Yapılaşmada İSKİ’nin yıkım kararı mahkemeden döndü: TOKİ’ye yargı zırhı
Su havzası yakınına yapılan kaçak yapılara ilişkin İSKİ tarafından verilen yıkım kararı, TOKİ’nin itirazı sonrası durduruldu. İstanbul 14. İdare Mahkemesi tarafından verilen karara gerekçe olarak ise bölgenin içme suyu havzasından çıkarılması gösterildi. Uzmanların, çevre örgütlerinin ve yurttaşların itirazına karşın iktidar tarafından yaşama geçirilmek istenen Kanal İstanbul projesi kapsamında proje güzergâhında bulunan Sazlıdere Barajı da hedef olmuştu. Cumhurbaşkanı kararıyla barajın içme suyu kullanım oranı kâğıt üzerinde yüzde 100’den yüzde 0’a düşürülmüştü. Mart ayı itibarıyla Sazlıdere Barajı Normalde yapılaşmanın yasak olduğu baraj bölgesine yapılan kaçak yapılar için İSKİ, 27 Mayıs’ta uygulanacak biçimde yıkım kararı aldı ve yapı sahiplerine bu tarihe kadar süre vermişti. ABD”Lİ FRYAR OBRUKLARI İNCELEDİ ABD’dekİ Kentucky Üniversitesi Yer Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alan Fryar, Konya’da obrukları inceledi. Fryar’a arazi çalışmalarında Konya Teknik Üniversitesi Obruk Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fetullah Arık, Dr. öğretim üyesi Hatice Ünal Ercan ve araştırma görevlisi Alper Dülger eşlik etti. Fryar, obrukların genellikle kalker gibi çözünür kayaçların bulunduğu bölgelerde görüldüğünü söyledi. Fryar, “Konya’da su seviyesi ciddi şekilde düşmüş durumda. Bu durum, yüzeydeki yapıları daha savunmasız hale getiriyor” dedi. (AA)
Source: Çağdaş Bayraktar
Yıkım kararı yargıya takıldı
İstanbullu direnirken iktidar, Kanal İstanbul hayalinden vazgeçmiyor. İstanbul’un içme suyu havzalarından Sazlıdere Barajı bölgesinde başlayan inşaatlar sürüyor. İstanbul Su Kanal İşletmeleri’nin (İSKİ) Su Havzalarını Koruma Yönetmeliği’ne dayandırarak aldığı yıkım kararı TOKİ’nin şantiyelerini durduramadı.
HALK TEPKİLİ
İSKİ’nin verdiği sürenin dolmasına sayılı günler kala yargı eliyle yıkım kararına yürütmeyi durdurma kararı alındığı ortaya çıktı. İSKİ, geçen ay, bu inşaatların içme suyu havzasında başladığını belirterek yıkım kararı almış ve TOKİ’ye tebliğ etmişti. 25 Mayıs’a kadar şantiyelerin kaldırılması aksi takdirde İSKİ’nin yıkıma geleceği belirtilmişti.
SÖZCÜ’nün bu kararı Türkiye’ye duyurduğu gün İSKİ yöneticilerine ‘yolsuzluk’ iddiasıyla operasyon düzenlendi ve İSKİ Genel Müdürü Şafak Başa ile Genel Müdür Yardımcısı Begüm Çelikdelen gözaltına alınmıştı. Operasyonlar İSKİ’yi yıldıramadı. İSKİ önceki hafta şantiyelere son uyarıyı yaptı. İSKİ’nin tanıdığı yasal süre dün itibarıyla bitti. Sazlıdere bölgesinde bugün İSKİ’nin yıkım ekibi bekleniyordu. Ancak sürenin dolmasına birkaç gün kala TOKİ’nin yargı yoluyla yürütmeyi durdurma kararı aldığı ortaya çıktı ve yıkım gerçekleştirilemedi.
İSKİ avukatları yaptığı değerlendirmede yargı kararının ellerini bağladığını söyledi. Karara karşı yasal hakların kullanılması beklenirken Sazlıdere halkı ‘adalet’ istiyor. Bölgeden bir vatandaş “Bizim bahçedeki kümesimizi bile yıktılar. Çocuklarımız ev yapamadığı için göç etti. Hayvancılığımız, tarımımız bitti. Bize gelince yasa ve yönetmelik uygulandı. Ama lüks konut inşaatlarına gelince polisinden yargısına herkes seferber oluyor. Yasalar, kurallar bir tek garibana mı işliyor” diye sordu.
