Çocukların geleceğini aydınlatan bir yolculuk
Parlak Gelecekler Derneği nasıl doğdu?Deprem bölgesinde gönüllü çalışırken gördüğümüz eşitsizlikler, umutsuzluk ve çocukların giderek artan eğitim ihtiyacı bizi harekete geçirdi. Asena ve ben, çocuklarımıza daha iyi bir gelecek sağlamak için bu derneği kurduk. Başlangıçta küçük adımlarla yola çıktık, ancak gördük ki eğitim, kültür ve sosyal destek olmadan bu çocuklar gerçekten dezavantajlı kalıyor. O yüzden derneğimizi sadece yardım götüren bir yapı değil, sürdürülebilir çözümler üreten bir platform olarak tasarladık.* Deprem bölgesindeki çocukların hangi eksiklikleri üzerine var oldunuz?Deprem bölgesinde çalışmaya başladığımızda çocukların en büyük eksikliklerinin eğitimde sürekliliğin kesilmesi, psikososyal destek eksikliği, sağlıklı beslenme imkânlarının azalması, bilim ve sanat gibi etkinliklere erişimlerinin kısıtlanması ve geleceğe dair umutlarını kaybetmeleri olduğunu gördük. Bu nedenle, kütüphaneler kurarak eğitimde sürdürülebilir alanlar yaratmaya, gönüllü psikoloğumuz Ahmet Kepek ile psikososyal destek sağlayan etkinlikler düzenlemeye, çocukların kendi bölgelerindeki besinlerle sağlıklı beslenmeyi öğrenmelerine yardımcı olmaya ve bilim, sanat ile kültürel etkinliklere erişimlerini artırmaya odaklandık. Çocukların sadece temel ihtiyaçlarını değil, dünyalarını genişletmeyi hedefliyoruz, geleceğe umutla bakmalarını sağlayacak fırsatları da sunmak için çalışmalarımıza devam ediyoruz.* Derneğinizin temel misyonu ve farkı nedir?Biz sadece kitap bağışlamak ya da bir etkinlik yapmak için değil, çocukların ruhunu beslemek, eğitimlerini desteklemek ve toplumda gerçek bir dönüşüm sağlamak için buradayız. Farkımız, projelerimizin sürekliliği ve etki alanımızın genişliği.* Bugüne kadar gerçekleştirdiğiniz en önemli projeler neler?Özellikle deprem bölgesinde eğitim odaklı projeler yürütüyoruz. Şu ana kadar iki kütüphane açtık ve üçüncü kütüphanemizi 23 Nisan’da destekçilerimizden Tülin Tarbak ile Malatya’da açacağız. Kütüphaneleri sadece kitap dolu raflar olarak görmüyoruz; burada çocuklarla etkinlikler düzenliyor, eğitimcilerle iş birliği yapıyor ve sürdürülebilir bir okuma kültürü oluşturuyoruz. Bunun yanı sıra, Bilim Sen Ol (BSO) Platformu Kurucusu Emir Belli ile bilim atölyeleri yapıyoruz. Çocukların bilimle tanışmasını sağlayarak meraklarını canlı tutmayı amaçlıyoruz. Aynı zamanda Diyetisyen Ceren Önal ile çocuk beslenmesini eğlenceli bir şekilde anlatan atölyeler düzenliyoruz. Çünkü sağlıklı beslenme, çocukların gelişimi için en az eğitim kadar önemli.*Kurumsal iş birlikleriniz ve destekçileriniz kimler?Bizi destekleyen kurumsal yapılar arasında Hepsiburada, The Steve Group ve farklı özel kurumlar yer alıyor. Hepsine buradan teşekkürlerimizi iletmek istiyorum, bu fırsatı bulmuşken. Özellikle The Steve Group bize ilk günden inandı ve desteklerini hiç esirgemedi. Aynı zamanda İstek Vakfı Okulları’nda, YÖM Okulları’nda ve Gökkuşağı Koleji’nde sosyal sorumluluk projeleri gerçekleştirdik ve burada öğrencilerin de sürece dahil olmasını sağladık. Çocukların çocuklar için dayanışma içinde olması çok kıymetli.* Bağışçılar ve gönüllülerle nasıl bir iş birliği içindesiniz?Destekçilerimizle birebir iletişim kurmaya önem veriyoruz. Maddi bağış yapmanın ötesinde, bireylerin ve kurumların sürece aktif olarak katılmasını istiyoruz. Örneğin, bir şirket kütüphanemize sponsor olduysa, çalışanlarıyla birlikte gelip rafları yerleştiriyor, çocuklarla etkinlik yapıyor. Bu şekilde sadece finansal değil, duygusal bir bağ da oluşuyor.