“Beslenme Bülteni: Şeker Bağımlılığını Yenme Yöntemleri ve Vegan Pazarın Yükselişi”

Bu yöntemlerle şeker bağımlılığından kurtulun!

Şeker bağımlılığı, hem fiziksel hem de psikolojik olarak vücudumuza zarar verebilir. Peki, tatlı krizlerine son vermek ve sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek için neler yapılabilir? ŞEKER BAĞIMLILIĞI NEDİR? Şeker bağımlılığı, beynin ödül ve zevk merkezlerini harekete geçiren şekere karşı güçlü bir isteğin oluşmasıdır. Şeker bağımlılığı tatlıya karşı düşkünlük olarak da bilinir. ŞEKER BAĞIMLISI OLUP OLMADIĞINIZI NASIL ANLARSINIZ? – Günlük olarak ne kadar şeker tükettiğinizi kontrol edemediğinizi mi hissediyorsunuz?- Bütün gün şeker tüketmek mi istiyorsunuz?- Gereğinden fazla şeker yediğinizi mi hissediyorsunuz?- Midenizi bulandıracak kadar şeker mi tüketiyorsunuz?- Sırf enerji almak için sevmediğiniz halde şekerli besinler mi yiyorsunuz? Bu sorulara cevabınız evet ise, muhtemelen şeker bağımlılığı yaşıyorsunuzdur. ŞEKERİN VÜCUDA VERDİĞİ BAŞLICA ZARARLAR NELERDİR? – İç organlarınızın yağlanmasına sebep olur.- Diyabet hastalığına yol açar.- Kalp hastalıklarının başlangıcı olarak bilinir.- Damarlarınızın sertleşmesine sebep olur.- Tip 2 diyabet hastalığına yol açar.- Buruşmuş ve sarkmış bir cilt yapısına yol açar. ŞEKERSİZ 21 GÜN SONUNDA VÜCUTTA NELER OLUR? Bir konuda alışkanlık kazanmak istiyorsanız 21 gün kuralını uygulamanız gerekir. Bu nedenle, eğer 21 gün boyunca şekersiz beslenirseniz vücudunuz bağışıklık kazanacaktır ve tatlı tüketme isteğiniz azalacaktır. ŞEKER KULLANMAYI BIRAKINCA VÜCUTTA NELER OLUR? Şeker kullanmayı bıraktığınız zaman vücudunuzda gözle görülür birçok değişim meydana gelir. Bunlardan birkaçı; selülitlerin azalması, ciltte akne ve leke oluşumunun azalması yüzde oluşan canlılık, mimik çizgilerinin azalması gibi değişimlerdir. ŞEKER BAĞIMLILIĞINDAN KURTULMANIN YOLLARI NELERDİR? 1. ÖĞÜN ATLAMAYIN Gün içerisinde öğün atladığınızda kişide şeker isteği oluşabilir. Besleyici gıdalar tüketmek fazla acıkmanın önüne geçerek, şeker isteğinizi azaltacaktır. 2. PLAN VE HAZIRLIK Önceden alışveriş listesi planlamak, yemek hazırlığı yapmak ve sağlıklı atıştırmalık satın almak haftanın her günü ne yiyeceğinizi bilmek şekerden uzak durmanızda etkili olacaktır. 3. EGZERSİZ VE SPOR Stresin şeker isteği üzerinde önemli bir rolü vardır. Egzersiz ve spor stresi azaltarak, tatlı isteklerinin yatıştırılmasını sağlar. Bunun yanında egzersiz, iştahı düzenleyen bir hormon olan ghrelin seviyesini düşürmeye yardımcı olur, bu da şeker ihtiyacını azaltır. Hafif bir yürüyüş, yoga ya da sadece vücudu hareket ettirmek bile etkili olacaktır. 4. SU TÜKETİMİNİ ARTIRIN Şeker alışkanlığından kurtulmaya çalışırken su tüketiminin önemi büyüktür. Gün içerisinde bol su tüketimi kan şekeri düşüşü sağlayarak, şeker isteğinin yönetilmesine destek olur. 5. KALİTELİ UYKU Uyku alışkanlıkları şeker isteği ile bağlantılıdır. Midede yer alan leptin hormonu beyne tok olduğumuzun sinyalini verirken, ghrelin hormonu ise aç olduğumuzun sinyalini verir. İyi bir uyku çekemediğimizde ghrelin düzeyi yükselir. Bu yüzden yorgun ve uykusuzken yemek seçimi yapmak zordur. İyi uyku ve dinlenme şeker isteklerini azaltarak, bu duygunun görmezden gelinmesini kolaylaştırır. 6. DENGELİ BESLENME Düzenli bir beslenme düzeni oluştururken günlük olarak tüketilen meyve ve sebzeler kan şekerinizi dengelemeye yardımcı olur. İçerisinde gizli şeker barındıran besinlere yüksek oranda işlenmiş besinlerden kaçınmak gerekir. Görsel Kaynak: shutterstock/istockphoto

