Çok turist out doğru turist in

Çok turist out doğru turist in

RESMİ verilere göre geçtiğimiz yıl 2 milyon turist sağlık kapsamında Türkiye’ye geldi. Buradan da yaklaşık 3 milyar dolarlık gelir elde edildi. Sağlık turizminde İstanbul ve Antalya ana pazar konumunda ama Ege kentleri de sahip oldukları potansiyelle, “Ben de varım” diyor. Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği (POYD) Bodrum Temsilcisi ve Bodrium Hotel & SPA Genel Müdürü Yiğit Girgin de Bodrum”da wellness & spa, medikal turizm, estetik cerrahi, ileri yaş turizmi, sağlıklı beslenme, ayurveda gibi farklı alanlarda hizmetler sunulabileceğini düşünüyor. Hafta sonu Bodrum’da hem Berna Kızılhan tarafından düzenlenen ‘Wiyanawanda Fest Yaza Merhaba’ etkinliğine katılmak hem de yeni sezonu değerlendirmek adına konuğu olduğumuz Yiğit Girgin’le sektördeki gelişmelerden sağlık turizmine birçok konuyu konuştuk.YENİ HEDEF SAĞLIK TURİZMİYiğit Girgin, turizmde sürdürülebilirlik için turist sayısının yanı sıra; turistlerin ekonomiye katkılarının da göz önünde bulundurulmasının önemine dikkat çekiyor, sezonun farklı turizm alternatifleriyle 12 aya yayılmasının sektör için gerekli olduğunun vurguluyor. Bodrum”un güçlü konaklama ve hizmet altyapısıyla birlikte sağlık turizmine yönelmesi gerektiğini söylüyor Girgin ve ekliyor:DİREKT UÇUŞLAR ARTMALI“Bodrum, turizmde 4 mevsim birden yaşamalı; farklı turizm alternatiflerine yönelmeli. Son dönemde başta İstanbul ve Antalya olmak üzere ülkemiz, sağlık turizmi alanında önemli bir atılım gerçekleştirdi. Bakanlık verilerine göre Türkiye 2024 yılında 2 milyon sağlık turisti ağırladı ve 3 milyar dolar gelir elde etti. Buradan sağlık turizminin katma değerinin ne kadar yüksek olduğunu görüyoruz. Bodrum”da artık “daha çok turist” değil, “daha doğru turist” kavramına yönelmemiz gerekiyor. Sürdürülebilir lüks anlayışı, doğayla barışık ama hizmetten ödün vermeyen bir deneyim sunmamızı sağlıyor. İklimi, doğası, otel ve hizmet kalitesi, havaalanına yakınlığıyla Bodrum”un da bu pastadan pay alması gerekiyor. Milas – Bodrum Havalimanında direkt uçuşların artırılması da bu açıdan bir gereklilik.KONU SADECE MEDİKAL DEĞİLYiğit Girgin, özellikle Bodrum”da wellness & spa, medikal turizm, estetik cerrahi, ileri yaş turizmi, sağlıklı beslenme ve ayurveda gibi farklı alanlarda hizmetler sunulabileceğini düşünüyor. Sağlık turizminin yalnızca medikal turizmle sınırlı olmadığına dikkat çekiyor. Haklı da… Girgin, “Termal turizm, sağlıklı yaşam, sporcu sağlığı ve engelli turizmi gibi geniş bir kapsama sahip ve bu alanlarda Türkiye’nin her bölgesi farklı avantajlar sunuyor. Bu anlamda oteller belli yatırımlarla mevcut hizmet altyapılarını güncelleyebilir. Böylece yılın 12 ayı kesintisiz hizmet üreterek sağlık turizminden de pay alabilir” diyor. YATIRIMLAR KENTİNKAREKTERİYLE DEÖRTÜŞMELİ YİĞİT Girgin, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı verilere göre Bodrum”un 2024’te 372 projeyle en fazla turizm yatırımı alan bölge olduğunu söylüyor. Bodrum”un 2024 yılında otel yatırımlarında zirveye oturduğunu ifade ediyor. Bu yatırımların da kentin karakteriyle örtüşen nitelikte olması gerektiği konusunda da uyarıyor. Bodrum”un binlerce yıllık tarihi, gastronomisi ve doğasıyla bir bütün olduğunu kaydeden Yiğit Girgin, şu ifadeleri kullanıyor:BİR BÜTÜN OLARAK BAKALIM“Yeni yatırımların da Ege kültürüne ve kent kimliğine uygun yapılması gerekiyor. Bodrum’un turizmdeki başarısını sürdürülebilir kılmak