* Önümüzdeki dönemde hangi projeleriniz var?Bizi heyecanlandıran birçok yeni projemiz var. İlk olarak 23 Nisan’da üçüncü kütüphanemizi açacağımız okulda, sürpriz etkinlikler ve özel konuklarla büyük bir şenlik planlıyoruz. Gönüllülerimiz, çocuklarımız ve bu coşkuyu bizimle paylaşmak isteyen herkesle birlikte yoğun bir şekilde hazırlıklarımızı sürdürüyoruz. Ardından Malatya’da Kültür Yolu Festivali’nde yer alacağız. Bu festivalde çocukların sanat, tarih ve edebiyatla buluşmasını sağlayacağız. Ayrıca iki yeni çocuk kitabı yazıyoruz, biri çocukların bilimle tanışmasını, diğeri ise beslenme alışkanlıklarını geliştirmesini amaçlıyor. Bunlara ek olarak, Mektup Arkadaşlığı Projesi başlatıyoruz. Deprem bölgesindeki çocuklarla farklı şehirlerdeki çocukları mektuplaştırarak hem kültürel etkileşimi artırmak hem de onların kendilerini yazılı olarak ifade etmesini desteklemek istiyoruz.* Gelecek için hayaliniz nedir?Bizim en büyük hedefimiz, yaptığımız her çalışmanın kalıcı olması. Mesela açtığımız kütüphanelerin sadece açılış töreniyle sınırlı kalmamasını istiyoruz. Her çocuğun eşit eğitim fırsatına erişebildiği bir sistem hayal ediyoruz. Ve biliyoruz ki bu, ancak dayanışmayla mümkün. Ayrıca kurum içinde eğitime büyük önem veriyoruz ve birlikte çalıştığımız gönüllülerin ve iş birliği yaptığımız kişilerin davranış ve etik kurallara uymasını bizim için öncelikli görüyoruz. Çocuklar üzerinde pozitif bir etki bırakmayı, onlara herhangi bir yük getirmeden veya rahatsız edici duygular tetiklemeden tamamen destekleyici ve güvenli bir deneyim sunmayı amaçlıyoruz. Aynı zamanda, bu yaklaşımımızla ebeveynlere de iyi bir örnek olmayı ve çocukların gelişimini en sağlıklı şekilde desteklemeyi hedefliyoruz. Çocukların çevre kirliliği ve sürdürebilirlik alanında güçlenmeleri için çalışmaya devam edeceğiz.Parlak Gelecekler Derneği, çocukların eğitimine ve gelişimine katkı sağlayan çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. Destek vermek isteyen herkesin bu yolculuğa katılması mümkün. Çünkü her çocuğun parlak bir geleceği hak ettiğine inanıyorlar.Instagram: @brightfuturesfoundation melisa@parlakgeleceklerdernegi.com0538 054 19 64Günün Sözü: “İnsan kuvvetsiz, mukavemetsiz ve istinatsız doğar; onu kuvvetli, mukavemetli bir insan yapacak olan terbiyedir.” (Jean J. Rousseau)EĞİTİMDEN, BİLİMDEN, BAŞÖĞRETMENİN İZİNDEN AYRILMADIĞINIZ AYDINLIK GÜNLERİNİZ OLSUN.
Source: Ebru Doğdu
Tatlıyı iftardan en az 2 saat sonra tüketin
Ramazanda sağlıklı beslenmek için yemek seçimi ve yemek süresine dikkat edilmesi gerektiğini işaret eden Dyt. Seda Nasuhbeyoğlu, vücudun iftara kadar uzun süre aç kalması nedeniyle, kan şekerinde düşme yaşanmasının doğurabileceği risklere ve tatlı tüketiminde dikkat edilmesi gerekenlere dikkat çekti. Ramazanda uzun saatler aç kalınacağı için oluşacak kan şekeri düşüklüğü sebebiyle tatlı krizleri yaşanabileceğinin altını çizen Diyetisyen Seda Nasuhbeyoğlu, Şeker hastalığınız yoksa haftada 2 porsiyonla sınırlı kalacak şekilde sütlü tatlılar tercih edilebilir. Ramazan ayında tatlı tüketmek istiyorsanız, diyet programınızdan 1 su bardağı süt, 1 dilim ekmek, 1 orta boy meyve hakkınızı eksilterek; haftada bir gün, 1 porsiyon sütlü bir tatlı, 1 porsiyon meyve tatlısı veya 1 porsiyon güllaç tüketebilirsiniz ifadelerini kullandı. Tatlı tüketiminde göz önünde bulundurulması gereken en önemli noktanın hazır satın almaktansa evde kendimizin yaptığı, içeriğini bildiğimiz sütlü tatlıların tercih edilmesi olduğunu vurgulayan Nasuhbeyoğlu, İftarda aşırı şerbetli, yağda kızartılan hamur tatlılarından uzak durulmalıdır. İftar sırasında veya hemen sonrasında tatlı tüketimi, sindirim problemlerine ve kan şekeri bozulmasına neden olabilir. Bu nedenle iftardan en az 2 saat sonra tüketilmesi daha doğru olacaktır diye konuştu. Ramazan’da hangi tatlıların tüketilmesinin uygun olacağı hakkında açıklamalarda bulunan Dyt. Nasuhbeyoğlu, şunları söyledi: Ramazanda sütlaç, güllaç, muhallebi ve dondurma gibi sütlü tatlılar tercih edilmelidir. Böylece enerjisi düşük, protein, kalsiyum ve fosfor içeriği yüksek beslenilmiş olur. Meyve ve sütün birleştiği tatlılar, taze mevsim meyveleriyle hazırlanan kompostolar ve kuru incir, kayısı, hurma, üzüm gibi kuru meyvelerle yapılan hoşaflar tatlı tüketiminde en doğru seçenek olacaktır. Meyvelerle hazırlanan tatlıların tercih edilmesi ayrıca günlük posa ihtiyacına da katkı sağlayacaktır.
Source: Hurriyet.com.tr