“Çevre Bilimleri Güncesi – Doğa, Enerji ve Su Üzerine Son Gelişmeler”

Bodrum tahrip ediliyor belediye ise seyrediyor

Bodrum Yalıkavak’taki Kesme Dağı, rant kurbanı oluyor. Saray müteahhidi Rönesans’ın arazide yaptığı hafriyat çalışması devam ederken SÖZCÜ’nün gündeme taşıdığı Bodrum’daki bu projeye İYİ Parti’den tepki geldi. İYİ Muğla Milletvekili Metin Ergun, “Kesme Dağı rant projeleri uğruna talan ediliyor, Bodrum’un doğal dokusu da geri dönülemez şekilde tahrip ediliyor, Bodrum’daki yerel yönetim de bu rant düzenine alet oluyor” dedi. Ergun, SÖZCÜ’ye yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:

MANZARA KORKUNÇ

– Kamu arazileri, ormanlar, sahiller ve tarım toprakları, iktidarın bilinçli tercihleriyle belirli şirketlere devredilerek ranta açılıyor. Bu anlayış nedeniyle doğa katlediliyor, halkın yaşam alanları yok ediliyor.

– Muğla’nın Bodrum ilçesinde Kesme Dağı’nı kapsayan hazine arazisi, rant projeleri uğruna talan edildi. Ortaya çıkan manzara, rant hırsının ulaştığı korkunç boyutu da gözler önüne seriyor.

– Özellikle Bodrum Belediyesi’nin bu projeye inşaat ruhsatı verdiği ve karşılığında şirketten 10 araçlık bir bağış kabul ettiği iddiaları, yerel yönetimlerin de bu rant düzenine alet olduğunu gösteren vahim gelişmeler.

NE OLMUŞTU?

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı bu araziyi Emlak Konut’a, Emlak Konut da Rönesans’a ait MRE İnşaat Şirketi’ne satmıştı. Arazinin planı bakanlık tarafından dört günde değiştirildi. CHP’li Bodrum Belediyesi hemen inşaat ruhsatı çıkardı, şirket de 10 aracı bağış olarak belediyeye verdi. Rönesans, süper lüks 66 villa yapacak.

Cehenneme çevirdiler

Burhan Uzuner “Burada 5-6 ay önce başlayan inşaatta hiçbir güvenlik önlemi yok. Mahalleli olarak korku ile yaşıyoruz. Güzelim araziyi cehenneme çevirdiler. Defalarca şikayet ettik ancak yeterli denetim yok. Denetleme yok” dedi.

Su kuyuları yok ediliyor

Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) Bodrum Gönüllüsü Mirbahattin Demir: Korkunç bir gerçeğe tanığız. Prof. Dr. Doğan Kantarcı’yla yaptığımız araştırmada Yalıkavak’ın su ihtiyacını karşılayan kuyuların burada olduğunu saptamıştık, yok ediliyor.

Source: Deniz Ayhan


Sitelerde ısıtma faturasını düşürmek mümkün mü

Merkezi Sistem Isıtma Kanunu ve amacı nedir? Enerji Verimliliği Kanunu’na göre, merkezi ısıtma sistemine sahip tüm binaların ısı ölçüm ekipmanları kullanması ve ısınma maliyetlerinin tüketim bazlı paylaştırılması zorunludur. Kanun gereği bina yönetimleri, kat maliklerinin aksi yönde tasarrufta bulunamazlar. Kanunun amacı şöyledir:* Enerji verimliliğini artırmak, gereksiz enerji tüketimini azaltmak.* Merkezi sistemle ısıtılan binalarda adil ve ölçülebilir bir ısı gider paylaşımı sağlamak.* Bireysel kullanım farklarını tespit edebilmek için ısı pay ölçer ve kalorimetre gibi ölçüm cihazlarını zorunlu hale getirmek.* 15 derece kuralı ile ortak alanları ve komşu daireleri mağdur etmeyecek şekilde minimum ısı seviyesini korumak. MERKEZİ SİSTEM 15 KASIM-15 NİSAN ARASI * Merkezi sistemde petekler ne zaman açılır? Isı Yönetmeliği’ne göre, merkezi sistemin açılış tarihi 15 Kasım, kapanış tarihi 15 Nisan olarak belirlenmiştir. Ancak her bölgede aynı tarih uygulanacak diye bir durum söz konusu değil. Böyle durumlarda devreye coğrafi konum ve iklim koşulları girer. Olağanüstü hava şartlarında açılış kapanış tarihlerini (kaymakam, valilik vb.) mülki idare belirler. * Merkezi sistem petek ayarı kaç olmalı? Merkezi sistem binalarda radyatör petek vanası ortam sıcaklığı derecesi 15 derece ile 24 derece arasında olmalıdır.* 15 derece kuralı nedir ve uygulanıyor mu? Enerji Verimliliği Kanunu’na göre merkezi sistemle ısınan binalarda iç ortam sıcaklığı 15°C’nin altına düşürülemez. Kuralın amacı hem ısının eşit dağıtılmasını sağlamak hem de komşu daireleri mağdur etmemektir. Fakat uygulamada bazı boşluklar mevcut:* Denetim eksikliği: 15°C kuralına uyulup uyulmadığını kontrol edecek bir resmi denetim mekanizması bulunmuyor. Yönetim kurulları ya da sayaç okuma personelleri bu denetimi yapmaya çalışsa da yeterli önlem alınamıyor.* Adil olmayan gider paylaşımı: Isı paylaşımı yapılırken bazı kullanıcılar düşük tüketim göstererek ortak giderlerden daha az pay ödüyor, bu da diğer sakinleri mağdur ediyor.* Mekanik önlem eksikliği: Termostatik vanaların tamamen kapatılmasını engelleyen mühürleme sistemleri veya otomatik sıcaklık kontrol mekanizmaları kullanılmadığında bireysel müdahalelerle sistemin verimi düşüyor.* Isı pay ölçer ve kalorimetrenin farkları nelerdir? İki sistemin de avantajları ve dezavantajları var. Isı pay ölçerler bireysel tüketimi detaylı analiz edebilirken, kalorimetreler merkezi sistemle uyumludur ancak zaman içerisinde ölçümlerde hassasiyet kaybı yaşayabilen cihazlardır.* Isı pay ölçer nedir özellikleri nelerdir? Radyatörlerin üzerine monte edilen bu cihaz her peteğin ayrı ayrı ne kadar ısı yaydığını hesaplar. Çok borulu ve çok kolonlu sistemlerde kullanılır.* Kalibrasyon: Kalibrasyon gerektirmez. Isı pay ölçer cihazları pil ile çalışmakta olup, pil ömrü 8 ila 10 yıl arasındadır. * Arıza riski: İçinden su geçmemekte sadece petek yüzey sıcaklığı ve ortam sıcaklığını ölçen sensörler mevcuttur, bu sebeple hareketli parçası yoktur. Arıza oranı düşüktür. Su ile temas veya darbe alıp kırılmadığı sürece cihaz ömrünce kullanılabilmektedir.* Ölçüm hassasiyeti: Kuru sensörleri ile yüksek ölçüm hassasiyeti sağlar. Manipülasyon karşı üzerinde soğuk cisimlerin konması, üstünün kapatılması vb. hesaplama sistemi mevcuttur.* Montaj şekli: Montaj sırasında tesisatın bozulmasına, suyun boşaltılmasına gerek yoktur. Özel kaynak cihazları ile petek yüzeyine hızlı bir şekilde monte edilmektedir. Peteği olan her daireye montajı yapılabilmektedir.* Faturalandırılması nasıl? Her bir peteğe cihaz takıldığı için ne kadarlık bir tüketim yaptığını ayrı ayrı incelenebilmektedir. Bu sayede faturası yüksek gelen odanın kontrolleri yaparak vananın arızalı olup olmadığı, kaç derece olduğu, odanın ısı kaybının olup olmadığı veya neden yüksek geldiği incelenerek faturalarınızı düşürebilirsiniz.