Komisyonu rekor sürede 26 saat çalıştırdılar, muhalefetin, köylünün, çevrecinin itirazlarına karşın teklifi kabul ettiler: Zeytine kıydılar
AKP iktidara geldiğinden bu yana zeytinlikleri madenciliğe açmak için yasa, yönetmelik, mevzuat değişiklikleri gibi yaklaşık 10’a yakın girişimde bulundu. Bunlardan bazıları geri çekildi, bazıları da yargıdan döndü. Ancak AKP vazgeçmedi. Bu kez de Muğla Milas’ta bulunan Yeniköy ve Kemerköy ile Yatağan’da bulunan Yatağan termik santrallerinin faliyetine devam edebilmesi için koordinat da verilerek zeytinlikleri madenciliğe açmak amacıyla “adrese teslim” düzenlemeyi Meclis’e getirdi. ŞİRKETLER İÇİN Gerekçe olarak da özelleştirilen santrallerin kapanmaması, faliyetlerine devam edebilmesi gösterildi. İtirazlara karşın teklif önceki gün saat 10.00’da komisyonda görüşülmeye başlandı. Önceki gün sabah köylüler ve çevrecilerin komisyona alınmaması nedeniyle kavgalar yaşanmıştı. Yumruklaşmaya varan kavgalara, tepkilere karşın komisyon yaklaşık 26 saat çalıştırıldı. Gece boyunca komisyon görüşmelerine devam etti. Sandalyelerde uyuklayanlar oldu. Muhalefet partileri, teklifin anayasaya aykırı olduğuna dikkat çekerek tüm maddelerde çok sayıda önerge verdi. Ancak hepsi reddedildi. ‘BÜYÜK HEDEFLERİMİZ VAR’ Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Nevzat Şatıroğlu, “Biz hem daha çok GES ve RES yapalım diyoruz hem de bu süreci kısaltmak için bir amaç edindik kendimize bakanlık olarak; büyük hedeflerimiz var” dedi. CHP Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez, “Ama çevre amaçlı değil bu hedefler” karşılığını verdi. ‘SOL GÖRÜŞLÜDÜR’ AKP Eskişehir Milletvekili İdris Nebi Hatipoğlu, önceki gün komisyona köylülerin, çevrecilerin giremediği eleştirilerine yanıt verirken, “Şimdi, TEMA Yönetim Kurulu Başkanı (Deniz Ataç) prosedüre uydu, nezaketle rica etti, geldi buraya oturdu; kimse bir şey demiyor kendisine değil mi ‘niye oturdunuz?’ diye? Kendisi de bizim Eskişehir ilçe belediye başkanımızın da kardeşidir, hatta sol görüşlüdür; niye aldık o zaman biz almıyoruz da, TEMA Vakfı Başkanını niye aldık ?” dedi. CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Ataç’ın, TEMA Vakfı Başkanı kimliğiyle Meclis’te olduğunu söyledi. Komisyon Başkanı Mustafa Varank, “Solcu da olabilir, yani bizim açımızdan bir sıkıntı yok” diye konuştu. SENDİKADAN TEKLİFE DESTEK Santrallerde örgütlü bulunan Tes-İş Sendikası’nın Genel Başkanı İrfan Kabaloğlu, teklife destek verdi. Kabaloğlu, 400’e yakın kamyonun her gün Soma’dan Yatağan’a kömür getirdiğini söyledi. ‘DENETİMSİZ HALE GETİRİLİYOR’ Türkiye Barolar Birliği Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu üyesi Yakup Şekip Okumuşoğlu, ÇED’lerin derinleştirilmesi gerekirken, daha da detaylandırılması gerekirken ne yazık ki bu düzenlemeyle daha da “gevşetildiğini”, denetimsiz hale getirildiğini vurguladı. ‘ZEYTİN TAŞINAMAZ’ Ege Bölgesi Sanayi Odası Katip üyesi Nejat Özduran, şunları söyledi: “Arkadaşlarımız diyorlar ki: ‘Zeytin ağacı taşınır mı, taşınmaz mı, ürün verir mi, vermez mi ?’ Bu işin içinde birisi olarak ben zeytini taşıdım ‘verim aldın mı ?’diyorsanız almadım, yıllarca bekledim alamadım çünkü zeytine ne kadar bakarsanız bakın verim veremiyor çünkü onun damarlarını kesmişsiniz, kollarını kesmişsiniz ama ‘yaşıyor bu adam’ diyorsunuz. Bu adamı İzmir’den almışsınız, İstanbul’a götürmüşsünüz, İstanbul’da yaşıyor, doğru yaşıyor ama eli tutmuyor, ayağı tutmuyor. Onun için diyorum ki: Zeytin taşınamaz, zeytin olduğu yerde kıymetlidir. Zeytinimize kıymayalım diyorum. Zeytinyağımızı da çok iyi değerlendirelim.” ‘DOĞA NASIL TAŞINABİLİR ?’ Doğal Hayatı Koruma Vakfı Genel Müdürü Ömür Kula, zeytinin taşınamayacağına işaret ederek, “Ya, arkadaşlar, doğa nasıl taşınabilir ya ? Ekosistemi nasıl taşıyorsunuz bir yerden bir yere ? Saksı mı bu ? Deli miyiz ? Bu bir excel tablosu mu ?” diyerek tepkisini dile getirdi. Kula, düzenlemenin anayasaya aykırı olduğunu da vurguladı. ‘ANLAŞILIR DEĞİL’ Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Kurucu Üyesi Murat Narin, birçok kez hayır denilen bir düzenlemenin yeniden getirilmesinin “anlaşılır ve kabul edilebilir birşey olmadığını” vurguladı. Narin, “ Zeytin ağacını sökmekle, zeytinciyi yerinden oynatmakla, sürgün etmekle bu ülke kalkınmaz” diye konuştu. ‘40 KÖY GİDECEK’ Milas Ekizköy Mahallesi Muhtarı Necla Işık, eleştirilerini şöyle dile getirdi: “Burada 40 köy gidecek ya sadece Ekizköy’de 40 bin zeytin ağacımız var, geri kalan köyleri saymıyorum bile. Bu 40 köyün geçimliği ne olacak, bizim emeğimiz ne olacak, bizim toprağımız ne olacak ? Her şeyimiz gidecek. Üzerimizde bir talan var, talan kurulmaya çalışılıyor. Bizim her şeyimize çökülmeye çalışılıyor ve bize sorulmuyor. Bizim sesimiz niçin altı yıldır duyulmuyor ? Ben bunu sormak istiyorum. 40 köy ve 40 köy zeytinle besleniyor.” ‘BİR ZEYTİN AĞACI DİKTİLER Mİ ?’ Işık, “bu torba teklifi sunan vekiller, bir tane zeytin ağacı dikmiş midir ? Bir tane ağaç kaç yılda meydana geliyordur biliyor mu ?” diye sordu. Soru yanıtsız kaldı. ŞİRKET DEĞİL, TKİ DİKTİ İklim Adaleti Koalisyonu’ndan Deniz Gümüşel, Enerji Bakanlığı’ndan yetkililerin rehabilitasyon çerçevesinde 10 bin tane zeytin ağacının şirket tarafından yetiştirildiğini söylediklerine işaret ederek, şöyle devam etti: “Doğru değildir efendim; bu ağaçların hepsi 2012 yılına kadar Türkiye Kömür İşletmeleri tarafından madenler işletilirken dikilmiş ağaçlardır ve o günden bugüne de hasadını şirket köylülere yaptırmaktadır. Evet, derler ki: 8 ton zeytinyağı elde ediliyor yılda ve biz bunu hiç kullanmıyoruz ama ne hikmetse ki ben ne zaman Meclis’te bir yasama sürecine müdahil olmak için gelsem Yeniköy ve Kemerköy Elektrik Üretim AŞ yetkililerini, CEO’sunu, genel müdürünü ellerinde zeytinyağı şişeleriyle Meclis koridorlarında dolaşırken görüyorum.” Görüşmelerde muhalefetin maddelerin tekliften çıkarılmasına yönelik verdiği bütün önergeler reddedildi. Komisyon Başkanı Mustafa Varank Zeytincilik Yasası’nın da değişmesi gerektiğini söyledi. Varank amacın buradaki santrallerin ihtiyacını karşılamak olduğunu belirtti. CHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz düzenlemenin geri çekilmesini istedi. CHP Muğla Milletvekili Cumhur Uzun da düzenlemenin “kişiye özel bir düzenleme” olduğunu vurguladı. 