10 yıldır kanayan yara

10 yıldır kanayan yara

Bir yara kaç yıl kanar? İnsan bir ağrıyı ne kadar sırtında taşır? Önümde bir dosya duruyor. Kapağı buruşmuş, yıpranmış bir dosya. Zira tam 10 yıl olmuş, içinden çıkılamamış. Aslında Türkiye, onun hikâyesini, ilk kez 2018’de, Hürriyet gazetesinde, Melis Alphan ’ın köşesinde okudu. 2005 doğumlu İ.U ’nun istismarından bahsediyorum. Aradan yıllar geçti. Meğer hiçbir şey bitmemiş. Şöyle anlatayım… İ.U’nun ailesi Kastamonuluydu. Ancak çalışma zorunluluğu nedeniyle İstanbul’da ikamet ediyordu. İ.U. ise Kastamonu’nun bir köyünde anneannesinin ve dedesinin yanında kalıyor, Çatalzeytin İmam Hatip Ortaokulu’nda birinci sınıfa devam ediyordu. Okullar kapandıktan sonra teyzesi, İ.U’nun son günlerde okula götürdüğü tabletinde bir fotoğraf fark etti. İ.U’nun izbe bir yerde, 35 yaşlarında bir adamla yanak yanağa pozu vardı. Annesine haber verdi. Koşarak gelen anne olayın peşine düştü. İ.U. korkmuştu. Olayı konuşmak istemiyor, utanıyordu. Ancak annesi ısrarcıydı. OKULDA İSTİSMAR Çocuğunu alıp okula gitti. Bu adamın kim olduğunu bulmaya çalıştı. Öğretmeni, annesi ve İ.U. baş başa kaldılar. Devamını annesi şöyle anlatıyor: “Öncesinde ona çok sorduğum halde anlatmak istememişti. Çok durgunlaşmıştı. Z. öğretmen onu konuşmaya ikna edince…” İ.U. öğretmenine her şeyi birer birer açıkladı. Anlattığına göre fotoğraftaki adam kendisini aylardır istismar ediyordu. Anne duydukları karşısında şoke olmuştu: “O sırada ben kendimi çok kötü hissettiğim için dışarı çıktım. Devamını dinleyemedim. Sonraları kızıma zaman zaman anlatmasını telkin ettiğimde bana çok utandığını, kendisini kötü hissettiğini ve anlatmak istemediğini söyledi.” Anne, hemen karakola gidip şikâyetçi oldu. Savcılık, İ.U’nun psikolog eşliğinde ifadesini aldı. İstismar şüphelisi okulun temizlik görevlisi olan memur İ.T. idi. İ.U’nun anlattığına göre, ilkokul dördüncü sınıfın sonundan beri İ.U’yu takip ediyor, ona sürekli yakın olmaya çalışıyordu. İ.U’nun ifadesine göre amacına da ulaşmıştı: “İ.T’nin kendisine karşı yapmış olduğu cinsel saldırı eylemlerini yangın merdiveninde ve okulun alt katında bulunan sığınakta yaptığını…” Okulun ücra yerleri istismar için kullanılmıştı. Şüpheli İ.T., 2015 yılından 2016 Haziran’ına kadar İ.U’yu istismar etmişti. ANNEANNENİN FARK ETTİĞİ DEĞİŞİM Adli tıp raporu, İ.U’nun istismarına yönelik somut fiziksel bulgulara ulaşamadı. Ancak İ.U’nun beyanlarına itibar edilebilecek zihinsel gelişkinlikte olduğunu söyledi. İ.T. gözaltına alınıp tutuklandı. Hakkında çocuk istismarından dava açıldı. Oldukça zor bir davaydı. Tıbbi raporlar, küçücük çocuğa sorulan cinsel saldırı detayları, İ.U’nun çocuk aklıyla anlatamadığı, hatırlayamadığı, söyleyemediği cevaplar… Anneannesi süreçte İ.U’da değişim fark etmiş ancak olayı anlayamamıştı: “5. sınıfa başladığı dönemde iç çamaşırı kirli olurdu. Büyük abdesti bulaşmış vaziyette olurdu. Kendisine nedenini sorduğumda ağlıyordu. Dışkını tutamıyor musun diye sormuştum. Daha öncesinde böyle bir durumu yoktu. O dönemde külotu pis vaziyette idi. Ayrıca gece yatağını ıslatmaya veya pencere kapı açık yatamamaya başladı. Bu şekilde değişiklikler oldu ve o dönemde devamlı olarak ağlıyordu. Yine 5. sınıfta büyük abdestini yaparken kanamasının, acısının olduğunu söylemişti.” Sanık İ.T’nin kabul, İ.U’nun da anneannesinin de teyit ettiği bir detay: İ.T., erzak getirme bahanesiyle İ.U’nun kaldığı eve kadar gelmiş, koli bırakmıştı. Anneanne, okuldan kilometrelerce uzaktaki evlerinin önünden birkaç kez geçtiğini de görmüş, neden buralarda dolanıyor diye sorgulamıştı. Ancak olayın açığa çıkmasıyla meseleyi çözmüştü. İ.U’nun ifade ettiği gibi çocuk takip ediliyordu. ÖNCE BERAAT SONRA CEZA Sadece o değil… İ.U’nun küçük kardeşi de mahkemeye geldi, sorulara yanıt verdi: “Tam tarihini hatırlamadığım bir zamanda bizim okulun çeşmesinin ve çam ağaçlarının bulunduğu bir yerde ablamı gördüm. Yanında İ.T. abi vardı, başka da kimse yoktu. Yanlarına gittiğimde ablam ile İ.T. abi oturuyorlardı. Bir sonraki teneffüs tekrar yanlarına gittiğimde çamın yapraklarından bir şeyler örüyorlardı. Ablam ile İ.T. her gün görüşüyorlardı. Oturup sohbet ediyorlardı.” 10 yaşındaki İ.U. istismara maruz kaldığı yerleri tek tek gösterdi, detaylarıyla anlattı. Gelgelelim yaşı gereği, cinsel istismar detaylarının anlatımında çelişkiler görünüyordu. Ancak her şeyi inkâr eden sanığın anlattığı detaylar da yalan çıkmıştı. Buna rağmen mahkeme, 2 Kasım 2017’de “Şüpheden sanık yararlanır” kuralı gereği İ.T. hakkında beraat kararı verdi. Ancak… İstinaf mahkemesi aynı fikirde değildi. Tecavüz eyleminin gerçekleştiğinin kanıtlanamadığını kabul etti. Ancak mahkeme, tanık anlatımlarını, çocuğun sanık beyanlarını da gözeterek cinsel istismarın ve hürriyeti tahdit suçunun kanıtlandığını söyledi. Ayrıca herkes çocuğun beyanlarındaki çelişkiye odaklanırken, mahkeme sanığın anlattıklarında birçok çelişki buldu. Sanığa 28 Kasım 2018’de 14 yıl 8 ay ceza verdi. 9 SENEDİR BİTMEYEN HİKÂYE Bu kez dosya Yargıtay’a gitti. Yargıtay 7 yıllık incelemenin ardından geçen şubat ayında kararı verdi. İstinaf mahkemesinin cezasını uygun bulmadığını söyledi. Yargıtay’a göre de İ.U’nun çelişkili görünen beyanları, istinafın kararının bozulmasını gerektiriyordu. Böylece her şey sil baştan oldu. İ.U. istismar yaşandığında 10 yaşında, olay adliyeye yansıdığında 11 yaşındaydı. Bugün 20 yaşında, yaşadığı şehri terk etmek zorunda kalmış genç bir kız. O gün 5. sınıftaydı, bugün üniversitede. Gelgelelim 9 senedir yargı, küçücük bir çocuğun başından geçenleri aydınlatamadı. İ.U’nun yarası ise kanadıkça kanadı. Yargının karasızlığıyla daha da kanayacak gibi. Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği Başkanı avukat Müjde Tozbey , İ.U’nun hukuk mücadelesini kendilerinin vereceğini söyledi. Siyasi davalarda yargı üzerinden birbirimizi yiyoruz. Oysa bir çocuğun acı öyküsü bile yargının karanlık koridorlarında kaybolup gidiyor. Yargı, toplumun vicdanını rahatlatmıyor, adeta zaman ile kurutuyor. Çocuklarına geçmişin yaralarını hatırlamadan yaşama imkânı veren milletlerin geleceği de vardır.

Source: Barış Terkoğlu