* Kalorimetre nedir, özellikleri nelerdir? Daire girişine monte edilen bu cihaz daireye giren ve çıkan suyun sıcaklığını ölçerek genel enerji tüketimini hesaplar. Tek kolonlu sistemlerde ve yerden ısıtma sistemlerinde kullanılır.* Kalibrasyon: Yasa gereği 5 yılda bir kalibre edilerek hassasiyeti kontrol edilmelidir.* Arıza riski: Ultrasonik ve mekanik olmak üzere 2 çeşit kalorimetre bulunmaktadır. Mekanik sayaçların içinden su geçmekte ölçümünü içindeki çarkların dönmesi ile sağlamaktadır. Bu çarklar hareketli parçalardan oluştuğu için tesisatın pisliğinden ve sıcaklıktan dolayı tıkanma ve yıpranmalar oluşabilir. Ultrasonik kalorimetrede çark yoktur. Aynalar sayesinde ölçüm yapmaktadır. Kireçlenme korozyon veya tesisat pisliğinden dolayı aynalar zarar görebilir ölçüm hassasiyeti düşebilir* Ölçüm hassasiyeti: Kalorimetreler sensörler sayesinde daireye giren suyun sıcaklığı ile daireden çıkan suyun sıcaklığını ölçerek tüketim oluşturmaktadır. Su içindeki sensörleri kireçlenmeye bağlı olarak hassasiyet kaybına sebebiyet verir. Tesisat hatalarından kaynaklanan durumlarda da fazla tüketimle karşı karşıya kalınabilmektedir.* Montaj şekli: Montajı biraz zahmetli olabilir. Yeni binalarda tesisat döşenirken sayaç bağlantıları rahat şekilde ayarlanarak yapılabilmektedir ama sayacı olmayan binaya uygulaması yerinin uygun olmaması ölçülerin tutmamasından dolayı zahmetli bir süreçtir.* Ne tür dairelere montajı yapılır: Daireye tek bir noktadan girilen tesisatlar da kullanılmaktadır. Kolonlu sistem olan binalarda uygulanma imkânı yoktur. Yerden ısıtmalı binalarda sadece kalorimetre cihazları kullanılabilmektedir.* Faturalandırılması: Kalorimetreler, daireye giren suyun sıcaklığı ile çıkan suyun sıcaklık farkını debi ile çarparak kW oluşturmaktadır. Kalorimetre cihazının ölçtüğü kW’a göre daire faturası oluşturulmaktadır. Bu cihazlarda petek petek tüketimini takip etme imkânı yoktur.* Kalorimetre kaç yılda bir değişir? Yönetmelik ile 5 yılını doldurmuş olan tüm kalorimetrelerin muayenelerinin yapılması ve damgalanması zorunlu tutulmuştur. PİL BİTERSE ÖLÇÜM DURUR* Kalorimetrenin pili biterse ne olur? Kalorimetrenin pili biterse cihaz enerji kaynağı olmadan çalışamaz hale gelir ve bu durum ölçüm ve kayıt işlemlerinin durmasına neden olur. Faturalara bakarak önceki aylara göre karşılaştırma yapmazsa bu durum fark edilmeyebilir. Daire sakini kötü niyetliyse evi ısınır, gelen düşük faturaya itiraz etmez. Faturaları komşuları öder.* Yüksek ısıtma faturalarının sebepleri neler? Yüksek faturaların en büyük nedenlerinden biri, yanlış okuma ve adil olmayan paylaşım sistemleridir. Merkezi sistem binalarda ısı tüketimi doğru hesaplanmazsa, bazı daireler gereğinden fazla fatura ödemek zorunda kalabiliyor. Ayrıca yanlış uygulamalar, ısı ölçüm cihazlarının hatalı kullanımı ve bakım eksiklikleri de ciddi sorunlar yaratıyor. Örneğin:* Termostatik vanaların tamamen kapatılması yasak olmasına rağmen bazı kullanıcılar bunu yaparak komşularını mağdur ediyor.* Merkezi sistemde peteklerin tamamen kapatılması, diğer dairelerin daha fazla yakıt tüketmesine sebep oluyor.* Isı pay ölçer ya da kalorimetre okuma hataları nedeniyle adil bir paylaşım yapılamıyor.* Isıtma sistemlerinde periyodik bakım yapılmadığında verim düşüyor ve gereksiz enerji tüketimi gerçekleşiyor.* Merkezi sistemde petek kapatılır mı? Yönetmelik gereği daire ısısının 15 derece altına düşürülmesi ve giriş vanası ile petek üzerindeki vanaların kapatılması yasak olduğundan, sistemde vana kapatma nedeniyle komşu dairelerin mağduriyetlerinin önlenmesi için kıyas sistemi uygulanmaktadır.* Boş daire için ısıtma bedeli ödemek zorunlu mu? Isı yönetmeliği’nin ilgili maddeleri uyarınca yüzde 30 ortak gider tüm bağımsız bölümlere yansıtılmaktadır ve bu bedelin ödenmesi zorunludur.

