Kavşaktayız yeni sorular sorma zamanı!
Sevgili okurlarım ne yazık ki kavşağa geldik arabayı ya uçurumdan aşağı süreceğiz ya da hepimiz yepyeni sorular sormaya, çözümler bulmaya çalışacağız. Görülen o ki seçimle gelmiş belediye başkanları artık birer rehine, muhalif basın, aleni susturuluyor. “Şeriat isteriz!” diye haykıranlar gene sahnede. Ve biz dijital medyada ne kadar haykırsak da meydanlarda toplansak da ülkemiz göz göre göre elimizden kayıp gidiyor. Öyleyse yepyeni yollar bulmalıyız. Şu günlerde bize karşı yargı silahı kullanılıyor öyleyse öncelikle yargının elini kolunu bağlamak ve esas görevlerine döndürmek gerekiyor. Birkaç örnekle ne demek istediğimi anlatayım: Ülkemizin özellikle Ege Bölgesi’nde binlerce hektar orman yanıp kül oldu. Birçok köy artık yok! Yüzlerce ev yandı, yüzlerce tarım alanı çöpe döndü ve binlerce insan mağdur! Şimdi bu yangınların bir kısmı ülkemizi yok etmek isteyenler tarafından çıkarıldıysa da pek çok tanık ve çekilmiş fotoğraf, yangınların bölgede elektrik dağıtımı yapan elektrik şirketinin (hepimiz adını biliyoruz, gazetemin başı beladan uzak olsun diye ad vermiyorum) üç yıldır bakımı yapılmayan elektrik tellerinin birbirine çarpması sonucu çıkan kıvılcımlardan başladığını gösteriyor. Ayrıca elektrik tellerinin geçtiği yolların her yaz mevsimi başında hemen tutuşan çalılıklardan temizlenmesi gerekiyor. Ama ne denetim var ne de uyaran. Elektrik şirketi de aldığı paraya bakıyor, vergi ödeyip ödemedikleri bilinmiyor. Bu da araştırılmalı. Şimdi barolara çok iş düşüyor. Mağdur ailelerin tek tek kapılarını çalıp insanları elektrik şirketine dava açmaya ikna etmek. Bu iş için sadece avukatlar yetmez tüm muhalif partililerin onlarla birlikte olmaları ve gönüllülerin de kapıları çalmaları gerekir. Sonra mağdurlar ve gönüllüler dava dilekçeleri ellerinde adalet saraylarının önünde hakları için sıraya girmeliler. Düşünün yüzlerce kişi dilekçelerini vermek için bekliyor. Tamam dayak yiyebilirler, coplanabilirler, hatta içeri alınabilirler ama onlar evlerini, verimli topraklarını, hayvanlarını en önemlisi de anılarını yitirdiler. Vız gelir tırıs gider. Ülkemizde hayvan haklarını, doğayı korumayı iş edinmiş pek çok dernek var. Onlar da sırada olmalı. İçinizden “Hayal kurma Işıl” diye geçirdiğinizi biliyorum. Bu bir hayal değil, şimdilerde rehine olan Can Atalay ve arkadaşları Soma faciası sonrası az kapı dolaşmadılar. Buradan Can’a selam gönderiyorum. İyi ki hayali gerçek yapmak için çalıştın. Ülke tam da uçuruma düşmeye başlıyor çünkü su yok! Özellikle Hatay’da ilgililerin belirttiği gibi sadece 60 günlük su kalmış. Ege Bölgesi de susuz, Konya’daki yeraltı sularının çekilmesiyle oluşan obrukların sayısı 1000’i aşmış. Bir zamanlar “Su zenginiyiz” diye çok övünürdük, Karadeniz’de uyduruk HES adlı elektrik santralları yaparak Karadeniz’in gürül gürül akan derelerini kuruttuk. Orman alanlarını her şey dahil oteller yaparak görgüsüz yazlık siteler yaparak yok ettik. “Su zenginiyiz” diye övünürken “su fakiri” olduk. Ayrıca orman alanlarının dibine kadar ev yapma izni verdik. 40 derece sıcakta evinin tepesinde kaynak yaparken ormanı yakan insanları gördük. Şimdi belediyeler suyu tasarruflu kullanın diye reklam bile veriyorlar ve ne yazık ki giden geri gelmiyor. Şimdi gelelim işin püf noktasına, halkımız ancak başına gelince inanıyor. Öyleyse insanları başlarına bunlar gelmeden uyarmak gerek bu işte en çok CHP’ye ve diğer sol partilere düşüyor. Örneğin her mitingde emekli maaşlarına neden para yetmediğini, devleti ayakta tutan paranın yüzde 80’inin hepimizin ödediği dolaylı vergilerden elde edildiğini, sayıları yüzleri geçen şirketlerin vergiden muaf tutulduklarını insanlara anlatmak ve muaf tutulanların açıklanması gerekiyor. Bunun için yapılmış broşürler dağıtılmalı ve her mitingde konu ele alınmalı. Kürt, Çerkes, Laz herkesin Türk vatandaşı olduğu her yerde, her alanda söylenmeli! Laikliğin dinsizlik olmadığını tam tersi herkesin inancını yaşaması olduğunu artık bu ülkenin insanları öğrenmeli! Son söz! Her yurttaş ülkemizde iş bilmeyenlerin ya da özellikle bu ülkeyi illaki yok etmek için çalışanların, hepimizi uçuruma sürüklediklerini de bilmeli. Başka çare yok!
Source: Işıl Özgentürk
Kaz Dağlarında sermaye baskısı
Kaz Dağları yöresinin yüzde 79’u maden ruhsatlıyken bölge için tek risk bu da değil. Çanakkale Bayramiç’te iktidarın gözde iş insanlarından Mehmet Cengiz’in şirketi Truva Bakır’ın da Halilağa Bakır Ocağı için ağaç katliamı devam ederken, depolamalı rüzgâr enerji santralı (DRES) için son aşama geldi. İnovatif Enerji’nin Ezine ve Bayramiç’teki projesi için 21 Temmuz’da Ankara’da Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın inceleme değerlendirme komisyonu (İDK) toplanacak. Daha sonra proje için karar verilecek. Şirketin ilk başta istediği 17 türbin İDK tarafından reddedildi. Ret kararında ise bölgede maden ruhsatı bulunduğu ve Devlet Su İşleri’ne ait dere yatakları geçtiği belirtildi. YOLLAR AÇILACAK Şirketin bakanlığa sunduğu çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) raporuna göre, bölgeye 14 rüzgâr türbini kurulacak. Şirketin 2 milyar 170 milyon TL harcayacağı projeyle birlikte toplamda 12.50 hektarlık alana rüzgâr türbini koyacak. Ancak türbinlerin belirlenen alanlara yerleştirilmesi sırasında orman yolları da açılacak. Bu yollardan TIR’ların da geçeceği hesaplandığında bölgede ağaç kesimi de olacak. Şirket bölgede 3 bin 66 ağacı keseceğini belirtiyor. Ancak sekiz santimetre çapın altındaki ağaçlar buna dahil edilmiyor. Öte yandan bölgede yapılan çalışmalarda 49 familyaya ait 270 bitki türü bulunduğu tespit edildi. Bu listeme sırasında alanda endemik türlere rastlandı. Buna göre, peygamber çiçeği, kazkangalı, ak safran, izmirdeliçayı ve kılkuyruk alanda yapılan çalışmalardan etkilenecek türler arasında yer aldı. YURTTAŞTAN ÇAĞRI Eskişehir Doğa ve Yaşam Platformu’ndan avukat Mert Yedek, Cengiz Holding’in şirketi Eti Bakır’ın Mihalgazi’deki Alpagut ve Atalan mahallelerine yapmak istediği siyanürlü altın-gümüş madenine ilişkin toplantı süreçlerinde birçok hukuksuzluk yaşandığını belirtti.
Source: Şeyda Öztürk
Mecliste ‘Cengiz’ tartışması
Samsun Tekkeköy’de Cengiz Holding’e bağlı Eti Bakır’ın 170 bin metrekare deniz dolgusu üzerine kurmayı planladığı kimyasal depolama alanına ilişkin imar planı Meclis’ten geçti. Samsun Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nde tepkilere neden olan görüşmeye ilişkin CHP Grup Başkanvekili Atila Tekcan, Tekkeköy’deki artan kanser vakalarına dikkat çekerek “Bu tesisin, buradaki üretimin gerek deniz yaşamı gerekse hava kirliliği gerekse doğa yaşamı gerekse canlıların yaşamı açısından çok büyük risk olduğunu öteden beri biliyoruz. Sürünerek ölmek istemiyorum” dedi. AKP’li Meclis Başkanvekili Nihat Soğuk ise “Ölüm Allah’ın emri, benden önce ölürsen arkandan Fatiha okuyacağım” ifadelerini kullandı.
