Çapa Tıp Fakültesi’ne Kuran kursu

Çapa Tıp Fakültesi’ne Kuran kursu

Sağcı ve İslamcı muhitlerde benim ateist olduğum, bu nedenle de başta İslam olmak üzere dinlere karşı dahası düşman olduğum söylenir ve yazılır. Tanrı, peygamber ve dinle uğraşmanın aptallık olduğunu bilmeyecek kadar aptal değilim. İnanç artık, yasalara göre kitlesel değil bireysel bir olgudur. Birey olmuş bir insan ülkenin nüfus çoğunluğunun inandığı dine inanmak zorunda değildir, başkaları tarafından inanmaya zorlanamaz ve devletin dini olamaz, devlet dinsizdir. Tamamdır! Ama ilahiyat fakültelerinin, imam hatip liselerinin bütün öğrencilerinin “sağlık kursu” görmeleri ve sağlıkçı sertifikası almaları koşuluyla. Böyle yazmamın nedeni 17 Şubat 2025 tarihli Sözcü gazetesinde okuduğum Sultan Uçar ’ın haberi: ÇAPA TIP FAKÜLTESİ”NDE KURAN KURSU AÇMA TALİMATI [Yenileme nedeniyle bina bulmakta sıkıntı yaşayan Çapa Tıp Fakültesi’nde, anabilim dallarında Kuran kursu açılması istendi. Dersleri kimin vereceği bilinmiyor. Türkiye’deki devlet hastanelerinde bir süre önce hastalara manevi ve psikolojik destek için başlatılan imam görevlendirilmesinden sonra şimdi de tıp fakültesinde Kuran kursu açılması için çalışma başlatıldı. Türkiye’nin en başarılı öğrencilerinin eğitim gördüğü İstanbul Üniversitesi İstanbul (Çapa) Tıp Fakültesi içinde Kuran kursu açılması onaylandı. Fakültede yer alan yoğun bakımdan cerrahiye, kardiyolojiden kadın doğuma 20 anabilim dalına Kuran kursu açılışı bildirilip duyurulması talimatı verildi. Bir süredir binaları yenilendiği için hasta bakacak, eğitim verecek yer bulmakta sıkıntı yaşayan fakültede, Kuran derslerini kimin vereceği ve sadece öğrencilerle mi sınırlı olduğu bilinmiyor. İÜ Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek imzalı 11 Şubat 2025 tarihli resmi yazıda, İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’nün Kuran kursu izni için 7 Şubat 2025 tarihinde resmi talimat gönderildiği belirtilerek gereğinin yapılması tüm bölümlere iletildi. Kuran kursu eğitimi verilecek bölümler arasında; cerrahi tıp bilimleri, ağız-yüz ve çene cerrahisi, anesteziyoloji ve reanimasyon, algoloji bilim dalı, yoğun bakım bilim dalı, beyin ve sinir cerrahisi dalı, çocuk ürolojisi bilim dalı, genel cerrahi dalı, gastroentroloji cerrahisi bilim dalı, göğüs cerrahisi anabilim dalı, göz hastalıkları anabilim dalı, kadın hastalıkları ve doğum anabilim dalı başkanlığı, genel jinekoloji bilim dalı başkanlığı, jinekolojik onkoloji bilim dalı, perinatoloji bilim dalı, kalp ve damar cerrahisi diye devam ediyor. Türkiye’de halen 91’i devlet, 37’si vakıf üniversitelerine bağlı 128 tıp fakültesi var. En çok tıp fakültesi olan üç il: İstanbul 30, Ankara 13, İzmir 8. Tıp fakültelerinde halen 18 bin öğrenci okurken, her yıl 12 bin 305 kontenjan daha açılıyor. 2024 yılı verilerine göre Çapa Tıp Fakültesi’nde yüzde 47.8’i kadın, toplam 2 bin 54 öğrenci okuyor.] Çapa Tıp Fakültesi’nde Kuran kursu açılması için “talimat” (emir, buyruk) verilmiş ve dolayısıyla da bu talimat da malumat (bilgi) olarak ilgili yerlere gönderilmiş. Çok güzel, “tebrication” lu kutlamalar! Amma velakin, Çapa Tıp Fakültesi dekanı bu kursu açacak da “tıbbiyeliler” yani doktor olacak tıp fakültesi öğrencileri bu kursa katılmak zorunda mı olacak? Katılmak zorunlu değilse küçük bir antilaik zorbalık; katılmak zorunlu ise o zaman külahları değişmek durumu hasıl olur! Geldik şimdi zurnanın zırt dediği yere: Kuran Kursu talimatını il sağlık müdürlüğü vermiş. Bir sağlık müdürü özerk üniversite rektörlüğüne ve bir fakülte dekanlığına nasıl talimat verebiliyor? 26.2.2025 tarihli Cumhuriyet gazetesinin yazdığına göre: Diyanet İşleri’nin otomobil düşkünü başkanı Ali Erbaş bir yazı göndererek defterdarlıklarda “Kuran kursu” açılmasını istemiş ve Hazine ve Maliye Bakanlığı da yıldırım hızıyla harekete geçmiş. Aşk olsun vallahi! Gazeteden öğrendiğime göre yazıyı gönderen DİB Başkanı Ali Erbaş adına Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Müdürlüğü. 31 Ocak’ta kamu kurumlarına Kuran kursu açılmasını isteyen bir yazı… Ve şu gazete haberi: İstanbul Bahçelievler’de Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı yatılı erkek Kuran kursunda görevli belletmen İbrahim K ., 10-13 yaşlarındaki 17 çocuğa cinsel istismarda bulunmakla suçlanmış. Hafta sonu Bakırköy Çocuk İzleme Merkezi’nde pedagog eşliğinde ifadeleri alınan 17 çocuk aylar boyunca yaşadıkları kâbusu anlatmış, İbrahim K. tutuklanmış. Ancak çocukların büyük kısmı ailelerince yeniden yatılı Kuran kursuna bırakılmış. (Allah! Allah!) Uzun lafın kısası, benim merak ettiğim şu: Kendine emanet edilen çocuklarımızı koruyamayan DİB tarafından memleketi yıllardır zulmü altında inim inim inleten enflasyon belasına karşı bir dua öğretilecek mi Hazineci ve Maliyecilere?

Source: Özdemir İnce