Elektrik ve doğal gaz faturalarına zam gelecek mi? Bakan Bayraktar açıkladı!
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, TGRT Haber’de katıldığı programda Türkiye’nin enerji politikalarına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Bayraktar, bu kış boyunca elektrik ve doğal gaz fiyatlarında herhangi bir artış yapılmadığını ve Nisan ayına kadar da zam öngörülmediğini belirtti. Ayrıca, 2025 yılı için enflasyon hedefini bozmayacak şekilde enerji fiyatlandırması planladıklarını söyledi.
Bakan Bayraktar, Sakarya Gaz Sahası’nda günlük doğal gaz üretiminin 7 buçuk milyon metreküpe ulaştığını ve Mart sonunda bu miktarın 9,5 milyon metreküpe çıkarılmasının hedeflendiğini açıkladı. 2026 yılı Temmuz-Ağustos aylarında devreye alınacak yüzer üretim platformu ile günlük üretimin 20 milyon metreküpe yükseltilmesi planlanıyor. Bu kapasite, yaklaşık 6 milyon haneye doğal gaz temin edilmesini sağlayacak.
Türkiye’nin doğal gaz arz güvenliği konusundaki altyapısına da değinen Bayraktar, Ocak ayında İran ve Azerbaycan’dan gelen iki hattan birinde 10 gün süren kesintinin LNG altyapısı ve depolama tesisleri sayesinde herhangi bir sorun yaşanmadan atlatıldığını belirtti. Türkiye’nin günlük doğal gaz tüketiminin 305 milyon metreküpe ulaştığını ve bu rakamla Avrupa’nın 4’üncü büyük doğal gaz pazarı konumunda olduğunu vurguladı.
Hazar geçişli boru hattı stratejik önem taşıyor
Türkmenistan ile 27 yıldır gerçekleşmeyen doğal gaz anlaşmasını hayata geçirdiklerini belirten Bayraktar, İran’ı da sürece dahil ederek 1 Mart itibarıyla yıllık 1,3 milyar metreküp doğal gazın Türkiye’ye geleceğini açıkladı. Türkmen gazının uygun koşullarda Türkiye’ye ulaştığını belirten Bayraktar, bu sürecin enerji çeşitliliğine katkı sağlayacağını söyledi. Hazar geçişli bir boru hattının Türkiye için uzun vadede stratejik bir hedef olduğunu ifade etti.
Enerji üretiminde yeni hedefler
Bakan Bayraktar, Türkiye’nin enerji üretiminde yeni adımlar atmaya devam ettiğini belirtti. Şırnak Gabar’daki petrol üretiminin 91 kuyuda günlük 76 bin varile ulaştığını ve mevcut üretimin plato seviyesine geldiğini ifade etti. Yeni keşifler için çalışmaların sürdüğünü belirten Bayraktar, Nisan ayında Van’ın Muradiye ilçesinde sondaj çalışması yapılacağını açıkladı.
Nükleer enerji konusuna da değinen Bayraktar, Mersin Akkuyu’daki santralde 2025 yılı içinde test amaçlı ilk elektrik üretiminin gerçekleştirileceğini söyledi. Sinop ve Trakya’daki nükleer santral projeleriyle ilgili olarak da 2025 yılı içerisinde ilgili ülkelerle görüşmeleri tamamlamayı ve imza aşamasına geçmeyi hedeflediklerini belirtti.
Elektrik faturalarında yeni düzenleme
Elektrik faturalarıyla ilgili yeni düzenlemeye de değinen Bayraktar, 42 milyon abonenin yalnızca 1,2 milyonunun bu değişiklikten etkileneceğini belirtti. Yıllık 5 bin kilovatsaatin üzerinde tüketim yapan abonelerin destek grubundan çıkarılacağını ifade etti.
Son olarak, Türkiye’nin yıllık altın üretiminin 42 ton olduğunu belirten Bayraktar, bu miktarı 5-10 yıl içinde 100 tona çıkarmayı hedeflediklerini ve yatırımcıların önünü açacak düzenlemeleri hayata geçireceklerini söyledi.
Source: Dünya Gazetesi
Her gün kullanıyoruz ama klozetten bile daha kirli: Yediklerimize bulaşıyor
Mutfakta sıklıkla bulaşık yıkamak için kullandığımız süngerlerinin 2017 yılında Almanya”daki Furtwangen Üniversitesi”nden Mikrobiyolog Markus Egert, incelemeye aldı. Egert, süngerlerin mikrobiyal yapısını inceledi ve yaptığı çalışmada süngerlerde 362 farklı bakteri türü bulundu ve bazı bölgelerde bakteri yoğunluğu santimetrekare başına 54 milyara kadar ulaştı. Egert, bu miktarın insan dışkısında bulunan bakteri sayısına eşdeğer olduğunu belirtirken, süngerlerin yapısı, bakterilerin barınması için ideal bir ortam sunuyor.
2022 yılında Duke Üniversitesi”nden biyolog Lingchong You ve ekibi, süngerlerdeki gözeneklerin mikrop üremesindeki rolünü inceledi ve araştırmaya göre farklı gözenek boyutları, tek başına yaşayan bakterilerle birlikte çoğalmayı tercih eden bakterilerin aynı ortamda üremesini sağlıyor.
PEKİ, SÜNGERLER SAĞLIK AÇISINDAN TERHLİKE OLUŞTURABİLİR Mİ?
Egert”in araştırmasına göre, çoğu bakteri zararsız olsa da bağışıklık sistemi zayıf kişiler için tehlikeli olabilecek bakteriler de mevcut. Süngerlerin kaynar suya batırılması, bulaşık makinesinde yıkanması veya mikrodalgada ısıtılması bakteri sayısını azaltabilir fakat bazı dirençli bakteriler bu işlemlerle hayatta kalabiliyor ve daha güçlü mikropların gelişmesine yol açabiliyor.
2017 yılında ABD”deki Prairie View A&M Üniversitesi”nden yapılan bir araştırma, mutfaklardan toplanan süngerin yalnızca yüzde 1-2″sinin gıda zehirlenmesine neden olabilecek bakteriler içerdiğini ortaya koydu. 2022″de Norveç Gıda Araştırma Enstitüsü”nden yapılan bir başka çalışmada ise süngerde zararsız bakterilerin yoğunlukta olduğu ancak süngerlerin fırçalara kıyasla daha fazla mikrop barındırdığı belirlendi.
Özellikle çiğ et veya tavuk suyu ile temas eden süngerler, Salmonella gibi tehlikeli bakteriler taşıma riski taşır. Salmonella bakterileri süngerde hızla çoğalabilir ve bulaşık fırçalarında bu süreç nem nedeniyle engellenir. Süngerlerin nemli kalması da bakteriler için uygun bir ortam yaratır. Bu durumda Egert, “Bulaşık fırçaları daha hijyeniktir çünkü daha az bakteri barındırır ve daha hızlı kurur” diyerek fırça kullanımının daha güvenli bir seçenek olduğuna dikkat çekti.
NASIL KULLANILMALI?
Uzmanlar, sünger kullanılmaya devam edilecekse, haftada bir değiştirilmesini, bulaşık makinesinde yıkanmasını ya da mikrodalgada bir dakika ısıtılarak temizlenmesini öneriyor. Ancak, bu işlemlerin uzun vadede etkili olmayabileceği ve süngerlerin zamanla daha dirençli bakterilere ev sahipliği yapabileceği unutulmamalıdır. Hijyenik bir mutfak için bulaşık fırçaları, süngerlere göre daha güvenli bir alternatif olabilir.
Source: Haber Merkezi