CHP’li Ömer Fethi Gürer, 65 kenti vuran zirai dona ilişkin konuştu: Özel planlama gerekli
Türkiye genelinde nisan ayında hava sıcaklığının sıfır derecenin altına düştüğü ve kar yağışının yaşandığı 65 ilde zirai dondan pek çok tarım ürünü etkilendi. Zirai donun vurduğu illeri ziyaret eden CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer son duruma ilişkin Cumhuriyet’e konuştu. Dalda çoğu ürünün kalmadığını belirten Gürer, “İnsan ölümü gerçekleşmeyen bir deprem yaşanmış” dedi. ‘TARSİM SINIRLI ÖLÇÜDE’ Ek kredi desteğiyle üreticinin üretimin içinde kalmasının sağlanması gerektiğine dikkat çekten Gürer, TARSİM (Tarım Sigortaları Havuzu) sınırlı ölçüde yapılmış. Yapılmamasının bir nedeni prim yüksekliği. Tarla bitkilerinde hasar tespiti yapılmamış. Kasım ayına kadar çiftçinin bekleyecek hali yok çünkü cepte para yok. Türkiye gelecek aylarda meyvede fiyat artışını yaşayabilir” diye konuştu. Geçen yıl Türkiye’de 28 milyon ton meyve yetiştiğini belirten Gürer, “Bu yıl 21 milyon tona düşeceği ifade ediliyor. 7 milyon ciddi bir kayıp. Esnaf ilaç-gübre satamıyor. Tarım işçisi, soğuk hava depoları meyve olmayınca boşta kalıyor. Bunların işsiz kalmaları söz konusu. İhracatçı sıkıntıda. Yurtdışı pazarı da kaybolursa Türkiye’nin satışlarında azalma olacak. Naranciye, elma, fındık, kayısı ihracatı yapıyoruz. İhracat gelirinde daralma olacak” ifadelerini kullandı. Çiftçinin borcunun 1 trilyonu aştığını ve hacizler gerçekleştiğini ifade eden Gürer, “300’e yakın traktör 6 bine yakın tarım alanı haczedilmiş. Borçların 3 yıl ötelenmesi faizin silinmesi ve ek kredi verilmesi için kanun teklifi verdik” dedi. Gürer sözlerine şöyle devam etti: ‘MECLİS KAPANMADAN…’ Zirai don komisyonunun raporunu da Meclis kapanmadan vermeye çalışıyoruz. Üretici hibe bekliyor, sosyal ve psikolojik destek de sağlanması gerekiyor. Bütünüyle bakıldığında don gerçekten bir afet. Bazı bölgelerin afet bölgesi ilan edilmesi gerekiyor. Dondan geçen süre içinde yapılan bir şey yok. Bahçesi olup da ürünü olan herkese destek sağlanmalı. İklim krizi devam edeceği için iktidar ciddi önlemler almalı. Ne yapılması gerektiği bilim insanlarıyla konuşulmalı.”
Source: Taylan Gülkanat