Sağlıkta kadim bilgilerden şaşmayın
Bugün genel olarak toplumsal bazda otoimmün hastalıklar sıklığının en fazla yüzde 3-4 kadar olabileceğini belirtiliyor. Bunun nüfusa oranla oldukça düşük bir değer olduğunu belirtmek isterim. Ancak bu tür hastalıkların gün geçtikçe arttığı da bir gerçek. Otoimmün sistem hastalıklarının temelini aslında inflamasyon ve oksidatif stres gibi güçlü iki faktöre bağlı olabileceği de literatürde belirtilmekte. Aslında inflamasyonu dizginlenmenin ve oksidatif stresi azaltmanın beslenme açısından yolunun; daha sık ve uygun miktarda baklagil, tam tahıl, taze meyve ve sebze, kuruyemişler, yoğurt, kefir ve tam yağlı peynir, balık ve diğer beyaz et tüketmekten geçtiği birçok araştırmada geçtiği ortada. Bu sebeple eliminasyon diyetlerinin otoimmün sistem hastalıklarına iyi gelebileceği -uzun süre uygulamada oluşabilecek riskler de göz önüne alındığında- ne derece doğru, tartışma konusudur. BİRLİKTE İYİLEŞİYORUZ MASALI Ve birlikte iyileşiyoruz diye tedavilerde; magnezyumdan iyoda, koenzim q 10″dan L-karnitine, probiyotiklerden NAD denilen kimyasallara kadar kullanımında yaygın olduğunu da unutmamak gerekiyor. Sağlıklı bireylerin zaten kullanmasında gerek olmayan birçok besin destekleri, rutin olarak kullanılır hale geldi. Bu besin desteklerinin her otoimmün sistem hastalıklarında bazen yarar bazen hiçbir fayda bazen de risk yaratabileceğini gösteren araştırmaları var. Bu besin desteklerinin, beslenme biliminde uygun koşullarda Hekim ve Diyetisyen tarafından gereken hastalarda belirli sürelerde kullanımının sağlanması gerektiği de önemlidir. Farklı bir gerçek de; bu karmaşık ve herkesin uygulanmaması gereken beslenme tedavilerini yapanlarda psikolojik olarak yıkımlarının çok yaygın olması gerçeğinin çok konuşulmuyor olmasıdır. Çünkü avuç dolusu diyet desteklerine bağlı gelişen bambaşka komplikasyonların takip edilememesi, eliminasyon diyetlerine bağlı gelişen besinsel eksikliklerle birlikte duygu durum değişikliklerinin bulunması açıkçası çokta beklenmedik yan etkiler olmadığının da altını çizmek isterim. ASLINDA EN DOĞRU YOL BELLİ Akdeniz diyeti ile zayıflamanın sağlık üzerine olumlu etkilerini saymakla bitiremeyiz. Taze sebzeler, taze meyveler ve kuru yemişler, baklagiller, baharatlar ve taze otlar, yoğurt, balık, zeytinyağı, yağsız beyaz etlerden zengin Akdeniz diyeti; diyet lifleri, sağlıklı protein, omega 3 dahil sağlıklı yağ asitleri, oleik asit, vitamin, mineral, polifenoller deposudur. Akdeniz diyeti doğal besinlerden zengindir ve işlenmiş besinler de bulunmaz. AKDENİZ DİYETİ İLE ZAYIFLAYAN KİLOLU KİŞİLERİN… Kan şekeri düzelir. Aşırı insülin üretimi azalır. Glikoz insülin dengesi sağlanır. Aterojenik lipid profili düzelir. Endotel disfomksiyondan korur. En önemlisi sistemik inflamasyonu önler Mikrobiyotada sağlıklı bakteri çeşitliliği artar. Bağırsak geçirgenliği için risk olan bağırsak bariyerinin güçlenmesini sağlar. SAĞLIĞI KORUMANIN ANAHTARI Bugün neredeyse birçok araştırma Akdeniz diyeti ile sağlıklı zayıflayan şişman bireylerin obeziteye bağlı diyabet, kardiyovasküler hastalıklar, karaciğer yağlanması, kolon, meme, mide, karaciğer kanserine karşı koruyucu etki gösterdiğini bildirmiştir. Akdeniz diyeti güçlü hafıza, yaşa bağlı bilişsel hastalıklara yakalanma riskini de azaltır. Akdeniz diyeti otofajiyi artırarak yaşlanmayı yavaşlatır. Zayıflarken taze sebze, taze meyve, baklagil veya kuruyemişler, rafine olmayan tahıllar hem kronik inflamasyonu düşürmek hem de otofajiyi artırmak açısından esansiyeldir ve bu fizyolojik olumlu etkiler Akdeniz diyetinde doğal olarak mevcuttur. Eliminasyon yapmadan Akdeniz diyeti ile sağlığa kavuşmak ve sağlığı korumak mümkündür. ÇOK SIK DUYDUĞUNUZ BAZI BESLENME ÖNERİLERİNE KANMAYIN 1 Su orucu diye bilimsel bir öneri tıpta YOK! Su orucu kısa süreli 5-18 gün arasında değişen sürelerde sadece su içimiyle yapılan bir diyet olarak belirtilmektedir. Genel olarak hiçbir şey yemediğiniz için su içmeye bağlı olmayan