Arefe Günü Rehberi: İbadetler, Dualar ve Kurban Bayramı Hazırlıkları

Arefe Günü yapılacak ibadetler, okunacak dualar ve kılınacak namazlar listesi: Diyanet ile arefe günü neler yapılır?

Kurban Bayramı öncesindeki Arefe Günü”nde hangi ibadetlerin yapılacağı merak ediliyor. Dua, namaz, zikir ve oruçla ilgili sorular, Din İşleri Yüksek Kurulu”nun açıklamalarıyla yakından takip ediliyor. Bu mübarek günü manevi yönden dolu dolu geçirmek isteyen Müslümanlar, Arefe Günü”nü en güzel şekilde değerlendirmek için araştırmalarına devam ediyor. Peki, Arefe Günü hangi ibadetler yapılır? Hangi dualar okunur, ne tür namazlar kılınır, oruç tutulur mu? İşte Arefe Günü yapılacak AREFE GÜNÜ İBADETLERİ Hz. Muhammed (S.A.V.) bu ayda kendisini tamamen ibadete verir, hele ramazanın son on gününü itikatla (mescide kapanarak) geçirirdi. Hz. Aişe (r.a.) anlatıyor. “Ramazan-ı şerifin son on günü girince Peygamberimiz (ibadet konusunda) ciddi bir gayret gösterirdi. Geceyi ibadetle geçirir, ailesini de ibadet için uyandırırdı. AREFE GÜNÜNDE NELER YAPILIR? Arefe gününde şu ibadetler yapılabilir; duha namazı (kuşluk namazı), tesbih namazı ve şükür namazı kılınabilir. Tövbe istiğfar, salavat, kelime-i tevhid okumak tavsiye edilen ibadetlerdendir. ihlas Suresi okumak tavsiye edilir. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v) şöyle buyurmuştur “İhlas suresini kim arefe günü akşamı 1000 defa okursa Allahü Teala ona istediğini verir.” Peygamber Efendimiz bugün için “En hayırlı, kabulü şayan olan dua, Arefe Günü yapılan duadır” şeklinde bir Hadis söylemiştir. Müslümanlar bugünü oruç, namaz ve dua eşliğinde geçirmelidir. Arefe gününün faziletine binaen Resulullah Sallallahü aleyhi ve Sellem buyurdular ki: “”Arefe gününde oruç tutmak, geçmiş ve gelecekten birer senenin küçük günahına kefaret olur. Aşure günü orucu ise yalnız geçmiş olan bir senelik günaha kefaret olur.”” AREFE GÜNÜNDE NELER YAPILIR? Arefe gününde şu ibadetler yapılabilir; duha namazı (kuşluk namazı), tesbih namazı ve şükür namazı kılınabilir. Tövbe istiğfar, salavat, kelime-i tevhid okumak tavsiye edilen ibadetlerdendir. ihlas Suresi okumak tavsiye edilir. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v) şöyle buyurmuştur “İhlas suresini kim arefe günü akşamı 1000 defa okursa Allahü Teala ona istediğini verir.” Peygamber Efendimiz bugün için “En hayırlı, kabulü şayan olan dua, Arefe Günü yapılan duadır” şeklinde bir Hadis söylemiştir. Müslümanlar bugünü oruç, namaz ve dua eşliğinde geçirmelidir. Arefe gününün faziletine binaen Resulullah Sallallahü aleyhi ve Sellem buyurdular ki: “”Arefe gününde oruç tutmak, geçmiş ve gelecekten birer senenin küçük günahına kefaret olur. Aşure günü orucu ise yalnız geçmiş olan bir senelik günaha kefaret olur.”” PEYGAMBER EFENDİMİZİN AREFE GÜNÜ OKUDUĞU DUA Resulullah (s.a.v) Arife günü şu duayı okurdu: Allâhümmec”al fî kalbî nûran ve fî basarî nûran ve fî sem”î nûran ve “an yemînî nûran ve “an yesârî nûran ve fevkî nûran ve tahtî nûran ve emâmî nûran ve halfî nûran vec”al lî nûran. Ve fî rivâyetin: “Asabî ve lahmî ve demî ve şa”rî ve beşerî kâne yekûlü fî du”âihî Yâ Rabb! Kalbimi nurlandır, gözümü nurlandır, kulağımı nurlandır, sağımı nurlandır, solumu nurlandır, üstümü nurlandır, altımı nurlandır, önümü nurlandır, arkamı nurlandır ve beni nûr eyle (bir başka rivayette) benim damarlarımı nurlandır, etimi nurlandır, kanımı nurlandır, saçımı nurlandır, yüzümü nurlandır. Buhâri”de geçen bir hadisten öğrendiğimize göre arife günü şu duayı okuyan, şeytanın tasallutundan kurtulur, kendini muhafaza altına almış olur. “Allahümme”c”al fi kalbi nûran ve fi basari nûran. Allahümme”şrah li sadri ve yessir li emri…” “Allah”ım, kalbimi, gözümü, gönlümü nûrlu kıl. Allah”ım, kalbime genişlik, işlerime kolaylık ver. Peygamberimiz (s.a.s) buyurdu ki: Arefe gününe hürmet ediniz! Çünkü Allahü Tealänın kıymet verdiği bir gündür. Arefe gecesi ibadet edenler Cehennem”den azad olur. Arefe günü ibadet edenlerin iki senelik günahları affolur. Biri geçmiş senenin, diğeri gelecek senenin günahıdır. Arefe günü bin ihlas okuyanın bütün günahları affolur ve her duası kabul olur. Hepsini besmele ile okumalıdır. Efendimiz (s.a.v.) Arefe gününün faziletini şu hadisle müjdeliyor: “Arefe gününden daha faziletli bir gün yoktur. Allahü Teâlâ o gün, yer ehli ile meleklere karşı övünür ve (Arafat”taki hacıları kastederek) şöyle buyurur: Kullarıma bir bakın. Saçları başları dağınık, toz toprak içinde her uzak ilden bana geldiler. Bu halleri ile onlar, rahmetimi ümit etmekteler, azabımdan dahi korkmaktalar. Şahit olunuz, onları bağışladım. Onların yerlerini cennet eyledim. Arefe günü olduğu kadar, hiçbir gün cehennemden daha çok azat edilen olmaz. AREFE GÜNÜ 1000 İHLAS OKUMANIN FAZİLETİ NEDİR? İhlâs Sûresini farklı sayılarda okumanın fâziletlerine dair hadisler olduğu (1) gibi, 1000 defa okumanın faziletiyle igili rivayetler de vardır: “Arefe günü Besmele ile bin İhlâs okuyanın günahları affedilir ve duası kabul olur.” (Ebu-ş şeyh) Bir hadis-i şerifte: “Kim ihlâs suresini Arefe gününde öğle ile akşam arasında bin defa okursa Allah (cc), ona ne isterse verir.” buyrulmaktadır. Hadis-i şeriflere göre; “İhlâs suresini okumak kul hakkı hariç diğer bütün günahların affına vesiledir.” (Ebu-ş şeyh) AREFE GÜNÜ ÇEKİLECEK TESBİHLER Bu mübarek günde mümkünse 1001 kere “Estagfirullahe”l-azime be etubü ileyh” şeklinde istigfar etmek tavsiye edilir. 100 defa “Subhanallahi ve bi hamdihi” denildiğinde günahlar bağışlanır. “Subhanallahi velhamdulillahi ve la ilahe illallahu vallahu ekber” demenin de Peygamber Efendimiz tarafından çok kıymetli olduğu müjdelenmiştir. AREFE GÜNÜ ÇEKİLECEK ZİKİRLER VE ESMALAR 1. İhlâs Suresi 2. La ilahe illellahü vahdehü la şerike leh, Lehül mülkü ve lehül hamdü ve hüve ala külli şey`in kadir. 3. Allahümme salli ala Muhammedin ve enzilhül muk`adel mükarrebe ındeke yevmel kıyameh. 4. La ilahe illellahü vahdehü la şerike leh, Lehül mülkü ve lehül hamdü biyedihil hâyrû vehüve alâ külli şey”in kadîr Ayrıca Tevriye, arefe gününden bir önceki güne denir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Tevriye günü oruç tutan ve günah söz söylemeyen Müslüman cennete girer.

