Maduro”dan Osmanlı torunu lidere sert tepki: Aklınızı başınıza alın
Devlet televizyonu VTV”ye açıklamalarda bulunan Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, “Buna nasıl adalet, demokrasi, özgürlük diyebilirsiniz? El Salvador”da kaçırılan gençlerin koşulsuz olarak serbest bırakılmaları için bir an önce harekete geçilmeli.” ifadelerini kullandı.Bukele”ye seslenen Maduro, şunları kaydetti:”Göçmenlere karşı sistematik bir insan hakları işleniyor. Size diyorum Bay Bukele, aklınızı başınıza alın ve Venezuela Cumhuriyeti Başsavcısının soru formunu yanıtlayın. Kaçırılan tüm gençlerin hayatta olduğuna dair kanıtları sunun. Nerede yargılandıklarını, hangi sebepten, hangi suçu işlediklerini söyleyin. Avukatlarının ve yakınlarının onları tutuldukları cezaevinde ziyaret etmelerine izin verin.” Maduro, Bukele”nin göçmenleri mega hapishaneye göndermesini “Nazi” yöntemlerine benzetti.- BUKELE”DEN VENEZUELA”YA DEĞİŞ-TOKUŞ ÖNERİSİBukele, dün X sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Venezuela Devlet Başkanı Maduro”ya seslenmişti.Caracas yönetiminin 252 siyasi mahkumu serbest bırakması şartını öne süren Bukele, ABD”den El Salvador”a sınır dışı edilen 252 Venezuelalının salınabileceğini bildirmişti.ABD yönetimi, Latin Amerika”daki en tehlikeli suç örgütlerinden biri olarak sayılan El Salvador kökenli MS13 ve Venezuela kökenli Tren de Aragua çetelerini “yabancı terör örgütleri” listesine eklemişti.ABD Başkanı Trump, düzensiz göçmenlerle mücadele kapsamında “yabancı terör örgütü” ile bağlantılı oldukları öne sürülen göçmenlerin sınır dışı edilmelerini hızlandırmak için daha önce sadece savaş dönemlerinde kullanılan Yabancı Düşmanlar Yasası yetkisini devreye sokmuştu.Trump yönetimi, MS-13 ve Tren de Aragua çetesi üyesi oldukları gerekçesiyle tutukladığı kişileri El Salvador hapishanelerine göndermişti.Nayip Bukele kimdir?Nayip Bukele”nin kökleri Osmanlı Devleti egemenliğindeki Filistin”e dayanıyor. Bukele, 20. yüzyılın başında Filistin”in Kudüs topraklarından Osmanlı pasaportuyla Güney Amerika”ya göç etmiş bir aileden geliyor.
Source: Www.star.com.tr
ABD”den 7 gün süre! Karardan Türk vatandaşları da etkilenecek
Trump yönetimi, Meksika sınırından geçici giriş izniyle (parole) ABD”ye giren göçmenlere yönelik kapsamlı bir sınır dışı planı üzerinde çalışıyor. İsmini vermek istemeyen bir Beyaz Saray yetkilisinin verdiği bilgiye göre, İç Güvenlik Bakanlığı (DHS), bu kişilerin 7 gün içerisinde ülkeyi terk etmesini öngören bir kararname hazırladı. RESMİ STATÜ KAZANMAMIŞ GÖÇMENLER HEDEFTESöz konusu karar, özellikle parole statüsünde bulunan, henüz iltica başvurusu yapmamış ya da resmi bir göçmenlik statüsü kazanmamış kişileri kapsıyor. Bu kapsamda yer alan kişilerin çalışma izni gibi tüm geçici haklarının da bu karar ile sona ereceği ifade ediliyor. “MEKSİKA ÜZERİNDEN YASA DIŞI YOLLARLA GİREN TÜM GÖÇMENLER BU KATEGORİYE ALINACAK”Yetkili, mahkeme süreci devam eden kişilerin dahi sınır dışı edileceğini vurgulayarak, “Meksika üzerinden yasa dışı yollarla giren tüm göçmenler bu kategoriye alınacak. Hedefimiz, bu kişilerin 7 gün içinde sınır dışı edilmeleri” açıklamasında bulundu. Federal hükümetin hazırladığı bildiride, İç Güvenlik Bakanlığı”nın yanı sıra yerel kolluk kuvvetlerinin de sınır dışı sürecine aktif olarak katılmaları yönünde emir verileceği belirtildi. Mahkemelere yapılacak itirazların süreci sekteye uğratmaması için gerekli önlemlerin alınacağı kaydedildi. Hazırlanan yazıya göre, 7 gün içinde ülkeden ayrılmayan kişilerin sınır dışı edileceği, para cezası ve cezai işlemlerle karşı karşıya kalabilecekleri uyarısı yapıldı. Karar, ABD genelinde parole ile bulunan on binlerce