“Anadolu Selçuklu Mirası ve Geleneksel Sanatlar – Kültürel Zenginliklerimiz”

Tarih meraklılarının buluşma noktası: Anadolu Selçuklu Sergisi

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Anadolu Selçuklu Devleti’nin siyasi, sosyal ve kültürel mirasını gözler önüne seren Anadolu Selçuklu Sergisi”nin açılışını Millet Kütüphanesi’nde gerçekleştirdi.
“Derin anlamlar barındıran bir sergi”

Açılış töreninde konuşan Bakan Ersoy, Anadolu’nun Türk yurdu haline gelmesinde büyük rol oynayan Selçuklu mirasının önemine vurgu yaparak şunları söyledi: “Böylesine önemli bir mekânda, tarihimiz ve medeniyetimiz açısından derin anlamlar barındıran bir sergi vesilesiyle bir arada olmaktan onur duyuyorum. Bu vesileyle, Malazgirt Zaferi’nden sonra Anadolu’nun Türk yurdu haline gelmesinde büyük rol oynayan Anadolu Selçuklu Devleti’nin varlığını sürdürmesini sağlayan tüm ecdadımızı saygıyla, hürmetle yâd ediyorum.”
Anadolu Selçuklu Medeniyeti 8 başlıkta ele alınıyor
Bakan Ersoy, serginin Anadolu Selçuklu mirasını egemenlik, güç ve hâkimiyet, eğitim hayatı, tasavvuf, ticari hayat, çinicilik, takılar ve mimari sanat başlıkları altında ele aldığını belirterek, ziyaretçilere bu köklü devletin çok yönlü bir bakış açısıyla sunulacağını ifade etti.
Sergide yer alan özel eserler arasında, 12. yüzyılın sonlarına ait nadir bir Kur’an-ı Kerim, kabartma yazılar ve motiflerle süslenmiş ceviz ağacından yapılmış siyah renkli bir rahle, Şems-i Tebrizi’den izler taşıyan bir serpuş, Hz. Mevlânâ’ya atfedilen bir hırka ve Muhiddin Arabî’nin kendi el yazısıyla kaleme aldığı Fütuhâtül Mekkiyye dikkat çekiyor.

Sanatın gücü tarihle buluşuyor
Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak medeniyetimize ait eserleri koruma ve ihya etme çalışmalarına devam ettiklerini belirten Bakan Ersoy, “Bugün Milletin Evinde, Millet Kütüphanesi’nde açılışını gerçekleştirdiğimiz Anadolu Selçuklu Sergisi, tarihe, kültüre ve medeniyetimize olan hürmetimizin bir nişanesidir. Bu sergi, en zor şartlarda dimdik ayakta duran, büyük kahramanlık destanlarını yazan atalarımızın bilgisini, inancını ve medeniyetinden aldığı ilhamı bugüne taşıma azmimizin bir göstergesidir” dedi.
Bakan Ersoy, Anadolu Selçuklu Devleti’ni konu alan bu serginin, ziyaretçilere tarihin izlerini derinlemesine keşfetme fırsatı sunduğunu belirterek, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu’na, Kayseri ve Konya Büyükşehir Belediyeleri”ne ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesi ekibine katkılarından dolayı teşekkür etti.

Source: Dünya Gazetesi


Galip usta imalathanesinde ürettiği bağlamalar eşliğinde türküler seslendiriyor

Çocukluğu Tunceli”nin Demirkapı köyünde geçen, amcalarına bakarak bağlama yapmayı ve çalmayı öğrenen Yayık, ailesiyle 1970 yılında Elazığ”a taşındı.

Burada kuru temizleme işi yapan Yayık, bağlamalara duyduğu ilgiyle işlerinden arta kalan zamanlarında kurduğu atölyesine gitti.

Dut, kayısı ve erik ağaçlarından bağlama üreten Yayık, hobi olarak başladığı bağlama imalatını zamanla meslek haline getirdi.

Yayık, Rızaiye Mahallesi”nde açtığı imalathanede hem bağlama yapıyor hem de müşterilerine mini konser sunuyor.

“Çocukluğum bağlama çalmakla geçti”

Galip Yayık, AA muhabirine, çocukluğunun Tunceli”de geçtiğini, yaşadığı köyde bütün aile büyüklerinin bağlama çaldığını söyledi.

Bağlamalara duyduğu ilgilinin çocukluğundan geldiğini ifade eden Yayık, “Büyüklerimiz sazlarını hep kendileri yaparlardı. O zamanlar saz almak mümkün değildi. O yüzden herkes kendi sazını yapardı. Ben de yaşlılarımıza bakarak öğrendim. Çocukluğum bağlama çalmakla geçti. Her evde böyle saz vardı.” dedi.

Köydeki diğer çocuklarla bağlama çalabilmek için yarışa girdiklerini anlatan Yayık, Elazığ”a yerleştiklerinde de bu ilgisinin sürdüğünü belirtti.

“Mesleğimi aşkla yapıyorum​​​​​​​”

Yayık, “Yıllarca kuru temizlemecilik yaptım ama gönlümde hep saz yapımı vardı. 10 dakika zamanım olsa hemen saz atölyeme koşardım. Hala o hevesle geliyorum. Saz yapmayı seviyorum. Ortaya güzel ürünler çıkarmayı ve birilerine beğendirmeyi seviyorum. Bir müzisyenin elinde yaptığım bağlamayı görmek beni mutlu ediyor. Müşteri isteyince saz çalıp türkü de söylüyorum. Mesleğimi aşkla yapıyorum.” diye konuştu.

Her sabah iş yerini açtığında mutlaka bağlamaların tozunu aldığını, tellerine dokunup bağlamaların sesini duymak istediğini belirten Yayık, dükkanın iç tarafında atölyesinin bulunduğunu, atölyesine geçip, sobasını yakıp, çay içtiğini ve bağlama çaldığını anlattı.

Bağlamaların teknesini dut, sapını ise genellikle kayısı veya erik ağacından yaptığını ifade eden Yayık, bir bağlamayı ortalama 25 günde yaptığını aktardı.

Yayık, yaptığı bağlamaları dükkanında sergilediğini, satışından elde ettiği gelirle de geçimini sağladığını kaydetti.

“El emeği bağlama yapan az sayıda kişi kaldı”

Ülkenin farklı bölgelerine ve yurt dışına da sipariş üzerine bağlama yapıp gönderdiğini belirten Yayık, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Benim gibi el emeği bağlama yapan az sayıda kişi kaldı. Artık seri üretimler başladı. Bir işi severek yapmak çok güzel. Benim yaptığım sazın her santiminde el emeği göz nuru var. O yüzden yaptığım sazlar da sağlıklı oluyor.”

Yayık, büyük sevgiyle ve ilgiyle yaptığı bu mesleğe gençlerin artık çok rağbet göstermediğini dile getirdi.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Anadolu Selçuklu mirası milletin evinde

Açılış töreninde konuşan Bakan Ersoy, Anadolu”nun Türk yurdu haline gelmesinde büyük rol oynayan Selçuklu mirasının önemine vurgu yaparak şunları söyledi: “Böylesine önemli bir mekânda, tarihimiz ve medeniyetimiz açısından derin anlamlar barındıran bir sergi vesilesiyle bir arada olmaktan onur duyuyorum. Bu vesileyle, Malazgirt Zaferi”nden sonra Anadolu”nun Türk yurdu haline gelmesinde büyük rol oynayan Anadolu Selçuklu Devleti”nin varlığını sürdürmesini sağlayan tüm ecdadımızı saygıyla, hürmetle yâd ediyorum.” SEKİZ BÖLÜMDE ANADOLU SELÇUKLU MEDENİYETİ Bakan Ersoy, serginin Anadolu Selçuklu mirasını egemenlik, güç ve hâkimiyet, eğitim hayatı, tasavvuf, ticari hayat, çinicilik, takılar ve mimari sanat başlıkları altında ele aldığını belirterek, ziyaretçilere bu köklü devletin çok yönlü bir bakış açısıyla sunulacağını ifade etti. Sergide yer alan özel eserler arasında, 12. yüzyılın sonlarına ait nadir bir Kur”an-ı Kerim, kabartma yazılar ve motiflerle süslenmiş ceviz ağacından yapılmış siyah renkli bir rahle, Şems-i Tebrizi”den izler taşıyan bir serpuş, Hz. Mevlânâ”ya atfedilen bir hırka ve Muhiddin Arabî”nin kendi el yazısıyla kaleme aldığı Fütuhâtül Mekkiyye dikkat çekiyor. SANATIN GÜCÜYLE TARİHİ KONUŞTURUYORUZ Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak medeniyetimize ait eserleri koruma ve ihya etme çalışmalarına devam ettiklerini belirten Bakan Ersoy, diğer yandan da bu zengin mirası sanatın ilham verici gücüyle günümüze taşıdıklarını vurgulayarak şöyle konuştu: “Bugün Milletin Evinde, Millet Kütüphanesi”nde açılışını gerçekleştirdiğimiz Anadolu Selçuklu Sergisi, tarihe, kültüre ve medeniyetimize olan hürmetimizin bir nişanesidir. Bu sergi, en zor şartlarda dimdik ayakta duran, büyük kahramanlık destanlarını yazan atalarımızın bilgisini, inancını ve medeniyetinden aldığı ilhamı bugüne taşıma azmimizin bir göstergesidir.” Bakan Ersoy, Anadolu Selçuklu Devleti”ni konu alan bu serginin, ziyaretçilere tarihin izlerini derinlemesine keşfetme fırsatı sunduğunu belirterek, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu”na, Kayseri ve Konya Büyükşehir Belediyelerine ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesi ekibine katkılarından dolayı teşekkür etti. Sergi, Anadolu Selçuklu Devleti”ni daha yakından tanımak isteyen sanatseverler ve tarih meraklıları için önemli bir buluşma noktası olacak.

Source: Sabah