Araştırma ve İnovasyon Güncellemeleri – 24 Aralık 2024

Borusan Boru”dan ABD”ye büyük çaplı çelik boru üretimi için dev yatırım

Borusan Boru, ABD çelik boru pazarındaki varlığını güçlendirmek için büyük bir adım atmaya hazırlanıyor. Şirket, ABD’de kurulu bağlı ortaklığı Borusan Berg Pipe Holding Corp. çatısı altında faaliyet gösteren Panama City tesisine, 2025 ve 2026 yıllarında toplam 68 milyon dolar tutarında yatırım yapma kararı aldı. Kamuyu Aydınlatma Platformu”na (KAP) yapılan açıklamaya göre, yatırım, düz dikişli çelik boru üretiminde kullanılan ileri bir form verme teknolojisini hayata geçirecek. Bu teknoloji, büyük çaplı boruların şekillendirilmesini sağlayan JCO yöntemiyle üretim süreçlerini modernize edecek. Ürün yelpazesi genişliyor Borusan Boru”nun geliştireceği bu yeni üretim hattı, düz çelik plakaları sırasıyla “J”, “C” ve “O” şekline dönüştürerek, daha küçük çaplı ve daha kalın duvarlı borular üretebilecek. Bu yenilik, şirketin ürün portföyünü çeşitlendirerek yenilenebilir enerji platformları, uzun mesafeli enerji taşımacılığı projeleri ve açık deniz boru hatları gibi alanlara hitap etmesine olanak sağlayacak. ABD pazarında yerel avantaj 2027 yılında faaliyete geçmesi planlanan bu teknoloji yatırımı, Borusan Boru’yu ABD çelik boru pazarında bu tür bir teknolojiyle üretim yapan tek yerli üretici konumuna yükseltecek. Şirket, yıllık 150 bin tonluk ek pazar potansiyeli sunan ithalat alternatifi ürünlerde, yerel üretimin avantajlarından faydalanmayı hedefliyor.

Source: Dünya Gazetesi


KOBİ”ler 2023″te ihracatın yüzde 35″ini, ithalatın yüzde 20″sini gerçekleştirdi

Türkiye İstatistik Kurumu, 2023 yılına ilişkin “Küçük ve Orta Büyüklükteki Girişim İstatistikleri”ni açıkladı.

Buna göre, Türkiye”de 250 kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hasılatı veya mali bilançosundan herhangi biri 500 milyon lirayı aşmayan girişimler KOBİ olarak tanımlanıyor.

Sanayi ve hizmet sektörlerinde faaliyet gösteren 3 milyon 713 bin girişim KOBİ sınıfına girerken bu kuruluşlar 2023 yılında toplam girişim sayısının yüzde 99,7″sini oluşturdu. Buna karşılık, istihdamın yüzde 70,5″ini, personel maliyetinin yüzde 47,9″unu, cironun yüzde 47,4″ünü, üretim değerinin yüzde 41,6″sını ve faktör maliyetiyle katma değerin yüzde 40,1″ini söz konusu işletmeler kaydetti.

Ekonomik faaliyetlerin istatistiki sınıflamasına (NACE Rev.2) göre, 2023 yılında KOBİ”lerin yüzde 36,1″i toptan ve perakende ticaret, motorlu kara taşıtlarının ve motosikletlerin onarımı, yüzde 15,2″si ulaştırma ve depolama, yüzde 12,3″ü imalat sanayisi sektörlerinde faaliyet gösterdi.

Geçen yıl toptan ve perakende ticaret, motorlu kara taşıtlarının ve motosikletlerin onarımı faaliyetlerindeki KOBİ istihdamının toplam KOBİ istihdamı içindeki oranı yüzde 26,5 olurken personel maliyeti için bu oran yüzde 22,9, ciroda yüzde 53,2, faktör maliyetiyle katma değerde yüzde 24,8 ve üretim değerinde yüzde 15,6 olarak gerçekleşti.

Orta ölçekli girişimlerde çalışan başına katma değer 615 bin lira oldu

KOBİ girişimleri için 2009 yılında çalışan başına ortalama katma değer 15 bin lira iken 2023 yılında bu değer 296 bin lirayı buldu. KOBİ grupları içinde 2009 ve 2023 yılları için en yüksek çalışan başına katma değer sırasıyla 29 bin lira ve 615 bin lira ile orta ölçekli girişimlerde gerçekleşirken aynı yıllar için bu değerler küçük ölçekli girişimler için sırasıyla 19 bin lira ve 341 bin lira, mikro ölçekli girişimler için ise 8 bin lira ve 111 bin lira olarak hesaplandı.

2009 yılında KOBİ girişimleri için çalışan başına ortalama personel maliyeti 8 bin lira iken 2023 yılında 149 bin lira oldu. KOBİ grupları içinde 2009 ve 2023 yılları için en yüksek çalışan başına personel maliyeti sırasıyla 15 bin lira ve 255 bin lira ile orta ölçekli girişimlerde gerçekleşirken aynı yıllar için bu değerler küçük ölçekli girişimler için sırasıyla 11 bin lira ve 185 bin lira, mikro ölçekli girişimler için ise 4 bin lira ve 75 bin lira olarak kayıtlara geçti.

İmalat sanayisindeki 3 bin 475 KOBİ yüksek teknoloji sınıfında üretim yaptı. İmalat sanayisindeki KOBİ”ler teknoloji düzeylerine göre sınıflandırıldığında, yüzde 55,6″sı düşük teknoloji sınıfında üretim yaparken büyük ölçekli girişimlerde bu oran yüzde 43,6 oldu.

KOBİ büyüklük gruplarına göre incelendiğinde, mikro ölçekli girişimlerin yüzde 56,7″si düşük teknoloji sınıfında üretim yaparken yüzde 31,9″u orta-düşük teknoloji, yüzde 10,7″si orta-yüksek teknoloji ve yüzde 0,7″si yüksek teknoloji sınıfında üretimde bulundu. Buna karşılık küçük ölçekli girişimlerde bu oranlar sırasıyla yüzde 50,3, yüzde 30,9, yüzde 17,7 ve yüzde 1,1 iken orta ölçekli girişimlerde yüzde 49,6, yüzde 29,8, yüzde 19,1 ve yüzde 1,5 olarak kaydedildi.

2022 yılında doğan KOBİ girişim sayısının, o yılki aktif KOBİ girişim sayısına oranı (girişim doğum oranı) yüzde 16,2 ve 2022 yılında doğan KOBİ girişimlerindeki istihdamın, söz konusu yıldaki aktif KOBİ”lerin toplam istihdamı içindeki payı yüzde 7,5 iken 2023 yılında bu oranlar girişim doğum oranında yüzde 15,3″e, istihdam payında ise yüzde 6,9″a geriledi.

KOBİ”lerin 2023 yılında en yüksek doğum oranı yüzde 16,3 ile mikro ölçekli girişimlerde olurken bunu sırasıyla yüzde 5,4 ile küçük ölçekli, yüzde 3,8 ile orta ölçekli girişimler takip etti. Doğan girişimlerin istihdam içindeki oranlarında en yüksek pay yüzde 11,7 ile mikro ölçekli girişimlerin oldu. Bunu yüzde 3 ile küçük ölçekli ve yüzde 2 ile orta ölçekli girişimler izledi.

KOBİ”ler toplam ihracatın yüzde 35″ini gerçekleştirdi

Geçen yıla ilişkin toplam ihracatın yüzde 35″i, ithalatın ise yüzde 20″si KOBİ”ler tarafından yapıldı. 2023 yılı toplam ihracatında mikro ölçekli girişimlerin payı yüzde 3,4 iken küçük ölçekli girişimlerin payı yüzde 13,2, orta ölçekli girişimlerin payı yüzde 18,4, büyük ölçekli girişimlerin payı yüzde 65 olarak kayıtlara geçti.

KOBİ”lerin ihracatlarının yüzde 58,1″i ticaret, yüzde 36,7″si sanayi sektörlerinde yapıldı.

2023 yılı toplam ithalatında mikro ölçekli girişimlerin payı yüzde 1,4, küçük ölçekli girişimlerin payı yüzde 7,2, orta ölçekli girişimlerin payı yüzde 11,3, büyük ölçekli girişimlerin payı ise yüzde 80 olarak gerçekleşti.

KOBİ”lerin ithalatının yüzde 64″ü ticaret, yüzde 29,2″si sanayi sektörlerinde kaydedildi.

KOBİ”lerin 2013 yılında 57 milyar dolar olan ihracat değeri, 2023 yılında 87 milyar dolara yükseldi. İthalatta ise 2013 yılında 48 milyar dolar olan değer, 2023 yılında 68 milyar dolara ulaştı.

KOBİ”lerin toplam ihracatının yüzde 49,3″ü Avrupa ülkelerine yapıldı

KOBİ”ler tarafından 2023 yılında yapılan ihracatın 49,3″ü Avrupa, yüzde 33,4″ü Asya ülkelerine gerçekleştirildi. KOBİ”ler ithalatının yüzde 48,2″sini Avrupa, yüzde 42,6″sını Asya ülkelerinden yaptı. KOBİ”lerin ihracatının yüzde 91,1″ini imalat sanayisi ürünleri oluşturdu.

KOBİ”lerin 2023 yılı ihracatında başka yerde sınıflandırılmamış makine ve ekipmanların payı yüzde 11,5, giyim eşyası sektörünün payı yüzde 10,9 ve tekstil ürünlerinin payı yüzde 7,5 oldu.

Bu işletmelerin 2023 yılı ithalatında ise öne çıkan ürünler, yüzde 26,2 ile ana metaller, yüzde 14 ile başka yerde sınıflandırılmamış makine ve ekipmanlar, yüzde 12,5 ile kimyasallar ve kimyasal ürünler olarak sıralandı.

KOBİ”ler AR-GE harcamalarının yüzde 30″unu gerçekleştirdi

Mali ve mali olmayan şirketlerin 2023 yılına ilişkin toplam gayrisafi yurt içi AR-GE harcamasının 72 milyar 763 milyon lirasını KOBİ”ler yaptı. Bu harcama mali ve mali olmayan şirketler AR-GE harcamasının yüzde 30″unu oluşturdu. Tam zaman eşdeğeri (TZE) cinsinden mali ve mali olmayan şirketlerde toplam 186 bin 993 kişi AR-GE personeli olarak çalıştı. TZE cinsinden bu personelin yüzde 46,3″ü KOBİ”lerde istihdam edildi.

Geçen yıl 2023 yılında KOBİ”lerin toplam patent başvuru sayısı 1503 olurken aynı yıl 445 patent tescil edildi. KOBİ ölçeklerinde ise 582 patent başvurusu ve 180 patent tesciliyle orta ölçekli girişimler ilk sırada yer aldı.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Cengiz Holding, 2025 hedefleri doğrultusunda AR-GE yatırımlarını artırıyor

“İş Dünyası Söyleşileri” kapsamında AA muhabirine açıklamalarda bulunan Cengiz, küresel ekonominin 2024″te çalkantılı bir dönemden geçtiğini vurguladı.

Salgının hemen ardından patlak veren Rusya-Ukrayna Savaşı ve Orta Doğu”da dengeleri altüst eden İsrail”in Filistin ve Lübnan”a yönelik saldırılarının bu çalkantıda etkili olduğunu aktaran Cengiz, tüm bu olumsuz gelişmelere rağmen 2024″ün, Türkiye”nin ekonomik politikasının olumlu sonuçlarını almaya başladığı bir yıl olduğunu ifade etti.

Cengiz, ekonomi yönetiminin enflasyonist ortamı kontrol altına almak için uyguladığı sıkı para politikalarının ekonomide soğumayı sağladığını belirterek, “Biz de küresel ticaretin yeniden şekillendiği bu dönemde, jeopolitik gelişmeleri yakından takip ederek risk yönetimi stratejilerimizi sürekli olarak güncelliyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

Ekonomik büyümenin yavaşladığı dönemlerde inovasyon ve sürdürülebilirlik odaklı yatırımların öneminin arttığına işaret eden Cengiz, “Biz de son 5 yıllık dönemde yaptığımız gibi 2024 yılı boyunca faaliyette bulunduğumuz tüm iş kollarında yerli ürün ve üretim oranımızı artırmak için AR-GE faaliyetlerimizi artırdık.” dedi.

2025″te sürdürülebilirlik, şirketlerin ve ülkelerin önceliği olmaya devam edecek

Cengiz, ekonomi yönetiminin sıkı para politikaları ve enflasyondaki düşüş eğilimiyle 2025″te faiz oranlarının düşmesinin beklendiğine dikkati çekerek, “2025”te ekonomik büyümenin yeniden ivme kazanmasını, yapısal reformların devam etmesiyle yatırım ortamının daha da iyileşmesini bekliyoruz.” diye konuştu.

Şirketin 2024″te büyüme hedeflerine ulaştığını ve yeni yatırımlarla istihdamı artırdığını vurgulayan Cengiz, şunları kaydetti:

“2025”te iç dinamikler kadar dış dinamiklerin de ekonomi ve para politikalarında etkili olacağını düşünüyorum. Merkez Bankasının Orta Vadeli Programı”nın meyvelerini vermeye başlaması, birçok büyük ekonomide faiz indirimlerinin devam edecek olması, Rusya-Ukrayna Savaşı”nın sona ermesi ve jeopolitik istikrarı sağlama yolunda atılacak her adımın Türkiye”ye ve yatırım iklimine olumlu yansıması olacak. Tabii sürdürülebilirlik, şirketlerin ve ülkelerin ajandalarında öncelikli konumda yer almaya devam edecek.”

Holding enerjide yenilenebilir kaynaklara odaklanıyor

Cengiz, enerji sektöründe Türkiye”de 4 bin 848 megavat, toplamda ise 5 bin 328 megavat kurulu güce sahip olduklarını dile getirerek, özellikle yenilenebilir enerji yatırımlarına odaklandıklarını belirtti.

Orta vadede hedeflerinin üretimde kullanılan enerjinin tamamının yenilenebilir kaynaklardan sağlanması olduğunun altını çizen Cengiz, “Yenilenebilir santrallerimizi hibrite dönüştürerek verimliliklerini artırıyoruz. Bu yıl, Çerkeş”teki kapasite artırımı projemiz için Almanya”nın ikinci büyük bankası olan DZ Bank”tan yeşil finansman aldık. Cengiz Enerji, sanayi üretimi yapan kardeş şirketleri için de yenilenebilir enerji santralleri yatırımları yapıyor.” diye konuştu.

Cengiz, yurt dışı yatırımlarına da devam ettiklerini aktararak, Özbekistan”da Taşkent ve Sirdaryo”daki doğal gaz çevrim santrallerinin ardından Cizzak”taki üçüncü santralin kurulumuna devam ettiklerini, söz konusu santralin tamamlanmasıyla Özbekistan”daki toplam kurulu gücün 1030 megavata ulaşacağını ifade etti.

Sanayi ve madencilikte büyüme hedefi

Cengiz, Holdingin sanayi ve madencilikte önemli projelere imza attığını dile getirerek, Türkiye”nin cevherden katot bakır üretebilen tek tesisi olan Eti Bakır İzabe ve Elektroliz Tesisi”nde modernizasyon yatırımları gerçekleştirdiklerini söyledi.

Bu yatırımla tesisin kapasitesinin yüzde 15 artırıldığını belirten Cengiz, “Ayrıca, zaten yasal sınırın altında olan emisyon değerlerimizde ek olarak yüzde 8’lik bir düşüş sağladık. Yine bu tesisimiz içinde bilye üretim tesisi kurduk. 8 milyon dolarlık yatırımla hayata geçirilen bu tesis, farklı madencilik alanları için 9 farklı çapta, yıllık 50 bin ton üretim kapasitesine sahip.” bilgisini paylaştı.

Cengiz, Elazığ”ın Maden ilçesinde kurulacak olan bakır flotasyon tesisinin iki yıl içinde faaliyete geçeceğini, 350 milyon dolarlık yatırımla hayata geçirilen tesisin yıllık 1 milyon ton bakır cevheri işleyeceğini aktardı.

Eti Alüminyum”da ise savunma sanayisi ve uçak gövdeleri için ham madde üretecek yeni haddehane yatırımının devam ettiğini anımsatan Cengiz, “3 milyar liralık yatırımla kurulacak olan tesiste ilk etapta 100 bin tonluk üretimle başlayacağız. Kapasiteyi 200-250 bin tona kadar çıkarma hedefimiz var.” şeklinde konuştu.

Döngüsel ekonomi projeleriyle sürdürülebilirlik vurgusu

Cengiz, döngüsel ekonomi yatırımları kapsamında Küre’deki bakır üretiminden elde edilen piritin Mazıdağı”nda kobalt geri kazanımı için işlendiğini ve İngiltere’deki ICoNiChem tesisinde 99,99 saflıkta kobalt elde edildiğinin altını çizdi.

Teknoloji üretim şirketi NOVONIX ile yapılan son anlaşma sayesinde de bu kobaltın katot aktif malzeme üretiminde kullanıldığına değinen Cengiz, söz konusu projenin tüm dünyada sürdürülebilirliğe büyük katkı sağlayacağının altını söyledi.

Yurt dışı inşaat projeleri devam ediyor

Cengiz, Holdingin yurt dışındaki inşaat projeleriyle de büyümeyi sürdürdüğünü kaydetti.

Slovenya”da Karavanke Tüneli”nin yapımının devam ettiğini ve projenin 2025’te tamamlanacağını belirten Cengiz, Bosna Hersek”te iki otoyol projesinin sürdüğünü, projelerin 2025 ve 2026″da tamamlanacağını aktardı.

Cengiz, Hırvatistan”da bir demir yolu projesi üzerinde çalışmaların devam ettiğini Azerbaycan”da ise iki otoyol projesi ile Zabuxçay Barajı”nın bu yıl tamamlandığını ifade etti.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Türkiye”nin tarımı için 250 araştırmacı ve 110 öğrenci proje üretiyor

Erciyes Üniversitesinin yöneticisi olduğu TÜBİTAK 1004 Mükemmeliyet Merkezi Destek Programı tarafından desteklenen “Türkiye Tarımsal Üretiminde Küresel İklim Değişikliğine Uyumlu Sürdürülebilir Tarım Teknolojileri Platformu” kapsamında 250 araştırmacı ve 110 bursiyer öğrenci, Türkiye”de tarımın geleceğine yönelik çalışmalar yürütüyor.

Projede, ERÜ”nün yanı sıra Çukurova Üniversitesi, Ege Üniversitesi, Akdeniz Üniversitesi, Marmara Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, TÜBİTAK-MAM Gıda Enstitüsü, ODTÜ-GÜNAM, Kayseri Şeker Fabrikası AŞ, Toros Tarım AŞ ve Tekfen Tarım AŞ gibi çok sayıda paydaş yer alıyor.

ERÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Altun, AA muhabirine, projenin 130 milyon lira gibi ciddi fona sahip olduğunu söyledi.

Projeyle yöresel tarıma katkı sağlamayı amaçladıklarını vurgulayan Altun, şöyle konuştu:

“Çünkü tarım süreçlerinde her yörenin kendi iklim koşullarına göre tarım yapma olanakları var. Rusya-Ukrayna savaşı, bize gıda arz güvenliğinin ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Bu durumlarda kendine yeten ülkelerin rahat ettiğini gördük. Bizim amacımız da bu projeyle bunları ortaya koyabilmek. Ara değerlendirmelerimizle proje her aşamada devam ediyor, takipleri TÜBİTAK tarafından yapılıyor. Projeden çok güzel sonuçlar çıkacağını düşünüyorum. Erciyes Üniversitesi, bu tür projelerle kurumsal marka değerini artırarak kendisinden söz ettirmeye devam edecek.”

Yeni bitki ve ıslah çalışmalarıyla biyolojik ilaçlar üzerine çalışma yapılıyor

Proje Yöneticisi Araştırma Dekanlığı Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Özhan Şimşek ise TÜBİTAK”ın en büyük fonu olan 1004 projesinin araştırma üniversitelerine verildiğini belirtti.

Türkiye”nin tarımı için çok büyük konsorsiyum kurulduğunu ifade eden Şimşek, “Hedefimiz, Türkiye”nin tarımsal problemlerine çevreci ve yenilikçi yaklaşımlarla teknolojiler üretmek ve bu teknolojilere dayalı ürünler geliştirmek.” dedi.

Projenin çok geniş kapsamlı olduğunu ve birçok çalışmayı barındırdığını vurgulayan Şimşek, şöyle devam etti:

“Bitki ıslahı çalışmaları yürütüyoruz. Ülkemiz için ekonomik öneme sahip üzüm, çilek, buğday gibi türlerde hem modern, gelişmiş biyoteknolojik tekniklerle hem de klasik yöntemleri kullanarak küresel iklim değişikliğine uyumlu yeni çeşitleri geliştirmeye çalışıyoruz. Aynı zamanda bu çeşitlerin bitki beslemesi için kimyasal gübrelerden uzaklaşarak mikrobiyal gübreler geliştirilmesini hedefliyoruz. Ayrıca, biyolojik ilaç kısmı çok önemli. Kimyasal ilaçlardan uzaklaşarak biyolojik ilaçlar elde ederek bu bitkilerin ilaçlanması üzerine projelerimiz var. Bir yandan da bu bitkilerin çok fazla atığı var. Bu bitki atık ve artıklarını ülke ekonomisine kazandırmak adına çalışmalar yürütüyoruz. Hem gıda etken maddelerinin elde edilmesi hem de yeşil yapraklardan bitkisel protein elde edilmesi çalışmaları yürütüyoruz.”

“Dev araştırma ordusu kurmuş durumdayız”

Tarımda kullanılan enerjiye yönelik de projeleri bulunduğundan bahseden Şimşek, şunları kaydetti:

“Hem Erciyes Üniversitesinin arazilerinde hem de Türkiye”nin farklı lokasyonlarında meyve ve sebze bahçelerinin üzerine güneş enerji sistemleri kurarak, enerjiden tasarruf ederek bitki verimini artırmak istiyoruz. Tıbbi ve aromatik bitkilerden ilaç etken maddeleri elde ederek ülke ekonomisine katkı sağlamayı amaçlıyoruz. Topraksız tarım teknolojisi çalışıyoruz. Bu projelerin hepsi birbiriyle iç içe girmiş durumda. Projemizde 250 araştırmacı ve 110 bursiyer var, dev araştırma ordusu kurmuş durumdayız. Projemizde yer alan 110 bursiyerin de yetişmesi, akademide, özel sektörde, ilgili kurum ve kuruluşlarda istihdam edilebilmesi için elimizden geleni yapıyoruz.”

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source: