Çevre Bilimleri Güncel Haberler – 24 Aralık 2024

Sürdürülebilir Yaşam Kültürü

Son yıllarda küresel ısınmanın ve azalan yeryüzü kaynaklarının olumsuz etkileri bireysel yaşantımızda ve tüm dünyada hissediliyor. Oluşan bu farkındalık, sürdürülebilirlik kavramının öne çıkarıyor.İlk olarak 1983 yılında Birleşmiş Milletler’ in “Ortak Geleceğimiz” raporunda yer verilen sürdürülebilirlik . oldukça geniş bir kavram. Sürdürülebilirlik, özetle; üretimin ve çeşitliliğin devamı sağlanırken; insanlık yaşamının daimi kılınabilmesi anlamına geliyor. Bir kavramın ya da şeyin sürdürülebilir olabilmesi için; şu anki durumunu devam ettirebiliyor ve aynı zamanda kendini yenileyebiliyor olması gerekiyor. Buradan yola çıkarak, bu kavram; gelecek kuşaklara ekonomik, ekolojik ve aynı zamanda sosyal koşulları devam ettirilebilen bir dünya bırakmak için kullanılıyor.Sürdürülebilirlik denildiğinde akla ilk önce ekolojik anlamı gelse de, bu kavram; ekolojik, sosyal koşullar ve ekonomik bileşenleri bir arada barındıran bütünsel bir bakış açısını ifade ediyor. Sürdürülebilirliğin sağlanabilmesi için bu üç kavramın dengeli bir biçimde yönetilmesi gerekiyor. Sürdürülebilirlik bileşenleri;Ekolojik Sürdürülebilirlik: Doğada yer alan doğal kaynakların bir gün tükeneceğine ve bu kaynakların akıllı bir biçimde kullanılması gereğine odaklanıyor; ekolojinin korunmasını sağlıyor. Doğa ile birey arasındaki ilişkiyi inceleyen bu bileşen; yaşayan her canlı için büyük bir öneme sahip olan çevresel sürdürülebilirliği savunuyor. Ekonomik ihtiyacın giderilmesi için doğal kaynakların bitmeyecekmiş gibi kullanılması, kalkınma için canlıların yaşam haklarına müdahale edilmesi ekolojik sürdürülebilirliği ilgilendiren konular.Sosyal Sürdürülebilirlik: Eğitim, sağlık, mutluluk, güvenli bir yaşam, yaşam kalitesi vb. alanlarda toplumsal koşulların sürdürülebilirliği üzerine odaklanıyor. İnsanlar arasındaki ilişkilerin zenginleştirilmesinin yanı sıra, bireysel ve grupsal hedeflere ulaşılmasını sağlıyor. Ekonomik Sürdürülebilirlik: İktisadi ve idari bir misyona odaklanıyor. Zira, Üretim ve tüketim dinamiklerinin sürdürülebilirliği, ekonomik devamlılığı sağlama ve kalkınma için oldukça önemli.Ancak, alt başlıklara ayrılsa da, tüm sürdürülebilirlik unsurları birbiriyle ilişki içinde bulunuyor. Sosyal açıdan yeterince çevre bilincine sahip olmayan toplumlar, ekonomik açıdan büyüse bile sürdürülebilirlikten uzak kalabiliyor.Sürdürülebilirlik temelleri üzerinde inşa edilmeyen ekonomiler mevcut kaynakları sınırsızmış gibi kullanıyor. Madenler ve ağaç, hayvan gibi canlı unsurları içeren kaynakların aşırı tüketimi; canlıların bugününü ve geleceğini tehlikeye atıyor. Bunun en basit örneği son zamanlarda çeşitli elektronik cihazların üretiminde gözleniyor.Yapımında maden kullanılan elektronik bileşenlerin piyasada bulunurluğu, geçmişe kıyasla, giderek daha zor hale geliyor. Bunun temel sebepleri arasında yoğun tüketim sonucu bitme noktasına gelen maden kaynakları yer alıyor. Ancak sürdürülebilir bir ekonomi ve üretim modeli bu problemin önüne geçebiliyor.Sürdürülebilir üretimde, bozulan cihazlar geri dönüşüm tesislerinde işleniyor. Böylece işe yaramaz atık miktarı neredeyse sıfır seviyesine getiriliyor ve yeni cihazların üretimi için maden ocaklarına bağlılık azaltılıyor. Geri dönüşüm işlemi üretim faaliyetlerinin çevreye olan olumsuz etkisini de büyük ölçüde düşürüyor.İklim krizinin etkilerini önlemek ve gezegenimizi iyileştirmek için, Arçelik öncülüğünde. Türkiye İYİ-GE Platformu kuruldu.Açılımı “İyilik geliştirme” olan İYİ-GE, bilim insanları, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, aktivist ve sanatçılardan oluşan ve daha iyi bir dünya yaratmayı sağlayacak fikirler ve projeler için çalışmak üzere bir araya gelen bir kurul. Arçelik; karar süreçlerine İYİ-GE’yi dahil ederek sürdürülebilirlik faaliyetlerinde bilim insanlarına, gençlere, aktivistlere, sanatçılara, STK’lara ve onların temsilinde topluma yer vererek, çok sesli ve şeffaf bir yapı oluşturmayı amaçlıyor.Aslı Dede tarafından kurulan “Sürdürülebilir Yaşam Okulu” da; Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları 17. Maddesi ‘Amaçlar için Ortaklıklar’ rehberliğinde, Öğren, Çözüm Üret, Paylaş mottosu ile çalışıyor. Çevresel, toplumsal, ekonomik ve kültürel sürdürülebilirlik için bilgiler paylaşıyor; sürdürülebilirlik için içerik, eğitim, atölye, podcast ve etki odaklı proje üretiyor.Türkiye’nin sürdürülebilirlik teması ile gençleri buluşturan ilk ve tek festivali, kısa bir süre önce, Sürdürülebilir Yaşam Okulu öncülüğünde Akbank ana sponsorluğuyla Boğaziçi Kültür Sanat Merkezi’ nde gerçekleşti. İş dünyası ve üniversiteli gençleri bir araya getiren “Sürdürülebilir Yaşam Festivali” nde, gezegenin geleceği için harekete geçme çağrısı yapıldı. Oturumlar, performanslar ve müziğin yer aldığı olduğu festivalde, gençlerin mesajı net oldu: ‘’Sürdürülebilir bir gelecek için iş hayatında daha fazla anlam ve eşitlik istiyoruz!’’“Gezegenin Kahramanları” başlıklı festivalin açılış konuşmasında Sürdürülebilir Yaşam Okulu Kurucusu Aslı Dede “hayaller, gerçekler ve kahramanlar” üzerine düşünmeye davet etti. Dede Hayallerinizin gerçekleşmesi için en önemli adımlardan biri size inanan ve kendi hayallerini de katarak ortak amaçlar oluşturmanızı sağlayan ‘hayal arkadaşları’ bulmak. Gezegenin geleceği için ortak amaçlarla harekete geçen kahramanlara ihtiyacımız var. Üniversiteler, gençler ve iş dünyası bir araya gelerek harekete geçmeli” diye konuştu.Festivalde; iş dünyasında sürdürülebilir yaşam odaklı yükselen yeni değerler, geleceğin meslekleri, yenilikçi projeler ve sürdürülebilirlik vizyonu üzerine ilham verici konuşmalar gerçekleştirildi. Üniversitelerin akademik destekleriyle düzenlenen etkinlikte; gençler, hem konuşmacı hem de gönüllü olarak aktif rol aldı.Festivalin sunuculuğunu Yekta Kopan üstlenirken, Oyuncu- UNDP İyi Niyet Elçisi-İhtiyaç Haritası Kurucu Ortağı Mert Fırat, Sosyal Girişimci- İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Itır Erhart, Onarım Ekosistemi Başlatıcısı Durukan Dudu ve Kızlar Sahada Kurucu Ortağı Kiraz Öcal gibi isimler de ilham verici konuşmalarıyla dikkat çekti.Festivalin ana sponsoru Akbank’ ın, Akbanklı Deneyimi ve İç İletişim Müdürü Gümrah Alayoğlu, Eşit İş Kapsayıcı Kalkınma oturumunda öğrencilere ve iş dünyasına önemli bir çağrıda bulundu. Alayoğlu, iş görüşmelerinin sadece kurumların adayları değerlendirdiği değil, aynı zamanda adayların da kurumları değerlendirdiği bir süreç olması gerektiğini vurguladı. Alayoğlu; “Birey olarak kendi farkımızı, özgün fikirlerimizi ve değerlerimizi ortaya koyabildiğimiz bir yerde var olmak istiyoruz. Bu nedenle stajlarda, iş görüşmelerinde kurumlara sürdürülebilirlik, çeşitlilik, eşitlik, hakkaniyet ve çevre çalışmalarını sormak önem taşıyor.” dedi.Festivalde gençler, sürdürülebilir bir yaşam için kendi görüşlerini ve beklentilerini de paylaştılar. İş hayatında cinsiyet eşitliği, adil değerlendirme ve desteklenmeyi talep eden gençler; aynı zamanda, sürdürülebilir ve topluma katkı sağlayan işler yapma arzusunda birleşti.İş dünyası, üniversiteler ve yöneticilere sadece para kazandıracak bir iş değil, aynı zamanda topluma ve kendilerine fayda sağlayacak bir iş arayışı içinde oldukları mesajını veren gençler; kurumların sürdürülebilirlik konusundaki samimiyetini sorguluyor, eşitlik ve adalet talep ediyorlar. Örneğin;Yeditepe Üniversitesi öğrencisi, İhtiyaç Haritası Temsilcisi Ayşe Deren Bildirici, “ Ben kadın ve erkeğin eş değil; eşit olduğu bir iş hayatı istiyorum, adil değerlendirme süreçlerinin olmasını istiyorum. İş hayatında tebrik edilmeyi, desteklenmeyi bekliyorum. Sürdürülebilir, topluma ve kendime katkı sağlayacak bir ortam bekliyorum. Kesinlikle sosyal girişimcilikten, sürdürülebilirlikten uzak bir iş yapmak istemiyorum. İşimi yaptım, paramı aldım yaşıyorum değil; işimi yapıyorum, paramı alıyorum ama mutlu da oluyorum diyeceğim bir yerde çalışmak istiyorum.’’ diyor.Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi, Akbank Gençlik Akademisi katılımcısı İrem Yılmaz, gençlere yönelik programların samimiyetle ve etkileşim odaklı yapılması gerektiğini belirtiyor. Bilgiye erişimin çok fazla ve kolay olduğu bir dönemde, üniversite öğrencileri olarak bize hep ne yapmamız gerektiği söyleniyor. Oysa gençlerin kendi aralarındaki etkileşime yer verilmesi çok değerli. Bu programlar en iyi arkadaşınızı bulabileceğiniz yerler. Çünkü benzer değerleri önemseyen benzer motivasyonları olan kişiler bir araya geliyor. Bugün burada Sürdürülebilir Yaşam Festivali de öyle. Sağınızda solunuzda aynı motivasyonda kişiler oturuyor. Biz Akbank Fellowship Programı’nda böyle 10 ay geçirdik ve ben şunu öğrendim:Bence biz gençler “kapsayıcı göz’ olmalıyız. İster bir girişimci olun ister global, büyük bir şirkette çalışın, siz o gün sürdürülebilirlik ve kapsayıcılık gözlüğü ile bakarsanız; firma kârlılığı konuşulurken, siz olaya insan ve çevre gözlüğü ile de bakarsanız, bence değişim orada başlayacak.’’Festivalde üniversiteli gençler, sürdürülebilirlik temalı oturumlarda konuşmacı olurken aynı zamanda Akbank ile “Etki Perspektifinde Yeni Nesil Liderlik” ve Anadolu Efes ile Onarmak: İnsan Onarımın Neresinde” atölyelerine katıldılar.Değişime davet mesajlarını Karikatürist Aslı Alpar ve Emre Yılmaz ile karikatür çizerek verdiler. Müzisyen, Eğitim Psikoloğu Banu Kanıbelli ile “Dünya evim ve yanıyorsa!” şarkısını kendi yazdıkları sözler ile söylediler. Festivale katılan öğrenciler etkinlik sonunda katılım belgesi almaya hak kazandılar.Festivalin burada adlarını sayamayacağım kadar çok firmanın desteğini almış oluşu beni umutlandırdı. Bu, demek oluyor ki; sürdürülebilir yaşam kültürü giderek yaygınlaşacak.Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz bir yaşam dileği ile…

