“Çevre Bilimleri Güncesi – İstanbul Barajlarındaki Doluluk Oranı ve Kış Beklentileri”

Baraj doluluk oranı 27 Ocak 2025

İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) verilerine göre, son dönemdeki yağışların ardından barajlardaki su seviyesi merak ediliyor. Peki 27 Ocak Pazartesi itibarıyla İstanbul da baraj doluluk oranları ne kadar oldu? İşte baraj doluluk oranları BARAJ DOLULUK ORANI YÜZDE KAÇ OLDU? 27 OCAK 2025 İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) verilerine göre 27 Ocak Pazartesi günü baraj doluluk oranı 52,53 oldu. İSTANBUL DAKİ BARAJLARIN DOLULUK ORANI İSKİ nin paylaştığı İstanbul barajları doluluk oranı şu şekilde: Alibey Barajı yüzde 39,64 Büyükçekmece Barajı yüzde 48,95 Darlık Barajı yüzde 47,35 Elmalı Barajı yüzde 84,93 Sazlıdere Barajı yüzde 42,47 Terkos Barajı yüzde 57,88 Ömerli Barajı yüzde 54,55 Istrancalar Barajı yüzde 73,89 Kazandere Barajı yüzde 90,22 Pabuçdere Barajı yüzde 52,83

Source: Habertürk


Bölgede “genç evre” müsilaj kabusu

İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Cem Gazioğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kınalıada”da kaydedilen oluşumun müsilaj olduğunu söyledi.Müsilaj yapılarının evre evre olduğunu dile getiren Gazioğlu “Bu görseller bize, oluşumun genç evrelerde olduğunu gösteriyor. Daha önceki müsilaj olaylarından edindiğimiz tecrübeler, durağan koy, körfez ve liman gibi bölgelerde bu tür hadiselerin yaşanabileceğini ortaya koymuştur. Bu bölgenin de benzer şekilde müsilajın sıkça görüldüğü bir alan olduğunu biliyoruz.” dedi.Yüzeyde görülen müsilajın bölgede uzun süre kalıcı olmayacağına dikkati çeken Gazioğlu, “Dalgalanan sıcaklıklar, akıntı ve rüzgar rejimine bağlı olarak yüzey müsilajı tekrarlanabilir. Ancak yüzeyde görülen müsilaj, su kolonunda görülenden daha farklı bir gelişim göstermektedir.” bilgisini verdi.Prof. Dr. Gazioğlu, Marmara Denizi”nde tekrarlanan müsilaj hadiselerinin ardındaki oşinografik ve çevresel etkilerin araştırılması gerektiğini anlattı.Durağan liman ve barınak gibi tesislerin içindeki su kütlesinin sürekli yenilenmesine imkan verecek mühendislik uygulamalarının kısmi ve geçici çözümler sunabileceğini vurgulayan Gazioğlu, alınan tedbirlerin sonuç vermesinin zamana bağlı olduğunu belirtti.Gazioğlu, Marmara Denizi”nde müsilajın uzun yıllar lokal olarak etkiler oluşturabileceğinin altını çizerek, “Bu bağlamda, önümüzdeki süreçte etkileri sınırlı dahi olsa müsilaj hadiselerine tanıklık etmeye devam edeceğiz.” diye konuştu.- “MÜSİLAJIN KISA VADEDE ORTADAN KALKMASI OLANAKLI GÖZÜKMÜYOR”İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Meriç Albay ise müsilaj artışının birkaç haftadır gözlemlendiğini dile getirdi.Marmara Denizi”ndeki derin bölgelerde artan müsilajın birkaç haftadan beri su yüzeyinde görülmeye başlandığını kaydeden Albay, “Yüksek organik yük, durağan su kütlesi ve uygun sıcaklık ortamında artış gösteren müsilajın kısa vadede ortadan kalkması olanaklı gözükmüyor.” ifadelerini kullandı.Prof. Dr. Albay, Marmara Bölgesi”nin yoğun nüfusu ve insan kaynaklı kirlilikle deniz üzerinde büyük bir baskı oluşturduğunu belirterek, şöyle devam etti:”Ülkemiz nüfusunun yaklaşık üçte birinin yaşadığı Marmara Bölgesi”nde yer alan Marmara Denizi, evsel, endüstriyel, tarımsal ve gemi atıkları gibi yoğun kirleticilerin etkisi altında bulunmaktadır. Uzun yıllardır, yaklaşık 10 metre derinlikten sonra deniz yaşamı için en kritik parametre olan çözünmüş oksijen değeri kritik seviyenin altında bulunuyor. Atık girişlerinin tam olarak kontrol edilememesi nedeniyle gelecek yıllarda da zaman zaman müsilaj artışlarının ortaya çıkması muhtemeldir.”Marmara Denizi”nin sürdürülebilirliği için bir yol haritasının şart olduğunu aktaran Albay, çevresinde bulunan İstanbul, Kocaeli, Yalova ve Tekirdağ gibi kıyı kentleriyle bu denizin ivedilikle barıştırılması gerektiğini söyledi.İlgili bakanlıklar, belediyeler ve üniversitelerin bir araya gelip, havzadan başlayarak Marmara Denizi”nin rehabilitasyonu için bir yol haritası hazırlamaları gerektiğine dikkati çeken Albay, “Marmara Denizi”nin su kalitesinin iyileştirilmesiyle yalnızca müsilaj artışı engellenmeyecek, denizdeki canlı çeşitliliği artacak, tatil için Ege ve Akdeniz”e giden yüzbinlerce insan Marmara”da yüzebilecek. Ayrıca bu süreçte su kültürü gelişerek, denizle barışan insanlar Marmara”nın bir daha kirlenmesine izin vermeyecektir.” değerlendirmesini yaptı.

Source: Www.star.com.tr


Serkan Bayram, otel yangınına işaret etti: Manevi açıdan ciddi olarak silkelenmemiz gerekiyor

24 TV”nin her bölümü merakla beklenen programı Arafta Sorular”ın bu haftaki konuğu AK Parti İstanbul Milletvekili ve Birleşmiş Milletler Barış Elçisi Av. Serkan Bayram oldu.”BİR AİLE VE EVLATLARI GÖZ GÖRE GÖRE O ANDA HEP BERABER ONA HAZIRLANIYOR…””Geçen hafta Bolu”da da elim bir yangın oldu. İçimiz, yüreğimiz yandı. 78 tane canımız Hakk”a yürüdü. Bunun yarısı küçük evlatlarımız. 36 çocuk. İçler acısı. Düşünebiliyor musunuz bir aile, evlatlarıyla beraber göz göre göre ölüme hazırlanıyor. Allah kimseye yaşatmasın. Ben damdan düşen birisi olarak bunu söylüyorum. Bunu yaşadım. Çok zor bir hayat. İhmaller zincirinin sonucudur. Son dönemde de görüyoruz tartışılanları. Herkes topu birbirine atıyor. Ama ortada giden canlar var. Aslında bu daha çok acıtan bir şey değil mi? Hukuki, adli, idari soruşturmalar yapılıyor. Gözaltılar, kusurlu ve suçlu olanlar için gereken yapılacaktır. Ondan en ufak bir şüphemiz yok. Ben daha çok insanların vicdan açısından bakmasını yeğlerim. Vicdanen, biz kafamızı yastığa koyduğumuzda rahat uyuyabiliyor muyuz? Buna bakmamız gerekiyor. Asıl bence en büyük mahkeme, en büyük polis vicdandır. Hele ki bizler temsil makamında milletvekilleri, bakanlarımız, idare alanda olanlarımız, hepimiz için geçerli. Daha çok sorumluluğumuz var. Daha çok öngörülebilir hareket etmemiz gerekiyor, daha çok tedbirlere ağırlık vermemiz gerekiyor. Tedbir bizden, takdir Allah”tan. Bazen hiç ummadık yerden de kazalar gerçekleşebiliyor ama burada ciddi bir ihmaller zinciri olduğu ortada. Yangın ünitesi yok, yağmur sensörleri çalışmıyor, alarm çalışmıyor, tamamen bir feceat. Göz göre göre bu insanlar gitti maalesef. Allah bir daha yaşatmasın. Ülkemizi depreminden, afatından, musibetlerden korusun. İç dünyamda Ocak ve Şubat aylarından biraz çekiniyorum. Bu sene bunu yaşadık. Geçen sene bu zamanlara yakın işte Erzincan memleketimizde maden Kazası oldu. Nice işçiler göçük altında kaldı. Kaç günler, aylar enkazlarına ulaştırmaya çalıştı. Ondan önceki sene 6 Şubat depremi 11 ilimizde oldu. Deprem de yangın da gece oldu. Biraz işin manevi boyutuna bakmamız lazım. Allah”ın vermiş olduğu ikazları da iyi almamız gerekiyor. Toplum olarak ciddi şekilde silkelenmemiz gerektiğini düşünüyorum. Gidişatımız gidişat değil. Manevi açıdan ciddi olarak silkelenmemiz gerekiyor.

Source: Www.star.com.tr