İSKİ’de hukuki hazırlıklar var
İSKİ tarafında yargı yolu hazırlığı var. Dün İSKİ’nin avukatları bir toplantı yaptı ve gelen yürütmeyi durdurma kararını değerlendirdi. Toplantı sonucunda hukuk biriminin görüşleri İSKİ yönetimi ile paylaşılacak ve yol haritası hazırlanacak. İSKİ’nin yürütmeyi durdurma kararına itiraz etmesi bekleniyor. Kurum, konuyla ilgili resmi bir açıklama yapmazken detaylar netleşince kamuoyunun bilgilendirileceğini aktardı. Öte yandan bölgedeki şantiyelerdeki işçiler, çalışmaların her zamanki gibi yavaş yavaş ilerlemeye devam ettiğini söyledi.
Source: Haber Merkezi
Limak bu köyü kapattı
Bodrum’da halka açık tek plaja otel yapmak isteyen ve vatandaşların tepkisini çeken Limak, Ankara’da da güneş enerjisi santrali için bir köyün tarım arazilerini kapattı. Ankara’nın Çankaya ilçesine 30 kilometre uzaklıkta bulunan Kömürcü Köyünde 75 bin metrekare arsa alan şirket, santral kurmak için hazırlıklara başladı.
Vatandaşlar ise firmanın köylerine nasıl bir tesis yapacağını bilmiyor. Kömürcü Köyü Muhtarı Mustafa Şimşek, köydeki 50 hanede yaşayanların tarım ve hayvancılıkla uğraştığını belirterek şunları söyledi:
“Biz köyde hayvancılık yapıyoruz, ekinlerimiz var onları yetiştirip geçiniyoruz. Köyün içinde büyük arazide tesis kurulacağı söyleniyor, nasıl olacak bize ve köyümüze zarar verir mi bilmiyoruz, etkisi ne olur bilgimiz yok. Yetkililer de bilgi vermedi. Bu santral için kullanılacak yollar da köyden ve arazilerimizden geçiyor.”
Muhtar Mustafa Şimşek endişeli.
KANSER YAPIYOR
Köylüler de sessiz sedasız sürdürülen toprak sondaj çalışmalarının Güneş Enerji Santrali için olduğunu SÖZCÜ’den öğrendi. Tarım arazilerinin ortasına yapılacak santralin, tarım ve hayvancılık faaliyetlerini olumsuz etkileyeceği belirtiliyor.
Güneş Enerjisi Santralleri (GES) son yıllarda çevreci bir yatırım olarak ön plana çıkıyor. Ancak Almanya, ABD ve İngiltere’de yapılan bilimsel araştırmalarda GES’lerde yer alan panellerin içinde kansere neden olan ağır metaller bulunduğu belirlendi.
Panellerde kullanılan kristal silikonun içindeki silikon tetraklorür, insan sağlığını tehdit eden bitki ve hayvanlara zarar veren zehirli bir madde olarak ön plana çıkıyor. Çin’de üretilen güneş panellerinin sağlıksız olduğu kaydediliyor.
“Kadmiyum telüridli ve kurşunlu güneş panelleri” de kansere neden oluyor. Panellerdeki kimyasallar, yağmurla birlikte çevreye yayılıp tehlike oluşturuyor. Güneş panelleri 20 yıl olan ömürleri sonrası çöpe atılıyor.
Limak’ın birçok GES’i bulunuyor
GÜNEŞ Enerjisi Santralleri en az 2 bin dönüm gibi dev alanları kaplıyor. Limak’ın daha önce Hatay’da yaptığı Erzin GES de 2 bin dönüm araziye kurulmuştu. Limak’ın Isparta ve Konya’da da GES projeleri bulunuyor.
BU KÖYÜ DE CENGİZ HOLDİNG KAPTI
Halkın kaçtığı yerde madenler büyüyor
Elazığ’ın Maden ilçesinde yürütülen maden çalışmaları nedeniyle toprak kaymaları oluştu ve burada yaşayan halk göç etmek zorunda kaldı. Birgün’ün haberine göre; bölgede madencilik faaliyeti yürüten Cengiz Holding’e bağlı Eti Bakır A.Ş., kapasite artışı için ‘Çevresel Etki Değerlendirme’ (ÇED) gerekli değildir kararı aldı. İki günde bir patlatma yapılacak madende kapasite artışıyla birlikte, ocaktaki bakır üretim miktarı yılda 1,5 milyondan 2,5 milyona çıkacak. Proje alanının şahıs mülkiyetindeki tarım arazilerinden ve ormanlardan oluştuğu da ortaya çıktı.
Source: Yavuz Alatan