Source: Ayşegül Domani̇ç Yelçe


Muğla’da deprem

Gün içerisinde meydana gelen depremler Kandilli Rasathanesi ve AFAD tarafından ölçülüp kamuoyuna duyuruluyor. Son dakika deprem haberleri yaşadıkları bölgede sarsıntı hisseden vatandaşlar tarafından yakından takip ediliyor. Son olarak Ege Denizi nde Muğla Datça açıklarında deprem meydana geldi. 2.5 büyüklüğündeki sarsıntının derinliği 18.3 olarak ölçüldü. Peki, Az önce deprem mi oldu, en son deprem ne zaman ve nerede oldu? İşte, 24 Aralık 2024 Kandilli Rasathanesi ve AFAD son depremler listesi…YUNANİSTAN DEPREM İLE SALLANDI Kandilli Rasathanesi, saat 07:39 da Yunanistan da deprem meydana geldiğini duyurdu. Büyüklüğü 3.9 olarak ölçülen deprem, yerin 10.2 kilometre derinliğinde kaydedildi.MUĞLA DA DEPREM Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD) internet sitesi üzerinden paylaştığı verilere göre, saat 05:19 da Ege Denizi nde Muğla Datça açıklarında deprem meydana geldi. 2.5 büyüklüğündeki deprem, yerin 18.3 kilometre derinliğinde gerçekleşti.DEPREM Mİ OLDU, NEREDE VE KAÇ BÜYÜKLÜĞÜNDE? Kandilli Rasathanesi ve AFAD tarafından son depremler anlık olarak paylaşılıyor. Son depremler listesi küçük ve büyük ölçüde gerçekleşen tüm depremleri barındırıyor ve bu liste aracılığıyla depremin büyüklüğü ve derinliği gibi bilgiler öğrenilebiliyor.AFAD SON DEPREMLER İÇİN TIKLAYINIZKANDİLLİ SON DEPREMLER İÇİN TIKLAYINIZ

Source: Habertürk


Kilauea Yanardağı”nda patlama

ABD Jeolojik Araştırmalar Merkezi (USGS), Kilauea”nun yerel saatle 02.00 civarında faaliyete geçtiğini açıkladı.Açıklamada, yanardağdaki faaliyetin gün boyunca devam ettiği ancak patlamanın bölge sakinleri için tehdit oluşturmadığı belirtildi.Lavların yaklaşık 650 dönümlük alanı kapladığı aktarılan açıklamada, patlamalar nedeniyle volkanik gaz salımının yüksek olduğu kaydedildi.Açıklamada, yeniden faaliyete geçmesi ihtimali nedeniyle yanardağın yakından takip edildiği belirtildi.Dünyanın en aktif yanardağlarından Kilauea”da 1983″ten beri patlamalar oluyor.

Source: Www.star.com.tr


TZOB Genel Başkanı Bayraktar: Üretimin devamı için destekler acilen ödenmeli

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, son dönemlerde yaşanan doğal afetlerin üretime verdiği zararı yaptığı görüntülü basın açıklamasında değerlendirdi. “Ülkemizde yaşanan doğal afetlerin sayısı ve şiddeti her geçen gün artıyor. Bu durum en çok doğa koşullarına bağımlı olarak üretim yapan çiftçilerimizi etkiliyor” vurgusu yapan Bayraktar, açıklamasını şöyle sürdürdü: “2023 yılında meydana gelen doğal afetlerin sayısı 10 yıl öncesine göre 3 kat artarak 1475 oldu. 2024 yılının ilk 8 ayında 900 doğal afet meydana geldi. Bu afetlerin yüzde 36’sı şiddetli yağış ve sel, yüzde 22’si dolu, yüzde 21’i fırtına ve hortum şeklinde gerçekleşti. Samsun’un Bafra ilçesinde ağustos ve eylül aylarında şiddetli yağış sebebiyle sel meydana geldi. Karnabahar, brokoli ve lahana gibi ürünlerin su altında kalmasıyla ürünler zarar gördü. Yaşanan bu afet hem çiftçilerimizin emeklerini boşa çıkardı hem de ürün fiyatlarının artmasına sebep oldu. “Üreticilerimiz yaralarının sarılmasını bekliyor” “Ekim ayında Çanakkale’nin Biga ilçesinde 45 bin dekar alanda dolu afeti oldu ve çeltik alanlarının tamamı zarar gördü. Olay sonrası biz de Biga’yı ziyaret ederek, çiftçilerimizle bir araya geldik. Fakat Ziraat Odamızdan aldığımız bilgilere göre aradan geçen bir buçuk aylık sürede henüz çiftçilerimizin yaralarını saracak bir gelişme olmadı. Üreticilerimizin üretime devam edebilmeleri için destekler acilen ödenmeli. Antalya ve Mersin’de yaşanan şiddetli yağış ve fırtına, yılın 12 ayı tarımsal üretim arzına hizmet eden seraları vurdu ve zarar verdi. Şiddetli yağışla birlikte bazı seraları su bastı. Ardından saatte 100 km hızını bulan fırtına ve hortum; sera yapılarına, ürünlere ve güneş panellerine zarar verdi.” “Sera üretiminin yapıldığı illerde yaşanan doğal afetler endişe verici” Türkiye’deki örtü altı üretim alanlarının yüzde 65’inin Antalya ve Mersin’de bulunduğuna dikkat çeken Bayraktar, şöyle devam etti: “Yine örtü altında üretilen sebzelerin yüzde 68’i bu iki ilde üretiliyor. Bu sebeple, tarlada üretimin bittiği, meyve-sebze fiyatlarının arttığı bu dönemde Antalya ve Mersin’de yaşanan afetler endişe vericidir. Ne yazık ki doğal afetlere karşı alınacak önlemler sınırlı kalıyor ve tam olarak koruma sağlayamıyor. Tarım sigortalarının önemi tam da bu noktada ortaya çıkıyor. Devlet destekli tarım sigortaları sayesinde sigortalı çiftçi sayısında artış olsa da yeterli değil. Antalya ve Mersin’deki Ziraat Odalarımızdan aldığımız bilgilere göre örtü altı üretimi yapan çiftçilerimizin çok azı sigorta yaptırabilmiştir. Yapılan kolaylaştırmalara rağmen primler çiftçilerimiz için halen yüksektir. Dolayısıyla devlet desteği artırılarak primler çiftçilerimiz için daha makul bir düzeye çekilmeli. Ayrıca örtü altı üreticilerimizin sigorta ile ilgili bir diğer sorunu da sera parsellerinde sehven meydana gelen kaymalardır. Bu durum çiftçilerin bakanlık kayıt sistemlerine kayıt olamamasına ve dolayısıyla da tarım sigortası yaptıramamasına sebep oluyor. Yıllardır sigorta yapılan aynı parseller emsal kabul edilerek bu sorun çözülmeli.”

Source: Dünya Gazetesi


Enerji krizi kapıda mı? Avrupa gaz depoları 3 yılın en hızlı tüketim döneminde!

