığını görmüş ve planını buna göre yapmıştı. Bu yüzden içeriyi görmek için de giyim bölümüne geçerek sözde müşteri kılığına girip sipariş vermişti. Peki bu katil zanlısı kimdi ve nasıl yakalanacaktı? Bunun cevabını Cevat Sade ile Mustafa Bayram’ın yapacakları çalışmalar verecekti. ROBOT RESİM ÇİZİLDİ Bayram hemen çalışan kadını şubeye götürdüklerini belirterek Kadına robot resim çizdirdik. Ve hemen bu robot resimleri sınır kapılarına gönderdik. Katilin kaçabileceği ihtimali üzerine sınır kapılarını, denizden havadan ve karadan hepsini uyardık. Ayrıca 13 kilo altını almıştı ve onu bozabilecek tüm yerleri de mercek altına aldık. Ardından o bölgede bulunan Ukrayna uyruklu kişileri tek tek bularak incelemeye aldık. Ancak bizim adam ortalarda yoktu. Robot resimleri de gösteriyorduk ancak tanıyan olmuyordu. ifadelerini kullandı. “ROBOT RESMİ GAZETEYE VERDİK” O dönem sosyal medya yoktu. En önemli araç gazeteler ve televizyondu. Katilin yakalanması için amansız bir çalışma başlatılmıştı. Cinayet dedektifleri katili yakalamak için akıllarına gelen her türlü ihtimali değerlendiriyordu. Bayram bunun için şöyle bir fikirleri olduğunu anlattı; “Biz bu robot resmi gazeteye ve televizyona vererek gören veya tanıyan kimse varsa polise ihbarda bulunmasını istedik. En güçlü aracımız basındı. Çalışmalarımıza devam ederken, Laleli’de bunu tanıyan yabancı uyruklu birini bulduk. Bize kaldığı evi gösterdi. Biz eve baskın düzenledik. Ancak bu evden ayrıldığını gördük.” dedi. TAKSİM’DE İZ SÜRMEYE BAŞLANDI Eli boş dönülse de bu önemli bir baskındı. En azından şüphelinin ismine ulaşılmıştı. İsim üzerinde de çalışma yaptıklarını anlatan Bayram Cevat abimizle yoğun bir mesai harcadık. Ve bu adamın Taksim’de bir evde saklandığı izine ulaştık. Ama hangi sokak hangi ev bilmiyordum. En azından çemberi giderek daraltıyorduk. Bu izler bizi trans bireylerin yaşadığı sokağa götürdü şeklinde konuştu. YAKALANDI ALTINLARDA BULUNDU Alan daralmaya başlanmıştı. Şüpheli ile ilgili yeni detaylar da elde edilmişti. Ukraynalı katil zanlısı, evliydi İstanbul’a eşiyle birlikte gelmişti. Ve eşiyle birlikte saklanıyordu. Taksim’de trans bireylerin yaşadığı sokakta gece gündüz çalışmalar yapıldı. En son bir evi tespit ettiklerini belirten Bayram şöyle devam etti; “Cevat abimizle operasyonu düzenledik. İçeri girdik polis diye bağırdık. Burası da boş çıkabilirdi. Ancak çıkmadı. Şüphelimizi yakaladık. Altın dolu çuvalı da bulduk. Onu ve eşini gözaltına alarak şubeye götürdük dedi. KORKUDAN ALTINLARI SATAMAMIŞ Yapılan çalışmalarda olayın detayları da ortaya çıktı. Olay tam iki deneyimli dedektifin düşündüğü şekilde oldu. Detaylara göre Laleli’de kuyumcu soymayı düşünen şüpheli, önce bunun için dolaşmış ve İsmail’in çalıştığı bu kuyumcu dükkanına gelmiş. İsmail’in erken saatte dükkana geldiğini ve geldiği saatlerde kimsenin olmaması onun bu soygunu yapmayı düşündürdü. DETAYLAR ORTAYA ÇIKTI Bunu için de bir plan yaptı. Plana göre olaydan önce içeri girerek bir bölümü kıyafet dükkanı olan iş yerinde bir gün sonrası için birkaç sipariş verdi. Bu siparişe kuyumcu da çalışan İsmail de şahit oldu. İsmail diğer gün erken saatte dükkana geldi. Tezgahı hazırlarken, kilitli tuttuğu kapıda şüpheliyi gördü. Bir gün öncesi gelip sipariş veren müşteri olduğu için rahatlıkla kapıyı açarak giyim bölümünün daha açılmadığını söyledi. Bilmiyormuş gibi yapan şüpheli birden İsmail’e elektro şok cihazı ile saldırdı. İsmail saldırıya karşılık verdi. Bunun üzerine yoğun bir boğuşma yaşandı. Saldırgan bu kez bıçakla İsmail’e defalarca vurarak onu etkisiz hale getirdi. Ve yanında getirdiği çuvala altınları koyarak kaçtı. Sadece birkaç tane altını satıp Taksim’deki eve giderek saklanan zanlı, olay unutulduğunda yurt dışına kaçacaktı. Ancak bu planı iki deneyimli dedektif bozdu. CEVAT SADE’YE HASTANEDE YOĞUN İLGİ Cevat Sade ve Mustafa Bayram yıllarca cinayet masasında çalıştı. Birçok önemli cinayeti çözen ikiliden önce Cevat Sade emekli oldu. Ardından toplam 21 yıl cinayet masasında çalışan Mustafa Bayram emekli oldu. Yılların deneyimli ismi cinayet uzmanı emekli polis memuru Cevat Sade, geçtiğimiz günlerde geçirdiği bir sağlık sorunu nedeniyle Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi nde tedavi altına alındı. Hastanede tedavi gören deneyimli isim, eski cinayet uzmanı dostları tarafından hastanede yalnız bırakılmadı.

Source: Habertürk


KVKK”ya 49 bin ihbar ve başvuru: Yüzde 96″sı sonuçlandırıldı

Veri güvenliği ve kişisel mahremiyetin öneminin arttığı dijital çağda, vatandaşların kişisel verilerinin işlenmesi ve paylaşılmasıyla ilgili başvuruları dikkatle inceleniyor.
AA muhabirinin aldığı bilgilere göre, Kişisel Verileri Koruma Kurumu (KVKK), 8 yıldan bu yana vatandaşlardan gelen 49 bin 19 ihbar, şikayet ve başvuruyu değerlendirdi.
Başvurulardan 47 bin 294″ünü sonuçlandıran kurum, yapılan incelemeler sonucunda çeşitli kişi veya kurumlara 1 milyar 24 milyon 786 bin liralık idari para cezası kesti.
Bugüne kadar farklı sektörlerden 1669 şirketin verilerinin ihlal edildiğini bildirdiği kurum, bu şirketlerden 361″ini kamuoyuna ilan etti, diğer devlet kurumlarına 1241 hukuki görüş verildi.
Türkiye”deki veri sorumluları ile yurt dışındaki muhatapları arasında güvenli veri paylaşımını sağlamak amacıyla “taahhütname” ve “standart sözleşme” uygulamaları devreye giriyor.
Verilerin yurt dışına aktarımı konusunda 13 taahhütname onaylandı, 2 bin 48 standart sözleşme KVKK”ye bildirildi.
Sınır ötesi veri akışının giderek arttığı dijital çağda, bu iki yöntem hem uluslararası ticaretin gerekliliklerini hem de kişisel veri güvenliğini dengelemeye yardımcı oluyor.
ŞİKAYETLERİN ÇOĞU “HUKUKA AYKIRI VERİ İŞLEME” KAYNAKLI
Kuruma en fazla iletilen şikayetlerin “hukuka aykırı veri işleme” ve “hukuka aykırı paylaşım” gerekçeleriyle yapıldığı, bunu “veri sorumlusu tarafından taleplerin yerine getirilmemesi”, “unutulma hakkı” ve “aydınlatma yükümlülüğü ihlali” konularının takip ettiği belirlendi.
Vatandaşlar kuruma doğrudan şikayette bulunmadan önce veri sorumlusuna başvurarak süreci başlatıyor. Bu adım atlanarak yapılan şikayetler usul şartı eksikliği nedeniyle reddediliyor.
Başvurunun yapıldığına dair belge sunulmaması, veri sorumlusundan gelen cevabın dilekçeye eklenmemesi veya ilgili bilgi ve belgelerin başvuruya dahil edilmemesi bu kapsamda en sık yapılan hatalar arasında yer alıyor.
Vatandaşlar başvurularını, yazılı dilekçeyle veya kayıtlı elektronik posta (KEP) adresi, güvenli elektronik imza, mobil imza, veri sorumlusunun sisteminde kayıtlı elektronik posta adresi gibi yollarla iletebiliyor. Başvuru formunda adı, soyadı, TC kimlik numarası, adres, iletişim bilgileri ve talep konusu zorunlu alanlar arasında bulunuyor.
KVKK, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu”nun 15. maddesi uyarınca yalnızca şikayet üzerine değil, ihlal iddiasını öğrenmesi durumunda da resen inceleme başlatabiliyor.
Kurum, resen inceleme kararı verirken ihlalin kaç kişiyi etkilediği, bu kişilerin çocuk mu yetişkin mi olduğu, etkilenen verinin niteliği (özel-genel veri), mağdurların durumdan haberdar olup olmadığı ve oluşan maddi veya manevi zararın boyutu gibi kriterleri göz önünde bulunduruyor.
KVKK tarafından uygulanan idari para cezalarında, Kabahatler Kanunu”nun 17. maddesinde yer alan kriterlere göre, ihlalin yaygınlığı, veri kategorisi, zarar boyutu, sürekliliği, failin kusur durumu ve ekonomik büyüklüğü gibi birçok etken dikkate alınıyor.
“VERİ GÜVENLİĞİNİN SAĞLANMASINDA “İNSAN FAKTÖRÜ” BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR”
Kişisel Verileri Koruma Kurumu (KVKK) Başkanı Prof. Dr. Faruk Bilir, AA muhabirine, kişisel verilerin güvenliğinin sağlanabilmesi için kurum ve kuruluşların yalnızca teknik değil, aynı zamanda idari önlemleri de etkin şekilde uygulaması gerektiğini söyledi.
Bilir, kişisel verilerin güvenliğinin gerekli idari ve teknik tedbirlerin alınmasını sağlayan veri koruma politikalarının uygulanmasıyla mümkün olduğunu, bu politikalarda tasarımdan itibaren güvenlik ilkesinin gözetilmesinin, bilişim teknolojilerinin tasarımı ve kullanımında mahremiyetin odak noktası olarak ele alınmasının ve siber saldırılara karşı proaktif bir yaklaşım sergilenmesinin ciddiyetle ele alınması gerektiğini belirtti.
Etkin ve güçlü bir siber güvenlik anlayışının kişisel veri güvenliğinin sağlanmasında önemli bir rol oynadığını dikkati çeken Bilir, veri paylaşımının güvenli altyapılar üzerinden gerçekleştirilmesinin şirket, kurum ve kuruluşlarda, kurumsal siber güvenlik kültürünün yerleştirilmesi açısından son derece önem taşıdığını vurguladı.
KVKK Başkanı Bilir, bir başka önemli idari tedbirin, erişim kontrolü ve yetkilendirme süreçleri olduğunun altını çizerek, “Verilerin kimler tarafından erişilebilir olduğunu belirlemek, veri güvenliğinin temel taşlarından biridir. Yetkisiz erişimleri önlemek için her kullanıcının yalnızca görev tanımına uygun verilere erişmesi sağlanmalıdır. Bu tür önlemler, veri güvenliğini riske atabilecek insan kaynaklı hataların önüne geçilmesinde etkili olmaktadır.” diye konuştu.
Veri ihlallerinin çoğunun bireysel hatalardan kaynaklandığına işaret eden Bilir, veri güvenliğinin sağlanmasında teknik tedbirlerin yanı sıra insan faktörünün de büyük önem taşıdığını belirtti.
Bilir, veri ihlallerinin hatırı sayılır bir kısmının bireysel hatalardan kaynaklanmasının bu alanda insan faktörünün rolünü ortaya koyduğundan bahsederek, kişisel veriler konusunda farkındalık ve bilgilendirme çalışmalarının yapılmasının son derece önem taşıdığını sözlerine ekledi. (AA)Bu içerik Hazar Gönüllü tarafından yayına alınmıştır

Source: Hazar Gönüllü