AKP’nin karnesi belli, İstanbul buna göre kararını verdi
İPA BAŞKANI BUĞRA GÖKCE CEZAEVİNDEN SÖZCÜ’NÜN SORULARINI YANITLADI
21 Mart’tan bu yana tutuklu bulunan İstanbul Planlama Ajansı (İPA) Başkanı, şehir plancı Buğra Gökce İstanbul depremi, Sazlıdere Barajı, Kanal İstanbul üzerine değerlendirmeler yaptı. SÖZCÜ aracılığıyla “19 Mart Darbesi’nden sonra egemenliğin milletin olduğunu gösteren herkese teşekkür ediyorum” mesajını iletti. Gökce, “Bugün böyle kötü yönetilmek tarihimizde küçücük bir parantez. O parantezi de kapatacağız” dedi
RANT ARACI OLDU
– İstanbul depremi için neler yapılmalı? Bakan Kurum’un “2 yılda hazırlarız” sözleri inandırıcı mı?
1999 – 2019 arasında 20 yıl var. Bu 20 yılın 17 yılında merkezi hükümette AKP var, İstanbul Büyükşehir Belediyesi de AKP tarafından yönetildi. Bugün 1,3 milyon riskli konut ile karşı karşıyayız. Yani hem merkezi yönetimi hem yerel yönetimi yönettikleri dönemde İstanbul’u depreme karşı hazırlayamamış, yapı güvenliğini sağlayamamış, en riskli yapıdan başlayarak yapıları dönüştürmemiş, güçlendirmemiş bir yönetim ile karşı karşıyayız. Karneleri belli. Bu dönemde AKP İstanbul’da kentsel dönüşümü rant aktarım aracı olarak kullandı. Şimdi Sn. Murat Kurum “2 yılda hazırlarız” diyorsa buna kimse inanmaz. Zaten 31 Mart seçimlerinde de Murat Kurum meydana çıktı İstanbulluların oyunu istedi. Sonuçta İstanbul kararını verdi. Sn. İmamoğlu, Murat Kurum’a 1 milyondan fazla oy farkı attı. İstanbulluların güvenmediği, oy vermediği bir insanın milli iradeye saygı göstermesi ve bu konularda konuşurken daha dikkatli olması gerekir.
EKONOMİK VE SİYASİ
– Sizin ve öteki şehir plancılarının başına gelenler ‘Kanal İstanbul’u hızlandırmak için’ yorumuna ne dersiniz?
Her darbenin bir siyasi amacı olduğu gibi ekonomik hedefleri de vardır. Darbeciler darbe yaparak siyasi amaca ulaşmak istedikleri gibi çok partili siyasi hayatta, demokratik hukuk düzeninde atamayacakları bazı adımları da atmak isterler. 19 Mart darbesinin siyasi amacı belli. Ekonomik amacı Kanal İstanbul’u hayata geçirerek küçük bir zümrenin muhtaç olduğu rant transferini sağlamak. Bizim de bu bedeli ödediğimiz görülüyor. Murat Çalık, Emra Şahan, Gürkan Akgün, Tayfun Kahraman ve benim aynı anda tutuklu olmamız bir tesadüf değil.
İstanbul’un suyu yok edilecek
– Depremi siz cezaevinde nasıl yaşadınız?
Elbette çok korkutucuydu ama daha sonra başka bir korku bastı. Ailem, sevdiklerim, 16 milyon güzel İstanbullu için büyük bir endişe hissettim. İnsan haber almak, haber vermek istiyor. Mümkün değil. Büyük bir çaresizlik insanın kalbini eziyor. Bunu söylemem lazım. Biz niye ailemizden, sevdiklerimizden uzak, kalbimiz elimizde bu tutsaklığı yaşıyoruz? Büyük bir haksızlık…
Şükür İstanbul’da herhangi bir yıkım, can ve mal kaybı olmadı. Ancak artık kaybedecek vaktimiz de yok. İstanbul’u bir an önce depreme hazırlamak zorundayız. Bu şehir daha fazla büyüyemez. Hâlâ Kanal İstanbul diyorlar. Kanal İstanbul’a harcanacak 65 milyar dolarla İstanbul’da 1 tane riskli konut kalmaz. Zaman kaybediyoruz.
KİMSE İNANMAZ
– Kenarında yapılan konutlar için Sazlıdere Barajı’nın içme suyu kaynağı olmaktan çıkarıldığını biliyoruz…
Sazlıdere Barajı İstanbul’a yılda 55 milyon metreküp su sağlıyor. Bu su varlığını ortadan kaldırıyorlar. Zaten su fakiri olan ve büyük stres yaşayan şehirdeki su stresini daha da arttırıyorlar. Bu barajın yasal koruma statüsü bulunmasına rağmen bu adımın atılması da olayın bir başka yönü. Süreçte ilgili belediyeler yok, halk yok, odalar yok, paydaşlar yok, toplumsal katılım yok. Bütün yol altyapılarının, metroların Kanal İstanbul’a göre yapıldığını söyleyen bir Bakan’ın “gündemimizde yok” takiyyesine kimse inanmaz. Toplumu kandırmaya gerek yok. Körfez ülkelerine konut ve vatandaşlık pazarlanıyor.
Source: Haber Merkezi