Source: Oya Armutçu


Güneş panelleri arasında otlayan 1.700 koyun incelendi: Sonuçlar şaşırttı

Agrivoltaik uygulaması, tarımsal üretimle güneş enerjisi üretiminin aynı alanda birleştirilmesi, giderek daha yaygın hale geliyor.

Koyunlar, fotovoltaik tesislerin etrafındaki bitki örtüsünün bakımını sağlamak için adeta ekolojik çim biçme makineleri gibi kullanılıyor. jeuxvideo”nun haberine göre ancak Avustralya”da yapılan yeni bir araştırma, bu uygulamanın koyunlar ve yünlerinin kalitesi açısından beklenmedik faydalar sunduğunu ortaya koydu.

Yün büyümesi daha fazla oldu

Şubat 2025″te yayımlanan araştırma sonuçları, beklenmedik bir bulguya işaret ediyor. Güneş panelleri altında otlatmanın, yün kalitesi üzerinde olumsuz bir etkisi olmadığı gibi, bazı parametrelerde iyileşmeler de gözlemlendi. Araştırmacılar, güneş enerjisi çiftliklerinde yetiştirilen koyunlarda, potansiyel olarak daha fazla yün büyümesi ve lif dayanıklılığı tespit ettiler.

Bu olumlu sonuçları açıklamak için birkaç olası hipotez bulunmaktadır. İlk olarak, güneş panelleri, koyunları sıcak hava stresinden koruyarak ve sert hava koşullarından uzak tutarak dış etkenlerden koruma sağlar. Ayrıca, panellerin oluşturduğu gölge, toprağın nem dengesini koruyarak çim kalitesini artırırken toz oluşumunu da azaltıyor; bu da daha kaliteli yün üretimine yol açabilir. Bunun yanı sıra, tesislerin yapısı, koyun parazitlerini uzak tutarak yün kalitesini iyileştirmeye yardımcı olabilir.

Sürdürülebilir tarımın zorluklarına umut veriyor

Çalışmada, yünün niteliksel faydalarının ötesinde, tarımsal voltaiğin daha geniş kapsamlı faydaları vurgulanıyor. Lightsourcebp”den Brendan Clarke, sürdürülebilir bir gelecek için bu sinerjilerin önemini vurguluyor. Bu uygulama, temiz enerji üretimiyle geleneksel tarımsal faaliyetleri birleştirerek arazinin ikili kullanımını mümkün kılıyor. Koyunlar, bitki örtüsünü koruyarak güneş enerjisi tesislerinin bakım maliyetlerini düşürürken, makine ve bitki sağlığı ürünlerinin kullanımını da sınırlıyor.

Tarımsal voltaik, hem enerji dönüşümüne hem de sürdürülebilir tarımın zorluklarına yanıt veren umut verici bir çözüm olarak dikkat çekiyor. Avustralya”daki koyunlar üzerine yapılan araştırma, bu çözümün sadece bir örneğidir. Fransa gibi birçok ülkede, güneş enerjisi üretimiyle bağlantılı tarım faaliyetlerinin (bahçecilik, bağcılık vb.) yer aldığı benzer girişimler hızla artmaktadır. Bayerische Landesanstalt für Landwirtschaft”ın 2023 yılında yayımladığı kılavuz da bu çalışmalardan biridir.

Objektiflik konusunda bazı soru işaretleri doğurabilir

Tarımsal voltaik uygulamalarının faydaları tartışılmaz, ancak dikkatli olmakta fayda var. Avustralya”daki araştırma kesin sonuçlar verse de, bu çalışma petrol devi bp”nin yan kuruluşu olan yenilenebilir enerji şirketi Lightsourcebp tarafından yürütülmüş olup, objektiflik konusunda bazı soru işaretleri doğurabilir. Ayrıca, her tarımsal ve iklimsel koşul farklıdır ve her durum için uygulamaların dikkatle uyarlanması gerekmektedir. Tarımsal elektrik üretiminin uyumlu bir şekilde bir arada yürütülmesini sağlamak için, projelerin uygulanmasında titiz bir etki değerlendirmesi yapılması büyük önem taşımaktadır.

Tüm bu çekincelere rağmen, Avustralya”daki araştırma umut verici sonuçlar sunuyor. Tarım ile güneş enerjisi arasındaki işbirliğinin yalnızca uygulanabilir olmadığını, aynı zamanda karşılıklı fayda sağlayabileceğini de ortaya koyuyor. Tarımsal voltaik, koyunların kaliteli yün üretmesinin yanı sıra, güneş enerjisi parklarımızın koruyucuları haline gelerek tarım ve enerji sektörlerinde yeni bir dönemi başlatabilir. Çift amaçlı kullanımın faydaları açıkça ortadadır: su kaybının azalması, ısıdan korunma ve arılar için daha iyi bir yaşam alanı oluşturulması gibi çevresel kazanımlar sağlanmaktadır.

Source: Derleyen: Duygu Yeşilgöz


Kastamonu”nun saklı güzelliği: Değirmendere Şelalesi

İlçe merkezine 15 kilometre mesafede yer alan şelaleye ulaşım sağlanamıyor. Dere Köyü Yörecek Mahallesi”nden görülebilen şelale, 20 metre yükseklikten kayaların üzerine dökülüyor. Şelale, yeşilliklerin arasındaki manzarasıyla dron pilotlarını kendisine hayran bırakıyor.

“İnşallah önümüzdeki süreçte şelalemiz, Türkiye turizmine kazandırılır”

Doğa fotoğrafçısı Kubilay Onurcan Çalık yaptığı açıklamada, ilçede dron ile çekim yaptığı sırada yöre halkından bir kişinin şelaleden bahsettiğini söyledi.

Şelaleye yürüyerek ulaşamayacağını öğrendiğini belirten Çalık, “İlk etapta şelaleye gittiğimiz zaman böyle bir şelale olabileceğini düşünmemiştik. Yani çok güzel, Şenpazar”da varlığı bile bilinmeyen bir şelaleyi keşfetmiş olduk. Şelaleyi yöre halkı biliyor fakat Şenpazar halkı, Kastamonu ve tüm Türkiye”nin şelalenin varlığından haberi yok” dedi.

Şelaleyi dronla görüntülediğini dile getiren Çalık, “Bölge sarp ve dik kayalıklardan oluşuyor. Bundan dolayı da dronun sinyali kesiliyordu. Daha öncesinde dron düştüğünü öğrenmiştik. Bunu göze alarak dronu uçurmaya karar verdik ve daha sonrasında bu şelaleyi gördükten sonra muhteşem görüntüler elde ettik ve buna değdi” ifadelerini kullandı.

Görüntüleri hazırladıktan sonra Şenpazar Kaymakamı Fatma Bilgin”e gösterdiklerini anlatan Çalık, “Kaymakamımız da görüntüleri çok beğendi. İnşallah önümüzdeki süreçte şelalemiz, Türkiye turizmine kazandırılır” diye konuştu.