Source: Cemil Ciğerim
Kraliyet Ailesi”ne bu yıl kiraz yok
Milyonlarca dar gelirli hane gibi İngiliz Kraliyet Ailesi de bu yıl Türk kirazı yiyemeyecek. TBMM Zirai Don Olayını Araştırma Komisyonu üyeleri, yurt içinde tanesi 10 lirayı gören, ihracatı ise yüzde 90’a varan oranlarda gerileyen kirazda son durumu değerlendirmek için Eskişehir’de inceleme yaptı.
Komisyon Başkanı AKP Burdur Milletvekili Adem Korkmaz, Eskişehir kirazında don nedeniyle neredeyse hasat yapılamayacak duruma gelindiğini söyledi. Türkiye’de kiraz üretiminde en son ürün alınan bölge olan ve 1325 rakımlı Mihalıcçık ilçesinde ağustos ayında yetişen kiraz, her yıl İngiltere Kraliyet Ailesi’ne de özel olarak gönderiliyordu.
AVRUPA’DAN ASYA’YA
Yılda 5-7 bin ton rekolte elde edilen Mihallıcçık kirazı farklı aromasıyla ilgi görüyor ve Almanya, Fransa, İngiltere, Rusya, Japonya, ve Çin’e ihraç ediliyor Bu ilçede yetişen kiraz, yüksek rakım ve gece ile gündüz arasındaki sıcaklık farkının çok olmasından dolayı farklı bir aromaya sahip oluyor. Zirai don nedeniyle rekoltenin yok denecek kadar düşük olması, ihracatı da büyük ölçüde etkileyecek.
Komisyon Başkanı Korkmaz, Eskişehir için kirazın önemini, “Bu bölgede kiraz çok büyük bir ekonomi oluşturuyor. Bu işle meşgul olan üreticilerimizin hasar ve maliyetlerinin tazmini çok önemli. Ekonomik yapılar birbirlerine benziyor. Manisa bölgesinde üzüm, Mersin’de narenciye, Niğde ve Karaman’da elma, Malatya’da kayısı, zirai dondan etkilendi” ifadesiyle anlattı. İncelemeye AKP Malatya Milletvekili Bülent Tüfenkçi, CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer de katıldı.
Zirai don nedeniyle kiraz üretimi geriledi Yurt içinde fiyatlar artarken, kiraz ihracatı da son yılların en düşük seviyesine indi.
İhracatta yüzde 90’lık kayıp
EGE İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, zirai don nedeniyle kiraz ihracatında yaşanan kaybı değerlendirdi. Uçak, “Üretiminde dünya birincisi olduğumuz kiraz rekoltesinde zirai don sebebiyle yüzde 90’lara kadar yaşanan kayıp, yaş meyve ihracatımızın azalmasında önemli etki sahibi oldu. Geçen sene 67 bin ton ihracat yaptığımız kiraz ihracatında bu sezon 6 bin ton civarındayız. Artık sezon da sona erdi diyebiliriz. Yaşanan kaybı ihracattaki azalmadan da görebilirsiniz” dedi.