istiyorsak, otel yatırımlarının doğru konseptlerle, Bodrum’un doğasına ve kimliğine zarar vermeden gelişmesini sağlamak zorundayız. Tüm dünyayı etkileyen pandemi sonrasında Bodrum, sadece tatilcilerin değil, uzun süreli yaşamak isteyenlerin de gözdesi haline geldi. Bodrum artık yıl boyu yaşanılan ve yaz aylarında ise pik yapan kalabalık bir nüfusa sahip. Yılın 12 ayı yaşayan bir kentte turizm yatırımlarının da kalıcı yaşamı destekleyecek altyapıyla uyumlu olması gerekiyor. Bu konuda merkezi ve yerel yönetimlerin de kentin artan altyapı ihtiyacına uygun yatırımları planlaması ve uygulamaya koyması önemli. Artık trafik, su kaynaklarının kullanımı, enerji tüketimi ve altyapı gibi konular da yatırım artışıyla birlikte daha fazla önem kazandı. Turizmde sürdürülebilirlik bir bütün olarak değerlendirilmeli, kent altyapısı da buna göre modernize edilmeli.” BEŞ KİŞİNİN YAPTIĞI İŞİİKİ KİŞİ YAPABİLİR GEÇTİĞİMİZ yılın sektör açısından verimli bir yıl olduğunu hatırlatıyor Yiğit Girgin, 2025’te de Türkiye’nin yine talep göreceğini, fakat gelirlerde bir azalma yaşanabileceğini söylüyor. Turizmin 70″e yakın iş kolunu besleyen, her kademeden önemli istihdam ve katma değer sağlayan bir sektör olduğunu belirten Girgin, sözlerine şöyle devam ediyor: 2024 yılı Türkiye genelinde güçlü bir toparlanma yılı oldu. Özellikle Avrupa pazarından gelen talep artışı, Ege ve Akdeniz kıyılarında olumlu bir hareketlilik yarattı. Bodrum özelinde bakarsak, konaklama dolulukları ortalamanın üzerine çıktı; ancak bu talep bazı dönemlerde arzı da zorladı. Yüksek sezonda fiyatlar zaman zaman dengesizleşti ve bu durum misafir memnuniyetini etkiledi. Ekonomik faktörler iç pazarı şekillendirdi. Bu yıl da artan maliyetleri fiyatlara tam anlamıyla yansıtamıyoruz. Toplam karlılığımız da azaldı. Bu nedenle birçok otel maliyetlerini azaltmak için istihdamı düşürmek zorunda kalacak. 5 kişinin yaptığı işi 2 kişi yapmak zorunda kalabilir. Bu da hizmet kalitesini ve dolayısıyla turistlerin memnuniyetini de etkileyecek.” REKABET AVANTAJINI KRUMALIYIZ TÜRKİYE’nin turizm sektöründeki rekabet avantajını koruyabilmesi için yeni adımlar atılması gerektiğini söylüyor Yiğit Girgin… Artan enflasyon ve baskılanan döviz kuru nedeniyle turizm sektöründe önemli maliyet artışları yaşandığına dikkat çekiyor, turistlerin artık fiyat avantajı sağlayan rakip destinasyonları tercih etmeye başladığını savunuyor. Girgin, “Başta personel gideri olmak üzere tüm kalemlerde önemli maliyet artışları yaşandı. Yalnızca personel gideri toplam maliyetin yüzde 50″sini oluşturmaya başladı. Dolayısıyla bu artışlar yatırım ve tedarik tarafında her şeyin fiyatının çok artmasına neden oldu. Aslında tüm dünyada bu böyle. Amerika”nın politikaları nedeniyle dünyada ürün maliyetleri ve enflasyon artmaya devam edecek. Bir yandan da baskılanan döviz kurları nedeniyle biz bu artışları tam olarak fiyatlara yansıtamıyoruz. Ülkemizi tercih eden turistler yeme, içme, otel ve hizmet kalitemiz yüksek olmasına rağmen fiyatları pahalı bulmaya başladı. Yurtdışı medyasında da bu duruma dikkat çeken yayınlar yapılıyor. Ülkenin genel huzur ve refah düzeyi de turist tercihlerinde etkili oluyor. Dolayısıyla Türkiye yıllardır sahip olduğu fiyat – kalite avantajını yitirmeye başladı. Turistler artık uygun koşullar sunması nedeniyle Tayland, Bali ve Mısır gibi ülkeleri tercih ediyor. Bu durum sektörümüzün sürdürülebilirliği için bir tehdit oluşturuyor” diyor.

Source: Mete Tamer Omur