“Çevre Bilimleri Gündemi – Depremler, Doğal Afetler ve Sürdürülebilirlik”

Antalya’da deprem

Son depremler listesi 30 Aralık 2024 Pazartesi günü için araştırılıyor. Topraklarının tamamına yakını fay hatları üzerinde yer alan ülkemizde gün içerisinde pek çok sarsıntı meydana geliyor. AFAD ve Kandilli Rasathanesi tüm depremlere ilişkin verileri raporlayıp sitesinde paylaşıyor. AFAD dan alınan verilere göre Antalya da 3.9 büyüklüğünde deprem meydana geldi. İşte, 30 Aralık 2024 AFAD ve Kandilli Rasathanesi son depremler listesi ile Antalya deprem büyüklüğü, merkez üssü ve derinliği…ANTALYA DA DEPREM Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından paylaşılan verilere göre, saat 05:25 te Antalya nın Kumluca ilçesinde deprem meydana geldi. 3.9 büyüklüğündeki sarsıntı, yerin 7.04 kilometre derinliğinde kaydedildi. MALATYA DEPREM İLE SALLANDI AFAD ın internet sitesinde yer alan verilere göre, saat 04:34 te Malatya ili Yeşilyurt ilçesinde deprem meydana geldi. Büyüklüğü 2.6 olarak ölçülen sarsıntı, yerin 7.7 kilometre derinliğinde kayıtlara geçti. ÇANAKKALE DE DEPREM OLDU AFAD ın internet sitesinde yer alan verilere göre, saat 03:56 da Ege Denizi açıklarında deprem meydana geldi. Merkez üssü Çanakkale Ayvacık olarak ölçülen sarsıntının büyüklüğü 2.7 olarak kaydedildi. AFAD, depremi yerin 27.37 kilometre derinliğinde ölçtü.DEPREM Mİ OLDU, NEREDE, KAÇ BÜYÜKLÜĞÜNDE? Kandilli Rasathanesi ve AFAD tarafından son depremler anlık olarak paylaşılıyor. Son depremler listesi küçük ve büyük ölçüde gerçekleşen tüm depremleri barındırıyor ve bu liste aracılığıyla depremin büyüklüğü ve derinliği gibi bilgiler öğrenilebiliyor.KANDİLLİ SON DEPREMLER İÇİN TIKLAYINIZ AFAD SON DEPREMLER İÇİN TIKLAYINIZ

Source: Habertürk


Soğuk havalar deprem tetikçisi mi? AFAD’dan açıklama geldi

Türkiye son yıllarda yaşanan depremlerden dolayı binlerce insanını kaybetti. Özellikle 6 Şubat depremlerinde 11 il yıkıma uğramış; 53 bin kişi hayatını kaybetmiş ve 107 bin vatandaşımız da yaralanmıştı. Türkiye”nin deprem ülkesi olduğu gerçeği o gün bir kez daha kendisini göstermişti. Yaşanan depremler sırasında hava durumunun oldukça soğuk olması ve deprem sonrasında yaşanan diğer hava olayları sebebiyle; Hava durumlarından deprem anlaşılır mı? ve ya Hava durumu depremi tetikler mi? gibi sorular gündeme gelmişti. Sık sık gündeme gelen ve tartışma konusu olan bu sorulara bizzat AFAD”dan cevap geldi. AFAD Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürlüğü, Deprem Dairesi Başkanlığı tarafından yayın hayatına kazandırılan Türk Deprem Araştırma Dergisi, depremler ile meteorolojik verilerin arasında bir ilişki olup olmadığı yönündeki araştırmanın sonuçları detaylıca yanıtladı. Çıkan sonuca göre; “Depremlerle meteorolojik verilerin arasında herhangi bir ilişkinin olmadığı görülmüştür” denildi. İşte detaylar: “HAVA DURUMU DEPREMİN HABERCİSİ OLAMAZ!” Depremler ile meteorolojik veriler arasında bir ilişkinin bulunup bulunmadığı araştırmak için Ege Denizi özelinde büyüklüğü 4.0≤Mw≤7.0 depremler ile günlük ortalama sıcaklık, ortalama rüzgâr hızı, toplam yağış miktarı ve deniz suyu sıcaklığı değerleri karşılaştırılmıştır. Hava sıcaklığında ve deniz suyundaki değişimlerin depremin habercisi olduğu yönündeki haberler sosyal medyada ve ulusal basında sıklıkla görülse de depremlerin öncesini ve sonrasını kapsayan veriler ile yapılan incelemeler bu tür ilişkilendirmenin sadece rastlantılar ile açıklanabileceğini göstermektedir. Ege denizi özelinde büyüklüğü 4.0≤Mw≤7.0aralığındaki depremlerle meteorolojik verilerin arasında herhangi bir ilişkinin olmadığı görülmüştür. “YAĞIŞ VE RÜZGAR DEPREM İLE BAĞIMSIZDIR!” Ege Denizi meteoroloji istasyonlarından elde edilen veriler arasında, depremleri önceden kestirebilecek parametre olarak deniz suyu sıcaklığı değişimi öne çıksa da deniz suyunda gözlemlenen ani sıcaklık düşüşünün farklı modeller ile açıklanabileceği öngörülmüştür. Verilerin işlenmesi ve grafiklerin oluşturulması sonucunda orta büyüklükteki (Mw≤7.0) depremler ile istasyon verileri arasında ilişki kurulmaya çalışılmış ancak hava ve deniz suyu sıcaklığındaki değişikler ile yağış miktarı veya rüzgâr hızının deprem ile herhangi bir bağı bulunamamıştır. Yaptığımız incelemeler sonucunda deniz suyu, hava sıcaklığı, yağış veya rüzgâr hızı ile depremsellik arasında bir bağlantının olmadığını söylemek yerinde olacaktır.

Source: Internet Haber


Doğal afetler 2024″te can kayıplarına, yaralanmalara ve maddi zararlara yol açtı

2024″te doğal afetlerle mücadele eden bazı ülkeler, aşırı yağışlar nedeniyle sel ve taşkınlarla mücadele etti.

Bazı ülkelerde depremler ve yüksek hava sıcaklıkları insan yaşamına mal olurken, bazılarında da orman yangınları can aldı.

Güney Asya”da etkili olan Yagi Tayfunu”ndan kaynaklı şiddetli yağışlarda bölge geneli ülkelerde 840″tan fazla kişi öldü.

Hindistan”ın güneyindeki Kerala eyaletinde etkili olan şiddetli yağışların yol açtığı toprak kaymalarında 358 kişi yaşamını yitirdi.

Batı Afrika ülkesi Nijer”de haziran-ekim dönemindeki şiddetli yağışlardan kaynaklı sel ve taşkınlarda 339 kişi hayatını kaybetti.

Doğu Asya ülkesi Japonya”da yüksek hava sıcaklığı nedeniyle yaz döneminde 248 kişi öldü.

ABD”de etkili olan Helene Kasırgası”nda da en az 230 kişi yaşamını yitirirken, İspanya”daki sellerde 231 kişinin hayatına mal oldu.

– 1 Ocak”ta yerel saatle 16.10″da Japonya”nın batısındaki İşikava eyaleti ve bu bölgedeki Noto Yarımadası kıyısında meydana gelen depremlerde 475 kişi hayatını kaybetti.

– Afrika”nın güneydoğu kıyısındaki ada ülkesi Madagaskar”daki Alvaro Kasırgası nedeniyle 19 kişi yaşamını yitirdi.

– Kolombiya”nın Choco yönetim bölgesindeki otoyolda 13 Ocak”ta meydana gelen toprak kaymasında 39 kişi hayatını kaybetti.

– ABD”de etkili kutup soğukları nedeniyle ülke genelinde 22 Ocak itibarıyla 92 kişi hayatını kaybetti.

– Çin”in güneybatısındaki Yünnan eyaletinde 22 Ocak”ta meydana gelen heyelanda 44 kişi öldü.

– Güney Amerika ülkesi Şili”nin orta ve güney kesiminde etkili olan orman yangınlarında 122 kişi can verdi.

– Filipinler”in güneyinde meydana gelen toprak kaymasında 92 kişi hayatını kaybetti.

– Afganistan”ın Nuristan ve Pençşir vilayetlerinde şiddetli kar yağışı sonrası meydana gelen çığ düşmesi ve toprak kaymasında 27 kişi hayatını kaybetti.

– Fransa”nın orta kesimlerindeki Clermont-Ferrand şehrinde çığ düşmesi nedeniyle 4 kişi hayatını kaybetti.

– Avustralya”nın güneydoğusundaki Victoria eyaletinde 22 Şubat”ta başlayan orman yangınları “felaket” seviyesine çıkarken yaklaşık 30 bin kişiden bulundukları bölgeyi tahliye etmeleri istendi.

– Pakistan”da şiddetli yağışların etkisiyle bazı evlerin çatılarının ve duvarlarının çökmesi sonucu 32 kişi hayatını kaybetti.

– Endonezya”nın Sumatra Adası”nı vuran sel ve toprak kayması nedeniyle 26 kişi yaşamını yitirdi.

– Fransa”nın güneydoğu kıyılarında etkili olan Monica Fırtınası”nın Gard vilayetinde sebep olduğu sele kapılan 3 kişi öldü.

– Afganistan”da olumsuz hava koşulları nedeniyle 25 günde 60″tan fazla kişi yaşamını yitirdi. 1600″den fazla evin zarar gördüğü bölgede binlerce hayvan telef oldu.

– Brezilya”nın Espirito Santo eyaleti ve Rio de Janeiro kentinde şiddetli yağışların yol açtığı sel ve toprak kaymalarında 27 kişi yaşamını yitirdi.

– Meksika”da şiddetli rüzgarın da etkisiyle kuraklık yaşanan 15 eyalette 58 orman yangını çıktı. 1421 hektardan fazla ormanlık alan yangında zarar gördü.

– Afrika”nın doğu kıyısındaki ada ülkesi Madagaskar”ın kuzeyinde etkili olan Gamane Kasırgası nedeniyle 18 kişi hayatını kaybetti.

– Tayvan”ın Hualien kentinde meydana gelen 7,4 büyüklüğündeki depremde 18 kişi hayatını kaybetti, 1100″ü aşkın kişi yaralandı.

– Japonya”nın Miyazaki eyaletinde liselilerin futbol maçında saha kenarına yıldırım isabet etmesi sonucu ikisi ağır 16 kişi yaralandı.

– Endonezya”nın Sulawesi Adası”nda meydana gelen toprak kaymasında en az 23 kişi, Afganistan”da meydana gelen seller nedeniyle 33 kişi hayatını kaybetti.

– Pakistan”ın Pencap, Belucistan ve Hayber Pahtunhva eyaletlerindeki şiddetli yağışlar ve yıldırım isabet etmesi sonucu 63 kişi can verdi.

– Tanzanya”da şiddetli yağışların yol açtığı seller 155 kişinin ölümüne neden oldu.

– ABD”nin Oklahoma ve Iowa eyaletlerinde çıkan hortumlarda 5 kişi öldü.

– Tayland”da aşırı sıcaklıklar nedeniyle 2024″ün başından beri 61 kişi hayatını kaybetti.

– Afganistan”ın Bağlan vilayetinde meydana gelen sellerde 300″den fazla kişi yaşamını yitirdi.

– Kenya”da etkili olan şiddetli yağışların neden olduğu sellerde 277 kişi hayatını kaybetti. Ülke genelinde ulusal yas ilan edildi.

– Endonezya”nın Batı Sumatra eyaletinde sel ve heyelanlar nedeniyle 67 kişi, Brezilya”da şiddetli yağışların yol açtığı sellerde 158 kişi, ABD”nin orta kesimindeki eyaletlerde etkili olan şiddetli fırtına ve hortumlar nedeniyle Iowa eyaletinde 5 kişi öldü.

– İran”da meydana gelen sel ve fırtınalarda 61 kişinin yaşamını yitirdiği açıklandı.

– ABD”nin Texas eyaletinde etkili olan fırtınada 5 kişi, Texas, Oklahoma, Arkansas ve Kentucky eyaletlerinde etkili olan fırtınada 22 kişi hayatını kaybetti.

– Hindistan ve Bangladeş”te etkili olan Remal siklonunun yol açtığı sel ve toprak kayması gibi olaylarda 55 kişi, Hindistan”ın bazı eyaletlerinde yüksek hava sıcaklığına bağlı nedenlerle 40 kişi hayatını kaybetti.

– Hindistan’ın bazı eyaletlerinde etkili olan sıcak hava nedeniyle 81 kişi, Meksika”da yılbaşından beri etkili sıcak hava dalgası nedeniyle 155 kişi yaşamını yitirdi.

– Orta Amerika ülkesi El Salvador”da şiddetli yağışların yol açtığı sellerde 19 kişi, Hindistan”ın Assam eyaletinde yağışların neden olduğu sellerde 27 kişi öldü, yaklaşık 171 bin kişi yerinden edildi.

– Çin”in Guangdong eyaletinde şiddetli yağışın yol açtığı sellerde 47 kişi, Batı Afrika ülkesi Fildişi Sahili”nde bir haftadır devam eden sağanak nedeniyle 24 kişi yaşamını yitirdi.

– Pakistan”ın Sind eyaletinin Karaçi kentinde, aşırı sıcaklar nedeniyle 29 kişi öldü.

– İsviçre”nin güneyindeki Valais ve Ticino kantonlarında yaşanan sel ve heyelanlarda 4 kişi yaşamını yitirdi.

– Nijer”de şiddetli yağışlar sonucu meydana gelen sel ve toprak kaymalarında 27 kişi hayatını kaybetti.

– Endonezya”nın Sulawesi Adası”nda sağanak sonucu altın madeninde meydana gelen heyelanda 23 kişi hayatını kaybetti.

– ABD”de birçok eyalette etkili olan aşırı sıcaklar 27 kişinin ölümüne neden oldu.

– Hindistan”ın kuzeydoğusunda aşırı yağışlar kaynaklı sellerde 90 kişi, ülkenin Uttar Pradeş ve Bihar eyaletlerinde yıldırım düşmesi sonucu 63 kişi hayatını kaybetti.

– Afganistan”ın doğusundaki Nangerhar vilayetinde, aşırı yağış ve fırtına nedeniyle 35 kişi yaşamını yitirdi.

– Avrupa Birliği”nin (AB) Copernicus uydu izleme sistemiyle yapılan ölçümlere göre, 21 Temmuz yakın tarihte küresel olarak kaydedilen “en sıcak gün” olarak kayıtlara geçti.

– Etiyopya”nın güneyinde meydana gelen heyelanda 257 kişinin öldüğü bildirildi. Ülkede heyelan nedeniyle 3 günlük yas ilan edildi.

– Filipinler ve Tayvan”da etkili olan Gaemi Tayfunu”nun yol açtığı sel ve toprak kaymalarında 42 kişi, Pakistan”ın kuzeybatısı ve güneydoğusunda şiddetli yağışların yol açtığı afetlerde 25 kişi hayatını kaybetti.

– Çin”in Şaanşi eyaletinde şiddetli yağışlar nedeniyle köprünün çökmesi sonucu 38 kişi hayatını kaybetti.

– Hindistan”ın güneyindeki Kerala eyaletinde etkili olan şiddetli yağışların yol açtığı toprak kaymalarında 358 kişi yaşamını yitirdi.

– Pakistan”da etkili olan muson yağmurları ve seller nedeniyle 154 kişi hayatını kaybetti.

– ABD”nin güneydoğusunda eyaletleri etkisi altına alan Debby Kasırgası”nda 7 kişi hayatını kaybetti.

– Sudan”ın 7 eyaletindeki sağanak yağaışlar ve seller nedeniyle 77 kişi öldü.

– Hindistan”ın Racastan eyaletinde etkili olan şiddetli yağışların yol açtığı kazalarda en az 20 kişi can verdi.

– Orta Afrika ülkesi Çad”da aşırı yağışların yol açtığı sellerde en az 60 kişi hayatını kaybetti.

– Hindistan”ın doğusundaki Tripura eyaletinde etkili muson yağmurlarının neden olduğu sel ve heyelanlarda 22 kişi hayatını kaybetti.

– Güney Kore”de aşırı sıcaklardan dolayı 28 kişi yaşamını yitirdi.

– Tayland”ı etkisi altına alan muson yağmurlarının yol açtığı sel ve heyelanlarda 22 kişi, Bangladeş”te şiddetli yağışın etkisiyle nehirlerin taşması sonucu meydana gelen sellerde 27 kişi hayatını kaybetti.

– Batı Afrika ülkelerinden Nijerya”daki aşırı yağışlar sonucu meydana gelen sellerde 170 kişi yaşamını yitirdi.

– Hindistan”ın batısındaki Gujarat eyaletindeki şiddetli yağışlar nedeniyle 28 kişi hayatını kaybetti.

– Sudan Sağlık Bakanlığı, ülkenin 11 eyaletindeki seller nedeniyle 173 kişinin hayatını kaybettiğini bildirdi.

– Hindistan”ın kuzeyindeki Himaçal Pradeş eyaletindeki muson yağmurları nedeniyle 150 kişi yaşamını yitirdi.

– Nijerya”da aşırı yağışlar sonucu meydana gelen sellerde 192 kişi, Bangladeş”te şiddetli yağışın etkisiyle nehirlerin taşması sonucu meydana gelen sellerde 67 kişi hayatını kaybetti.

– Japonya”da sıcak çarpması nedeniyle yaz döneminde 248 kişinin yaşamını yitirdiği bildirildi.

– Batı Afrika ülkesi Nijer”de şiddetli yağışların neden olduğu sellerde 273 kişi, Vietnam”da 31 Ağustos sonrası ülkenin kuzeyini etkisi altına alan Yagi Tayfunu”nun yol açtığı afet ve kazalarda 292 kişi hayatını kaybetti.

– Avrupa ülkeleri Romanya, Avusturya, Polonya, Çekya, Macaristan ve Slovakya”da şiddetli yağışların neden olduğu sellerde toplamda 20 kişi öldü.

– Nijerya”da şiddetli yağışlar ve bunların yol açtığı sellerde 269 kişinin öldüğü, 1 milyondan fazla kişinin felaketten etkilendiği bildirildi.

– Filipinler”de Ferdie, Gener ve Helen isimli tropikal fırtınalarda 23 kişi hayatını kaybederken, bu hava olaylarından yaklaşık 1 milyon kişi etkilendi.

– Japonya”nın batısında yer alan İşikava eyaletindeki Noto ve Suzu bölgelerini vuran şiddetli yağışlar nedeniyle 9 kişi hayatını kaybetti.

– Myanmar”da Yagi Tayfunu”nun neden olduğu şiddetli yağışlar sonucu meydana gelen sel ve toprak kaymalarında 419 kişi can verdi.

– Güney Asya ülkesi Nepal”de yağışların neden olduğu sel ve toprak kaymalarında 148 kişi öldü.

– Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), Güneydoğu Asya ülkelerini vuran Yagi Tayfunu”nun neden olduğu afetlerden 6 milyona yakın çocuğun olumsuz etkilendiğini bildirdi.

– Güney Asya ülkesi Nepal”in başkenti Katmandu ve çevresinde şiddetli yağışların neden olduğu sel ve toprak kaymalarında 241 kişi hayatını kaybetti.

– ABD”de 24-29 Eylül arası Florida eyaletinin kıyı şeridine 4 kategorisiyle karaya ulaşan Helene Kasırgası en az 230 kişinin ölümüne yol açtı.

– Nijer”de haziran-ekim döneminde etkili şiddetli yağışlarda 339 kişi hayatını kaybetti.

– ABD”nin Florida eyaletinde 3 kategorisiyle karaya vuran Milton Kasırgası, 3 milyonu aşkın kişiyi elektriksiz bıraktı.

– Filipinler”in kuzeydoğusunda etkili Trami Tropik Fırtınası”nın yol açtığı yağış, seller ve toprak kaymaları sonucu 97 kişi, Nijerya”da meydana gelen sel felaketinde ülke genelinde en az 320 kişi yaşamını yitirdi.

– Endonezya”nın Flores adasında meydana gelen volkanik patlamada 9 kişi, Uganda’da bir mülteci kampına yıldırım düşmesi sonucu 13’ü çocuk 14 kişi öldü.

– İspanya”nın doğu ve güney bölgelerinde 29 Ekim-16 Kasım”daki aşırı yağışların yol açtığı sellerde 231 kişi hayatını kaybetti, 3 kişi kayboldu.

– Endonezya”nın Sumatra Adası”nda meydana gelen ani sel ve toprak kayması 20 kişinin ölümüne neden oldu.

– Fransa”nın Hint Okyanusu”ndaki sömürgesi Mayotte Adası”nda etkili olan Chido Kasırgası 14 kişinin ölümüne yol açtı, 250″den fazla kişi yaralandı.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Hamsi stoklarının korunması için uluslararası işbirliği önerisi

Sinop Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Su Ürünleri Avlama ve İşleme Teknolojisi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Samsun, AA muhabirine, Karadeniz”in su ürünleri arasında ilk sırada yer alan hamsinin son yıllarda az avlanmasının hem balıkçılar hem de tüketici açısından üzüntü verici bir durum olduğunu söyledi.

Türkiye”de son iki balık sezonunda hamsi avcılığında kota uygulaması yapıldığını anımsatan Samsun, yapılan bilimsel çalışmalara göre hamsi stoklarının artık iyice azaldığını belirtti.

“Bu yıl 400 bin ton değil, yarısı kadar bile hamsi avlayamayacağız”

İçinde bulunulan sezonda Türkiye denizlerinde 400 bin ton hamsi avı yapılmasına izin verildiğine işaret eden Samsun, “Ancak görüyoruz ki bu yıl 400 bin ton değil, yarısı kadar bile hamsi avlayamayacağız.” dedi.

Stokları giderek azalan hamsinin geleceği açısından Karadeniz”e kıyısı bulunan diğer ülkelerle karar alınarak uygulamaya konulmasının önem taşıdığını vurgulayan Samsun, şöyle devam etti:

“Hamsinin stoklarındaki azalmayı sadece Türkiye Cumhuriyeti Devleti”nin kurum ve kuruluşlarıyla çözmemiz ve önlememiz mümkün gözükmüyor çünkü hamsi bizden sonra Abhazya ve Gürcistan”a gidiyor, oralarda ciddi av yasağı yok. 6 santimetre civarında yasak var, bizde 9 santimetre. Bizim tutmadığımız küçük balıklar, orada yüz tonlarca fabrikalar için yakalanıyor, biz her ne kadar Türkiye olarak kurallarımızı koysak, denetlesek de. İlk kez bu sene hamsiye konulan 400 bin ton kota kararı birçok tartışmaya neden oldu ancak görüyoruz ki yarısı kadar bile hamsi avlayamayacağız.”

Prof. Dr. Osman Samsun, hamsi stoklarıyla ilgili sorunların konuşulmasının, tartışılmasının, bilimsel açıdan makaleler ortaya konulmasının önem taşıdığını ancak asıl önemli olanın karar alınarak uygulamaya geçilmesi olduğunu belirterek, “Bulgaristan, Romanya, Ukrayna, Moldova ve en önemlisi Gürcistan ve Abhazya”nın ortak kararlar alması gerekiyor. Karadeniz Ekonomik İşbirliği toplantılarında bu konunun tekrar tekrar altının çizilip ortak karar alınıp uygulanması, çökmekte, azalmakta olan hamsi stoklarımızın geleceği açısından çok önemli bir karar ve uygulama olacaktır.” ifadesini kullandı.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Fransa Başbakanı kasırganın vurduğu adayı ziyaret etti

Ulusal basında yer alan haberlere göre, Başbakan Bayrou, kasırga felaketinden etkilenen Hint Okyanusu ndaki Mayotte Adası nı ziyaret etti. Bayrou, temaslarının ardından yaptığı açıklamada, Mayotte için kalıcı bir eylem planının hayata geçirilmesi gerektiğini belirtti. Ada için Mayotte ayakta yardım planını devreye koyacağını bildiren Bayrou, daha sonra yeniden inşa sürecinin ikinci aşamasına geçileceğini kaydetti. Bayrou, Sonrasında ikinci aşama olacak. Uzun vadeli bir plan. Çünkü bu Mayotte yi nasılsa öyle inşa etmekle alakalı değil. Mayotte için farklı bir gelecek şekillendirmekle alakalı. ifadelerini kullandı. Başbakan Bayrou ya, ziyaretinde eski Başbakan ve Eğitim Bakanı Elisabeth Borne dahil çok sayıda bakan eşlik etti. İklim krizinden olumsuz etkilenen başlıca adalardan Hint Okyanusu ndaki Mayotte yi, 14 Aralık ta Chido Kasırgası vurmuş, saatteki hızı 220 kilometreyi aşan kasırga, ciddi hasara yol açmış, binalar ve derme çatma birçok ev yıkılmıştı. Resmi kayıtlara göre, ölü sayısı 39 ve yaralı sayısı 4 bini aşkın olarak duyurulmuştu. Elektrik direklerinin devrildiği ve ağaçların köklerinden söküldüğü adada, okul binaları, başkent Mamoudzou daki hastane binası ve Mamoudzou Limanı da zarar görmüştü.

Source: Habertürk


Almanya”nın kapsamlı enerji dönüşümü enerji krizine nasıl çözüm olacak?

Almanya, enerji krizine çözüm arayışında yenilenebilir enerji yatırımlarını artırarak önemli adımlar atıyor. Özellikle Rusya-Ukrayna savaşı gibi jeopolitik gerilimlerin ardından enerji güvenliğini sağlamak için yeni politikalar geliştiren ülke, bu dönüşümü her geçen gün daha da hızlandırıyor. Yenilenebilir Avrupa nın yeni bölüm konuğu Almanya ve Almanya İstanbul Başkonsolosu Regine Grienberger oldu. habericireklam#300×250#130#right# Enerji projeleri ve planlamaları noktasında ödevlerine geçen yıldan çalıştıklarını belirten Grienberger Güneş enerjisi için fotovoltaik sistemler gerçekten büyük ilgi görüyor. Türkiye de de durum aynı ama Almanya da şu anda gerçekten büyük ilgi var ifadelerini kullandı YEREL TOPLULUKLAR DA ENERJİ PROJELERİNE KATILIYOR Peki Almanya yerel toplulukların ve paydaşların yenilenebilir enerji projelerine katılımını ve desteğini nasıl sağlıyor? Sürdürülebilir bir enerji politikasının nihayetinde son kullanıcılara da uygulanması gerekiyor diyen Grienberger Son kullanıcıların bir kısmı da tabii ki özel haneler. Bir diğer önemli kısım ise belediyeler. Bu noktada iki yönetmelikten daha bahsetmek istiyorum. Bir tanesi Isı Planlama Yasası. Bu yasa, bu yıl yürürlüğe girdi. Tüm yerel belediye yetkililerinden, belediyelerden, özellikle de tüm şehirlerden yerel bir ısı planlaması oluşturmalarını isteniyor. Yani ısı tüketicilerini ve enerji sağlayıcılarını inceliyorlar. Almanya daki şehir ve belediyelerin tamamı en geç 2028 yılına kadar bu planlamaya sahip olmak zorunda. Yetkililerden, enerji tedarikçilerine ve baca temizleyicilerine birçok kişiye kadar toplayabilecekleri tüm verileri kullanmak zorundalar, çünkü bu kişiler özel evlerdeki ısınma hakkında da çok fazla bilgiye sahip. Eyaletler yani Bundesländer merkezi değil, dolayısıyla bu bölgesel yapımız bunun gerçekleştiğinden emin olmalı ve daha sonra ev sahiplerine maliyet dostu, uygun maliyetli ve aynı zamanda iklim dostu bir çözüme karar verebilmeleri için bilgi sağlamalıdır diye ekledi. HİDROJEN, YENİLENEBİLİR ENERJİ PROJELERİNİN NERESİNDE? Temiz enerji yolunda büyük önem taşıyan hidrojen noktasında da Almanya, projelere büyük önem veriyor. 19 milyar euroluk bir hidrojen ağının inşasına yönelik planları açıklayan Grienberger, Hidrojen, Alman endüstrisini yenilenebilir tabanlı bir endüstriye dönüştürmek için gereken ana unsurlardan biri. Amacımız, 2045 yılına kadar sanayinin iklim açısından da nötr olmasını sağlamak. Bunu yapmanın tek yolu da hidrojen kullanmak diyerek, yenilenebilir enerji projelerine verdikleri önemi vurguladı. Grienberger ayrıca Türkiye ile yeşil hidrojen konusunda işbirliğine ilişkin bir mutabakat zaptının da mevcut olduğu ifade etti. Almanya yakın zamanda kritik hammaddelerin çıkarılması, işlenmesi ve geri dönüştürülmesi yoluyla güvence altına alınmasını amaçlayan projeleri desteklemek için 1 milyar euroluk bir hammadde fonu başlattı. Bu, ülkenin enerji dönüşümü ve teknolojik gelişimi için gerekli olan kritik mineraller için tedarik zincirlerinin güçlendirilmesine nasıl katkıda bulunacak? AVRUPA NIN ÇİN E BAĞIMLILIĞI AZALACAK MI? Almanya, enerji dönüşümünde tedarik zincirlerini çeşitlendirmek ve bu noktada Çin e olan bağımlılığını azaltmak için de stratejiler geliştiriyor. Çin stratejilerinin çok bütüncül bir bakış açısına sahip olduğunu belirten Grienberger Almanya olarak Avrupa nın en büyük pazar ekonomisi olmamıza rağmen Çin e kıyasla küçük olduğumuzu görüyoruz. Kendi kabiliyetlerimizden de yararlanmak için bu Avrupa ortak yaklaşımına ihtiyacımız var dedi. Grienberger Metal, batarya teknolojileri, fotovoltaik paneller ve farmasötik maddeler gibi birçok alanda bağımlılıkları azaltmamız gerektiği açık derken ekliyor: Bağımlılığın azaltılması korumacılık anlamına gelmiyor. Bu aynı zamanda Avrupa daki şirketlerin rekabet gücünü arttırmak istediğimiz anlamına da geliyor. TÜRKİYE Yİ SADECE İKİLİ ORTAK OLAAK DEĞİL, BÖLGESEL VE KÜRESEL BİR ORTAK OLARAK DA GÖRÜYORUZ Peki ya iki ülke arasındaki işbirlikleri? Zira Almanya ve Türkiye arasında uzun yıllara dayanan derin bir ilişki var ve bu ilişki Almanya da yaşayan yaklaşık 3 milyon Türk ile güçlü kültürel bağlarla da zenginleşiyor. Bununla birlikte her iki ülke de sürdürülebilir enerjiye öncelik verdikçe, yenilenebilir enerji projelerindeki işbirlikleri de daha önemli hale geldi. Peki Almanya yenilenebilir enerji ve yeşil dönüşüm alanında Türkiye ile nasıl işbirliği yapıyor? Grienberger bu soruya Türkiye yi sadece ikili bir ortak olarak değil, aynı zamanda bölgesel ve küresel bir ortak olarak görüyoruz diyerek başlıyor. Türk-Alman Enerji Forumu, enerji politikası diyaloğu için merkezi bir platform görevi görüyor” dedi. Ayrıca iki ülke arasında yeşil hidrojen üretimi ve yenilenebilir enerji projeleri gibi alanlarda işbirliği potansiyelinin oldukça yüksek olduğunu ifade etti. Almanya nın Türkiye deki yenilenebilir enerji projeleri noktasında halihazırda projeleri olduğunu ve bunları daha da artırmayı planladıklarını belirten Grienberger bu kapsamda Türk-Alman Enerji Forumu ve Ortak Çevresel Yönlendirme Komitesi gibi platformlar üzerinden de işbirliğinin geliştirildiğini, Almanya nın katkı sağladığı uluslararası fonlar aracılığıyla sürdürülebilir projelerin desteklenmesinin de planlandığını açıkladı.

Source: Habertürk


Garanti BBVA o platformda en yüksek puanını elde etti

Bankadan yapılan açıklamaya göre, gerçekleştirilen değerlendirmeyle Garanti BBVA, bu başarıyla aynı zamanda küresel ölçekte değerlendirmeye giren 668 finans kuruluşu arasında en yüksek 1″inci puanı elde etti. Dünya çapında kurumsal firmaların sürdürülebilirlik performanslarını değerlendiren en saygın platformlardan biri olan S&P Global-CSA, uluslararası yatırımcıların karar süreçlerinde önemli bir referans noktası olma özelliğini taşıyor. S&P Global”in değerlendirme sürecinde kurumlar, iş etiği, yönetişim, finansman faaliyetleri, kurum içindeki çevresel ve sosyal performans, risk yönetimi, iklim değişikliği önlemleri, şeffaflık, insan ve çalışan hakları gibi başlıklarda detaylı biçimde inceleniyor. Açıklamada görüşlerine yer verilen Garanti BBVA Genel Müdürü Mahmut Akten, Garanti BBVA olarak 2000″lerin başından bu yana sürdürülebilirlik alanında faaliyetlerini devam ettirdiklerini ve sürdürülebilirliği Bankalarının stratejik önceliklerinden biri olarak tanımladıklarını belirtti. Akten, “Bu kapsamda Bankamız ve müşterilerimiz başta olmak üzere tüm paydaşlarımızın dönüşümü için önemli adımlar atıyoruz. Türkiye”de kömürden çıkış taahhüdü veren ve Birleşmiş Milletler Net Sıfır Bankacılık Birliğine katılan ilk banka olmamız bu adımlarımızdan sadece birkaçı. Sürdürülebilirlik, yönetişim, çevresel ve sosyal konularda aldığımız her türlü aksiyonu kapsıyor. Bu yüzden konuyu cinsiyet eşitliğinden, enerji verimliliğine, finansal okuryazarlığın artmasından döngüsel ekonomiye kadar tüm yönleriyle ele alıyor, iş yapış şekillerimize entegre ediyoruz.” açıklamalarında bulundu. “Gelişmekte olan risklerin yönetimi gibi pek çok farklı alanda geliştirmeler yaptık” Uluslararası ESG değerlendirme platformlarının kurumlardan beklentilerinin her yıl biraz daha arttığına işaret eden Akten, “Hayata geçirdiğimiz çalışmaların S&P Global-CSA gibi uluslararası, tarafsız bir platform tarafından takdir görmesi ve 85 puanla rekor bir başarı elde etmemiz doğru yolda ilerlediğimizin bir göstergesi niteliğinde. Dolayısıyla başarının sürdürülebilirliği için de gelişime devam etmek gerekiyor. Bu yılki değerlendirmede de finanse edilen emisyonlar, finansal kapsayıcılık, gelişmekte olan risklerin yönetimi gibi pek çok farklı alanda geliştirmeler yaptık.” ifadelerini kullandı. Akten geçen yıla kıyasla 11 puanlık bir artışa imza attıklarını vurgulayarak, “Şeffaf ve sürdürülebilir iş yapış anlayışımızın uluslararası arenanın en saygın değerlendirme kuruluşları arasında yer alan S&P Global-CSA tarafından takdir görmesi, paydaşlarımızla kurduğumuz güçlü ilişki adına bizler için büyük önem teşkil ediyor. Sürdürülebilir finans alanındaki ürün ve hizmetlerimizle müşterilerimize verdiğimiz destek ve danışmanlığın yanı sıra, kendimize koyduğumuz iddialı hedefleri daha da ileri taşıyarak sürdürülebilirliğe her yönden katkı sağlamaya devam edeceğiz.” değerlendirmelerinde bulundu.

Source: Internet Haber


Heyelanların ardından “çaylık alan” uyarısı!

Doğu Karadeniz Bölgesi nde özellikle Artvin, Rize ve Trabzon da sıklıkla yaşanan toprak kaymaları, hem yerleşim alanlarını hem de tarım arazilerini tehdit ediyor. habericionecikanlar#100#left# Heyelanların en önemli nedenlerinden birinin yağış miktarındaki artış olduğunu vurgulayan Tüfekçioğlu, özellikle şiddetli sağanakların heyelan oluşumunu hızlandırdığına işaret etti. Tüfekçioğlu, Çay bitkisinin yoğun kök yapısı, yağmur suyunun toprakta birikmesine neden oluyor ve bu da heyelan riskini artırıyor. Vatandaşlarımız, çaylık alanların alt kısımlarında ev yapmaktan kesinlikle kaçınmalı ifadelerini kullandı. Eğimli arazilerde yapılan inşaat ve yol projelerinin toprak stabilitesini bozarak heyelanları tetiklediğine dikkat çeken Tüfekçioğlu, Her yıl yol yapımı sırasında meydana gelen heyelanları engellemek için tünel geçişleri veya sediment köprüleri inşa edilmesi şart. Aksi takdirde bölgede can ve mal kayıpları devam eder uyarısında bulundu. Arhavi de 8 Aralık tarihinde 4 kişinin ölümü ile sonuçlanan heyelanla ilgili değerlendirmelerde bulunan Tüfekçioğlu, bölgede hâlâ kopmaya hazır yamaçların bulunduğunu vurguladı. Uydu görüntüleri ve hava fotoğrafları üzerinden yapılan incelemelerde, hareket etmeye hazır kitlelerin olduğunun görüldüğünü kaydeden Tüfekçioğlu Bu malzemelerin yukarıdan alınması ya da aşağıya setler yapılarak hareketlerinin engellenmesi gerekiyor. Aksi takdirde bölgede can ve mal kaybı riski sürecektir dedi. Artan yağışlar ve toprak kaymaları göz önüne alındığında, bölgedeki altyapı çalışmalarının daha dikkatli planlanması gerektiğini vurgulayan Tüfekçioğlu, gelecekte beklenen yağış artışlarının heyelanları daha da artırabileceğine işaret etti. Tüfekçioğlu Yağışların 200-400 mm arasında artacağı öngörülüyor ve bu sağanaklar, heyelan riskini katbekat artıracak. Bölgenin topografik yapısı ve iklim değişikliği göz önünde bulundurularak, afet yönetimi konusunda daha kapsamlı adımlar atılmalı önerisinde bulundu. Karadeniz in yüksek rakımlı bölgelerinde çığ tehlikesinin göz ardı edilmemesi gerektiğini belirten Tüfekçioğlu, yoğun kar yağışı sonrası yaşanan hava değişikliklerinin bu riski artırdığını söyledi. Tüfekçioğlu Havanın ılımanlaşmasıyla birlikte kar tabakası hızla hareket edebilir ve çığ olaylarına yol açabilir. Bu nedenle, çığ tehlikesi olan alanlara kar yağışı sonrası gidilmemesi hayati önem taşıyor diye konuştu.

Source: Habertürk


Tesla yeniden Bitcoin ile ödeme kabul etmeye başlayabilir

Bitcoin”in sürdürülebilir enerji kullanımı, yüzde 56 oranında bir artışla dikkat çekiyor. Bu gelişme, Tesla”nın kripto para birimi ile ödeme kabul etme kararını yeniden değerlendirmesine yol açabilir. Elektrikli araç devi Tesla, geçmişte kısa bir süreliğine Bitcoin ödemelerini kabul etmiş, ancak Elon Musk çevresel kaygılar nedeniyle bu karardan vazgeçmişti. Yeşil Madencilik Oranı Yüzde 56″ya Ulaşan BTC Yeniden Tesla Tarafından Kabul Edilebilir Kripto para piyasasının amiral gemisi Bitcoin, 2024 yılında gösterdiği yüzde 56″lık yükselişle dikkat çekerken, elektrikli otomobil üreticisi Tesla”nın 2025″te Bitcoin ödemelerini kabul etme olasılığı yeniden gündeme geldi.2021 yılının başında Bitcoin yatırımı yapan ve aynı yılın Mart ayında kripto para ile ödeme kabul edeceğini duyuran Tesla”nın, bu kararından kısa süre sonra vazgeçmesi piyasalarda tedirginlik yaratmıştı. Şirketin kurucusu Elon Musk, Bitcoin madenciliğinde temiz enerji kullanım oranının yüzde 50″yi aşması durumunda konuyu tekrar değerlendireceklerini ve Tesla”nın yeniden Bitcoin ödemelerine izin verebileceğini açıklamıştı.Son gelişmeler, Musk”ın belirlemiş olduğu bu kriterin karşılandığını gösteriyor. 2024 yılının Aralık ayı verilerine göre Bitcoin madenciliğinde temiz enerji kullanımı yüzde 56 seviyesine ulaştı. Bu gelişme, kripto para biriminin tüm zamanların en yüksek değerlerine ulaşma hedefiyle birleşince, Tesla”nın Bitcoin ödemelerini yeniden gündemine alabileceği beklentilerini güçlendirdi.Ancak sürdürülebilirlik konusunda Tesla”nın kendi çelişkileri de tartışma konusu olmaya devam ediyor. Uluslararası Enerji Ajansı”nın raporuna göre, OECD ülkelerindeki elektrik üretiminin yaklaşık yarısı hala fosil yakıtlara dayanıyor. Elektrikli araçların çevre dostu imajına gölge düşüren bir diğer konu ise lityum pil üretiminin çevresel etkileri.Tesla”nın 2025″teki Bitcoin politikasını şekillendirecek önemli etkenlerden biri de ABD”nin yeni yönetiminin kripto paralara yaklaşımı olacak gibi duruyor. Uzmanlar, önümüzdeki dönemde kripto para piyasalarındaki olumlu havanın sürmesi ve olası kripto dostu politikaların, Tesla”yı Bitcoin ödemelerini kabul etmeye yönlendirebileceğini öngörüyor.

Source: Burak Köse


Hamsi için uluslararası işbirliği önerisi

Sinop Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Su Ürünleri Avlama ve İşleme Teknolojisi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Samsun, Karadeniz in su ürünleri arasında ilk sırada yer alan hamsinin son yıllarda az avlanmasının hem balıkçılar hem de tüketici açısından üzüntü verici bir durum olduğunu söyledi. resim#1208374# İçinde bulunulan sezonda Türkiye denizlerinde 400 bin ton hamsi avı yapılmasına izin verildiğine işaret eden Osman Samsun, Ancak görüyoruz ki bu yıl 400 bin ton değil, yarısı kadar bile hamsi avlayamayacağız dedi. Stokları giderek azalan hamsinin geleceği açısından Karadeniz e kıyısı bulunan diğer ülkelerle karar alınarak uygulamaya konulmasının önem taşıdığını vurgulayan Samsun, şöyle devam etti: Hamsinin stoklarındaki azalmayı sadece Türkiye Cumhuriyeti Devleti nin kurum ve kuruluşlarıyla çözmemiz ve önlememiz mümkün gözükmüyor çünkü hamsi bizden sonra Abhazya ve Gürcistan a gidiyor, oralarda ciddi av yasağı yok. 6 santimetre civarında yasak var, bizde 9 santimetre. Bizim tutmadığımız küçük balıklar, orada yüz tonlarca fabrikalar için yakalanıyor, biz her ne kadar Türkiye olarak kurallarımızı koysak, denetlesek de. İlk kez bu sene hamsiye konulan 400 bin ton kota kararı birçok tartışmaya neden oldu ancak görüyoruz ki yarısı kadar bile hamsi avlayamayacağız. ÇOK ÖNEMLİ BİR KARAR VE UYGULAMA OLACAKTIR Prof. Dr. Osman Samsun, hamsi stoklarıyla ilgili sorunların konuşulmasının, tartışılmasının, bilimsel açıdan makaleler ortaya konulmasının önem taşıdığını ancak asıl önemli olanın karar alınarak uygulamaya geçilmesi olduğunu belirterek, Bulgaristan, Romanya, Ukrayna, Moldova ve en önemlisi Gürcistan ve Abhazya nın ortak kararlar alması gerekiyor. Karadeniz Ekonomik İşbirliği toplantılarında bu konunun tekrar tekrar altının çizilip ortak karar alınıp uygulanması, çökmekte, azalmakta olan hamsi stoklarımızın geleceği açısından çok önemli bir karar ve uygulama olacaktır. ifadesini kullandı.

Source: Habertürk