Source: Zekeriya Albayrak
Keyifli etkinliklerin yeni adresi İmrahor Millet Bahçesi
Doğa ile iç içe vakit geçirmek isteyenlerin yeni adresinde 3 farklı köprü, bisiklet yolları, çocuk parkları, kafeteryalar, mescit, seyir terasları, büfeler, elektronik oyun alanları, Millet Kıraathanesi ve fitness sahaları sizi bekliyor. Birbirinden keyifli etkinliklerin yeni adresi, 196 bin metrekarelik proje alanına sahip. Emlak Yönetim AŞ. Genel Müdür Yardımcısı Kenan Apaydın’a proje ile ilgili merak edilenleri radyo programımda, canlı yayında sordum o da yanıtladı.Kenan Apaydın – Serkan Kızılbayır1-İmrahor Millet Bahçesi projesinden bahseder misiniz?İmrahor Millet Bahçesi, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından, TOKİ marifetiyle yapımı tamamlanan ve Nisan 2025 ayı itibarıyla vatandaşlarımızın hizmetine açılan bir millet bahçesidir. 196 bin metrekare alan üzerine kurulmuş olan millet bahçemizde, bir adet Millet Kıraathanesi, iki adet kafeterya, iki adet büfe, bir bisiklet kiralama binası ve bir gençlik merkezi binası bulunmaktadır. Yaklaşık 1 kilometre uzunluğundaki millet bahçemizin içinde 20 metre genişliğinde ve 80 santim derinliğinde boydan boya kademeli havuz bulunmaktadır. Alanımız, yöresel ürün satış pazaryeri, çocuk oyun alanları, gazebo ve pergoleler, hamak ve şezlonglar, aromatik bitkiler ve renkli peyzaj alanları ile zenginleştirilmiştir. Millet bahçemiz Çankaya, Gölbaşı ve Mamak ilçelerinin tam ortasında İmrahor Millet Bahçesi’nde. Şehirden uzak olmayan ama şehir karmaşasından da uzak bir mesafede vatandaşlarımızın stres atabileceği ve kendilerini şehrin yoğunluğundan bir nebze de olsun uzaklaştırabileceği sakinliğe ve huzura sahip bir alandır.2-İmrahor’u ailelerin ve gençlerin tercih etmesinin sebebi nedir?Çünkü İmrahor Millet Bahçesi, tüm aile bireylerinin rahatlıkla vakit geçirebileceği, şu an hâlâ aktif olan yukarıda saydığımız donatılara, bunun yanı sıra çok kısa bir süre içerisinde hayata geçireceğimiz gençlik merkezi, gençler ve çocuklar için kurulacak çeşitli teknik ve bilim atölyeleri, oyuncak hastanesi, at maneji, kümes hayvanları çiftliği, içerisinde nikâh düğün ve parti etkinliği yapılabilecek kapalı ve açık sevgi bahçesi salonu, amatör sanatçılarımız için kurduğumuz ve şu an aktif olan ve cumartesi-pazar günleri 17.00-19.00 saatleri arasında faaliyet gösteren “sessiz” sahnemiz, çocuklarımıza özel çocuk oyun alanı etkinlikleri, geleneksel sokak oyunları öğrenim alanı, zipline, seyir terasları gibi sayısız donatıyla hayata geçmiş ve geçecek olan alana sahip bir millet bahçesidir.3-Yiyecek-içecek çeşitliliği ve fiyat politikası nasıl?Alanımızda misafirlerimizin hem kıraathanemizde hem de mobil büfelerimizde temel ihtiyaçlarını karşılayacak ürün gamına sahibiz. Önümüzdeki günlerde proje içerisinde bulunan büfe ve kafeteryaların hayata geçirilmesi ile birlikte misafirlerimizin ailecek yapacakları bu keyifli gezintide arayacakları her türlü ürün çeşitliliğini çok kısa bir sürede sağlayacağız. Fiyat politikamız, vatandaşlarımızın ekonomilerini asla zorlamayacak fiyatlara ve ürün kalitesine sahip olup, vatandaşlarımızın sağlığını ve ekonomilerini özellikle göz önünde bulundurarak ön planda tutuyoruz.4-Yaşlara göre ne tür etkinlikler mevcut?Yaşlılarımızın alanımızda huzurlu, keyifli ve üretken vakit geçirmesini özellikle önemsiyoruz. Bu doğrultuda, yaşlılarımızın üretim yaparak kendi ekonomilerine katkı sağlayabilecekleri atölyeler açacağız. Yaşlılarımızın tecrübelerini ve yeteneklerini hem üretime çevirerek hem de kendilerinden genç kuşaklara bu tecrübelerini aktarmalarını sağlayacak, usta çırak iş birlikleri ile millet bahçemizde hem üretimi sağlamak hem de bilgi aktarımını devam ettirmek istiyoruz.Bu yazının video”sunu da izleyebilirsiniz.