26 SAATLE REKOR Teklifin zeytinliklerle ilgili tartışmalı 11. maddesi tam 24. saatte muhalefetin tüm itirazlarına karşın kabul edildi. Yaklaşık 26 saatte de teklifin tamamı komisyondan geçti. Toplantı, 28. Dönem 3. Yasama Yılı’nın en uzun süreli komisyon toplantısı olarak kayıtlara girdi. Bu arada Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy santrallerini işleten şirket temsilcileri de, Meclis koridorlarında teklifin komisyondan geçmesini bekledi. Teklifin gelecek hafta TBMM Genel Kurulu’na gelmesi bekleniyor.
Source: Mustafa Çakır
Umay Nine Ağacı
Yine geldik, toprağın sesini duymayanların, bu ülkeyi tanımayanların çıkardığı bir yasaya. Sanayi komisyonunda kabul edilen düzenlemeyle artık zeytinlik alanlara maden ruhsatı verilebilecek. Birkaç teknik cümleyle özetlenen bu yasa, aslında bir yaşam biçiminin, bir kültürün ve bir doğa parçasının üstünü kazma kürekle örtmek demek. AKP iktidarında zeytin ağaçlarının nasıl köklendiğine birçok kez tanık olduk. Son 23 yılda 11. kez zeytinlik alanlarının imara, sanayiye, madenciliğe açılması isteniyor. 1939 yılında çıkarılan Zeytincilik Yasası, bu toprakların zeytinliklerini koruyordu. “Koruyordu” diyorum çünkü yargı kararlarına rağmen yeniden TBMM gündemine gelen ve komisyonda kabul edilen bu kanun teklifiyle artık koruma değil, büyük bir doğa kıyımı yaşanacak. Bakın tasarı kanunlaşırsa; • ÇED süreçleri hızlandırılacak, • ÇED sürecinde diğer izinlerin önceden alınması sağlanacak, • Sadece zeytinlikler değil çevre koruma bölgeleri, milli parklar, sulak alanlar, yaban hayatı sahaları, hatta kültür ve sit alanları bile bu düzenlemenin kapsama alanına girecek. Enerji projeleri MAPEG’in (Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü) yetki alanına verilecek. Bu alanlarda maden faaliyeti yürütmek isteyen şirket, ilgili kurumlardan görüş isteyecek. Daha beteri eğer o kurum 4 ay içinde cevap vermezse “olumlu görüş” vermiş sayılacak! Bak, bak yasaya bak… Maden için zeytin ağaçları ya taşınacak ya da kesilecek. Stratejik ve kritik madenler için acele kamulaştırma yapılabilecek. Bu kamulaştırmalar, “tapu” sayılacak. Ayrıca yasa tasarısıyla birlikte, bugüne kadar kaçak faaliyet gösteren madenler affedilerek yasal hale getirilecek. Ama mesele yalnızca ağaç değil. Zeytin ağacı, bu topraklarda sadece meyve veren bir bitki değildir. O, iki bin yıllık tanıktır. Savaşlara, kıtlıklara, barışlara, aşklara… Tanrıların ağacı olarak mitolojilerde anılır, köylünün duasında yeri vardır. O yüzden “Zeytinlikleri taşırız, yerine yenisini dikeriz” demek, yalnızca cehaletle değil, aynı zamanda büyük bir hoyratlıkla eş anlamlıdır. Sormak gerek: Taşınan bir zeytin ağacı ne kadar hayatta kalır? Kalsa bile aynı verimi verir mi? Verse bile aynı coğrafi karakteri, aynı toprağın kokusunu, aynı güneşi, aynı rüzgârı nereden bulacak? Sadece bir örnekle anlatayım: 1 ton kömür 400 dolar, kömür ocağının işletme ömrü 40-50 yıl bilemedin 100 yıl. 1 ton zeytinyağı ise 10 bin dolar, zeytin ağacı 3 bin yıl yaşıyor. Biz ise altın çıkaran ağaçları yok etmek için yasa yapıyoruz. Bakın bu yasayla birlikte sadece çok değerli ağaçları değil, o ağaçların gölgesinde büyüyen insanlar da göç etmek zorunda kalacak. Milas, Yatağan, Akbelen… Buralar artık yalnızca birer maden sahası olarak görülüyor. Oysa orada köylünün mezarı var, anısı var, hayatı var. Madenin geçici kârı uğruna, geri dönüşü olmayan bir kaybı meşrulaştırıyoruz. Bütün bunlar paradan daha mı değerli? Hükümetin düzenlemesi, “kamu yararı” kisvesi altında sermayeye hizmet ediyor. Zeytinlikleri koruyan yasa maddesi, yıllardır çevreci mücadelenin en güçlü kalkanıydı. Şimdi o kalkan delinmek üzere. Son 25 yıldır sömürgeci zihniyet koşar adım kültürümüze, topraklarımıza saldırıyor. Zeytinin bu topraklar için neden değerli olduğuna sadece bir örnek vereyim. İzmir Teos’taki antik zeytin ağacı… Umay Nine Ağacı. Neden “Umay Nine” bilir misiniz? Türk mitolojisinde Umay Ana doğurganlığın, koruyuculuğun, bereketin, güzel bir geleceğin simgesidir. Umay Nine Ağacı inanılır gibi değil ama hâlâ yaşıyor. İki bin yaşında. Antik kentin içinde, eğer yolunuz düşerse mutlaka uğrayın. Sadece o değil, çevredeki diğer zeytinlikler de en az onun kadar yaşlı. Düşünsenize, tohumu İyonya döneminde toprağa düşmüş. Antik Roma, Bizans, Selçuklular, Anadolu beylikleri, Osmanlı ve Cumhuriyet görmüş. Kaç toplum bir ağacın gölgesinde serinlemiş. Zeytinini yemiş. Her şeyi paraya endeksleyemeyiz. İnsanoğlu doğasına yabancılaşmamalı. Rüzgârın, suyun, taşın toprağın, ağacın ruhumuzdan apayrı şeyler olduğunu unutamayız. Bu toprakların, sadece Türklerin değil, burada yaşamış tüm kavimlerin en büyük geleneğiydi yaşadığı yer ile bağ kurmak. O yüzden en büyük şairler, filozoflar, mitolojik kahramanlar, mücadeleler, aşklar bu topraklardan çıktı. O yüzden dünyanın kaderi bu topraklardan çıkan insanlar tarafından çizildi. Bu yüzden sorumluluk hepimize düşüyor. Meclis’ten geçmeden önce, basit bir kanun değişikliği olmayan, kültürümüze saldıran bu yasaya karşı sesimizi yükseltmeliyiz. Çünkü bir ülkenin geleceği sadece ekonomide değil, toprakla kurduğu ilişkide gizlidir. Ve unutmayalım: Zeytini kökünden söken bir zihniyetin, bu toprağa da bu halka da vereceği hiçbir şey yoktur.
Source: Murat Ağırel
Küresel ısınmada tehlike çanları
10 yılda insan kaynaklı ısınma oranı neredeyse 0.27 santigrat dereceye yükseldi. Yeni yayımlanan bir rapora göre, insanlık 2028″in başlarına kadar o kadar fazla karbondioksit salmış olacak ki, sıcaklık sınırının aşılması büyük olasılıkla gerçekleşecek. Bilim insanları, o zamana kadar atmosferin, dünyanın sanayi öncesi döneme göre 1.5 santigrat derece ısınacağını hesapladı.
Source: Sabah
Erzincan Valiliği yeni kararı açıkladı! 15 Eylül’e kadar girişler yasaklanacak
Erzincan Orman İşletme Müdürlüğü’ne bağlı Orman İşletme Şefliklerinde çıkması olası orman yangınlarının önlenmesi, çıkan yangınların en kısa sürede, en az zararla söndürülmesine yönelik çalışmalar ile kurumlar itibarıyla yapılması gerekli hususları belirlemek amacıyla toplanan Erzincan Valiliği 2025 Yılı Orman Yangınları İle Mücadele Komisyonu, aldığı kararla Erzincan’da ormanlara girişin 15 Temmuz-15 Eylül tarihleri arasında yasaklanmasını kararlaştırdı.Yapılan duyuruda, Erzincan’da orman yangınlarının önlenmesi amacıyla alınan kararlar açıklandı.Komisyon tarafından alınan kararlara göre; Daha önce alınan 2025/1 nolu Erzincan İli Orman Yangınları ile Mücadele Komisyon kararlarının uygulanmasına devam edilmesi, Erzincan ili sınırları dahilinde, Erzincan Orman İşletme Müdürlüğü’ne bağlı Mecidiye Orman Parkı, Atatürk Orman Parkı ile, Refahiye Orman İşletme Müdürlüğü’ne bağlı Uçören Orman Parkı ve Dumanlı Tabiat Parkı dışındaki ormanlık alanlara 15.07.2025 tarihinden 15.09.2025 tarihine kadar görevli personel haricinde girişlerin yasaklanmasına, Erzincan ili ve ilçelerinde bulunan ve girişlere izin verilen mesire yerlerine akşam saat 19.00’dan sabah saat 08.00’e kadar girişlerin yasaklanmasına, izin verilen mesire alanlarında yer ateşi yakılmaması, belirlenen ocak yeri veya mangal üzerinde ateş yakılmasına izin verilmesine, kamping işletmeleri haricinde ormanlık alanlarda kamp yapılmasına ve çadır kurulmasına izin verilmemesine, ormanlık alanlara yakın olan yerlerde düğün ve benzeri organizasyonlarda orman yangınına neden olabilecek havai fişek, dilek balonu gibi yanıcı madde kullanımına izin verilmemesine, başta ormanlık alanların civarındaki yerler olmak üzere, avcı ve çobanların ateş yakmasına ve anız yakılmasına kesinlikle müsaade edilmemesi, anız yakanlar hakkında yasal işlem yapılacağı konusunda vatandaşların muhtarlıklar vasıtasıyla bilgilendirilmesine, mangal/semaver/ateş yakılmasına müsaade edilen piknik ve mesire alanlarına girişte gereken kuyarlılığının artırılması, orman alanlarında drone, KGYS vb vasıtalarla yapılan izleme ve gözlem faurallara ilişkin bilgilendirici mahiyetteki el ilanı veya broşür dağıtımı, kamu kurum ve kuruluşlarına ait bilboardlarda kullanılacak görseller, anonslar vb. araçlarla vatandaşlarımızın konuya ilişkin daliyetlerinin artırılması, Genel Kolluk Kuvvetleri ile orman muhafaza memurları başta olmak üzere zabıta, özel güvenlik gibi görevlilerce düzenli şekilde yürütülecek devriyeler ile yukarıda belirtilen hususların kontrol edilmesi ve gerekli uyarıların vatandaşlarımıza yapılması, halkı uyarmak ve bilinçlendirmek üzere mahalle ve köy cami imamlarımızca konuşmalar ve sohbetler yapılması, cami hoparlörlerinden ilanlar yapılarak ateş yakılmaması konusunda halkın uyarılması için İl Müftülüğünce tedbirlerin alınması, enerji nakil hatlarından çıkabilecek orman yangınlarına karşı Aras Elek.Dağ.A.Ş. Erzincan İl Koordinatörlüğü ve Erzincan Orman İşletme Müdürlüğü ile birlikte koordineli bir şekilde her türlü tedbirlerin alınması. Yangın söndürmede kullanılabilecek (İl Özel İdaresi, Belediye, Karayolları, Devlet Su İşleri, Orman İşletme Müdürlüğü, Askeri Birlikler ve Kolluk Kuvvetleri vb.) kurumların araç gereç ve ekipmanlarından azami ölçüde faydalanılması, araç ve ekipmanın düzenli olarak kontrol edilmesi ve varsa eksikliklerin giderilmesi. Alınan bu kararların Valilik ve Kaymakamlıklarca mutat vasıtalarla en geniş şekilde vatandaşlara duyurulmasının sağlanmasına karar verildi.
Source: Gazetevatan.com
İstanbul'da ormanlık alanlara giriş yasaklandı
İstanbul Valiliği, kent genelinde ormanlık alanlara girişlerin, mangal, tüp kullanımı ve nargile gibi sebeplerle ateş yakmanın 23 Haziran-15 Ekim tarihlerinde yasaklandığını duyurdu.Valilikten yapılan açıklamada, yaz mevsimiyle ormanlık alanlarda insan ve araç hareketliliğinde artış görüldüğü, bu durumun kasten ya da hatalı davranışlar nedeniyle orman yangını riskini artırdığı bildirildi. “ORMANLIK ALANLARA GİRİŞLER YASAKLANDI” İstanbul Valiliği olarak bu risklerin önüne geçebilmek için bir dizi tedbirin uygulanmasına kararı verildiği belirtilen açıklamada, “İstanbul genelinde ormanlık alanlara girişler, mangal, tüp kullanımı, nargile vb. sebeplerle ateş yakmak 23 Haziran 2025 ile 15 Ekim 2025 tarihleri arasında, 6831 sayılı Orman Kanunu”nun 74. maddesi ve 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu”nun 9. ve 66. maddeleri uyarınca yasaklanmıştır ancak İstanbullu hemşehrilerimizin belirtilen piknik-mesire alanları, tabiat parkları, korular, parklar ve eko turizm alanlarında mangal-piknik yapmak, spor, yürüyüş vb. faaliyetlerde bulunmalarında herhangi bir kısıtlama söz konusu değildir.” ifadeleri kullanıldı. “ANIZ, ZEYTİNLİK, TARLA TEMİZLİĞİ GİBİ NEDENLERLE ATEŞ YAKMAK YASAK” Açıklamada, Orman Kanunu”nun 31. ve 32. maddesi kapsamındaki köyler ve mahalleler başta olmak üzere orman içi, orman bitişiği ile ormanla ilişiği bulunmayan köyler ve mahallelerde anız, bağ- bahçe, zeytinlik ve tarla temizliği gibi nedenlerle ağaç, dal ve her türlü bitki örtüsünün yakılmasının yasaklandığı, orman alanı civarındaki tesisler ile sanayi kuruluşlarının orman alanlarını etkileyebilecek her türlü faaliyet nedeniyle oluşabilecek yangın riskine karşı önleyici bütün tedbirleri eksiksiz almakla yükümlü olduğu vurgulandı. “ÇÖP TOPLAMA ALANLARI ÇEVRESİNDE KORUMA BANDI OLUŞTURULACAK” Enerji nakil hatlarının yapım ve bakımı ile ilgili kuruluşların enerji hatlarının özellikle ormanlık alanlardan geçen bölümlerinde gerekli bakımları gerçekleştireceklerinin, yangın riskine karşı her türlü tedbiri alıp gerektiğinde enerji kesintisi uygulayacaklarının altı çizilen açıklamada, şunlar kaydedildi: “Tüm belediyelerimiz, orman içi, orman kenarı ve bitişiğinde bulunan çöp toplama alanları çevresinde koruma bandı oluşturacak ve yangın riskine karşı gerekli iş makinelerini (dozer, loder, kepçe) hazır bulunduracaklardır. Sokak hayvanlarını beslemek amacıyla yasaklı alanlara girmek isteyen vatandaşlarımız, kimliklerini, hangi mevkide ne zaman besleme yapacaklarını ilgili ilçe güvenlik birimleri ile orman işletme şefliklerine bildirmek ve izin almak kaydıyla ormanda yaşayan sokak hayvanlarını besleyebileceklerdir. Bu kişiler, yasaklı alanda piknik yapma ve ateş yakma yasaklarından muaf değildirler. Kaymakamlıklarımız ve Orman Bölge Müdürlüğü koordinasyonunda genel kolluk ve orman kolluğundan oluşturulan denetim ekipleri, etkin bir şekilde gözetim ve denetim yapacaklardır. Gerekli hallerde kaymakamlıklarımızın emriyle tüm kamu ve özel sektör imkanları kullanılarak olası yangınlara etkili müdahale edilmesi sağlanacaktır.Yukarıda belirtilen karar ve önlemlere aykırı hareket edenler hakkında 6831 sayılı Orman Kanunu, Türk Ceza Kanunu ve Kabahatler Kanunu uyarınca idari ve adli işlem yapılacaktır.”
Source: Haberler
2 bin 250 rakımdaki eşsiz manzara: Bir yanı yeşil, bir yanı mavi!
Bitlis’in Tatvan ilçesindeki Nemrut Kalderası, mavi ve yeşil renkteki göllerinin yanı sıra eşsiz manzarasıyla doğaseverlerin ve fotoğraf sanatçılarının rotasında yer alıyor.
MAVİ VE YEŞİLİN MUHTEŞEM UYUMU
Eşsiz doğasıyla yılın her döneminde farklı bir güzelliğe bürünen Nemrut Kalderası, volkanik yapının etkisiyle oluşan “mavi” göl ile termal özellikler gösteren, rengini çevresindeki yosun ve minerallerden alan “yeşil” göl ile dikkati çekiyor.
FARKLI TÜRLER BİR ARADA
Buz mağarası ve buhar bacası bulunan, birbirinden farklı kuş türlerini, bozayıları, endemik bitki türlerini de bünyesinde barındıran kaldera, her yıl yerli ve yabancı çok sayıda ziyaretçiyi ağırlıyor.
DOĞA İLE İÇ İÇE
Avrupalı Seçkin Destinasyonlar Projesi (EDEN) kapsamında “Mükemmeliyet Ödülü” alan kalderaya gelenler, şehrin stresinden uzaklaşarak 2 bin 250 rakımdaki krater göllerinin eşsiz manzarasını görüntülüyor, doğayla iç içe zaman geçiriyor.
“MÜKEMMEL BİR MANZARASI VAR”
Ailesiyle Nemrut Kalderası’na gelen Özcan Bahşi, AA muhabirine, Batman’daki arkadaşlarının sürekli bölgenin güzelliğinden söz ettiğini söyledi.
Onların yönlendirmesiyle 3 yıl önce Nemrut Kalderası’na geldiğini anlatan Bahşi, “Burası aklımda kalmıştı. Bir daha gelmek istedim. Çok güzel ve etkileyici görünüyor. Bu kez ailemi de getirdim. Hem gezdik hem de piknik yaptık. Mükemmel bir manzarası var. Bir tarafta Van Gölü’nü bir taraftan da kalderadaki gölleri görüyoruz.” dedi.
Source: Nergis Demir
İstanbul’da ormanlık alanlara giriş ve ateş yakmak 15 Ekim’e kadar yasaklandı
Valilikten yapılan açıklamada, yaz mevsimiyle ormanlık alanlarda insan ve araç hareketliliğinde artış görüldüğü, bu durumun kasten ya da hatalı davranışlar nedeniyle orman yangını riskini artırdığı bildirildi.