sadece bu kısa süre içinde zayıflama, kan şekeri düşmekte, kolesterol düzeyi azaldığı için mucizeymiş gibi sunulmaktadır. Ancak gerçekler farklıdır. Bu diyeti uygulayanların verdiği kiloların üçte ikisi kas kütlesindendir. Aşırı kas kaybı kas proteinlerinin parçalanmasını da artırmaktadır. Yan etki olarak metabolik asidoz, baş ağrısı, uykusuzluk, açlık ve stres kendini ilk üç günde göstermektedir. Daha önemlisi hiperürisemi, hiponatremi, keton cisimlerinde artış, kan magnezyum ve kalsiyum değerlerinde azalma görülmektedir. Hiçbir şey yememeye bağlı sadece su ile günleri geçirerek verilen kilolar da geri alınmakta, su orucu bırakıldıktan sonra kan şekeri, kolesteroldeki düşüşlerde yeniden eski yüksekliğine dönmektedir. Kaydedilen iyileşmelerin de kesinlikle sürdürülemediği bir gerçektir. 2 Kan grubuna göre diyet YOK! Sağlıklı yaşam veya zayıflamaya yönelik Kan grubuna yönelik bir öneri ne #pubmed dediğimiz bilimsel alanda yayınlanan makale portalında ne de klinik uygulamalarda bulunmakta! Çünkü kan grubuna göre besin seçmek diye bir şey yoktur. 3 Yılda bir süre glüteni kes diye bir şey YOK! Glütensiz ve laktozsuz beslenirsen otoimmün sistem hastalıkları görmezsin yılda belirli bir süre gluteni kes fikri tamamen yanlıştır. Sağlıklı bireylerde ne glüten ne de laktoz sağlığı olumsuz etkilemez. 4 Anormal söylemlerin tıpta yeri YOK! Avokado çekirdeğinin faydaları, zeytin çekirdeği öğüt, yut hayatın değişir, soğan kürü ile doğurganlığın artar, kızmızı lahana turşusu pancar turşusu kürüyle B12 tavan yapar kadar anormal söylemlere inanmayın. Aman zeytin çekirdeği, avokado çekirdeği yutmayın. 5 Süt ürünlerinin faydası olamaz diye bir şey YOK! Süt ürünleri kemikleri güçlendirmez. Peynir aman öcü diyenlere ASLA AMA ASLA İNANMAYIN. Süt ürünleri sağlıklı yaşamak için bazı kanserlerden korunmak için ve kemik mineral yoğunluğunun ana bileşeni kalsiyum için gereklidir. Her gün düzenli süt ürünlerinden en az 2 en fazla 3 porsiyon tüketmeyi alışkanlık haline getirin. HAFTANIN SAĞLIKLI BESLENME NOTLARI 1 Sık sık ve hızlı yemek, fazla karbonhidrat ama fruktoz almak karaciğer yağlanmasına neden olur. Yemeklerinizi yavaş yiyin. Acıkınca ve dengeli yiyin. Yemeklerinizi porsiyon kontrollü olmasına özen gösterin. 2 Dengeli öğünler ve endüstriyel fruktozdan uzak durmak karaciğeri korur unutmayın. Karaciğeri yağlı olanların öncelikle yağ dokusundan zayıflaması ve her gün 2-fincan kahve içmesi yararlıdır, unutmayın. 3 Zayıflama ilaçları olarak bilinen son yılların popüler iğneleri ile ilgili kullandıkça ortaya çıkan komplikasyonlar da araştırmalara konu olmaya başladı. Kas kaybı ve yaşlanmayı hızlandırma bugün litrratüre yansıyan önemli olumsuzluklar. Bakalım daha neler göreceğiz zaman gösterecek. 4 Bir dönem acayip popüler olan gaitada bakteri analizlerinin bir yere gitmediğini gördük. Çünkü bağırsak mikrobiyotası her yediğinizde günlük değişen bir ortam. Böyle testleri özellikle zayıflamak için yaptırmayın. Daha doğrusu zayıflamak için hiçbir şekilde pazarlanan hiçbir testi yaptırmayın. Zayıflamaya yönelik özel bir test daha geliştirilmedi. 5 Demir içerikli hayvansal besinler olan kırmızı et, balık, tavuk ve hindi eti yanına emilim artsın diye C vitamininden zengin besinler yemenize gerek yok. Ancak pekmez, yumurta, tam tahıllar, baklagiller ve kuruyemiş yanına C vitamininden zengin sebze ve meyve yemek emilimi artırır. Anemi hastalığı olanlara önemli not olarak düşmek isterim. 6 İşlenmiş tüm yiyeceklerden uzak durun. İnflamasyonu artıran, depresyonu tetikleyen, insülin direncini ortaya çıkaran bu besinler ister işlenmiş et ister işlenmiş paket fırıncılık ürünleri olsun yemeyin, yedirmeyin. 7 Kolalı, gazlı yapay aromalı, şekerli, tatlandırıcılı, meyveye eş, meyve özlü, doğala yakın, koruyucusuz ne derse desin içmeyin bu içecekleri. Obeziteden diyabete, kalp hastalığından birçok kanser için risk. Evinize, mutfağınıza sokmayın. Restoranda yemeğinizin yanında içmeyin.
Source: Selahatti̇n Dönmez