“Biyoloji Gündemi – Burdur Gölü Krizi ve Su Kuşu Sayımı”

Burdur Gölü çevresi çöplüğe döndü

Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (MAKÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İskender Gülle, göl kıyısında yaptığı açıklamada, Burdur Gölü nün çevresindeki atıkların kötü görüntü oluşturduğunu ifade etti. habericireklam#300×250#110#right# Çevredeki akarsu ve göllerin kurumasının doğada bir şeylerin yolunda gitmediğini gösterdiğine işaret eden Gülle, doğanın kan damarları olan hidrolojik yapının gittikçe bozulduğunu kaydetti. Gülle, bunda insan etkisinin çok fazla olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı: Her geçen gün çekilen gölün çevresindeki kirlilik üzüntü verici. Bu bölgede yıllardır akarsular üzerine kurulan gereğinden fazla baraj ve göletler, ihtiyaçtan fazla acımasızca çekilen yeraltı suları, hidrolojik yapıyı bozmamızda başlıca etkenler oldu. Bir an önce iklim değişikliğine uyum çerçevesi kapsamında artık bir şeyler yapmanın vaktinin geldiği ve geçiyor olduğunu görmemiz gerekiyor. Devlet Su İşleri nin (DSİ) verilerine göre, 1971 den bu yana yüzey alanı yaklaşık yüzde 40 küçülen gölün hacmi, Ocak 2025 te 3 bin 480 hektometreküp, su kotu ise 836.72 metre ölçüldü. Kuraklıkla boğuşan gölün çevresinde ve Şeker Plajı olarak bilinen kıyısında, genellikle piknikçilerin bıraktığı atıklar, kirlilik ve kötü görüntü oluşturuyor.

Source: Habertürk


Göller Bölgesi”nde su kuşu sayımı

Doğa Koruma ve Milli Parklar Burdur 6 ncı Bölge Müdürlüğü koordinasyonunda Göller Bölgesi kış ortası su kuşu sayımı (KOSKS) başladı. Doğa Koruma ve Milli Parklar Burdur 6 ncı Bölge Müdürlüğü Avcılık ve Yaban Hayatı Şube Müdürü Tamer Yılmaz, her yıl olduğu gibi bu yıl da kış ortası su kuşu sayımına, Beyşehir Gölü nde 18 Ocak ta başladıklarını söyledi. habericireklam#300×250#110#right# Her yıl düzenli olarak dünyanın birçok yerinde, Avrupa ile birlikte eşgüdümlü olarak bu sayımlarının yapıldığını aktaran Tamer Yılmaz, Amacı ise sulak alanların ve su kuşu popülasyonlarının hem sulak alanlardaki, hem kuşlardaki değişimleri takip etmek, gözlemlemek onların popülasyonları hakkında bilgi edinmek, bu verilerin ışığında ne gibi önlemlerin alınacağı konusunda bu veriler ışık tutuyor. Aynı zamanda Dünya Doğayı Koruma Birliği (IUCN) tarafından da bu kuşların koruma statüleri değerlendiriliyor ve daha sonra bunlar yöneticiler tarafından, ülkeler tarafından kuşların geleceği ile ilgili olarak alınan kararlarda kullanılıyor diye konuştu. Su kuşlarının kışın çok soğuk ortamlarda besin bulamadıkları için Türkiye deki alanlara geldiklerini anlatan Yılmaz, toplu halde oldukları ve daha hareketsiz oldukları için bu dönemde sayılmasının daha uygun olduğunu kaydetti. Yılmaz, şöyle devam etti: Yaklaşık olarak 16 sulak alanı sayacağız. Geçen yıl da 16 sulak alanda yaklaşık olarak 58 farklı türden 350 bin civarında su kuşu sayımı yapmıştık. Sayımlarımız devam ediyor. Bu yıl rakamlar ne çıkar onu bilmiyoruz. Sayım bitiminde raporlama yapacağız ve bu raporlama sonucunda tekrar bir değerlendirme yapmış olacağız. İlk gün Beyşehir Gölü nde sis nedeniyle yarım kalmıştı sayımımız. Eğirdir Gölü nde Elmabaş patka, Sakar meke gibi bazı türlerde yoğun popülasyonlar vardı. Ama sayım sonucundaki raporlama ile daha sağlıklı bir değerlendirme yapabileceğiz. Kış ortası su kuşu sayımına katılan Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İskender Gülle de 2000 li yılların başında Burdur Gölü nde bir çalışmamız vardı. O zaman Burdur Gölü nde 100 binin üzerinde su kuşu vardı. O dönemlerin kış ortası su kuşu sayımlarına bakıldığı zaman toplam kuş popülasyonunun 100 binin üzerinde olduğunu görüyoruz. Şu anda bu sayı artık binlerle ifade ediliyor. 10 bini bile bulmuyor. Böyle olunca ortada yanlış giden, ters giden bir şeyler var dedi. İskender Gülle, Etrafta gördüğümüz canlılar aslında bulunduğumuz bölgedeki ekosistemin bir göstergesidir. Bu kuş olur, kelebek olur, arı olur. Su içerisindeyse balık olur, bitki olur. Demek ki artık Burdur Gölü nde bir şeyler normal gitmiyor ya da olumsuz, ters giden bir şeyler var. Bunu önce kuşlar hissediyor ve eskisi kadar kuş popülasyonu barındırmıyor Burdur Gölü. Bunun birkaç nedeni olabilir; birincisi eskiden kışlar sert geçtiği için çevredeki tatlı su gölleri donardı ama Burdur Gölü tuzlu olduğu için donmazdı. Onun için Burdur Gölü kış aylarında diğer göllere göre daha cazip hale geliyordu, onun için belki kuş türünü fazla sayıyorduk. Eskiden göl seviyesi sürekli daha stabil olduğu için canlılar açısından daha cazip ortamlar sunuyordu. Akarsular göle besin taşıyordu, tatlı su girişleri canlı sayısında bir artış sağlıyordu. Şu anda giderek küçülen, çekilen kıyıları her yıl değişen bir göl ile ekosistem ile karşı karşıyayız. Bunun sonucunda da başta kuş popülasyonu olmak üzere önemli değişimleri görüyoruz. Buradan insanoğlu olarak önemli dersler çıkarmamız gerekiyor. Kötü anlamda değişen bir çevrede bizler sağlıklı, huzurlu bir gelecek bulamayız ifadelerini kullandı.

Source: Habertürk