göçmeni, özellikle de kaçak yollarla ülkeye giriş yapan Türk vatandaşlarını doğrudan etkiliyor. TÜRK TOPLUMUNDA BÜYÜK ENDİŞEOcak ayında bildirilen resmi rakamlara göre, Meksika üzerinden ABD”ye geçen Türk vatandaşı sayısı 60 bini aşmış durumda. Bu kişilerin önemli bir kısmının hala geçici statüde olduğu ve bu karar kapsamına girebileceği belirtiliyor. ÇIKIŞ BİLDİRİMİ DİJİTAL OLARAK YAPILABİLECEKABD”den kara yolu ile ayrılacak kişilerin, çıkışlarını CBP One mobil uygulaması veya i94 web sitesi üzerinden resmi olarak bildirmeleri gerektiği de duyurulan belgede yer aldı. Eğitime Trump engeli! Harvard”a sağlanan 1 milyar dolarlık fon kesiliyorRusya”dan NATO”ya uyarı: Ukrayna üye olmamalıRusya-Ukrayna anlaşması çok yakın
Source: Www.star.com.tr
Levent Ersin Orallı yazdı: Aile, toprağın hafızası; nüfus onun nefesidir
Bir ülkenin stratejik gücü, sanayi üretimi, askeri kapasitesi ya da diplomatik etkisinden ibaret değildir. Bu unsurların sürdürülebilirliği için en temel yapıtaşını oluşturan, fakat çoğu zaman görünmeyen bir kuvvet vardır: Nüfus. Çünkü nüfus; üretimin motoru, güvenliğin sigortası, toplumsal yapının taşıyıcısıdır. Ancak Türkiye, son yıllarda bu hayati unsurda sessiz ve derin bir tehdit ile karşı karşıya kalmış vaziyettedir.Türkiye İstatistik Kurumu”nun 2024 verilerine göre toplam doğurganlık hızı 1,51″e gerilemiş durumda. Bu oran, nüfusun kendini yenileme eşiği olan 2,1″in oldukça altındadır. Başka bir ifadeyle, bugün doğan nesil, kendisinden sonrakini ikame edemeyecek bir düzeyde seyretmektedir. Üstelik bu tablo yalnızca bugünün değil, geleceğin sosyoekonomik yapısını da doğrudan tehdit eden bir gelişmedir. Çünkü azalan doğurganlık, yaşlanan nüfus, artan bağımlılık oranı ve kaybolmaya yüz tutan genç işgücü anlamına gelmektedir.Bu demografik kırılma; sağlık, eğitim, savunma ve emeklilik sistemlerinde büyük baskılara yol açacaktır. Örneğin, 2040 yılında Türkiye”de her üç kişiden biri 60 yaşın üzerinde olacak ve çalışabilir nüfusun sırtına binen sosyal yük dramatik biçimde artacaktır. Üretim kabiliyeti düşecek, inovasyon hızı yavaşlayacak ve uluslararası rekabette güçlü pozisyonların korunması güçleşecektir.NÜFUS POLİTİKALARINDA GEÇ KALMADANBu gidişatın durdurulması için nüfus politikalarının yalnızca niceliksel hedeflere değil, nitelikli sosyal stratejilere dayandırılması elzemdir. Genç çiftlerin çocuk sahibi olma konusundaki kaygıları çoğunlukla ekonomik sebeplere, istikrarsız yaşam şartlarına ve kariyer ile aile arasında tercih yapmaya zorlandıkları bir sisteme dayanmaktadır. Dolayısıyla, doğum oranlarını artırmak adına yalnızca teşvik paketleri sunmak yeterli olmayacaktır. Aileyi merkeze alan uzun vadeli bir planlamaya ihtiyaç duyulduğu açıktır.2025″in Aile Yılı ilan edilmesi bu anlamda tarihi bir adımdır. Fakat bu adım yalnızca temsili bir kutlama değil, aynı zamanda bir seferberlik ruhu taşımalıdır. Aile kurumunun güçlendirilmesi, kadın istihdamı ile anneliğin çelişmediği bir sistem kurulması, çocuk bakım ve eğitim hizmetlerinin yaygınlaştırılması ve genç çiftlere yönelik ekonomik destek mekanizmalarının güçlendirilmesi; bu stratejik yol haritasının ana başlıklarını oluşturmalıdır.AİLE ZAYIFLARSA, MİLLET SUSARUnutulmamalıdır ki, güçlü aile yapısı yalnızca demografik sürdürülebilirlik için değil; toplumsal dayanışma, kültürel aktarım ve ulusal kimliğin muhafazası açısından da vazgeçilmezdir. Aile, geleceğe açılan en sağlam kapıdır.Şayet bu kapıyı zamanında onarmazsak, geleceğin Türkiye”si yalnızca sayıların değil; umutların da eksildiği bir ülke olacaktır. Bugün atılacak her adım, yarın ayakta kalacak bir milletin temelini oluşturacaktır.
Source: Levent Ersin Orallı