Aile ve İlişkiler Gündemi – Sevinçler, Zorluklar ve Toprağın Hafızası

Ünlü oyuncunun ilk torunu yeni yaşına girdi: Acıyla yandık, aşkla kavrulduk… Gün eğlenme günüdür

Bu yüzden kariyerinden erken emekli olmak zorunda kaldı bu oyuncu ama her kötü durumda bir de güzellik olduğunu anlatan o deyiş yine de yerine geldi.Her ne kadar sağlığı artık eskisi gibi olmasa da hatta giderek bozulsa da ünlü oyuncu, ailesinin iki farklı kanadını bir araya getirdi.Yeni karısı ve küçük kızları bir yandan, eski karısı ve yetişkin kızları diğer yandan onu sevgiyle sarıp sarmaladı. Hatta şu andaki karısıyla yıllar önce boşandığı karısı iki kız kardeş gibi oldu bu süreçte.Bu ailenin hayatında da son günlerde bazı önemli gelişmeler yaşanıyor… Biri saf mutluluktan ibaret, diğeri de son üç yıldır yaşanan acıların damıtılmasından ortaya çıkan ve tarihe düşülen bir not.Bruce Willis ve onun geniş ailesinden söz ettiğimiz anlaşıldı büyük olasılıkla… İLK TORUNU YENİ YAŞINA GİRDİ2022 yılında önce afazi teşhisi alıp mesleğine veda eden Willis”in sonra da frontotemporal demansa yakalandığı açıklandı.Karısı Emma Heming ve eski karısı Demi Moore”un yanı sıra toplam beş kızının imzasıyla yayınlanan bu açıklamada Willis”in mesleğine veda ettiği ama hayatla bağlarını koparmayacağı ve sonuna kadar da durumun böyle olacağı belirtildi.Her ne kadar eski sağlığının yerinde yeller esiyor olsa da Bruce Willis”in geniş ailesi yine iki önemli gelişme nedeniyle bir araya geldi.Bunlardan ilki kelimenin tam anlamıyla herkese mutluluk veren bir gelişme. Willis ile eski karısı Demi Moore”un evliliğinden dünyaya gelen üç kızının en büyüğü olan Rumer Willis”in tek çocuğu Louetta iki yaşına girdi. Gözden Kaçmasın Evler satışa çıktı, söylentiler alevlendi: Artık karısı değil bakıcısı gibi oldu… 25 yıllık evlilik son noktaya geldi Haberi görüntüle KALABALIK AİLE MUTLULUKTAN UÇTURumer Willis ile eski sevgilisi Derek Richard Thomas”ın birlikteliğinden doğan Louetta için geçtiğimiz hafta bir araya geldi Willis”in kalabalık ilesi. O mutlu günde çekilen bir videoyu da Emma Heming kendi sosyal medya hesabından paylaştı.Görüntülerde minik Louetta başta olmak üzere bütün ailenin yüzünün güldüğü görüldü.Rumer Willis, bundan iki yıl önce kızını sevgilisiyle birlikte yaşadığı evde dünyaya getirmişti. Sonradan verdiği bir röportajda da o doğum anlarını, o anlarda neler hissettiğini anlatmıştı.Rumer ile partneri Derek Richard Thomas, 2023 yılının nisan ayında kız bebeklerine kavuştu. Çiftin, Louetta Isley Thomas Willis adını verdiği kızları dünyaya gözlerini açtı. Gözden Kaçmasın İlk adımlarını görünce mutluluktan ağlamıştı… Ünlü oyuncunun yüreği yangın yeri… Oğlunu bakımevine bırakmak zorunda Haberi görüntüle KENDİ EVİNDE SUDA DOĞUM YAPTIAradan geçen bu kısa zamanın ardından ilk kez anne olma mutluluğunu yaşayan Rumer Willis de konuk olduğu bir podcast yayınında, doğum heyecanını ve bebeğini kucağına aldığı ilk anı anlattı.Bir ebe eşliğinde, suda ve ağrı kesici kullanmadan doğum yapan Rumer Willis, o anlarda yaşadıklarını anlattı konuk olduğu programda.Willis, Instagram sayfasından da doğum yaparken çekilen fotoğraflarını paylaştı. Yeri gelmişken hatırlatalım, genç anne bebeğini dünyaya getirirken yanında iki kız kardeşi ile annesi Demi Moore da vardı.Alıntı Metni KARISI, DEMANSLA MÜCADELEYİ KİTAP HALİNE GETİRDİWillis ailesiyle ilgili bir başka gelişme de Emma Heming”in çıkardığı kitap.Daha önce Aramızda yaş farkı olduğu için onun sağlığının benden önce bozulabileceğini biliyordum. Ama yine de bunun bu kadar erken olmasını beklemiyordum diyen Heming, demans hastalığının hayatlarını nasıl değiştirdiğini konu alan bir kitap yazdı.46 yaşındaki Heming paylaşımında Kederden doğan, sevgiyle şekillenen ve amaç tarafından yönlendirilen bu kitap, Bruce”a ilk teşhis konulduğunda ve ben korku ve belirsizlikle donup kaldığımda ihtiyaç duyduğum kitaptı diye yazdı.

Source: Hurriyet.com.tr


Levent Ersin Orallı yazdı: Aile, toprağın hafızası; nüfus onun nefesidir

Bir ülkenin stratejik gücü, sanayi üretimi, askeri kapasitesi ya da diplomatik etkisinden ibaret değildir. Bu unsurların sürdürülebilirliği için en temel yapıtaşını oluşturan, fakat çoğu zaman görünmeyen bir kuvvet vardır: Nüfus. Çünkü nüfus; üretimin motoru, güvenliğin sigortası, toplumsal yapının taşıyıcısıdır. Ancak Türkiye, son yıllarda bu hayati unsurda sessiz ve derin bir tehdit ile karşı karşıya kalmış vaziyettedir.Türkiye İstatistik Kurumu”nun 2024 verilerine göre toplam doğurganlık hızı 1,51″e gerilemiş durumda. Bu oran, nüfusun kendini yenileme eşiği olan 2,1″in oldukça altındadır. Başka bir ifadeyle, bugün doğan nesil, kendisinden sonrakini ikame edemeyecek bir düzeyde seyretmektedir. Üstelik bu tablo yalnızca bugünün değil, geleceğin sosyoekonomik yapısını da doğrudan tehdit eden bir gelişmedir. Çünkü azalan doğurganlık, yaşlanan nüfus, artan bağımlılık oranı ve kaybolmaya yüz tutan genç işgücü anlamına gelmektedir.Bu demografik kırılma; sağlık, eğitim, savunma ve emeklilik sistemlerinde büyük baskılara yol açacaktır. Örneğin, 2040 yılında Türkiye”de her üç kişiden biri 60 yaşın üzerinde olacak ve çalışabilir nüfusun sırtına binen sosyal yük dramatik biçimde artacaktır. Üretim kabiliyeti düşecek, inovasyon hızı yavaşlayacak ve uluslararası rekabette güçlü pozisyonların korunması güçleşecektir.NÜFUS POLİTİKALARINDA GEÇ KALMADANBu gidişatın durdurulması için nüfus politikalarının yalnızca niceliksel hedeflere değil, nitelikli sosyal stratejilere dayandırılması elzemdir. Genç çiftlerin çocuk sahibi olma konusundaki kaygıları çoğunlukla ekonomik sebeplere, istikrarsız yaşam şartlarına ve kariyer ile aile arasında tercih yapmaya zorlandıkları bir sisteme dayanmaktadır. Dolayısıyla, doğum oranlarını artırmak adına yalnızca teşvik paketleri sunmak yeterli olmayacaktır. Aileyi merkeze alan uzun vadeli bir planlamaya ihtiyaç duyulduğu açıktır.2025″in Aile Yılı ilan edilmesi bu anlamda tarihi bir adımdır. Fakat bu adım yalnızca temsili bir kutlama değil, aynı zamanda bir seferberlik ruhu taşımalıdır. Aile kurumunun güçlendirilmesi, kadın istihdamı ile anneliğin çelişmediği bir sistem kurulması, çocuk bakım ve eğitim hizmetlerinin yaygınlaştırılması ve genç çiftlere yönelik ekonomik destek mekanizmalarının güçlendirilmesi; bu stratejik yol haritasının ana başlıklarını oluşturmalıdır.AİLE ZAYIFLARSA, MİLLET SUSARUnutulmamalıdır ki, güçlü aile yapısı yalnızca demografik sürdürülebilirlik için değil; toplumsal dayanışma, kültürel aktarım ve ulusal kimliğin muhafazası açısından da vazgeçilmezdir. Aile, geleceğe açılan en sağlam kapıdır.Şayet bu kapıyı zamanında onarmazsak, geleceğin Türkiye”si yalnızca sayıların değil; umutların da eksildiği bir ülke olacaktır. Bugün atılacak her adım, yarın ayakta kalacak bir milletin temelini oluşturacaktır.

Source: Levent Ersin Orallı