Avrupa Birliği, kış aylarının başlamasıyla birlikte gaz depolarındaki stokları hızla tüketmeye başladı. 2021 enerji krizinden bu yana ilk kez, gaz depoları bu denli hızlı bir şekilde boşalıyor. Soğuk hava dalgalarının etkisi ve sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ithalatındaki düşüş, talebin artmasına yol açtı. Depolama seviyeleri hızla düşüyor Financial Times’ın Gas Infrastructure Europe (GIE) verilerine dayandırdığı habere göre, AB ülkelerindeki gaz depolama sahalarının doluluk oranı, Eylül sonunda dolum sezonunun bitmesinden bu yana yaklaşık yüzde 19 oranında azaldı. Bu düşüş, önceki iki yıldaki tek haneli oranlarla kıyaslandığında oldukça dikkat çekici. Geçmişte, normalin üzerinde seyreden sıcaklıklar ve yüksek fiyatların talebi baskılaması, depoların doluluk oranını kış aylarında yüksek tutmuştu. Ancak bu yıl, hem talebin artması hem de ithalattaki düşüşler depolardaki azalmayı hızlandırdı. “Depolara daha fazla güveniliyor” Avrupa gaz fiyatlandırma şirketi Argus Media’nın Başkanı Natasha Fielding, Avrupa’nın bu kış yeraltı depolama tesislerine önceki yıllara kıyasla çok daha fazla güvendiğini belirtti. Fielding, “Sıvılaştırılmış doğal gaz ithalatındaki düşüşü telafi etmek ve artan talebi karşılamak için Avrupa, depolarını hızla tüketiyor” dedi. Depolama Seviyeleri endişe veriyor AB’nin gaz depolarındaki doluluk oranı şu anda yüzde 75 seviyesinde. Bu oran, Rusya’dan yapılan ithalata bağımlılığın azaltılmaya çalışıldığı dönemin 10 yıllık ortalamasının biraz üzerinde. Ancak geçen yılın Aralık ayı ortasında depolama seviyeleri yüzde 90’a yakındı. Bu hızlı düşüş, enerji güvenliği konusunda yeni endişeleri gündeme getiriyor. Rusya ve ithalat bağımlılığı Batı Avrupa hükümetleri, 2022 yılında Rusya’dan yapılan gaz ithalatını azaltma çabalarını artırmış, LNG ithalatına ağırlık vermişti. Ancak bu yıl, küresel LNG arzındaki daralma ve Asya pazarlarının artan talebi, Avrupa’nın ithalatını sınırladı. Avrupa’nın gaz stoklarının kalan kış aylarında nasıl yönetileceği ve bu düşüş trendinin ne kadar süreceği merak konusu. Enerji güvenliği, önümüzdeki dönemde Avrupa gündeminin merkezinde yer almaya devam edecek.

Source: Dünya Gazetesi


Trakya”daki barajlarda doluluk oranı artıyor

DSİ Edirne 11. Bölge Müdürlüğünden alınan verilere göre, Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ”da 1 milyar 112 milyon 968 bin metreküp depolama hacmine sahip 14 barajda, 430 milyon 243 bin metreküp su bulunuyor.Buna göre söz konusu barajların doluluk oranı yüzde 39 olarak kaydedildi.

Source: Www.star.com.tr


Baraj altında kalan köy, sular çekilince karla kaplandı

Sivas ın Hafik ilçesi merkezine yaklaşık 25 kilometre uzaklıktaki Pusat köyüne, Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından Pusat Deresi ve Madenköy Çayı üzerine sulama amaçlı kurulan barajın 2008 yılında tamamen dolmasıyla bazı yapılar su altında kaldı, yerleşim yeri ise yaklaşık 200 metre üst kısma taşındı.Kuraklığın ve tarımsal sulamanın etkisiyle barajda su seviyesi ciddi oranda düştü.Pusat köyü 16 yıldır su içinde kaldığı için sadece minaresinin uç kısmı görünen cami ve bazı yapılar, su seviyesinin düşmesiyle tamamen ortaya çıktı. Suyla kaplı olan köy ve caminin iç kısmı şimdi de karla kaplandı. Yıllardır su içinde kalan köprünün altından tekrar su akmaya başladı.Suların çekilmesiyle ortaya çıkan evler, köy çeşmeleri, ağaçlar beyaza bürünmesiyle güzel görüntü oluşturdu.

Source: Habertürk


Türkiye”den yeni petrol hamlesi: Bir ilimizde daha sondaj heyecanı

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğünün petrol hakkına müteallik kararı, Resmi Gazete”de yayımlandı.Buna göre, TPAO”nın Antalya sınırları içinde sahip olduğu 31 bin 201 hektarlık petrol arama ruhsatına, 31 bin 152 hektarlık yeni alan eklendi. Böylece toplam arama alanı 62 bin 353 hektara ulaştı.Antalya sınırlarında bulunan mevcut petrol arama sahasına eklenen yeni alanla birlikte TPAO, bölgenin hidrokarbon potansiyelini değerlendirmeyi hedefliyor.14 İLDE 18 SAHA İÇİN RUHSAT VERİLDİTPAO geçtiğimiz günlerde çeşitli illerdeki 18 saha için 5 yıl süreyle petrol arama ruhsatı aldı.Buna göre, TPAO”ya, Gaziantep, Antalya, Çanakkale, Şanlıurfa, Zonguldak, Diyarbakır, Hakkari, Bartın, Karabük, Kastamonu, Elazığ, Edirne, Kahramanmaraş ve Kilis”te bulunan toplam 18 saha için petrol arama ruhsatı verildi.Ayrıca, TPAO”nun Diyarbakır, Batman, Siirt, Tekirdağ ve Kırklareli”nde bulunan sahalarında kamulaştırmaya gidilmesi kararlaştırıldı.

Source: Www.star.com.tr


Enerji Bakanlığı”ndan TPAO”nun Antalya”daki petrol arama sahasına yönelik yeni karar

Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı”nın (TPAO) Antalya sınırlarında yer alan petrol arama sahasına 31 bin 152 hektarlık saha ilave edildi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü”nün Resmi Gazete”de yayımlanan petrol hakkına müteallik kararına göre, TPAO”nın Antalya sınırları içinde sahip olduğu 31 bin 201 hektarlık petrol arama ruhsatına, 31 bin 152 hektarlık yeni alan eklendi. Böylece toplam arama alanı 62 bin 353 hektara ulaştı. Antalya sınırlarında bulunan mevcut petrol arama sahasına eklenen yeni alanla birlikte TPAO, bölgenin hidrokarbon potansiyelini değerlendirmeyi hedefliyor.

Source: Dünya Gazetesi


Tarihi alana göz diken ABB”ye bakanlıktan suç duyurusu

ABB, aralık ayının başında Kızılay Güvenpark”ta elektronik reklam panosu inşasına başladı. Mimarlar Odası Ankara Şubesi, 11 Aralık”ta panonun sit alanı içine yapıldığı iddiasıyla şikayette bulundu. Bunun üzerine Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ekipleri tarafından inceleme yapıldı. Montajın, anıt heykelin koruma alanı içerisinde yapıldığı belirlendi. Hem ilk kentsel tasarım projesinde hem de revize kentsel tasarım projesinde alanda dijital reklam panosu ile ilgili, onaylı bir proje yer almadığı belirlendi. Bakanlık yetkilileri, 13 Aralık”ta ABB ile iletişime geçerek söz konusu uygulamanın izinsiz olarak yürütüldüğü ve kaldırılması gerektiğini bildirdi. Ancak 17 Aralık”ta gerçekleştirilen denetimde işlemin devam ettiği, dijital ekranların montajının gerçekleştirildiği ve elektrik tesisatı montajının sürdüğü belirlendi.ABB”den yapılan açıklamada ise “Bu pano, yılbaşı ve yeni yıl kutlamaları kapsamında şehir estetiğini artırmak ve vatandaşlara duyuru yapılmasını kolaylaştırmak amacıyla yerleştirilmiştir” denildi. Kalıcı proje kapsamında olmadığı belirtildi. Konuya ilişkin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Ankara Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu toplandı. Komisyon kararıyla ABB”ye söz konusu panonun kaldırılması için uyarı yazısı gönderildi ve izinsiz çalışma ile ilgili suç duyurusunda bulunuldu.Dijital pano için harekete geçtiler

Source: Www.star.com.tr


A”dan Z”ye dikkat çeken değerlendirmeler! Bakan Şimşek: Türkiye “zenginler kulübü”ne girebilir ama..

Recep ERÇİN
Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) tarafından düzenlenen geleneksel IICEC Konferansı’nda konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, küresel ekonomik büyüme ve ticaretin geleceğine dair dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Uzun vadeli küresel büyüme tahminlerinin en düşük seviyelere gerilediğini belirten Şimşek, büyümeyi sınırlayan önemli yapısal engellerin varlığını vurguladı. Küresel ticarette artan korumacılığın, yüksek borçluluk oranlarının, yaşlanan nüfusun ve iklim krizinin, dünya ekonomisinin geleceği için ciddi tehditler oluşturduğunu ifade etti.
Ticaret kısıtlamalarının etkisi mal ticareti ile sınırlı kalmıyor!
Bakan Şimşek, özellikle ABD ve Çin arasındaki ticaret rekabetinin, çok taraflı sistemden uzaklaşmaya yol açtığını belirtti. ABD”nin binin üzerinde, Çin”in ise 800″ün üzerinde ticaret kısıtlaması uyguladığını söyledi. Bu gelişmelerin, serbest ticaret rejiminden korumacılığa doğru bir kaymaya neden olduğunu belirten Şimşek, bu eğilimin sadece mal ticaretiyle sınırlı kalmadığını; hizmetler, yatırım ve finans sektörlerine kadar yayıldığını vurguladı.
“Türkiye nispeten daha az etkilenecek”
IMF”nin tahminlerine göre, küresel ticarette yaşanan bu gerilemenin Almanya ve Fransa gibi büyük ekonomilerin büyüklüğünü kaybetmesine yol açabileceğini belirten Bakan Şimşek, Türkiye”nin dış ticaretinin büyük kısmının kural bazlı ülkelere ve dost ülkelere yöneldiği için Türkiye”nin bu gelişmelerden nispeten daha az etkilenebileceğini söyledi. Şimşek, “İhracatın yaklaşık dörtte üçü dost ve STA (Serbest Ticaret Anlaşması) olan ülkelerle yapılıyor. Bu harita, Türkiye”nin bu olumsuz gelişmelerden daha az etkilenebileceğini gösteriyor” dedi.
“Çin”in elektrikli otomotivdeki konumu göz önünde bulundurulmalı”
Çin”in küresel imalat sanayindeki gücüne dikkat çeken Şimşek, Çin”in küresel otomotiv pazarında büyük bir paya sahip olduğunu ve bunun önemli bir gelişme olduğunu belirtti. Çin”in elektrikli otomobillerdeki üretim kapasitesinin dünya genelindeki üretimin yarısına denk geldiğini söyleyen Bakan Şimşek, üreticilerin ve politika yapıcıların bu durumu göz önünde bulundurması gerektiğine dikkat çekti.
Ticarette uzun ve kısa vadeli trendler ne olacak?
Bakan Şimşek ayrıca, küresel tedarik zincirlerinde yaşanan değişimlere de değindi. Kısa vadede yakın coğrafyadan tedarik eğiliminin artacağını belirten Şimşek, ancak uzun vadede dost ülkelerden tedarik etmenin ön plana çıkacağını vurguladı.
Türkiye”nin lojistik ağlarının ve bölgesel entegrasyonun daha fazla öne çıkacağını belirten Şimşek, Türkiye”nin dünyanın merkezinde yer aldığını ve bu durumun avantaj sağlayacağını ifade etti.
Küresel borçluluk oranlarında son durum
Küresel borçluluk oranlarının yüksek olduğuna ve enflasyonun bu oranlar ile birlikte daha fazla yük getireceğine değinen Bakan Şimşek, “Milli gelirin yüzde 300″leri aşan borçluluk var. Enflasyon yüksek seyredecekse ve korumacılığın olacağı dönemde bu yüksek faiz yükü demek” dedi.
Türkiye’nin toplam borcunun milli gelire oranının yüzde 95 olduğunu ve benzer gelişmekte olan ülkelerin bu oranının Türkiye”nin 2,5 katı kadar olduğunu belirten Şimşek, bu durumun Türkiye’ye avantaj sağladığını, çünkü Türkiye”nin bilançosunun daha sağlam olduğunu vurguladı.
Yaşlanan nüfus tehlikesi
Yaşlanan nüfusun önemli bir mesele olduğunu ifade eden Bakan Şimşek, Türkiye’de doğurganlık oranının düştüğünü ancak hâlâ 18 yıllık bir fırsat penceresinin bulunduğunu belirtti. Bu süreyi reformlarla 30 yıla çıkarmanın mümkün olduğunu söyleyen Şimşek, Türkiye’nin “yaşlanmadan zenginleşme fırsatını” yakalayabileceğini ifade etti.
Kadınların iş gücüne katılımı vurgusu
En büyük potansiyelin ise kadınlardan geldiğini vurgulayan Şimşek, OECD ortalamasına yakın bir kadın iş gücü katılım oranı sağlanmasının Türkiye için önemli bir ekonomik fırsat oluşturacağını belirtti. Şimşek, “Kadınların iş gücüne katılımda yüzde 60″ları yakalarsak milli gelirde yüzde 20 artış sağlanabilir” dedi.
Türkiye”nin yapay zeka gelişmelerindeki yeri
Yapay zekanın üretkenliğe katkısı hakkında da konuşan Şimşek, bu teknolojinin dünya ve Türkiye için büyük potansiyel taşıdığını ancak gelir dağılımını bozma riskinin de bulunduğunu ifade ederek “Üretken yapay zeka bir tehdit gibi görülebilir ama siz hazırsanız uzun vadeli refaha katkı sağlayabilir. Hem dünya hem Türkiye için büyük potansiyel içeriyor” dedi.
Türkiye’nin yapay zeka hazırlık endeksinde gelişmekte olan ülkeler arasında iyi bir konumda olduğunu ancak gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında geride kaldığını belirten Şimşek, bu durumu değiştirmek için yetişmiş insan kaynağına daha fazla yatırım yapılması gerektiğini ifade etti.
Bakan Şimşek ayrıca, veri merkezlerine yapılacak yatırımların önemine de değindi. “Yatırımlar yapıldı ama veri merkezlerinde yapılacak çok şey var” diyen Şimşek, bu alandaki yatırımların hızlandırılması gerektiğini belirterek Türkiye’nin teknolojik gelişmelere hazırlanarak küresel rekabetin içinde güçlü bir konumda olacağını söyledi.
“Sanayiciler kısa vadede serzenişte bulunabilir”
Kısa vadede bazı sanayicilerin programın etkilerinden dolayı serzenişte bulunabileceğini belirten Şimşek, bunun bir kısmının dış kaynaklı, bir kısmının ise iş modeli kaynaklı olduğunu ancak programın amacının sanayicileri ve girişimcileri daha verimli hale getirmeyi amaçladığını belirtti.
“Bizim sizi zorlamamız lazım, daha inovatif ve verimli olun deyince olmuyorsunuz” diyen Şimşek bu değişimin yalnızca devlet destekli programlar aracılığıyla sağlanabileceğini ifade etti.
Bakan Şimşek”ten Türkiye için “Zenginler Kulübü” mesajı
Bakan Şimşek, Türkiye’nin önümüzdeki birkaç yıl içinde “zenginler kulübü”ne girebileceğini ancak bunun için verimlilik ve inovasyon konusunda daha fazla çaba sarf edilmesi gerektiğini vurguladı. Türkiye”nin, küresel ekonomik büyümeyi etkileyecek önemli faktörlere karşı hazırlıklı olması gerektiğini belirten Şimşek, küresel ısınmanın bir gerçeklik haline geldiğini ve bu sorunun ekonomik ve sosyal etkilerinin çok büyük olacağını ifade etti.
“İklim krizi konusunda OECD önerileri dikkate alınmalı”
İklim krizinin dünya ekonomisine ciddi zararlar verebileceğini söyleyen Şimşek, kuraklık, gıda krizi, artan eşitsizlikler ve fosil yakıtlardan kaçışın küresel ekonomiyi etkileyen başlıca unsurlar olduğunu dile getirdi. Küresel ısınmanın bu şekilde devam etmesi durumunda, küresel hasıla üzerinde yüzde 18’lik bir azalma ve küresel açlık oranında yüzde 20’lik bir artış yaşanabileceğini belirten Şimşek bu öngörülerin son derece dramatik olduğunu ve OECD’nin sunduğu önerilerin dikkate alınması gerektiğini söyledi.
Yıllık büyümede sürdürülebilirlik hedefi
Bakan Şimşek, Türkiye’nin yıllık büyüme oranını sürdürmesinin önemine de değinerek 1923 ile 2003 yılları arasında yıllık ortalama yüzde 4,8 büyüdüklerini, sonraki 20 yılda ise bu oranı yüzde 5,5’e çıkardıklarını belirtti. Bu büyümeyi korumanın Türkiye için büyük bir hedef olduğunu ifade eden Bakan Şimşek, Türkiye’nin geleceği için inovasyon ve verimlilik odaklı programların hızla devreye alınması gerektiğini ekledi.

Source: Dünya Gazetesi


Enerjide 2024 böyle geçti

Enerji sektöründe yılın ilk yarısında nükleer enerjiye destek veren 30″un üzerinde ülke, nükleer reaktörlerin enerji sektöründe daha fazla kullanılması amacıyla birlikte çalışmayı taahhüt ederken, Türkiye, yenilenebilir enerjinin kurulu güç ve üretiminde rekorlara imza attı ayrıca doğal gaz işbirlikleriyle Türkmenistan gazının Türkiye”ye ulaştırılması için anlaşma imzalandı.

Gabar”da 33 kuyuda ulaşılan günlük 40 bin varil petrol üretimi ile Cumhuriyet tarihinin rekoru kırıldı. Karadeniz”de petrol emaresi olduğu düşünülen bir alanda keşif kuyusu için ilerleyen zamanlarda sondaj yapılması planlandı.

Yenilenebilir enerji alanında hız kesmeyen Türkiye”de Ramazan Bayramı”nın üçüncü günü günlük elektrik üretiminin yüzde 78,5″i yenilenebilir kaynaklardan karşılanarak rekor kırıldı. Güneş enerjisi kaynaklı elektrik üretimi nisanda 2,4 milyar kilovatsaate ulaşarak aylık bazda tüm zamanların rekorunu kırdı. 16 Haziran”da ise gün içinde güneş enerjisinin elektrik üretimindeki payı yüzde 44″ü aşarak bu alanda rekora imza attı.

Türkiye”nin rüzgar enerjisinden elektrik üretimi 29 Haziran”da 228 bin 604 megavatsaatle tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. Türkiye”de, hidroelektrik santrali (HES) kurulu gücünde 399 megavatlık yeni HES kapasitesi devreye alınarak bu alanda kapasite artışında Avrupa”da ilk sıraya yerleşti. Dünya Bankası, Türkiye”nin yenilenebilir enerji kapasitesinin artırılmasına yönelik 2 milyar dolarlık girişimi onayladı.

AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, enerjide söz konusu dönemde öne çıkan bazı gelişmeler şöyle:

– Çin”in kuzeybatısındaki Sıçuan eyaletine bağlı Garze Tibet özerk ilinde yaklaşık 1 milyon tonluk lityum rezervi keşfedildiği bildirildi.

– ABD”de Joe Biden yönetimi, çevreci grupların baskıları sonucu sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ihracatına yönelik onay sürecini geçici olarak durdurma kararı aldı.

– Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Kahramanmaraş merkezli ve “asrın felaketi” olarak nitelendirilen 6 Şubat depreminden etkilenen bölgelerde hayatın normale dönmesi amacıyla toplamda 17,5 milyar liralık destekte bulunulduğunu bildirdi.

– Taha Meli Arvas, Enerji Piyasaları İşletme AŞ (EPİAŞ) Genel Müdürlüğüne atandı.

– Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gabar”da günlük petrol üretiminin 35 bin varili geçtiğini bildirdi.

– Erzincan”ın İliç ilçesindeki Anagold Madencilik”in ruhsat sahibi olduğu maden sahasında toprak kayması meydana geldi. Kayma sonucunda 9 maden çalışanı toprak altında kaldı.

– Avrupa Birliği (AB), üye ülkelerde yenilenebilir hidrojen tedarikini artırmaya yönelik altyapı projelerine 6,9 milyar avroluk kamu desteği verilmesine onay verdi.

