ABD-Çin savaşında tanıdık bir silah: VİZE
Avrupa Birliği (AB) ülkelerinden vize almak için randevu peşinde konsolosluk konsolosluk koşan insanımız… Katılım gösterdiği fuara kendi gidemeyen iş insanımız… Okulunu, bursunu ayarlayan ama vize alamadığı için hakkını kaybeden öğrencimiz… Uzun uğraşlar sonrasında Amerika Birleşik Devletleri’nden (ABD) vize görüşmesi için 2 yıl sonrasına alınabilen randevular vs.Açıklamalar gerekçeler ne olursa olsun biz Türklerin kafasında vizenin uzun zamandır politik bir silah olarak kullanıldığına yönelik inanış var. Peki ya dünyanın geri kalan kısmında durum nasıl. Bakın tarifelerle ilgili savaş başlayalı daha birkaç hafta olmuşken vize kılıçları çoktan çekildi bile.Önce Çin, ticaret gerginliklerini gerekçe göstererek halkını ABD’yi ziyaret etmeden önce iki kere düşünmeleri konusunda uyardı. New York Times’ta yer alan bir habere göre ABD’de Trump yönetimi bazı Çinli öğrenci ve akademisyenlerin vizelerini iptal etti. Zannetmeyin ki vize sıkıntısı nedeniyle Çinlilerin sadece ABD’ye gitmesi zorlaşacak… Bu gidişle ABD’deki Çinlilerin o ülkede kalması da zorlaşacak. Tetiği Başkanın oğlu Donald Trump Jr., geçen hafta çekti. Sosyal medya hesabından Çin’in kendi tarifeleriyle karşılık vermesine misilleme olarak tüm Çinli öğrencileri sınır dışı etmenin “harika bir fikir” olduğunu paylaştı.Çin, Amerikan gümrük vergilerine misilleme olarak kendi vergilerini, ihracat kontrollerini, Çin’de iş yapan bazı Amerikan şirketlerine yasaklarını duyurdu ve daha az Hollywood filmi ithal edeceğini duyurdu.Anlayacağınız tarife savaşı şimdiden sosyal ve ekonomik hayatı etkilemeye başladı.İŞ DÜNYASI UYARDIDün vizelerle ilgili haberleri okuduğumda aklıma İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç’in ekim ayında yaptığı açıklama geldi. Avdagiç, İTO’nun 346 firma ile milli katılımını düzenlediği SIAL Paris Gıda Fuarı’nda manidar bir açıklama yaparak Avrupa Birliği’ni Avrupa’nın ortasında şu sözlerle eleştirmişti:“Avrupalı diplomatlara diyoruz ki bizim makine talep eden iş adamımızın ülkelerinize gelmesine fırsat vermiyorsunuz. Sonra Çin makinesi alıyorlar diye Çin’den şikayet ediyorsunuz. Kendinize zarar veriyorsunuz.”Devamında da çok doğru bir soru sormuştu:“Bir kişiye 1 haftalık vize verdiğinizde de ülkenizde kalacağı varsa kalıyor. Yani vizeyi kısa vermiş olmanız, onun kalma kararını değiştiren bir şey değil. Onun teknik bir karşılığı bizim nezdimizde yok. Siz o kişiye 1 haftalık veya 10 yıllık vize verdiğiniz zaman ne değişiyor.” Benzer açıklamaların Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nden defalarca yapıldığını, iş insanlarının bu sorunu çeşitli platformlarda dile getirdiğini de hatırlatmalıyım. Turistleri bir tarafa bıraktım, sağlık ve benzeri aciliyet durumu yoksa vize sorunları en fazla öğrencileri ve ticareti vuruyor.O zaman bir temenni ile bitirelim. ABD ve AB… Biz sizinle ticaret vs bir konuda savaşta değilsek ki biz değiliz diye biliyoruz… Tam zamanı… Umarım şu vize sorunumuzu artık ciddiye alırsınız.TARİFE SAVAŞI PİRİNCİ VURDU TARİFELERLE ilgili kaosun A’dan Z’ye tüm hayatı etkileyeceği iyice belli oldu. İlk darbeyi yiyen ürünlerden birisi pirinç oldu. Dün Nasıl Bir Ekonomi gazetesinde, talebin azalmasıyla birlikte Tayland, Hindistan, Vietnam gibi pirinç üretim merkezlerinde ihracat fiyatlarının düştüğüne dikkat çeken bir haber yayınlandı. ABD dünyanın en büyük pirinç ithalatçıları arasında. Gümrük tarifelerindeki büyük belirsizlik nedeniyle ithalatçılar fren yapınca tedarikçilerdeki fiyatlarda düşmeye başlamış. Tayland ‘da kırık pirinç bir haftada 10 dolar kaybederek üç yılın en düşük seviyesine inmiş ve ton başına 390 dolara gerilemiş. Hindistan’da fiyatlar son iki yılın dibine vurmuş. Vietnam’da da benzer bir tablo oluşmuş. Özetle tarife savaşından Asya’daki üretici de ABD’deki tüketici de nasibini alıyor, alacak…GAYRİMENKULDE CARİ AÇIK RİSKİNE DİKKAT GEÇEN yıl yurtdışı gayrimenkul alımı için 2 milyar 513 milyon dolar ödeyen Türklerin, en çok konutu Yunanistan ve Dubai’den aldığı belli olmuştu. Bu yılın ilk 2 ayında ise ocak-şubat döneminde yurt dışından alınan gayrimenkulün tutarı 2024’ün aynı döneme göre yüzde 18.43 artarak 334 milyon dolara ulaşmış. Dün açıklanan Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, mart ayında konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 5.1 artarak 110 bin 795 oldu. Geçen yıl temmuzda başlayan artış serisinde 9’uncu aya girilirken adet bazında ise 9 ayın en düşük rakamı görüldü. Bu konudaki ayrıntılar bugünkü haberimizde. Ben kısaca özetlersem… Dalgalar, rüzgarlar, fırtınalar gelip geçiyor.. Biz Türkler konut almaya bir şekilde devam ediyoruz. Hem dışarıdan, hem içeriden…Ancak bu noktada ‘gayrimenkulde cari açık’ riskine de dikkat etmek gerek. Çünkü dolar bazında getiri, vizesiz seyahat ya da çocukların eğitimi gibi birçok nedenle biz yurtdışından alım yaparken yabancılar artık Türkiye’den gayrimenkul almıyor. TÜİK verilerine göre toplam satış içinde yabancıya satış payı yüzde 1.4’e kadar düştü. Aylık 6-7 bin adeti aşan rakamlar bin 500 bandına geriledi. Bu alanda denge sağlanması için satışların neden düştüğü, nasıl bir önlem alınacağı da düşünülmeli…
Source: Sefer Levent