Aşıklı köyü muhtarı Yüksel Erdoğan ise şelalenin bulunduğu alanda daha öncesinde değirmen olduğunu söyledi.

Değirmenin yıllar içinde yıkıldığını anlatan Erdoğan, “Şimdi değirmenin enkazı var. Eskiden patikalar açıktı. Şimdi diken kapatmış, yolları gidilmiyor. Şelale kaynak suyuna” diye konuştu.

Source:


Bilim insanları suyun kökenini buldu! Milyarlarca yıl önce de varmış… Peki gezegenimize nasıl ulaştı?

Portsmouth Üniversitesi”nden bilim insanlarına göre, su ilk olarak Büyük Patlamadan 100 ila 200 milyon yıl sonra süpernova patlamalarının enkazında oluştu. Bu bulgular, Dünya”da yaşam için gerekli malzemelerin daha önce düşünülenden milyarlarca yıl önce mevcut olduğunu gösteriyor. Bilgisayar simülasyonları kullanan araştırmacılar, suyun evrendeki ilk yıldızlar ölüp süpernovalara dönüştüğünde oluşmuş olabileceğini söylüyor. Bu patlamaların ürettiği oksijen soğuyup çevredeki hidrojenle karıştığında, geride kalan madde kümelerinde su oluşabildi. Bu yoğun, tozlu çekirdekler aynı zamanda ilk gezegenleri oluşturacak malzemenin de en olası kökenleridir. Dr. Daniel Whalen ve ekibi makalelerinde şunları söyledi: “Simülasyonlarımız, Büyük Patlamadan 100-200 milyon yıl sonra evrende yaşam için birincil bir bileşenin zaten mevcut olduğunu ortaya koymanın yanı sıra, suyun muhtemelen ilk galaksilerin temel bir bileşeni olduğunu göstermektedir.” Kimyasal formülü H2O olan su iki bileşenden oluşur; hidrojen ve oksijen.Hidrojen, helyum ve lityum gibi diğer hafif elementlerle birlikte Büyük Patlamadan sonraki ilk birkaç dakika içinde aşırı ısınmış parçacıklar denizinin soğuyup atomlar halinde kümelenmesiyle oluşmuştur. Ancak oksijen atomları o kadar büyüktür ki bu şekilde oluşamazlar.Bunun yerine, oksijen ve diğer ağır elementlerin yıldızlar tarafından yaratılan nükleer reaksiyonlarla oluşması gerekiyordu. Büyük Patlamadan yaklaşık 100 milyon yıl sonra yani yaklaşık 13,7 milyar yıl önce, ilkel hidrojen ve helyum bulutları yerçekimi kuvveti altında bir araya geldi.Yoğunlaştıkça, çekirdekteki basınç sonunda o kadar büyük hale geldi ki, gaz bulutlarını yıldızlara dönüştüren ve kozmosa ilk ışığı getiren nükleer füzyon reaksiyonlarını başlattı. Sonunda bu yıldızlar hidrojen yakıtlarını tüketerek kendi içlerine çöktüler ve muazzam süpernovaları tetiklediler.Kısa sürede yaklaşık 1.000.000.000°C sıcaklığa ulaşan bu patlamalar, hammaddeyi hidrojen ve helyum atomlarından oksijen de dahil olmak üzere daha büyük moleküllere kaynaştırdı. Nature Astronomy dergisinde yayımlanan makalelerinde araştırmacılar, biri Güneş”in 13 katı kütleye sahip bir yıldızdan, ikincisi ise Güneş”in 200 katı kütleye sahip bir yıldızdan kaynaklanan iki süpernova patlamasının ardından neler olacağını modellediler.Bu simülasyon, birinci ve ikinci süpernovanın sırasıyla 0,051 güneş kütlesi oksijen ve 55 güneş kütlesi oksijen ürettiğini gösterdi. Patlamadan sonra hidrojen ve oksijenden oluşan bir bulut, yıldızın kalıntılarını çevreleyen muazzam bir haleye yayılır ve burada birleşerek suya dönüşmeye başlar. İlk başta, halenin düşük yoğunluğu su seviyelerinin oldukça düşük kalması anlamına gelir, ancak halenin yerçekimi altında bir araya gelmeye başlamasıyla su seviyeleri dramatik bir şekilde artmaya başlar. 30 ila 90 milyon yıl sonra küçük süpernova bir güneş kütlesinin yüz milyonda biri ila milyonda birine eşdeğer su üretmiştir. İkinci büyük patlama ise sadece 3 milyon yıl sonra 0.001 güneş kütlesinde su üretmiştir.Eğer bu su şiddetli galaksi oluşum sürecinden sağ çıkabildiyse, o zaman ilk galaksilerin temel bileşenlerinden biri olabilir. Bu bulguyu özellikle ilginç kılan şey, suyun Dünya gibi yaşanabilir gezegenlere nasıl ulaştığını açıklayabilecek olmasıdır. Suyun en bol şekilde oluştuğu yoğun “moleküler bulut çekirdekleri”, gezegenleri oluşturmaya devam eden toz bulutları ve güneşimiz gibi düşük kütleli yıldızlar olan protogezegensel disklerin muhtemel kaynağıdır. Bu disklerin bazılarında su seviyesi neredeyse bugün evrenin herhangi bir yerinde olduğu kadar yüksek olabilir.Araştırmacılar şunları söyledi: “Bu diskler, ilkel su ile yoğun şekilde zenginleştirilmiş olmalıydı; kütle oranları Samanyolu”ndaki CC süpernova çekirdeğindeki dağınık bulutlardakilerden 10-30 kat daha büyüktü ve günümüzdeki Güneş Sistemi”ndekilerden sadece birkaç kat daha düşüktü.” Büyük miktarda su ve düşük kütleli bir yıldızın oluşma olasılığının yüksek olması, sıvı suya sahip gezegenlerin bu ilk süpernova patlamalarının ardından oluşabileceği ihtimalini gündeme getiriyor.Bu, yaşam için kilit bir koşul olan suyun bilim insanlarının düşündüğünden milyarlarca yıl önce sağlanmış olabileceği anlamına geliyor.

