Aile ve İlişkiler – Çocukların İhtiyaçları ve Anne Sağlığına Dair İpuçları

9 yaşında ve asla doymayacak: Kaç öğün yerse yesin yetmiyor

İskoçya”da yaşayan dokuz yaşındaki Mark Allepuz-Rico, nadir görülen Prader-Willi sendromu nedeniyle günde beş öğün yemek yemesine rağmen sürekli aç hissediyor. Bu genetik rahatsızlık, dünya genelinde her 30.000 kişiden birini etkiliyor ve fiziksel semptomlarının yanı sıra öğrenm güçlükleri ve davranışsal sorunlara yol açabiliyor.

AÇLIĞINI ASLA BASTIRAMIYOR

Daily Star”da yer alan habere göre Prader-Willi sendromunun tipik belirtileri arasında büyüme geriliği, kas zayıflığı ve aşırı iştah bulunuyor. Bu durum, kontrol edilmezse tehlikeli kilo artışına neden olabiliyor. Mark her gün düzenli olarak beş öğün yemek yemesine rağmen açlığını asla bastıramıyor.

Ebeveynleri Aga Cinari ve avukat Marc Allepuz-Rico, oğullarının açlığını hiçbir zaman tamamen doyuramayacaklarını kabullenmiş durumda… Onu obeziteden koruyan tek şey ise sıkı bir şekilde kontrol edilen diyet programları.

İskoçya”nın Aberdeenshire bölgesinde yaşayan anne Aga Cinari, “Yemek konusunda tamamen takıntılı. Bu hastalığı ilk duyduğumda her anımı internette Prader-Willi sendromuyla ilgili araştırmalar yaparak geçirdim. Daha önce hiç duymamıştım ve en kötüye hazırlanıyordum. Yeni anne olmanın tadını bile çıkaramadım…” dedi.

Source: Sonuç Sürmeli


2 çocuklu kadınların ruh sağlığı bu yüzden iyi

Çin”deki Soochow Üniversitesi”nde yapılan bir araştırmada, 2 çocuklu kadınların ruh sağlıklarının daha iyi olduğu ortaya çıktı. İngiltere”de 55 binden fazla kadın incelendi.

İncelemeler sonucunda, çocuk sahibi kadınların bipolar bozukluğu ve depresyon geliştirme riskleri çocuk sahibi olanlara oranla yüzde 30 daha düşük çıktı. Detaylı araştırma sonucunda ise çocuk sayısının yükselmesi koruyucu etkinin daha da güçlendiği görüldü.

Kadınların 2 çocuk sahibi olduktan sonra duraklama dönemine girdiği belirtildi. Araştırma ekibi ise, bu durumun bazı ruhsal rahatsızlıkları aza indirebileceğini kaydetti.

DOĞUM ORANI DÜŞTÜ, RUHSAL BOZUKLUKLAR ARTTI

Affective Disorders Dergisi”nde yayınlanan bir makalede, “Canlı doğumlar, bipolar bozukluğa ve majör depresyona karşı bağımsız bir koruyucu faktördür. Kadının ruh sağlığı açısından iki canlı doğum yapmak en iyisi olabilir.” ibaresi yer alıyor.

Diğer bir bulgu ise doğurganlık oranının düşmesiyle beraber ruhsal bozuklukların artması da paralelelik göstermişti. Ulusal İstatistik Ofisi”nin (ONS) rakamlarına göre, İngiltere”de 16-29 yaş aralığındaki kadınların üçte birinden fazlası orta düzeyden depresif semptomlar yaşıyor.

HORMANLAR BEYİN FONKSİYONLARINI İYİLEŞTİRİYOR

Araştırmacılar bunun 2 nedeni olabileceğini söylüyor. Bunlardan biri, hamilelik döneminde yaşanan hormonal değişiklikler, özellikle östrojen ve progesteron düzeylerindeki artışlar nedeniyle canlı doğum yapmanın bipolar bozukluk ve majör depresyona karşı koruyucu olabileceği belirtildi. Bu hormonların beyin fonksiyonlarını iyileştirdiği ve vücudun ruh hali ve bilişle bağlantılı sistemlerini düzenlemeye yardımcı olduğu biliniyor.

İKİNCİ ÇOCUK KOLAY YÖNETİLEBİLİYOR

Ayrıca, anne-çocuk bağının kurulması ve doğumdan sonra yeni doğan bebeğe bakılması, anne dopamin ödül sistemini uyararak duygusal doyum sağlıyor ve depresyon riskini azaltıyor. Kadınların ikinci çocuğa sahip olduklarında anneliğin getirdiği zorunluluklara daha etkili bir şekilde uyum sağlayabilecekleri de ifade edildi.

Araştırma ekibi, ilk çocuğun stres ve uyum süreciyle karşılaştırıldığında, ikinci doğumun psikolojik zorluklarının genellikle daha kolay yönetilebildiğini söyledi.

Source: Haber Merkezi