Source: Serkan Kızılbayır
Köylüler 8 dönüm arazide karşılaştı: Tarlayı bastı, isyan başladı
Erzincan”ın köylerinde sulama kanallarının taşması nedeniyle pancar ve buğday tarlaları sular altında kaldı. Çiftçiler yetkililere seslenerek çözüm talep etti. Bölge çiftçilerinden Suat Yücel, Aşağı yukarı 10 gündür bu kanallar dolu. Köy muhtarına da söyledik, sulama birliklerine de müracaat ettik ama hep oyalandık. 10 gündür pancarlarımız çürüdü. Artık bunların iyileşme şansı kalmadı. Jandarmaya da ihbarda bulunduk, rapor tuttu. Yarın Tarıma bildirilecek. Halen daha Sulama Birliği”nden kimse gelip ilgilenmedi. 8,5 dönüm sadece pancarda zarar var, buğdaylar da sular altında. Kanallar tamamen toprakla dolmuş, yosun bağlamış. Temizlenmediği için su taşıyor, tarlaları basıyor dedi. Yücel, sulama kanallarının yıllar içinde bakımsız kaldığını ve betonların artık tamamen yok olduğunu belirterek, makinelerin gönderileceği söylense de henüz hiçbir çalışma yapılmadığını vurguladı. Yücel, ayrıca bu kadar zarara rağmen sulama ücreti talep edilmesinden endişe duyduklarını kaydetti. Çiftçilerden Muzaffer Fırat da, 15 gündür aynı sıkıntı sürüyor. İlgililere defalarca bildirdik ama kimse ilgilenmiyor. Pancarlarımız, ekinlerimiz hep su altında kaldı. Kanal yürümediği gibi taşıyor. Tarlalarımızı su basmış durumda. Bir senelik emek heba oldu. Derhal çözüm bulunmalı, zararlar da tazmin edilmeli dedi.Her iki çiftçi de yaşanan mağduriyetin raporlandığını ancak yetkililerden henüz sahada bir muhatap göremediklerini belirtti. Tarım ve Orman İl Müdürlüğü”nün konuya müdahil olması ve gerekli hasar tespitlerinin yapılması gerektiğini vurgulayan çiftçiler, zararlarının karşılanmasını talep etti.
Source: Gazetevatan.com
Ege Denizi ve Manisa”da deprem oldu
Türkiye, sismik olarak oldukça aktif bir bölgede yer alması nedeniyle zaman zaman çeşitli büyüklüklerde depremlerle karşı karşıya kalıyor. 13 Temmuz 2025 tarihinde de ülkenin farklı noktalarında küçük ve orta şiddette depremler meydana geldi. Bu depremler, AFAD ve Kandilli Rasathanesi tarafından anlık olarak izlenip kaydedilerek kamuoyuna duyuruldu. Peki, en son nerede ve ne zaman deprem oldu? İşte, 13 Temmuz 2025 son depremler listesi…EGE DENİZİ NDE DEPREM Ege Denizi nde 3 büyüklüğünde deprem oldu. Saat 07.43 te meydana gelen deprem yerin 14.05 kilometre altında oldu.MANİSA SALLANDI Manisa nın Kırkağaç ilçesinde saat 06.34 te, 3.5 büyüklüğünde bir deprem oldu. Deprem yerin 14.97 kilometre altında yaşandı. TÜM DEPREMLER AFAD VE KANDİLLİ TARAFINDAN KAYDEDİLİYOR Türkiye de yaşanan tüm depremler anbean AFAD ve Kandilli Rasathanesi tarafından raporlanıyor. KANDİLLİ SON DEPREMLER İÇİN TIKLAYINIZ AFAD SON DEPREMLER İÇİN TIKLAYINIZ
Source: Habertürk
Sıcaklara dayanamadılar! Canlarını böyle hiçe saydılar
Adana’da kavurucu sıcaklıklar etkisini sürdürürken, her yaz onlarca kişinin ölümüne neden olan kanallara giren bazı çocuklar akıntıya kapılmamak için eski bir koltuğu kayık gibi kullanarak tehlikeli sulara atladı.
