Kuraklıkla boğuşan çiftçi bu yıl buğday fiyatının yüksek açıklanmasını istiyor
Kuraklık ve ağır maliyetlerle boğuşan çiftçi, bu yıl buğday alım fiyatlarının yüksek açıklanmasını istiyor. Kuraklık nedeniyle Türkiye’nin tahıl ambarı Konya’da hasat gerçekleşmeyecek, biçer döverlerin girmeyeceği tarlalar olduğuna dikkat çekiliyor. Bu nedenle de alım fiyatının mutlaka yüksek açıklanması gerektiği vurgulanıyor. Ziraat Mühendisleri Odası Konya Şubesi Başkanı Burak Kırkgöz, çiftçinin fiyatın 14-15 lira olmasını beklediğini söyledi. Kırkgöz, üretimin devam edebilmesi için bu yıl fiyatların mutlaka yüksek açıklanması gerektiğine dikkat çekti. İktidar hububat alım fiyatlarını henüz açıklamadı. Geçen yıl alım fiyatının düşük kalması çiftçinin tepkisini çekmişti. Üretici bu yıl kuraklık ve ağır maliyetlere karşılık yüksek alım fiyatı açıklanmasını bekliyor. Ziraat Mühendisleri Odası Konya Şubesi Başkanı Burak Kırkgöz, Konya’da buğdayın haziran sonu, temmuz başı gibi hasat edildiğine dikkat çekti. Arpa hasadının ise haziranın ortalarında gerçekleştiğine işaret eden Kırkgöz, şu anda buğday fiyatlarının 10 lira civarında olduğunu, çiftçilerin 14-15 lira beklentisi bulunduğunu vurguladı. ‘CİDDİ REKOLTE KAYIPLARI BEKLİYORUZ’ Kırkgöz, bu yıl tarımda olağanüstü bir yıl geçirdiklerini belirterek şunları söyledi: “Kış yağışlarını çok iyi alamadık. Konya bölgesi yüzde 70 susuz, kıraç alanlara sahip. Yüzde 30’u sulu alanlar. Sulu alanlarda sorun yok ama kıraç alanlarda çok ciddi rekolte kayıpları bekliyoruz. Bazı tarlalara biçer giremeyecek durumda. Verim düşük. Bu tarlalar işlenmeyecek durumda. Nisan yağışlarını da beklediğimiz gibi alamadık. O tarlalarda hasat gerçekleşmeyecek. Bunu ancak alım fiyatlarının yüksek açıklanması ile tolere edebiliriz. Çiftçilerin bu yılki beklentisi fiyatın yüksek açıklanması yönünde. Buğday alım fiyatının 14-15 lira olmasını temenni ediyoruz.” ‘MALİYETLER YÜKSEK’ Kırkgöz, üretimdeki zorluklara da dikkat çekti. Maliyetlerin yüksek olduğunu belirten Kırkgöz, “Girdi maliyetleri yüksek. Boşta bir karış toprağımız yok. Her yer ekiliyor ama açık bir alanda olduğumuz için tamamen iklime bağımlıyız. Maliyetler artarken bir de iklimin dengesiz, düzensiz gitmesi tarımı etkiliyor. O da çiftçilerin ekonomik durumlarını etkiliyor” dedi. Kırkgöz, destek ve açıklanacak fiyatların önemine vurgu yaparken, şöyle devam etti: “Çiftçilerin üretimi devam ettirebilmesi için, gelecek yılın mahsulüne bakabilmesi için bu yıl daha yüksek fiyat açıklanmasını bekliyoruz. Maliyetler yüksek. Konya Türkiye’nin tahıl ambarı. Rekoltenin düşük olması ülke genelinde de rekoltenin düşmesine neden olur. Konya’da arpa, buğdayda 3 milyon tonun üzerinde üretim gerçekleşiyor. Ülkemizin hububat ekilişinde ilk sırada yer alıyor. Güneydoğu’da da bu yıl verimin düştüğünü duyuyoruz.”
Source: Mustafa Çakır
662 bin orman sır oldu
Türkiye’de şeffaflık her geçen gün daha da azalmaya başladı. Orman niteliğini kaybettiği gerekçesiyle orman sınırları dışına çıkarılan 662 bin hektar arazi ‘sır’ oldu. Türkiye Ormancılar Derneği (TOD), 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 2/B maddesi ile orman vasfını kaybettiği gerekçesiyle orman sınırları dışına çıkarılan arazilere ne olduğunun bilinmediğini açıkladı. Bu alanların ne kadarının satıldığı, ne kadarının tapuya tescil edildiği, ne kadarının satış için bekletildiği konusunda bugüne kadar net bilgi verilmedini belirten TOD, ormanlara ne olduğunu öğrenmek için Tapu Kadastro, Milli Emlak ve Orman Genel Müdürlükleri’nden bilgi talebinde bulundu.
İSTANBUL’DAN DAHA BÜYÜK
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, geçen hafta, “5 milyon vatandaşımızın heyecanla beklediği bir adım atıyoruz” diyerek orman vasfını yitirmiş alanların kullanıcılarını yıl sonuna kadar tespit edip tapu dağıtım sürecini hızlandıracaklarını açıklamıştı. Kurum’un açıklamasına karşın bu alanların akıbetinin bilinmediği ortaya çıktı. TOD, yıllardır süren 2/B uygulamalarının şeffaflıktan uzak yürütüldüğünü, orman sınırı dışına çıkarılan 662 bin hektar alanın akıbetinin meçhul olduğunu belirtti. Sır gibi saklanan ormanlık alanlar İstanbul’un yüz ölçümüden (yaklaşık 546 hektar) yüzde 21 daha büyük bir alanı kaplıyor.
‘Ormana geri verin’
TOD, satılmayan ya da satış bekleyen bu arazilerin ağaçlandırılmak üzere Orman Genel Müdürlüğü’ne devredilmesini istedi. Türkiye’nin Paris İklim Sözleşmesi kapsamında 2030 yılına kadar “Yüzde 21’e varan emisyon artışından azaltım” hedefi olduğunu hatırlatan TOD, verilen taahhütlerin yerine getirilebilmesi ve orman bütünlüğünün sağlanması için orman vasfı kaybettirilmiş arazilerin yeniden ormana kazandırılması gerektiğini ifade etti.
Source: Erdoğan Süzer
İsviçre”de bir köy yok oldu: 1 kayıp!
İsviçre’nin Valais kantonundaki Lötschental Vadisi”nde yer alan Blatten adlı köy, Alp Dağları”ndan kopan buzul parçasının neden olduğu heyelanda yok oldu.Yetkililer, 1 kişinin kayıp olduğunu belirterek, 200 kişi nüfuslu olan köyün 19 Mayıs’ta tedbir amaçlı tahliye edildiğini açıkladı. Köy, binlerce ton çamur ve buzun altında kaldı.Blatten Belediye Başkanı Matthias Bellwald, heyelandan sonra düzenlediği basın toplantısında, “Köyümüzü kaybettik. Köy enkaz altında. Yeniden inşa edeceğiz” dedi.
Source: Bahadır Alemdar
Hakkari”de öğrencilerinden okul bahçesinde sürpriz!
9 bin metrekarelik geniş bir alana sahip olan okulun bahçesinin 500 metrekarelik bölümü, bu yıl da tarım için ayrıldı. 4 yıldır devam eden bu uygulama kapsamında öğrenciler, öğretmenleriyle birlikte domates, salatalık, patlıcan, biber, soğan gibi çeşitli sebzelerin tohumlarını ve fidelerini toprakla buluşturdu. Okul Müdürü Samet İren, Yeni taşındığımız okulumuzun geniş bahçesini değerlendirmek istedik. Geleneksel hale getirdiğimiz sebze ekimini bu yıl da 40 öğrencimizle birlikte gerçekleştirdik. İnşallah yakın zamanda ürünlerimizi toplayarak öğrencilerimize ve öğretmenlerimize dağıtacağız. Bu projeyle hem tarımın önemine dikkat çekmek hem de öğrencilerimize doğayla iç içe bir etkinlik sunmak istiyoruz dedi. Ekimin ardından 3 aylık bir sürecin sonunda öğrenciler, kendi elleriyle yetiştirdikleri sebzeleri hasat edecek. Bu sayede öğrenciler hem toprağın değerini öğreniyor hem de okulda üretilen organik ürünlerden faydalanıyor. Okul yönetimi, bu projeyle öğrencilere tarım bilinci kazandırmayı ve doğayla iç içe bir eğitim ortamı sunmayı hedeflediklerini belirtti.
Source: Gazetevatan.com
İstanbul”a 4 yeni Millet Bahçesi! Açılışı Cumhurbaşkanı Erdoğan yapacak
Bu yıl İstanbul”un Fethi”nin 572. yıl dönümü ve Çevre Haftası kutlamaları birlikte düzenlenecek. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılacağı etkinlikler kapsamında bugün saat 15.00’te Beykoz Millet Bahçesi’nde “İstanbul’un Fethi’nin 572. Yılı Kutlamaları ve Millet Bahçeleri Açılış Töreni” düzenlenecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum ile birlikte Arnavutköy, Beykoz, Kağıthane ve Sultangazi millet bahçelerinin açılışını gerçekleştirecek. İSTANBUL NEFES ALACAK Açılışları gerçekleştirilecek Arnavutköy Millet Bahçesi, 243 bin metrekare, Beykoz Millet Bahçesi yaklaşık 105 bin metrekare, Kağıthane Millet Bahçesi, 27 bin 71 metrekare, Sultangazi – Cebeci Millet Bahçesi ise yaklaşık 54 bin metrekarelik alanda inşa edildi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Türkiye Yüzyılı misyonu kapsamında “81 İlde 100 Milyon Metrekare Millet Bahçesi” hedefiyle şehirlere nefes olacak yeşil alanlar kazandırıyor. 20 MİLLET BAHÇESİ İÇİN ÇALIŞMALAR SÜRÜYOR Proje kapsamında Türkiye genelinde 77 milyon 355 bin 804 metrekare alanda 534 millet bahçesi yapımı için çalışmalar planlandı. Bugüne kadar 34 milyon 783 bin metrekare alanda 292 millet bahçesi tamamlandı. 42 milyon 572 bin metrekare alanda 242 millet bahçesinin yapım çalışmaları devam ediyor. İstanbul genelinde ise 18 milyon 778 bin metrekare alanda 54 millet bahçesinin yapımı için çalışmalar planlandı. Bugüne kadar 5 milyon 579 bin metrekare alanda 34 millet bahçesi yapıldı. 13 milyon 199 bin metrekare alanda 20 millet bahçesinin yapım çalışmaları sürüyor.
Source: Çağla Çağlar
Sarıgül: Anagold Madencilik ne zaman açılacak?
Erzincan İliç’teki Çöpler maden sahasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan CHP Erzincan Milletvekili Mustafa Sarıgül, İliç’te üretimin yeniden başlaması için çevre ve insan sağlığına dair tüm önlemler alınmalı. Kapalı liç yönteminin yüzde 99 oranında güvenli olduğu belirtiliyor. Tüm tedbirler sağlandıktan sonra üretim artsın ve emekçinin hakkı verilsin dedi. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Erzincan Milletvekili Mustafa Sarıgül, partisinin il binasında, Erzincan İliç’teki Çöpler altın madeni sahasına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. İliç maden sahasının yeniden faaliyete geçmesiyle ilgili Sarıgül, Üretim artmalı, alın teri ve emek mutlaka karşılığını almalı dedi. Kapalı liç (metalin çözündürülmesi süreci) yönteminin pahalı ve yüksek maliyetli bir sistem olarak ifade edildiğini söyleyen Sarıgül, yönteme ilişkin şu bilgileri verdi: Ancak yüzde 99 oranında güvenli olduğu belirtiliyor. Bu nedenle bu yöntem üzerinde yoğun şekilde duruyoruz. Biz istiyoruz ki; doğa, çevre, insan sağlığı ve can güvenliğiyle ilgili tüm önlemler alınsın. Tüm tedbirler sağlandıktan sonra üretim artsın ve emekçinin hakkı verilsin. ‘ERZİNCAN’DA 67 KİŞİLİK KADROYA 14 BİN KİŞİ BAŞVURDU’ CHP Erzincan İl Başkanı Yalçın Tanrıverdi ise Erzincan’daki işsizlik konusuna değindi. Sağlık Bakanlığı’nın Erzincan için 67 kişilik kadrosuna çekilişle personel alımı yapıldığını söyleyen Tanrıverdi, Çok üzücü bir tabloyla karşılaştık. 14 bin kişi sadece temizlik elemanı olmak için başvuru vardı. Bunun yanında güvenlik görevlisi ve sağlık hizmetleri için de 2 binin üzerinde başvuru vardı. 67 kişilik kadroya Erzincan gibi bir yerde, sadece burada ikamet eden kişilerin kayıt yaptırabildiği kura sürecinde bu kadar yüksek talebin olması Türkiye’nin ve Erzincan’daki işsizliğin en büyük göstergesidir dedi. ‘DÜNYADA 9’UNCU, TÜRKİYE’DE İLK’ CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşçıer ve Erzincan Milletvekili Mustafa Sarıgül ile madeni ziyaret ettiklerini aktaran Tanrıverdi, Ziyaret ettiğimizde en büyük talebimiz şuydu; kapalı liç yöntemi dediğimiz, yani yığının altında kalan 9 canımızın olmadığı, açık alanda dağların, yığınların olmadığı bir çalışma sistemi. Bunun Uşak’ta, Manisa’da örneklerinin olduğu söyledik. Ama geldiğimiz noktada Anagold yöneticileri, dünyada 9 madende bulunan, Türkiye’de ise ilk olan bir yöntemden bahsettiler diye konuştu. ‘CHP OLARAK ÜRETİMİN KARŞISINDA DEĞİLİZ’ CHP olarak hiçbir zaman üretimin karşısında olmadıklarını vurgulayan Tanrıverdi, Çöpler Altın Madeni’nin Erzincan’a sunduğu istihdam ve ekonomik katkıların farkında olduklarını ifade etti. Ama insan canından kıymetli hiçbir şey yok diyen Tanrıverdi, sözlerini şöyle sürdürdü: İşçilerimizin güvenliğinden önemli hiçbir şeyin olmadığını vurguladık. Bu anlamda maden yönetimi ile iletişim halindeyiz. İyileşme anlamında iyi bir çalışma var. Madenin işçi kazalarının olmadığı bir şekilde, İliç halkının istediği gibi çevreye zarar vermeden, önlemler alınarak üretimine devam etmesi konusunda partimiz açısından hiçbir sakınca olmadığını da burada beyan etmek istiyorum.
Source: Habertürk
Önce Karadeniz şimdi Bursa… Üç mahallenin kabusu oldular! “Yok etmek imkansız, çok değişikler”
Zirai donla sınanan çiftçinin derdi sona ermiyor. Karadeniz”i istila eden kahverengi kokarca rotayı Bursa”nın Karacabey ilçesindeki Boğazköy, Bayramdere ve Kurşunlu mahallelerine çevirdi ve adeta istila etti. Böcekler, kiraz, erik ve dut gibi ürünlere ciddi zarar verdi. Boğazköy Mahallesi Muhtarı Şenol Kuş, Tarım ve Orman İlçe Müdürlüğü ile belediyeye başvurduklarını ancak somut bir önlem alınmadığını belirterek, şunları söyledi: “HİÇBİR ŞEY FAYDA ETMİYOR” “Geçen yıldan bu yana görülüyor. Sonbaharda sayıları çok arttı. ilkbaharda mücadele edileceğini söylediler ama başlamadı. Böceklerle baş başa kaldık. Kiraz, erik ve dutlara zarar verdi. Ağaçlarda kiraz ve erik neredeyse hiç kalmadı. Önce zirai don sonra böcekler vurdu. Kendi çabamızla ilçe tarım müdürlüğünden aldığımız ilaçlarla bazı köylülerimiz ilaçladı ama fayda etmedi. Köyün bir kısmı yaptı. Odunluk ve kömürlükleri ilaçladık ama sayıları çok fazla ve hızlı ürüyorlar yok etmek imkansız ” “ÇOK DEĞİŞİKLER, KABUS GİBİLER” Sayılarının git gide arttığına dikkati çeken Kuş, “Aşırı derecede üreme yaptıklarını söylediler. Biyolojik düşmanlarıyla yok edeceklerini söylediler ama sayıları çok fazla nasıl olacak bilmiyoruz. Sebzelere de zarar veriyorlar. Meyvelerin suyunu emiyorlar çok değişikler ve gerçekten kabus gibiler” dedi. MEYVE VE SEBZE AĞAÇLARININ KABUSU Tarım ve Orman Bakanlığının bilgilendirmesine göre, kahverengi kokarca (Halyomorpha halys), tarımsal üretimde önemli ölçüde kayıplara neden olan tahripkar, istilacı ve polifag bir zararlı olarak biliniyor. Türkiye”de varlığı ilk defa 2017 yılında tespit edilen kahverengi kokarcanın yayılışı bitkisel materyallerle, ulaşım araçlarıyla, erginlerin uçuşuyla ve zararlının bulunduğu ülkelerle yapılan ticari faaliyetlerle gerçekleşiyor. Kahverengi kokarca, insan sağlığı açısından bir tehlike oluşturmamakla beraber yaz mevsimi sonunda kışlamak için özellikle ev, depo gibi korunaklı alanları tercih ettiği için fiziki rahatsızlık oluşturuyor. Birçok meyve ve sebze türüne zarar veren bu böceğin en önemli konukçuları arasında, başta fındık olmak üzere elma, armut, turunçgiller, şeftali, ceviz, trabzon hurması, mısır, fasulye, domates, biber, patlıcan yer alıyor. Bu ürünler ülke ekonomisi için stratejik öneme sahip bitkiler arasında yer alıyor. Meyve ve sebzelerde emgi yaparak birçok ürün için verim ve kalite kaybı riski oluşturuyor.
Source: Çağla Çağlar
Tarım alanlarında alarm… Karadeniz”in kabusu Karacabey”i de istila etti!
Longoz Ormanları ile bilinen Bursa”nın Karacabey ilçesindeki Boğazköy, Bayramdere ve Kurşunlu mahallelerini istila eden kahverengi kokarca, çiftçilerin kabusu oldu. Bulundukları ortama uyum sağlayan böcekler kiraz, erik ve dutlara büyük zarar verdi. Sonbaharda mahalleleri istila eden zararlılar, ilkbaharın gelmesiyle saklandıkları yerlerden çıkarak meyve ağaçlarını sardı. Kendilerini son derece iyi kamufle eden, bulundukları ortama uyum sağlayan böcekler, kiraz, erik ve dut gibi ürünlere büyük zarar verdi. Boğazköy Mahallesi Muhtarı Şenol Kuş, Tarım ve Orman İlçe Müdürlüğü ile belediyeye başvurduklarını ancak somut bir önlem alınmadığını belirterek, şunları söyledi; “Geçen yıldan bu yana görülüyor. Sonbaharda sayıları çok arttı. ilkbaharda mücadele edileceğini söylediler ama başlamadı. Böceklerle baş başa kaldık. Kiraz, erik ve dutlara zarar verdi. Ağaçlarda kiraz ve erik neredeyse hiç kalmadı. Önce zirai don sonra böcekler vurdu. Kendi çabamızla ilçe tarım müdürlüğünden aldığımız ilaçlarla bazı köylülerimiz ilaçladı ama fayda etmedi. Köyün bir kısmı yaptı. Odunluk ve kömürlükleri ilaçladık ama sayıları çok fazla ve hızlı ürüyorlar yok etmek imkansız.” Sayılarının git gide arttığına dikkati çeken Kuş, “Aşırı derecede üreme yaptıklarını söylediler. Biyolojik düşmanlarıyla yok edeceklerini söylediler ama sayıları çok fazla nasıl olacak bilmiyoruz. Sebzelere de zarar veriyorlar. Meyvelerin suyunu emiyorlar çok değişikler ve gerçekten kabus gibiler” dedi. “Böcek hapisleri”ni duyduklarını ve bu konuda destek beklediklerini dile getiren Kuş, “Acil önlem ve çözüm bekliyoruz. Bahçelerimizi, ağaçlarımızı ve ürünlerimizi bu zararlıya kaptırmak istemiyoruz. İlaçlıyoruz ama çok zaman geçmeden yine ağaçları sarıyorlar” diye konuştu. KAHVERENGİ KOKARCATarım ve Orman Bakanlığının bilgilendirmesine göre, kahverengi kokarca (Halyomorpha halys), tarımsal üretimde önemli ölçüde kayıplara neden olan tahripkar, istilacı ve polifag bir zararlı olarak biliniyor. Türkiye”de varlığı ilk defa 2017 yılında tespit edilen kahverengi kokarcanın yayılışı bitkisel materyallerle, ulaşım araçlarıyla, erginlerin uçuşuyla ve zararlının bulunduğu ülkelerle yapılan ticari faaliyetlerle gerçekleşiyor. Kahverengi kokarca, insan sağlığı açısından bir tehlike oluşturmamakla beraber yaz mevsimi sonunda kışlamak için özellikle ev, depo gibi korunaklı alanları tercih ettiği için fiziki rahatsızlık oluşturuyor. Birçok meyve ve sebze türüne zarar veren bu böceğin en önemli konukçuları arasında, başta fındık olmak üzere elma, armut, turunçgiller, şeftali, ceviz, trabzon hurması, mısır, fasulye, domates, biber, patlıcan yer alıyor. Bu ürünler ülke ekonomisi için stratejik öneme sahip bitkiler arasında yer alıyor. Meyve ve sebzelerde emgi yaparak birçok ürün için verim ve kalite kaybı riski oluşturuyor.
Source: Www.star.com.tr
Kabus günbegün yayılıyor! Çare bekleyen çiftçi: “Sayıları çok fazla ve hızlı ürüyorlar”
Bursa”nın Karacabey ilçesindeki Boğazköy, Bayramdere ve Kurşunlu mahallelerini istila eden kahverengi kokarca zararlısı günbegün yayılarak çiftçinin kabusu haline geldi.
Ülke genelinde havaların ısınmasıyla birlikte ortaya çıkan kahverengi kokarca zararlısı, meyve ağaçlarına zarar vermeye başladı.
Kendilerini iyi kamufle eden, bulundukları ortama uyum sağlayan böcekler, kiraz, erik ve dut gibi ürünlere büyük zarar verdiği öğrenildi.
“HIZLA ÜRÜYORLAR”
Boğazköy Mahallesi Muhtarı Şenol Kuş, Tarım ve Orman İlçe Müdürlüğü ile belediyeye başvurduklarını ancak somut bir önlem alınmadığını belirterek, şunları söyledi:
“Geçen yıldan bu yana görülüyor. Sonbaharda sayıları çok arttı. ilkbaharda mücadele edileceğini söylediler ama başlamadı. Böceklerle baş başa kaldık. Kiraz, erik ve dutlara zarar verdi. Ağaçlarda kiraz ve erik neredeyse hiç kalmadı. Önce zirai don sonra böcekler vurdu. Kendi çabamızla ilçe tarım müdürlüğünden aldığımız ilaçlarla bazı köylülerimiz ilaçladı ama fayda etmedi. Köyün bir kısmı yaptı. Odunluk ve kömürlükleri ilaçladık ama sayıları çok fazla ve hızlı ürüyorlar yok etmek imkansız.”
“GERÇEKTEN KABUS GİBİ”
Sayılarının günbegün arttığına dikkati çeken Muhtarı Şenol Kuş, “Aşırı derecede üreme yaptıklarını söylediler. Biyolojik düşmanlarıyla yok edeceklerini söylediler ama sayıları çok fazla nasıl olacak bilmiyoruz. Sebzelere de zarar veriyorlar. Meyvelerin suyunu emiyorlar çok değişikler ve gerçekten kabus gibiler.” dedi.
Böcek hapislerini duyduklarını ve bu konuda destek beklediklerini dile getiren Kuş, “Acil önlem ve çözüm bekliyoruz. Bahçelerimizi, ağaçlarımızı ve ürünlerimizi bu zararlıya kaptırmak istemiyoruz. İlaçlıyoruz ama çok zaman geçmeden yine ağaçları sarıyorlar.” diyerek, yetkililerden yardım istedi.
BAKANLIK ÇALIŞMALARA DEVAM EDİYOR
Tarım ve Orman Bakanlığının bilgilendirmesine göre, kahverengi kokarca (Halyomorpha halys), tarımsal üretimde önemli ölçüde kayıplara neden olan tahripkar, istilacı ve polifag bir zararlı olarak biliniyor.
Türkiye”de varlığı ilk defa 2017 yılında tespit edilen kahverengi kokarcanın yayılışı bitkisel materyallerle, ulaşım araçlarıyla, erginlerin uçuşuyla ve zararlının bulunduğu ülkelerle yapılan ticari faaliyetlerle gerçekleşiyor.
Kahverengi kokarca, insan sağlığı açısından bir tehlike oluşturmamakla beraber yaz mevsimi sonunda kışlamak için özellikle ev, depo gibi korunaklı alanları tercih ettiği için fiziki rahatsızlık oluşturuyor.
Birçok meyve ve sebze türüne zarar veren bu böceğin en önemli konukçuları arasında, başta fındık olmak üzere elma, armut, turunçgiller, şeftali, ceviz, trabzon hurması, mısır, fasulye, domates, biber, patlıcan yer alıyor.
Bu ürünler ülke ekonomisi için stratejik öneme sahip bitkiler arasında yer alıyor. Meyve ve sebzelerde emgi yaparak birçok ürün için verim ve kalite kaybı riski oluşturuyor.
Source: