Çevreyi kurtarmaya para yetişmiyor
Vatandaşlar ve çevre örgütleri, Türkiye’nin dört bir yanında doğa talanlarına karşı mücadele ediyor. Ancak ekonomik zorluklar çevreyi korumayı da güçleştiriyor. Dosya ve bilirkişi ücretleri dava açmayı zorlaştırıyor. Kaz Dağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği Başkanı Süheyla Doğan, yaşadıkları sıkıntıları SÖZCÜ’ye anlattı.
SORUN BÜYÜYOR
Çanakkale ve Balıkesir’de birçok projeye karşı hukuk mücadelesi yürüttüklerini belirten Doğan, “Dosya parası, pul ücreti, avukatlık ücreti… Özellikle bilirkişi ücretleri çözmesi zor hale geldi. Keşif için 120 bin ile 140 bin lira ödememiz gerekiyor. 200 bin lirayı bulduğu oluyor. Kazanırsak bu parayı geri alıyoruz. Ancak o da iki, üç yılı buluyor. Paramız pul oluyor. Ortalama bir dava için gereken maddi kaynak en az 200-250 bin TL. arasında değişiyor” ifadelerini kullandı.
KAMU DAVASI SAYILSIN
Bazı davalarda bilirkişi için adli yardım talep ettiklerini söyleyen Doğan, “Kaybedersek, Hazine’ye parayı geri ödüyoruz. Ancak karşılamakta zorluk çekiyoruz. Bu da derneğe icra demek oluyor. Aslında adli yardım da sorunu çözmüyor. Çevre davalarının masrafı devlet tarafından karşılansın, kamu davası sayılsın istiyoruz” dedi.
Korku iklimi var, köylü çekiniyor
Doğan, karşılaştıkları zorlukların sadece ekonomik olmadığını dile getirip şöyle dedi: “bilim insanlarının desteğine ihtiyacımız var. Destek olanların sayısı az. Köylüler, yöre halkı Korku ikimi nedeniyle davacı olmak istemiyor. Gönüllü avukat bulmakta güçlük çekiyoruz.”
Dayanışma çağrısı yaptılar
Kaz Dağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği 77 dava açtı. 40 davayı kazandı. 8 dava kaybedildi. 14 dava çeşitli nedenlerle reddedildi veya düştü. 15 dava devam ediyor. Toprağı, suyu, havayı korumak için çalıştıklarını söyleyen Doğan, dava ücretlerini karşılamak için dayanışma çağrısı yaptı.
Source: Haber Merkezi
Altın madeni için verilen arama ruhsatını mahkeme iptal etti: Çal Baba için müjdeli haber
Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü tarafından verilen izne karşı daha önce de dava açılmış, Tokat İdare Mahkemesi iki kez davayı reddetmişti. Samsun Bölge İdare Mahkemesi ise Danıştay’a temyiz yolunu açık bırakarak projenin çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) sürecine uygun olması gerektiğini belirtti. Mahkeme kararında, “Maden arama faaliyeti kapsamında yapılan çalışma için ÇED yönetmeliği çerçevesinde sürecin işletilmesi ve değerlendirme yapılması gerektiği sonucuna ulaşıldığından, dava konusu işlemde ÇED süreci işletilmeden izin verilmiş olması nedeniyle hukuka uyarlık, davanın reddi yolundaki idare mahkemesi kararında ise hukuki isabet görülmemiştir” dendi. ANAYASAYA DİKKAT Oybirliğiyle verilen kararda, “Uygulamada 4 bin metre derinlikten daha fazlasına kadar gidilebilen sondajlar olduğu dikkate alındığında, sondaj yapılan karot, kırıntı veya numune alma işleminin biyolojik çeşitlilik üzerinde ya da doğada değişiklikler meydana getirebileceği açık. Bu değişikliklerin uzun dönemli etkilerinin olabileceği, bu nedenle çevre için riskler taşıdığı ve bu yöntemlerle yapılan arama faaliyetinde, mevcut risklerin ortadan kaldırılabilmesi ve önlenebilmesi için ÇED öngörülmesinin, anayasanın 56. maddesinde devlete verilen çevrenin korunması yükümlülüğünün bir gereğidir” ifadeleri kullanıldı.
