“Çevre Bilimi Gündemi – Orman Yangınları, Depremler ve Kuraklık Alarmı”

Konya”daki orman yangını Isparta sınırına dayandı

Konya”nın Doğanhisar ilçesine bağlı Güvendik Mahallesi yakınlarında sabah saatlerinde çıkan orman yangını, etkili rüzgar nedeniyle hızla yayıldı. Yangının, tarlada yakılan anızın ormanlık alana sıçramasıyla başladığı öğrenildi. Akşam saatlerine kadar 3 helikopterle havadan müdahale edilen yangına karadan müdahale devam ediyor.KÖYLERDE ÖNLEMLER ARTIRILDIKonya”da başlayan yangın, öğle saatleri itibarıyla Isparta sınırına kadar ilerledi. Alevlerin Isparta”nın Şarkikaraağaç ilçesine bağlı Yukarıdinek köyüne yaklaşık 3 kilometre kadar yaklaştığı bildirildi. Yangının ilerleme riski nedeniyle Isparta”ya bağlı sınır köylerinde herhangi bir tahliye yapılmazken güvenlik amaçlı önlemler alındı.VALİLİK UYARDIIsparta Valiliğinden alınan bilgiye göre, ekipler gelişmeleri yakından takip ederken olası bir sıçramaya karşı hazırlıklı olunması yönünde uyarılar yapıldı. Yangının kontrol altına alınması için her iki ilde de yoğun mücadele sürüyor. Yangının sınır bölgesindeki ormanlık alanlarda da tehdit oluşturduğu belirtilirken ekipler yangını kontrol altına almaya çalışıyor.

Source: Mehmet Küçükkahveci


“Kovalı” müze!

Şimdi hiç lafı uzatmadan, eğip bükmeden 8 yıl Antalya Müzesi”de görev yapan Ersin Bey’in anlattıklarını sizinle paylaşacağım.*Bakın, Ersin Bey meseleye hangi pencereden bakıyor:KOLONLAR PATLIYOR, ÇATI AKIYOR, TUVALET BİLE YOK!“Antalya Müzesi’nde o kadar çok değişiklik yapılmış ki özgün halinin nasıl olduğunu algılayamıyoruz. Yapının mevcut durumunu gösteren bir projesi dahi yok elimizde. Şu an yapının ve eklerinin tam olarak toplamda kaç metrekare olduğunu bile bilmiyoruz.SIĞINAK DEPO YAPILDIHenüz 13 yıllık bir yapı iken teras çatılar iflas edince, 1985 yılında teraslar birleştirilerek kırma çatı ile kapatılmış. Çok ağır bir kiremit çeşidi kullanılarak hem çatıya hem de binanın taşıyıcı sistemine büyük bir yük bindirilmiş. Yapının mevcut alanı o kadar yetersiz ki özgün tasarımda sığınak olarak tasarlanan bölümler bile depo olarak kullanılıyor. SIVAYARAK MAKYAJLANDIYapının önünde yapılan tramvay çalışmasındaki titreşim nedeniyle patlayan kolon betonlarının elle dağılacak kadar zayıf olduğunu ve nem nedeniyle tamamen ufalanmış demir donatısını gözlerimle gördüm. Bu hasar maalesef sıvanarak makyajlandı. Önceki yıllarda patlayan bir diğer kolona ise çelik plaka ile takviye yapıldı. YAĞMURDA KOVA KOYUYORUZYağışlı havalardaki sızıntılar maalesef tüm müdahalelere rağmen giderilemiyor. Sıvalar 10 metre yükseklikten dökülüyor. Yağmurlu havalarda salonlara kova konuluyor. Bugün yapının özgün tasarım özelliklerine dönebileceğini iddia edenler, özgün tasarımın tamamen yok olduğunun farkında değil. Her yeri nem ve küf kokan, ziyaretçi ve personelin ihtiyacını karşılayacak düzgün tuvaletleri dahi olmayan bir binanın neresini düzelteceğiz?”*Şimdi ne diyeyim, ne yazayım?*Komplo teorilerinin peşine mi takılayım, yoksa yetkili kurumların kamuoyu ile paylaştığı projenin takipçisi mi olayım?*Nostalji peşinde mi koşayım, gerçekleri mi göreyim?*Dünya ne yapıyor ona mı bakayım, her şeye muhaliflerin tantanasına mı inanayım?*Uzmanları mı dinleyeyim, sosyal medyada takipçi kasanları mı?*Şimdi ben soruyorum, siz vicdanınızla cevap verin!*Hangi yol Antalya’nın hayrına olur?MESLEKTAŞIM MESAJ ATMIŞ…Daha önce müzenin yıkılmasına karşı çıkan bir meslektaşım mesaj atmış:“Pişmanım! Müzenin son halini görmemiştim. Gezerken, yabancı turistlerden utandım.”*Daha önce de söyledim, her fikre saygım var.*Körü körüne diretilmeyen fikirlere ise saygım katmerli…NEVZAT HOCA NE DİYECEK?Müze meselesini, fikirlerine çok saygı duyduğum Prof. Dr. Nevzat Çevik’e de sordum.*O da bana, “Yazılarını okudum. Ama bu konu öyle yüzeysel konuşulmamalı. Atla gel, meseleyi detaylandıralım”dedi.*Şimdi Nevzat Hocayı dinleyeceğim ve uzun uzun yazacağım.*Bakalım o ne diyecek?

Source: Salim Uzun


Samsun”da korkutan deprem!

Samsun’un Ladik ilçesinde sabah saat 06.08’de 3.6 büyüklüğünde bir deprem kaydedildi. AFAD verilerine göre, Hamitköy mevkisinde yerin 10.08 kilometre derinliğinde kaydedilen sarsıntı, Samsun merkez ve çevre ilçelerde de hissedildi. İlk belirlemelere göre herhangi bir olumsuzluk yaşanmadı.Ladik ilçesi, Kuzey Anadolu Fay Hattı’na yakınlığı nedeniyle zaman zaman benzer büyüklükte sarsıntılarla karşılaşıyor. Yetkililer, vatandaşların olası artçı sarsıntılara karşı dikkatli olması yönünde uyarıda bulundu.

Source: Mehmet Küçükkahveci


Şener Üşümezsoy”dan korkutan Marmara uyarısı: İki riskli bölgeyi açıkladı

23 Nisan”da Silivri açıklarında meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki depremin yerini doğru bir şekilde öngören Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Marmara Bölgesi”ndeki deprem riskine ilişkin dikkat çekici açıklamalarda bulundu.

“BİLİMSEL TEMELDEN YOKSUN”

Üşümezsoy, uzun süredir gündemde olan “İstanbul”da 7.2 büyüklüğünde büyük bir deprem olacak” şeklindeki söylemlerin, yanlış fay hattı modellemelerine dayandığını savunarak bu iddiaları “bilimsel temelden yoksun” ve “asılsız” olarak nitelendirdi.

Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, YouTube kanalında yayımladığı son videoda, 1999 depreminden sonra stresin Adalar Fayı’na aktarıldığı ve burada 7’nin üzerinde bir deprem beklendiği yönündeki görüşlere sert eleştiriler getirdi.

KUMBURGAZ ÇUKURU”NA DİKKAT ÇEKTİ

Üşümezsoy, kendi Coulomb stres transferi analizlerine dayanarak, İstanbul’u doğrudan tehdit eden asıl riskin Adalar Fayı değil, Kumburgaz çukuru içerisindeki fay segmenti olduğunu vurguladı.

Üşümezsoy, bu fayın yapısının 10 km gibi sığ bir derinlikte olmasından dolayı büyük bir deprem üretemeyeceğini, burada beklenen depremin 6.5 büyüklüğünün altında kalacağını 2002 yılından beri söylediğini belirtti.

Nisan ayında yaşanan 6.2″lik depremin de bu fay üzerinde meydana gelerek kendi modelini doğruladığını ifade etti.

ASIL BÜYÜK TEHLİKE İSTANBUL”UN GÜNEYİNDE

Üşümezsoy, büyük deprem potansiyeli taşıyan ve stres biriktirmiş olan asıl iki tehlikeli bölgenin İstanbul”un güneyinde yer aldığını açıkladı:

Bozburun Fayı (Armutlu Yarımadası): 1999 Gölcük depreminden sonra stres yüklenen bu fayın henüz kırılmadığını ve risk taşıyan ana segmentlerden biri olduğunu belirtti.

Sarıköy Fayı (Güney Marmara): 1953 Yenice-Gönen depreminin stres yüklediği bu fayın da Güney Marmara için önemli bir risk unsuru olduğunu vurguladı.

Şener Üşümezsoy, ana akım medyada sıkça dile getirilen görüşlerin aksine, 1912 Şarköy-Mürefte depreminin Tekirdağ ve Saros çevresindeki sismik stresi büyük ölçüde boşalttığını savundu.

Bu nedenle, asıl riskin Kumburgaz’ın batısında değil, doğu kesiminde ve Marmara Denizi’nin güneyinde yer alan iki farklı fay hattında biriktiğini öne sürdü.

Source: Haber Merkezi


Konya’daki orman yangını Isparta sınırına dayandı! Köylerde tedbirler artırıldı

Konya’nın Doğanhisar ilçesinde sabah saatlerinde çıkan orman yangını, şiddetli rüzgarın da etkisiyle hızla yayıldı. Güvendik Mahallesi yakınlarında çıkan yangının, bir tarlada yakılan anız ateşinin ormanlık alana sıçramasıyla başladığı tespit edildi.Yangına havadan 3 helikopterle müdahale edilirken, çok sayıda ekip de karadan söndürme çalışmalarına devam ediyor. Alevlerin yayılmasıyla birlikte yangın, Isparta sınırına kadar ilerledi.Isparta sınırında alarmYangının, Isparta”nın Şarkikaraağaç ilçesine bağlı Yukarıdinek köyüne yaklaşık 3 kilometre kadar yaklaştığı bildirildi. Herhangi bir tahliye kararı alınmazken, sınır köylerinde güvenlik önlemleri artırıldı. Ekiplerin bölgede hazır bekletildiği ve olası bir sıçrama durumuna karşı hazırlıklı olunduğu öğrenildi.Valilikten açıklama geldiIsparta Valiliği tarafından yapılan açıklamada, yangının ilerleyişinin yakından takip edildiği ve vatandaşların tedbirli olmaları gerektiği belirtildi. Açıklamada, “Ekiplerimiz sınır hattında teyakkuzda. Şu an için yerleşim alanlarını tehdit eden bir durum yok ancak olası bir sıçramaya karşı hazırız” denildi.Her iki ilde de alevlerin kontrol altına alınması için yoğun mücadele sürerken, sınır bölgesindeki ormanlık alanların da risk altında olduğu bildirildi.

Source: Dünya Gazetesi


İznik Gölü”nde korkutan görüntü! En büyük iskelesi karaya oturdu

Türkiye”nin en büyük göllerinden biri olan İznik Gölü”nde, yaz aylarında binlerce kişinin serinlemek için tercih ettiği gölün suyu çekilmesi insanları tedirgin etti. Korkunç boyuttaki çekilmeyle birlikte bölgedeki canlı popülasyonunu ve turizmi de tehdit eder boyuta ulaştı. Herkesin gün batımı için akın ettiği iskele ise, eski ihtişamı kaybederek adeta çayır ve bataklık haline geldi. Emekli öğretmen Suat Yıldız, “Biraz önce iskelenin çevresini yürüyerek dolaştım. Su benim diz kapağıma bile gelmemektedir. İskeleye oturduğumda ayaklarının suya değdiği dönemleri biliyorum. Aynı zamanda kıyıdaki faciayı ortaya koyuyor” ifadelerini kullandı. İnsanlar şimdiler de bu korkutucu tablo karşısında alınabilecek önlemleri düşünmeye başladı.