Source: Habertürk


Vegan beslenme pazarı katlanarak büyüyor

Özlem SARSIN / İZMİR
Dr. Gizem Kurt, 2030’a kadar 152 milyar dolarlık pazar değerine ulaşacağı öngörülen vegan beslenme pazarını değerlendirdi. Hayvansal ürün tüketiminden kaçınan kişilere yönelik bitki bazlı farklı alternatifler sunan üreticiler açısından pazarda bir boşluk olduğunu vurgulayan Dr. Kurt, V-Label’ın, pazar araştırma ve danışmanlık şirketi FMCG Gurus ile birlikte yürüttüğü yeni araştırmaya göre, Türkiye’de 2014-2020 yılları arasında vegan tüketicilerin sayısında yüzde 395 oranında yükseliş olduğunu, bunun da büyük bir pazar potansiyeli barındırdığını belirtti.

Uzmanlık alanı tüketici davranışları ve pazarlama olan Dr. Gizem Kurt vegan beslenme pazarının gelecekte daha da stratejik bir öneme sahip olacağını belirterek şöyle devam etti: “Veganlık, hayvan hakları savunuculuğu veya dengeli-sağlıklı beslenme motivasyonlarıyla ilişkilendirilen bir beslenme türü. Konunun toplumsal ve insanı boyutunun yanında tüketici davranışları ve pazarlama yönünden bakacak olursak da artık bu sektör gözardı edilemeyecek bir büyüklüğe ulaştı. Birçok büyük ölçekli firma ürün gamına vegan ürünleri eklemeye başladı.”
Yenilikçi ürün
Yenilikçi ürün ve üreticilerin önünün açık olduğunu ifade eden Kurt, “Hayvansal ürün tüketiminden kaçınan kişilere yönelik farklı alternatifler sunan üreticiler açısından pazarda bir boşluk var. Üretici ve ürün geliştiriciler, bitki bazlı ürünlere ilginin artmasıyla farklı ürün formatları için de pazar oluşturmaya başladı. Daha önceleri soya sütünün hakim olduğu bitki bazlı süt sektörü, artık bademden pirince, fındıktan yulafa ve hindistan cevizine kadar çok çeşitli bitkisel süt, peynir ve yoğurt seçenekleri sunuyor. Bu noktada bitkisel temelli beslenmek isteyen tüketiciye farklı alternatifler sunan üreticiler pazarda daha kalıcı bir yer edinebilir” dedi.
Sürdürülebilirliğe katkı

Earth System Science Data dergisinde yayınlanan Küresel Metan Bütçesi 2024 raporuna göre, günümüzde insan kaynaklı metan salınımının yüzde 40’ına yakınının hayvancılık endüstrisi kaynaklı olduğunu anlatan Kurt, “Bitki bazlı beslenme eğiliminin artması daha sürdürülebilir bir dünya için de katkı sağlayacak. Araştırmalar, insanların hayvanlara yedirdikleri mahsulleri hayvanları beslemek yerine kendilerinin tüketmesi durumunda dünyada açlık çeken insanların sayısında önemli bir azalma olacağını gösteriyor” diye konuştu.

Source: Dünya Gazetesi