İstanbul Valiliği olarak bu risklerin önüne geçebilmek için bir dizi tedbirin uygulanmasına kararı verildiği belirtilen açıklamada, “İstanbul genelinde ormanlık alanlara girişler, mangal, tüp kullanımı, nargile vb. sebeplerle ateş yakmak 23 Haziran 2025 ile 15 Ekim 2025 tarihleri arasında, 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 74. maddesi ve 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 9. ve 66. maddeleri uyarınca yasaklanmıştır ancak İstanbullu hemşehrilerimizin belirtilen piknik-mesire alanları, tabiat parkları, korular, parklar ve eko turizm alanlarında mangal-piknik yapmak, spor, yürüyüş vb. faaliyetlerde bulunmalarında herhangi bir kısıtlama söz konusu değildir.” ifadeleri kullanıldı.
“Tüm belediyelerimiz, çöp toplama alanları çevresinde koruma bandı oluşturacak”
Açıklamada, Orman Kanunu”nun 31. ve 32. maddesi kapsamındaki köyler ve mahalleler başta olmak üzere orman içi, orman bitişiği ile ormanla ilişiği bulunmayan köyler ve mahallelerde anız, bağ- bahçe, zeytinlik ve tarla temizliği gibi nedenlerle ağaç, dal ve her türlü bitki örtüsünün yakılmasının yasaklandığı, orman alanı civarındaki tesisler ile sanayi kuruluşlarının orman alanlarını etkileyebilecek her türlü faaliyet nedeniyle oluşabilecek yangın riskine karşı önleyici bütün tedbirleri eksiksiz almakla yükümlü olduğu vurgulandı.
Enerji nakil hatlarının yapım ve bakımı ile ilgili kuruluşların enerji hatlarının özellikle ormanlık alanlardan geçen bölümlerinde gerekli bakımları gerçekleştireceklerinin, yangın riskine karşı her türlü tedbiri alıp gerektiğinde enerji kesintisi uygulayacaklarının altı çizilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Tüm belediyelerimiz, orman içi, orman kenarı ve bitişiğinde bulunan çöp toplama alanları çevresinde koruma bandı oluşturacak ve yangın riskine karşı gerekli iş makinelerini (dozer, loder, kepçe) hazır bulunduracaklardır. Sokak hayvanlarını beslemek amacıyla yasaklı alanlara girmek isteyen vatandaşlarımız, kimliklerini, hangi mevkide ne zaman besleme yapacaklarını ilgili ilçe güvenlik birimleri ile orman işletme şefliklerine bildirmek ve izin almak kaydıyla ormanda yaşayan sokak hayvanlarını besleyebileceklerdir. Bu kişiler, yasaklı alanda piknik yapma ve ateş yakma yasaklarından muaf değildirler. Kaymakamlıklarımız ve Orman Bölge Müdürlüğü koordinasyonunda genel kolluk ve orman kolluğundan oluşturulan denetim ekipleri, etkin bir şekilde gözetim ve denetim yapacaklardır. Gerekli hallerde kaymakamlıklarımızın emriyle tüm kamu ve özel sektör imkanları kullanılarak olası yangınlara etkili müdahale edilmesi sağlanacaktır.
Yukarıda belirtilen karar ve önlemlere aykırı hareket edenler hakkında 6831 sayılı Orman Kanunu, Türk Ceza Kanunu ve Kabahatler Kanunu uyarınca idari ve adli işlem yapılacaktır.”
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
Denizde tespit edildi, girmek yasaklandı! “Kimin yaptığını bulacağız”
Bartın “ın İnkumu sahilinde, denizde beklenmedik bir olay yaşanması üzerine ekipler harekete geçti. İnkumu sahilinde incelemede bulunan Bartın Valisi Nurtaç Arslan, çalışmaların son durumu hakkında bilgi aldı. Vali Arslan, ilk ihbarın ardından denizindeki vatandaşların tahliye edildiğini kaydetti. SEBEP OLANLAR BULUNACAK Kirliliğin türü ve kaynağı hakkında da çalışma başlatıldığını anlatan Vali Arslan, şu ifadeleri kullandı: Çevreye verilen bu zarar hepimizi derinden üzdü. İnkumu gibi Bartın”ımızın turizm yerlerinden birinde, tam turizm sezonunda böyle bir şeyin yaşanması bizi üzdü. İlk tespitlerimize göre denize bir yakıt bırakılması söz konusu. Özellikle de sahilin 500 metre yakınına kadar gelmiş durumda bu kirlilik. Kimin sebep olduğunu belirlemek için çalışmalara başladık. Tespit etmeye çalışıyoruz. Ama çok kolay olmadığını söylemek istiyorum. İdari tahkikatı ve gerekirse adli tahkikatı yapacağız. Tahkikatları hep birlikte yapacağız ama ilk etapta bu kirliliğin temizlenmesi önceliğimiz olacak. Kimin yaptığını bilmiyoruz. Tespit etmeye çalışıyoruz. Ama bu çokta kolay olmadığını söylemek isterim. İnşallah bir daha böyle bir şey yaşamayız. DENİZE GİRMEK YASAKLANDI Arslan, gazetecilerin mazot kaçakçılığı yönünde bir tespit olup olmadığı yönündeki soruya ise, “ilk tespitlerimize göre mazot. Görünümü, kokusu mazot olduğu yönünde. Kaçakçılık gibi bir durum gözükmüyor. Şu anda bu konuda tespit edilmesi zor. İlk etapta neden kaynaklandığını tespit etmeye yönelik çalışma yapıyoruz. İnkumu açıklarında şu anda 7 adet gemi var. Denizden numune alındı” diye konuştu. Bartın Valiliği resmi hesabı üzerinden yapılan açıklamada ise, “Yapılan ilk incelemede İnkumu Sahili”nde yaklaşık 3 km sahil şeridi ve kıyıdan denize doğru yaklaşık 500 metre mesafeli alanda kıyıya vuran yağ kirliliği tespit edilmiştir. Konuyla ilgili Valiliğimizce gerekli araştırma ve inceleme başlatılmıştır” ifadelerine yer verildi.
Source: Batıkan Altaş
TZOB Genel Başkanı Bayraktar açıkladı: Tarımda ürünlerinde verim kaybı büyüdü, çiftçilerin gelirleri etkilenecek
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, yaptığı yazılı açıklamada, doğal afetlerin 2025 yılında tarım sektörüne ciddi boyutlarda zarar verdiğini kaydetti.Bayraktar, arpa ve buğday gibi ürünlerde ciddi verim kayıpları yaşandığına dikkat çekerek, bu durumun çiftçilerin gelirlerine de yansıdığını belirtti.”Çiftçiler kuraklıkla da karşı karşıya kaldı”TZOB Başkanı Bayraktar, şubat ayında Mersin, Adana ve Hatay’da, Mart ayında Manisa başta olmak üzere tüm Ege Bölgesi’ni etkileyen zirai don hadiseleri tarımsal üretime zarar verdiğini ardından bir de kuraklıkla karşılaşıldığını şöyle anlattı:”Ardından mayıs ayında birçok ilimizde meydana gelen dolu yağışı ve nisan ayında 65 ilimizi etkileyen ülke çapında zirai don olayıyla karşı karşıya kalınmıştır.Tüm bunların üstüne, hasadın başlamasıyla çiftçilerimiz bir de kuraklık afetinin sonuçlarıyla yüzleşmişlerdir. Ülkemizde kış yağışları mevsim normallerinin yüzde 32, geçen yılki kış yağışlarının ise yüzde 27 altında meydana gelmiştir.Yağış azlığının yanı sıra kış aylarında sıcaklıklar da mevsim normallerinin üzerinde gerçekleşmiştir. 2025 yılı ocak ayı son 55 yılın en sıcak 3. ocak ayı olmuştur. Kış aylarının kurak ve sıcak geçmesi sebebiyle ilkbahar yağışlarının kritik hale geldiğini, Güneydoğu Anadolu başta olmak üzere ülkenin birçok bölgesinde kuraklık yaşanabileceğini daha önceki değerlendirmemde ifade etmiştim. Ne yazık ki ilkbahar yağışları da istenilen seviyede gerçekleşmemiş ve tahıllarda verim kayıpları meydana gelmiştir.””Buğdayda verim kayıpları olacak”Bayraktar, Türkiye arpa üretiminin yüzde 11’inin karşılandığı Konya’da arpa hasadının başladığını ve normalde dekara en az 250-300 kg olması gereken verimin dekara 50 ila 150 kg arasında değiştiğinin görüldüğünü de belirtti:”Konya’da da çiftçiler maliyetini kurtarmayacağı için tarlasına biçerdöver sokmamakta, bazı çiftçiler ise tarlalarında hayvanlarını otlatmaktadır. Konya’da hasadı haziran ayının sonunda başlayacak olan buğdayda da verim kayıpları olacağı aşikârdır.Yalnızca Konya özelinde değil, İç Anadolu’nun genelinde tarımsal kuraklık söz konusudur. Çankırı, Aksaray, Karaman, Kırıkkale ve Kırşehir illerinde normalde dekara 300-350 kilogram olan arpa verimi 50-150 kilogramlara kadar düşmüştür. Buğday veriminde de aynı oranda düşüş görülmektedir.””Verim kayıpları çiftçilerin gelirlerine yansıyor”Sulu tarım alanlarında da verim kayıpları yaşanacağına dikkat çeken TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, verim kayıplarının endişe verici boyutlarda olduğunu kaydetti:”Kuru tarım alanlarında kuraklık nedeniyle yaşanan bu verim düşüklüğünün yanı sıra sulu tarım alanlarında da verim kayıpları olacaktır. Sulu tarım yapan çiftçiler sezonda 2-3 sulama yapıp gerisini yağmur takviyesine bırakmaktadırlar. Bu sezon yağmur takviyesinin gelmemesi az da olsa sulu alanlardaki verimi de etkileyecektir.İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri Türkiye buğday üretiminin yüzde 55’ini, arpa üretiminin ise yüzde 61’ini karşılamaktadır. Böylesine önemli üretim bölgelerinde yaşanan verim kayıpları endişe vericidir.Yalnızca bu bölgelerde değil ülkemizin birçok bölgesinde çiftçilerimiz tarımsal kuraklıkla karşı karşıya kalmışlardır. Kuraklık neticesinde verim düşmekte, bu da çiftçilerimizin gelirlerine yansımaktadır.”
Source: Dünya Gazetesi
İstanbul Valiliği açıkladı: Yaz aylarında bunlar artık yasak
İstanbul Valiliği, kent genelinde ormanlık alanlara girişlerin, mangal, tüp kullanımı ve nargile gibi sebeplerle ateş yakmanın 23 Haziran-15 Ekim tarihlerinde yasaklandığını duyurdu.
Valilikten yapılan açıklamada, yaz mevsimiyle ormanlık alanlarda insan ve araç hareketliliğinde artış görüldüğü, bu durumun kasten ya da hatalı davranışlar nedeniyle orman yangını riskini artırdığı bildirildi.
İstanbul Valiliği olarak bu risklerin önüne geçebilmek için bir dizi tedbirin uygulanmasına kararı verildiği belirtilen açıklamada, “İstanbul genelinde ormanlık alanlara girişler, mangal, tüp kullanımı, nargile vb. sebeplerle ateş yakmak 23 Haziran 2025 ile 15 Ekim 2025 tarihleri arasında, 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 74. maddesi ve 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 9. ve 66. maddeleri uyarınca yasaklanmıştır ancak İstanbullu hemşehrilerimizin belirtilen piknik-mesire alanları, tabiat parkları, korular, parklar ve eko turizm alanlarında mangal-piknik yapmak, spor, yürüyüş vb. faaliyetlerde bulunmalarında herhangi bir kısıtlama söz konusu değildir.” ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada, Orman Kanunu”nun 31. ve 32. maddesi kapsamındaki köyler ve mahalleler başta olmak üzere orman içi, orman bitişiği ile ormanla ilişiği bulunmayan köyler ve mahallelerde anız, bağ- bahçe, zeytinlik ve tarla temizliği gibi nedenlerle ağaç, dal ve her türlü bitki örtüsünün yakılmasının yasaklandığı, orman alanı civarındaki tesisler ile sanayi kuruluşlarının orman alanlarını etkileyebilecek her türlü faaliyet nedeniyle oluşabilecek yangın riskine karşı önleyici bütün tedbirleri eksiksiz almakla yükümlü olduğu vurgulandı.
Enerji nakil hatlarının yapım ve bakımı ile ilgili kuruluşların enerji hatlarının özellikle ormanlık alanlardan geçen bölümlerinde gerekli bakımları gerçekleştireceklerinin, yangın riskine karşı her türlü tedbiri alıp gerektiğinde enerji kesintisi uygulayacaklarının altı çizilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Tüm belediyelerimiz, orman içi, orman kenarı ve bitişiğinde bulunan çöp toplama alanları çevresinde koruma bandı oluşturacak ve yangın riskine karşı gerekli iş makinelerini (dozer, loder, kepçe) hazır bulunduracaklardır. Sokak hayvanlarını beslemek amacıyla yasaklı alanlara girmek isteyen vatandaşlarımız, kimliklerini, hangi mevkide ne zaman besleme yapacaklarını ilgili ilçe güvenlik birimleri ile orman işletme şefliklerine bildirmek ve izin almak kaydıyla ormanda yaşayan sokak hayvanlarını besleyebileceklerdir. Bu kişiler, yasaklı alanda piknik yapma ve ateş yakma yasaklarından muaf değildirler. Kaymakamlıklarımız ve Orman Bölge Müdürlüğü koordinasyonunda genel kolluk ve orman kolluğundan oluşturulan denetim ekipleri, etkin bir şekilde gözetim ve denetim yapacaklardır. Gerekli hallerde kaymakamlıklarımızın emriyle tüm kamu ve özel sektör imkanları kullanılarak olası yangınlara etkili müdahale edilmesi sağlanacaktır.
Yukarıda belirtilen karar ve önlemlere aykırı hareket edenler hakkında 6831 sayılı Orman Kanunu, Türk Ceza Kanunu ve Kabahatler Kanunu uyarınca idari ve adli işlem yapılacaktır.”
Source:
İstanbul”da ormanlık alanlara girişler yasaklandı
Valilikten yapılan açıklamada, yaz mevsimiyle ormanlık alanlarda insan ve araç hareketliliğinde artış görüldüğü, bu durumun kasten ya da hatalı davranışlar nedeniyle orman yangını riskini artırdığı bildirildi. İstanbul Valiliği olarak bu risklerin önüne geçebilmek için bir dizi tedbirin uygulanmasına kararı verildiği belirtilen açıklamada, İstanbul genelinde ormanlık alanlara girişler, mangal, tüp kullanımı, nargile vb. sebeplerle ateş yakmak 23 Haziran 2025 ile 15 Ekim 2025 tarihleri arasında, 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 74. maddesi ve 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 9. ve 66. maddeleri uyarınca yasaklanmıştır ancak İstanbullu hemşehrilerimizin belirtilen piknik-mesire alanları, tabiat parkları, korular, parklar ve eko turizm alanlarında mangal-piknik yapmak, spor, yürüyüş vb. faaliyetlerde bulunmalarında herhangi bir kısıtlama söz konusu değildir ifadeleri kullanıldı. BELEDİYELER KORUMA BANDI OLUŞTURACAK Açıklamada, Orman Kanunu”nun 31. ve 32. maddesi kapsamındaki köyler ve mahalleler başta olmak üzere orman içi, orman bitişiği ile ormanla ilişiği bulunmayan köyler ve mahallelerde anız, bağ- bahçe, zeytinlik ve tarla temizliği gibi nedenlerle ağaç, dal ve her türlü bitki örtüsünün yakılmasının yasaklandığı, orman alanı civarındaki tesisler ile sanayi kuruluşlarının orman alanlarını etkileyebilecek her türlü faaliyet nedeniyle oluşabilecek yangın riskine karşı önleyici bütün tedbirleri eksiksiz almakla yükümlü olduğu vurgulandı. Enerji nakil hatlarının yapım ve bakımı ile ilgili kuruluşların enerji hatlarının özellikle ormanlık alanlardan geçen bölümlerinde gerekli bakımları gerçekleştireceklerinin, yangın riskine karşı her türlü tedbiri alıp gerektiğinde enerji kesintisi uygulayacaklarının altı çizilen açıklamada, şunlar kaydedildi: Tüm belediyelerimiz, orman içi, orman kenarı ve bitişiğinde bulunan çöp toplama alanları çevresinde koruma bandı oluşturacak ve yangın riskine karşı gerekli iş makinelerini (dozer, loder, kepçe) hazır bulunduracaklardır. Sokak hayvanlarını beslemek amacıyla yasaklı alanlara girmek isteyen vatandaşlarımız, kimliklerini, hangi mevkide ne zaman besleme yapacaklarını ilgili ilçe güvenlik birimleri ile orman işletme şefliklerine bildirmek ve izin almak kaydıyla ormanda yaşayan sokak hayvanlarını besleyebileceklerdir. Bu kişiler, yasaklı alanda piknik yapma ve ateş yakma yasaklarından muaf değildirler. Kaymakamlıklarımız ve Orman Bölge Müdürlüğü koordinasyonunda genel kolluk ve orman kolluğundan oluşturulan denetim ekipleri, etkin bir şekilde gözetim ve denetim yapacaklardır. Gerekli hallerde kaymakamlıklarımızın emriyle tüm kamu ve özel sektör imkanları kullanılarak olası yangınlara etkili müdahale edilmesi sağlanacaktır. Yukarıda belirtilen karar ve önlemlere aykırı hareket edenler hakkında 6831 sayılı Orman Kanunu, Türk Ceza Kanunu ve Kabahatler Kanunu uyarınca idari ve adli işlem yapılacaktır.
Source:
İstanbul Valiliği açıkladı: Ormana girişler 23 Haziran-15 Ekim tarihleri arasında yasaklandı!
İstanbul”da hava sıcaklıklarının artmasıyla birlikte orman yangınlarına karşı bir dizi önlem alındı. İstanbul Valiliği tarafından yapılan açıklamada, “Yaz mevsiminin etkisiyle özellikle ormanlık alanlarda insan ve araç hareketliliğinde artış gözlenmektedir. Bu durum, kasten ya da hatalı davranışlar nedeniyle meydana gelebilecek orman yangınları riskini artırmaktadır. İstanbul Valiliği olarak bu risklerin önüne geçebilmek için bir dizi tedbiri uygulama kararı almış bulunmaktayız. MANGAL YAKMAK YASAKLANDI Bu kapsamda, İstanbul genelinde ormanlık alanlara girişler, mangal, tüp kullanımı, nargile vb. sebeplerle ateş yakmak 23 Haziran-15 Ekim tarihleri arasında, 6831 sayılı Orman Kanunu”nun 74. maddesi ve 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu”nun 9. ve 66. Maddeleri uyarınca yasaklanmıştır. Ancak İstanbullu hemşerilerimizin aşağıda belirtilen piknik – mesire alanları, tabiat parkları, korular, parklar ve eko turizm alanlarında mangal – piknik yapmak, spor, yürüyüş vb. faaliyetlerde bulunmalarında herhangi bir kısıtlama söz konusu değildir” ifadelerine yer verildi. Orman Yasasının 31. ve 32. Maddesi kapsamında olan köyler/mahalleler başta olmak üzere orman içi, orman bitişiği ve ormanla ilişiği olmayan köyler/mahallelerde anız, bağ bahçe, zeytinlik ve tarla temizliği gibi nedenlerle ağaç, dal ve her türlü bitki örtüsünün yakılmasının yasak olduğunu belirten açıklamaya şöyle devam edildi: “Orman alanı civarındaki tesisler ile sanayi kuruluşları, orman alanlarını etkileyebilecek her türlü faaliyet nedeniyle oluşabilecek yangın riskine karşı önleyici bütün tedbirleri eksiksiz olarak almakla yükümlüdür. Enerji nakil hatlarının yapım ve bakımı ile ilgili kuruluşlar (BEDAŞ, AYEDAŞ ve TEİAŞ) enerji hatlarının özellikle ormanlık alanlardan geçen bölümlerinde gerekli bakımları gerçekleştirecek, yangın riskine karşı her türlü tedbiri alarak, gerektiğinde enerji kesintisi uygulayacaklardır. Tüm belediyelerimiz, orman içi, orman kenarı ve bitişiğinde bulunan çöp toplama alanları çevresinde koruma bandı oluşturacak ve yangın riskine karşı gerekli iş makinelerini (Dozer, Loder, Kepçe) hazır bulunduracaklardır. Sokak hayvanlarını beslemek amacıyla yasaklı alanlara girmek isteyen vatandaşlarımız, kimliklerini, hangi mevkide ne zaman besleme yapacaklarını ilgili ilçe güvenlik birimleri ile Orman İşletme Şefliklerine bildirmek ve izin almak kaydıyla ormanda yaşayan sokak hayvanlarını besleyebileceklerdir. Bu kişiler yasaklı alanda piknik yapma ve ateş yakma yasaklarından muaf değildirler. İlçe Kaymakamlıklarımız ve Orman Bölge Müdürlüğü koordinasyonunda genel kolluk ve orman kolluğundan oluşturulan denetim ekipleri etkin bir şekilde gözetim ve denetim yapacaklardır. Gerekli hallerde ilçe Kaymakamlıklarımızın emriyle tüm kamu ve özel sektör imkanları kullanılarak olası yangınlara etkili müdahale edilmesi sağlanacaktır. Yukarıda belirtilen karar ve önlemlere aykırı hareket edenler hakkında 6831 sayılı Orman Kanunu, Türk Ceza Kanunu ve Kabahatler Kanunu uyarınca idari ve adli işlem yapılacaktır.
