12 askerimiz nasıl şehit oldu?
Bir askerimiz şehit edildiğinde, arkadaşları onun kanını yerde bırakmamaya yemin eder. Teröristler, askerimizin duyarlılığını bildiği için fırsatını bulduklarında şehit ettikleri askerimizi beraberinde götürüp toprağa verir. Yani bulunmasını istemez. Bu durumun askerler üzerinde olumsuz bir hava yarattığını değerlendirirler.
Piyade Üsteğmen Nuri Melih Bozkurt, 28 Mayıs 2022 tarihinde mağara arama-tarama çalışması sırasında teröristlerin açtığı ateş sonucu şehit olmuştu. Bölge kontrol altına alınmış, teröristler etkisiz hâle getirilmiş ancak tüm aramalara rağmen şehidimiz Bozkurt’un aziz naaşına ulaşılamamıştı. Aradan üç yıl geçmiş, bölücü örgütün bir dönem hastane olarak kullandığı Avaşin bölgesindeki 832 numaralı tepenin altında bulunan mağarada yeniden şehidimizi arama kararı alınmıştı.
KOKU DEDEKTÖRÜ NEREDE?
Askerimizin nasıl, mayın dedektörü varsa, gerektiğinde kullanılan koku dedektörü, gaz maskesi vardır. Mağarada arama yapılacaksa girişte mayın taraması yapılır. Mayın olmadığı belirlenince koku dedektörüyle içeriye girilir. Dedektörle mağarada metan ya da diğer gazların olup olmadığı, varsa oranı ölçülür.
12 askerimizin metan gazına maruz kaldıkları için şehit olduğu açıklandı. Metan, çok ağır bir gaz olmakla birlikte çok yoğun olmadıkça kolay kolay öldürmez. Bu gaz genelde kömür havzalarında, termal suların bulunduğu yerlerde oluşur. Ama yalnız o değil, örneğin o mağarada hayvan yenildiyse, kalan et ya da mağaradaki bir leş de metan gazı çıkartır. Yani bir ölüden, bitki artıklarından, yemek artıklarından da bu gazlar çıkar.
Mağarada metan gazına maruz kalan 19 askerimiz olduğu, bunlardan 12’sinin şehit olmasını, gazın bu kadar öldürücü olmasını uzmanlar “Çok ilginç” olarak niteliyor. Konuştuğum bir asker, “Belki mağaranın havalandırma deliklerini kapattılar. Ama öyle de olsa koku dedektörü her şeyi algılar. Gaz ölçümü yapıldığında tehlike sınırında metan olduğu anlaşılırsa girilmezdi ya da önlem alınarak girilirdi” diyor.
2 DAKİKA ARAYLA ŞEHİT OLDULAR
Mağaraya 6 Temmuz 2025’te giren ekipte yer alan Astsubay Kıdemli Çavuş Abdurrahman Akdoğan saat 09.58’de hayatını kaybetti. Ondan iki dakika sonra İstihkam Üsteğmen Ege Akar’ı kaybettik. Piyade sözleşmeli er Mahsun Yeşildemir saat 12.45’te, Özkan Özkanlı saat tam 13.13’te şehit düştü. Bazıları hastaneye kaldırıldı, onların da şehit haberleri arka arkaya geldi ve şehit sayımız 12 olarak açıklandı.
Peki, gaz ölçüm cihazı mı çalışmadı? Bu cihaz çalışmasa bile içeriye girildiğinde pis bir koku duyulur. Bu da orada gaz olduğunun göstergesidir. Teröristlerin bir dönem “Hastane” olarak kullandığı o mağarada ne oldu? Bunlar inceleme sonucu ortaya çıkacaktır.
Yabancı istihbarat örgütleri, PKK’yı hiç elinden kaçırmak istemiyor. “Terörsüz Türkiye” sürecini baltalamak için elinden geleni de yapıyordur. O yüzden, mağarada 12 askerimizin metan gazından şehit olmalarında başka hesaplar var mı? Örgütün silah bırakmasına karşı olanların bir oyunu var mı? Bunlar şimdilik bilinmiyor.
O GAZI, MÜHENDİS ANLATTI
Kömür ocaklarında meydana gelen olaylarda metan gazının adı sıkça geçer. Şehitlerin acısını yaşayan ve bazı şüpheleri olan Türkiye Kömür İşletmeleri’nde (TKİ) maden mühendisi olarak görev yapan kişi bize şunları anlattı:
“12 askerimizin şehadetine neden olan büyük ihtimalle diğer zehirli gaz kaynaklarının varlığıdır. Bu gazlar, Kuzey Irak’ta ve ülkemizin Şırnak ve Silopi asfaltit (petrol türevi kömür gibi ısınma amaçlı kullanılan yüksek kalorili bir maden) üretim alanlarında ve bu sahalarla kontağı olan kapalı alanlarda, mağaralarda petrol türevi zehirli etilen ve sülfürlü gazlar ortaya çıkabilir. Bu konuda çalışmalarına benim de katıldığım Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nin (ODTÜ) yaptığı gaz tespiti çalışmaları var.
Söz konusu mağaralarda bu gazlar birikebilir. Havalandırma engellendiğinde ya da yetersiz havalandırma olmama ihtimaliyle gaz dedektörleri veya ferdi oksijen maskeleri kullanılmazsa zehirlenme olur. Ayrıca bir yanıcı ortam tuzağı ile karbonmonoksite maruz bırakılabilirler.
Ferdi oksijen maskesi ve gaz dedektörü yoksa büyük eksikliktir.”
YANICI ORTAM TUZAĞI
Uzman isme, “Yanıcı ortam tuzağı”nın ne olduğunu sordum. Bu konuda şu açıklamayı yaptı:
“Teröristler ayrılırken mağaralardaki eşyalarını ve bazı stoklarını yakabilirler veya çürümeye terk edebilirler. Bu yanma karbonmonoksit üretir veya hidrojensülfür ortaya çıkarabilir. Hava akımı az olduğunda, tam yanma olmadığından karbonmonoksit bir süre kalır ve zehirleyicidir. Ama bir süre sonra bu karbondioksite dönüşür ve bu kez oksijen azaldığından uzun süre kalındığında boğucu olur.
Bu mağaralarda terk edilen, stokların olduğu malzeme, stokların sebep olduğu karbonmonoksit ve hidrojensülfür, sülfür türevi gazları ‘yanıcı ortam tuzağı’ olarak niteleyebiliriz. Mağaranın bulunduğu formasyon ortamından sızıp biriken gazlar veya petrol türevi madenlerden çıkan gazlar zehirlenmeye sebep olabilir.
O AÇIKLAMA YANLIŞ
Mağarada toz atsanız, kağıt tutsanız bile hava akımı belli olur. Hava akımı yoksa ya maske, ya detektör şarttır. Nasıl olur da bu kadar risk ortamında en basit önlem alınmaz ya da verilmediyse nasıl olurda bu eğitim verilmemiş olur. Verilmişse bu hatanın yapılmaması gerekir.
Bakanlığın ‘Metan gazına maruz kalma açıklaması’ yanlıştır. Metan fazlalığı oksijen azlığından boğucu ortam oluşturur. Ancak metan havadan hafiftir ve mağaranın üst kesiminde birikir ve en küçük akımda ortamı terk eder. O bölgeyi bilen bir madenci olarak net ifade edebilirim, o bölgede metan gazı olan maden ve mağara ortamı yoktur. Bu vaka ‘metan maruz’u ile açıklanamaz. Soru işareti kalmaması için konu ayrıntılı olarak araştırılmalı ve kamuoyu bilgilendirilmeli.”
Şehitlerimize Allahtan rahmet, ailelerine sabır ve başsağlığı diliyoruz.
Source: Saygı Öztürk