Source: Www.star.com.tr


Konya’daki yangını kontrol altına alma çalışmaları devam ediyor

Konya”nın Doğanhisar ilçesinde Güvendik Mahallesi Davras mevkisi yakınlarındaki ormanlık alanda dün meydana gelen yangını kontrol altına almak için çalışmalar sürüyor.Çalışmalar, Orman İşletme Şefliği ve Konya İtfaiyesi ekipleri ile yangın söndürme helikopterleri ve uçaklarla yürütülüyor.”Tüm imkanlar seferber edildi”Konya Valiliği, yangının son durumuna ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, alevlerin kontrol altına alınabilmesi için tüm imkanların seferber edildiğini bildirdi:”Doğanhisar ilçemizde çıkan orman yangınını kontrol altına almak için ormanın kahramanları ve ekiplerimiz, Valiliğimizin koordinasyonunda tüm güçleriyle çalışmalarını kesintisiz sürdürmektedir.Gece boyunca karadan yoğun şekilde çalışan ekiplerimiz, sabahın ilk ışıklarıyla birlikte hava araçlarının da desteğiyle yangınla mücadeleye devam etmektedir. Yangının en kısa sürede kontrol altına alınması için tüm imkanlarımız seferber edilmiştir.”Doğanhisar ilçemizde çıkan orman yangınını kontrol altına almak için #OrmanınKahramanları ve ekiplerimiz Valiliğimizin koordinasyonunda tüm güçleriyle, çalışmalarını kesintisiz olarak sürdürmektedir.Gece boyunca karadan yoğun şekilde çalışan ekiplerimiz, sabahın ilk ışıklarıyla… pic.twitter.com/gG0YMKFgoy— Konya Valiliği (@TCKonyaValiligi) July 15, 2025

Source: Dünya Gazetesi


3 aylık av yasağı bitti: Balıkçılar “vira bismillah” diyerek Van Gölü”ne ağlarını attılar

Van Gölü”nde yaşayan ve üremek için tatlı sulara göç eden inci kefalinin üreme döneminde başlatılan 3 aylık av yasağı sona ererken, balıkçılar yasağın kalmasıyla birlikte “vira bismillah” diyerek ağlarını göle attılar.

Van Gölü’nün endemik türü olan inci kefalini koruma çalışmaları kapsamında, üreme dönemi olan 15 Nisan- 15 Temmuz tarihleri arasında av yasağı uygulanıyor.

İNCİ KEFALİ TATLI SULARA GÖÇ EDİYOR

İnci kefali, Van Gölü’nün tuzlu ve sodalı suyunda yaşasa da üreme döneminde tatlı sulara göç ediyor.

Derelerdeki tatlı sulara yumurtalarını bırakmak için suyun akışının tersine yüzen, karşısına çıkan engelleri zıplayarak geçmeye çalışan balıkların bu göç yolculuğu binlerce kişi tarafından izleniyor.

Vanlı balıkçılar için geçim kaynağı olan inci kefali, bu dönemde bölge turizmine de katkı sağlıyor.

İnci kefali için başlatılan av yasağı kapsamında kaçak avcılığın önüne geçilebilmesi için de yoğun tedbirler alınıyor.

“VİRA BİSMİLLAH” DİYEREK AĞLARINI BIRAKTILAR

Vanlı balıkçılar da bu av yasak döneminde teknelerini karaya çıkartıp bakım ve onarımını yapıp yeni sezon için tüm hazırlıklarını tamamlıyor.

İnci kefali için 15 Nisan’da başlayan av yasağı sona erdi. Sezonun başlamasıyla birlikte balıkçılar 3 aylık bir aranın ardından ağlarını Van Gölü’ne atıp “vira bismillah” dedi.

TEKNELERİN BAKIMLARI YAPILDI

Van Gölü”nde 15 yıldır balıkçık yaptığını söyleyen Önder Güler, “Umarız bereketli bir sezon geçiririz. Bugün av yasağı sona erdi. 3 aylık av yasağı boşluğunda teknelerimizin bakımını yaptık. Bugün de av yasağı bitince ağlarımızı Van Gölü”ne attık. Umarım bereketli bir sezon geçiririz.” şeklinde konuştu.