– Macaristan Dışişleri ve Dış Ticaret Bakanı Peter Szijjarto, Türkiye üzerinden Azerbaycan’dan gaz tedarikinin nisanın ilk gününden itibaren başlayacağını belirterek, “Türkiye ilk kez doğrudan komşusu olmayan bir ülkeye gaz ihraç edecek.” dedi.

– Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) Yönetim Kurulu Başkanlığı ve Genel Müdürlüğü görevlerine Ahmet Türkoğlu atandı.

– Elazığ”ın Palu ilçesinde maden ocağında göçük meydana geldi.

– Türkiye ile Türkmenistan arasında doğal gaz ve hidrokarbon alanında anlaşmalar imzalandı.

– Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu Başkanlığına yeniden Mustafa Yılmaz getirildi.

– Nükleer enerjiye destek veren 30″un üzerinde ülke, mevcut nükleer reaktörlerin ömrünün uzatılması, yatırımları finanse edecek koşulların sağlanması, yeni nükleer enerji santrallerinin inşası ve küçük modüler reaktörlerin kurulmasında birlikte çalışmayı taahhüt etti.

– Türkiye”de güneş enerjisi kurulu gücünün ilk kez 12 bin megavatı aşarak 12 bin 425 megavata ulaştığı bildirildi.

– Dünya Bankası, Türkiye”nin yenilenebilir enerji kapasitesinin artırılmasına yönelik 2 milyar dolarlık girişimi onayladı.

– Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının ilgili kuruluşu Türkiye Elektromekanik AŞ”de (TEMSAN) görev yapan mühendisler tarafından 1 megavata kadar kurulu güce ulaşan kompakt mini HES geliştirildi.

– Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Gabar”da 33 kuyuda ulaşılan günlük petrol üretimine ilişkin, “Cumhuriyet tarihinin bir rekoruyla buradayız. Bugün itibarıyla 40 bin varil günlük üretimi burada geçmiş bulunuyoruz.” dedi.

– Türkiye”de Ramazan Bayramı”nın üçüncü günü günlük elektrik üretiminin yüzde 78,5″i yenilenebilir kaynaklardan karşılanarak rekor kırıldı.

– Bayraktar, Karadeniz”de petrol emaresi olduğu düşünülen bir alanda keşif kuyusu için ilerleyen aylarda sondaj çalışması yapılacağını bildirdi.

– Bakan Bayraktar, Türkiye ile Irak arasında “Enerji Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı” imzalandığını belirtti.

– Yerli ve milli imkanlarla geliştirilen sondaj kulesi “Koca Yusuf TP1500”, Gabar”daki Şehit Aybüke Yalçın Petrol Sahası 42″nci kuyuda sondaj çalışmalarına başladı.

– Bayraktar, ABD”nin enerji şirketi Exxon Mobil ile yaklaşık 1,1 milyar dolar tutarında 2,5 milyon ton LNG için görüşüldüğünü açıkladı.

– Enenji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Bayraktar, “Türkiye”nin 2028″de yaklaşık 12 milyar metreküplük doğal gaz depolama kapasitesi olacak. Bu da tüketimimizin yüzde 20″sini açıkçası depolayabileceğimiz anlamına geliyor.” dedi.

– Rus enerji şirketi Gazprom, 2023″te 629 milyar ruble (yaklaşık 6,8 milyar dolar) zarar etti. Şirket gelirleri geçen yıl 2022″ye göre 11,7 trilyon rubleden 8,5 trilyon rubleye düştü.

– Küresel elektrik üretiminde yenilenebilir enerji kaynaklarının payı 2023″te ilk kez yüzde 30″u aşarken, Türkiye, elektriğinin yüzde 42″sini bu kaynaklardan üreterek küresel ortalamanın üzerine çıktı.

– Bakan Bayraktar, Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ (BOTAŞ) ve ExxonMobil arasında LNG ticaretine ilişkin işbirliği anlaşması imzalandığını duyurdu.

– Türkiye”nin güneş enerjisi kurulu gücü nisanda önceki aya göre yaklaşık 1,3 gigavat artış kaydederek rekor kırdı.

– ABD Başkanı Joe Biden, Rusya”dan zenginleştirilmiş uranyum ithalatını yasaklayan yasa tasarısını imzaladı.

– Alparslan Bayraktar, Türkiye ile Azerbaycan arasında imzalanan doğal gaz işbirliği anlaşmasıyla ilişkilerin yeni bir boyuta ulaştığını belirterek, “Türkmenistan doğal gazının Azerbaycan ve Gürcistan üzerinden Türkiye”ye ulaştırılması için bu anlaşmayla mutabakata varmış oluyoruz.” dedi.

– Enerji ve Tabii Kaynakları Bakanlığı, 2030″a kadar kamu binalarında yüzde 30 enerji tasarrufu ve 1,2 milyon sokak aydınlatmasını LED”e dönüştürmeyi hedefliyor.

– Dünya Bankası ve Türkiye, yenilenebilir enerji kullanımını artırma çabalarını destekleyecek 1 milyar dolarlık program için anlaşma imzaladı.

– Bayraktar, nisanda güneş ve rüzgar enerjisi kaynaklı elektrik üretiminin rekor kırdığını açıkladı.

– Bakan Bayraktar, yaptığı yazılı açıklamada, güneş enerjisi kaynaklı elektrik üretiminin nisanda 2,4 milyar kilovatsaate ulaşarak aylık bazda tüm zamanların rekorunu kırdığını ifade etti.

– Bayraktar”ın ziyareti kapsamında Çin ve Türkiye arasında “Enerji Dönüşümü Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı” imzalandı.

– Bayraktar, Fatih Sondaj Gemisi”nin, Karadeniz”deki yeni lokasyonu Göktepe-2 kuyusunda sondaj çalışmalarına başladığını bildirdi.

– Bakan Bayraktar ile Özbekistan Enerji Bakanı Curabek Mirzamahmudov, enerji dönüşümünde işbirliğine ilişkin protokol imzaladı.

– Bayraktar, Türkiye’de doğal gaz ticaret merkezi kurulmasına yönelik son yıllarda önemli altyapı yatırımları yapıldığını belirterek, “Şimdi İstanbul Finans Merkezi’nde BOTAŞ ve Gazprom ortaklığında bir işletme şirketi kurmayı planlıyoruz.” dedi.

– Macaristan Dışişleri ve Dış Ticaret Bakanı Peter Szijjarto, Türkiye ile Macaristan”ın enerji alanında stratejik işbirliği yaptığını belirterek, “Türkiye olmasaydı enerji arzımız güvenli olmazdı. (TürkAkım) Bu boru hattı olmasaydı şimdi çok ciddi bir sorunla karşı karşıya olurduk.” dedi.

– Türkiye ile İspanya arasında imzalanan Enerji Dönüşümü Mutabakat Zaptı”yla iki ülkenin enerji alanındaki işbirliğinin daha da güçlendirilmesi ve sürdürülebilir ekonomik kalkınma hedefleri için ortak bir zemin oluşturulması amaçlanıyor.

– Bakan Bayraktar, 16 Haziran”da gün içinde güneş enerjisinin elektrik üretimindeki payının yüzde 44″ü aşarak rekor kırdığını bildirdi.

– EPİAŞ, Şangay Petrol ve Doğal Gaz Borsası (SHPGX) ile mutabakat belgesi imzaladı.

– Türkiye, geçen yıl 399 megavatlık yeni HES kapasitesi devreye alarak bu alanda yeni kapasite kurulumunda Avrupa”da ilk sıraya yerleşti.

– Rüzgardan elektrik üretiminde rekor kırıldı. Türkiye”nin rüzgar enerjisinden elektrik üretimi 29 Haziran”da 228 bin 604 megavatsaatle tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. Bir önceki rekor, 218 bin megavatsaatle 7 Ocak”ta gerçekleşmişti.

– AA Enerji Terminali Türkçe yayın hayatına başladı.

– Türkiye ile Nijer arasında petrol ve doğal gaz alanında işbirliğini öngören niyet beyanı imzalandı.

– Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) ile Somali Petrol Otoritesi arasında Somali denizlerinde 3 blokta petrol ve doğal gaz arama ve üretimine ilişkin anlaşma imzalandı.

– Türkiye, Irak”a elektrik ihracatına yeniden başladı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, 3 yıllık aradan sonra başlayan elektrik ihracatıyla Türkiye ile Irak arasındaki mevcut 400 kV Cizre-Kasek Enterkonneksiyon hattı üzerinden Irak”a azami 300 megavata kadar elektrik sağlanacağı bildirildi.

– Kalyon Enerji”nin güneş enerjisi santrali projesi için Birleşik Krallık İhracat Kredi Kuruluşu ve Polonya İhracat Kredi Kuruluşu garantörlüğünde, İngiliz Standard Chartered Bankası tarafından 249 milyon avro kredi sağlanacağı duyuruldu.

– Bakan Bayraktar, temmuzda elektrik üretiminin 34,6 milyar kilovatsaat, tüketimin de 34,5 milyar kilovatsaatle tüm zamanların en yüksek aylık değerine ulaştığını bildirdi.

– Bayraktar, temmuzda yerli kaynaklara dayalı elektrik üretiminin 19,9 milyar kilovatsaatle en yüksek seviyeye çıktığını, yılın en sıcak günlerinde zirveyi gören elektrik talebinin yüzde 57″sinin yerli ve yenilenebilir kaynaklardan karşılandığını duyurdu.

– BOTAŞ ve Shell 10 yıllık LNG tedarik anlaşması imzaladı. Anlaşma kapsamında Shell, 2027 itibarıyla yıllık yaklaşık 4 milyar metreküp LNG temin edecek.

– Avrupa Birliği (AB) Komisyonunun Enerjiden Sorumlu Üyesi Kadri Simson, Avrupa”nın 2024″ün ilk yarısında rüzgar ve güneş enerjisinin yeni rekor kırarak elektrik üretiminde ilk kez fosil yakıtları geride bıraktığını bildirdi.

– Türkmen gazının Afganistan”dan geçerek Pakistan ve Hindistan”a ulaştırmayı hedefleyen Türkmenistan-Afganistan-Pakistan-Hindistan Doğalgaz Boru Hattı (TAPI) Projesinin Afganistan kısmındaki çalışmalar 8 yıl aradan sonra yeniden başladı.

– BOTAŞ ve TotalEnergies 10 yıllık LNG tedarik anlaşması imzaladı. Anlaşma kapsamında TotalEnergies, 2027 itibarıyla yıllık yaklaşık 1,6 milyar metreküp LNG temin edecek.

– Türkiye”nin ilk yüzer doğal gaz üretim platformu Çanakkale”ye ulaştı. Bakan Bayraktar, platformun 2026″da Sakarya Gaz Sahası”nda devreye girerek günlük 10 milyon metreküp doğal gaz işleyeceğini belirtti.

– Son kömür santralini kapatarak kömürden elektrik üretiminden çıkan İngiltere, bu anlamda kömürsüz döneme geçen ilk G7 ülkesi oldu.

– İngiliz hükümeti, ülkenin ilk karbon yakalama tesislerinin kurulması amacıyla gelecek 25 yılı kapsayan dönem için 21,7 milyar sterlinlik finansmanı onayladı.

– BOTAŞ Genel Müdürlüğü ve Yönetim Kurulu Başkanlığına Abdulvahit Fidan atandı.

– Macaristan ile Rus doğal gaz şirketi Gazprom arasında, ülkeye gönderilen Rus gazının artırılmasına ilişkin mutabakat zaptı imzalandı.

– Bakan Bayraktar, Sırbistan”da enerji dönüşümü alanında işbirliğine ilişkin mutabakat zaptı imzalandığını bildirdi.

– Türkiye”nin enerji dönüşümü ve yenilenebilir enerjide 2035 yol haritası açıklandı. Bakan Bayraktar, Türkiye”nin 2035″te 120 bin megavatlık rüzgar ve güneş kurulu gücü hedeflediğini ve bunun için 80 milyar dolara yakın yatırıma ihtiyaç duyulduğunu bildirdi.

– Türkiye, maden alanında zengin rezervleri bulunan Afrika ülkesi Nijer ile maden arama ve işletmesi konularında işbirliğine yönelik mutabakat zaptı imzaladı.

– Oruç Reis Sismik Araştırma Gemisi”nin kıtalar arası ilk görevi için Somali”deki yeni görev yerine ulaştığı bildirildi.

– TPAO ile Somali Petrol İdaresi arasında Somali”nin kara alanlarında petrol ve doğal gaz arama faaliyetlerine ilişkin anlaşma imzalandı.

– Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının Rüzgar Enerjisine Dayalı Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları ve Bağlantı Kapasitelerinin Tahsisine İlişkin Yarışma İlanı (YEKA RES-2024) Resmi Gazete”de yayımlandı. 21 Ocak 2025″te Edirne, Kırklareli ve Sivas”taki toplam 1200 megavat elektrik gücündeki bağlantı kapasitesinin tahsisi amacıyla rüzgar enerjisine dayalı 5 yarışmanın yapılacağı ilan edildi.

– Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının Güneş Enerjisine Dayalı Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları ve Bağlantı Kapasitelerinin Tahsisine İlişkin Yarışma İlanı (YEKA GES-2024) Resmi Gazete”de yayımlandı. 27 Ocak 2025″te Antalya, Karaman, Malatya, Van, Kütahya ve Konya”daki toplam 800 megavat elektrik gücündeki bağlantı kapasitesinin tahsisi amacıyla güneş enerjisine dayalı 6 yarışma yapılacağı ilan edildi.

– Abdülhamid Han Sondaj Gemisi Karadeniz”de Amasra-4 kuyusundaki ilk sondaja başladı.

– Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının 2024-2028 Stratejik Planı yayımlandı.

Plana göre, yerli kaynaklardan üretilen elektrik enerjisi miktarının 2028″de yıllık 270 milyar kilovatsaate, yerli kaynakların elektrik üretimindeki payının yüzde 63″e, kurulu güç bakımından güneş enerjisi santrallerinin 33 bin 100 megavata, rüzgar enerjisi santrallerinin 19 bin 300 megavata çıkarılması, 4 bin 800 megavatlık nükleer enerji kapasitesinin devreye alınması amaçlanıyor.

Bu kapsamda günlük üretimin yurt içi ham petrolde 210 bin varile, doğal gazda 42,5 milyon metreküpe, doğal gaz depolama kapasitesinin 12 milyar metreküpe ve yıllık maden ihracat değerinin 10 milyar dolara çıkarılması hedefleniyor.

– Türkiye, Azerbaycan”ın başkenti Bakü”de düzenlenen COP29″da küresel nükleer enerji kapasitesini 2050″ye kadar 3 katına çıkarma hedefine katıldı.

– ABD yönetimi, Rusya”nın uluslararası finans sistemini kullanmasını engellemek amacıyla Gazprombank”a yaptırım uyguladı.

– AA”nın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı himayesinde, “Ortak Gelecek, Ortak Hedefler” temasıyla düzenlediği İstanbul Energy Forum gerçekleştirildi.

– Cumhurbaşkanı Erdoğan, Oruç Reis Sismik Araştırma Gemisi”nin Somali denizlerindeki 3 sahada faaliyetlerine başladığını bildirdi.

– Libya Ulusal Petrol Kurumu, ülkenin ham petrol ve gaz üretiminin günlük 1 milyon 600 bin varili aşarak 2013″ten bu yana yüksek seviyeye ulaştığını duyurdu.

– Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) ve OPEC dışı bazı üretici ülkelerden oluşan OPEC+ grubu, günlük 2 milyon varillik üretim kesintisini 2026 sonuna kadar uzatma kararı aldı.

– OPEC+ grubu üyesi bazı ülkelerin uyguladığı günlük 1,65 milyon varillik gönüllü üretim kesintisinin de 2026 sonuna kadar uzatılması kararlaştırıldı.

– Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rus gazının ihracatında alıcı şirketlerin ödemelerinin Gazprombank”a yapılmasına yönelik zorunluluğu iptal etti.

– Bakan Bayraktar, Şırnak Gabar”da günlük ham petrol üretiminin 61 bin varilin üzerine çıktığını bildirdi.

Bayraktar, kasımda Türkiye genelinde toplamda 3 milyon 425 bin varil ham petrol üretimiyle rekor kırıldığını, bu üretimin yarısının Gabar”dan karşılandığını duyurdu. Bayraktar ayrıca, Sakarya Gaz Sahası”ndaki üretimin ise günlük 7 milyon metreküpe yaklaştığını kaydetti.

– Bakan Bayraktar, elektrik ve doğal gaz faturalarında 2023″te 328 milyar lira, 2024″ün 11 aylık döneminde ise 314 milyar liralık tutarın devlet tarafından karşılandığını bildirdi.

– Akkuyu NGS”nin ilk ünitesindeki türbin tesisinin montajı tamamlandı.

Bakan Bayraktar, Akkuyu NGS”de ilk reaktörün 2025″te deneme üretimine alınacağını belirtti. Bayraktar, “Akkuyu NGS”nin inşaat ve montaj çalışmalarının yüzde 90 tamamlanan birinci reaktörünün türbin şaftını devreye alarak en önemli aşamayı geride bıraktık.” ifadesini kullandı.

– Aksa Enerji”nin Özbekistan”daki Talimercan Doğal Gaz Kombine Çevrim Santrali devreye girdi.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


İEA Başkanı Erol”dan çarpıcı tespit: “Petrol” yerine “Elektrik kaç dolar” diyeceğiz!

Uluslararası Enerji Ajansı (İEA) Başkanı Dr. Fatih Birol, Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) tarafından düzenlenen geleneksel IICEC Konferansı”na katılarak açıklamalarda bulundu. Birol, aylardan beri Ortadoğu”da büyük siyasi gerginlikler olmasına karşı petrol fiyatlarının 70 dolarlar seyrettiğini, geçmişte böyle gelişmelerde 3 haneli fiyatlar gördüklerini anımsattı. Birol, petrol talebindeki büyümenin eskisi kadar güçlü olmamaması nedeniyle fiyatların bu seviyede kaldığını belirterek Çin ekonomisinin büyüme hızındaki yavaşlamanın talebi etkilediğini kaydetti. İEA başkanı, elektrikli araçların artışının da bunu etkilediğini ifade etti: “Dünyada satılan her dört araçtan biri elektrikli araç. Çin, elektrikli araçların maliyetini içten yanmalı maliyetine kadar düşürdü. Elektrikli arabaların artması akaryakıta olan talep azalıyor. İkincisi ABD, Kanada, Brezilya”da petrol üretimi artıyor. Burada gelen petrol arzı bütün dünyadaki talep artışından fazla. Önümüzdeki dönemde çok büyük politik sürprizler olmaz ise petrol fiyatlarının rahata olacağını düşünüyoruz. ABD ve Katar kökenli LNG sevkiyatı gelecek. Gelecek olan LNG”nin miktarı üç yılda geçen 40 yılda gelenin yarısı kadar arz olacak. Bu da fiyatlarda aşağı yönlü baskı yapacak.” “Petrole değil elektrik fiyatına bakacağız” “Elektrik ileride çok daha fazla büyük rol oynayacak. Şimdi “Petrol kaç dolar” diye bakarken elektrik ne kadar ona bakacağız” diyen Birol, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bataryalar en önemli yeni teknolojiler. Fiyatlar yeni teknolojiyle düşüyor. Nükleer enerjide artış görüyoruz. Temiz enerji yatırımlarında da fosile göre bire iki artış var. Bu dönüşümün çevre politikalarıyla ilgisi az. Esas arz güvenliği ve sanayi politikalarıyla ilgili. Çevre ve iklim riski azalırsan bu bitmez. Bazen yavaşlar bazen hızlanır ama bitmez. Güneş panelleri, bataryalar nerede imal ediliyor? En önemlisinin yüzde 70″i Çin”de üretiliyor. Çin çünkü bir endüstri olarak aldı bunu ve çok yol kat etti. Pek çok teknolojiyi dünyada çok ülkeden ucuza mal ediyor.”

Source: Dünya Gazetesi


Cengiz Holding, 2025 hedefleri doğrultusunda AR-GE yatırımlarını artırıyor

“İş Dünyası Söyleşileri” kapsamında AA muhabirine açıklamalarda bulunan Cengiz, küresel ekonominin 2024″te çalkantılı bir dönemden geçtiğini vurguladı.

Salgının hemen ardından patlak veren Rusya-Ukrayna Savaşı ve Orta Doğu”da dengeleri altüst eden İsrail”in Filistin ve Lübnan”a yönelik saldırılarının bu çalkantıda etkili olduğunu aktaran Cengiz, tüm bu olumsuz gelişmelere rağmen 2024″ün, Türkiye”nin ekonomik politikasının olumlu sonuçlarını almaya başladığı bir yıl olduğunu ifade etti.

Cengiz, ekonomi yönetiminin enflasyonist ortamı kontrol altına almak için uyguladığı sıkı para politikalarının ekonomide soğumayı sağladığını belirterek, “Biz de küresel ticaretin yeniden şekillendiği bu dönemde, jeopolitik gelişmeleri yakından takip ederek risk yönetimi stratejilerimizi sürekli olarak güncelliyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

Ekonomik büyümenin yavaşladığı dönemlerde inovasyon ve sürdürülebilirlik odaklı yatırımların öneminin arttığına işaret eden Cengiz, “Biz de son 5 yıllık dönemde yaptığımız gibi 2024 yılı boyunca faaliyette bulunduğumuz tüm iş kollarında yerli ürün ve üretim oranımızı artırmak için AR-GE faaliyetlerimizi artırdık.” dedi.

2025″te sürdürülebilirlik, şirketlerin ve ülkelerin önceliği olmaya devam edecek

Cengiz, ekonomi yönetiminin sıkı para politikaları ve enflasyondaki düşüş eğilimiyle 2025″te faiz oranlarının düşmesinin beklendiğine dikkati çekerek, “2025”te ekonomik büyümenin yeniden ivme kazanmasını, yapısal reformların devam etmesiyle yatırım ortamının daha da iyileşmesini bekliyoruz.” diye konuştu.

Şirketin 2024″te büyüme hedeflerine ulaştığını ve yeni yatırımlarla istihdamı artırdığını vurgulayan Cengiz, şunları kaydetti:

“2025”te iç dinamikler kadar dış dinamiklerin de ekonomi ve para politikalarında etkili olacağını düşünüyorum. Merkez Bankasının Orta Vadeli Programı”nın meyvelerini vermeye başlaması, birçok büyük ekonomide faiz indirimlerinin devam edecek olması, Rusya-Ukrayna Savaşı”nın sona ermesi ve jeopolitik istikrarı sağlama yolunda atılacak her adımın Türkiye”ye ve yatırım iklimine olumlu yansıması olacak. Tabii sürdürülebilirlik, şirketlerin ve ülkelerin ajandalarında öncelikli konumda yer almaya devam edecek.”

Holding enerjide yenilenebilir kaynaklara odaklanıyor

Cengiz, enerji sektöründe Türkiye”de 4 bin 848 megavat, toplamda ise 5 bin 328 megavat kurulu güce sahip olduklarını dile getirerek, özellikle yenilenebilir enerji yatırımlarına odaklandıklarını belirtti.

Orta vadede hedeflerinin üretimde kullanılan enerjinin tamamının yenilenebilir kaynaklardan sağlanması olduğunun altını çizen Cengiz, “Yenilenebilir santrallerimizi hibrite dönüştürerek verimliliklerini artırıyoruz. Bu yıl, Çerkeş”teki kapasite artırımı projemiz için Almanya”nın ikinci büyük bankası olan DZ Bank”tan yeşil finansman aldık. Cengiz Enerji, sanayi üretimi yapan kardeş şirketleri için de yenilenebilir enerji santralleri yatırımları yapıyor.” diye konuştu.

Cengiz, yurt dışı yatırımlarına da devam ettiklerini aktararak, Özbekistan”da Taşkent ve Sirdaryo”daki doğal gaz çevrim santrallerinin ardından Cizzak”taki üçüncü santralin kurulumuna devam ettiklerini, söz konusu santralin tamamlanmasıyla Özbekistan”daki toplam kurulu gücün 1030 megavata ulaşacağını ifade etti.

Sanayi ve madencilikte büyüme hedefi

Cengiz, Holdingin sanayi ve madencilikte önemli projelere imza attığını dile getirerek, Türkiye”nin cevherden katot bakır üretebilen tek tesisi olan Eti Bakır İzabe ve Elektroliz Tesisi”nde modernizasyon yatırımları gerçekleştirdiklerini söyledi.

Bu yatırımla tesisin kapasitesinin yüzde 15 artırıldığını belirten Cengiz, “Ayrıca, zaten yasal sınırın altında olan emisyon değerlerimizde ek olarak yüzde 8’lik bir düşüş sağladık. Yine bu tesisimiz içinde bilye üretim tesisi kurduk. 8 milyon dolarlık yatırımla hayata geçirilen bu tesis, farklı madencilik alanları için 9 farklı çapta, yıllık 50 bin ton üretim kapasitesine sahip.” bilgisini paylaştı.

Cengiz, Elazığ”ın Maden ilçesinde kurulacak olan bakır flotasyon tesisinin iki yıl içinde faaliyete geçeceğini, 350 milyon dolarlık yatırımla hayata geçirilen tesisin yıllık 1 milyon ton bakır cevheri işleyeceğini aktardı.

Eti Alüminyum”da ise savunma sanayisi ve uçak gövdeleri için ham madde üretecek yeni haddehane yatırımının devam ettiğini anımsatan Cengiz, “3 milyar liralık yatırımla kurulacak olan tesiste ilk etapta 100 bin tonluk üretimle başlayacağız. Kapasiteyi 200-250 bin tona kadar çıkarma hedefimiz var.” şeklinde konuştu.

Döngüsel ekonomi projeleriyle sürdürülebilirlik vurgusu

Cengiz, döngüsel ekonomi yatırımları kapsamında Küre’deki bakır üretiminden elde edilen piritin Mazıdağı”nda kobalt geri kazanımı için işlendiğini ve İngiltere’deki ICoNiChem tesisinde 99,99 saflıkta kobalt elde edildiğinin altını çizdi.

Teknoloji üretim şirketi NOVONIX ile yapılan son anlaşma sayesinde de bu kobaltın katot aktif malzeme üretiminde kullanıldığına değinen Cengiz, söz konusu projenin tüm dünyada sürdürülebilirliğe büyük katkı sağlayacağının altını söyledi.

Yurt dışı inşaat projeleri devam ediyor

Cengiz, Holdingin yurt dışındaki inşaat projeleriyle de büyümeyi sürdürdüğünü kaydetti.

Slovenya”da Karavanke Tüneli”nin yapımının devam ettiğini ve projenin 2025’te tamamlanacağını belirten Cengiz, Bosna Hersek”te iki otoyol projesinin sürdüğünü, projelerin 2025 ve 2026″da tamamlanacağını aktardı.

Cengiz, Hırvatistan”da bir demir yolu projesi üzerinde çalışmaların devam ettiğini Azerbaycan”da ise iki otoyol projesi ile Zabuxçay Barajı”nın bu yıl tamamlandığını ifade etti.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Türkiye”nin tarımı için 250 araştırmacı ve 110 öğrenci proje üretiyor

Erciyes Üniversitesinin yöneticisi olduğu TÜBİTAK 1004 Mükemmeliyet Merkezi Destek Programı tarafından desteklenen “Türkiye Tarımsal Üretiminde Küresel İklim Değişikliğine Uyumlu Sürdürülebilir Tarım Teknolojileri Platformu” kapsamında 250 araştırmacı ve 110 bursiyer öğrenci, Türkiye”de tarımın geleceğine yönelik çalışmalar yürütüyor.

Projede, ERÜ”nün yanı sıra Çukurova Üniversitesi, Ege Üniversitesi, Akdeniz Üniversitesi, Marmara Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, TÜBİTAK-MAM Gıda Enstitüsü, ODTÜ-GÜNAM, Kayseri Şeker Fabrikası AŞ, Toros Tarım AŞ ve Tekfen Tarım AŞ gibi çok sayıda paydaş yer alıyor.

ERÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Altun, AA muhabirine, projenin 130 milyon lira gibi ciddi fona sahip olduğunu söyledi.

Projeyle yöresel tarıma katkı sağlamayı amaçladıklarını vurgulayan Altun, şöyle konuştu:

“Çünkü tarım süreçlerinde her yörenin kendi iklim koşullarına göre tarım yapma olanakları var. Rusya-Ukrayna savaşı, bize gıda arz güvenliğinin ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Bu durumlarda kendine yeten ülkelerin rahat ettiğini gördük. Bizim amacımız da bu projeyle bunları ortaya koyabilmek. Ara değerlendirmelerimizle proje her aşamada devam ediyor, takipleri TÜBİTAK tarafından yapılıyor. Projeden çok güzel sonuçlar çıkacağını düşünüyorum. Erciyes Üniversitesi, bu tür projelerle kurumsal marka değerini artırarak kendisinden söz ettirmeye devam edecek.”

Yeni bitki ve ıslah çalışmalarıyla biyolojik ilaçlar üzerine çalışma yapılıyor

Proje Yöneticisi Araştırma Dekanlığı Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Özhan Şimşek ise TÜBİTAK”ın en büyük fonu olan 1004 projesinin araştırma üniversitelerine verildiğini belirtti.

Türkiye”nin tarımı için çok büyük konsorsiyum kurulduğunu ifade eden Şimşek, “Hedefimiz, Türkiye”nin tarımsal problemlerine çevreci ve yenilikçi yaklaşımlarla teknolojiler üretmek ve bu teknolojilere dayalı ürünler geliştirmek.” dedi.

Projenin çok geniş kapsamlı olduğunu ve birçok çalışmayı barındırdığını vurgulayan Şimşek, şöyle devam etti:

“Bitki ıslahı çalışmaları yürütüyoruz. Ülkemiz için ekonomik öneme sahip üzüm, çilek, buğday gibi türlerde hem modern, gelişmiş biyoteknolojik tekniklerle hem de klasik yöntemleri kullanarak küresel iklim değişikliğine uyumlu yeni çeşitleri geliştirmeye çalışıyoruz. Aynı zamanda bu çeşitlerin bitki beslemesi için kimyasal gübrelerden uzaklaşarak mikrobiyal gübreler geliştirilmesini hedefliyoruz. Ayrıca, biyolojik ilaç kısmı çok önemli. Kimyasal ilaçlardan uzaklaşarak biyolojik ilaçlar elde ederek bu bitkilerin ilaçlanması üzerine projelerimiz var. Bir yandan da bu bitkilerin çok fazla atığı var. Bu bitki atık ve artıklarını ülke ekonomisine kazandırmak adına çalışmalar yürütüyoruz. Hem gıda etken maddelerinin elde edilmesi hem de yeşil yapraklardan bitkisel protein elde edilmesi çalışmaları yürütüyoruz.”

“Dev araştırma ordusu kurmuş durumdayız”

Tarımda kullanılan enerjiye yönelik de projeleri bulunduğundan bahseden Şimşek, şunları kaydetti:

“Hem Erciyes Üniversitesinin arazilerinde hem de Türkiye”nin farklı lokasyonlarında meyve ve sebze bahçelerinin üzerine güneş enerji sistemleri kurarak, enerjiden tasarruf ederek bitki verimini artırmak istiyoruz. Tıbbi ve aromatik bitkilerden ilaç etken maddeleri elde ederek ülke ekonomisine katkı sağlamayı amaçlıyoruz. Topraksız tarım teknolojisi çalışıyoruz. Bu projelerin hepsi birbiriyle iç içe girmiş durumda. Projemizde 250 araştırmacı ve 110 bursiyer var, dev araştırma ordusu kurmuş durumdayız. Projemizde yer alan 110 bursiyerin de yetişmesi, akademide, özel sektörde, ilgili kurum ve kuruluşlarda istihdam edilebilmesi için elimizden geleni yapıyoruz.”

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Ormanda “yılbaşı ağacı” nöbeti

Yılbaşı kutlamasında ev, iş yeri ve eğlence mekanlarını süsleme için ormandan çam ağacı dalı ya da fidan sökenlerin engellenmesi için Burdur da orman muhafaza personelinin yılbaşı ağacı nöbeti başladı. habericionecikanlar#100#left# ORMANA ZARAR VERİLİYOR Burdur Orman İşletme Müdürü Sefa Karataş, yılbaşına sayılı günler kala orman muhafaza memurlarının çam ağaçlarını kaçak kesimden korumak için alarma geçtiğini söyledi. Karataş, Yılbaşının yaklaşmasıyla birlikte bütün ülkemizde olduğu gibi, ilimizde de vatandaşlarımız yılbaşı ağacı olarak kullanmak için çamlarımızın dallarını kesiyor, yetişmiş fidanları sökerek ormanlara zarar veriyor diye konuştu. EKİPLERİMİZ TEYAKKUZA GEÇTİ Ormanda kaçak kesimi engellemek için yapılan çalışmalardan bahseden Karataş, Burdur Orman İşletme Müdürlüğü bünyesinde 30 orman muhafaza memurundan oluşan 8 koruma ekibi kurduklarını anlattı. Karataş, Ekiplerimizi teyakkuza geçirdik. Gece gündüz koruma faaliyetlerimize devam ediyoruz dedi. İZİNSİZ KESMEK VE KÖKÜNDEN SÖKMEK SUZ Vatandaşları kaçak kesim yapmamaları konusunda uyaran Karataş, Orman Kanunu nun 14 üncü maddesine göre, ormanlarda ağaçları izinsiz kesmek ve kökünden sökmek suç. Bu fiilleri işleyenlere 3 aydan 5 yıla kadar hapis ve 1000 güne kadar adli para cezası uygulanır. Fidanların kesilmesi durumunda cezalar 2 katına çıkmakta olup 6 aydan 10 yıla kadar hapis cezası, 2000 güne kadar adli para cezası verilebilmekte diye konuştu. FİDAN DİKİMİ ÇAĞRISI VE ÜCRETSİZ FİDAN DAĞITIMI Yeni yılda fidan dikimi çağrısı yapan Karataş, şunları söyledi: Vatandaşlarımız yeni yıla ağaç keserek değil, fidan dikerek girmeli. Ormanlar hepimizin, hep birlikte korumalıyız. Vatandaşlarımızın ağaç kesmesine, fidan sökmesine gerek yok. İşletme Müdürlüğümüz bahçesinde ücretsiz yılbaşı çamı için kullanabileceği fidanlarımızı dağıtacağız. Aynı zamanda satın almak isteyen vatandaşlarımız Eğirdir Orman Fidanlık Müdürlüğü’nde küçük fidanları 20 liradan, saksılı fidanları 100 liradan, büyük kaplı fidanları 1500 ila 1700 liradan satın alabilir. Vatandaşlarımıza yılbaşında ağaç kesme, fidan sökme, fidan dik diyoruz. HER YIL 2 MİLYON FİDAN TOPRAKLA BULUŞUYOR Burdur da her yıl ortalama 500 hektar sahada 1 milyon fidan dikildiğinden bahseden Sefa Karataş, 500 hektar tabii gençleştirme çalışmalarında ortalama 500 ton kozalak toplanıyor. Bu kozalaklardan çıkan 1 milyon fidan karşılığındaki 10 ton tohumun ekimi yapılıyor. Böylece Burdur a her yıl ortalama 1000 hektar sahada 2 milyon fidan toprakla buluşuyor dedi.

Source: Habertürk


Kilauea Yanardağı”nda patlama!

ABD nin Hawaii adasında bulunan ve dünyanın en aktif volkanlarından biri olarak bilinen Kilauea Yanardağı bir kez daha harekete geçti Hawaii Volkan Gözlemevi nden yapılan açıklamaya göre, yerel saat ile 02.00 dolaylarında Kilauea Yanardağı nda patlama meydana geldi.Yanardağın püskürttüğü lavlar 80 metre yüksekliğe ulaşırken, volkanik gaz ve kül bulutlarının oluştuğu açıklandı. Patlamanın, 2007 yılından bu yana halka kapalı olan bir milli parkın sınırları içinde yaşanması olası bir faciayı önledi.1924 ile 1952 yılları arasındaki sessiz dönem haricinde düzenli volkanik patlamaların meydana geldiği Kilauea Yanardağı, son olarak haziran ve eylül aylarında harekete geçmişti. Kilauea Yanardağı nda 2018 yılında yaşanan ve yaklaşık 3 ay süren patlamalar ise 700 den fazla evi yok etmişti.

Source: Habertürk


Çanakkale Boğazı”nda müsilaj tespit edildi

Çanakkale Boğazı nda 2020 yılında etkili olan müsilaj yeniden görülmeye başlandı. Boğazın bazı noktalarında az miktarda görülen müsilaj, özellikle balıkçılar arasında tedirginlik yarattı. habericionecikanlar#100#left# Yaklaşık 45 gün önce müsilajın görülmeye başladığını ifade eden Prof. Dr. Büyükateş, Özellikle Güney Marmara dan yoğun bilgi akışı alıyoruz. Balıkçılar, ağlarını çekemediklerini ve müsilajın ciddi bir sorun oluşturduğunu bize bildirdiler. 2020 yılındaki sıkıntılı süreçten sonra hem projelerle hem de düzenli takiplerimizle bu durumu izliyoruz. Şu anda su sıcaklıkları 13 derece ve üzerinde. Müsilajı oluşturan fitoplanktonik organizmalar, uygun şartlar oluştuğunda hızla çoğalıyor. Yeterli ışık, sıcaklık ve durgun su koşulları, bu organizmaların yoğunlaşmasını artırıyor. Eğer rüzgar ya da akıntı olmazsa yüzeyde birikimler meydana geliyor dedi. Müsilajın genellikle eylül ve ekim aylarında görülmeye başladığını belirten Prof. Dr. Büyükateş, Meteorolojik şartların düzenlenmesiyle müsilaj sistemden ayrılabiliyor. Ancak şu anda deniz suyu sıcaklıkları yüksek ve güneşlenme süresi fazla. Yağışlarla birlikte yüzeysel akış sonucu sisteme azot ve fosfor gibi besin elementleri taşınıyor. Tarımsal alanlardan gelen akışlar da bu durumu tetikliyor diye konuştu. Prof. Büyükateş, Kirleticilerin yoğunluğu, küresel iklim değişikliği ve mevsimsel kaymalar, bu süreci çok yönlü bir şekilde etkiliyor. Şu an durumu yakından takip ediyoruz. Panik için erken. Sıcaklıkların 9 santigrat derece ve altına düşmesini bekliyoruz. Bu süreçte su sıcaklığının düşmesiyle organizmaların aktivitelerinde azalma olacağını öngörüyoruz ifadelerini kullandı.

Source: Habertürk


İlk türbinin montajı tamamlandı! 1 milyar liralık yatırımda geri sayım

Belediyeden yapılan yazılı açıklamaya göre, Türkiye”nin toplu ulaşım sektöründeki ilk RES projesini yerinde inceleyen Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç, İncesu ilçesi Fırınönü mevkisinde devam eden çalışmalar hakkında yüklenici firmadan bilgi aldı.Büyükşehirler arasında bu işi ilk Kayseri Büyükşehir Belediyesinin yaptığını vurgulayan Büyükkılıç, 3 türbinden oluşah proje kapsamında yılda 60 milyon kilovat elektrik üretileceğini bildirdi.Projenin yaklaşık 4 yılda kendini amorti edeceğini belirten Büyükkılıç, ortalama 1 milyar lirayı bulan yatırım maliyetiyle hayata geçirilen RES projesinin ocak sonunda faaliyete geçmesinin planlandığını kaydetti.Yüklenici firmayı tebrik eden Büyükkılıç, hızlı gerçekleşen çalışmada yeni nesil sistemin 21 megavata denk gelen bir enerji üreteceğini ifade etti.Toplam 21 megavat kurulu güçte 3 türbinin yer aldığı projede, yıllık 14 bin 883 ton karbon emisyonu azaltımı planlanırken, proje için 24 kurumdan 35 görüş ve onay alındı.

Source: Www.star.com.tr