Source: Sabah


Arefe günü yapılacak dua ve ibadetler

Arefe günü, Kurban Bayramı’ndan bir gün öncesi olan Zilhicce ayının 9. günüdür ve tüm İslâm âleminde büyük bir öneme sahiptir.Bu mübarek gün, duaların kabul olduğu, bağışlanma kapılarının sonuna kadar açıldığı ve Allah Teâlâ’nın kullarını cehennem ateşinden azat ettiği özel bir gündür.Arefe, hac farîzasını yerine getiren Müslümanların Arafat’ta vakfe görevini îfâ ettikleri gün olduğu için bu ismi almıştır.Arefe Gününün Fazileti ve ÖnemiPeygamber Efendimiz (s.a.v.) hadis-i şeriflerinde Arefe gününün faziletini sıkça vurgulamıştır. İbni Abbâs’tan (r.a.) rivayet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:“Başka günlerin hiçbirinde, şu günlerde işlenecek amel-i sâlihten, Allah katında, daha sevimli hiçbir amel yoktur.” (Buhârî, Îdeyn 11).Aynı zamanda, Arefe günü tutulan orucun gelmiş ve geçmiş bir yıllık günahlara kefaret olacağı da müjdelenmiştir. (Müslim, Sıyâm, 196-197). Bu müjde de Arefe gününün ne kadar önemli bir gün olduğunu bir kez daha gözler önüne sermektedir.Arefe Günü Yapılması Tavsiye Edilen İbadetlerArefe gününün manevî bereketinden en iyi şekilde faydalanmak için yapılabilecek birçok ibadet ve dua bulunmaktadır. Bunlardan bazıları ise şunlardır: Oruç Tutmak: Hacca gitmeyenler için Arefe günü oruç tutmak sünnettir. Bu orucun, geçmiş ve gelecek birer yıllık günahlara kefaret olacağı rivayet edilmiştir. Arefe Duası Okumak:Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Arefe gününde sıkça şu duayı okurlardı:”Lâ ilâhe illallahü vahdehü lâ şerîke leh, lehül mülkü ve lehül hamdü biyedihil hayrû ve hüve alâ kulli şey’in kadîr.”Anlamı: “Allah’tan başka ilâh yoktur, yalnız O vardır ve hiçbir şerîki yoktur. Mülk O’nundur ve hamd de O’na mahsustur. Bütün hayırlar O’nun elindedir ve O, her şeye kâdirdir.” Teşrik Tekbiri Getirmek:Arefe günü sabah namazından başlayarak, Kurban Bayramı’nın dördüncü günü ikindi namazına kadar, toplam 23 vakit boyunca her farz namazın ardından tekbir getirmek vaciptir.Tekbir: “Allahu ekber Allahu ekber. Lâ ilâhe illâllahu vallahu ekber. Allahu ekber ve lillâhil hamd.”Anlamı: “Allah her şeyden yücedir, Allah her şeyden yücedir. Allah’tan başka ilâh yoktur, Allah her şeyden yücedir. Allah her şeyden yücedir, hamd yalnızca Allah’a mahsustur.” Kabir Ziyaretinde Bulunmak:Arefe günü veya bayram günlerinde kabir ziyaretleri yapmak, âhireti hatırlatır ve ölülerimize dua etme vesilesi olur. Sadaka Vermek:Bu mübarek günlerde ihtiyaç sahiplerini gözetmek, onları sevindirmek ve sadaka vermek büyük sevaptır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) helâl kazançtan verilen sadakanın, Allah katında nasıl büyüdüğünü ifade etmiştir. İstiğfar ve Dua Etmek:Arefe günü, duaların en hayırlısı olduğu ve Allah’ın cehennemden en çok kul azat ettiği gün olduğu belirtilmiştir. Bu nedenle bol bol istiğfar etmek ve dua etmek büyük önem taşır. Tefekkür Etmek:Arefe günü, hacıların Arafat’ta mahşer meydanını ve hesap gününü tefekkür ettiği gibi, bizlerin de hayatımızı, Allah’a olan kulluğumuzu ve âhiret hazırlığımızı düşünmek için önemli bir fırsattır.İlginizi çekebilir;Arife günü 1000 İhlas okumanın fazileti ve zamanıDeprem anında okunacak o dua: Peygamberimiz (s.a.v.) özellikle bunu tavsiye etmiş!Kadir Gecesi”nin faziletini simgeleyen Kadir Suresi”nin Türkçe ve Arapça okunuşu!

Source: Elif Kocalı


Bir diriliş ve direniş iklimi; Kurban Bayramı günleri

Şimdilerde dünya, oldukça hızlı bir sosyal değişimin gergefinde nefes soluyor. İnternet temelli teknoloji kullanımı hayatları tamamen esir almış durumda. İnsanların kendilerini ifade etme biçimleri sosyal ağlar tarafından yönetilirken insanların ilişki kurma biçimleri de giderek sanallaşıyor.

Bütün bu olup bitenler neticesinde bir taraftan insanı koruma çemberine alan aile, akrabalık gibi güçlü yapılar peş peşe bozulurken öte yandan tarihsel hafızalarımızı muhafaza eden geleneklerimiz hızla çözülüyor.

Böylesine tarumar olan sosyal hayatlar karşısında Müslümanların çok büyük direnç noktaları var ki bunların başında Kurban Bayramı günleri geliyor. Her geçen gün biraz daha sanallık uçurumuna yuvarlanmakta olan sosyal hayatlarımız için Kurban Bayramı günleri hem muhkem bir direnç noktası oluşturuyor hem de buna yönelik bir karşı duruş alanı olarak önümüzde duruyor. Öyle ki aylar öncesinden kurbanlık seçimiyle başlayıp teşrik tekbirleriyle taçlanan ve bayram namazıyla devam eden, ardından kurban kesimiyle ilerleyip fakir-fukaraya et dağıtımıyla zirveye ulaşan ve akraba ziyaretleriyle bereketlenen, canlı olduğu kadar heyecanlı da olan bu muhteşem insani süreç, Müslümanın hayatına dinamizm katmaya ve süreklilik kazandırmaya devam ediyor.
Kurban Bayramı günleri Müslümana sadece benlik ve bilinç aşısı yapmakla kalmıyor aynı zamanda Hz. Adem’den bu yana süregelen muazzam bir geleneğin ruhunu da yaşatıyor.

Köyden şehre göçtüğümüz günlerdi. Rahmetli babam bizi okutabilmek için şehre getirmişti. Kirada oturuyor ve kıt kanaat geçiniyorduk. Babam inşaatlarda çalışıyor ve kazandığı parayla ev yapacak bir arsa temin etmeye çalışıyordu. Bu yüzden her Kurban Bayramı gelince içimizde bir yandan bayram sevinci diğer yandan kurban kesemeyecek olmanın hüznü kol gezerdi. Nihayet bayramın ikinci ya da üçüncü günü bu hüzün dağılır, yerini kutlu bir sevince terk ederdi. Zira babam ucuzlayan kurbanlıklardan bir koç alıp her defasında bu hüznümüzü ibadet coşkusuna ve akıp giden hayatın sevincine döndürmeyi başarırdı. Bu yüzden çocukluğumuzdan itibaren Kurban Bayramı günlerinin üzerimizde çok yönlü derin tesirler bıraktığını söyleyebilirim.

Kurban ibadeti, insanlığın sıfır noktasının saflığını ve berraklığını gelecek kuşaklara bağlayan bir köprü vazifesi görür aslında.

Kurban, ilk insan ve peygamber olan Hz. Adem’le, onun çocukları Habil ve Kabil’le başlıyor ve ondan sonra gelen din ve kültürlerde aynen devam ediyor. Zaman içinde tahrif edilen dinlerle beraber kurbanın anlamı da bozulup başkalaşıyor elbette ama her yeni gelen peygamber bu ibadeti sadece özüne döndürmekle kalmıyor aynı zamanda farklı dil ve sembolle adeta yeniden inşa ediyor. Söz konusu kurban olunca Hz. İbrahim’le oğlu İsmail’in yeri bambaşkadır. Öyle ki Hz. İbrahim”i gerektiği gibi anlamadan kurbanın anlamını da layıkıyla idrak etme şansımız yok gibidir. Nihayet Hz. Muhammed Mustafa ile tamamlanıp kıyamete kadar sürecek bir tevhidi Kurban inşasıyla bu tanımlama süreci kemale ermiştir.

Kurban; Yüce Allah’a yakınlaşma, O’na yaklaşanlar arasına katılabilme coşkusudur. Bu çaba gerek Habil gibi malının en güzelini O’na sunarak, gerek İbrahim gibi biricik evladı İsmail’i O’na feda ederek ve gerekse İsmail gibi O’nun hükmüne gözünü kırpmadan rıza göstererek görünür hale gelir.
Kur’an-ı Kerim’in ifadesiyle kestiğimiz kurbanların ne eti ne de kanı Allah”a ulaşır. Allah”a ulaşacak olan sadece bizim takvamızdır. Takva, insanın fıtratı, en bozulmamış saf ve tertemiz halidir. Bütün arınmışlığı ve durulmuşluğuyla Yüce Allah’a yakınlaşma çabasının ta kendisidir. Bu nedenle Kurban Bayramı günleri bir yandan Müslüman toplumda birlik-beraberlik, kardeşlik, yardımlaşma ve dayanışma ruhunu canlı tutup sosyal adaletin tesisine katkıda bulunurken öte taraftan insanlığın sıfır noktasında Hz. Adem’le başlayıp Hz. İbrahim’le şekillenen ve Hz. Muhammed’le kemale eren Tevhid geleneğinin kesintisiz olarak geleceğe aktarılmasını sağlar.

Kurban ibadetini yerine getirirken bizi Yüce Allah’tan uzaklaştıracak bütün davranışlardan kaçınmalıyız.

İslam bir rahmet ve merhamet dinidir her şeyden önce. Bu yüzden kurban ibadeti esnasında hayvanlara eziyet verecek ve onların gereğinden fazla acı çekmesini gerektirecek her türlü tedbirsizlik ve ihmalden şiddetle kaçınmak lazım. Müslüman olarak güzel olan ve güzeli seven bir Allah’a inanıyoruz. Bu sebeple kurban ibadetini yerine getirirken hem dışardan bakana güzel görünmeyecek hem de bizatihi çirkin olan bütün iş ve davranıştan kaçınmalı. İslam bir temizlik dinidir sonra. O sebeple Kurban ibadetimizi hem hulusi kalp ile hem maddi temizlik hem de çevre temizliği ile ele alıp tam bir temizlik çemberi içinde ifa etmeliyiz. İslam bir nezaket ve zarafet dinidir de. Bu sebeple yardımlaşma ve dayanışma çabalarımızı gölgeleyecek her türlü kibir, gösteriş ve başa kakma gibi kabalıklardan kesinlikle uzak durmalı.

Nihayet Kurban Bayramı günleri dünyanın her yerindeki Müslümanlar için bir diriliş ve direniş iklimidir.

Bu müstesna günleri fırsat bilerek Müslümanlık bilincimizi tazelemeli ve millet olarak birlik-beraberliğimizi güçlendirmeliyiz. Öyle ya göklerin bereket kapıları açılmışken bütün kapları doldurmak gerekir. Bu vesileyle bütün dostların Kurban Bayramı mübarek olsun. Kurbanlarımız Yüce Allah’a yakınlaşmamıza vesile olsun. Bu ilahi iklimin meltemleri başta Gazze ve Doğu Türkistan olmak üzere Müslümanların özgürleşmesine vesile olsun.

Mürsel Gündoğdu/Haber7

murselgundogdu@gmail.com

Source: M Yazilari