Source: Hurriyet.com.tr


69 gün boyunca güneşin batmadığı inanılmaz ada! Zaman kavramı yok

Seyahat tutkunları, dünyadaki inanılmaz adalar arasında seçim yaparken genellikle zorlanır ve birçok ada benzer özelliklere sahiptir. Özellikle berrak sular ve harika kumlu plajlar gibi. Norveç’in Sommaroy Adası ise kıyı şeridiyle tanınır ama bunun ötesinde oldukça özel bir fenomeni barındırır. Bu fenomen, dünya çapında ilgi görmektedir.

GÜNEŞ TAM 69 GÜN BOYUNCA BATMAZ

Sommaroy, 18 Mayıs ile 26 Temmuz arasında yaşanan benzersiz bir olaya sahne olurken, gece yarısı güneşi görünür ve güneş tam 69 gün boyunca batmaz. Ada, Kuzey Kutup Dairesi’nin kuzeyinde yer alırken, Dünya”nın ekseninin güneş etrafında dönerken sabit bir açıyla eğilmesi sonucu, yaz gündönümünde Kuzey Yarımküre güneşe doğru eğilir. Bu da 24 saat boyunca sürekli güneş ışığı almasına neden olur.

ZAMAN KAVRAMI ORTADAN KALKAR

Visit Norway”e göre, bu dönemde adanın sakinleri için zaman kavramı ortadan kalkar ve birçok turistik yer gece de açık kalır. Böylece insanlar gece yarısı golf oynayabilir, bisiklete binebilir, nehirde kürek çekebilir, deniz kayağı yapabilir ya da balık tutabilir. Sommaroy”da uyumak için zaman yok deniyor. Böylelikle gece yarısı güneşi dönemi, adalıların daha önce hiç yaşamadıkları bir hayat deneyimi sunar.

Source: Derleyen: Özge Sivas