Source:


Erzurum”da ormanlık alanlara girişler yasaklandı

Erzurum sınırları içinde yer alan milli park, mesire alanları, tabiat parkları hariç olmak üzere, ormanlık alanlara girişler 30 Ekim”e kadar yasaklandı. Valilikten yapılan açıklamada, orman yangınlarına karşı kent genelinde bazı kararlar alındığı belirtildi. Bu kapsamda milli ve tabiat parkları ile mesire alanları dışındaki ormanlık alanlara girişlerin 1 Temmuz-30 Ekim arasında yasaklandığı bildirilen açıklamada, Mesire alanları, tabiat ve milli parklarda 09.00-20.00 saatlerinde kontrollü giriş çıkışın serbest, belirtilen saatler dışında ateşli piknik, kamp ve çadır kurulması yasaktır ifadesi kullanıldı. TEDBİRLER ALINDI Açıklamada, orman içi ve bitişiğindeki alanlarda her türlü bitki örtüsünün yakılması ve havai fişek atılmasının yasaklandığı bildirildi. Orman çevresindeki tesis ve sanayi kuruluşlarının yangın riskine karşı tüm tedbirleri almak zorunda olduğu vurgulayan açıklamada, şunlar kaydedildi: Enerji nakil hattı şirketleri, hatların bakımını yapacak ve yangın riskini önleyecektir. Belediyeler çöp alanları çevresinde koruma bandı oluşturacak, iş makinelerini hazır bulunduracak ve yangın tehlikesi olan alanlarda emniyet şeridi açacaktır. Tescilli ve müstecire verilen alanlarda Yangın Müdahale Planı uygulanacak, gerekli tedbirler alınacaktır. Ormanda otlatma sadece izinle yapılacak, çobanların ateş yakması yasaktır. Aksi durumda sorumluluk çoban ve hayvan sahibine aittir. Denetimler sıklaştırılacak, dron ve KGYS ile gözetim artırılacak, vatandaşlarımız bilgilendirilecektir. Gerekirse kamu ve özel sektör imkanlarıyla hızlı müdahale sağlanacaktır.” Açıklamada, kurallara uymayanlara cezai ve adli işlem uygulanacağı kaydedildi.

Source:


BM raporu: Türkiye’nin yüzde 88’i çölleşme riskiyle karşı karşıya

Birleşmiş Milletler (BM) desteğiyle hazırlanan yeni bir rapor, son iki yılda tarihin en ciddi kuraklıklarından birkaçının gerçekleştiğini tespit etti. Raporda Türkiye”nin 2030″da ciddi bir kuraklıkla karşı karşıya kalabileceği uyarısı yapıldı.

Raporda Akdeniz bölgesine özel bir bölüm ayrılıyor ve hava sıcaklıklarındaki artışla yağışlardaki düşüş dikkate alınarak iklim değişikliğinin ana merkezlerinden biri olarak değerlendiriliyor.

Akdeniz ikliminde kuraklığın normal olduğu ancak sıklığı ve etkisinin 1950″lerden bu yana hızla arttığı belirtiliyor.

Rapora göre bölgede ortalama hava sıcaklıklarının 2050 yılında 2-3 derece, 2100 yılında 3-5 derece arasında artması bekleniyor.

Her 2 derecelik sıcaklık artışı, bölgede suya erişimin yüzde 15″e kadar varan oranda azalması anlamına geliyor.

Raporda ayrı bir yer ayrılan Türkiye de, çöl iklimine benzeyen bir iklimin görülmesi olasılığının artması nedeniyle bu kuraklıktan etkilenme potansiyeli en yüksek ülkeler arasında görülüyor.

Akdeniz havzasında iklim değişikliği ve küresel ısınmanın etkisi ve olası risklerini incelemek için raporda üç ülke baz alınıyor: İspanya, Fas ve Türkiye.

“Türkiye yarı kurak ve toprak parçalanmaya yatkın. Ülkenin yüzde 88″i çölleşme riskiyle karşı karşıya” ifadelerinin yer aldığı rapora göre, 21. yüzyılın sonunda Türkiye”de yağış oranları yüzde 30 oranında düşecek.

Eş zamanlı olarak sıcaklıklar da artacak ve 2100 itibarıyla ülkenin batısı ve güneyinde ortalama sıcaklıklar 4-5 derece daha fazla olacak.

2019″da Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü”ne (OECD) göre su konusunda sıkıntılar yaşayan ülke kategorisinde olan Türkiye, 2030″da “su fakiri” ülke kategorisinde olma riskiyle karşı karşıya.

Bu da, nüfusun ve tarım alanlarının yüzde 80″inin beş yıl içinde kuraklık riskiyle karşı karşıya kalması anlamına geliyor.

Raporda, 2022″deki aşırı kurak geçen mevsimlerin ardından Türkiye”de 2023 yılında ciddi bir kuraklık görüldüğünü, bunun etkilerinin de özellikle tarım alanında hâlâ devam ettiği belirtiliyor.

Türkiye”de su kaynaklarının yüzde 75″i tarım alanında kullanılıyor.

2030″da olası kuraklık göz önüne alındığında, rapor, su kaynaklarının kullanımı ve hatta farklı kaynaklara yönelme konusunda ülkede ciddi yatırımlar yapılması gerektiği konusunda uyarıda bulunuyor.

2025 yılının Ocak ayı da, son 24 yılın en kurak Ocak ayı oldu. Güneydoğu Anadolu Bölgesi ortalama Ocak ayı yağışının yüzde 6″sını alırken diğer bölgeler de sadece yüzde 30″unu aldı.

Haberin kaynağına buradan ulaşabilirsiniz

Source: aktifhabercom


Konya”daki orman yangını 2″nci gününde

Doğanhisar ilçesi Güvendik Mahallesi Davras mevkisinde dün saat 11.00 sıralarında yakılan anız alanında alevler, rüzgarın da etkisiyle ormana sıçradı. Valilik koordinasyonunda başta Orman Bölge Müdürlüğü ile Konya Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı”na bağlı itfaiye ekipleri olmak üzere 101 araç ve 333 personel görevlendirildi. Bunun yanı sıra Orman Genel Müdürlüğü”nden 1 uçak ve 3 helikopter de havadan alevlere müdahale etti.Helikopterlerin yakıt ikmali de 3″üncü Ana Jet Üs Komutanlığı’ndan gerçekleştirildi. 30 derecelik sıcaklık ve saatte 10 kilometreye ulaşan rüzgarın da etkisiyle alevler, Ketenli Yaylası”na doğru ilerledi. Hava karardıktan sonra da devam eden mücadeleye rağmen alevler, Isparta”nın Şarkikaraağaç ilçesi sınırına yaklaştı. Ekiplerin havadan ve karadan müdahalesi sürüyor.”RİSK ALTINDA YERLEŞİM YERİ YOK”Doğanhisar Belediye Başkanı Ali Öztoklu, yangının gidiş istikametine doğru risk altında herhangi bir yerleşim yeri bulunmadığını belirterek, “Alevler rüzgarın da etkisiyle Ketenli Yaylası”na kadar uzandı ve şu an Isparta”nın Şarkikaraağaç ilçesi sınırlarında ormanlık alanlara yaklaştı. 1 uçak, 3 helikopter ve karadan da çok sayıda ekiple mücadele sürüyor. Davras mevkisindeki ormanlık alandaki yangında kontrol altına alındı” dedi.VALİLİKTEN PAYLAŞIMKonya Valiliği de “X” hesabından yaptığı duyuruda “”Doğanhisar ilçemizde çıkan orman yangınını kontrol altına almak için #OrmanınKahramanları ve ekiplerimiz Valiliğimizin koordinasyonunda tüm güçleriyle, çalışmalarını kesintisiz olarak sürdürmektedir. Gece boyunca karadan yoğun şekilde çalışan ekiplerimiz, sabahın ilk ışıklarıyla birlikte hava araçlarının da desteğiyle yangınla mücadeleye devam etmektedir. Yangının en kısa sürede kontrol altına alınması için tüm imkanlarımız seferber edilmiştir” denildi.

Source: Bahadır Alemdar