Source:
iki ayı önce serinledi, sonra nehir kıyısında kavga etti
Olay, Artvin merkezde Çoruh Nehri yakınlarında meydana geldi. Görüntülerde iki boz ayının önce birlikte nehre girerek serinlediği, ardından kıyıya çıkar çıkmaz birbirine saldırdığı görülüyor. Kısa süren kavga sonrası ayıların bölgeden uzaklaştı.Vatandaşlar o anları cep telefonuyla kaydederken, sosyal medyada paylaşılan görüntüler kısa sürede ilgi gördü. Ayıların önce sakin, sonra agresif davranışlar sergilemesi dikkat çekti.
Source: Mehmet Küçükkahveci
Hasat bu kez lüks gökdelenlerin ortasında başladı: “Sadece çiftçilik değil, bir mücadele”
Yaklaşık 5 dönümlük buğday tarlasının çevresinde yükselen binalar ve ünlü markaların kafe ve restoranlarıyla 23 Nisan Mahallesi, Bursa”nın en gözde yerleşim alanlarından biri. Lüks gökdelenlerin tam ortasında kalan ve imarlı dönümü 25-30 milyon lira olan alanda halen tarımsal üretime devam eden üreticiler, 5 dönümde ekili alandan yaklaşık 3 ton buğday elde edip, kilosunu 13 liradan satarak 39 bin lira gelir sağlamayı hedefliyor. YOĞUN GÖÇ ALIYOR TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Dr. Fevzi Çakmak, Bursa”nın yoğun göç alan bir kent olduğunu vurgulayarak, hızlı sanayileşme, iş imkanları gibi etkenlerin göçü artırdığını anlattı. En fazla göçün, sanayileşme ve konut baskısının Nilüfer”de olduğuna dikkat çeken Çakmak, Nilüfer”in en gözde yerlerinden birindeyiz. Burada gökdelenler, lüks konutlar arasında kalmış 5 dönüm alanda buğday üretmeye, tüm baskılara direnmeye çalışan bir çiftçinin çabasına şahit oluyoruz. Bu bölgede arazi fiyatları çok yüksek. İstese bu araziden daha büyük paralar kazanabilir. dedi. Pandeminin tarımın önemini ortaya çıkardığını belirten Çakmak, Hepimiz yaşayarak gördük. Ukrayna”dan gelecek ayçiçeği yağı gemilerini, tahıl gemilerinin yolunu gözledik. Pandemi geçti hepsini unuttuk. Tarım alanlarını ve çiftçimizi yok saymaya başladık. İmarlı ve kaçak yapılarla tarım arazilerimiz yok oluyor. Bunu en çok Nilüfer”de görüyoruz. Son 17 yılda önemli bölümü Nilüfer”de olmak üzere Bursa”da toplam tarım alanlarının yüzde 12″si, yani 51 bin hektar üzerinde bir alanı kaybettik. Bu yaklaşık 72 bin futbol sahasına denk geliyor. ŞEFTALİ BAHÇELERİNE AVM YAPILDI Son bir yılda ise 3 bin 300 hektara denk gelen 4 bin 620 futbol sahası büyüklüğünde bir alanın tarım dışına çıkarıldığına dikkati çeken Çakmak, Bu alanlar imara, sanayileşmeye konuta açılmış. Özellikle Nilüfer”in büyük kısmı ovada yer alıyor. Tarımın yapıldığı alanlarda konutlar dikiliyor. Bu tarım alanlarının talanına yerel yönetimler de seyirci kalıyor ifadesini kullandı. Çakmak, kırsalda ortalama bir çiftçi yaşının 59″a geldiğini belirterek, bir nesil sonra, bu 59 yaşındakiler de gittiğinde kırsalda tarım yapacak kişi bulunamayacağını aktardı. Genç nüfusun tarıma yönlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Çakmak, 1982 yılında geldim Bursa”ya o dönemlerdeki şeftali bahçelerinin üzerinde şimdi AVM”ler, lüks konutlar var. Planlı OSB”lerle, kaçak sanayi yapılarıyla tarım alanlarımız sürekli azalıyor. Bunu durdurmamız gerekiyor. Nilüfer”de halen yeni imara açılan yerlerin önemli kısmı tarım alanı. Hükümetin de yerel yönetimlerin de önlem alması çiftçiye gereken değeri vermesi gerekiyor. diye konuştu.
Source:
40 yıl sonra yeniden ekildi: İlk hasadı “yolma” yöntemi ile yapıldı
Kandıra Belediyesi, KETENKÖY Projesi ile geçmişte önemli geçim kaynağı olan ve 1980″li yıllarda tamamen duran keten tarımını yeniden canlandırmak için çalışma başlattı. Saha çalışmaları sonucu temin edilen 50 kilogram ata tohumu, yaklaşık 10 dönümlük tarlaya ekildi. Geçen 8 aylık sürede 1 metre 20 santimetre boya ulaşan keten bitkisinin hasadı geleneksel yöntemle gerçekleştirildi. Projeyle Kandıra”da keten tarımının yeniden yaygınlaştırılması ve unutulmaya yüz tutan coğrafi işaretli Kandıra bezinin gelecek nesillere aktarılması hedefleniyor.
Source: