AKP’li iki belediye, Karadeniz sahiline dolgu yapmak için bakanlıktan onay aldı: Doldur doldur bitmedi!
Bunun en büyük örneklerini de Trabzon Havalimanı ve Trabzonspor’un Papara Park Stadyum’u oluşturuyor. Daha önce de ilde birçok dolgu çalışmasıyla sık sık gündeme gelen AKP’li Ordu Büyükşehir Belediyesi, yargıdan dönen projesiyle yeniden onay aldı. Belediyenin, “Kıyı Düzenleme ve Rekreatif Amaçlı Dolgu Projesi” için aldığı ilk onay, 2022’de Ordu 1. İdare Mahkemesi tarafından iptal edildi. Danıştay 6. Dairesi de bu kararı onadı. İptal kararında, “Kıyı bilimleri, ulaşım ve trafik planlama, jeoloji mühendisliği ve şehir planlama açısından yerinde olmayan dava konusu çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) olumlu kararında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır” dendi. ÇOĞU TAMAMLANDIBu kararın ardından belediye ÇED raporunda düzenlemeler yaptı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı da “ÇED olumlu” kararı verdi. Belediye daha önce 325 bin 334 metrekarelik alanı doldurma çalışmalarını tamamlamıştı. Bu onayla birlikte yeniden 116 bin 681 metrekarelik alan da doldurulacak. ‘SAHİL DÜZENLEMESİ’Bir diğer AKP’li Trabzon Akçaabat Belediyesi de 671 bin metrekarelik dolgu alanını büyütmek için onayını aldı. Belediye, “Kıyı ve Sahil Düzenlemesi Amaçlı Dolgu Alanı Kapasite Artışı ve Sahil Dolgusu Tahkimat Projesi” kapsamında aldığı onayla 78 bin metrekarelik alanı da dolduracak. Proje kapsamında sahil düzenlemesi yapılacak.
Source: Şeyda Öztürk
Termik santral için kapatma istediler
Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP), ÇED kararının anayasaya aykırı olduğunu belirterek iptali için suç duyurusunda bulundu. Bayraklı Adliyesi önünde bir araya gelen çevreciler ve yurttaşlar yıllardır çevre mücadelesinin odağında yer alan santrala karşı “Termik santral istemiyoruz”, “Havama, suyuma, toprağıma dokunma”, “İklimi değil sistemi değiştir” sloganları attı. EGEÇEP eş sözcüsü avukat Arif Ali Cangı, Aliağa’daki ithal kömüre dayalı İzdemir Enerji Santralı-II hakkında verilen ÇED kararlarının hukuka aykırı olduğunu ifade ederek İzmir Barosu ve 60 yurttaşla birlikte yeni bir dava açtıklarını belirtti. Cangı, “İklim krizinin yükünü halk çekiyor, bedelini doğa ödüyor. Biz yaşamdan yanayız” dedi.
Source: Ece İçmez
Japonya’da suşi krizi
Japonya’da kötü hava koşulları, sıklaşan sıcak hava dalgaları, tayfun riski ve zaman zaman yaşanan depremlerin pirinç arzı ve tedarikini vurması, Tokyo hükümetini alarma geçirdi. Pirinç fiyatlarında yaşanan keskin yükselişin ardından hükümet piyasayı kontrol altına alabilmek için acil durum rezervlerindeki pirinci satışa çıkardı. FİYATLAR ÇOK ARTTI60 kilogramlık çuvalın ortalama fiyatı geçen yıl 160 dolara kadar yükseldi. Bu, son iki yılda yüzde 55’lik bir artış anlamına geliyor. Bunun üzerine Japon hükümeti rezervlerin yaklaşık beşte birine denk gelen 210 bin ton pirinci açık artırmayla piyasaya sundu. Tarım, Orman ve Balıkçılık Bakanı Taku Eto, “Piyasaya giren bu miktarla fiyatların zamanla düşeceğini bekliyoruz” dedi. Ancak Japon halkı piyasaya sürülen pirince şu ana kadar yüksek rağbet göstermiş değil.RAĞBET DÜŞÜK kaldıİlk parti olan 150 bin tonluk satış geçen ay gerçekleşti. Güneydeki Kyushu Adası’nda faaliyet gösteren bazı market zincirleri, bu pirinci raflarına koymaya başladı. Ancak bazı tüketiciler, ürünün kalitesi konusunda temkinli. 69 yaşındaki ev hanımı Emi Uchibori, “Eski pirinç olduğunu duydum, almam” derken, bazı vatandaşlar da fiyatlar düşmedikçe satın alma niyetinde olmadıklarını söylüyor. KÜLTÜREL ÖNEME SAHİPPirinç, Japon mutfağında sadece ana yemeklerde değil, suşiden tatlılara, Japonların geleneksel içkisi sakeden dini törenlerdeki sunumlara kadar çok geniş bir kullanım alanına sahip. Her öğünde sofrada yer bulması ve kültürel anlamı nedeniyle, bu ürünün erişilebilirliği büyük önem taşıyor. 1995’te kurulan stratejik pirinç rezervi, Japonya’nın geçmişte yaşadığı tarımsal üretim krizlerine karşı bir önlem olarak oluşturulmuştu. Hükümet, 2011’deki deprem ve tsunaminin ardından da bu rezerve başvurmuştu. Vietnam, Tayland ve Hindistan gibi pirincin temel tüketim maddelerinden olduğu ülkelerde de benzer rezervler bulunuyor.
Source: Hurriyet.com.tr
Avrupa”da “en sıcak mart” bu yıl yaşandı
Copernicus tarafından yapılan yazılı açıklamaya göre, Mart 2025 14,06 derecelik ortalamayla küresel olarak ikinci en sıcak mart ayı oldu.Bu değer, 1991-2020 ortalamasının 0,65 derece ve mart ayı için (1850-1900 yıllarını kapsayan) “sanayi öncesi seviye”nin 1,60 derece üzerine karşılık geldi.Mart 2025″te sıcaklık, 2024″ün rekor kırılan mart ayından 0,08 daha az ölçüldü.Diğer yandan Mart 2025, küresel ortalama hava sıcaklığının sanayi öncesi seviyeden 1,5 derece fazla ölçüldüğü son 21 ay içerisindeki 20. ay oldu.- AVRUPAAvrupa”da ise Mart 2025″te ortalama sıcaklık 6,03 derece ölçüldü. Bu, 1991-2020 mart ayı ortalamasının 2,41 derece üzerine çıktı. Böylece geçen ay, Avrupa için en sıcak mart oldu.Sıcaklıklar Avrupa genelinde ağırlıklı olarak ortalamanın üzerindey gerçekleşti. En büyük sıcaklık anomalileri doğu Avrupa ve güneybatı Rusya”da kaydedilirken, İber Yarımadası”nda ortalamadan daha soğuk sıcaklıklar hissedildi.- “AVRUPA GENELİNDE ZIT YAĞIŞ UÇLARININ OLDUĞU BİR AY OLDU”Açıklamada Avrupa Orta Vadeli Hava Tahminleri Merkezi İklim Stratejisi Lideri Samantha Burgess”in “Mart 2025, Avrupa için en sıcak mart ayı oldu ve sıcaklıkların rekorları kırmaya devam ettiğini bir kez daha vurguladı. Ayrıca Avrupa genelinde zıt yağış uçlarının olduğu bir ay oldu; birçok bölge rekor seviyedeki en kurak mart ayını yaşarken, diğerleri en azından son 47 yıldır rekor seviyedeki en yağışlı mart ayını yaşadı.” ifadelerine yer verildi.
Source: Www.star.com.tr