TERMOMETRELER ÇILDIRDI
Kentte hafta sonu 35 derece ölçülen hava sıcaklığı güneş altındaki termometrelerde 38 derece olarak görüldü. Yüksek nemin etkisiyle özellikle öğle saatlerinde hissedilen sıcaklığın 40 dereceleri aştığı kentte bazı gençler ve çocuklar, her yaz onlarca kişinin ölümüne neden olan ve yetkililerin sık sık uyarılarda bulunup, girilmemesi yönünde afişler astığı sulama kanallarında serinledi.
CANLARINI HİÇE SAYDILAR
Daha önce gençler akıntıya kapılmamak için kanalların üzerinden geçen yaya geçidi ya da korkuluklara asılan ipleri kendilerine bağlayarak sürüklenmemek için çaba harcarken, bu kez kanalda 3 çocuğun attıkları koltukla yüzdüğü anlar kameralara yansıdı.
Polislerin ‘Bir anlık eğlence, bir ömür pişmanlık olabilir’ yazılı afiş astığı merkez Yüreğir ilçesindeki Yavuzlar Mahallesi İlim Yolu üzerinde bulunan sulama kanalında yaşları 15’ten küçük 3 çocuk, önce buldukları eski bir koltuğu suya attı. Ardından kendileri de suya atlayan çocuklar koltuğu kayık gibi kullanarak saatlerce tehlikeli sularda yüzdü. Çocukların sözde eğlencesi, görenlerin tepkisini çekti.
Source: Ufuk Dağ
İSKİ açıkladı: 13 Temmuz İstanbul baraj doluluk oranı yüzde kaç?
İSKİ İstanbul baraj doluluk oranını duyurmaya devam ediyor. Yaz ve kış aylarında yağışların azalmasıyla birlikte, büyükşehirlerde su azalması yaşanabiliyor. İstanbul’daki barajların doluluk oranlarındaki son durum için gözler İSKİ baraj doluluk oranlarına çevrildi. Peki, 13 Temmuz İstanbul baraj doluluk oranları ne kadar? 13 TEMMUZ 2025 BARAJ DOLULUK ORANLARI İSKİ tarafından açıklanan 10 Temmuz tarihli son veriye göre barajlardaki genel doluluk oranı % 60,73 olarak açıklandı. İSTANBUL BARAJ DOLULUK ORANLARI Ömerli Barajı yüzde 64,75 Darlık Barajı yüzde 69,16 Elmalı Barajı yüzde 76,29 Terkos Barajı yüzde 64,39 Alibey Barajı yüzde 43,81 Büyükçekmece Barajı yüzde 57,2 Sazlıdere Barajı yüzde 47,05 Istrancalar Barajı yüzde 28,01 Kazandere Barajı yüzde 54,4 Pabuçdere Barajı yüzde 57,21
Source: Haber Merkezi
Çukurova”da hasat erkene çekildi! Rekolte yarı yarıya düştü…
Çukurova”nın bereketli topraklarında her ay farklı hasatlar yapılıyor. Türkiye ayçiçeği üretiminin yaklaşık yüzde 10″unu gerçekleştiren Adana”da normal şartlarda Ağustos”ta başlayan sezon yaklaşık 20 gün öne çekildi. İmamoğlu ilçesine bağlı Camili Mahallesi”nde ayçiçeği tarlalarında hasat, bu yıl aşırı sıcaklar ve kuraklık nedeniyle erkenden başladı. Geçtiğimiz yıllarda susuz arazilerde yağışlarda nedeniyle dönüm başına 200 kilogram ürün alınan tarlalarda, bu yıl verim 80-100 kilograma kadar düştü. Ayçiçeklerinin aşırı sıcak ve poyraz nedeniyle tam olgunlaşmadan kuruduğunu belirten üreticiler, bir çok üründe olduğu gibi ayçiçeğinde de bekleneni alamadıklarını kaydetti. 65 dönüm tarlasında ayçiçeği yetiştiren üretici Serdar Deveci, Sezonun başında güzeldi ancak yağmurların yeterli olmaması nedeniyle verimde büyük kayıp yaşandı. Geçmiş yıllarda susuz arazilerde bile 200 kilo verim alıyorduk. Bu yıl 80 kiloya düştü. Aşırı sıcak ve poyraz ayçiçeğini erken kuruttu. Olgunlaşamadan kuruduğu için ürün alamadık dedi.
Source: