“Çevre Bilimleri Gündemi – Havacılık, Orman Yangınları ve Sıfır Atık”

Havacılık 4. dönemini yaşıyor

TOULOUSE, Güney Fransa’nın dünya çapındaki havacılık merkezinin ana üssü. Airbus’ın çok geniş çaplı düzenlemeyle hazırladığı ‘Summit 2025’ başlıklı uluslararası boyutta düzenlediği zirvede yapılan tartışma toplantılarına katılıyorum.Bu kente bugüne kadar kaç kez geldiğimi hatırlamıyorum.Tarih 9 Nisan 1997. Uçağımız 546 imalat numaralı FWWDB tescilli Airbus A319. Sağ koltukta oturuyorum. Solda Astronat ve o dönemin Airbus test pilotu Patrick Baudry var. Blagnac havalimanından kalkıyoruz. Uçağın içinde iki sıra su bidonları var. Sağa-sola yatışlarda yada tırmanışta dengeleri bozsun diye koşmuşlar. Ama nafile. Pat-rick zaman zaman side stick’i bana bırakıyor. Bir saat uçuyoruz. Tam piste konarken Patrick ‘ Kalk ‘ diye bağırıyor. Paniksiz yükseliyoruz. Sonrasında 1 saatlik uçuşun sertifikasını ve Airbus Eğitim Başkanı Pierre Baud’un verdiği ‘ Onursal Kaptan ‘ belgesi hayatımdaki kıymetli yerlerini alıyor.Kokpit programlarının ilkine bu uçuşla başlamıştım. Onlarca TV programı yaptım. Ama 1500’den fazla kokpit sayfası kesintisiz sürüyor hala. O günlerden bugünlere Airbus dünyanın en büyük uçağından tutun, gelecek nesil uçaklara ve helikoptere kadar çok şey yaptı. Askeri imalatları, uzay çalışmalarını da katarsak şirketin devleşen fotoğrafının da tanığı oldum.Airbus Summit 2025 toplantılarında yaşananlarla gelinen son noktalar bir film şeridi gibi, belgesel olarak önümüze serildi. ‘SAF’ YAKIT DÖNEMİZirvedeki toplantılarda her şey 4 dönemde noktalandı.1. dönem: Havadan ağır malzemelerin uçmasını sağlamak. Wright Kardeşler 1903 yılında ilk uçağı havalandırdıklarında 1. döneme geçildi. Yaptıkları o çelimsiz ve çok hafif uçaktan bugüne müthiş gelimeler yaşandı. Yer çekimine rağmen 560 ton ağırlığındaki bir A380 uçağının 10 bin metrelerin üzerine çıkışı bütün zamanların da en büyük direnişi oldu.2. dönem: Havacılığı güvenli hale getirmek ve insanları en güvenli yolculuk aracının uçak olduğuna inandırmak. Zaman içinde meydana gelen kazalara rağmen, örneğin ev ya da trafik kazaları ile kıyaslandığında uçak yolculuğunun güvenliğine insanlar hızla inandı.3. dönem: Havacılığı demokratik hale getirmek. Herkesin uçak yolculuğuna ulaşmasını sağlamak. Bu da büyük ölçüde gerçekleşti.4. dönem: Havacılığı karbon salımından arındırmak. Çevreye zarar vermeden uçak yolculuğunun büyümesini sağlamak. İşte şimdi tam da buradayız. Şimdilerde SAF yakıt (sustainable aviation fuel) önde gidiyor. Sürdürüle-bilir hammaddelerden üretilen bu yakıt aslında bugün kullanılan fosil jet yakıtına benzer ama karbon emisyonlarında azalmayı sağlar. Yani çevrenin başına fazla bela olmaz.Toulouse’da Airbus 2025 zirvesinde hoş bir sürpriz. Airbus Türkiye İletişim Direktörü Özge Se-vük ile Zirve salonunda hazırlanan A350F Kargo uçağı2050 NET SIFIR EMİSYON HEDEFİAirbus’ın zirvede bu konudaki ana başlığı şöyle oldu: “Yeni nesil uçaklarımız yüzde 100 SAF ile uçabilecek ve bu sürdürülebilir havacılık için bir dönüm noktası olacak. Ayrıca, gelecekteki bir uçağın yakıt verimliliğini artırabilecek yeni tahrik, kanat, dijital ve malzeme teknolojileri üzerinde araştırma yapıyoruz. Sürdürülebilir havacılık yakıtları, havacılıktan kaynaklanan yaşam döngüsü sera gazı emisyonlarını azaltmak için en umut verici kaldıraçlardan biridir. SAF’ın havacılık endüstrisinin 2050 yılına kadar net sıfır karbon emisyonu hedefine ulaşması için ihtiyaç duyduğu emisyon azaltımlarının çoğunu sağlaması bekleniyor. Ancak her yıl, SAF talebi arzı aşıyor ve SAF, geleneksel kerosenden yaklaşık 3-4 kat daha pahalı olmaya devam ediyor. Airbus, yenilikçi tasarım, son teknoloji ve özgün mühendislik yoluyla havacılık ve uzayın geleceğini şekillendirmeye kendini adamıştır. Ancak bunu tek başımıza yapamayız. İşbirliği ve ortak çalışma, endüstrinin karbonsuzlaştırma hedeflerine ulaşma yolunda ilerlemesini sağlayacak yol gösterici ışıklardır. Bu nedenle, havacılığın bugün nerede olduğu ve önümüzdeki on yıllarda nereye gideceği konusunda yapıcı bir diyalog oluşturmak için dünyanın dört bir yanından uzmanları zirveye davet ettik.”A321XLRAIR-BUS’ın tek koridorlu, ekstra uzun menzilli uçağı A321XLR 244 yolcu mapasiteli. Büyük yakıt tasarrufu sağla-yan bu tek koridorlu uçak Paris’den Orlando ya da Kanada Vancouver’a diret uçuyor. 11 saat havada kalabilen bu uçak Airbus’un son yıllarda en çok övündüğü imalatlardan bir oldu. Bazı noktalarda büyük uçakların yeterince yolcu bulamadığı zaman bu uçak imdada yetişiyor ve şirketlere para kazandırıyor. Bu uçak yüzde 100 SAF yakıtla uçacak.SIVI HİDROJEN İYİ YAKITBUGÜNDEN tercih edilmeye başlanan yakıtlar arasında SAF en hızlı tercih gürünse de “Sıvı Hidrojen” çevre kirli-liği açısından en üst sırada yer alıyor. Sıvı hidrojende uçakta depolama ve güvenli sistemlerle kullanım denemeleri sürüyor. Airbus zirvede bir sıvı hidrojen tankının modelini göz önüne çıkardı. Ayrıca hidrojenle çalışan ZEROe uçak projesi ile ilgili güncellemeler hızlı gelişme ihtimalini artırıyor. Hidrojenle çalışan uçak ve motor teknolojisi, kanattan aerodinamik yapıya kadar yeni düzenlemeleri de Airbus planlıyor. Zirvede hidrojenle ilgili gelişmeler de şöyle açıklandı:“Düşük emisyonlu uçakları sıfırdan geliştiriyoruz, sıfırdan yeni mimariler tasarlıyoruz ve aerodinamik performansı ve yakıt verimliliğini iyileştirmeye yatırım yapıyoruz. Ayrıca hidrojenle çalışan ZEROe uçak projemizin durumu hakkında güncellemeler sağladık. 2020’de başlattığımız ZEROe, hidrojenle çalışan uçuşu hayata geçirme hedefimizdir. Son birkaç yılı iki farklı tahrik teknolojisinin avantajlarını araştırarak geçirdik: hidrojen yanması ve hidrojen yakıt hücreleri.”Airbus CEO Guillaume Faury bu konuda gelişmelerde bir gecikmeden söz etti. Bu arada elektrikli uçak, katlanan kanat gibi Airbus’ın hedefleri yerlerini koruyor.UÇAK HIZINDA HELİKOPTER RACERAirbus’ın Racer’de 90’dan az olmayan patentli teknolojiyi bir araya getirdi. Çığır açan bu helikopter saatte 444 km hızla uçabiliyor. Helikopter gibi kalkıp iniyor ama uçak gibi de hızlı uçuyor. 25 mart 2024 ilk tam uçuşu ile dikkat-leri üzerine topladı. Yüzde 25 maliyet azaltan bu helikopter iki pilota sertifikalı ve 10 yolcu taşıyor. Menzili 740 km olan Racer ‘in maksimum kalkış ağırlığı 9 ton. Çok amaçlı kullanılabilen helikopter aerodinamik verimlilik için tasarlanmış karakteristik bir kutu kanat özelliğine sahip. Düşük ağırlık için tasarlanmış hibrit metalik-kompozit gövde, yeni bir yüksek voltajlı, doğru akımlı elektrik jeneratörü, ileri ve seyir uçuş aşamalarını olumsuz etkileme-den havada asılı kalma performanslarını optimize etmek için tasarlanmış, asimetrik kesit profiline sahip arka gövde Racer’in en önemli özellikleri.

Source: Uğur Cebeci̇


Güney Kore”deki orman yangınlarında can kaybı arttı! Binlerce insan tahliye edildi

Güney Kore’nin Güney Gyeongsang ve Kuzey Gyeongsang eyaletlerinde hayatı kabusa çeviren orman yangınlarında 7″nci güne girilirken, artan kayıplar felaketin boyutunu gözler önüne serdi. 26 ÖLÜ, 30 YARALI VAR Güney Kore Merkezi Afet ve Güvenlik Önlemleri Karargahı”ndan edinilen bilgilere göre, yangınlarda hayatını kaybedenlerin sayısı 26’ya yükseldi. Ölümlerden 22″sinin Kuzey Gyeongsang eyaletinden, 4’ünün ise Güney Gyeongsang eyaletinden kayda geçtiği aktarılırken, 8’i ağır 30 kişinin ise yaralandığı belirtildi. BİNLERCE İNSAN BARINAKLARDA KALIYOR Yangınlar nedeniyle tahliye edilen toplam kişi sayısının 37 bin 185 olduğu, 20 bin 485 kişinin ise tehlikenin geçmesinin ardından evlerine döndüğü kaydedildi. 16 bin 700 kişinin ise hala barınaklarda kaldığı açıklandı . Şimdiye dek 36 bin 9 hektarlık alanın yandığı belirtilirken, bunun 2000 yılında ülkeyi vuran ve tarihin en kötü orman yangınları olarak bilinen orman yangınlarının yol açtığı zarardan yaklaşık 13 bin hektar daha fazla olduğuna dikkat çekildi. YANGINLAR KONTROL ALTINA ALINAMADI Bugün itibarıyla Andong şehrindeki yangınların yüzde 52, Uiseong bölgesindeki yangınların yüzde 54, Sancheong Hadong ve Cheongsong bölgelerindeki yangınların ise yüzde 77 oranında söndürüldüğü ifade edildi. Alevlerle mücadelenin sürdüğü kaydedildi. Geçici Devlet Başkanı Han Duck-soo da, Geçici İçişleri Bakanı Ko Ki-dong”a, Kuzey Gyeongsang eyaletindeki yangın söndürme ve yardım çalışmalarını denetleme talimatı verdi.

Source: Sevda Altunbaş


Güney Kore’de alevler dinmiyor! Binlerce hektar küle döndü: 16 bin kişi barınaklarda…

Güney Kore”de bir haftadır süren orman yangınlarında hayatını kaybedenlerin sayısı 26’ya, yaralı sayısı ise 30’a çıktı. Yetkililer, yangınların şimdiye kadar 36 bin 9 hektarlık alanı küle çevirdiğini ve 37 bin 185 kişinin tahliye edildiğini duyurdu. Felaketin boyutu büyüyor Güney Gyeongsang ve Kuzey Gyeongsang eyaletlerinde devam eden yangınlar, bölge halkı için büyük bir tehdit oluşturmaya devam ediyor. Güney Kore Merkezi Afet ve Güvenlik Önlemleri Karargahı”nın paylaştığı verilere göre, can kayıplarının 22’si Kuzey Gyeongsang’da, 4’ü ise Güney Gyeongsang’da meydana geldi. Ayrıca, 8’i ağır olmak üzere toplam 30 kişi yaralandı.
Binlerce kişi barınaklarda Yangınlar nedeniyle tahliye edilen 37 bin 185 kişiden 20 bin 485’i evlerine dönerken, 16 bin 700 kişinin halen barınaklarda kaldığı bildirildi. Şimdiye kadar yanan alanın büyüklüğünün, 2000 yılında yaşanan ve ülke tarihinin en büyük orman yangınlarından biri olarak bilinen felaketten yaklaşık 13 bin hektar daha fazla olduğu vurgulandı. Yangınlarla mücadele sürüyor Yetkililer, Andong’daki yangınların yüzde 52’sinin, Uiseong’daki yangınların yüzde 54’ünün ve Sancheong, Hadong ile Cheongsong bölgelerindeki yangınların yüzde 77’sinin kontrol altına alındığını açıkladı. Alevlerle mücadele devam ederken, Geçici Devlet Başkanı Han Duck-soo, Geçici İçişleri Bakanı Ko Ki-dong’a Kuzey Gyeongsang’daki söndürme ve yardım çalışmalarını denetleme talimatı verdi.

Source: Dünya Gazetesi


Tarihi Süleymaniye Mahallesi”nde restorasyon çıkmazı

Gümüşhane”nin eski yerleşim yeri olan ve yüzyıllar boyunca Türk, Ermeni ve Rumlar”ın bir arada yaşaması nedeniyle “Hoşgörü merkezi” olarak nitelendirilen tarihi Süleymaniye Mahallesi Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı”nın 08.04.2019 tarihli ve 82935 sayılı oluru ile “Doğal Sit- Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı” olarak tescillendi. 600 yılı aşkın süredir farklı milletlere ev sahipliği yapan mahalle tarihi dokusuyla sadece Gümüşhane için değil tüm Türkiye için önemli bir miras olarak nitelendiriliyor.
Tarihi kiliseleri, camileri, hamamları ve diğer tarihi yapıları bünyesinde barındıran mahallenin tarihi dokusunun korunması ve sürdürülebilir hale gelmesi için birçok proje hazırlanmasına rağmen bu projelerin birçoğu hayata geçirilemedi. Koruma altına alınan kilise ve hamamların çoğunda herhangi bir çevre düzenlemesi yapılmazken, yüzyıllardır atalarından miras kalan topraklarda yaşamlarını sürdürmeye çalışan mahalle sakinleri ise tarihi mirasın atıl duruma geldiğini söylüyor.
Mahalle sakinlerinin içerisinde yaşadıkları evlerin ise yaklaşık 150 yıllık tarihi ahşap yapılar olduğunu söyleyen Süleymaniye Mahallesi muhtarı Orhan Eryılmaz, bölgenin sit alanı olması nedeniyle restorasyon yapamadıklarını ve bu yapıların yıllar içerisinde yıkılmaya başladığının altını çizdi. Vatandaşların devletten herhangi bir yardım beklemeden tarihi mahallenin tarihi dokusunu koruyarak yaşam alanlarını restore etmek istediklerini söyleyen muhtar Eryılmaz, yetkililerden sit alanı koşullarının tekrar gözden geçirilerek çözüm bulması gerektiğini söyledi.
“AHŞAP BİNALAR ÇÖKMEYE BAŞLADI”
Mahalle sakinlerinin yüzde 90″a yakın bir kesiminin tarihi ahşap binalarda yaşadığını ve bölgenin Sit alanı ilan edilmesinin ardından hiçbir onarım yapamadıklarını söyleyen Süleymaniye Mahallesi Muhtarı Orhan Eryılmaz, “Süleymaniye Mahallesi yaklaşık 600 yıldır 3 kavmin bir arada yaşadığı bir yer. Bu yaşam süreçleri içerisinde Rumlar ve Türkler bir arada yaşadığını, karşıdaki bölgede de Ermenilerin yaşadığı bir mahalleydi. Zaten baktığınız zaman camilerle kiliseler yan yana, hamamlar var. 1. Dünya Savaşı”ndan sonra buradan göçler başladı, mübadele yılları ve sonrasında Cumhuriyet”in ilanıyla beraber buradan şimdiki kent merkezine göçler başladı. Aradan geçen 100 yılı aşkın sürede buradaki ahşap binalar göçmeye başladı. Ahşap yapının betonarme bina kadar ömrü olmaz. Burada kişisel bazda değil de devletimizin yetkili kurumları bazında buraya yatırım amaçlı hiçbir şey olmadı. Bizler memleketimiz adına, devletimiz ve milletimiz adına bu mahalleye bir şeyler yaptırmak istiyoruz. Bundan 10-15 yıl önce yetkililer gelip hamamlar, kiliseler gibi yapıların içini boşalttılar restorasyon yapmak için mahalle sakinleri olarak sevindik ama aradan 10 yıl geçti ama hala bir şey yok. Yukarıda bir okulumuz vardı orayı yapmaya çalıştılar 2024 yılında faaliyete girecek dediler daha sonra tasarruf tedbirleri ortaya çıkınca yarım kaldı. Benim konuşmadığım kimse kalmadı, mahalle arasındaki yürüyüş yolları, sokaklar hepten taştı biz bunları projelendirdik yapılacaktı ama bu zamana kadar kimse yapmadı. Yapılamamasının sebebi de burasının Sit alanı olması, hiçbir yere kazma vuramıyorsun” dedi.
“SÜLEYMANİYE MAHALLESİ”NİN BU DURUMUNU ŞEHRİMİZE YAKIŞTIRAMIYORUM”
Sit alanı kriterlerinin gevşetilerek vatandaşlara kolaylık sağlanması gerektiğinin altını çizen muhtar Eryılmaz, “Sit alanlarının kademeleri var, benim 150-200 yıllık ahşap evim yıkılıyor, bunu ne kadar onarırsan onar bir sene bir tarafı diğer sene başka tarafı çöküyor. Sadece benim değil şu anda faaliyette olan evlerin yüzde 90″ı böyle. Vatandaş evine mevcut halini koruyarak bir şey yapmaya kalksa “Hayır yapamazsın” diyorlar. Buralarda restorasyon yapılabilseydi burası böyle olmazdı. Süleymaniye Mahallesi unutuldu, eğer benim mahallem köy statüsünde olsaydı ben burayı şehir yapardım. Restorasyona izin verilsin de herkes istediğini yapsın demiyoruz, aslına uygun yapılsın buranın tarihi dokusunun bozulmasını kimse istemiyor. Vatandaşımız devletten de bir şey istemiyor devlet izin versin biz kendimiz yaparız. Yeter ki devlet bize müsaade etsin. Bu sebeplerden dolayı burada kimse durmuyor o kişiler burada dursa buranın tadı bir başka olurdu. Mahallemiz atıl durumda bunu da şehrimize yakıştıramıyorum. Burada yaşayan insanlarımız 150-200 senelik ahşap binanın altında ne kadar duracak ve can güvenliğini sağlayacak. Sit alanı kriterleri gevşetilirse, bir çözüm sağlanırsa hem burada yaşayan insanlar için hem de mahallemizin tarihi güzelliklerini eski formuna kavuşur. Yetkililerin buna bir el atması lazım. Bunun için biz zaten elimizden gelen bütün yardımı yapmaya hazırız” diye konuştu.Bu içerik Doğukan Akbayır tarafından yayına alınmıştır

Source: Doğukan Akbayır


Emine Erdoğan himayesinde başlatılmıştı: “Uluslararası Sıfır Atık Günü” tüm dünyada kutlanacak! Bu yılın sloganı “Elimizde yeterince var”

Sıfır Atık Hareketi 27 Eylül 2017″de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan”ın eşi Emine Erdoğan himayesinde başladı. BM Genel Kurulu”nda, 14 Aralık 2022″de Türkiye”nin ana sunuculuğunda, 105 ülkenin de ortak sunucu olduğu “sıfır atık” kararı oylamayla kabul edildi ve 30 Mart, “Uluslararası Sıfır Atık Günü” ilan edildi. 7 yıldır Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı koordinesinde yürütülen projenin 7. yılı için “7 Yılda 7 Kıtada” sloganı kullanıldı. “Uluslararası Sıfır Atık Günü”nde ise “Elimizde Yeterince Var” sloganı ile farkındalık oluşturulacak. TEMA: “MODA VE TEKSTİLDE SIFIR ATIĞA DOĞRU” Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü imzasıyla 81 il taşra teşkilatlarına ve yurt dışı temsilciliklerine “Uluslararası Sıfır Atık Günü” etkinlikleriyle ilgili yazı gönderildi. BM tarafından kabul edilen ve dünyanın dört bir yanında kutlanan 30 Mart “Uluslararası Sıfır Atık Günü” için bu yıl “Moda ve Tekstilde Sıfır Atığa Doğru” temasıyla etkinler düzenlenmesi istendi. 27-28-29 Mart 2025 tarihleri arasında düzenlenecek programlarda, başta çocuklar ve gençler olmak üzere toplumun tüm kesimlerinin Sıfır Atık konusunda bilinçlendirilmesi hedefleniyor. BAKANLIK KOORDİNASYONUYLA PROGRAMLAR DÜZENLENECEK Etkinlikler, Sıfır Atık kavramının uygulanabilirliğini artırmak, farkındalık oluşturmak ve iyi uygulamaları yaygınlaştırmak amacıyla gerçekleştirilecek. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlükleri koordinasyonunda gerçekleştirilecek etkinlikler; halkın, kamu kurumlarının, mahalli idarelerin, bakanlıkların il ve bölge müdürlükleri ile bağlı kuruluşlarının, eğitim kurumlarının ve sivil toplum kuruluşlarının aktif katılımıyla gerçekleştirilecek. SERGİ VE YARIŞMALAR YAPILACAK Geri dönüştürülmüş veya ileri dönüştürülmüş giysilerin sergilendiği alanlar oluşturulacak, defileler düzenlenecek. “Dolabında Kullanmadığın Kıyafetleri Getir, Değerlendir” kampanyası ile ikinci el kıyafet kullanımının teşvik edilmesi sağlanacak. Üniversiteler başta olmak üzere gençleri hedef alan etkinliklerle bilinçlendirme çalışmaları yürütülecek. Yenilikçi fikirleri desteklemek amacıyla Sıfır Atık konulu yarışmalar düzenlenecek. ÇEVRECİ ETKİNLİKLER GENİŞ KİTLELERE ULAŞACAK Hava şartları elverdiği takdirde, millet bahçeleri, parklar, kent meydanları ve alışveriş merkezlerinde farkındalık yaratmak amacıyla eğitici atölyeler gerçekleştirilecek. Etkinliklerin çeşitli dijital platformlarda ve sosyal medyada yayınlanarak daha geniş kitlelere ulaşması sağlanacak. YURT DIŞI TEMSİLCİLİKLERDE DE KUTLAMA Uluslararası Sıfır Atık Günü, yurt dışı temsilciliklerinde de çeşitli etkinliklerle kutlanacak. “Elimizde Yeterince Var” sloganlı ortak afiş tasarımı kullanılacak. Çevre temalı şarkılar etkinlik alanlarında çalınarak katılımcıların keyifli vakit geçirmesi sağlanacak.

Source: Sabah