Source: Şeyda Öztürk
Ankara tek taraflı adıma karşı teyakkuzda! Ege’de kabadayılığa izin verilmeyecek
Türkiye, Yunanistan’ın İyon Denizi ve Ege Denizi’ne ilişkin ay sonuna kadar açıklayacağı deniz park alanları konusundaki çalışmalarını ve muhtemel gelişmeleri dikkatle izliyor ve kendi çalışmalarını hızla sürdürüyor. Yunanistan’ın “muhtemel tek taraflı adımlarına karşı tedbirler gözden geçirilirken” bu bağlamda, Ege, Akdeniz, Karadeniz ve Marmara Denizi gibi tüm denizlerde muhtelif koruma alanları ve çevrenin korunmasına yönelik olabilecek diğer önlemler değerlendiriliyor. #r-9397116# Türkiye 16 Nisan’da tüm denizlerine ilişkin olarak Deniz Mekansal Planlaması’nı da duyururken, planlamanın içeriğinin daha da doldurulmasına yönelik çalışmalar sürdürülüyor. Bu bağlamda, Türkiye’nin Deniz Mekansal Planlaması’nın BM nezdinde tescili için gerekli başvurular yapıldı. Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, “deniz parklarının” ay sonundan önce İyon Denizi ve Ege Denizi’nde ilan edileceğini açıklamıştı. Bu çerçevede, derin deniz trol avcılığının yasaklanması ve aşırı balıkçılığa karşı tedbirler alınması öngörülüyor
Source: Sevda Altunbaş
Dünyada eşi benzeri yok! “Kesin korunacak hassas alan” ilan edildi, keşfedilmeyi bekliyor
Maden sularının oluşturduğu traverten set gölü olan Otlukbeli Gölü, bu özelliği ile doğal anıt unvanını hak ediyor. Türkiye’deki diğer göllerden farklı özelliklere sahip olan bu gölün yüz ölçümü yaklaşık 7 bin 500 metrekare, derinliği mevsimine göre 150-160 metre, genişliği ise 30 ile 50 metre arasında değişiyor.Otlukbeli Gölü, 2020 yılında Cumhurbaşkanlığı tarafından “Kesin korunacak hassas alan” ilan edildi.Oluşum bakımından karst kaynaklarının değil, maden sularının oluşturduğu dünyanın tek traverten set gölü olan Otlukbeli Gölü, bu özelliğiyle 612 sayılı Erzurum Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararı ile doğal sit alanı olarak ilan edilmiş ve doğal anıt olarak nitelendirilmiş. Kapladığı alan açısından küçük olarak nitelendirilen bu göl, taşıdığı özellikler bakımından oldukça büyüktür. Göl içerisine hem maden suları ve kükürtlü sular hem de dere tarafından beslenen tatlı sular karışıyor. Göldeki maden sularının romatizmal hastalıklar başta olmak üzere, kırık çıkık rahatsızlıklarında ve kadın hastalıklarının tedavisinde fayda sağladığı söyleniyor.
Source: Gazetevatan.com
Adıyaman”da tam 600 yıllık! Gören fotoğraf çekiyor, bakanlık özel karar çıkardı
‘Yeşillikler beldesi” olarak bilinin ve tarihi yüzyıllar öncesine dayanan Tut ilçesindeki 600 yıllık anıt ağaç, geniş gövdesi ve görkemli yapısıyla yıllara meydan okuyor. Adını meydana veren çınar ağacı nedeniyle, merkezi durumdaki meydana ‘Çınar Meydanı” deniliyor.Tut ilçesinin simgesi olarak kabul edilen çınar ağacı 2010 yılında Şanlıurfa Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu tarafından tescillendi. Gövde genişliği yaklaşık 5.5 metre, boyu ise 50 metreyi geçen çınar ağacı ile ilgili koruma kararı bulunuyor.Yaşı, tepe çapı, gövde çapı, boy uzunluğu gibi kriterlerle, kendi türünün standartlarının çok üzerinde olan ağaç, önemli tabiat varlıkları arasında yer alıyor.Doğaseverlerin ve Tut”a gelenlerin ilk uğrak yerlerinden de birisi olan çınar ağacı, geçmişten günümüze izler taşıyor.
Source: Gazetevatan.com