Aile ve İlişkiler Bülteni – Merhamet, Anılar ve Boğaz Manzaraları

Resul Tosun yazdı: Kalbimizdeki merhamet adlı çınar!

Telefonuma çok sayıda davet mesajı düşüyor. Hangisinin gerçek davet hangisinin sıradan olduğunu bilemediğim için o davetlere pek iltifat etmiyorum. Ama mesaj gönderen cihet arayarak te”yid istediği zaman o mesajla ilgileniyorum.İşte İstanbul Valiliği”nden öyle bir mesaj geldi, önemsemedim ama peşinden iki kez arayıp te”yid istediklerinde sıradan bir mesaj olmadığı kanaatine vararak cevap verdim ve 27 Şubat saat 15.00″de Grand Cevahir”deki programa katıldım.İyi ki de katılmışım. Yaşadığımız şehirde 25 senedir faaliyet gösteren bir hayır kurumunun varlığını öğrenmiş oldum.İstanbul Çocukları Vakfı diye bir vakıf varmış meğer. İstanbul Valiliği”nin himayesinde faaliyet gösteriyormuş.Vali Davut Gül bey kime bahsetse böyle bir vakıftan haberi olmadıklarını söyledikleri için bir tanıtım programı düzenlemiş.Katıldığım toplantı İstanbul Çocukları Vakfı Proje Tanıtımı toplantısıydı.Vakıf özellikle üstün zekalı, yetenekli ve dezavantajlı çocuklara yönelik çalışmalar yapan bir vakıfmış.83 bin kişiye evde bakım, 50 bin 300 kişiye ekonomik destek sağlayan vakıf Türkiye birincisi 840 öğrenciye aylık 5 bin lira burs veriyormuş.Pelin Çift”in modere ettiği Nurullah Genç hocayla Davut Gül beyin her proje için yapılan sunumdan sonra sahnede açıklamalar yaptığı renkli bir programdı.Vakıf Türkiye Yüzyılı Çocukları projesi kapsamında LGS”de 500 tam puan alarak birinci olan ve İstanbul”daki liseleri tercih eden tüm öğrencilere aylık 5 bin lira burs veriyor.Vakıf, Kardeş Aile projesi kapsamında 2025 yılında yetim çocukların ailelerine aylık 15 bin lira kira desteği vermeyi hedefliyor. Kira desteği vermek isteyenler yetim ailesiyle kardeş aile oluyor.Sadece çocuklarla ilgilenmiyor vakıf. Sokakta Kimse Kalmasın projesiyle hiçbir geliri olmayan evsiz vatandaşlarımıza STK”lar ve gönüllülerin desteğiyle konaklayacakları mekân sağlanıyor, kendilerine ait bir düzen kurana kadar her ay 8 bin lira destek veriyor.Öğrenerek İyileşiyoruz projesiyle vakıf, sağlık sorunları nedeniyle bir aydan uzun süre hastanelerde yatarak tedavi gören öğrencilerin eğitimlerini kesintisiz sürdürebilmeleri amacıyla Sağlık ve Milli Eğitim bakanlıklarıyla işbirliği içinde açılan/açılacak hastane sınıfları kurmayı hedefliyor.Gönüllüler ve hayırseverler diğer projelerde olduğu gibi kurulacak hastane sınıflarının maliyetine katkıda bulunabilir.Engelsiz Sınıflar Mutlu Çocuklar projesiyle İstanbul genelinde özel ihtiyaç sahibi çocukların eğitime erişecekleri sınıflar kurulması hedefleniyor. Proje kapsamında hayırseverlerin isimlerinin verileceği özel sınıfların maliyeti 350 bin lira olarak belirlenmiş.Çocuk Evleri projesiyle vakıf, dilencilikle mücadeleyi hedefliyor. Dilenciliğe zorlanan çocukların aileleri tespit edilerek maddi destek sağlıyor.2025 yılında hayata geçen Evlilik Yardımı projesiyle evlenmeye karar vermiş ancak ekonomik zorluk çeken 18-30 yaş arasındaki gençlere 100 bin lira maddi destek verilmesi hedefleniyor.Ben saat 16.00″ya gelince başka bir program için salondan ayrıldım. Ancak tanıtım kitapçığından anladığım kadarıyla yukarıdaki projelere ek olarak Enstrümansız Okul Kalmasın, Sanat Atölyeleri ve Bilişim Teknolojileri Sınıfları adı altında üç proje daha görünüyor.Doğrusu böylesine güzel hizmetlere vesile olan/olacak bir vakfın varlığından haberdar olmadığım için hayıflandım ama öğrenince de sevindim.Bu da Davut Gül beyin farkı oldu sağ olsun.Anladığım kadarıyla bu projelerin bir kısmı devam ediyor ve devlet kurumları üzerine düşeni yapıyor. Hatta ilk iki proje için 10 milyar lira harcandığını söyledi vali bey.Diğer projelerin bazıları da belediyeler ve hayırseverlerin desteğiyle hayat bulmuş.Ancak tüm projelerin hayata geçmesi için STK”lar ve hayırseverlerin katkısına ihtiyaç var. Katkıda bulunmak isteyenler için hesap numarasını da yazalım da maksat tam hâsıl olsun.”İstanbul Çocukları Vakfı TR58 0001 5001 5800 7285 3504 47″”İlham kaynağımız, kalbimizdeki merhamet adlı çınar. Yolumuzu ise evlatlarımızın gözlerindeki ışık aydınlatıyor.” diyor İstanbul Valisi Davut Gül.Böylesi örnek hizmeti takdir etmemek olmaz.Teşekkürler vali bey!

Source: Resul Tosun


Caroline Koç, Boğaz manzaralı köşklerinin kapısını açtı

2016 yılında hayatını kaybeden Mustafa Koç”un eşi Caroline Koç, çok merak edilen evinin kapılarını Admissleeast dergisine açtı.

“BURAYA İLK GÖRÜŞTE AŞIK OLDUM”

Caroline Koç, eşi Mustafa Koç ile Kandilli”de 19. yüzyıldan kalma köşkü nasıl bulduklarını ve restorasyon sürecini anlattı.

Caroline Koç, “Bu güzel ev, olgun çam ağaçları ve iki manolyanın arkasında neredeyse gizlenmiş gibiydi. Mustafa ve ben, onu daha önce hiç fark etmediğimize inanamadık” dedi.

Ardından ekledi: “Biraz harap halde olsa da tartışılmaz bir çekiciliğe sahipti. Sanki hep bizi bekliyormuş gibiydi. Mimari tasarımı zamansızdı; ince detaylara sahip, karakteri olan bir yapıydı. Bahçesine ve manzarasına ilk görüşte aşık oldum. En büyüleyici özelliklerden biri, içinde yürürken ahşap zeminlerin gıcırtısıydı. Odalar nefes alıyor gibiydi. Ev sanki bize nasıl canlandırılmak istediğini gösteriyordu. Yapının yaşı ve mirası göz önüne alındığında, uymamız gereken belirli yönetmelikler vardı ve bu da bizi kısıtlıyordu. Ancak bu zorluk aynı zamanda heyecanın bir parçasıydı. Bu sınırlar içinde çalışmak bizi yaratıcı olmaya itti.”

Caroline Koç, evini çevreleyen yeşilliğe bakarken de “İstanbul”un Asya yakası kalbimde her zaman özel bir yere sahip olmuştur. Daha sessiz, geleneklere bağlı, ancak yine de muhteşem Boğaz manzaraları sunuyor” ifadelerini kullandı.

Hangi tasarımcıların ilham verdiği sorulan Koç hemen Anouska Hempel”in zengin, katmanlı iç mekanlarından bahsederek, “Mekanlarını davetkar kılan harika bir cesaret dengesi var. Özellikle simetri kullanımına çekiliyorum, bu da iç mekanlarına bir düzen ve zarafet duygusu katıyor” diye konuştu.

“İLERİDE NE OLACAK?”

Caroline Koç, bu evin geleceği ne olacak sorusuna da, “Hikayemizin ortaya çıktığı yer burası ve umarım anıların yaratıldığı bir yer olarak kalır. Ailemizin bir yansıması olarak kalmasını istiyorum, bizimle birlikte gelişen ama ruhunu asla kaybetmeyen bir alan. Onu, gelecek nesillerin şu anda hissettiğimiz sıcaklığı, tarihi ve sevgiyi hissedebileceği, İstanbul”un dokusuna işlenmiş kendi yolculuğumuzun bir devamı olarak hayal ediyorum” diyerek yanıt verdi.

KÖŞKTE DİKKAT ÇEKEN DETAYLAR

Çek tasarımcı Jindrich Halabala”nın 1930″lu yıllardaki koltuklarının yer aldığı salonda, sanatçı Tayfun Erdoğmuş”un boyadığı duvarlar, Marc Quinn ve Taner Ceylan”ın sanat eserlerine çarpıcı bir fon oluşturuyor.

Evinde Uşak halısına da yer veren Caroline Koç, Frank Gehry”nin Contour sandalyesini de konumlandırmış. Boğaz”a akıyormuş gibi görünen sakin havuza, Çin heykelleri tiyatro havası katıyor.

Salonda antika lake Çin saray dolabı, Osmanlı soylularına ait çerçeveli baskılarla çevrili.

Koç ailesinin nesiller boyu kazandığı spor kupalarının sergilendiği bir sergi; bunların çoğunluğu at yarışlarından oluşuyor.

Geleneksel cumba veya çıkma pencere, değerli bonsai ağaçlarıyla dolu yeşil bir sığınağa dönüştürüldü.

Source: Haber Merkezi